25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2000 PAZARTESİ HABERLER IMPden taümat bekfiyorlar' • YOZGAT (AA) - Fazilet Partısi (FP) Genel Başkanı Recai Kutan, Yozgat'ın Umutlu Beldesi'nde hükümeti eleştirdi. Hükümetin yanlış ekonomik poiıtıkası yüzünden saman fiyatlannm buğday fıyatını sojladığını ileri süren Kutan, "Hükümet daha pancar taban fiyatını bile açıklayamadı. IMF'nin tahmatııu bekliyorlar" dedi. Kutan, yüzde 25 olarak açıklanan enflasyon hedefinın hayali olduğunu söyledi. Gümrüklerin otomasyonu 2001de • VAN(AA)-Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, Van'ın Saray ilçesi yakınlarındaki Kapıköy Gümrük Müdürlüğü'nde incelemelerde bulundu. Keçeciler, Türkiye'deki tûm gümıüklerin otomasyon sisteminin 2001 yılında tamamlanacağını beürterek "Türkiye gümrükleri, dünya gümrüklenne göre geri kalmıştır" dedi. Bahçeii: Dikkatfi oftnabyız • AKSARAY(AA)- Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçelı, "Devletimizin içine yıkıcı ve bölücü unsurlann yerleşmemesi ıçin dikkatli olmamız lazım" dedi. Aksaray'da temaslarda bulunan Bahçeii, "Suç işlemeyen, bölücü ve yıkıcı faaliyetlere kanşmayan hiç kimsenin, yapılan düzenlemelerden rahatsız olmasına gerek yok" dedi. Dışişleri'nde atamalar • ANKARA(AA)- Dışişleri Bakanhğı'nın bazı büyükelçiliklerde görev değişikliklerine ilişkin karan, Resmi Gazete'de yayımlandı. Karara göre, Berlin (Almanya) Büyükelçisi Tugay Uluçevik ve Varşova (Polonya) Büyükelçisi Ateş BaÛcan merkez göreve atanırlarken Uluçevik'in yerine Oslo (Norveç) Büyükelçisi Osman Taney Korutürk, Balkan'ın yerine Büyükelçi, Genel Müdür Candan Azer getirildi. Büyükelçi ve Teftiş Kurulu Başkanı Berhan Ekinci ise Oslo Büyükelçisi oldu. Bratislava (Slovakya) Büyükelçisi Nurettin Nurkan merkeze dönerken yerine Genel Müdür Yardımcısı, Elçi Inci Tümay atandı. Rio De Janeiro (Brezilya) Büyükelçisi Doğan Alpan da merkez göreve atandı ve bu göreve Büyükelçi, Genel Müdür Sevinç Dalyanoğlu getirildi. Orman yangmlari • ANKARA(AA)- Yurdun çeşitli yerlerinde önceki gün çıkan 14 orman yangınında yaklaşık 17 hektar alan zarar gördü. Yangın Harekât Merkezi'nın raporuna göre, önceki gün tstanbul, Mersin, Zonguldak, Antalya, Muğla, Ankara, Eskişehir, Amasya, Sinop ve Izmir'de 14 orman yangını çıkü. Yangınların tamamı kontrol altma alındı. Böylece yılbaşından bu yana çıkan orman yangmı sayısı bin 388'e, yanan alan miktan ise 21 bin 411 hektara ulaştı. ABD'li istihbarat merkezlerinden Stratfor'un KHK değerlendirmesi 'Sezer güçlü konumda'ANKARA (Camhuriyet Bürosu) - ABD'nın savunma çevrelerine yakınlığı ile bili- nen hükümet dışı istihbarat merkezlerinden "Stratfor", Türkiye'de yaşanan KHK bu- nalımı üzerine yayımladığı analizde, "Cumhurbaşkanı Sezer,flkraundu karanmış gö- rünüyor. Ancak Sezer'in zafe- ri, ordu ile shil liderlik arasm- da yeni bir çaöşma dönemi başlatacakûr" görüşüne yer verdı. Stratfor'un analizinde, Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- detSezer'in "hükümetin Kürt ve tslam yanhsı memurlan iş- • Stratfor, analizinde, "Cumhurbaşkanı Sezer, ilk raundu kazanmış görünüyor. Ancak Sezer'in zaferi, ordu ile sivil liderlik arasuıda yeni bir çatışma dönemi başlatacaktır" görüşüne yer verdi. ten atmasını" amaçladığı be- hrtılen KHK'yi veto ederek "kab- laikliğe" karşı olduğu- nu açıkça ilan ettiği savunul- du. ABD'nin ne düşündüğü ko- nusunda "en güvenilir baro- metrelerden biri" olarak gö- rülen Stratfor, intemetteki si- tesinde de yayunlanan analiz- de kanun hükmünde kararna- me (KHK) bunalımını değer- lendırdı. "Ankara'da mücada- k derinleşiyor* başlığı ile ya- yımlanan analizde şu görüş- lere yer verildi: Ordu kararnamenin arka- sında: Türkiye, Islamm rolü- nü tartışma konusunda her za- man zorluk ıçinde olmuştur. Kendısını laikliğin bekçisi olarak gören ordu, hükümet üzennde güçlü yol gösterici etkısıni sürdürmektedır. Ordu, kimi zaman daha da ileri gide- rek doğru yol olarak gördüğü çizgiden uzaklaştıklan için bazı hükümetleri iktidardan uzaklaştırmıştır. Bunun son örneği 1997 yılında yaşan- mıştır. Ordu, Kürtaynhkçıla- ra yönelik olarak daha da sert bir tavır almıştır. Ordu yeni kararnamenin arkasındadır, bu sivil bürokrasinin temiz- lenmesini sağlayacaktır. MHP tstanbul II Başkanlığı'nı Hasan Hüseyin Ceylan 279 oyla kazandı Seçim 12 EyHil öncesi ülkücülerin lstanbulHaberServisi - MHP Istanbul 5. Ola- ğan II Kongresi, 12 Eylül öncesinin ülkücüleri ile genel merkezın çekişme- sine sahne oldu. Kongre- yı, 12 Eylül öncesi ülkü- cülerinin desteğini alan Hasan Hüseyin Ceylan 279 oyla kazanırken ge- nel merkezin destekledi- ği belirtilen Nadir Aran- dal210oyaldı. MHP'nin Abdi Ipekçi Spor Salonu'nda yapılan il kongresi, yansından fazlası boş olan tribünle- re ve coşkusuz kalabalı- ğa karşm en çok oy alan iki adayın kişiliğinde ve listelerinde, keskin bir hesaplaşmaya tanıklık et- tı. Kongrede, zaman za- man küçük çaplı kavga- lar yaşanırken bunlan görüntülemek ısteyen ga- zeteciler, genç bozkurt- lar taranndan "uygundö- le" engellendiler. Partili- lerin selamlaşmak için kafalannı tokuşturması dikkat çekti. Attıklan sloganlarla kendı adayla- nnı destekleyen genç ül- kücüler sık sık, Divan Başkanlığı yapan MHP Genel Sekreteri Abdur- nüunan Küçük tarafın- dan, "töreye nymalarr konusunda uyanldılar. Parti yöneticileri ve adaylann birlik beraber- lık mesajlan ve tek başı- na iktidar sözü verdikle- ri kongreye mesaj yolla- yan Başbakan Yardımcı- sı ve MHP lideri Devlet Babçefi, partisinıntek ba- şına iktidara yürüdüğü- nü, Türkiye'yi lıder ülke yapacaklannı söyledi. Bahçeii, tutarlı ve düzey- li bir siyaset istediklerini belüttı. 8adayyanştt 608deIegeden 551'i- nin oy kullandığı ve 8 adayın yanşına sahne olan kongrede, öteki adaylar Hasan Albay 17, Hüseyin Şimşek 14, Mus- tafa Bekaroğhı 13, HaKt Kanak 6, Mustafa Şaü- roğju 6 ve Akar Demir- kol 3 oy aldılar. Eski dev- let bakanı Sadi Sooıun- Aiparslao Tfirkeş'in posterierinin yer aldığı kongre salonunda tribünlerin yansı boştu. (HATÎCE TUNCER) cuoğhı'nun Cumhurbaş- kanlığı'na adaylığını koymasmı tekme tokatla önlemesiyle gündeme gelen Ordu Milletvekili Cemal Engüryurt da, Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesinin kalk- masına karşı çıktı ve "Atatürk'ün partisi, cumhuriyetin partisi ol- makia övûnen CHP, HA- DEP ve PKK gibi bölü- cüler, 312'nin kalkması- ru istiyor. Oysa 312, Ata- türk'ün de, Türk mffleti- rıinde.Türkdevktininde teminaüdır. Btze'Apo 'yu niye asmadınız' diye so- ran ANAP, DYP, FP ve DSP'lilere soruyorum, Apo'vu asnıak istediniz de biz mi engelledik" di- ye konuştu. Engınyurt, tstanbul'da başka, Güneydoğu'da başka konuşanlann ve Türkiye'yi Avrupa Insan HakJan Mahkemesi'nde şikâyet edenlerin yönle- rinı şaşırdıklarını, çift dillı olduklarını söyledi. Türk bayragı, MHP fla- ması, Atatürk, Alparslan Türkeş ve Devlet Bahçe- li'nin posterleri dışında hiçbır poster asümazken genel merkezin merkeze açılım polıtıkalarının ak- sine tribünlerde kadın sa- yısı yok denecek kadar azdı. Sandıklan çevik kuvvet korudu Oylann sayımı sırasın- da polisten yardım iste- nince sandıklan çevik kuvvet ekiplen korudu. Kongrede, adaylann lis- telerindeki ılginç isimler de dikkat çekti. Azerbay- can'da Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'e karşı MHP sakarya İl Kongresi'nde gerginlik Gazeteciler tartaklandı ADAPAZARI (AA) - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Sakarya tl Teşkilau Kongresi'nde, Divan Baş- kanı ve MHP Genel Muhasip Yar- dımcısı Erdem Şenocak'ın delege- lere söz verilmeyeceğini açıklama- sı üzerine gergin anlar yaşandı. Kongrenin açıhşmda, siyasi de- ğeriendinneleri içeren uzun bir ko- nuşma yapan Erdem Şenocak, söz- lerini "ZamanımızyeterHdeğfl. Sa- dece adaylara söz bakkı tanıyaca- ğnn. O da 5'er dakikaflesınırfa oia- cak" diyerek tamamladı. Bunun üzerine, salonda bulunan bir grup delege ve il başkanı adaylan, yak- laşımm demokratik olmadığını öne sürerek divanın üzerine yürüdü. Havanın gerginleştiği salonda gö- rüntü ahnmasmı istemeyen bazı partililer, basın mensuplannı tar- takladı. darbe gınşimınde bulu- nan ve Aliyev'in, Türk hükümetinden cezalan- dınlmasuıı istedigi ÎÜ Hukuk Fakültesı Öğre- tim Üyesi Ferman De- mirkol, Akar Demir- kol'un genel merkez de- legeleri listesinde yer ahrken 1995'te ANAP'- tan milletvekili adayı, 1999'daiseDYP'denŞiş- li Belediye Başkan adayı olan eskı Malı Şube Mü- dürü Salih Güngör de Demırkol'un yedek yö- netim kurulu üyelen lis- tesinden aday oldu. Gazetecı Metin Gök- tepe'nin katillerinin ve Sedat Peker'in_avukatlı- ğını üstlenen Ömer Ye- şflyurt ise Mustafa Beka- roğlu'nun yönetimkuru- lu listesinden aday oldu. AbdiIpekçi cinayetinden mahkûm olan ve daha sonra Çaylan olan soya- dını Ceylan olarak değiş- tiren Yavuz Ceylan da, genel merkezin itirazı üzerine aday olamayın- ca, Hasan Hüseyin Cey- lan'a açık destek verdi. Salon girişinde, polisler yaklaşık 50 silahı ema- nete aldı. Sezer, herkesi şaşutü: Cum- hurbaşkanı Sezer, karamame- yi veto ederek Başbakan Ece- \itveorduyu şaşırttı. Sezer'in siyasi olarak zayıf ve büyûk ölçüde sembolik bir görevde olduğu düşünülmüştü. Şimdi ise güçlü olma konusunda ka- rarlı oldugu görûlüyor. Se- zer'in arkasında halkın, med- yanrn, sivil bürokrasi ve parla- mentonun büyük bir kısmının desteği bulunuyor. Kendi alış- verişini kendi yapan, doktora ihtiyacı olduğunda halk sağlı- ğı kliniklerine giden Sezer, şimdi popüler bir politikacı. Ordu 9e yeni çaüşma dönemi: Cumhurbaşkam Sezer, ilk raundu kazan- mış görünüyor. Ancak Sezer'in zaferi, ordu ile sivil liderlik arasında ye- ni bir çatışma döneminin de başlangıcı olacaktrr. Ecevit'in ısran Ecevit'in KHK konu- sunda ısran, Türkiye'de patlamaya hazrr bir ko- nu olan "laik ve ûnher devlet içerisinde din ve et- nik farklüıklann rorü" üzerine güçlü bir müca- delenin temellerini at- mıştır. Ülkede laikliği sürdürmeyi amaçlayan sivil ve askeri liderlik arasında mücadele de- rinleşecektir. Ordu bir darbe için harekete geç- me konusunda fazlaca tehdit görmemiştir. An- cak üst düzey bürokrat- lar Türkiye'nin yeni cumhurbaşkanım alaşa- ğı etmek için firsat kol- layacaktır. AB, Sezer'i aDaşlryor: Bu tartışma Türkiye'nin Avrupa 'daki geleceğini doğrudan etkileyecektir. Avrupa bugünlerde Tür- kiye üzerine yoğunlaş- mış durumda. Sezer'in vetosu hem içeride hem de Avrupa'da büyük al- kış aldı. Kararnamenin geçişi, artan bireysel öz- gürlüklere karşı bir hare- ket olarak görülebilecek ve AB üyeliğine yönelik fırsatlan sakatlayabile- cekti. Ecevit'in desteği yok: Sezer'in kararnameyi veto ederken gerekçesi, bunun yasal olabilmesi için öncelikle parlamen- to onayından geçmesi gerektiğiydi. Ancak E- cevit yalnızca MHP'-nin tam desteğini alabilirdi. Dahası, kendi partisi içinden de farklı görüşle- re sahip olanlar bulunu- yor. Ecevit, bu yüzden parlamentoyu by- pass etmek istedi. Sezer'in ikinci kez kcndisıne göndenlen KHK konusunda yapa- bileceği, onu Anayasa Mahkemesi'ne gönder- mek. Mahkeme bu ko- nuyu Sezer gibi değer- lendirecektir. Karşılaştıklan muha- lefet karşısında Ecevit ve ordu büyük olasılıkla ge- ri adım atacaktır. Son analizde, Ecevit ve ordu- nun da Avrupa ile yakın ilişkılere ihtiyacı var. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcaiislar9yahoo.com Güier Yücel, iki kızı Güzel ve Su, oğlu Hasan, kız karde- şi Sema, damatları ve torun- lanyla büyük mutluluk içinde. Geçen yıl yitirdiği ve yerinin doldurulması mümkün olma- yan eşi Can'ı şimdi başkala- nndan dinliyor, onu sevenler- den dinliyor. Hasan Yücel, önemli bir bilim insanı olarak ayağının tozuyla geldiği Ame- rika'dan babasını anan topu- luluğun içinde sevinci ve gu- ruru yaşıyor. Güler Yücel, "ömrüm bo- yunca Can 'a dur diyemedim " diyor. Yine hep biriikte, onun bitmeyen enerjisinin ve neşe- sinin peşinden koşuyoruz. Can Yücel'in kendisi bir şen- lik olduğu için Datça şimdi onunla şenliği yaşıyor. Datça'ya geldiğimiz üç gün- den bu yana Datça'yı şiirieriy- le başka bir havaya sokan Can Yücel'i dinliyoruz. Onun şiirierini büyük bir destana çe- viren Genco Erkal'ı "Can" oyununda dinlemek bir zevk- ti. Ardından bir şairier grubu onu Palamutbükü'nde 'Nos- Can'lı Datça Görüntüleri taJjiKahve'de andılar. Mansur Balcı, Nevzat Çelik, Dedo- can, Cezmi Ersöz, Unal Er- sözlü, Tuğrul Keskin, Sezai Sanoğlu, Yücelay Sel, Ah- met Telli ve Mustafa Yalçın, aralannda Palamutbükü köy- lülerinin de bulunduğu üç yüz kişilik bir dinleyici kitlesine şi- ir ziyafeti çektiler. Knidos antik tiyatrosu ilk kez "Can Şenliği" için göste- rime açıldı. Jülide Kural, Genco Erkal, Mümtaz Sevinç yine "Can şiirleri" okudular. Ataol Behramoğlu ve Haiuk Çetin şiir dinletisinden bir bö- lüm sundular. Gece, Sema "Istanbul Hanımlan-lstanbul Şarkılan"y\a Datçalılann kar- şısındaydı. Bu yazıyı yazdıktan sonra eski Datça'da Can Yücel'in evi- ni ziyaret edeceğiz. Eski Datça mahallesinde Can Yücel'in dostlan onu anlatacaklar. Ali Perret'in caz konseri ve Ataol Behramoğlu'nun şiir dinletisinı de dinlemiş olacağız. Bugün yani pazartesi günü Meddah, akşam Edip Ak- bayram konseri ve ardından Can Yücel'in anıtmezannın açılışı yapılacak. Yoğun bir 5 günün ardından Datça Beledi- yesi'nin düzenlediği "Can Şenliği" sona erecek. Datça, yolunun zorlu olma- sı nedeniyle kolay ulaşılama- yan birtatil yöremiz. Kışlık nü- fusu 7-8 bin civarında. Kolay ulaşılamadığı için diğer tatil yöreleri gibi hızlı bir büyüme de yaşamamış. 17 yıl önce Datça'ya geldiğimizde sahil- de "Dutlu Kahve" vardı, otan- tik eski binalar vardı. Hepsinin hâlâ korunmuş olduğunu gör- mekten mutluluk duyduk. Vahşi turizmin henüz burayı perişan etmemiş olması bü- yük bir şans. Belediye Başkanı Erol Ka- rakullukçu ve arkadaşlan çok sınıriı olanaklarla kocaman bir festivali ortaya çıkarmışlar. Knidos bu yanmadanın eski adı ve bu yanmadada kurulan Knidos kenti, bir kütrür ve sa- nat merkeziymiş. Karakulluk- çu ve arkadaşlan, Datça'yı ye- niden böyle bir özelliğe kavuş- turmak istiyoruz diyoriar. Datça, serin ve sakin haliy- le, okumaya yazmaya merak- lı insanlanyla Bodrum ve Mar- maris'ten çok farklı özelliklere sahip. Sakin ve serin bir or- tamda tatil yapmaktan hoşla- nanlar için tercih edilecek bir tatil kasabası. Olanaksızlıklar yüzünden biraz bakımsız da olsa, aşın yapılanmaya yenik düşmemiş olması, gayet enerjik ve iyi niyetli bir beledi- ye başkanına sahip bulunma- sı en büyük şanslan sayılabi- lir. Datça'da dolaşırken gözüm 'Fehmi Yavuz Bulvan'na ilişti. Fehmi Yavuz, biz Siyasallıla- nn 1968'lerdeki hocasıydı. 27 Mayıs öncesi öğrenci gösteri- leri sırasında okulun önüne di- kilip "Beni çiğnemeden bura- dan içeri giremezsiniz" diye- rek polisin fakülteye girmesi- ne engel olan dekandı. Bu- günkü yöneticilere bu neden- le benzemiyordu. Sonra Milli Eğitim Bakanı oldu. Sözünü sakınmaz, cesur ve tok sözlü bir bilim adamıydı. Şehirciliğin Türkiye'deki ilk emektariann- dandı. Datça âşığıydı. Uzun yıllar burada yaşadı ve bura- da yaşama gözterini yumdu. 1994'ten bu yana Datça Me- zariığı'nda yatıyor. Anmak is- tedim. • • • Datçalılar, Can Yücel'in bir şiirini ilanlara koymuşlar. Ora- dan bir iki mısrayı sizlere ak- tarmak istiyorum: "Datça ola- cak Datça/Kadınlann yanma- dasıl Boşuna değil o dedi- ğim/Burası Afrodiça.../Ve gördüğüm bütün herşey/Sev- da aşk ve tazelik/Ve zeytinler- den ve yaşamaktan/Başka bir şeyi olmayanlann yeri... Datça'dan koca şaire, asi, deli şaire uzun bir merhaba... Sevgiyle... 2000'Lt YILLARDA ERDAL ATABEK Cesaret ve Fazilet Mücadelesi... John F. Kennedy. 1956 yılında yazdığı k'rtaba bu adı koymuştu. O sırada Massachusetts sena- törüydü, Amerika siyasal tarihinde 'kendilerinden beklenenle kendi yapmak istedikleri arasında çe- lişkibulunan' sekiz siyaset adamının yaşadıkla- nnı yazmıştı. Bu siyasetçiler, kendi ilkelerine ver- dikleri değerle hareket ediyor, ama ondan bunun tam tersinı bekleyen seçmenleri ya da parti arka- daşlanyla çatışıyortardı. Bu durumun sonuçlan ne olmuştur? Gerçek kimin yanındadır? Bu kitap ya- kınlarda yeniden yayımlandı, başta gençler olmak üzere herkesin okumasını özellikle öneririm. Kita- bı 6O'lı yıllarda okumuştum, o yıllardan ben beni etkilemeyi sürdürdüğünü de belirtmeliyim. Ken- nedy'e duyduğum olumlu duygulann önemli bir kaynağı bu kitap olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı'nın hükümetle 'memur- lann görevden alınmalanna ilişkin kanun hükmün- deki karamame' nedeniyle anlaşmazlığa düşme- si, bana bu kitabı yeniden anımsattı. Bu konuda önemli üç etken var: öncelikle konu olan 'me- muriann görevden alınması yetkisi', ikincisi hükü- metin karan, üçüncüsü de Sayın Cumhurbaşka- nı'nın tutumu. 'Devlet memuriannın görevlerinden alınmalan' önemli bir konudur. Kimi durumlarda bu konu bir zorunluluk olabilir, memurlar rüşvet aldıklannda, yasalara aykın hareket ettiklerinde ya da benzeri durumlarda görevlerinden alınmalan gerekebilir. Ancak aynı zamanda devlet memuriannın, parti- zanlıklara karşı, amirierinin kasıtlı tutumlanna kar- şı, haklanndaki keyfi ışlemlere karşı da korunma- lan zorunludur. Onun için ben de (26 yıllık devlet görevımde hem memur hem de üst düzeyde yö- netici olarak yaşadığım deneyimlerin ışığında) me- muriann görevden alınma, yer değiştirme, göre- vine son verilme iştemlerinin ancak 'yasa ile dü- zenlenmesizorunluluğunda' olması gerektiğı bi- lincini taşıyorum. Bu konuda uyan niteliğindeki 'imzalamama tavnnda' Sayın Cumhurbaşkanı'nın tutumunu doğru buluyorum. Bu kararname, dev- let memuriannın görev güvencelerini tümüyle hü- kümetlerin, siyasal partilenn ve siyasal kışılerin eline bırakmaktadır. Memuriara ilk sendika kurma hakkını vermiş olan Bülent Ecevit'in bugünkü du- rumu içine nasıl sindirebildiğini anlama olanağım yoktur. Hükümetin bu konudaki karan, bazı zorunlu- luklan kısa zamanda çözmek isteğinden kaynak- lanıyor olmahdır. Bu da anlaşılabilir bir istektir, çün- kü siyaset bir 'sorun çözme sanatıdır'. Ancak 'so- run çözme 'nin bir 'kısa vadeli'si, birde 'uzun va- deli'si vardır ki, bu iki ayn durum kimi zaman bir- birine zıt sonuçlar verir. Bir sorunun kısa vadeli çö- zümü, uzun vadeli çözümsüzlüğün nedenı olur. Bir sorunun çözümsüzlüğe sürüklenmesi çoğunluk- la bu nedenle olmaktadır. Tıpkı kestirme yol sanı- Jan bif yolun, gidilecek yolun hıç bulunamaması-, na neden olması gıbı. Burada da devlet memurr, lannın görev güvencelerini bir bıçimde hükümet-. lerin, siyasal partilerin, siyasal kişilerin eline bırak- mak, özünde yanlış bir yoldur. Var olan sorunlann çözümü için biryol bulunmalıdır, ancak bu yol 'ya- salardan geçmelidir''. Gelelim Sayın Cumhurbaşkanı'nın tutumuna. Sayın Ahmet Necdet Sezer'i pek çok vatandaş gibi ben de tanımam. Ancak göreve gelmeden önceki tutumundan başlayarak gösterdiği bütün davranışlannı çok beğendiğimi söylemeliyim. Cid- di tavn, kendısine, görevlerine, yürüriükte olan ku- rallara özenli saygısı, biçim kaygısından çok 'eşit- likli biryurttaş olduğunu belirten' tutumlan hem şaşırttı hem de saygı uyandırdı. Genel sekreter olarak atadığı Sayın Kemal Nehrozoğlu. Koca- eli Valiliği döneminden tanıdığımız ulusal bir ka- zançtır. Şimdi siz Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanın- da yöresinde kanşık ışlere bulaşmış 'yakınlar 1 bu- labilir misiniz? Elbette 'hayır' değil mi? Sayın Se- zer, 'Benim memurum işini bilir' der mi? Gene el- bette 'hayır'. Yeni Cumhurbaşkanı, açık olarak iarklıdır'. Bu farkı her fırsatta ortaya koymakta, arabasını 'sade bir vatandaş gibi' kırmızı ışıkta durdurmakta, gece gidip bir kitapçıdan kitap al- maktadır. (Yıllar boyunca hiçbir Cumhurbaşka- nı'nın gidip de bir kitapçıdan kitap aldığını görme- diniz değil mi?) Şimdi ne oluyor? Birdenbire kimi medya organlan, hükümetin yanında olduğunu göstermek için harekete geçiyor. Sayın Cumhur- başkanı'nın ciddi duruşu 'donukluk', deprem böl- gesindeki büyük üzüntüsü Clinton gibi yavruya sanlmayı becerememek' oluyor. Bu medya or- ganlan acaba neden memuriann, onlann örgütle- rinin yanında yer almıyor da, memuriann çabucak atılmalarına destek veriyor dersiniz? Evet, bu Cumhurbaşkanı hukuk ilkelerine cesaretle ve fa- ziletle sahip çıkacağını gösteriyor. Eğer siyasal çö zümler hukuk ilkelerıyle çatışıyorsa bir kez değil, bin kez durup düşünmek gerekecektir: Çanlar ki- min için çalıyor? John F. Kennedy, Cesaret ve Fazilet Mücade- lesi, Hayat Yayıncılık, 1998. E-mail: erdal.atabeka mynetcom.tr Fax 0212 513 90 98 DYP'den hukümete cağrı 'Sezer hakh, KHK'yî MecKs'e getirin' ANKAR\ (Cumhuri- yetBfirosu)-DYP Genel Sekreteri AK Şevki Erek, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in memur- lann ihracını kolaylaşh- ran kanun hükmünde ka- rarname (KHK) konu- sunda haklı olduğunu belirterek hükümet or- taklanna"KHK'viMec- lis'e getirin" çağnsında bulundu. Erek, MHP Genel Başkan Yardımcı- sı Şevket Bülent Yahni- d'nin "Şer cephesi kur- dular" sözlerine "Şer cephesi lan, yüzferine şak diye yapışu-" karşılığını verdi. DYP Genel Sek- reteri Ali Şevki Erek, dün düzenlediği basın toplantısında, Çankaya Köşkü ile hükümet ara- sındaki "kararname bu- nahmına" değindi Erek, hükümetin; çiftçinin, memurun ve esnafın sorununu çöze- ceği yere KHK'yi gün- demde tuttuğunu belir- terek halen yürüriükte olan mevzuatm ülke düşmanlan ve cumhu- riyetin temel nitelikleri- ne karşı suç ışleyenlere karşı yeterli olduğunu söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle