25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2000 PAZARTESİ O L A l L A R V E G O R U Ş L E R olay.goms@curnhuriyet.com.tr S on gunlerde bır tartışma sunıp gıtmektedır ortalar- da Dıyanet Vakfi "nca çı- kanlan bır kıtapta,u ka<b- na nasıldavakaabnah? 'dır bu tartışmanın konusu \ akfin genel muduru ık "M üslümanın El Khabrnın vazan, bır basın toplan- tısı duzenleyerek "kadının dovulebik- ceğmL, erkeklerin birden çok kadınla evlenebileceğiııi''savunmakta Dıyanet Işlen Başkanı MehmetNuri Yılmaz'ın da çeşıtlı kıtaplannda ve bıldınlerınde özdeş goruşlen dıle getudığıru soyle- mektedırler Kınu yazarlar karşı çık- makta, kınulen de bu görüşun yanın- da yer almaktadır Bılındığı gıbı Dıyanet Vakfi, Baş- kanlığabağlıbırkuruluş Başkanlıkda Başbakanhğa bağlı yonetsel bır kurum- dur Dıyanet Işlen Başkanı aynı zaman- da vakfin da başkanıdır Başkan, soz ko- nusu kıtabın kendısının bulunmadığı bır zamanda onay aldığını soylemek- tedır Ardından bır kıtap daha çıkmıştır or- taya Ve laıklık karşıtı tumceler yer al- mıştırbu kıtapta Aynca"ordununmB- letin ordusu olmadığr yazılmıştır Or- talık bıraz daha kanşmıştır bu yuzden Kımın kımden sızlanacağı belh değıl- dır Bu arada, bugune değın ne ekıl- dıyse onun bıçıimekte olduğu unutul- muştur Dıyanet lşlen Başkanlığı, 1924 yılın- da Cumhunyet Turkıyesı'nın yarattığı ve devletın polıtıkasını ızlemekle yü- kumlu bır kuruluştur 633 sayıh kuru- luş ^ asasının 1 maddesıne gore "din- sel konularda toplumu aydınlatmak ve ibadetyerieriniyönetmek"le görevlen- dınlmıştır Ama ne \ ar kı uzun sûrcden ben dev letın gozu onunde laıklığe ay- kın da\Tanışlar sergılemektedır Daha 1970'lerde, Başkanlığın, "laikliğe ay- kın çahşmaJarda bulunduğu, Nurcu din göre> iılenm koruduğu, gericilik gj- rişımlerini desteklediği ve dinsel sömü- Diyanet ve Cumhunyet.:-: rfiyü gündemegetiren partOerinyanın- da yer akhğf" Senato Araştırma Yarku- rulu'nun yazanaklanyla belgelenmış- tır (Mdlıyet, 25 Şubat 1975) O yıllar- da mıllı eğıüm şûralanna katılan Dıya- net lşlen başkanlannın "din derslerinin yalmz imam-hatip okullanndan diplo- ma alanlara verdirilmesi" yolunda ku- hsler yaptıkları henuz unutulmuş değıl- dır Dıyanet lşlen'nce çıkanlan "Hutbe- ler" adlı bır kıtapta, "MflH hâkimiyet, kitabımızın ve peygamberimizin gös- terdiği joJdur" bıçunınde tumceler var- dır Cumhunyetın 50 yıldonumu nede- nıyle yayımlandığı vurgulanan bu kı- tabın hıçbır yennde ne Atatûrk adı, ne de cumhunyet sozcuğu vardır Bırkaç yıl önce yayımlanan "Günümüz Me- seleferineFetvalar" adlı başka bır kıtap- ta ıse şu gonışlere yer venlmıştır "fc- lamda dördfi aşmamak şarü fle birden çokkadmlaevteımek,biremirdeğiLib- tiyaç duyulması halinde bır ızın ve ruh- satür.Erkeğm güçlu, ıstekh, kadının za- yıf ve isteksiz veya kısır olması, bir sa- vaş sebebiyie erkeklerin azahp kadın- lann çoğalarakbir koruyucuya muhtaç olmaİan. erkeğin birden fazİa kadınla evknmesmde bu- zorunluluk olabiürT Görulüyorkı bu kıtabı yayımlayan Dı- yanet lşlen yoneücılen, hangı ulkede yaşadıklannın ayırdmda değıllerdır 1926'da yurürluge gıren Yurttaşlar Ya- sası de şenat hukukunun sınır dışına çı- kanldığını görmezlıkten gelmektedır- ler Yasalanmızın hıçbınnde fetva dı- ye bır kavram. fetva verecek bır kışı ve kurum olmadığını göz ardı etmekte- dırler Oysa, Dıyanet lşlen Başkanlığı dınsel bır kurum değıl, yonetsel bır ku- rumdur Gorevı de, dınuı toplumsal ve M. İskender ÖZTURANLI sıyasal alana taşmasını onlemektır Ve bu kurum, 1923 devrımcılennce "laik- liğin gereği olan kolhık işlevini görmek için kurulmuştur." Cumhunyet Turkıyesı 1924 yılından ben şenat kurallanyla değıl, aklın ve çağdaş uygarlığın gerektırdığı yasala- ra göre yonetılmektedır ya da oyle ol- ması gereklıdır Şenat hukuku 76 yıl ön- ce sınır dışına çıkanlmıştır Mustafa Kemal bıze, "yanlnusa, buyuruhnuşa körü körûne inanmamamızr oğret- mış, her ele aldığımız şeyde geleneğe, göreneğe saplanmadan aklımızı kul- lanmamızı "pozitif biKmfcrin ışığında bflmdn sûzgednden gecirmemizr oğut- lemıştır "Tann buyruğu mu diyorlar, Tann bize aJal venniş, akla aylan Tan- n buyruğuolamaz" demıştır "Bizflha- mımızı gökten ve gaipten değü, doğru- dan doğruv a ha>attan alnuş bulunuyo- ruz" dıyen de odur lnsanın, aklını kul- lanan brr varlık olduğunu çok ıyı bıl- dığı ıçın Turk ulusuna "ne bir ayet, ne bir dogma, ne de donmuş ve kahplan- mış kuraT bıraknııştır "Benim mane- vi mirasun alal ve bflundir" demıştır Ataturk de\Timıyle dın, kutsal yen olan vıcdanlara çekılmış, yonetımde "dine bağlı siyasal binm" gıtmış, onun yenne "ulusaJlık bağma dayaiı siyasal bir birim" gelmıştır Şenata uygunluk koşulu ortadan kalkmış, yönetımle ıl- gılı sorunlar dının dışına çıkanlmış- tır Dının şenat bolumü uygulama ala- nından kaldınlmış, ıbadet bolümu k o nınmuşrur Dıyanet lşlen Başkanlığı da yonetsel bır kurum olduğu ıçın bu kurallara uymak, cumhunyet ılkelen- ne bağlı kalmak zorundadır Bu ılkelere oncelıkle devletm ve cum- hunyet kuruluşlannın başındakılenn uyması gereklıdır Ne var kı uzun sü- redır devletı yonetenler de, Dıyanet Başkanlığı'na atananlar da bu kuralın dışına çıkmışlardır ve çıkmaktadırlar Sayın Mehmet Nun Yılmaz da bunla- nnarasındadır 1998yüında< 'KutMİDo- ğum Haftası" nedenıyle bır konuşma yapmıştır Bu konuşmada demıştır kı, "sonzarnanlardavahyinverüıeakhkoy- maya çataşanlar var. Vahyi bir yana bı- rakır, aldı savunursak muthı olacakmı- şu. Ben önce aklı savunan Cenabı Al- lah'tan akıl nryaz edrvorum." (Cumhu- nyet, 21/4/1998) Gorulüyor kı, sayın başkana gore akıl vahye göre ışleyecek, hem ahret hem dunya ışlennde vahyın belırledığı çızgıde düşünce uretılecek- tır Atatûrk devnmının getırdığı laık cumhunyet ılkelen bır yana atılacak- tır Bu yaklaşımda, Tûrk devnmıne ve Ataturk ılkelenne karşı çıkıldığı gun gı- bı ortadadır Bu komışmadan altı ay sonra ülke- mızde bır dın şûrası toplanmıştır Bu- rada da dın adamlarımızın dınsel konu- lardan çok polıükayla uğraştıklan goz- lenmıştır Şûradakı genel eğılım, "tûr- banuı her yanda özgûrce kuOuuhnası, tarikanannserbestbırakıhnaa,Taıikat- bır Genel Başkanhğıadryla bir kurumun ohışturuimaa'' yönunde belırienmış- tır Tekke ve zavıyelen kapatan, tankat- lara ızın vermeyen, yasanın bu- devran yasası olduğu, anayasanın koruması al- tında bulunduğu, değıştınlmesının soz konusu olamayacağı akla bıle getınl- memıştır Her ne kadar laıklık ve türban tartış- malan, sonuc belgesıne gereği gıbı yan- sıtılmış değılse de, "laikHk, kısikrin din ve vicdan özgûrlûklerinin gereği olan turum ve davramşlannaaykm oia- rakknllanıhnamahdır" gıbı tûmceler- le ne demek ıstendığı bıraz ortulu de ol- sa ortaya konulmuştur Kuran kurslan hakkında yürurlüktekı yasalara aykm kararlar ahnmıştır Aynca ılgınç bır ka- rar da "laiküğuıyerdve evrenselboyut- larmısaptama" çabasında gorulmustur Sankı laıklığın boyutlan yuzyıllar bo- yunca saptanmamış gıbı, konu bır ku- nıla devredılmış, ışın yurutûlmesı go- revı de Başkan Mehmet Nun Yılmaz'a venhruştır Sayın Yılmaz'ın drn şûrasma gotür- düğü başka bır onen ıse çok duşundu- rucudur Kuran kurslannın kuran eğı- tım merkezı adına donuşturuhnesı ve buradan çıkan çocuklanmızın "zorun- lu eğıtuıı''den geçmış sayılması yolun- dadır (Cumhunyet 26/11/1998) Kıışkusuz tum bu yaklaşımlar, laık cumhunyetten o gune değın venlen odünlenn sonucudur Öyle anlaşıhyor kı, sayuı başkan ve vakıf yonetıcılen, kendı konumlannı bılmedıkien gıbı "Diyanet İşkri Başkanlığı Kuruluş ve Görevieri Hakkında Yasa*yı da gere- ği gıbı algılayamamışlardır ÇunkuTur- krye Cumhunven'nde eğıtıın sorunu, Dı- yanet lşlen Başkanlığı'nın, ona bağlı vakıflann ve dın şûralannın yetkı ala- nı ıçınde değıldır Bu sorunlarla ılgılen- mek ve gereklı duzenlemelen sapta- mak devletın görevıdn- Bugün gorulen karmaşanuı nedenle- nnı uzaklarda aramamahdır Bunun ne- denı laık cumhunyetten venlen odun- lerdır Ama unutulmasın kı, laıklığe ay- kınlık, cumhunyete aykınlıknr Laık- lıkten ödun vermek, cumhunyetten odun vermek demektn- Laıklık olduru- lurse cumhunyet yaşatılamaz Cumhu- nyetın getırdığı tüm kazanımlar ve cum- hunyet kuruluşlan yok olur Laıklığe saygısızhk, cumhunyete saygısızlıknr Devletın başlıca görevı, cumhunyetı öldürmek ısteyenlenn etkınlıklenm durdurmak, bu gıbı saygısızlıklan ön- lemek değıl mıdır'' ARADA BİR EROL ERTUĞRUL Hukukçu A\dın Ataturkçu Duşunce Derneğı Başkanı Cıımhupiyetin Aülım Yfflan Hep bılıyoruz kı, asıl savaş, aydınlanma savaşı, Kurtuluş Savaşımızın utku ıle son bulmasından sonra başlamıştır Uygarlıkla aramızdakı uzaklık, Turk Devnmı ıle kapatılmak ıstenılmış ve bu gınşım Cumhunyetın ılk on yılında başanlmıştır Cumhunyetın ılk on yı- lında yurdumuz, Onuncu Yıl Marşı'nda olduğu gı- bı, demır ağlarta orulmuş, geleceğe umutla bakan on beş mılyon genç yaratılmıştır Cumhunyetın ılk on yılında, tum ulusun geleceğe umutla bakması- nı sağlayan ve aydınlanmayı gerçekleştırme ama- cındakı Ataturk'un yanında olanlara ne mutlu 1 Hal- kı okur- yazar kılmak, Koy Enstıtulen ıle tum yur- da ışık goturmek, eğıtım atılımının buyuk adımla- ndır Hastalıklar, yokluklaryokedılmeyeçalışılmış- tır Turk parasının değen, en yuksek yabancı pa- raya eşıttır Kalkınma hızı, en gelışmış ulkeler du- zeyındedır Ve ulkede, gorulmemış bır kalkınma gınşımı başlatılmıştır Ve Mustafa Kemal, ulusa he- defı şoyle gostermıştır "Dınlenmemek uzere yû- rumeye karar verenlerasla ve asla yorvlmazlar Türk gençlığı amaca, bızım yuksek Cılkümûze durma- dan, yorulmadan yuruyecektır " Cumhunyetın ılk on yılında Turkıye tum yoksul ve ezılmış uluslara ornek olmuştur Tum yoksul ve ezılmış uluslann hedefi "Turkıye gıbı olmak" olmuş- tur Bugun eğer onca olumsuz koşula karşın Turio- ye Cumhunyetı dımdık ayakta ıse Musluman ul- keler arasındakı en gelışmış ve en uygar, en çağ- daş ulke ıse bunu Ataturk'un Cumhunyet Aydın- lanması'na borçluyuz Bugun hâlâ onca olumsuz koşula karşın, Kıbns'ta, Kerkukte, Azerbaycan'da, Bosna'da, Balkanlar'da, Orta Asya'da acı çeken ınsanlar, Turkıye'den yardım beklıyorlar ve Turio- ye'ye guvenıyortarsa ve onlara Türkıye elınden gel- dığınce sahıp çıkabılıyorsa, bunu Turk Aydınlan- ması'na borçluyuz Ancak, unutmamak gerekır kı, Turkıye bugun hak ettığı yerde değıldır Bunun sorumlusu ıse Tur- kıye'yı bır şenat devletı yapmak ısteyenlerie, Tur- kıye'yı bolmeye, parçalamaya çalışanlar ve onla- nn dış destekçılendır Ozellıkle, Turkıye'yı bırorta- çağ karanlığına goturmek ısteyenlere, 1950 son- rası sağcı ıktıdarlann çıkarcı, aymaz polıtıkacılan destek vermıştır. Içerısınde bulunduğumuz donemde yaşadığı- mız onca ekonomık ve demokratık soruna, on yıl- lardır Ataturkçu duşunce sıstemınden sapılmış ol- masının neden olduğu artık lyıce bılınıyor Kar- şıdevnmcılenn, Turk aydınlanmasını yok etmek yolundakı ınanılmaz çabalan hâlâ surdurulmek ıs- tenmektedır Bu aşağılık ışbıriığı yalnızca ulusumu- zun gen bırakılmasına neden olmamış, aynı zaman- da bır yığın kanlı eylemın gerçekleşmesıne de yar- dımcı olmuştur Sevgılı Uğur Mumcu'nun katılle- nnın bulunması ve bu tur kanlı cınayetlenn aydın- lanması yolundakı çabalar bunu açık bır bıçımde ortaya koymuştur Ve geldığımız noktada, şenatçı örgutlere karşı bu- gune değın devletın her kademesınde hoşgoru gostenldığı ve bır bolum şenatçının devlete sızmış olduğu da anlaşılmıştır 28 Şubat kararlan ıle resmen ulkemızın karşısın- dakı en buyuk tehlıkenın ırtıca olduğu kabul edıl- dıkten sonra, kara yobazlann, kanlı orgutlenn ce- saretle uzerıne gıdılmıştır Yurdumuzun dort bır yanından, dın adına vah- şıce oldurulen ve gomulen ınsanlar ortaya çıktık- ça, kanlı orgutlenn devlet ıçensındekı bağlantılan saptandıkça, bır yığın utanmazın hâlâ konunun onemını gozden ırak tutmaya çalışmalan, ancak suçlulann telaşı bıçımınde değerlendınlebılır Gun gıbı ortadadır kı, eğer 28 Şubat gerçekleştınlme- mış olsaydı, ulusumuz daha buyuk acılar çekecek, bır yığın kanlı cınayet aydınlanamayacaktı Irtıca- nın uzenne gıdılememış olsaydı belkj de bır gun çok geç olacaktı Son olaylar gostermıştır kı, ulkemızın aydınlık geleceğı ıçın yapılması gereken tek şey, devnm ya- salarının uygulanması ve Turk aydınlanmasından odun venlmemesıdır 21 yuzyıl ınsanlığa. toplum du- zenlenne neler getırecek 9 Doğanın yapısında ne gıbı değışıklıkler ola- cak 7 Toplumlann degerien hangı yon- de elkılenecek 9 21 yuzyılda azgelış- mış ulkelen ne gıbı sorunlar beklıyor 7 Acaba azgelışmışler uygarlık trenını kesın olarak kaçınyorlar mı 9 Bu du- rumda azgelışmışler ne gıbı polıtıka- lar oluşturmalılar 9 Bu ve benzen so- rulara yanıt vermeye Turkıye ve Türk toplumune denlı hazır 9 Teknolojının getırdığı yenılıkler, toplumumuzun sosyal değerlennde kalıcı ve çağdaş etkıler yaratabılecek mı 9 Sosyal de- ğerlerle teknolojı arasındakı çeüşme- lernasıl ajılacak 7 21 yûzyılkuşkusuzgenetıkte,tek- nolojıde, astronomı ve ıleoşunde bû- yûk yenılıklere, buyuk değışımlere, hepsı başlı başına devnm nıtelığınde 21. Yüzyıl Üzerine YltL DOÇ. Dr. Ayşe AIALAY Marmara Unıversıtesı bır dızı gelısmeye yol acacak Gene- nk bılımındekı gelışmeler sadece Op boyutunda kalmayıp berabennde bır dızı etık ve sosyal sorunlan da getı- recektır Gen teknolojısındekı ılerle- meler sonucu çok değ^l 20-30 yıl son- ra kadınlann doğum yapmasına ge- rek kalmayacak Bu olgu da berabe- nnde kaduı-erkek, ana-baba, aıle gı- bı kavramlann gozden geçınlmesıne yol açacak. Bu bılun dalı sayesınde yaşlılık ve hatta ölüm bıle yenılme aşamasına gelecek Genetık bılımı- nın genreceğı bır başka olgu da üs- tûn zekâlı ınsanlann kopyalanması yoluyla gen kalnuş toplumlar uze- nnde bır başka üstünluk kunna ola- nağını sağlamasıdır Bu bakımdan az- gelışmış ulkeler bu eksıklıklennı hıç değılse eğınmın mtelığını artorarak bır olçüde gıderebılırler Yeryuzu bu gı- bı sorularla çalkalanırken uzayda ge- lışmış ulkelenn yaranna olacak bı- çımde yerleşım bınmlen açılarak yer- yuzünde yoksul-varsıl aynmı daha da buyüyeceknr Çünkü yeryüzünde gıt- tıkce artan nufusa karşın doğal kay- naklarbüvûkbırhızlatukrnınektedır Tûkenen bukaynaklar arasmda çanş- malann odagrnı su sorunu alacaknr Kıtlıklar, açlıktan kıtle halinde olüm- ler en çok yoksullan vuracaktır Var- sıllann ıse uzayda yen hazmhr Uzay araştırmalan bılgıye egemen olma amacının yanında (çunku bır Alman atasözünûn de belırttığı gıbı tt B3gi güçnîr") ozellıkle varsdlann bu tur so- runlanna yanıt bulma amacındadır Yeryûzündeyoksullarbırkovasu bır kâse buğday ıçm bırbırlennı yerierken varsıllar ayda ya da herhangı bır ge- zegende son derece gelışmış aygıtla- nyla gulumseyerek yoksullann acmıa- sız savaşlannı ızleyeceklerdır Bunlar, 21 yuzyıla aıt boluk porçuk duşûn- celerdır Ozellıkle genetıkbılımınde- kı ılerlemeler sevgı, kardeşhk, adalet, ozgurluk, banş gıbı ahkksal (etık) değerlerle beslenmedığı surece ın- sanlık açısından son derece tehlıkeu sonuçlarayolaçabılır "tnsaıyntaum kurdudur." 21 yûzyüın Hobbes'ı yanıltması dıleğıyle GALATASARAY ST.GALLEN 1905 22 AğustosSalı, 21:45te (Naklen) Hemen iiye olun, yenilemenizi son giine bırakmayın! (0212)355 55 55 www.cine5.com.tr sadece CUMHUBtYFTTEIV OKURLARA ORHANERİNÇ FodufluKSrası BanaGeU... Yazıyı geçen hafta kaldığımız yerden surdurelım Polrtıkacılıklan devlet adamlıklanna tur bındıren yonetıcılenmızın, yaptıklannı savunmak ıçın anaya- sal br kulp takma konusundakı başanlan tartışılamaz. Anımsarsınız, hukumette ve yerel yonetımlerde ık- tıdar olan Refah Partılıler, ıçkıyı yasaklama konusun- dakı şenatçı yaklaşımlannı, anayasanın "Gençlığın Korunması" ust başlıklı 58'ıncı maddesının bır ıba- resıne dayandırmışlardı "Devlet, gençlen alkol duş- künlüğunden korumak ıçın gereklı tedbırien alır " Aynı maddenın, ışlenne gelmedığı ıçın yok saydıkla- n ılk paragrafı ıse şoyleydı "Devlet, ıstıklal ve cum- hunyetımızın emanet edıldığı gençlenn müspet ıl- mın ışığında, Atatûrk ılke ve ınkılaplan doğruttusun- da ve devletın ülkesı ve mılletıyle bölünmez bütûn- lüğûnü ortadan kaldırmayı amaç edınen görüşlere karşı yetışme ve gelışmelennı sağlayıcı tedbıhen alır." "Dünyanın en uyumlu koalısyonunun" uyumlu bakanlan da, Adalet Bakanı dışında, şımdı aynı yon- temı ızlıyoriar (Uyumun sadece hukumet katında kaldığını, lıderlenn mılletvekıllenne soz geçırememe- nın sıkıntısı ıçınde yalpalamalannı gızlemeyı de -ba- şaramasalar bıle- ıhmal etmemelen ayn bır konu) Sayın Cumhurbaşkanı'nın 5 sayfalık lade yazısına 16 sayfalık bır ıçenkte yanıt veren Bakanlar Kurulu'nun, ışlenne gelenlenn dışında kalan anayasa maddesı- nı ve Anayasa Mahkemesı'nın karar gerekçelennı ya okumadıklan ya da görmezden geldıklen anlaşılıyor ••• HukukumuzunanrtınsanJanndanProf DrLütfiDu- ran'ın Cumhunyette "Güneydoğu Kararnamelen" başlığı ıle yayımlanmış bır yazısı var (7 Ocak 1991) Yaâda, yayımlandıklan donemde "SansurSurgun Ka- ramameten" olarak adlandinlan kanun hukmunde ka- rarnamelen ırdelıyor Ve Anayasa Mahkemesı karar- lannın bağlayıcılığını vurguluyor Yazıda kımı hukuk- çularıçın şoyle bır değeriendımne de yer alıyor "Hu- kukçuluğu hâlâ 'hıte-ı şer'ıye' buluculuğu sanan ve öylece sûrdürenler " Cumhurbaşkanı'nın anayasadakı yurutme ıle ıkjı- lı görev ve yetkılen arasında yer alan "karamamele- n ımzalamak" görevının, Bakanlar Kurulu'nun Sa- yın Cumhurbaşkanrnı zorlamak ıçın tek dayanağı olduğu anlaşılıyor Prof Duran'ıntanımınauyanveolmadığıhaldeyet- kın bınymış gıbı davranan kışılere yaraşan bırfodul- lukta ortaya atılıp desem kı Pekı Anayasanın 153'uncu maddesının "Anaya- sa Mahkemesı kararlan Resmı Gazete'de hemen yayımlanır ve yasama, yürûtme ve yargı organlan- nı, ıdare makamlannı, gerçek ve tüzelkışılen bağlar" hukmü, kırrnlennın sandığı gıbı pamuk ıplığıyle bağ- lama anlamına mı gelıyor? öyle ıse Anayasa Mahkemesı'nın Esas 1995/56, Karar 1995/60 sayılı karannda yer alan şu bolum muhabbet oteun dıye mı yazılmış "Bu kural, karar- lan hemenyayımlamazorunluluğunu, tüm devlet or- ganlannın, yonetım yertennın, gerçek ve tüzelkışı- ''' Wm, Anayasa Mahkemesı kararianna Wfgun davran- ma ve karar gereklennı yenne getırme yûkumlulü^ ğünü duraksamaya yer vermeyecek bıçrmde orta* ya koymaktadır Bu organlar, gerekçesı ve sonuç bö- lümlenyle ayn ayn ya da tümuyle ıçenğıne katılma- salar, bılımseiyöntemlerie efeştırselerde karann ge- reğını savsaklamadan yenne getırmek, karara uygun duzenlemelen gerçekleştırmek ve tersıne eylem ve ışlemlerden kaçınmak zorundadırlar Anayasanın 153 maddesının son fıkrasıylaöngörülenbudurvm, hukuk devletı olmanın, güçler aynlığı ılkesının, ana- yasanın bağlayıcı ve üstünlüğünun, hukukun ustun- lûğû ilkesının doğalgereğıdır' (1982 Anayasası - Mad- de Gerekçelen ve Maddelerie llgılı Anayasa Mahke- mesı Kararlan - Prof Dr Mehmet Akad / Doç Dr. Abdullah Dinçkol - Alkım Yayınevı -1998) ••• özal'ın dort eğılımınden sol dışında uçünu yenı- den bırarayagetırmeye nıyetlendığı, açıklamalannın yorumundan çıkanlabılen Başbakan Ecevrt'ın ımza- sını taşryan yazı, Sayın Cumhurbaşkanı'na sankı şoy- le dıyor "Anayasa Mahkemesı karahannı bırkere de/- meWe bır şey olmaz Sız bu karan ımzalayın, sonra da Anayasa Mahkemesı 'ne gıdın " Benzemek yalnız Özal'la sınırlı olsa neyse Işın ıçı- ne Menderes'e benzemek de kanşıyor Gençtenn ço- ğu, Emeklı Sandığı Yasası'nın 39'uncu maddesınırı 1954 seçımlen sonrasında değıştınldığını ve DP hu~ kumetının hoşlanmadığı devlet gorevlılennı "görülen lüzum üzenne" emeklıye sevk etme yetkısını aldığn nı ve bunun da Yassıada davalannda DP'lılenn ba- şına beta olduğunu anımsamazlar (27 Mayıs 1960 Devnmı - Dıktadan Demokrasıye - Haydar Tunçka- nat - Çağdaş Yayınlan -1996) Uyumlu koalısyon hukumetı, 46 yıl oncesıne don- meye nıyetlı gıbı gorunuyor KHK ıle Hâkım ve Sav- cılar Kanunu'nun 69 uncu maddesının değıştınlmek ıstenmesı hepsınden de önemlı Anayasada Hâkım- lık ve Savcılık Temınatı (Madde 139), Hâkımlık ve Savcılık Mesleğı (Madde 140), Hâkım ve Savcılann Denetımı (Madde 144) gıbı ozel bolumler varken ve "Hâkımler ve savcılarazlolunamaz Hâkım vesav- cılar hakkında dısıplın kovuştuıması açılması ve dı- sıplın cezası venlmesı, hâkımlık temınatı esaslanna göre kanunla düzenlenır" denılmışken Mademkı hukumet, anayasaya saygılı olduğunu soy- luyor, fodulluğu surdurup bır anımsatma daha yapa- hm Anayasanın dayanak olarak kutlantlan 91 'ına mad- desınde şu bolum de var "(KH) kararnameler, Resmı Gazete'de yayımlan- dıklan gün, Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı'ne sunulur. Yeth kanunlan ve bunlara dayanan kanun hükmün- de kararnameler, Turiaye Bûyûk Mıllet Meclısı ko- mısyonlan vegenelkurulda oncelıkle ve ıvedılıkfe gö- rûşûlür." Işte saygınızı gosterecek bır mıhenk taşı Bu kadar laflan sonra modaya uyup durumu ozet- leyen bır Bektaşı fıkrası patlatmanın tam yendır Baba erenlen namaz kılmadığı ıçın kadının huzu- runa goturmuşler Baba kendını savunurken "Kıtap- tayen var" demış, "Namazayaklaşmayın"yaz\\t Ka- dı kızmış "Onun devamı varbaba erenler, 'fçkılıyken' dıyor" Baba erenler dıkılmış "Ben orasını bılmıyo- rum." Bu yazılan sozde demokratlar gıbı, şenatçılar, ta- nkatçılar, Suleymancılar ve ozellıkle Fethullahçılar- la bolüculer yuvalandıklan yerierde kalsınlar dıye yazmryoruz Laık ve unrter cumhunyetı, demokratık, hukuk devletı olma ozellığını orselemeden koruma gereğıne ınandığımız ıçın fodullar arasına kanşma- ya curet edıyoruz Şunu da belırtelım, "Yoksa kafalan kanştırmak ıçın hazıriandı da hemen üstune mı atladık" kuşkusunu da taşımıyor değılız • Önumuzdekı pazartesrye kadar gonlunuzce br hafta geçırmenız dıleğı ve saygılanmızla... oerinc@cumhuriyetcom.tr.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle