27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2000 ÇARŞAMBA HABERLER Trafik teröpü dupmuyop: 15ÖIÜ • Haber Merkezi - "Yurdun çeşitlı yerlerinde dün meydana gelen kazalarda 15 kişi yaşamını yitirirken çok sayıda yurttaş da yaralandı. Manisa'nın Salihli ilçesi Sarp kasabası yakınlannda yolcu otobüsü, hatalı sollama sonucu kamyona çarptı. Kazada 4 kişi öldü, 12 kişi de yaralandı. Yaralılar Salihli Devlet ve SSK Hastanesı'nde tedavi altına alındı. Habitat Forumu toplanıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Toplu Konut Idaresi (TOKİ), 400'e yakın kamu, özel ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin yer alacağı Türkiye Habitat Forumu'nu, 7-8 Eylül 2000 tarihlennde Ankara'da toplayacak. TOKJ Başkanı Kamil Uğurlu, "Bu toplantıda amaçlanan, tstanbul'da tüm ülkelerin kabul ettiği ve insan yerleşmeleri ile ilgili geleceğe yönelik çözümlerin yer aldığı Habitat Gündemi'ni ülke koşullanna göre uygulamak ve hayata geçirmektir" dedi. Eylül ayında toplanacak Türkiye Habitat Forumu'nun bu çalışmalann ilki olduğunu belirten Uğurlu, "Ülkemizdeki yerel ve merkezi idarelerle, sivil toplum kuruluşlan arasında işbirliği bilincinin gelişmesine katkı saglayacaktır" dedi. İskolu barajı • ADANA(AA)- DlSK'e bağh Genel-lş -8endikası 6. Bölge Şube :•• Başkanı Mehmet Emın Sosar, "DlSK ve bağh sendıkaJann çalışmalanru ve demokrasi mücadelesini hiçbir güç durduramaz" dedi. Sosar. yüzde 10'luk işkolu barajı sistemiyle DtSK. ve bağh sendikalann tehdit edildiğini, çalışmalanru ve demokrasi mücadelelerini hiçbir gücün durduramayacağını söyledi. Sosar, "DtSK'i tasfıye etmek isteyen anlayışı her zaman her yerde mahkûm etmeye devam edeceğiz"' dedi. Çukobirlik kaymyor • ADANA (AA) - DlSK Tekstil tşçileri Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Kazım Doğan, Çukobirlik'in bugünkü durumuna gehnesinin sorumlusunun işçiler ohnadığını belirterek, "Binlerce kişinin kapı önüne konuhnasına müsaade etmeyeceğiz" dedi. Doğan, Çukobirlik'te mali kriz gerekçe gösterilerek işçilerin kademeli olarak ücretsiz izne çıkanhnalan üzerine, Çukobirlik çahşanlannın alın terlerini sonuna kadar koruyacaklanru söyleyerek, "Bu mücadelemizde emekten yana olan tüm siyasi partileri yanımızda görmek istiyoruz" dedi. Deprem I lZMtT (Cumhuriyet) -Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Dr. Füsun Sayek, deprem bölgesindeki hastanelerin yatak kapasitelerinde önemli azahnalar olduğunu söyledi. Sayek, Izmit'te düzenlediği basın toplantısında, deprem bölgesinde 1 yılın değerlendirmesini yaptı. Bölgedeki sağlık personeli sorununun halen devam ettiğini belirten Sayek, bölge dışına atanan personel sayısının yeni atanan personelden daha fazla olduğuna dikkat çekti. Irticai kadrolan temizlemeyi amaçladığını öne süren Başbakan, Gülen'e desteğini gizlemiyor Ecevit yargıyı etkîliyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamudaki irticai kadrolan temizlemek istediği gerekçesıni öne sürerek hazır- ladığı kararname nedeniyle Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer'le çatışan Başbakan Bûlent Ecevit. hedefi devlet- te kadrolaşarak şeriatı getirmek olan Fethullah Gülen'e yönelik desteğini açıktan duyuruyor. Başbakan Bülent Ecevit'in de üyesi olduğu Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) 1999 yıhnda yaptığı bir toplan- tıda sunulan Gülen raporunda, Fethul- lahçılann amaçlan karşısında engel ola- rak gördükleri Türk Silahlı Kuvvetle- ri'ne (TSK) sızmaya büyük önem ver- diğinin altı çizilmişti. Gülen'in "Huruç Harekâtı" olarak adlandınlan yönte- miyle, devlete sızma operasyonunun ta- mamlanmasının ardından tran benzeri bir darbeyle yönetimi ele geçirmeyi he- deflediği vurgulanıyordu. Hükümet, kamudaki irticacı persone- li ihraç edebihnek gerekçesiyle hazırla- dığı karamame nedeniyle devlet zirve- sinde gerilim yaratırken Başbakan Ece- vit'in sürmekte olan bir adli soruştur- mayı yönlendirecek bir şekilde Gülen hakkında verilen tutuklama karanna üzüldüğünü açıklaması yargı çevrele- rinde garip karşılandı. Fethullahçılarla ilgili olarak devletin güvenlik ve istihbarat birimleri tarafın- dan hazırlanan raporlarda, Gülen'in 1980 yıhnda "Huruç (Atüım) Harekâ- n" başlatma karan aldığı vurgulanarak bu amaçla Millı Eğitim, Içişleri ve Ada- let bakanlıkları ile TSK başta olmak üzere devlet kadrolanna sızma talima- tının cemaat üyelerine verildiği belirtil- di. Sızma çahşmalannınsonaermesinin ardından Fethullah Gülen'in talimatıy- la harekete geçilerek rejim dini esaslar eksenine oturtulacak. Raporlarda. Gü- len'in devlete sızma çalışmalanna iliş- kin şu saptamalar yapıldı: • Gülen, askeri okulların tümünde yandaşlanm veya yetiştirdiği çocuklan istihdam etmeye, özel imkânlar sağlaya- rak subay ve astsubay çocuklannı okul ve dershanelerine kaydetmeye çahşmak- tadır. • Tankata girmiş olan askeri persone- le "Çalışın, IngUizce öğrenin, amirleri- nizle iyi geçinin ve kendinizi saklaym" gi- bi dört öğüt vermesi gelecekteki niyet- lerini açıklamak bakımından çok dikkat çekici bulunmaktadır. • Bugün birinci öncelikli tehditolarak algtlanan siyasal İslama karşı Gülen'i bir umuttşığıolarakgörenler, ksa birza- man sonra bu yanügmuı ağır faturasuu ödemek meeburiyetinde kalacaklarthr. • Gülen grubu silahlı kuvvetlere sız- ma girişimlerini planlı, programlı, sin- si ve yanıltmacı bir biçimde sürdürmek- te, çalışmalannın önünde engel olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'ni görmektedir. • Bu bakundan herfirsattaorduyu ele geçirmek amacıyla sızma girişimlerini sessiz ve derinden devam ettirmektedir. • Gülen grubu Nurcu tarikatı, Silah- lı Kuvvetler içerisinde yapılanabihnek ve ileride etkinliğe kavuşabihnek ama- cıyla yeni projeler üretmeye başlamış- tır. • Anılan kesim tarafindan bu yöntem- le 5 Ue 7 yü arası bir sürede Silahh Kuv- vetler içerisinde cemaat olarak söz sahi- bi bir konuma gelebilecekleri şeklinde değerlendirmeler yapdmaktadu*. • Fethullahçılar, polis kolejlerine öğ- renci sokmak, öğretim üyelerini özel olarak seçtirmek ve cemaate bağh po- lislerin daha öğrencilik yıllanndan iti- baren beyinlerini yıkamak suretiyle em- niyet teşkilatında oldukça etkin hale gel- mişlerdir. Ecevit çifti ilçedeki Hacı Bektaş \'eli Müzesi'ni gezdi, 700 yıllık dut ağacuıdan dut yedi. kutsal sudan içti. Ecevitkr, böbrek hastası bir genç kızı da tedavi için Ankara'ya getirdi. (Fotoğraflar: AA) Uluslararası Hacı Bektaş Veli'yi anma törenleri bugün başlıyor Sefcer Hacıbektaş'ta yok SERTAÇ EŞ SELAHATTİN ŞAHİN HACIBEKTAŞ - Başbakan Bülent Ecevit. Hacıbektaş'ı yal- nız Alevi, Bektaşi ve Islam ale- mi için değil bütün dünya için önemli bir kültür merkezi ola- rak gördüklerini söyledi. Yülar- dan beri Hacıbektaş'a 16 Ağus- tos günleri geldiğıni belirten Ecevit, "Hacı Bektaş Veli bütün insanhğa insanlık dersi vermiş- tir. Bundan sonraki siyasal yaşa- mımda Hacıbektaş'ın gereksin- melerini karşüamayı görev bfle- ceğjm" dıye konuştu. MHP Ge- nel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Devlet Bahçeü. Hacı Bektaş VeK'nin bugün bile bü- tün dünya bilim çevrelerinin saygıyla andıklan bir fikir ve i- nanç önderi olduğunu belirtti. 37. Geleneksel, 11. Uluslara- rası Hacı Bektaş Veli'yi anma törenleri bugün başlıyor. Baş- bakan Ecevit, dün incelemeler- de bulunmak ve açılışlara katıl- mak üzere Hacıbektaş'a geldi. Ecevit'i Nevşehir-Kırşehir il sı- nınnda yetkililer ve sınırlı sayı- da partili karşıladı. Ecevit, Ha- cıbektaş ilçesinin girişinde bu- lunan kültür merkezinde ilçenin sorunlan hakkında yetkililerden bilgi aldı. Burada Ecevit'e bir tablo ve porselen bir tabak ar- mağan edildi. Ecevit, ilçedeki Hacı Bektaş Veli Müzesi'ni gezdi. 700 yıllık dut ağacından dut yedi, kutsal sudan içti. Hacı Bektaş Veli'nin türbesini ziyaret eden Başbakan Ecevit ile eşi Rahşan Ecevit, bu- rada dua etti. Ecevit, bir yurttaş tarafindan yaptınlan anaokulu- nun açılışının ardından 1992 yı- lından beri yapımı süren Kültür Merkezi'nde incelemelerde bu- lundu. Ecevit, kültür merkezi- nin bir an önce bitirihnesi için elinden geleni yapacağını söy- ledi. Tören günü programın yoğun olması nedeniyle ilçenin sorun- lannı yeterince irdeleyebilmek için ziyaretini bir gun önceye al- dığını anlatan Ecevit, "Hacı- bektaş üçesini ülke için bütün dünya için ve insanlık için önem- li kültür merkezi olarak görüyo- ruz" dedi. Bu konuda bazı ek- siklikleri gidermek için çaba gösterdiklenni belirten Ecevit, "Başka bazı eksikliklerde olabi- Kr. Onlan yerinde inceleyeceğiz. Kısasürede Alevive Bektaşi âle- mi. yalnız İslanı âlemi için değil. bütün dünya için Hacıbektaş'ın önemli bir kültür merkezi ola- rak gelişeceğine inamyorum. Bu konuda elimizden geleni yapa- cagE" dedi. Ecevit, ilçeden aynhşında gö- çer Çingene yurttaşlann çadır- lanna da uğrayarak bir süre soh- bet etti. Çingene vurttaşlar Ece- vitler'i alkışlarla karşılayıp uğurladılar. Ecevitler, Kırşehir- Kayseri karayolunda seyreder- ken yolda kendilerine el salla- yan bir böbrek hastası genç kı- zı da tedavi için Ankara'ya ge- tirdi. Birkavşaktakonvoyudur- duran Rahşan Ecevit, koruma- lann da yardımıyla yanına yak- laşan Çetin Bozkurt ve kızı Fat- ma ile yakmdan ilgilendi. Rah- şan Ecevit, baba Bozkurt'tan bilgi aldıktan sonra kendılennı seçim otobüsüyle Ankara'daki Başkent Üniversitesi Hastane- si'ne getirdi. MHP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardımcısı Devlet Bah- çeli. anma törenleri nedeniyle Hacıbektaş Belediyesi Başkanı Mustafa Ozcivan'a mesaj gön- derdı. Bahçeli, Hacı Bektaş Ve- li'nin Anadolu'nun Türkleşme- sinin manevi mimarlanndan ol- duğunu belirtti. ANAP Genel Sekreteri Ab- dülkadir Baş, Hacıbektaş tlçe Başkanlığı'nda düzenlediği ba- sın toplantısında, bizi biz yapan değerlerin temellerini, Hoca AhmetYesevi. Lokman-ı Paren- de, Hacı Bektaş Veli, \unus Em- re, Şeyh Edebaİü ve Mevlana gi- bi isimlerin attığını vurguladı. Baş, "Anadohı'yu bizim yapan ve ebediyete kadar da bize ait kılan değerleri koruyup yaşat- mak ve daha ileri düzeylere taşımak zorundayız"' dedi. Sayman 'Imztdamak zorunda değil' tstanbul Haber Servisi - Istanbul Barosu Başka- nı Yücel Sayman, Cum- hurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer'in hükümetin kendisine ikinci kez gön- derdiği KHK'yi imzala- mak zorunda olmadığmı belirterek "Cumhurbaş- kanmı söz konusu KHK'yi imzalamaya zor- layacak hukuki bir dü- zenleme bulunmamakta- dır" dedi. Istanbul Barosu Yöne- tim Kurulu, 17 Ağustos depreminin 1. yıldönümü ve KHK tartışmasıyla il- gili bir basın toplantısı düzenledi. Sayman, me- murlann işten atılmasını kolaylaştıran KHK'nin Gumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e 2. kez gönderildiğini anımsata- rak " Bakanlar Kurulu Cumhurbaşkanı'nm im- zasnu 'şekli bir onaydan' ibaret görmekte ve KHK'yi Cumhurbaşka- nı'nın imzalamamasuu 'keyfi bir tutum' olarak nitelendirmektedir'" dedi. Bakanlar Kurulu'nun ha- zırladığı KHK taslağınm TBMM'nin yetkilerini gasp ettiğini öne süren Sayman, Cumhurbaşka- nı'nm yetkisini keyfi ola- rak değil, hukukun üstün- lüğü ve hukuk devleti bi- lincine dayalı görevi çev- resinde kullandığını ifa- de ederek "Cumhurbaş- kanım, söz konusu KHK'yi imzalamaya zor- layacak hukuki bir dü- zenleme buJunmamakta- dır. Cumhurbaşkam KHK'yi ünzalamak zo- runda değildir" dedi. Başbakan Ecevit'in tt ka- tükre de maaş ödüyoruz" sözlerini eleştiren Say- man, bir tt katil"in işten çıkartılmasının zor ohna- dığını da belirtti. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Profesör Asım Mutlu, Emil Galip Sandalçı, Aysel Öymen, Mahmut Tali Öngören. Doçent Tuna AJp, ressam Tiraje Dik- men, Doçent Mete Tunçay, Ali Sirmen, mimar Yücel Gûrsel, Doçent Hüseyin Batuhan, Di- lek Ramazanoğlu, Mürüvvet Özsöyler, Cem Gürakan Ada Dostlan Derneği adına 11 Ocak 1991 tarihinde bir açıklama ya- parlar. Bu kadar tanınmış ismin bir- likte uzun bir açıklama yapma- sının nedeni, adalardaki çamla- ra yönelik ortaya atılan yeni pro- jedir. Ada dostlan uzun bildirile- rinin bir kısmında şunlan belirtir- ler: "Adalarda kızılçamlardoğal olarakyetişen ağaçtır, 250yılci- vannda yaşayan bu çamlarken- diliğinden bitiyor, çok hızlı ço- ğalıyor, yayılıyor. Kendi kendini doğal olarak yenileyerek kısa zamanda ormana dönüşüyor- lar. Kızıl çamların kendileriniye- nilemeleh, yangınlardan sonra da görûlüyor, birkaç yıl içinde biten çamlaryenilerin yerini alı- yor, orman kendini yeniliyor." Adalı aydınlar, 9 yıl önce kızıl çam ormanlarının korunması gerektiğini savunurken şunlan dasöylediler: "Adaormanlann- da bu sağlıklı gelişme, bilindiği gibi Cumhuhyet'in ilk dönemle- Adalarm Çamlannı Yok Etmek rinde çıkanlan Orman Yasa- sı'nın ürünûdür. Bu yasa saye- sinde tarihleri boyunca yakılan, kesilen, yağma edilen Ada çamlıklan korumaya alınmış, bi- limsel bakım uygulanmış, yeşil alanlaria, ormanlara dokunul- mazlık getihlmiştir." 9 yıl önce böyle bir duyuruyu yapma gereğini neden duymuş- lardı? Bildiride bunlar da yer alı- yor: "Ancak son ikiyıldır bu du- rvm değişmiş bulunuyor; Ada çamlıklannda bakım durdurul- muş, haşere mücadelesi yapıl- mıyor, çamlar ölüme terk edil- mekte. Orman Idaresi, kendisi ormandan çam kesiyor, çam yakıyor, çünkü Adalarda maki florası ile kızıl çamlan değiştir- meye karar vermiş, (Bir rapor hazıriamışlar)yeherine kestane, meşe gibi yapraklı ağaçlar diki- lerek(çamlar ise 12 ay yeşil ka- lır) sedirgibi bazı çam türieri de- nenecekmiş. "Adalılar, bu karann kaldınl- masını, haşere mücadelesinin -fiziksel ve kimyasal- derhal başlatılmasını, çamlann mutla- ka kurtanlmasını istiyorlar. Kal- dı ki haşere mücadelesi yasal bir yükümlülüktür Orman Ida- resi için...Aynca yeniden ağaç- landırmada dikilecekyeni türie- rin başanlı olacağı bilimsel açı- dan da çok kuşkuludur. Alman- ya 'da kara çamlann yehne latin çamı dikilerek girişiien deneyi- min tam bir başansızlıkla so- nuçlandığı biliniyor. Büyüka- da'da kesilen koca yemişlerin yakınında dikilen yeni ağaçlann çoğunun tutmamış olduğu da bilinmektedir." Bildiri ilginç bir iddiaya da ce- vap vererek devam ediyor: "Kı- zıl çamlann çirkin biçimli olduk- lan veya gölge yapmadıklan gi- bi iddialar ise tartışılmayacak kadar tutarsızdır." Bugün aramızda olmayan Emil Galip Sandalçı, Mahmut Tali Öngören, Profesör Asım Mutlu. Doçent Tuna Alp'in de bulunduğu Ada dostları, Ada çamlannı yok etme girişimini o dönemde geri püskürttüler. Hat- ta zamanın Tanm Bakanı Vtefa Tanır, Ada dostlanna duyarlılık- lan nedeniyle teşekkür etti. ••• Bütün bunlan neden hatırlat- mak gereğini duydum: Önceki gün Büyükada'da çıkan ve kay- makam Mustafa Farsakoğ- lu'nun dirayetli yönetimi ile sön- dürülen yangın hepimizin yüre- ğini ağzına getirdi: "Acaba çam ormanını bu şekilde yok etmek miistiyorlar" sorusunu endişey- le birbirimize sorduk. Çünkü 11 yıl.aradan sonra Adalar Orman Idaresi'nin hazırladığı yeni bir ra- por, eskisini tekrar ediyor. Yıllardır Adalılar, Adanın çam- lan hastalanıp ölüyordiyeferyat ediyorlar. Orman Idaresi'nin ise bu işe kayrtsız kaldığı herkesin ortak düşüncesi. Çünkü yeni hazırlanan rapor Adalann doğal ve güzel bitki örtüsü olan kızıl çamlan yok etmeyi amaçlryor. Hatta daha da ileri gidiyor atla- n ve eşekleri de Adalardan atıp onun yerine motortu araçlan ge- tirmeyi gerekli gördüğünü rapo- runa yazıyor. Belki birçoğunuzu güldüre- cek şekilde Ada ormanlannı in- celeme raporunda şunlar kale- me alınmış: "l.Adadan at ve eşek kesin olarak çıkanlmalı, ulaşım elektrikli tramvay veya troleybüs gibi çağdaş araçlana sağlanmalıdır". "2.Rekreasyon, orman içinde tamamen yayıl- mamalı ancak ormandan orga- nize tarzda rekreasyon imkânı verilmelidir. (Yani orman içinde yeni yapılaşma yaratılmalıdır, demek istiyor.) Adalann çamlanyla ilgili öykü kısaca bu. Tabii bu burada bit- miyor. Adalann güzelim kızıl çamlan bakımsızlık yüzünden ölüyor, kendisini yenileyemiyor. Buna de en çok Orman Idaresi mi seviniyor? Çünkü onlar da kızıl çamlann yok edilmesinden yana. Zaten, en büyük komedi de Büyükada'daki Orman Kampı. Büyükada'da zorunlu kamu araçlan dışında motorlu araç yok. Hele motorlu araçla yolcu taşımak hiç yok. Bunun istisna- lanndan birisi Orman Idaresi'nin kamyoneti. Deniz motoru satın almayan Orman Idaresi, yazla- n, sabahtan akşama kadar kampa yolcu taşır, yük taşır. Ay- nca bu kampta, Ormanı koru- makla görevli insanlar, asıl gö- revterini bırakıp kampa tafle ge- lenlere hizmet ederler. Adalann çamlan biz Adalılara ve oraya pikniğe gelen Istanbul- lulara doğanın ve Cumhuri- yet'in ve Emil Galip Sandalçı gi- bi değerli aydınlann armağanı. Bunu Orman Idaresi keyfi şekil- de degiştiremez. Şimdilik bu ka- dannı söylüyoruz. OrmanBaka- nı Nami Çağan'ın dikkatine. GLOBAI^OUTtKÜLTÜR ERGtN YILDIZOĞLU m.Aday(ll) ı Pazartesi yayımlanan l. kısımda ABD başkanlık seçimlerinde Bush ve Gore'un yanı sıra bir III. aday olarak katılan Yeşil Part/'nin adayı Ralph Nader'in önemine değindim. Nader, kazanamasa bile, soldan yapacağı bir basınçla Demokrat Parti adayının se- çimleri kaybetmesine neden olabilir. Nader'in bunu bile bile aday olmasının mantığını, buna karşı tepki- leri aktardım. Nader'in kampanyasının, seçimlerde başanlı olursa ABD'nin siyasi coğrafyasında önem- li bir değişiklık başlatabilecegine işaret ettim. Şimdi, Nader'in siyasi programıyla arkasındaki mantığa bi- raz daha yakından bakmak istiyorum. Nader'i, Public Oitizen'in kuruluşundan bu yana iz- leyen bir yazar olarak VVilliam Grieder'e göre, Na- der'in siyasi ve kamusal etkinliğinin arkasındaki dü- şünce şöyle özetlenebilir: Amerikalı bireylerin, kendi- si gibi bir "kamusal (toplumsal sorunlara öncelik ve- ren-E.Y.) vatandaş" olarak davranacaklan bir biçim- de aydınlatılmalan, demokrasiyi çıkar çevrelerinin elin- den kurtararak hükümetin ve piyasanın namusunu / faziletini restore edebileceğine ilişkin "romantik biri- nanç". Nader, bir sosyalist, hatta radikal popülistten ziyade, Amerikan toplumunun bozukluklanna fena halde kızan, bu yüzden daha temel siyasi degişiklik- ler için mücadete etmeye girişen bir hümanist. Nader'e göre 1960'larda ve 70'lerde Amerika'da bir toplumsal bilinç, kamusal vicdan vardı. Geçen 20 yılda bu büyük şirketlerin çıkariannın altında ezildi ve susturuldu. Büyük şirketlerin toplumsal yaşam, ka- musalalan üzerindeki egemenlikleri halkla onun seç- tiği hükümetler arasında büyük bir "demokrasi açı- ğı" yarattı. Buna karşılık bugün işçilerin büyük bir ke- siminin ücretleri reel olarak 1979'un gensinde. Reel asgari ücret 1979'daki düzeyinden düşük. Ameri- kan işçileri, bugün 20 yıl öncesine göre, yılda 160 sa- at daha fazla çalışıyorlar. Kamu kuruluşlan ve hizmet- leri çökme noktasına geldi. Tüketici borçlanyla kişi- sel iflaslar, tarihsel olarak en yüksek düzeylerinde seyrediyor. Bill Gates'in toplam net serveti, en yok- sul 130 milyon Amerikalının servetine eşit. En zen- gin yüzde 1 "in serveti en yoksul yüzde 90'ınkinden büyük. Taşıt enerji verimliliğinden genel enerji tasar- arfuna kadar hemen tüm çevre koruma alanlannda bir gerileme var. Demokrat Parti'nin karnesi ise özellikle tüketici haklan ve kamu sağlığı güvenliği alanlannda çok kö- tü. Federal yasalarda ölüm cezasının kapsamını on- lar genişletti; otomobil şirketlerine ve silah şirketleri- ne verdikleri mali destekler, üstelik de ekonominin hızla büyüdüğü bir dönemde arttınldı. Buna karşılık demokratlar, çalışanlann haklannın genişletilmesine yönelik hemen hiç adım atmadılar. Nader'in kampanyası küreselleşmeye karşı, çev- re korunması ve tüketici haklannın genişletilmesin- den yana, ama bununla sınırlı değil. Daha önemlısi, demokrasinin canlandınlmasını amaçlıyor, kiriı para- nın kampanya sürecınden çıkanlmasını ve tüm se- çim kampanyalannın yalnızca kamunun parasıyla yürütülmesi gerektiğini savunuyor. Nader'e göre iş- çi haklannın restorasyonu, sıradan vatandaşın de- mokratik ve siyasi haklannı kullanabilmesi için ya- şamsal öneme sahip. Bunlara ek olarak Nader, rad- yo-TV kanallannın halka açılmasını, buralarda sivil toplum örgütlerinin, kiliseterin, sendikalann ücretsiz- ce kullanabileceği program kuşaklan oluşturulması- nı istiyor. Nader'in bir diğer talebi de asgan ücretin yerine "yaşam düzeyi" ücretini geçirmek, sağlık hiz- metlerini ücretsiz hale getirmek. Nader, mali işlem- lerden, servetten ve çevreyi kirletenlerden vergı alın- masını, buna karşılık çalışanlar üzerindeki vergi yü- künün azaltılmasını istiyor. Dış politika alanında da Nader'in diğer iki partiden farklı önerileri var. Nader, savaş hazırlıklan yerine, en- gelleyici diplomasiye öncelik verilmesini, dış politika alanında diktatörier ve oligarşilerie işbirliği yapmak- tansa işçi ve köylülerin çıkariannın gözetilmesını is- tiyor. Nader, Ulusal Füze Savunma Sistemi projesi- nin gereksiz olduğuna, silah ihraç etmektense de- mokratik hak ve özgüriüklerin yaygınlaşmasına, do- ğal kaynaklann korunmasına, venmlilik gıbı kavram- lann yeniden tarif edilmesıne yönelik bir dış politika- nın gereğine inanıyor. Nader'in programının eklektik olduğu, özellikle medya, dış politika alanlanndaki yaklaşımının ger- çeklerie bağdaşmadığı, "romantik" olduğu söylene- bilir. Bir mucize olsa ve Nader başkan seçilse bile is- teklerinin var olan ekonomik-siyasi dinamikler, ikti- dar ilişkileri içinde asla gerçekleştirilemeyeceği de haklı olarak ileri sürülebilir. Arna Nader'in taleplerinin Amerikan halkının, emekçilerinin çıkanna olmadığı, bunlann uğruna mücadele etmenin yanlış olduğu söylenemez. Geçen 20 yılda bu değerler geriletildi, genel ola- rak seçmende, özellikle de yoksul seçmende, nasıl olsa "hiçbirşeydeğişmez" ruh hali egemen oldu. Ka- muoyu yoklamalannın gösterdiği yoksullar, genellik- le sandık başına gitmiyoriar. Buna karşılık iyi eğitim görmüş, gelir düzeyi yüksek seçmen arasında oy verme oranı çok yüksek. Böytece demokrasi, hali vakti yerinde olanlann, yine hali vakti yerinde olanlar için ve onlar tarafindan yönetimine dönüştü, kapsa- yıcılığı, toplumun yüzde 50'sine kadar daraldı. Işte Nader bu sistemi çatlatmaya çalışryor. Koşullann Nader için çok uygun olduğu söylene- bilir. Seçmenin var olan partilere yönelik hoşnutsuz- luğu had safhada. Oumhuriyetçi Parti aday adayı McCain'in çıkışı, para ve siyaset arasındaki ılışkinin halkın gündeminegirmesineyardımcı oldu. Nader'in bu koşullarda bir başan elde etmesi hiç de olanak- sız değil. Başanlı olmasa bile, Nader bu kampanya- yı yalnızca bir başlangıç, 2004 ve 2008 seçimlerine yönelik bir haariık olarak görüyor. (ienelkıırınay'daıı Demirel açıklaması ANKARA (AA) - Ge- nelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği, işada- mı Yahya Murat Demi- rel'in askerliği ile ilgili bazı gazetelerde yayımla- nan haberlerin gerçekleri yansıtmadığını açıkladı. Genelkurmay Başkan- lığı Genel Sekreterli- ği'nden yapılan yazılı açıklamada, 13 Ağustos tarihli bazı gazetelerde, bedelli askerhğini 11 Ağustos tarihinde tamam- layarak terhis olan Yahya Murat Demirel hakkında "Eğföme kanlmadığL, ko- ğuşta yatmadığL, dışan- dan getirflen yemeklerden yediği ve ayncahkh asker- lik yaptığı'' şeklinde ha- berler yer aldığı belirtile- rek şöyle denildi: "Araş- tirma yapdmadan,söylen- tilere dayanılarak yazılan ve Türk Silahh Kuvvetle- ri'ni küçükdüşürücü ma- hiyette olan bu haberler gerçeği yansıtmamakta- dn-. Yahya Murat Demirel, vemekkrini bölükyemek- hanesinde yemiş, bunun yanmda Uıtiyaç duyulma- 9 halindeyemeksaatlerin- de, kantinden ve kışJada- ki Mehmetçik Gazino- su'nun fast food reyonun- dan da istifade etmiştir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle