Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 AĞUSTOS 2000 ÇARŞAMBA CUMHURtYET SAYFA
DEPREM DOSYASI
Marmara Depremi'nde zarar görenler, bugün başvurmazlarsa tazminat haklannı yitirecekler
Depremzedelerîıı son günüSİBEL HZILIŞIK
OZANYAYMAN
İSTANBUL / tZMtR - Mar-
rnara depreminin ardından can
ve mal kaybına uğrayan yurttaş-
lann, yerel yönetimler ve mer-
kezi yönetiminağır ihmalleri ne-
deniyle oluşan zararlann gideril-
mesi isteminde bulunabilmeleri-
nin süresi bugün doluyor. Dep-
remzedelerin bugûn akşama ka-
dar başvurularını yapmamalan
halinde tazminat isteminde bulu-
namayacaklan belirtildi. Zarar
gören yurttaşlar, bugûn çalışma
saati sonuna kadar Bayındırlık
ve Iskân Bakanlığı, Devlet Plan-
lama Teşkilaü, yerel yönetimler
ve valiliklere karşı suç duyurusu
niteliğindeki dilekçeleriyle hu-
kuki sûreci başlatabilecekJer. Bu
tanhten sonrakı yazılı başvurula-
nn geçersiz olacağı ve işleme ko-
nulmayacağ] bildınldı.
Hukukçular, idare hukukuna
göre, kamu yönetiminde açık
hizmet kusuru bulunan yetkili
• îstanbul Barosu Genel Sekreteri Mert Er Karagülle, 10 bini
aşkın tespit davasına karşın çok az tazminat davası açıldığını,
depremzedelerin yargılama sonucunda bir şey elde edebileceğini
düşünmediğini belirtti. Karagülle, devletin delil toplama
konusunda ısrarcı davranmadığını ve yetersiz tespit nedeniyle
savcılann da dava açmakta tedirgin olduğunu ifade etti.
zenlemekre göre de zararm olu-
şumundan 1 yıl içinde dava aç-
mak gerekir. Bu yoruma kaufar-
sanız, süre bu akşam sona eriyor.
İkmtigorüşegöreiseortada 'söz-
leşmeden doğan bir eksiklik'
vanhr, yükümlülükler yerine ge-
tiribnenıiştir. Burada 5 yıflık bir
ı süresi var. Bana gö-
birimlerin tazminat ödemesinin
zorunhı olduğunu kaydediyorlar.
Marmara depreminin ardından
yaşanan felakete yönelik tüm ve-
rilerin, inşaatlann yapı normla-
nna uygun denetlenmediği yö-
nünde olduğunu kaydeden uz-
manlar, 1. derecede deprem böl-
gesınde yapılaşmaya ızın veren
tüm kurumlann ağır hizmet ku-
suru işlediklehni belirtiyorlar.
Adapazan'nda yıllar önce de
büyük ölçekli bır deprem mey-
dana geldiğini, buna karşın böl-
geye yeniden yapılaşma izni ve-
rildiğıni belırten Avukat Noyan
Özkan, bunun bile başlı başına
bir kusur olduğunu söyleyerek
"Sözkonıısuuygulama, 17Ağus-
tos depreminde mağdur olan
yurtaşlann Bayındırlık Bakanb-
ğj, DPT, yerel yönetimler ve vaü-
Kklerhakkmdatazminat taJebiy-
le suç duyurusunda bulunmala-
n için yeterü olacakbr" dedi.
Îstanbul Barosu Genel Sekre-
teri Avukat Mert Er Karagülle,
depremden 1 yıl geçtikten sonra
sorumluluğu net bir şekilde orta-
ya koyacak, yargılamaya temel
teşkil edecek delillerin yeterli öl-
çüde elde edilemediğini, savcıla-
nn da bu nedenle yargılama sü-
recini başlatamadığını söyleye-
rek "Çünkü devlet,defil toplama
konusnnda ısrarcı davranmadı,
bu yfikü bjreyiere birakû" dedi.
Karagülle, depremin akabinde
10 bini aşkın tespit davası açıldı-
ğını, buna karşın tespit davasına
dayanarak çok az tazminat dava-
sı açıldığını belirterek "Tazmi-
nat davasnun açılabilmesi için
depremzede ya kendisi bizzatda-
vasını açacakü; ancak deprem-
den sonra oralan terk etti. Ya da
avukat tutacakn, buna da maddi
imkânı oimadı, çekti ghU Zaten
çoğuda yargdama sonucunda bir
şey elde edebfleceğinî dûsünme-
diler" diye konuştu.
Depremden sonra devletin,
genel uygulamayı esnekleştire-
cek, bürokrasiyi azaltacak dü-
zenlemelere gitmesi gerektiğini
anlatan Karagülle, şöyle devam
etti: "AdHye personefa' arasuıda
ölen, yaralanan var, göç oldu.
Yargılama o*ıtwıni hnhmdtrmali
için baa zararlar, yargtlamaya
gerek kalmaksran devlet tarafin-
dan karşılanabttir,
na iüşkuı gecki hflküm getirflebi-
lirdi."
Müteahhitler, mimarlar, tek-
nik sorumlulara karşı açılacak
tazminat davalan için son süre
tartışmalı. Karagülle, bu konu-
daki iki görüşü şöyle anlattı:
"Birinci görüşe göre bu dava-
larda sorumhı tutulan Idşjlerin
yapoğı haksız fiil'dir.Geneldü-
re müteâhhit bmayı tesam ettiği
anda eksMğin variığı tespit edi-
lemeyeceği, zarar yıkımla birtik-
te ortaya çıkacağı için zamanaşt-
mı süresi burada binanın tesli-
miyle değü, binanın yıkıkhğı an
başbtr. Ancak bu konu tarnşma-
b oMuğu için davamn en son bu-
gün açdmaa daha vararb obcak-
nr."
tstanbul Barosu Başkanı Yö-
cel Sayman, doğal afetler konu-
sunda yüklü bir mevzuat bulun-
masına karşın gereklı hukuksal
güvencelerden yoksun olundu-
ğunu belirterek, depremle ilgili
olarakTBMM'nin ve hükümetin
aradangeçen biryılda yeterli ya-
saJ önlemleri almadığını belirtti.
AYINDIRLIK BAKANIKORAYAYDIN
'Konuûar sağlam
zeminde yapüdı
J
BOLU/ADAPAZARI
(Cumburiyet) - Bayındır-
lık ve Iskân Bakanı Koray
Aydın, deprem bölgesin-
deki kalıcı konutlann
beklenilen süreden daha
erken bitirilebileceğini
belirtti. Aydın, geçmişten
ders aldıklannı ifade ede-
rek kalıcı konutlan sağ-
lam zeminlere yaptıklan-
nı bildirdi.
Marmara Depremi'nin
I. yıldönûmûnde Bolu,
Düzce ve Adapazan'nda
yaptmlan kalıcı afet ko-
nuttafrnda incelemelerde
1
bulunan ve inşaatlar için
150 günlûk süre verildiği-
ni anımsatan Bakan Ay-
dın. konutlann tahmin
edilen süreden daha erken
bitirilebileceğini söyledi.
Aydm, konutlann yüksek
kaütede ve özel bir mıma-
ride yapıldığını belirte-
rek, "aîet konutundan"
çok "örnek kontıt" niteli-
ği taşıyan kalıcı konutlar-
da ısı yalıtım tekniği uy-
gulanarak yüzde 40 yakıt
tasarrafu sağlanacağını
da bildirdi.
Kalıcı konutlara arazi
tespiti için aylarca çalışıl-
dığımjeolojikjeoteknik
incelemeler yapıldığını
ve bulgulara göre alan
tespit edildiğini anlatan
Aydm, Îstanbul ve Anka-
ra'daki lüks semtlerdeki
binalardan daha yüksek
kalitede inşaatlar yapıldı-
ğını söyledi. Aydın,
"Prestij projesi olabilecek
konut alanlan üretiyonız.
İşin peşini bırakmayaca-
giz, masa başında değD
şannyelerde işi taldp ede-
ceğjz" dedi.
Bolu'dan sonra Düz-
ce'ye giden Aydm, Düz-
ce kent merkezine 6 kilo-
metre mesafedeki alarun
10 bin konutluk altyapı
işinin bittiğini bildirdi.
Bu bölgeye 7 bin konut
yapılacağını ve yapımcı
firmalann şantiyelerini
kurduklarmı ifade eden
Aydm, geri kalan 3 bin
konutluk yerieşim alanı-
nm ise Düzce'nin ileride-
ki konut gereksınıtnine
göre değerlendirileceğini
söyledi. Söz konusu yer-
ieşim bölgesinin ileride
yeni Düzce'nin çekirdeği
olacağını ifade eden Ay-
dın, şöyle devam etti:
"Yalova aNrvyonlu bir
arazide kurulmus.
1939'da Erancan yıkıldı.
Aynı Erzincan aynı yerde
1992'dedevüakh.l967'de
Sakarya yıkddL 1999da
aynıyerde yineyüakn. Biz
geçmişten ders alan bir
anlayış ortaya koy uyoruz.
Burada yapdan bu çahş-
maya bu emeğe berkesin
saygı duyması lazun. Ma-
sabaşı söylemlerden uzak-
laşmak lazım."
rİANDlLLfDE TANITIM YAPILDI
Işıkara çizgifilm
kahramanı oldu
'Depremdedeve Doğa' adh çizgi filrnde,
tt
Depremdede" olan Prof. Dr. Işıkara,
Meltem ve Yıldınm adh çocuklara önce depremin nasıl meydana geldi^ni da-
ha sonra ise deprem öncesinde, sırasuıda ve sonrasında neler yapdması gerek-
tiğini anlabyor. Işıkara'nın kendi sesinden hazırianan çizgi filmde, "Doğa"
adh kedi de çocuklaria buükte depreme hazırlanmayı öğreniyor.
Îstanbul HaberServisi-
Bogaziçi Üniversitesi
fBU) Kandilli Rasathane-
si Müdürü Prof.Dr. Ahmet
Mete Işıkara, kendisinin
de "Depremdede" adıyla
kahramanlan arasında yer
aldığı, çocuklan deprem
konusunda bilinçlendir-
meyi amaçlayan çizgi fil-
mi tanıttı.
Kandilli Rasathanesi ve
Suadiye Rotary Kulübü ta-
rafindan hazırianan "Dep-
remdede ve Doğa" adh
çizgi filmin Kandilli Ra-
sathanesi 'ndeki tanınmın-
dan önce, basın mensup-
lanna 16 dakika 30 saniye
süren, 3 bölümlük çizgi
fîlm gösterildi.
Film gösteriminin ardın-
dan bir konuşma yapan
BÜ Kandilli Rasathanesi
ve Deprem Araştrma Ens-
titüsü Müdürü Işıkara, ha-
zırianan çizgi filmin, 1996
yılından beri çocuklann
deprem konusunda bilinç-
lendirilmesi çabalannm bir
parçası olduğunu söyledi.
Söz konusu çizgi filmin
deprem öncesi, sırası ve
sonrasında neler yapılma-
sı gerektiğini içerdiğini an-
latan Işıkara, "Bu çizgi ffl-
mi çocuklanmızuı eğftimi
konusuna olağanüstü bir
katkı olarak görüvorum.
Fümde, çocuklanmız üze-
rinden büyüklere de me-
sajlar var" diye konuştu.
Prof. Dr. Işıkara, med-
yamn da deprem eğitimi
konusundaki çabalanna
destek vermesi gerektiğini
ve çizgi filmin çocuk saat-
lerinde belli aralıkJarla
gösterilmesinin çok yarar-
lı olacağını belirtti.
Işıkara, Milli Eğitim
müdürlükleri aracılığıyla
da fılmi, Türkiye'deki tüm
okullara ulaşürmaya çalı-
şacaklannı ifade etti.
Çizgi filme "dünya ço-
culdarmabirarmağanoto-
rak" baktığını belirten Işı-
kara, "Özellikk deprem-
den zarar görmüs ülkele-
rin çocuklan için çokeğtti-
d ve öğretid bir çizgi drye
bakrvorum. Fflm, Ahnan-
ca, Ingilizce, Fransızca,
Itahanca, Japonca ve Js-
panyokaya da çevrikcek.
Çocuklannuza armağan
olsun" diye konuştu.
2420. Bölge Guvernörü
Hatke Şarizideprem egitı-
minin çocuğa erken veril-
mesının, bilinçli toplum
oluşumundaki önemini be-
lirtti. Filmin yapımcısı AH
MuratErkorkmazda dep-
remin bir korku değıl, bir
doğa olayı olduğunun an-
latüması gerektığine dik-
kat çekerek "Bu fflmin en
büyüközefiıği,birumut fil-
mi ohnası" dedi.
Erkorkmaz, fümin 3 ay-
lık birçalışmanm ürünü ol-
duğunu sözlerine ekledi.
IMO Genel Sekreteri Şevket Çorbacıoğlu, ölümlerden 'insanlann' sorumlu olduğunu söyledi
6
îstat]bi]l karaııtiııava abnsm
9
MUTLUSERELİ
ANKARA - tnşaat Mühendisleri
Odası (ÎMO) Genel Sekreteri Şevket
Çorbacıoğhı, 17 Ağustos depreminin
olağanüstü felakete dönüşmesınin
özündeki nedenin "göç" olduğunu
belirterek çarpık yapılaşmamn adeta
depreme davetiye çıkardığını söyledi.
"Siyasi StT alanı" olarak nitelediği
Istanbul'da günde 78 kaçak konut in-
şa edildiğini, konutlann yüzde
70'inin kaçak olduğunu anlatan Çor-
bacıoğlu, "tstanbul'un varoşlan ka-
rantinayaanmp 1998'devürürlüğegi-
ren deprem yönermeKğine göre teda-
viedflmeüdir'dedı
Şevket Çorbacıoğlu, depremin üze-
rinden geçen 1 yıl içinde Türkiye'de
çok fazla şeyin değişmediğini söyle-
di. "Deprem değfl, bina öldürür" öz-
deyişinin dillere yerleştigini belirten
Çorbacıoğlu, "Hayır. Binalan da biz
İDsanlar yapügumza göre, oldüren ne
deprem, ne debina; öMüren insan" di-
ye konuştu. Çorbacıoğlu, Türkiye'nin
son 95 yılda meydana gelen 126 dep-
remde nitel ve nicel olarak "uyankn-
ğını" belirterek bunlardan hiçbir ders
alınmadığım söyledi.
17 Ağustos depreminin ardından da
birkaç popülist girişim yapılacağım
kaydeden Çorbacıoğlu, "Zaman için-
de yüzyıhn bu en büyük depreminin
yararüğı yaralan sarmışgörünüpola-
yı her zamanki aymazhldar bütünün-
T T K C e n e l M ü d ü r ü Y e n e l : K u r t a r m a e k i b i h a z ı r
'Madenciler araçbekliyor'
ALtAYAROĞLU
ZONGULDAK - Marmara ve Dûzce
depremlerinin ardından çok sayıda kişinin
yaşamını kurtaran madenciler, kurtarma ekibi için
araç gereç yardunı bekliyor. Türkiye Taşkömürleri
Kurumu (TTK) Genel Müdürü Omer Yenel, 400
kişilikekiplerininkurtarmaçahşmalan içinhazır
bulunduğunu bildirdi. TTK Genel Müdürü Ömer
Yenel, dün yaptığı basın toplantısında, deprem
sonrasında yapılan çahşmalan anlattı. Yenel,
oluşturduklan 800 kişilik arama-kurtarma ekibinin
her an göreve hazır olduğunu belirterek şöyle
konuştu: "Deprem sonrası afet böigesine ilk ulasan
arama kurtarma ekibi maden işçileriydL Maden
işçilerinj deprem sonrası süratle bölgeye gönderdik.
3 saat içerisinde çauşmaya başiaddar. Biznn
farkhhğınıız diğer arama kurtarma ekiplerinin
enkazm özerinden delerek mndahalede bulunması,
bizim ise alttan delerek canbya alaşmasHbr. Bu
madencinin başanh olmasında etkfli obnustur. Şu
anda ekibimiz 800 kisiden ohışuyor. Bunun 400
kisisi ber an hazır bekliyor. 800 eğftümiş insan hem
öretime katkıda buhınacak, hem de temenni
etmediğimiz afetlerde insani sorumhüuğunu yerine
getirecek. Bugüne kadar ekonomik koşollar
nedeniyle gerekli araç ve gereçlerimizi
tamamlayamadık."
Yenel, madencilerin kurtarma çahşmalannda
kullanmak için özellikle seyyarjeneratör, hidrolik
araçlar, elektronik kesici aletler ve diğer arama
kurtarma araçlanna gereksinimleri olduğunu
belirtti. Ömer Yenel, TTK'nin ayhk zarannm 14
trilyonunun hazineden karşılandığını belirterek
radikal kararlarla zaran en aza indirmeye
çalışacaklannı ifade etti.
deki seyrine btraknuş olacağız ve yine
deprem öncesi ve deprem sonrası ka-
hcı önlemler konusunda çahşmalan
başlatmayacağız" dedi.
Deprem teknolojisini geliştirmiş
ülkelerde yapım sürecinin arsa üreti-
mi ile başladığını, "Etüt, fizibilite ra-
porlan, planlama, proje ve uygulama"
olmak üzere 5 aşamadan oluştuğunu
anlatan Çorbacıoğlu, Türkiye'deki
yapım sürecimn ise proje uygulama
aşamalan ile sınırlı olduğuna dikkat
çekti.
Çorbacıoğlu, planlama aşamasının
ise sadece "siyasi otorite taranndan
kentve kryıranürunböhlşümü nokta-
suıda" dikkate alındığmı belirterek
17 Ağustos felaketinin böyle bir du-
yarsızlığm sonucu olduğunu kaydet-
ti. Şevket Çorbacıoğlu, inşaat sektö-
riinde acilen alınması gereken önlem-
leri şöyie sıraladı:
• Çevresel etki değerlendirme ra-
poru gibi, deprem değerlendirme ra-
poru da yapım süreci öncesinde zo-
runhı olarak görühnetidir.
• Fay zonlanndaki arsa üretimi ras-
yonel mühendislik bilimi doğrultu-
sunda işletilerek doğana ve doğaya
öncelik tamyan yapı sürecine dönüş-
türühnelidir.
• Geleneksel yapı teknoktjisi terk
edflip özeüikJe tüm &y zonlannda en-
düstrryel yapı teknolojisiyie stabil ve
seri üretim sürecine geçümeBdir.
• Fay hatlanndaki tarun alanlan ke-
sinlikle sanayi ve konutalanlanna ka-
patılmalıdır.
• Nükkerenerji santraDan aktif fay
haüanndan uzak tutulmalıdır.
• Günde 78 kaçak konutun inşa
edildiği, 23 milyon kişinin bannabi-
leceği yüzde 70'i kaçak 1 milyon 445
konuta sahip, siyasilerimizin SÎT ala-
m îstanbul varoşlan karantinaya alı-
mp 1998'de yürürlüğe giren deprem
yönetmeliğine göre tedavi edilmeli-
dir. Aynca, Izmir varoşlanyla birlik-
te Ankara Demetevler, Karşıyaka
çevresi ve tüm kıyı kentlerimizdeki
kıyı betonlaşmalan da ivedi rehabili-
tasyon sürecine sokulmalıdır.
• Fay hatn üzerindeki, özellikle kır-
sal kesim kent ve köy yerteşimlerinde
her 5 aüeyedevlet destekti çadır bulun-
durma zorunluluğu getirOmelidir.
• Deprembilirnini kurumsallaştıra-
rak "deprem mühendisfiğinin" yay-
gınlaştınhnası gereklidir.
• OzeOikle deprem kuşağı bölgesin-
dekiortaöğretimkurumlarmazorurı-
hı olarak uygulamah deprem dersi
konmabdır.
DÜZ1AZI
ORHAN BİRGİT
Bleri Armut
Toplayan Muttalefet!
Cumhurbaşkanı önceki gün başkente döndü. Dün
de hükümet, kanun hükmünde kararnamesini tek
keiime değişiklik yapmadan on yedi sayfalık bir ge-
rekçe yazısı ile Çankaya'ya yeniden gönderdi.
Şimdi kamuoyunda haklı ve gergin bir bekJeyiş dö-
nemi başladı:
Ne olacak? Cumhurbaşkanı.ikinci kez kendisine
sunulan KHK!
yi imzaJayacak mı imzalamayacak mı?
Hükümetin gerekçeleri, bu kez Sezer'in eski görüş-
lerini törpülemesini sağlayacak mı?
Ecevit'in dün sabah Hacıbektaş'a giderken oto-
mobilini durdurma gereğini duyarak konvoydaki ga-
zetecilere Cumhurbaşkanı ile bugün saat 11 'de gö-
rüşme yapacağını söylemesi, devletin doruğundaki
küskünlük söylentilerinin giderilmiş olduğunun bir
belgesi olarak mı kalacak; yoksa bütün yaşamı bo-
yunca insan sevgisini, hoşgörüyü yaymaya çalışmış
büyük Veli'nin izlediği yol, Çankaya-hükümet ilişki-
terine de egemen mi olacak?..
Sanınm Başbakan da, dün Hacıbektaş yolunda
bugünkü buluşma haberini verirken kısaca söyledik-
leri ile ikinci yol için beklentilerini öne çıkarcJı. Üçfü ko-
alisyon hükümetinin gösterdiği uyumun Çankâya ile
de sağlanabileceginin beklentiterinin attını çizdi.
Tüm bu gelişmeler olurken muhalefetin, özellikle
parlamento içindeki muhalefet partilerinin ne yaptı-
ğtnı merak etmez misiniz?
Kanun hükmünde kararnameter, Cumhurbaşka-
nı'nın ve bir kısım bilim adamlannın ve yazarlann da
ileri sürdüğü gibi gerçekten anayasaya aykın mıdır?
Aykjn ise, kendilerinden beklenilen tek görev, bu ko-
nuda görüş bildirmekle sınırtı olan bilim adamlan gi-
bi, demeçterle yetinen bizim muhalefet partilerimiz bu
krizin baş göstermesinden bu yana, o görüşlerin tıp-
tasını tekrarlamaktan başka bir şey yapamazlar mıy-
dı?
Bakıntz, bu kanun hükmünde karamame olayı, bu-
günkü koalisyon hükümetinin patentinde bir buluş
değildir. 1982 Anayasası'nda hükümetlere bu tür ka-
ramame çıkarma hakkı tanınmış ve özellikle Turgut
Özal döneminde büyük bir ivme ile birbiri arkasına
çıkanlan KHK'lerden hemen hiçbirisi, yine anayasa-
daki açık hükme karşın Türkiye Büyük MiHet Mecli-
si'nde ele alınmamıştır.
Anayasa, KHK'leri çıkaran hükümetlerin, bunlan
Resmi Gazete'de yayımlandığı gün TBMM Başkan-
lığı'na sunmakla yükümlü olduğunu bildiriyor
TBMM Kanunlar Müdüriüğü'nde tam 259 KHK,
genel kurul gündemine alınmak için dolaplarda bek-
letiliyor. 2 KHK tasansı da genel kurul gündeminde
ve alt sıralarda
Parlamento, bunlan görüşecek; onaylarsa KHK'ter
birer yasa olarak sıra numarası alarak kalıcılık kaza-
nacak. Yok onaylanmazsa, işte o zaman bir sözde
bilim adamının Sayın Cumnurbaşkanı'na tavsiye et-
tiği biçimde gerçekten "çöpe atılacak"!..
Ama bizim dünkü ve bugünkü muhalefet partiteny
mizden hiçbirisi -ki bunlann arasında 18 Nisan 1998
öncesi TBMM'de ağırttğı olması gereken CHP de
vardır- hiçbir girişimde bulunmamıştır.
Şimdi hepsi tek ağızdan, son KHK için Cumhur-
başkanı'na akıl hocalığı yapmaya kalkışmayı birer
muhalefet görevi sayıyorlar.
Hele bugünkü parlamentoda 103 milletvekiii bulu-
nan "ana muhalefet" srfatlı Fazilet Partisi ile 85 san-
dalyeye sahip Doğruyol Partisi'nin sözcüleri, ellerin-
de bir kâgrt toman ile kameralann karşısına geçip
KHK yüzünden hükümete veryansın etmiyorlar mı?
Sadece eteşt'ri ile de yetinmiyor, hükümete TB-
MM'yi toplaması için çağn yapıyor, Cumhurbaşka-
nı'ndan onay imzasını esirgemesini ısrarla istiyorlar!
Oysa biliniyor ki, TBMM çalışmalanna ara vermiş
ise toplanma çağnsı ya cumhurbaşkanı, ya hükümet
ya da milletvekiii tam sayısmın beşte birinin imzala-
yarak TBMM Başkanlığı'na başvurusu ile yapılıyor.
550 tam sayılı parlamentomuzda beşte bir imza
110 milletvekiii demek. Bugünkü Meclis'teki muha-
lefet milletvekillerinin sayısı ise 188.
188 milletvekiii çağn yapmış olsaydı, şu ünlü KHK
olayı çoktan TBMM'de ele alınacak ve elbette iktidar
partilerinin ikisi içindeki müttefıkleri de yanına alarak
muhalefetin hükümeti sorgulamasına dönüşecekti.
Bu iki kere ikinin dört ettiği gerçeğini, ne FP ne de
DYP bilmemiş olamazlar. Ama her ikisi de ya mini ba-
sın toptantlan ya da yaz pikniklerindeki söyleşileri ile
yetinmeyi yeğlediler.
Meclis'i toplantıya çağırmıyor, olayı miting alanla-
nna indirmeye cesaret edemiyorlar. Ama sanal Inter-
net anketieri ile halkın yüzde 81'inin KHK karşıtı ol-
duğunu söyleyip avunmakla yetiniyorlar. Bir tür ka-
yıkçı kavgası ile yetinip elleri armut toplayan bir mu-
halefeti, kamuoyu tabanı sanarak o taban üstünde
kimse şov yapmaya kalkmamalıdır.
Faks: 0212 - 677 07 62
E-mail: obirgitle-kolay net
Belediyeler konuk ediyor
Dep^mzede çocııklar
Yunanistan
9
da tatilde
ÎstanbulHaber Servi-
si-Yunanistan'ın Sapes
ve Komotini belediye-
leri, 13-18 yaşlan ara-
smda 60 Gölcüklü dep-
remzede genci tatil için
ülkelerine davet ettiler.
Türkiye ve Yunanis-
tan'dan 40 üniversite
ögrencisı de "Banştçin
Türk-Yunan Üniversite
ÖğrencOeri Toplanası"
için Istanbul'da bulusa-
caklar.
İnsan Kaynağını Ge-
liştirme Vakfı (İKGV)
ile Sapes ve Komotini
belediyelerinin ortakla-
şa düzenledikleri genç-
lik kampında, konser,
eğlence, spor etkinlik-
leri yer alacak. 18-30
Ağustos tarihleri ara-
smda gerçekleşecek ge-
zi hakkında bilgi veren
İKGV Genel Müdürü
DemetGüraL gençlerin
tüm giderlerinin bu iki
belediye tarafindan kar-
şılanacağını belirterek
şunlan söyledi: "Dep-
remin yaratnğı tüm
olumsuzhıklann yanın-
da güzel şeyler de olu-
yor. Bunlann en önem-
üsi de geBşen uhıslara-
rası dosthıİdar. İlk gün-
lerden beri bizünle bir-
Kkte olan Yunanh dost-
larumzın verdiği destek
sürüyor. Geçen ay, Palea
Fokea'da Yunanh aileler
yanında konaklayan
gençler son derece güzel
anılar ve olumlu izle-
nimlerle döndüler."
Türk ve Yunanis-
tan'dan 40 üniversite
öğrencisi ise 18-25
Ağustos tarihleri arasın-
da Istanbul'da buluşa-
rak, uzmanlann başkan-
hğmda "sorun çözme"
eğitimi görecekler.