Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29AĞUSTOS2000 SAU
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gonıs@cumhuriyetcom.tr
Bir Başkan Seçiminin
Hüsnü A. GOKSEL
6
-^*-»- - ^ - istopatotoji' bır
I I
ll
P tenmıdır
M M 'Doku Bozuk-
r ™ " ^ luklan Bilimi'
I I anlamına gelır
JL. . ^ L . Canlılardadoku
ve hucre duzeyınde bozulma olup olma-
dığını, varsa ozellıklennı, nedenlennı
ırdeler, sağaltımı yonlendınr
Yenı btr cumhurbaşkanı seçımı ön-
cesınde, sırasında ve sonrasında olanlar,
olayJar, yapılanlar, demokrasımızın hıs-
topatolojısını ırdelemek ıçın tam dona-
nımlı bır laboratuvar oluşturdu Her la-
boratuvar ıncelemesı gıbı eleştın değıl,
gozlemlemedır bu yazı sadece (*)
Seçımın daha çok onceiennde o za-
mankı cumhurbaşkanının Çankaya'da
bır dönem daha, hem de yetkılen artmış
olarak kalmasırun planlandığı ızlenım-
len alınmaya başladı Başkanlık. yan-
başkanlık rejımJen ve cumburbaşkanı-
nın doğrudan halk tarafından seçılme-
sı onenlen gunderae geldı Cumhurbaş-
kanı seçımı eğık yuzeyıne (sathı maılı-
ne) gırnuş ızlenımı venyordu Her gûn,
amahergunvegûnlerce Eğerhalkta-
rafından doğrudan seçım sağlanabılsey-
dı bu gun Çankaya'da değışıklık olmaz-
dıbelkıde Bununolumlu, olumsuz ce-
şıtlı nedenlen, oğelen, etmenlen sayı-
labılır elbet
Bu plan gerçekleşrneyınce Başbakan
devreye gırdı Once bır genelleme ola-
rak 'beş artı beş' formulü ortaya atıldı
Koalısyon partılennın genel başkanla-
n gonullü, yan gonüllu, gonülsuz ola-
rak Başbakan'ın bu gınşımını destekle-
dıler, desteklergörunduler Anayasade-
ğışıkhğı hazırlandı Genel başkanlar,
mılletvekıllennden, 'özgür iradeJerini'
'cvet oyu' ıle belırteceklen uzenne ım-
zalar aldılar Imzalann toplamı Anaya-
sa değışıklığı ıçın gereklı sayıyı bul-
muştu Bu arada Başbakan, 'beş arü beş'
formülünûn belırlı bırkışı ıçın çıkanla-
cağuıı dolaylı olarak açıkladı, açıkla-
makta sakınca gormedı "Uikenin istik-
rara çok gereksınımı olduğu bir dönem-
deÇankaya'da değişfldikba-felaketola-
bffinfi" Anayasadegışıklığı kabul edıl-
mezse halkoyuna gıdılecektı Bu arada
bır Asya Turk Cumhurbaşkanı da ışe
kanştı, ustune çok vazıfe ımış gıbı, cum-
hurbaşkanının Ortadoğu ıçın, Turia cum-
hunyetler ıçın, Balkanlar ıçuı, Avrupa
banşı ıçın 'istikrar unsunT olduğunu
açıklayarak değışmemesı gerektjğını
buyurdu Cumhurbaşkanı'nın kendısı
de tavukla, çıçekle uğraşamayacagıru, ın-
sanı anasından doğduğuna pışman ede-
ceğını açıkladı
Fakat ne oldu
9
Sandıktan ımza sayı-
sı kadar evetoyuçıkrnadı Krtnısayınmıl-
letvekıllen ımzalanru yutmuşlar ya da
unutmuşlardı Başbakan sandığagıder-
ken oy pusulasını açıktan açığa teşhir'
ederek mılletvekıllennı bır kez daha
uyarmıştı oysa Sonuç belınnce halko-
yuna gıtmekten de dönüldü Hukumet
tasanyı gen aldı Başbakan yenık duş-
muştu, sınırlendı Olumsuz oy veren
mılletvekıllenru ıkı gun sonrayı goreme-
meklesuçladı Özgurıstenç ıkı gun son-
rayı göremıyorsa özgür ıstenç mı sayı-
hrdı'
Çankaya'nın boşalacağı kesınleşınce
yenı bır donem başladı Kım olsun de-
ğıl, kım olmasın sorunu ortaya atıldı ve
ılk onlem olarak ıktıdar partılen genel
başkanJannın aday olmamalan ortak
karar olarak açıklandı Bu karann do-
yurucu bır nedenı bılınmediğı ıçın bı-
Iınçaltında 'ben olaımyorsam o da <*•
masm' ego kıpırdanışı ıster ıstemez ak-
la geldı Oysa genel başkanJardan bın-
nın Çankaya'ya çıkmak ısteğı bılınıyor-
du O kadar kıpartısıbuna olup bıtügo-
zu ıle baktıgı ıçuı yenı genel başkan
adayı arama ve çekışmelen bıle su yü-
zune çıkmaya başlamıştı
Yasal sure ıçınde adaylar behrmeye ve
belırlenmeye başladı Muhalefet partı-
lennın adaylan kendı partılennın aday-
lan gıbı gorüntü venyorlardı tktıdar
cephesınde bu- bakanın partısınden ızın
almadan, hatta partı dısıpluııne karşın
adaylığını surdurmesı ıse bır mılletve-
kılının küturiû, sılleü, tokatlı tepkısıne
nedenoldu Mechs'mresmıkorumago-
revhlen ıdı bu saldırıdan nasıplennı
alanlar Sadece nasıplennı almakla kal-
madılar. 'darp nedeni Oe birer hafta işi-
ne gûcûne engeT raporu da aldılar Se-
çımın bu donemınde de en onemlı rol
Başbakan'da ıdı yıne tkı adayı olduğu-
nu büdırmış, adlannı vermemıştı Tep-
kılen onlemek ıçuı belkı de, yasal süre-
sının ancak son gunü bu adlan açıkla-
dı Öası de parlamento dışından ıdı aday-
lannın Parlamentoda cumhurbaşkanı
olma ozellığınde, nıtelığınde, yetene-
ğınde bîr mılletvekılı yoktu demek kı
Genel başkanlar, mılletvekdlennı ata-
yıp seçünrken bu olasılığı düşunme-
mışler ya da bu olasılığı da mı düşûn-
müşlerdı yoksa' Her neyse, Başbakan'ın
adaylanndan bın Anayasa Mahkemesı
Başkanı, oburu, mesleğınde ustun bırcer-
rahı profesoru ıdı Bırhukukçununcum-
hurbaşkanlığı yadırganmadı, cerrahı
profesörunûn adaylığı ıse bazı soru ışa-
retlennı de berabennde geünyordu Bı-
nncısı, Başbakan, adaylan açıklama-
dan once kendılen ıle konuşup duşun-
celennı ahııış mıydı acaba
9
Hayır, bu-
nagerekgörmemıştı Nıye soracaktı kı
9
Hayır mı dıyeceklerdı bu- de' Dıyebılır-
ler mıydı
0
Başbakan bır kez daha yanıl-
mışn Cerrahı profesoru yaah teşekkür
yanıtında, "partamenterdemokrasian-
layışmııı,cıımhurbaşkanuunpariaırıeo-
toiçmden seçUmesidoğrultusunda oldu-
ğu gerekçesi fle adaylığı kabul edemeye-
ce^ni" bıldınyordu.
Başka bu- soru, Başbakan'm bu cer-
rahı profesorünu neden aday gosterdı-
ğı ıdı Onu ne kadar tanıyordu
9
Her ne
kadar cumhurbaşkanlığı btr meslek de-
ğılse de sadece herhangı bır meslekte,
hele hele cerrahı gıbı bu- meslekte ba-
şanlı olmak, cumhurbaşkanı adayı ol-
mak ıçın yeterh olur muydu
9
O zaman
akla şoyle bu* olasılık geldı Bırkaç kez
hastaneye gelış gıdışınde unıversıtenın
rektorû olan bu cerrahı profesörunûn,
kendısıne gosterdığı saygı ve nezaket,
onun kolay yönlendınlebılecek bın ol-
duğu yanılgısını mı vermışn Başbakan'a
acaba
1
Buradan, Başbakan'm, yeten ka-
dar tanımadığı bınnı ona sorma gereğı
bıle gormeden aday gosterdığı, cum-
hurbaşkanı seçtırme ya da atama yetkı-
sını kendısınde gorebıldığı olasılığı ak-
la gelmıyor mu
9
Başbakan'm unrversıte profesörunûn
kendısı tarafindan gostenlen cumhurbaş-
kanı adaylığını hemen ve mınnet duy-
gulan ıle kabul edebıleceğı yamlgısı,
bana, altmış yıl öncekı sevgılı farmako-
lojı profesorumuz Aki Mubtar Ozden'ın
'Büim Bakımından Ahlak' kıtabının ılk
sayfasındakı şu tümce>ı anımsatn "Ger-
çek yurtsever, mesleğiııde ûstûn olan in-
sandır."
Cumhurbaşkanı seçımınden sonrakı
ıkı olay da mıkroskop altuıa getınlme-
ye değer Cumhurbaşkanlığına kendılı-
ğuıden aday olduğu ıçın Meclıs'te sılle
tokat dövuşlere odak olan Bakan, Baş-
bakan tarafindan azledüdı Buazıl, Cum-
hurbaşkanı nca hemen onaylandı Azü
bır yapnnmdır Yaptınm, bır suça kar-
şılık olur Hukuk devletınde kanunsuz
suç olmaz, olmamalıydı Bu bakanın
suçu, 'özgür iradesi fle cumhurbaşkanı
adayı' olması mıdır' Bundan Başba-
kan'a ne
1
Neyse Seçım sırasında sıl-
le-tokat ozgur düşûnce sergılenırken
acaba kımı mılletvekıllennın ellen ar-
ka ceplenne gıtn de Büyuk Mıllet Mec-
lısı tdare Armrlığı, Meclıs buıasına ta-
banca ıle gınlmemesını ncalayan bır
uyanyı bu nedenle mı yayımladı
9
Taban-
ca oldurucu sılahor Meclıs'e tabanca ıle
gelen mılletvekılı onu kulağmı kaşımak
ya da dışını kanşnrmak ıçuı taşımıyor
belınde herhalde 0 sayın mılletvekılı,
Mechs bınası ıçınde başka bır ınsanı, baş-
ka bır mılletvekıhm, gerek gorduğu za-
man vurup oldûrme hakkını kendınde
gorebılıyor demek kı
1
Öldürecek ve sa-
yın mıllerv ekılı sayın katıl mı olacak'
'Bir Başkan Seçimi'nı mıkroskop al-
tına koyunca demokrasımızın 'histopa-
toloji'sı ortaya çıkıyor
Pekı bu görunüme gore demokrasımız
'umutsuz vaka' mı°
Hayu, değıl elbet, hıç değıl Balkan-
lar'dan Pasıfik'e kadar Yunanıstan ve
Israıl ıle bırhkte, yerleşmış, kurumlaş-
rruş uzun ömürlu uç demokrasıden bı-
ndırbızun demokrasımız Islamdunya-
sı ıçınde ıse tek ArhkaveGûneyAme-
nka'yı da sayarsak onun değennı daha
ıyı anlanz Pekı bızım demokrasuruz
tüm kurum ve kurallan ıle neden yerle-
şemıyor
1
' Neden kök salıp yaşamımı-
zm aynhnaz parçası olamıyor
9
Çunku
demokrasıdoğayaaykındır Doğadade-
mokrası yoktur Yaşam, güçlunun hak-
kıdır doğada Hak, güçlü olanındır De-
mokrası ıse hak eşırlığıdır ve ınsanlık ta-
nhınde bu evnmuı, ınsanlık evnmmuı
halkalanndan buıdu Her evnm gıbı so-
nu olmayan bır sureçnr ınsanlık tanhın-
de Bır toplumda demokrasının lyıce
yerleşebıhîıesı ıçın zaman sılındınnın
ustünden geçmesı gerekır Bu* düğme-
ye basmakla, yant devnmle demokrası
olmaz Aynca her devnm, ıkız kardeşı
olan karşıdevnmle bırükte doğar Nıce
nıce gel-gıt'ler sonrasında kok sahp top-
lumun doğal yaşam bıçımı, toplum ya-
şamımn aynlmaz parçası olur demok-
rası Kışılen suçlamak bır çozum de-
ğıldır Çozüm, evnmı hızlandırmak, hız-
landırma yollannı arayıp bulmaktır Bu
gun Turkıye'de çağm ozellıklenm, ger-
çeklennı, catışmalannı gören, ozümle-
yen, değeriendıren namuslu, durüst genç
bu* kuşak yetışıyor Ufuksuzluğun ûl-
keye neler getınp neler götürdüğunu go-
re gore buyuduler onlar Erdemveonur
sozcuklennuı ıçı boş bırer kalıp olma-
dığını oğrendıler Yenı dünya duzenın-
de ülkenın geleceğı ıçın en büyük gu-
vence en büyük umut bu genç kuşak ış-
te Evnmm ıtıcı gucunü onlar oluştura-
cak kuşkusuz Mutlu yannlarda
(*) Bu vazı Cumhunvet 'ın 28 Mayıs
2000gunku savısında yayımlanacaktı
O gune kadar yenı bır cumhurbaşkanı
seçılmış Turkıve hıç olmazsa bu konu-
da duze çıkmışgörundüğu ıçın, güncel-
lığı kalmadığı duşuncesı ıle gen almış-
tım Yanılmışım Geçen günler, Turİa-
ye nın bu konuda da duze çıkmadığım
tamtladığı (ıspatladığı) ıçın yayımlan-
ması gereğım gordum
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
'Acriar ip
Olur!'
"Hayatgerçekle hayalarasında bıryotoÂik'bel-
kıde "
Gerçek saydığımız, yen geffr duş olur Duş bıl-
dığımız de en katı gerçek K*mı zaman acı, kımı za-
man mutluluk vencı Kım bulabılmış yaşamın ne
olduğunu, onu anlatacak sozcuğu?
Eren Güvener, şu yanm yuzyıllık basın yaşan-
tımda en sevdığım ınsanlardan bındır. Sevgı, ga-
np bır duygudur llle de her gun bırlıkte olmayı ge-
rektırmez Oylelen vardır, yılda bır kez karşılaşma-
nız ya da telefonda uç beş soz konuşmanız yeter-
lıdır bır dostluğu surtiurmeye
"Mıllıyefte geçen altı-yedı yıllık çalışma sure-
sınde tanıdığım bır dost Her zaman yakın, her
zaman anlayışlı Boylelenne herzaman rasöanmaz.
Yaşamı anlamlı kılan anlan vardır böyle bır ınsanı
karşınıza çıkaran Sevınçlenne ortak olursunuz,
acılannı dennden duyarsınız.
Eren, son yıllarda buyuk acılar yaşadı Ust uste
gelen, tarrfsız şeyler* önceyırmısındekı oğlunu bır
anlamsız trafik kazasında yıtırdı Bu acıya dayana-
mayan değerlı eşını de bır ıkj yıl sonra Acılara der-
vışçe katlanmasını bıldı Içıne attı acıyı Yaşam su-
rer hep, gorevler surer O da yaşadı, surdurdu
Bır çağn geldı Eren Guvener'ın kızı Zeynep'ın
duğun çağnsı' Yıllar hep geçer, çocuklar buyur,
kızlar kopar yuvadan Kaçınılmaz bır şey bu
1
Ben
de yaşadım herkes gıbı zamanı geldığınde Kızı-
mın, toaınumun evlenmelennı
Eren Guvener, kızına bakın naal seslenıyor
"Gerçekleşen hayallenmden bın sensın kızım
Sonra Onur'/a tamamlandı o guzel tablo O vesen
bır butunun aynlmaz parçalanydınız benım ıçın
Kardeşın ve annen aramızdan aynldıktan sonra o
parçalannyennı de sen doldurdun Herakşam eve
donüşunu beklemeyeceğım artık! Güzel yuzûnü
her gun göremeyeceğım Bütûn bunlara alışmak
çok zor benım ıçın, ama senın mutlu olacağını hep
bıleceğım "
Ingılız yazan Katherine Mansfield'ın bır oyku-
sunde Incıl'den bır soz geçer "Acı dennleşecek
sevınç olacak." Mansfiekd bunu şoyte yorumlar "Ya-
şam bırsır Korkunç acı sılınecek Acımı bırşeye
koymaltyim Değıştırmelıyım o acıyı Acı, değışe-
cek sevınç olacak Acı çekmek, daha dennden sev-
mek, yaşamdan ayn değıl, onun bırparçası oldu-
ğunu duymak."
Eren'ın arkadaşlan da evlılık konusunda bırşey-
lersoylemışler IşteHasanPulur'undedıklen "Ev-
lılık uzun ınce bıryolun başıdır Sadece uzun de-
ğıl engebelıdır de Kım derse kı, bu yol dumduz-
dür, ınanmayın. Dumduzyol sıkıcıdır, dumduzyol-
da vakıt geçmez." Melih Aşık da "Mutluluğun
kuralı yoktur O yüzden evlılığı sağlıkla yurütmek
bır becen, hatta sanattır" demış Duygu Asena
ıçın evlılık "Bambaşka bıryaşam Bencıllığeyerol-
mayan "
Acılardan sevınce! Yok olmaz o şeyler, ama ye-
nnı başka şeyler aJır* Bır roldur hepımızın oynadı-
ğı' Kımı zaman ustaca, ıçtenlıkle, kımı zaman bı-
ze ezberietlen bır kuralmış gıbı Eren Guvener dos-
tumu kutlar, Hakan'la, Zeynep'e mutlu bır yaşam
dılerken Eren'ın kızına verdığı bır oğudu de okur-
lanma sunmak ıstıyorum Bu oğut herkese, hepı-
mıze, ozellıkle de yaşam yolunun başındakı genç-
lere
"Ne olursa olsun kendı rolünun hakkını ver
Oyun zohaştığtnda aynaya bırbak Ben kımım, ne-
redeyım, ne yapıyorum, ne ıstıyorum, dıye bır
sor. "
Vademecum ya da Sanatla Yürü
. Dr. Ofcay K I R I Ş O Ğ L U Musta/a Kemal Um Guzel Sanatlar Fak.
Vademecum, Latınce bu sözcük, anlamı "be-
niırüegif
U
luslararası Sanat Yoluyla Eğıtun Ku-
nmu-nnn<InSEA) 17-21 Haztranta-
nhlen arasında Polonya'da duzen-
ledığı kongrenın Poznan'dakı bölü-
münun teması, bu Latınce sözcuğün
ıçerdığı anlamdı Sanatın bılgılendıren, anndı-
ran, yenıleyen ve meydan okuyan değerlen ıle
eşleşen bu anlam, yaşam boyu sanatla bırlıkte ol-
manın da gerekçesıydı Polonyabukongredehem
sanat eğıtuncılenru ve sanat büımcılennı bır ara-
ya getırdı, hem bır ulkenın sanata ve sanat eğıtı-
mıne ne denh önem verdığını bızlere gösterdı
Kongre, Varşova'da Kralıyet Şatosu'nda (Ro-
yal Castle), Poznan'da Zamek Şatosu'nda (Za-
mek Castle) yapıldı Her ıkı yapı da ülkenın ta-
nhsel, kultürel değerlennın konınduğu en ıyı ör-
neklerdı
Zamek Şatosu, bugûn %"oculdar-t«Gençkrlçin
Uhısal SanatMerkea"'olarak kullanjlmakta Mer-
kez 1984'te Kültür ve Sanat Bakanlığı tarafindan
kurulmuş Düzenlı olarak bının üzennde çocuğu
ve gencı sanatın çeşıtü dallanyla kaynaştıran mer-
kezde 21 sanat kulubü var Her kulübun etkınlık-
len ıçın bırden fazla yer aynlmış Sergı, konser
ve tıyatro salonlan, gorsel sanat ışlıklen, model
uçak ve gemı yapımı odalan, fihn ve anımasyon
odalan, kısa dalga radyo ıstasyonlan gıbı pek
çok alan yanında, merkez ulusal ve uluslararası
sanatsal etkınlığe olanak verecek şekılde düzen-
lenmiş
Merkezın amacı. tanınm krtapcığuıda şöyle be-
lırtılıyor "Çocuklanvegençleri sanatayaklaştır-
mak, sanatta yenı gefişmeleri desteklemek, sanat
egitiminde yeni yöntemler gefiştirmek,yaygmlaş-
tamak, bualandakiaraştmnalandestddemek,sa-
nat eğitinıi fle flgifi kurumlararası, uluslararası
bflgi değtşimini sağlamak."
Zamek Kultür Merkezı'nde her şey çocuklann
ve gençlenn sanat eğıtımı ıçındı "Sanat yoiuyia
eğitim knrumu"nun temel amacına uygun olarak
Polonyah eğıtımcıler de sanat eğıtunının, eğıtımın
temeü olduğu gorüşundeydıler "Toplumlarınyal-
mz Uım ya da \-alniz teknoloji ik değil, ancakiçin-
de sanatın da yer aldığı dengeb buüktehlde ilerle-
yecekknne'' ınanıyorlardı
Polonya'da görduklenmı kendı iilkemdekıler-
le karşılaştırdım Bu karşıiaştırmada üzülmek,
acınmak (hayıflanmak), sevuımek gıbı duygula-
n bır arada yaşadım
Ülkemle olumlu benzerhkler yakaladığunda
sevmdım Olumsuz benzerlıkler kımılen ıçın
avuntu nedenı olsa da benım ıçın değıldı
Üzüntümr
Polonya'da sanat ve sanat eğıtımı adı-
na görduklenrrun nıçın bızde de yapılamadığı dü-
şüncesınden kaynaklanıyordu
Acınmam, ulkemde her olanak varken böylesı
güzellıklenn yaşanmadığınm bılınmesındendı
Ancak, acmmamın daha onemb nedenı Zamek Kül-
tür Merkezı'nın, geçmışte kurup sonra amacın-
dan uzaklaştırarak yok ettığımız Halk Evlenmı-
zi anımsatmasıydı Bu sanat ve kultür evlenmızı
çağdaşlaşürarak yaşatmış olsaydıkkultürel anlam-
da bugun daha farklı bır yerde olurduk Polonya'da
yaşadığım bu olumsuz duygulan, belkı otumlu-
ya çevınnm umuduyla buradan ılgılılere seslen-
mek ıstıyorum Sayın Kultür Bakanı, çocuklan-
mıza ve gençlenmıze sanat eğınmı verecek kül-
tür merkezlen kurmak bu kadar zor mu
9
Hemen
her kentımızde bulunan tanhsel yapılardan bın bu
amaçla kullanılamaz mı
9
Halk Evlen ruhu bura-
larda yenıden yaşatılamaz mı
9
Sayın Mıllı Eğıtun Bakanı, okullannuzdakı sa-
nat derslen bugunku kısırdurumdan kurtanhp ıçe-
nklenyle bırlıkte yenıden duzenlenemez mı
9
Her
ılımıze bu- sanat lısesı açarken o lıselen ve daha
yükseklennı besleyecek yetenekler bu bu* saatlık
ders ıçuıde tanınabılır mı
9
Göstermehk sanat ders-
len ıle kultürel geleceğımızı baştan engellemıyor
muyuz
9
Çocuklaıınuzın ve gençlenmızm, düş
gücu yüksek yaratıcı, eleştırel düşunen bıreyler
olmasını ıstıyorsanız, elınde yetkı olan sızler, on-
lann sanatla bırlıkte yürümelenne olanak hazır-
layamaz mısınız
9
Ulusal Onur ve Yabancı Dille Eğitim
TURKKALPVAKFI
Muayene ve kontrol ıcın
19 Mayıs Cd No 8 Şışlı/İSTANBUL Tel (0 212)21207 07 (pbx)
Faks (0212)2126835
MüneVVer O G A N Yozın Öğretmenı
M
ılh Eğıtun Bakanlığı (MEB) Talım ve
Teıbıye Kıırulu 30 Mart 2000 tanh ve
32 sayılı karan ıle okulöncesı eğıtun
kurumlan, 5-6 yaş gruplan, ılköğretım
okullannın 1,2 ve 3 sınıfoğrencılennın yabancı dıl
etkınlıklen ıle ılköğretım okullannın 6, 7 ve 8 sı-
nıf fen derslen ve laboratuvar çalışmalannın yaban-
adildestekli\-ap4İııuakarannjalmıştır(l) Bu ka-
rar, Atatürk'un çok onem vererek yücelttığı ulusal
onurumuzu ayaklar altına almıştır Bu karann altın-
da ımzası olan MEB Tahm ve Terbıye Kurulu üye-
len ıle karan onaylayarak yürurluğe sokan Mıllı Eğı-
tun Bakanı ve öbûr sıyasal yönetıcılenn, Atatürk'un
Türk gençlığıne kalıtı (mırası) olarak değerlendıre-
bıleceğunız tümcelennde, gunun bınnde ışbaşında
bulunacaklar ıçın kullandığı "ayinazhk(gaOet), sap-
kmkk (dablet)ya da haymUc(hıyanet)" tanımlama-
lanndan hangısının kapsamında değerlendınlmesı ge-
reküğını tanhın yargılamasına bırakıyorum
Bu karan tanhsel süreç ıçınde değerlendırebıl-
mek ıçın çok eskılere gıtmeye gerek olmadığı kanı-
sındaynn. Koskoca Osmanlı lmparatorluğu'nuneko-
nomık ve sıyasal gen kalmışhğının yanı sıra Duve-
lı Muazzama'ya venlen ekınsel (kultürel) odunler-
le batışını yaşayarak gören Kemalıstler, ulusal ba-
ğunsızlığımızı ekınsel ve eğıtsel bır temelde oluş-
turmak üzere büyuk atılımlar gerçekleştırmıştır
Genç Türkıye Cumhunyetı Turk dılııun gelışmesı
ve yabancı dıllenn boyunduruğundan kurtanlması
ıçuı tasarlayıp uyguladığı atılımlarla bırlıkte Türk-
çe eğıtımın gehştınlmesı ıçın de Turk Eğıtun Cemı-
yetı'nı (TED) kunnuştur Cumhunyetın bu yüce
erek doğrultusunda kurduğu Turk Eğıtun Cemıye-
tı'nın özel okulu TED, Yenışehır Lısesı'nın, Ata-
türk'un ölümönden sonra Ingılızce eğıöm veren bır
koleje dönüştürülnıesı ıse o dönemın nıtelemesıyle
somurgecılığın (emperyalızm) sınsı yayümacı kul-
turpoiıtıkalaruunbıruzantısıydı Bu donüsumü sağ-
lamak ıçın canla başla çalışan TED Kolejı'nın Ingı-
lızce öğretmenı Mr Brotvning'e Ingıltere Kralıçesı
tarafindan lıyakat nışanı verümesı, uzennde uzun uza-
dıya duşunulmesı gereken bır durumdur
Son ellı yıllık eğıtun tanhımızde.Mr Brownıng'ın
başansına taş çıkartacak bırçok karar vardır Yaban-
cı dılle (doğal olarak Amenkanca) eğıtun yapan ılk
ünıversıtemızuı (ODTÜ) kuruluşu, Anadolu lısele-
n, sûçet lıseler, yabancı dılle eğıtun yapan unrver-
sıtelenn yaygınlaştınlması derken şundı de -yaban-
a d*flletğtâsn
1
konusunda ana sınıflanna yönelınmış-
tır Amaç, eskı adı ıle somurgecılığın, yenı adıyla
Yenı DunyaDuzenı'nındılı olan Amenkancayla du-
şundügunu sanan, ama aslında duşunemeyen, ana-
dılıne yabancılaşmış yenı bır Tanzımat aydını kuşa-
ğı (neslı) yaratmaktır
Bır ulusu konuştuğu dılden uzaklaştırarak çökert-
me yöntemı, somurgecılığın son ellı yılda bulduğu
bır yöntem değıldır Insanlık tanhı boyunca sıyasal
ve ekonomık olarak güçlü uluslann, kultürel olarak
güçlu ama ekonomık olarak zayıfuluslan boyundu-
ruk altına almak ıçınkullandıklan buyöntemle Tûrk-
çenın ılk tanışıklığı, nerede*, se konuşulmaya başlan-
dığı ılk tanhlenledır Dılımız, tanh boyunca, Islamı-
yet öncesı Orta Asya'da Çıncenın baskısından tutun
da dönemsel olarak Farsça ve Arapçamn baskılan
alönda variığını sürdurmüstur OnıkınayuzyıldaKa-
nunanoğiu Mehmet Bey m "Bugmıden sonra di-
vanda, dergâhta, mecbste, meydanda Törkçeden
başka dfl kaDanıtaıayacaldır'' sözlen, Kı^garhMab-
mut un 1072'de anadılımız ıçın gosterdığı çabalar;
ABŞirNevaı'nın Muhakemet-ül Lugateyn'nınde (tkı
Dılın Karşılaştınlması) Türk dılının yücehğını, üs-
tünlüğünü ve güzellığını anlatması hep bu baskıya
karşı başkaldınlar olarak değerlendınknektedır
Tum bu yaşanmışlıklar sonrasında, sıyasal sö-
müıgecılığe karşı buyuk bır yengının adı olan Tür-
kıye Cumhunyetı, kultürel ve eğıömse] olarak da bır
yengı başanlmadıkça kazanılan sıyasal başanlann
erya da geç yıtınleceğı öngörusüyle bu alanlarda da
büyük atılımlara gınşmıştîr Böylece Kemalıst Tur-
kıye Cumhunyetı, koskoca bır cıhan ımparatoTİuğu-
nu, düşüruldügu gulunç durumdan öykünmecı (tak-
lıtçı) bıryapılanma ıle kurtarma sevdalısı Tanamat
aydını guldürusune de son vermışnr Cumhunyetı-
mızın ılk Mıllı Eğıtun Bakanı, mıllı eğıtunımızın te-
mel düzenlemesınde ılk arayışlann sımgesı olan
L Safa Öder'ın (1922-1924) yabancı dılle eğitim
konusundakı goruşlen tkıncı Tanzımat dönemı ola-
rak nıtelendınlecek günumuzu de tanımlamaktadu*
(2) 1 SafaÖzler, mülkâmâzdeki ecnebi mektepkr
konusonda, "Memkketimizdeki ecnebi müessesek-
rekar^mazi\ikat'iyyeouj]utnHi$uzdoı-.Bdtündün-
y»ca kabiH inkâr değildir Id, bu mnessesat fbooOtyt
kadarmemleketimizdemaatteessöf samimibirmak-
satla çalışmimışlardır. Memkketi ihtilak sevkeden,
muhtetif yerierde şûnş ve isyan çıkaran onsurtann
çoğımubunK^deplerinyetistinliğiinsaııİJU-te^et-
mektedir ve denflebüir ki bu mnessesat en çok bu-
nuniauğraşmışveTaı«>«Dev1etiıitahı^etınekiçin
hir gfın mpmidıwl«ı gpri k»hn»nn^ır
?
' Awr>ı<jtır Bu
kurumlanngeçmışlennın bukadarkötü olmasına kar-
şın Turkıye'nın her şeyı unutmaya hazır olduğunu
bıldıren Bakan, »abancı okullara karşı Türkrye'nin
tutumu konusunda ıse şoyle demektedır "Bütûn
dümiya ve bflbassa bu müessesatla alâkadar oiao-
kra kat'i sûrede bıldırmek ıstıyonız kı arûk esld
oyunlaruı tekrar edilme-a imkânsızdır. Onım için
memkketımizde yaşanuk isteyen her ecnebi tnües-
sesea kanunlanmıza ve mektepter hakkında ko>-
mnşaMugnnnızv-e ko\acağuruz esasâta harfîyen ri-
«yet edeceklerdir. Bu esasâta navet ediBp edûmedi-
ğim dâimi sûrette tefhş ve murakabe etmek en bü-
yük hakkmuz ve bır dakıka olsun gozden kaçırma-
yMağnnKbresastef Bakan mektepJerdeTürkçedo*-
a konusunda da bır genelge yayımlayarak Turkçe-
den başka dılde öğretım yapan özel okullarda Türk-
çe, Tü tanh ve coğrafyası derslennın Turk oğret-
menler tarafindan okutulacağını ve bu derslere ye-
ten kadar ders saaö aynlacağını bıldırmıştır Mılh
EğıtımımLzı bu gorüşler doğrultusunda yapılandır-
manın ılk adımlan atıürken hükümet de Lozan ba-
nş görüşmelennde bu hususu savunma karan alır
Çocuklann ve gençlenn eğıtımınde, yanı Türkı-
ye'nın geleceğı konusunda karar alanlann hem sı-
yasal, tanhsel hem de eğıtımsel tanhını ıyı bılmele-
n gerekmektedır Lozan'da bütun dünyaya kabul et-
tırdığımız bu kararlar yenı Sevrcıler yuzünden goz
ardı edılmektedn- Bu karann yaratacağı sorunlann
eğıtbılunsel (pedagojık) açıdan açacağı zararlar da
unutulmamalıdır Anadffi Eğrttamdınleme, konuşma,
okuma ve yazma becenlennın bıreye kazandınlma
surecı olarak tanımlanmaktadır Yabancı dil t-gitınıi
ıse, öğrencılere akademık, toplumsal v e meslekle ıl-
gılı gelışmelenne katkıda bulunmak amacıyla öğre-
tılen dıldır Dılbılımcılerve eğıtımbılımcıleregöre
"Kûcükysştaki çocuklann dfl örgüsu oloşınaz. Ana-
dün döşönce kahplan otuşmadan yabancı dilin ka-
bpbun oJujursa. çocuklann dfl doyariıhğmda çöZleş-
me ohır." (3) Pekı, yabancı dıl ögrenılrnesıne karşı
mı olmalıyız
9
Kuşkusuz hayır' "Yabancı dil öğren-
mewe-«,y«banadflkegıtinKhayTr"demeliYiz. "Va-
bana dü öğrenmenın ~ten \abana dil dersleridir ve
yabana di öğrenmenınamacıhıçbırzamanoou ana-
dffi yerine kulanmak olamaz. (_) Yabancı dflk öğ-
retinwfchiçbirkonumceöğretüeıncdiğiga>i,y-abaD-
a dil de gereğmce öğretilememektetSr." (4)
Sorumluluk duyan aydınlann, bılım adamlannın
yabancı dılle oğretımden vazgeçılmesı ıçın uğraş
vermelen gormezden gelınerek MEB Talım ve Ter-
bıye Kurulu'nun kavramlar yetennce ıncelenme-
den, bılımsel venler değerlendınlmeden \ e ulusal ba-
ğımsızlığın anlamı uzennde düşunulmeden alınmış
bu karan değıştınlmelıdır Unutulmamalıdır kı, ın-
sanlık tanhı, bır ulusu sınsıce çokertme savaşımın-
da büyuk başanlara nnza atmış nıce Mr BrovvTung-
lerle doludur
(1) Tebhgler Dergısı 25 Nısan 2000 sayı 11
(2) UNESCO Tûrhye Mıllı Komısvonu Cumhunvet
Dönemı Eğınmcılen Ankara 1987
(3) Özdemır Emm Yabancı Dılle Eğitim Içın Ne De
dıler
7
abece dergısı Aguslos 2000
(4) Köksal Aydın Prof Dr Yabancı Dılle Eğıtun Ya-
mlgısı abece dergısı Ağustos 2000
PENCERE
2000YMaYfeşiÇMl?..
Televızyon yayınlan toplumun ılığıne kemığıne
ışJemış durumda'. Çoğu evın tek eğlencesı tele-
vızyon!.. Dağ başındakı kondunun damında ça-
nak anten var. Gokdelenlerle aparkondular tele-
vızyonun ekranı karşısında eşrtleşıyoriar; ortak-
laşa ızledıklen programlar arasında fark yok...
Ne kese, ne kasa..
Ne yaş, ne baş
Ayran budalası gıbıyız, ekranlarm başında, uçuk
dunyamızın ruya borsasında, neyimız var neyımız
yoksa paylaşıyoruz.
Neyı paylaşıyoruz?..
•
Robocop'la Termınator'den başlayan 'Kûre-
selleşme'n\n Amenkan kaynaklı uretımlen, yuz-
de yetmışı otuz yaşın altındakı Türkıye nufusu-
nun gozlen onune senlıyor, dış kokenlı yayınlara
dıyecek yok! Ancak bızım televızyonlann en
gozde sınema yayınlan donüp dolaşıp nereye
dayanıyor?.
YeşUçam'aL
1950'lenn, 60'lann, 70'lenn Yeşılçamfilmlen,te-
levızyon yayınlannda başı çekıyor; Kemal Sunal
bınncılığı kımseye bırakmıyor; Tank Akan, Ka-
dir Inanır, Cüneyt Arkın, Muzaffer Tema, Sad-
ri Alışık, Ayhan Işık, Türkan Şoray, Filiz Akın,
Fatma Girik, Emel Sayın, vb yıldızlanmızın go-
runtulerı, beyaz camdan eksılmıyor, gunun han-
gı saatınde olursa olsun, TV'yı açtıgınız zaman,
en aşağı otuz yıl oncesınm sıneması karşınıza çı-
kıyor.
Televızyon yayınlannda reytıngı her şeyin us-
tunde tırtan pazartama yuzde 100 ağır basttğına
göre bu olgunun anlamı nedır?.
•
Otuz kırk yıl oncesınm sıneması, Con Ahmet'ın
devr-ı daım makınesınde oynatılan filmlenyte ne-
den toplumu bu kadar sanyor"?
Kureselleşme bızı de canevımızden yakaladı;
Yenı Dunya Duzenı'mn en geçerlı olçusu para, p«-
yasa, borsa, maddı çıkaıiar; değıl mı? Pıyasaca-
navan eskı ahlak olçulennın ırzına geçmış, ınsan-
lan avucunun ıçıne almış, etık metık hak getıre'..
Gençler acımasız guncel kurallann hayat mamat
pazannda yaşamaya çabalıyortar
Yeşılçam'ın geçmışın soluk yapraklannı bugu-
ne taşıyan değer yargıları, gunumuz toplumuna
ters duşmuyor mu? Yoksa bu ışte bır yanılgı mı
var
9
Türkıye 2OOO'lı yıllarda, yanm yüzyıl önce-
sıran oziemını yaşayan nostaljı toplumu mu?..
Olamaz!..
•
Çunku nostaljıyle kendısıni avutacak ınsanlar
tetevızyonlarda reytıng yaratacak kadar kalaba-
lık değıller çoğu otekı dunyaya goçtu, yaşlı ku-
şak bugunku nufus yelpazesınde devede kulak!..
Yeşılçam sınemasını 2000 yılında televızyonda
ızteyenler gençler.
Hem de bıkmadan, usanmadan, gece günduz,
bır daha, bır daha, bır daha, eskı Turkıye'nın ta-
nhe gomulmuş sınemasının tadına vararak, kah-
kahalarla, gozyaşlanyla, ıçgeçırerek, soluk solu-,
ğa seyreden gençler...
Nedır bunun gızemı^ Vaktıyle "devlet sansû-
nı "nden geçmış fılmlerdekı 'aşk, namus, roman-
tzm, erdem' uzenne trtızhk mı bugunku toplu-
mu etkıleyen?
ANTAl^A 4. İÇRA VE tFLAS
MÜDİJRLÜĞÜ'NDEN
GAYRİMENKULÜN AÇK AKriTRMA
İLANI
Sayı 1999 858
Satümasına karar verilen gayrimenknlün cinsi, kıymeti,
adedı,e\nfi:
Tapu Kaydı: Antaha, Merkez, Odabaşı Köyü, 365 Paıselde
kayıtlı 47200 M2 mıktaıiı taıianın tamamı olup, bır borcundan
dolayı açık arttırma ıle satılacaktır Yeri ve Mevkü: Taşınmaz,
Odabaşı köyunde Antalya-Burdur devlet yoluna 2 Km mesafede,
ulaşınu ozel araçlarla sağlannıaktadır 365 parselın 858, 859,
474,396,475,364 yol ve Köroğlu sanııcı ıle çevnlıdtr İmar D«-
nuaa: Parselın, Antalya Kepez Beledıyesı'qnın ımar mudürlü-
ğünün 03 04 2000 tanh ve 519 No'lu nnar çapına göre, İmar uy-
gulamasınm tescıl aşamasında olduğu ve ımar paftasında parse-
lın 3 adaya bolunmuş olduğu belırtılmıştır (Fazla bılgı dosyasın-
dadır) H»l^«7ir Durama: 365 nolu Parsel tarla cınsınde olup,
halen boş ve tarla olarak kullanılmaktadıx lçensınde bymet tak-
dın sırasında hububat ekılmış olduğu, toprak orta denn kıllı, tın-
b kımnzı kahverengı Akdenız topraklan vasfindadır Parsel kars-
ük yapıdakı traverten arazı üzenndedır Kuru tanm >apılabıhr.
Elektnk ve suyu yoktur % 1-2 meyülı duz ve taban araa nıtelı-
ğtndedır Hububat venlen dekara 350 kg olarak tahmın edılmek-
tedır
Kıymeti: Parselın tamamı 47200 m2 mıktannda olup
4* 144 000 000 TL mubammen bedei üzennden açık arttırma ıle
satılacakür
1. tkalesi: 17 10 2000 Salı günü. Saat 14 30-14 45 arasmda.
2. tbaleri: 27 10 2000 Cuma günû, Saat 14 30-14 45 arasın-
da, Antalya 4 lcra Müdûrlüğü nde yapılacaktır
Satış Şartlan: 1- Satış 17 10 2000 Salı günü yukanda yazılı
saatlerde Ajıtalya 4 lcra Müdurlüğu'nde açık artürma sureüyle
yapılacaktır Bu arttırmada tahmın edılen kı-Y-metın yüzde 75'ını
ve rüçhanJı alacaklar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraf-
lannı geçmek şartı ıle ıhale olunur Böyle bır bedelle alıcı çık-
mazsa en çok arttıranın taahhüdü bakı kaJmak şartıyla
2710 2000 Cuma günü vukanda yazılı saatler arasmda ıkıjıcı art-
Urmaya çıkanlacaktır Bu arttırmada tahmın edılen degenn yüz-
de 40'mı, rûçhanlı alacaklann alacağmı ve satış masraflarmı geç-
mesı sarüyla en çok arttırana ıhale olunur
2- Arttınnaya ıştırak edeceklenn tahmın edılen kıymetm yüz-
de 20'sı nıspetinde pey akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bır ban-
kanm temınat mektubunu vermelen lazımdır Satış peşm para ıle-
dır Alıcı ıstedığınde 20 günü geçmemek üzere mehıl venlebılır
Resmı ıhale pulu, satış bedelı uzennden yüzde 17 kataıa değer
vergısı, alıcı tapu harç ve masraflan (eğıtune katkı payı ve ıpotek
fek harçlan dahıl) alıcıya aıttır Bınkmış vergıler. saûcı tapu har-
cı, dellalıye resmı satış bedelmden ödenır
3- Ipotek sahıbı alacaklılaıia dığer ılgılılenn (ılgılıler tabınne
ırtıfak hakkı sahıplen dahıldu) bu gayrımenkul ûzenndekı hak-
larmı hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddıalanm dayanağı bel-
geler ıle 15 gün ıçınde daıremıze bıldırmelen lazımdır Aksı tak-
dırde haklan tapu sıcılı ıle sabıt olmadıkça paylaşmadan hanç bı-
rakılacakJardiT
4- Saüş bedelı hemen veya venlen mühlet ıçınde ödenmezse
tlK'nın 133 maddesı gereğmce ıhale feshedılu ıkı ıhale arasın-
dakı farktan ve yüzde 70 temerrüt faızmden alıcı ve kefıllen me-
sul tutulacak ve hıçbır hükme hacet kalmadan kendılennden tah-
sıl edılecekör
5- Şartname ılan tanhınden ıtıbaren herkesm gorebılmesı ıçm
danrede açık olup masrafı venldığı takdırde ısteyen alıcıya bır ör-
neğı göndenlebılır
6- Satışa ışnrak edenlenn şartnameyı görmüş ve mündereca-
tını kabul etmış sayılacakları, başkaca bılgı almak ısteyenlenn
yukanda yazılı dosya numarası ıle mudurluğumuze başvurmala-
n ılan olunur 17O8 20O0Not Işbu gazetede yayımlanan gayn-
menkul satış ılanı alacaklı ve borçlu ıle tum ılgılılere teblıgai ye-
nnekaımdır Basm 47645