Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2000 PAZARTESİ
O L A l L A R V E G O R U Ş L E R olay.goms@curnhuriyet.com.tr
S
on gunlerde bır tartışma
sunıp gıtmektedır ortalar-
da Dıyanet Vakfi "nca çı-
kanlan bır kıtapta,u
ka<b-
na nasıldavakaabnah?
'dır
bu tartışmanın konusu
\ akfin genel muduru ık "M üslümanın
El Khabrnın vazan, bır basın toplan-
tısı duzenleyerek "kadının dovulebik-
ceğmL, erkeklerin birden çok kadınla
evlenebileceğiııi''savunmakta Dıyanet
Işlen Başkanı MehmetNuri Yılmaz'ın
da çeşıtlı kıtaplannda ve bıldınlerınde
özdeş goruşlen dıle getudığıru soyle-
mektedırler Kınu yazarlar karşı çık-
makta, kınulen de bu görüşun yanın-
da yer almaktadır
Bılındığı gıbı Dıyanet Vakfi, Baş-
kanlığabağlıbırkuruluş Başkanlıkda
Başbakanhğa bağlı yonetsel bır kurum-
dur Dıyanet Işlen Başkanı aynı zaman-
da vakfin da başkanıdır Başkan, soz ko-
nusu kıtabın kendısının bulunmadığı
bır zamanda onay aldığını soylemek-
tedır
Ardından bır kıtap daha çıkmıştır or-
taya Ve laıklık karşıtı tumceler yer al-
mıştırbu kıtapta Aynca"ordununmB-
letin ordusu olmadığr yazılmıştır Or-
talık bıraz daha kanşmıştır bu yuzden
Kımın kımden sızlanacağı belh değıl-
dır Bu arada, bugune değın ne ekıl-
dıyse onun bıçıimekte olduğu unutul-
muştur
Dıyanet lşlen Başkanlığı, 1924 yılın-
da Cumhunyet Turkıyesı'nın yarattığı
ve devletın polıtıkasını ızlemekle yü-
kumlu bır kuruluştur 633 sayıh kuru-
luş ^ asasının 1 maddesıne gore "din-
sel konularda toplumu aydınlatmak ve
ibadetyerieriniyönetmek"le görevlen-
dınlmıştır Ama ne \ ar kı uzun sûrcden
ben dev letın gozu onunde laıklığe ay-
kın da\Tanışlar sergılemektedır Daha
1970'lerde, Başkanlığın, "laikliğe ay-
kın çahşmaJarda bulunduğu, Nurcu
din göre> iılenm koruduğu, gericilik gj-
rişımlerini desteklediği ve dinsel sömü-
Diyanet ve Cumhunyet.:-:
rfiyü gündemegetiren partOerinyanın-
da yer akhğf" Senato Araştırma Yarku-
rulu'nun yazanaklanyla belgelenmış-
tır (Mdlıyet, 25 Şubat 1975) O yıllar-
da mıllı eğıüm şûralanna katılan Dıya-
net lşlen başkanlannın "din derslerinin
yalmz imam-hatip okullanndan diplo-
ma alanlara verdirilmesi" yolunda ku-
hsler yaptıkları henuz unutulmuş değıl-
dır
Dıyanet lşlen'nce çıkanlan "Hutbe-
ler" adlı bır kıtapta, "MflH hâkimiyet,
kitabımızın ve peygamberimizin gös-
terdiği joJdur" bıçunınde tumceler var-
dır Cumhunyetın 50 yıldonumu nede-
nıyle yayımlandığı vurgulanan bu kı-
tabın hıçbır yennde ne Atatûrk adı, ne
de cumhunyet sozcuğu vardır Bırkaç
yıl önce yayımlanan "Günümüz Me-
seleferineFetvalar" adlı başka bır kıtap-
ta ıse şu gonışlere yer venlmıştır "fc-
lamda dördfi aşmamak şarü fle birden
çokkadmlaevteımek,biremirdeğiLib-
tiyaç duyulması halinde bır ızın ve ruh-
satür.Erkeğm güçlu, ıstekh, kadının za-
yıf ve isteksiz veya kısır olması, bir sa-
vaş sebebiyie erkeklerin azahp kadın-
lann çoğalarakbir koruyucuya muhtaç
olmaİan. erkeğin birden fazİa kadınla
evknmesmde bu- zorunluluk olabiürT
Görulüyorkı bu kıtabı yayımlayan Dı-
yanet lşlen yoneücılen, hangı ulkede
yaşadıklannın ayırdmda değıllerdır
1926'da yurürluge gıren Yurttaşlar Ya-
sası de şenat hukukunun sınır dışına çı-
kanldığını görmezlıkten gelmektedır-
ler Yasalanmızın hıçbınnde fetva dı-
ye bır kavram. fetva verecek bır kışı ve
kurum olmadığını göz ardı etmekte-
dırler Oysa, Dıyanet lşlen Başkanlığı
dınsel bır kurum değıl, yonetsel bır ku-
rumdur Gorevı de, dınuı toplumsal ve
M. İskender ÖZTURANLI
sıyasal alana taşmasını onlemektır Ve
bu kurum, 1923 devrımcılennce "laik-
liğin gereği olan kolhık işlevini görmek
için kurulmuştur."
Cumhunyet Turkıyesı 1924 yılından
ben şenat kurallanyla değıl, aklın ve
çağdaş uygarlığın gerektırdığı yasala-
ra göre yonetılmektedır ya da oyle ol-
ması gereklıdır Şenat hukuku 76 yıl ön-
ce sınır dışına çıkanlmıştır Mustafa
Kemal bıze, "yanlnusa, buyuruhnuşa
körü körûne inanmamamızr oğret-
mış, her ele aldığımız şeyde geleneğe,
göreneğe saplanmadan aklımızı kul-
lanmamızı "pozitif biKmfcrin ışığında
bflmdn sûzgednden gecirmemizr oğut-
lemıştır "Tann buyruğu mu diyorlar,
Tann bize aJal venniş, akla aylan Tan-
n buyruğuolamaz" demıştır "Bizflha-
mımızı gökten ve gaipten değü, doğru-
dan doğruv a ha>attan alnuş bulunuyo-
ruz" dıyen de odur lnsanın, aklını kul-
lanan brr varlık olduğunu çok ıyı bıl-
dığı ıçın Turk ulusuna "ne bir ayet, ne
bir dogma, ne de donmuş ve kahplan-
mış kuraT bıraknııştır "Benim mane-
vi mirasun alal ve bflundir" demıştır
Ataturk de\Timıyle dın, kutsal yen
olan vıcdanlara çekılmış, yonetımde
"dine bağlı siyasal binm" gıtmış, onun
yenne "ulusaJlık bağma dayaiı siyasal
bir birim" gelmıştır Şenata uygunluk
koşulu ortadan kalkmış, yönetımle ıl-
gılı sorunlar dının dışına çıkanlmış-
tır Dının şenat bolumü uygulama ala-
nından kaldınlmış, ıbadet bolümu k o
nınmuşrur Dıyanet lşlen Başkanlığı
da yonetsel bır kurum olduğu ıçın bu
kurallara uymak, cumhunyet ılkelen-
ne bağlı kalmak zorundadır
Bu ılkelere oncelıkle devletm ve cum-
hunyet kuruluşlannın başındakılenn
uyması gereklıdır Ne var kı uzun sü-
redır devletı yonetenler de, Dıyanet
Başkanlığı'na atananlar da bu kuralın
dışına çıkmışlardır ve çıkmaktadırlar
Sayın Mehmet Nun Yılmaz da bunla-
nnarasındadır 1998yüında<
'KutMİDo-
ğum Haftası" nedenıyle bır konuşma
yapmıştır Bu konuşmada demıştır kı,
"sonzarnanlardavahyinverüıeakhkoy-
maya çataşanlar var. Vahyi bir yana bı-
rakır, aldı savunursak muthı olacakmı-
şu. Ben önce aklı savunan Cenabı Al-
lah'tan akıl nryaz edrvorum." (Cumhu-
nyet, 21/4/1998) Gorulüyor kı, sayın
başkana gore akıl vahye göre ışleyecek,
hem ahret hem dunya ışlennde vahyın
belırledığı çızgıde düşünce uretılecek-
tır Atatûrk devnmının getırdığı laık
cumhunyet ılkelen bır yana atılacak-
tır Bu yaklaşımda, Tûrk devnmıne ve
Ataturk ılkelenne karşı çıkıldığı gun gı-
bı ortadadır
Bu komışmadan altı ay sonra ülke-
mızde bır dın şûrası toplanmıştır Bu-
rada da dın adamlarımızın dınsel konu-
lardan çok polıükayla uğraştıklan goz-
lenmıştır Şûradakı genel eğılım, "tûr-
banuı her yanda özgûrce kuOuuhnası,
tarikanannserbestbırakıhnaa,Taıikat-
bır Genel Başkanhğıadryla bir kurumun
ohışturuimaa'' yönunde belırienmış-
tır Tekke ve zavıyelen kapatan, tankat-
lara ızın vermeyen, yasanın bu- devran
yasası olduğu, anayasanın koruması al-
tında bulunduğu, değıştınlmesının soz
konusu olamayacağı akla bıle getınl-
memıştır
Her ne kadar laıklık ve türban tartış-
malan, sonuc belgesıne gereği gıbı yan-
sıtılmış değılse de, "laikHk, kısikrin
din ve vicdan özgûrlûklerinin gereği
olan turum ve davramşlannaaykm oia-
rakknllanıhnamahdır" gıbı tûmceler-
le ne demek ıstendığı bıraz ortulu de ol-
sa ortaya konulmuştur Kuran kurslan
hakkında yürurlüktekı yasalara aykm
kararlar ahnmıştır Aynca ılgınç bır ka-
rar da "laiküğuıyerdve evrenselboyut-
larmısaptama" çabasında gorulmustur
Sankı laıklığın boyutlan yuzyıllar bo-
yunca saptanmamış gıbı, konu bır ku-
nıla devredılmış, ışın yurutûlmesı go-
revı de Başkan Mehmet Nun Yılmaz'a
venhruştır
Sayın Yılmaz'ın drn şûrasma gotür-
düğü başka bır onen ıse çok duşundu-
rucudur Kuran kurslannın kuran eğı-
tım merkezı adına donuşturuhnesı ve
buradan çıkan çocuklanmızın "zorun-
lu eğıtuıı''den geçmış sayılması yolun-
dadır (Cumhunyet 26/11/1998)
Kıışkusuz tum bu yaklaşımlar, laık
cumhunyetten o gune değın venlen
odünlenn sonucudur Öyle anlaşıhyor
kı, sayuı başkan ve vakıf yonetıcılen,
kendı konumlannı bılmedıkien gıbı
"Diyanet İşkri Başkanlığı Kuruluş ve
Görevieri Hakkında Yasa*yı da gere-
ği gıbı algılayamamışlardır ÇunkuTur-
krye Cumhunven'nde eğıtıın sorunu, Dı-
yanet lşlen Başkanlığı'nın, ona bağlı
vakıflann ve dın şûralannın yetkı ala-
nı ıçınde değıldır Bu sorunlarla ılgılen-
mek ve gereklı duzenlemelen sapta-
mak devletın görevıdn-
Bugün gorulen karmaşanuı nedenle-
nnı uzaklarda aramamahdır Bunun ne-
denı laık cumhunyetten venlen odun-
lerdır Ama unutulmasın kı, laıklığe ay-
kınlık, cumhunyete aykınlıknr Laık-
lıkten ödun vermek, cumhunyetten
odun vermek demektn- Laıklık olduru-
lurse cumhunyet yaşatılamaz Cumhu-
nyetın getırdığı tüm kazanımlar ve cum-
hunyet kuruluşlan yok olur Laıklığe
saygısızhk, cumhunyete saygısızlıknr
Devletın başlıca görevı, cumhunyetı
öldürmek ısteyenlenn etkınlıklenm
durdurmak, bu gıbı saygısızlıklan ön-
lemek değıl mıdır''
ARADA BİR
EROL ERTUĞRUL
Hukukçu A\dın Ataturkçu Duşunce Derneğı Başkanı
Cıımhupiyetin Aülım Yfflan
Hep bılıyoruz kı, asıl savaş, aydınlanma savaşı,
Kurtuluş Savaşımızın utku ıle son bulmasından
sonra başlamıştır
Uygarlıkla aramızdakı uzaklık, Turk Devnmı ıle
kapatılmak ıstenılmış ve bu gınşım Cumhunyetın
ılk on yılında başanlmıştır Cumhunyetın ılk on yı-
lında yurdumuz, Onuncu Yıl Marşı'nda olduğu gı-
bı, demır ağlarta orulmuş, geleceğe umutla bakan
on beş mılyon genç yaratılmıştır Cumhunyetın ılk
on yılında, tum ulusun geleceğe umutla bakması-
nı sağlayan ve aydınlanmayı gerçekleştırme ama-
cındakı Ataturk'un yanında olanlara ne mutlu
1
Hal-
kı okur- yazar kılmak, Koy Enstıtulen ıle tum yur-
da ışık goturmek, eğıtım atılımının buyuk adımla-
ndır Hastalıklar, yokluklaryokedılmeyeçalışılmış-
tır Turk parasının değen, en yuksek yabancı pa-
raya eşıttır Kalkınma hızı, en gelışmış ulkeler du-
zeyındedır Ve ulkede, gorulmemış bır kalkınma
gınşımı başlatılmıştır Ve Mustafa Kemal, ulusa he-
defı şoyle gostermıştır "Dınlenmemek uzere yû-
rumeye karar verenlerasla ve asla yorvlmazlar Türk
gençlığı amaca, bızım yuksek Cılkümûze durma-
dan, yorulmadan yuruyecektır "
Cumhunyetın ılk on yılında Turkıye tum yoksul
ve ezılmış uluslara ornek olmuştur Tum yoksul ve
ezılmış uluslann hedefi "Turkıye gıbı olmak" olmuş-
tur
Bugun eğer onca olumsuz koşula karşın Turio-
ye Cumhunyetı dımdık ayakta ıse Musluman ul-
keler arasındakı en gelışmış ve en uygar, en çağ-
daş ulke ıse bunu Ataturk'un Cumhunyet Aydın-
lanması'na borçluyuz Bugun hâlâ onca olumsuz
koşula karşın, Kıbns'ta, Kerkukte, Azerbaycan'da,
Bosna'da, Balkanlar'da, Orta Asya'da acı çeken
ınsanlar, Turkıye'den yardım beklıyorlar ve Turio-
ye'ye guvenıyortarsa ve onlara Türkıye elınden gel-
dığınce sahıp çıkabılıyorsa, bunu Turk Aydınlan-
ması'na borçluyuz
Ancak, unutmamak gerekır kı, Turkıye bugun
hak ettığı yerde değıldır Bunun sorumlusu ıse Tur-
kıye'yı bır şenat devletı yapmak ısteyenlerie, Tur-
kıye'yı bolmeye, parçalamaya çalışanlar ve onla-
nn dış destekçılendır Ozellıkle, Turkıye'yı bırorta-
çağ karanlığına goturmek ısteyenlere, 1950 son-
rası sağcı ıktıdarlann çıkarcı, aymaz polıtıkacılan
destek vermıştır.
Içerısınde bulunduğumuz donemde yaşadığı-
mız onca ekonomık ve demokratık soruna, on yıl-
lardır Ataturkçu duşunce sıstemınden sapılmış ol-
masının neden olduğu artık lyıce bılınıyor Kar-
şıdevnmcılenn, Turk aydınlanmasını yok etmek
yolundakı ınanılmaz çabalan hâlâ surdurulmek ıs-
tenmektedır Bu aşağılık ışbıriığı yalnızca ulusumu-
zun gen bırakılmasına neden olmamış, aynı zaman-
da bır yığın kanlı eylemın gerçekleşmesıne de yar-
dımcı olmuştur Sevgılı Uğur Mumcu'nun katılle-
nnın bulunması ve bu tur kanlı cınayetlenn aydın-
lanması yolundakı çabalar bunu açık bır bıçımde
ortaya koymuştur
Ve geldığımız noktada, şenatçı örgutlere karşı bu-
gune değın devletın her kademesınde hoşgoru
gostenldığı ve bır bolum şenatçının devlete sızmış
olduğu da anlaşılmıştır
28 Şubat kararlan ıle resmen ulkemızın karşısın-
dakı en buyuk tehlıkenın ırtıca olduğu kabul edıl-
dıkten sonra, kara yobazlann, kanlı orgutlenn ce-
saretle uzerıne gıdılmıştır
Yurdumuzun dort bır yanından, dın adına vah-
şıce oldurulen ve gomulen ınsanlar ortaya çıktık-
ça, kanlı orgutlenn devlet ıçensındekı bağlantılan
saptandıkça, bır yığın utanmazın hâlâ konunun
onemını gozden ırak tutmaya çalışmalan, ancak
suçlulann telaşı bıçımınde değerlendınlebılır Gun
gıbı ortadadır kı, eğer 28 Şubat gerçekleştınlme-
mış olsaydı, ulusumuz daha buyuk acılar çekecek,
bır yığın kanlı cınayet aydınlanamayacaktı Irtıca-
nın uzenne gıdılememış olsaydı belkj de bır gun
çok geç olacaktı
Son olaylar gostermıştır kı, ulkemızın aydınlık
geleceğı ıçın yapılması gereken tek şey, devnm ya-
salarının uygulanması ve Turk aydınlanmasından
odun venlmemesıdır
21 yuzyıl ınsanlığa. toplum du-
zenlenne neler getırecek
9
Doğanın
yapısında ne gıbı değışıklıkler ola-
cak
7
Toplumlann degerien hangı yon-
de elkılenecek
9
21 yuzyılda azgelış-
mış ulkelen ne gıbı sorunlar beklıyor
7
Acaba azgelışmışler uygarlık trenını
kesın olarak kaçınyorlar mı
9
Bu du-
rumda azgelışmışler ne gıbı polıtıka-
lar oluşturmalılar
9
Bu ve benzen so-
rulara yanıt vermeye Turkıye ve Türk
toplumune denlı hazır
9
Teknolojının
getırdığı yenılıkler, toplumumuzun
sosyal değerlennde kalıcı ve çağdaş
etkıler yaratabılecek mı
9
Sosyal de-
ğerlerle teknolojı arasındakı çeüşme-
lernasıl ajılacak
7
21 yûzyılkuşkusuzgenetıkte,tek-
nolojıde, astronomı ve ıleoşunde bû-
yûk yenılıklere, buyuk değışımlere,
hepsı başlı başına devnm nıtelığınde
21. Yüzyıl Üzerine
YltL DOÇ. Dr. Ayşe AIALAY Marmara Unıversıtesı
bır dızı gelısmeye yol acacak Gene-
nk bılımındekı gelışmeler sadece Op
boyutunda kalmayıp berabennde bır
dızı etık ve sosyal sorunlan da getı-
recektır Gen teknolojısındekı ılerle-
meler sonucu çok değ^l 20-30 yıl son-
ra kadınlann doğum yapmasına ge-
rek kalmayacak Bu olgu da berabe-
nnde kaduı-erkek, ana-baba, aıle gı-
bı kavramlann gozden geçınlmesıne
yol açacak. Bu bılun dalı sayesınde
yaşlılık ve hatta ölüm bıle yenılme
aşamasına gelecek Genetık bılımı-
nın genreceğı bır başka olgu da üs-
tûn zekâlı ınsanlann kopyalanması
yoluyla gen kalnuş toplumlar uze-
nnde bır başka üstünluk kunna ola-
nağını sağlamasıdır Bu bakımdan az-
gelışmış ulkeler bu eksıklıklennı hıç
değılse eğınmın mtelığını artorarak bır
olçüde gıderebılırler Yeryuzu bu gı-
bı sorularla çalkalanırken uzayda ge-
lışmış ulkelenn yaranna olacak bı-
çımde yerleşım bınmlen açılarak yer-
yuzünde yoksul-varsıl aynmı daha da
buyüyeceknr Çünkü yeryüzünde gıt-
tıkce artan nufusa karşın doğal kay-
naklarbüvûkbırhızlatukrnınektedır
Tûkenen bukaynaklar arasmda çanş-
malann odagrnı su sorunu alacaknr
Kıtlıklar, açlıktan kıtle halinde olüm-
ler en çok yoksullan vuracaktır Var-
sıllann ıse uzayda yen hazmhr Uzay
araştırmalan bılgıye egemen olma
amacının yanında (çunku bır Alman
atasözünûn de belırttığı gıbı
tt
B3gi
güçnîr") ozellıkle varsdlann bu tur so-
runlanna yanıt bulma amacındadır
Yeryûzündeyoksullarbırkovasu bır
kâse buğday ıçm bırbırlennı yerierken
varsıllar ayda ya da herhangı bır ge-
zegende son derece gelışmış aygıtla-
nyla gulumseyerek yoksullann acmıa-
sız savaşlannı ızleyeceklerdır Bunlar,
21 yuzyıla aıt boluk porçuk duşûn-
celerdır Ozellıkle genetıkbılımınde-
kı ılerlemeler sevgı, kardeşhk, adalet,
ozgurluk, banş gıbı ahkksal (etık)
değerlerle beslenmedığı surece ın-
sanlık açısından son derece tehlıkeu
sonuçlarayolaçabılır "tnsaıyntaum
kurdudur." 21 yûzyüın Hobbes'ı
yanıltması dıleğıyle
GALATASARAY
ST.GALLEN
1905
22 AğustosSalı, 21:45te
(Naklen)
Hemen iiye olun,
yenilemenizi
son giine bırakmayın!
(0212)355 55 55
www.cine5.com.tr sadece
CUMHUBtYFTTEIV
OKURLARA
ORHANERİNÇ
FodufluKSrası BanaGeU...
Yazıyı geçen hafta kaldığımız yerden surdurelım
Polrtıkacılıklan devlet adamlıklanna tur bındıren
yonetıcılenmızın, yaptıklannı savunmak ıçın anaya-
sal br kulp takma konusundakı başanlan tartışılamaz.
Anımsarsınız, hukumette ve yerel yonetımlerde ık-
tıdar olan Refah Partılıler, ıçkıyı yasaklama konusun-
dakı şenatçı yaklaşımlannı, anayasanın "Gençlığın
Korunması" ust başlıklı 58'ıncı maddesının bır ıba-
resıne dayandırmışlardı "Devlet, gençlen alkol duş-
künlüğunden korumak ıçın gereklı tedbırien alır "
Aynı maddenın, ışlenne gelmedığı ıçın yok saydıkla-
n ılk paragrafı ıse şoyleydı "Devlet, ıstıklal ve cum-
hunyetımızın emanet edıldığı gençlenn müspet ıl-
mın ışığında, Atatûrk ılke ve ınkılaplan doğruttusun-
da ve devletın ülkesı ve mılletıyle bölünmez bütûn-
lüğûnü ortadan kaldırmayı amaç edınen görüşlere
karşı yetışme ve gelışmelennı sağlayıcı tedbıhen
alır."
"Dünyanın en uyumlu koalısyonunun" uyumlu
bakanlan da, Adalet Bakanı dışında, şımdı aynı yon-
temı ızlıyoriar (Uyumun sadece hukumet katında
kaldığını, lıderlenn mılletvekıllenne soz geçırememe-
nın sıkıntısı ıçınde yalpalamalannı gızlemeyı de -ba-
şaramasalar bıle- ıhmal etmemelen ayn bır konu)
Sayın Cumhurbaşkanı'nın 5 sayfalık lade yazısına
16 sayfalık bır ıçenkte yanıt veren Bakanlar Kurulu'nun,
ışlenne gelenlenn dışında kalan anayasa maddesı-
nı ve Anayasa Mahkemesı'nın karar gerekçelennı ya
okumadıklan ya da görmezden geldıklen anlaşılıyor
•••
HukukumuzunanrtınsanJanndanProf DrLütfiDu-
ran'ın Cumhunyette "Güneydoğu Kararnamelen"
başlığı ıle yayımlanmış bır yazısı var (7 Ocak 1991)
Yaâda, yayımlandıklan donemde "SansurSurgun Ka-
ramameten" olarak adlandinlan kanun hukmunde ka-
rarnamelen ırdelıyor Ve Anayasa Mahkemesı karar-
lannın bağlayıcılığını vurguluyor Yazıda kımı hukuk-
çularıçın şoyle bır değeriendımne de yer alıyor "Hu-
kukçuluğu hâlâ 'hıte-ı şer'ıye' buluculuğu sanan ve
öylece sûrdürenler "
Cumhurbaşkanı'nın anayasadakı yurutme ıle ıkjı-
lı görev ve yetkılen arasında yer alan "karamamele-
n ımzalamak" görevının, Bakanlar Kurulu'nun Sa-
yın Cumhurbaşkanrnı zorlamak ıçın tek dayanağı
olduğu anlaşılıyor
Prof Duran'ıntanımınauyanveolmadığıhaldeyet-
kın bınymış gıbı davranan kışılere yaraşan bırfodul-
lukta ortaya atılıp desem kı
Pekı Anayasanın 153'uncu maddesının "Anaya-
sa Mahkemesı kararlan Resmı Gazete'de hemen
yayımlanır ve yasama, yürûtme ve yargı organlan-
nı, ıdare makamlannı, gerçek ve tüzelkışılen bağlar"
hukmü, kırrnlennın sandığı gıbı pamuk ıplığıyle bağ-
lama anlamına mı gelıyor?
öyle ıse Anayasa Mahkemesı'nın Esas 1995/56,
Karar 1995/60 sayılı karannda yer alan şu bolum
muhabbet oteun dıye mı yazılmış "Bu kural, karar-
lan hemenyayımlamazorunluluğunu, tüm devlet or-
ganlannın, yonetım yertennın, gerçek ve tüzelkışı-
''' Wm, Anayasa Mahkemesı kararianna Wfgun davran-
ma ve karar gereklennı yenne getırme yûkumlulü^
ğünü duraksamaya yer vermeyecek bıçrmde orta*
ya koymaktadır Bu organlar, gerekçesı ve sonuç bö-
lümlenyle ayn ayn ya da tümuyle ıçenğıne katılma-
salar, bılımseiyöntemlerie efeştırselerde karann ge-
reğını savsaklamadan yenne getırmek, karara uygun
duzenlemelen gerçekleştırmek ve tersıne eylem ve
ışlemlerden kaçınmak zorundadırlar Anayasanın
153 maddesının son fıkrasıylaöngörülenbudurvm,
hukuk devletı olmanın, güçler aynlığı ılkesının, ana-
yasanın bağlayıcı ve üstünlüğünun, hukukun ustun-
lûğû ilkesının doğalgereğıdır' (1982 Anayasası - Mad-
de Gerekçelen ve Maddelerie llgılı Anayasa Mahke-
mesı Kararlan - Prof Dr Mehmet Akad / Doç Dr.
Abdullah Dinçkol - Alkım Yayınevı -1998)
•••
özal'ın dort eğılımınden sol dışında uçünu yenı-
den bırarayagetırmeye nıyetlendığı, açıklamalannın
yorumundan çıkanlabılen Başbakan Ecevrt'ın ımza-
sını taşryan yazı, Sayın Cumhurbaşkanı'na sankı şoy-
le dıyor "Anayasa Mahkemesı karahannı bırkere de/-
meWe bır şey olmaz Sız bu karan ımzalayın, sonra
da Anayasa Mahkemesı 'ne gıdın "
Benzemek yalnız Özal'la sınırlı olsa neyse Işın ıçı-
ne Menderes'e benzemek de kanşıyor Gençtenn ço-
ğu, Emeklı Sandığı Yasası'nın 39'uncu maddesınırı
1954 seçımlen sonrasında değıştınldığını ve DP hu~
kumetının hoşlanmadığı devlet gorevlılennı "görülen
lüzum üzenne" emeklıye sevk etme yetkısını aldığn
nı ve bunun da Yassıada davalannda DP'lılenn ba-
şına beta olduğunu anımsamazlar (27 Mayıs 1960
Devnmı - Dıktadan Demokrasıye - Haydar Tunçka-
nat - Çağdaş Yayınlan -1996)
Uyumlu koalısyon hukumetı, 46 yıl oncesıne don-
meye nıyetlı gıbı gorunuyor KHK ıle Hâkım ve Sav-
cılar Kanunu'nun 69 uncu maddesının değıştınlmek
ıstenmesı hepsınden de önemlı Anayasada Hâkım-
lık ve Savcılık Temınatı (Madde 139), Hâkımlık ve
Savcılık Mesleğı (Madde 140), Hâkım ve Savcılann
Denetımı (Madde 144) gıbı ozel bolumler varken ve
"Hâkımler ve savcılarazlolunamaz Hâkım vesav-
cılar hakkında dısıplın kovuştuıması açılması ve dı-
sıplın cezası venlmesı, hâkımlık temınatı esaslanna
göre kanunla düzenlenır" denılmışken
Mademkı hukumet, anayasaya saygılı olduğunu soy-
luyor, fodulluğu surdurup bır anımsatma daha yapa-
hm
Anayasanın dayanak olarak kutlantlan 91 'ına mad-
desınde şu bolum de var
"(KH) kararnameler, Resmı Gazete'de yayımlan-
dıklan gün, Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı'ne sunulur.
Yeth kanunlan ve bunlara dayanan kanun hükmün-
de kararnameler, Turiaye Bûyûk Mıllet Meclısı ko-
mısyonlan vegenelkurulda oncelıkle ve ıvedılıkfe gö-
rûşûlür."
Işte saygınızı gosterecek bır mıhenk taşı
Bu kadar laflan sonra modaya uyup durumu ozet-
leyen bır Bektaşı fıkrası patlatmanın tam yendır
Baba erenlen namaz kılmadığı ıçın kadının huzu-
runa goturmuşler Baba kendını savunurken "Kıtap-
tayen var" demış, "Namazayaklaşmayın"yaz\\t Ka-
dı kızmış "Onun devamı varbaba erenler, 'fçkılıyken'
dıyor" Baba erenler dıkılmış "Ben orasını bılmıyo-
rum."
Bu yazılan sozde demokratlar gıbı, şenatçılar, ta-
nkatçılar, Suleymancılar ve ozellıkle Fethullahçılar-
la bolüculer yuvalandıklan yerierde kalsınlar dıye
yazmryoruz Laık ve unrter cumhunyetı, demokratık,
hukuk devletı olma ozellığını orselemeden koruma
gereğıne ınandığımız ıçın fodullar arasına kanşma-
ya curet edıyoruz
Şunu da belırtelım, "Yoksa kafalan kanştırmak ıçın
hazıriandı da hemen üstune mı atladık" kuşkusunu
da taşımıyor değılız
•
Önumuzdekı pazartesrye kadar gonlunuzce br
hafta geçırmenız dıleğı ve saygılanmızla...
oerinc@cumhuriyetcom.tr.