Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 1 AĞUSTOS 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOM / ekonomiffl cumhuriyet.com.tr 13
• PINAR, TSE
tarafından düzenlenen
'Ambalaj Yanşması
2O00'de Kaymaklı
Yoğurt, Pratik Kapaklı
Pınar Süt ve Kıdo Mini
Peynir ambalajlan ile
'Altın Ambalaj' ödülünü
aldı.
• TEBA, tüketiciyle
daha yakın ilişki kurmak
ve marka
görünüriülüğünü
artürmak için "TEBA
Ev Aletleri Şöleni" ni
başlabyor. 15 Kasım'a
kadar sürecek şölende,
76 ilde çeşitii yanşmalar
ve eglenceler
düzenlenecek.
• MAGIC ilk havuz
zemini folyo reklam
uygulamasına başladı.
Telsim ıçın
gerçekleştınlen rekJam,
Darüşşafaka
Tesisleri'ndekı havuzun
zemınıne uygulandı.
• FRİTO-LAY Tûrkiye.
AIB tarafından ürün
gûvenliği ve hijyen
açısmdan "İ'stün
Kategori' grubuna dahil
edildi. Doritos, Cheetos,
Lay 's vc RufHes'in
üreticisi oian firma.
Avrupa bölgesinde bder
o»du.
• ARTEMAnın 'Alfa
Banyo Aksesuvar Seti"
ambalajı, TSE 2000
Ambalaj Yarışmasf nda
"Altın Ambalaj"
ödülünü kazandı.
Böylece WPO Dünya
Ambalajı yanşmasına da
katılmaya hak kazandı.
• PtYALE-DR.
OETKER çikolatalı-
findık aromah puding,
findık aromalı puding,
kahveli puding ve
tropikal meyve aromalı
Fnıtti'yi piyasaya sundu.
*. firli
• AROMEL
KOZMETİK. ttalyan
"Artsana SA" kozmetik
ürünlerinin Türkiye
distribitörü olarak
firmanın LYCIA
markasını sonbaharda
Türk pazanna sokacak.
• TEBStGORTA,
konut işyeri ve genç
otomobili kapsayan tüm
riskleri güvence altına
aJan 'Packiyi'yi
müşterilerinin hiznıetine
snnuyor.
• TOSHIBA'nm ürettiği
ses kayıt cihazlan ıle artık
not tutmak çok kolay.
DMR 260X ve DMR
SX1 ile istenılen kaydı
bilgisayara aktarmak ve
saklamak elınızde
• DARDANEL MISIR.
kolay açıhr kapakta
yenmeye hazır olarak
sunulan rrusırı piyasaya
sürdü. Ürün, özel dolum
tekniği sayesinde kutuya
daha fazla mısır
süabuiyor.
• ŞEKER PILIÇ,
Bandırma'daki yeni
fabrikasıyla ıleri ışlenıruş
ürün üretıminı arttıracak.
Illere göre temel gıdalardaki fark, bazı ürünlerde yüzde 200 'ü buluyor
Âyıu iirüne farkh fiyatANKARA (AA) - Türkiye'nin
çeşitli bölgelerindeki ilier
arasında temel gıdalardaki
fiyat farkJılıkJan bazı
ürünlerde yüzde 200'ü
buluyor.
Tanm il müdürlüklerinden
yaygın fiyatlar baz ahnarak
derlenen bilgilerle yapılan
hesaplamalara göre bilgi
alınan 8 ilde et ve et ürünlen,
fiyat farklannın en az olduğu
grup olarak öne çıkıyor.
Seçilen 8 ilde kemikli et
fiyatlan arasındaki fark
sadece yüzde 7.1 olurken
• Süt ve beyazpeynirde fiyat farklılıklan yüzde 30 ile
yüzde 42 arasında kendini gösterirken tereyağında bu
fark yüzde 121 'i buluyor. Muğla'da 1 kilo tereyağı için 2
milyon 100 bin lira ödeyen yurttaş, Şanlıurfa'da aynı
tereyağı için 4 milyon 650 bin lira veriyor.
fiyatlar 2 milyon 800 bin lira
ile 3 milyon lira arasında
degişiyor. Süt ve beyaz
peynirde fiyat farklıhklan
yüzde 30 ile yüzde 42
arasında farkJılık gösterirken
tereyağında bu fark yüzde
12I'i buluyor. Muğla'da 1
kilo tereyağı için 2 milyon
100 bin lira ödeyen yurttaş,
Şanlıurfa'da aynı tereyağı içm
4 milyon 650 bin lira veriyor.
Söz konusu 8 il içerisınde
ekmek fiyatlan da yüzde 60'a
varan oranda dalgalanma
gösterirken Amasya'da bir
kilogram ekmek için 250 bin
lira, Denizli'de ise 400 bin
lira ödeniyor. Un
fiyatlarındaki fiyat
farkhlıklan ise yüzde 75
olarak belirlendi. Denizli'de
200 bin liraya aluıabilecek 1
kilo un için Mardin'de 350
bin lira ödemek gerekiyor.
Süzme balda ise fiyat farkı
yüzde 150'ye varan oranda
açılıyor. Muğla'da 1 kilogram
süzme bal için 1 milyon 400
bin lira ödeyen tüketici, aynı
balı Gümüşhane'de 3.5
milyon liraya alabiliyor.
Meyve sebzede fiyat farklan
ise kuru soğan dışmda yüzde
lOO'lerin üzerine çıkıyor.
Tüketici, Mardin'de 200 bin
liraya alabildiği kavunu
yüzde 200 farkla Muş'ta
ancak 600 bin liraya,
Muğla'da 200 bin liraya
yiyebildiği sivri biberi ise
Şanlıurfa'da 550 bin liraya
almak zorunda.
Ocak-temmuz döneminde en fazla artış, demir ve demir dışında yaşandı
Ehşsatunın gözdesi metal
• En fazla
gerilemenin
yaşandığı sektör ise
yüzde 81.5 ile
zeytin ve zeytinyağı
oldu.
ANKARA (Cnmhuri-
yet) - Ihracatta, bu yıl
ocak-temmuz dönemin-
de en fazla artışın yaşan-
dığı sektör yüzde 17.7 ile
demir ve demir dışı me-
taller olurken en fazla ge-
rilemenin yaşandığı sek-
tör de yüzde 81 5 ile zey-
tin ve zeytinyağı oldu.
thracatçı Birlıkleri ka-
yıt rakamlarına göre, de-
mir ve demir dışı metal-
lerde ilk 7 ayda 2 milyar
30 milyon dolarlık ihra-
cat gerçekleştirildi.
Demir ve demir dışı
metallen yüzde 15.9 ar-
tış ile çimento ve toprak
ürünlerı izlerken bu sek-
törün ihracatı da 549 mil-
yon dolar oldu.
j.. En fazfa iKracât arfışı-
mn yaşandığı bir dığer
sektör de yüzde 14.1 ile
deri ve mamulleri olur-
ken sektörün ihracatı 286
Demir ve demir dqı metalierde ilk yedi ayda 2 milyar 30 milyon doiartak ihracat gerçekleştirildi.
milyon dolar oldu.
Elektrikli ve elektro-
nik cihaz ve makine ih-
racatı yüzde 14 artarken
1 milyar 561 milyon do-
larlık ihracat gerçekleştı-
rilerek kimyevi madde-
lerde yüzde 6.5 oramnda
artış ile 1 milyar 92 mil-
yon dolarlık ihracat ger-
çekleştirildi.
Ocak-temmuz döne-
minde yüzde 81.5 ile ih-
racatın en fazla geriledi-
ği zeytin ve zeytinyağı
sektöründe 26 milyon do-
larlık ihracat yapıldı. En
fazla gerilemenin yaşan-
dığı ikincı sektör yüzde
28.6 iletütün olurken sek-
törün ihracatı 262 miryon
dolar oldu.
Tütünü yüzde 23.9 ge-
rileme ile canlı hayvan ve
su ürünlen izlerken sek-
törün ihracatı 98 milyon
dolar olarak gerçekleşe-
rek yaş meyve ve sebze
sektöründe de yüzde 22.4
geriieme yaşandı ve 304
milyon ihracat yapıldı.
Meyve ve sebze ma-
mullerinde de yüzde 10.3
geriieme ile 73 milyon
dolarlık ihracat gerçek-
leştirildi.
Bakan Oral
Vergide
erteleme
gündemde
ANKARA (ANKA)
-Malıye Bakanı Sümer
Oral, vergi borçlanna
zor durumdaki mükel-
leflerin başvurması du-
rumunda erteleme ve
taksitlendirme kolay-
lığı sağlanacağmı bil-
dirdi.
Oral, "Mevcut ko-
şuIlardatümmükeUef-
İeri kapsayacak bir te-
cflvetaksidendirnıeuy-
gulaması düşünülme-
mekle birtikte, çok zor
dunımda olmaları se-
bebiyle borçlannı de-
fatenödeyemeyen mû-
keUeflerin bağholduk-
lan vergidairesine mü-
racaat ederek6183 sa-
yıh Amme Alacaklan-
nın Tahsil Usulü Hak-
kındaki Kanun'un 48.
maddesiuyanncaborç-
tannıtecilvetaksitien-
dirmesini talep etme-
leri halinde bu taleple-
rideğerJendiraerekken-
dileriııe ödeme kolay-
hğıdasağbıuııaktadır"
dedi.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA ergin@ergin.demon.co.uk
Bir yıldır yoğunlaşan kimi haberter,
ABD'nin. narkotik üretimi ve ticare-
tıyle savaşma bahanesiyle, Kolombi-
ya'da, Vietnam'ı anımsatan büyük
çaplı bir maceraya girmeye hazırian-
dığını düşündürüyor.
Clinton hükümeti "Plan Colombia"
adında, uç yıl içinde 7 milyar dolara
ulaşması öngörülen bir program açık-
ladı. Bu yıl, programın 1.7 milyar do-
ları, 1 milyarı helikopter, yedek parça,
eğitim hizmeti, entelijans donanımı al-
ması için Kolombiya ordusuna verili-
yor. 700.000 dolan ise kokain yapılan
koko bitkisinin yerine başka ürün koy-
ma progamlannda kullanılacak. Kolom-
biya ordusu aldığı yardımı koko üre-
tim alanlarını tahrip etmek ve "narko-
gerillalann" elindeki topraklan geri al-
mak için kullanacak. (Foreign Affaires
Temmuz/Ağustos 2000). The Obser-
ver, Clinton'ın "Plan Colombia"yı des-
teklemeleri için AB ülkelerini ikna et-
meye çalıştığını, Blair'in destek ver-
mekten yana olduğunu bildiriyordu
(6/08/00). International Herald Tribu-
ne'ün verdiği bir habere göre bu yar-
dım kapsamında, 85 ABD askeri eği-
tim personeli, temmuzun son hafta-
sında Kolombiya'ya geldi. Bunlar. nar-
kotik savaşma katılacak 780 kişilik ye-
ni bir birliği eğrtecekler (7/08/00). Was-
hington Post da, geçen mayıs ayın-
da Kolombiya'da 200 Amerikan aske-
ri eğitim (!?) personelinin görev yap-
makta olduğunu bildirmişti. Uluslara-
rası Af Örgütü bu gelişmelerin,
"1980'lerde El Sahador'da ölüm man-
galannı destekleyen, John Pilger'de
Vietnam savaşını başlatan" politika-
lann aynısı olduğunu söylüyorlar (The
Guardian 19/10/99)
Ancak ABD'nin Kolombiya'da sür-
dürdüğübu "anti-narkotiksavaş" ope-
rasyonuna biraz dikkatli bakınca, sü-
recin aslında başka bir anlamı oldu-
ğu ve müdahalelerin, narkotik ticare-
tini engellemekten ziyade, ABD'nin
bölgede (özellikle Panama'dan çekil-
mesinin ardından) yeni bir denetim
noktası elde etme girişimiyle, Kolom-
biya'da yeraltı, doğazenginliklerini ta-
lan etmeye uygun ortamın sağlanma-
sıyla (küreselleşmesiyle) ilgili olduğu
görülür.
Görüntüler ve gerçekler
ABD yönetimine, medyaya bakılır-
sa, dünyanın en önemli kokain üreti-
cisi olan Kolombiya'da ordu, "narko-
gerillalara" (uyuşturucu ticareti yapan
ve ülkenin siyasi sistemini tehdit eden
solcu gerillalar) karşı amansız bir sa-
Kolombiya=Vietnam 2000 (mi?)
vaş sürdürüyor. Bu kokain, crack ve
eroinin büyük bir kısmı kendi ülkesı-
ne geldiğı için, ABD halkını korumak
amacıyla Kolombiya ordusuna yar-
dımcı oluyor. Bu onuriu denklemde
önemli delikler ve büyük yalaniar ol-
masaABD'yi desteklemek adeta her-
kesin boynunun borcu olabilirdi.
önce delikleri tıkamaya çalışalım.
"Narko-gerilla" olarak tariflenen güç-
analist Alfredo Rangel'e göre halk-
tan büyük destek gördüğü) bölgeler-
deyse, uyuşturucu sektörü analisti Ri-
cardo Vargas'ın saptadıgı gibi koko
bitkisinin üretimini engellemeye çalı-
şıyor. Buna karşılık, bir ABD Uyuştu-
rucu ile Mücadele Idaresi raporuna
göre Kolombiya'da devletin hemen
tüm sektörieri uyuşturucu ile ilgili yol-
suzluklara bulaşmış durumda. (Akta-
ran Chomsky, Znet, Nisan 2000).
ABD ordusu da boğazına kadar bu
sürecin içinde. Kolombiya'daki ABD
güçterinin komutanıAlbayJames Hi-
ett'in kansı ABD'ye eroin sokarken
yakalandı ve suçunu rtiraf etti.
Çoğu gözlemciler, ABD destekli
Kolombiya ordusu aldığı
yardımı koko üretim
alanlannı tahrip etmek ve
"narko-gerillalann" elindeki
topraklan geri almak için
kullanacak.
ler, 12.000-15.000 kişilik FARC ile
3.000-5.000 kişilik olduğu tahmin edi-
len ELN grupları. Sosyal demokrasi-
nin ötesine geçmeyen bir siyasi tatep-
ler dizisine sahip bu iki grubun ko-
ko/kokain üretimine doğrudan kanş-
tığına ilişkin ortada somut hiç bir ka-
nıt yok. Muhafazakâr The Economist
bile bu gerilla gruplarıyla savaşan
(BM'nin Nisan 2000'de yayımladığı
bir rapora göre ordu tarafından des-
teklenen -E.Y) milis gruplannın narko-
tik işine çok daha derin batmış olduk-
larını teslim ediyor (20/02/99). ELN
zaten, etkinliklerini petrol şirketlerin-
den fidye alarakfinanse ediyor (Fore-
ign Affaires). Birçok tarafsız uluslara-
rası gözlemcinin tespit ettiği gibi, ör-
neğin BM Uyuşturucu Denetim Prog-
ramı'rMn yonetjcisi Klaus Nyhokn'a gö-
re, FARC narkotik üretimine ve tica-
retine hiç katılmıyor, en fazla otonom
sempatizanlan aracılığıyla üreticiden
vergi alıyor. Kendi çalıştığı (ve askeri
operasyonlann esas olarak kuzeyde-
ki FARC bölgesini hedef aldığını, mi-
lislerin üretim ve ticaret yaptığı bölge-
lerden uzak durduğunu tespit ediyor-
lar.
Kimi sorular
ABD'nin ülkeye ilgisini daha iyi an-
layabilmek için iki soruya cevap ver-
mek gerekiyor. Birincisi, Kolombiya
köylüleri neden bu kadar riskli, belalı
kokayı üretmeye devam ediyorlar?
Ikincisi, ABD'nin bu ülkeye ilişkin baş-
ka beklentileri var mı?
1950'lerde önemli bir buğday üre-
ticisi olan Kolombiya çifçisi ilk darbe-
yi, devlet destekli, verimliliği yüksek
ABD buğdayının ülke pazanna, Banş
İçin Besin Programları kapsamında
sokulmasıyla yedi. 1980'lerin sonun-
da Bush yönetimi uluslararası kahve
anlaşmasını iptal edince, iki ayda %40
çöken kahve fiyatlan Kolombiya çift-
çisine ikinci darbeyi vurdu. 1980'ler bo-
yunca, diğer bir deyişle küreselleşme
başlarken, IMF-Dünya Bankası prog-
ramlanyla açılan dünya piyasalann-
da temel mallann fiyatlan hızla dü-
şünce Kolombiya köylüsü bir darbe da-
ha yedi. Bu koşullarda hızta yıkılan ta-
nm yaptsı, özelleştirmelerin yarattığı iş-
sizlik, yoksullan giderek getirisi yük-
sek, ama riski de yüksek koko üreti-
mine yöneltti. Tabii aynı dönemde
ABD'de hükümetlerin uyuşturucu sal-
gınıyla, sosyal harcamalar ve rehabi-
litasyon programlan vb. ile mücade-
le etmek yerine askeri harcamalan
destekleyen, savaşı başka toprakla-
ra taşıyan yöntemlen seçmesı yüzun-
den uyuşturucu talebinin sürekli art-
mış olmasının etkilerini de ektemek
gerekir.
İkinci soruya gelirsek. Occidental
Petroleum isimli şirketin, kutsal top-
raklan iğfal ettiği için Kolombiya köy-
lüsüyle başı dertte. The Guardian'ın
aktardığfna göre BP'nin de. BP çıkar-
lannı korumak için Kolombiya ordu-
sundan 150 subay ve 500 asker kira-
lamış (11/09/96). Exxon şirketinin de
benzer nedenlerle köylülerie arası iyi
değil. Panama'ya yakın, Chocco böl-
gesinde zengin mineral yatakian ve pet-
rol rezervleri var. Ama bu bölgede
dünyanın el değmemişson yağmur or-
manı da var. Uluslararası şirketler ve
yerli ortaklan şimdi bu ormanı, keres-
te elde etmek için, maden çıkartmak,
petrol borusu döşemek, yol açmak
için yok ediyortar. Yerli halkbundan da
memnun değil. Diğertaraftan ABD ve
Kolombiya hükümeti bölgeyi daha da
küreselleştirrneye kararlı. Daha şim-
diden serbest ticaret bölgesi kurma
planlan hazır. Güney Bolivar'da da
çok zengin yüzey altın madenleri var.
Bu arada IMF programı tam istim uy-
gulanıyor; kamu mallan, altyapı kuru-
luşlan hızla özelleştiriliyor. Tabii, ülke
içinde bunlan alacak güçte sermaye
grubu bulunmadığı için, hepsi ulusla-
rarası, özeüikte de ABD şirketJerinin eün-
de kalıyor (E. S. Harman, C. Zarate-
Laun, 1999, Küreselleşme ve Istik-
rarsczlık: Kolombiya). Kısacası ikinci so-
runun cevabı da burada, Kolombi-
ya'nın yeniden sömürgeleştirilmesin-
de, gerilla gruplannın, sık sık sokağa
çıkmaya başlayan, genel grev yapan
emekçilerin de buna direnmesinde
yatıyor. Kolombiya ordusundan Gene-
ral Manuel Jose Bonnet'in durumu
mükemmel bir şekilde özetleyen söz-
leriyle brtirelim: "Biz bu savaşı ABD
adına sürdürüyoruz" (The VVashing-
ton Post 25/05/98).
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Tepedeki Çelişki
Memurlara ilişkin kanun hukmünde kararname
(KHK) konusu, devletin tepesinde, Cumhurbaşka-
nı Sayın Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Sa-
yın Bülent Ecevit arasında bir siyasal bunalım ya-
rattı. Kimıleri buna rejim bunalımı diyor. Bunalım
haftalardır sürüyor. Böyle olunca da sorunu, gün-
Kiktartışmalann yüzeyselliğinde değil, uzun dönem-
11 derinliğiyle irdelemek gerekiyor.
Öncelikle bir noktanın altı çizilmelidir. Hiçbir si-
yasal yapı, ülkenin bölünmesine olanak vermez.
Bunun gibi, gerici ya da dinci akımlann, özgürlük-
leri yok ederek siyasal yapıyı çökertmesine de izin
verilemez. Hükümetin KHK ıle ıstediği gibi, bu
amaçla yeni bir yasal düzenleme gerekebılir. Cum-
hurbaşkanı buna karşı çıkmıyor. Tartışma bura-
dan kaynaklanmıyor; yasa çıkanlması ıle KHK dü-
zenlemesi arasına sıkışıyor; özüne degıl yöntemi-
ne ilişkindir. Demokratik süreçlerin işletilmesinde
yöntem de çok önemlidır.
•••
Gerçekte bunalımın odağı, yöntemin ötesinde,
çok daha derinlere gıdiyor. Cumhurbaşkanı ile
devletin öbür birimleri, bu arada hükümet ara-
sında çok buyük bir nitelik farkı bulunduğu söy-
lenebilir.
Ülke, yıllardır ilk kez dürüst, demokrat ve kişi-
likli bir cumhurbaşkanına kavuşmuştur. Bu üç
özellik, toplumsal yaşam ve onun gelecegi açısın-
dan olağanüstü önemlidir.
Kişilikten başlayarak bu noktalara değınelım.
Cumhurbaşkanı'nın, kınmızı ışıkta arabasını durdur-
ması; ulu- orta konuşmaktan kaçınması; çıkarçev-
releriyle içli- dışlı yaşamaması; basın-yayın kuru-
luşlanna eşit uzaklıkta kalması ve de çocuk ku-
caklama konusundaABD Cumhurbaşkanrna ben-
zemediği için eleştırılmesi, çok olumlu özellikler-
dir. Kişilikli bir cumhurbaşkanının varlığı, özel çı-
kan bozulanlar ne derse desin, toplum için bir ka-
zanımdır.
Dürüstlük konusu daha da önemlidir. Toplum
bunun acı deneyimlerini yaşamıştır. Yeni Cumhur-
başkanı'nın, devletin elindeki olanakları, kendısi,
ailesi, yakınları ve destekçilerı için kullanmayaca-
ğını bilmek, rüşvet ve yolsuzluğun bir türlü önle-
nemediği birortamda, az şey değildir. Yine, Cum-
hurbaşkanı'nın olanaklan ölçüsünde devletin tüm
öbür birimlerinde de temiz bir kamu yönetimi
için çaba harcayacağı biliniyor. Böyle bırgüven or-
tamına çok büyük bir toplumsal gereksınim var-
dır.
Ya demokratik yaklaşım?
Cumhurbaşkanı, önce YÖK sonra da KHK ko-
nusundaki tutumuyla, demokrasinin ana ilkelerı-
ne sahip çıktığını kanıtlıyor.
Unutulmaması gereken, Cumhurbaşkanı-hükü-
met çelişkisinin, 12 Eylül baskıcı rejiminin oluştur-
duğu yasal çerçeve içinde yapıldığıdır. Meclıs'te-
ki partiler, 12 Eylül rejiminden çıkış ya da demok-
ratikleşme yönünde hiçbir somut adım atmıyor. Bu-
rada bir açmalık (parantez) gerekiyor. Özellikle 12
Eylül sonrasında, partilerin iç işleyişi demokra-
tik olmaktan çok uzaktır. Parti genel başkanı, eşi
ya da yakın çevresıyle, partisinin mutlak egeme-
nidir. Bu durum, partilerin yapısının demokratik il-
ke ve kurallanyla işleyişine olanak tanımıyor. Ken-
di iç işleyışlen demokratik olmayan partiler, ül-
keye demokrasiyi yerfeştirme yönünde çaba
göstermiyor. Meclis'te bulunan partilerin böyle bir
istekleri bulunmadığı da açıkça görülüyor.
12 Eylül'ün yasa ve kurumlanyla ortadan kal-
dırılması yoluna bir türlü gidilemıyor. Kimi yasa
maddeleri kişiye özel bir anlayışla değiştirilmek
isteniyor. Bu tutumun kapsamlı bırdemokratikleş-
me ile bir ilgisi yoktur. Bu ortamda, sınırlı sayıda
aydının demokratik anayasa istemleri, kolayca gö-
zardı ediliyor. özgüriük ve demokrasi özlemcileri,
Meclis'ten umutiannı kesmiş bulunuyon Avrupa Bir-
liği'ne adaylığa güvenmek istiyor. Asıl tıkanıklık
buradadır.
Kaldı ki hükümetin KHK yoluyla savaşmak iste-
diği bölücü ve gerici akımlar 12 Eylül'ün baskıcı
ortamında gelışip serpildiler; beslendiler ve büyü-
tüldüler. 12 Eylül onlara süt analığı yaptı. Bölücü-
lük ve gericilikle sağlıklı savaşımın, demokrasinin
ve hukuk devletinin sağlıklı bir biçimde işletildiğı
bir ortamda yapılabileceğini de, bu ve benzer ül-
kelerin deneyimleri kanıtlıyor. Çıkış yolu demok-
ratikleşmededir.
•••
Her bunalım yeni gelişmelerin tohumunu taşır.
Tepedeki çelişki, özünde demokratik açılım ile
12 Eylül rejimini koruma ısteği arasındadır. Bu
nedenle, Cumhurbaşkanı'nıntutumu desteklenme-
lidir. Hükümet, tarikatlara göz kırpmak ya da gös-
termelik KHK düzenlemeleriyle uğraşacağına so-
runun özüne yönelmelidir. Demokratik anayasa
tartışması ve buradan bütüncül bir demokratik-
leşme süreci gündeme getirilmelidir.
e-posta: yakup(« metu.edu.tr
Enerjide 28 ppoje
• ANKARA (AA) - Türkiye'nin enerji açığının
kapatılmasına yönelik çalışmalar kapsamında
2000-2009 yıllan arasında hükümetler arası
işbirliği çerçevesinde kredili olarak, toplam 28
baraj ve hidoelektrik santral projesinin yapımı
öngörülüyor. Bunlardan Karkamış Barajı yıl
içerisinde devreye girdı, diğer projeler de
tamamlanırsa yıllık ortalama 24 bin 791
megavatsaat (mwh) enerji üretilecek.
bot artık cep yakacak
• ŞANLIURFA (AA) - Şanlıurfa'nın ünlü
isotunun (kırrruzı biber) 1 milyon 250 bin lira
olan fiyatı, 2 milyon liraya yükseldi. Tanm İl
Müdürlüğü'nün verilerine göre Ceylanpınar ve
Hilvan bölgelerinde yeterince ekım yapılamadığı
için, geçen yıl 36 bin 852 ton olan biber rekoltesi
27 bin 530 tona geriledi. Geçen yıl 70 bin lira
olan biber fiyatı da 140 bin liraya yükseldi. Bu da
isot fiyatlanna yansıdı.
Hayvanlar şişmanlıyor
• ANKARA (AA) - Türkiye'de hayvan
sayısındaki azalmaya karşın, karkas ağırlığında
son 9 yılda yakJaşık 36 kilogram artış oldu. 1991
yılında 150.55 kilogram olan mezbahada kesilen
sığırlann ortalama karkas ağırlığı, 1999'da 186.42
kilograma yükseldi. Koyunlann ortalama karkas
ağırlıklan da son 9 yılda yaklaşık 2 kg. arttı.