Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönettneni: Orhan Erinç
• Genel YayınKoordınatörü- Hikmet
Çetinkava # Yazıışlen Müdürii: Ibra-
him V ıldız # Sorumlu Müdür: Fik-
ret llkiz # Haber Merkezi Müdürii:
Hakan Kara
Isühbarat Cengiz Yıidınm • Ekonomı özlem
Yü/ak • Kultur Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Vücelman • Makaleler Sami
Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı •
Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge
Edibe Boğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yayın Kurulu: tlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç,
Hikmet Çetinkaya, Şfikran
Soner. tbrahim Y ildız. Orhan
Bursalı, Mustafa Balba>.
Hakan Kara.
Ankara Temsilcisr Mustafa Balbay Atatüık Bulvan No
125.Kat4,Bakanlık]ar-AnkaraTel 4195020 (7 hat). Faks
4195027* lzmır Temsılcısı Serdar Kıak, H Zıya Blv
1352S.2<'3Tel 4411220, Faks 4419117•AdanaTemsJcısı
Çetin Yiğenoğiu, Inönü Cd. 119 S No 1 Kat 1, Tel. 363
12 11, Faks 363 12 15
Muessese Müdüru Üstün
Aktnen 0 Koordınatör
Ahmet Korulsan #
Muhasebe Bülent Yener
• Idare Hüseyin Gürer
• Satış FazUetKuza
MEDY4 C: • Yönetım Ku/ulu
Başkanı - Gene! Müdür Cülbin
Erduran 0 Koordınatör Reha
Işıtman # Genel MûdürYanlimcısı
SetdaÇoban Tel 514 07 53 -
51395 80-513846(^61.Faks.5138463
Ya)nnla>ııı \e Basao: \ cnı Gün Haber Ajansı, Basm \e Ya>ıncılık A Ş
Törkacagı Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 lstanbul PK 246 - Sırfcecı 34435 Istanbul
Tel (0212)51205 O5(2Ohat)
Faks (O2I2I5H 85 95 wwTv.cumhuriyet.com tr 16AĞUSTOS2000 Imsak:4.29 Güneş: 6.08 Ögle: 13.16 Ikindi: 17.02 Akşam: 20.09 Yatsı: 21.41
Ray Charies
htanburda
• İSTANBUL(AA)-
Ünlü caz ustası Ray
Charies, konser vermek
üzere lstanbul a geldi.
Dün sabah ABD'den
Türkiye'ye gelen sanatçı,
Atatürk Havalimanı'nda
Rumeli Holding Protokol
Müdürü Abdullah
Nebioğlu Tarafından
karşılandı. "Rumelihisan
Konserleri" etkinlikJeri
çerçevesinde, dün gece bir
konser veren sanatçı, bu
akşam son kez Istanbullu
sevenleriyle olacak.
Tıp dûnyasından
• CHICAGO(AA)-
Kanadalı araştırmacılar,
erken doğan (prematüre)
bebekJerde, doğumun ilk
bir ayı ile bir yıl ıçinde
ölüm riski bulunduğunu
saptadı. Amenkan Saglık
Birliğı yayın organı
JAMA'da yayımlanan
araştırma raporunda,
ölüm riskinın, 32 haftada
doğan bebelderde
yükseldiği, 32 haftanın
üzerindeki erken
doğumlarda riskin orantılı
olarak azaldığı behrtıldi.
Prematüre bebeklerde
ölümün solunum
yetersizliği ve
enfeksiyonlardan
meydana geldiğini
saptayan bihm adamlan,
gebelik sırasında geçen
her günün, anne
karnındakı bebeğin
sağlığı ve gelışmesi
açısından büyük değer
taşıdığına işaret ediyor.
Raporda, araştırmalann,
erken doğumlann
önlenebilmesi açısından
da sürdürüldüğü
vurgulandı.
Avsezonu
açıhyor
• ANKARA (AA)-Av
sezonu bugün açıhyor
Avcılar, sadece çarşamba,
cumartesi. pazar ve resmi
tatil günJennde
avlanabilecekler. Orman
Bakanlıgı'ndan yapılan
açıklamaya göre, Merkez
Av Komısyonu, 2000-
2001 av dönemine ait
uyuhnası gereken
kurallan belırledi. Orman,
jandarma ve emniyet
teşkilatlan ve
muhtarhklar, yasaklara
riayet etmeyenier
hakkında kanuni işlem
yapacakJar. Suçlulardan
av hayvanı türüne göre 10
milyon ile 1.5 milyar lira
arasında değişen tazminat
istenecek Buaradaav
suçu işleyenlerin av silah
ve malzemelerine Türk
Ceza Kanunu'nun 36.
maddesine göre el
konulacak.
Tiirk turizmi dış
basında
• ANKARA (AA)-
Başanlı bir turizm
sezonu geçiren Türk
turizmi, dış basında da
yankı uyandınyor.
Turizm BakanJığı'ndan
dün yapılan yazılı
açıkJamaya göre Ispanyol
Tiempo dergisınde Izmir
ve Ege kıyılannı
tanıtarak, Izmir'den
Homeros'un beşiği ve
bölgenin kalbi olarak söz
ettiği belirtıldı. Haberde
zeytin ve çam ağaçlanyla
çevrili Izmir'de Osmanlı
kültürünün izlerinin
bulunduğuna da yer
verildi. Ispanya'nın El
Pais-Elviajero gazetesi
de tstanbul'u Doğu'nun
Paris'i olarak
nıtelendirdi. Kanada'nın
St Cathannes Standart
Saturday Travel Gazetesi
ise Türk hahlannın
güzelliklerine yer verdi.
Jm Bergama'dakiantikkentin baraj sularından kurtanlabüeceği belirtiliyor
/ıllimıoi Zeugtna olmasmYUSUFÖZKAN
İZMİR - "Ege'nin Zeugması"
olarak bilinen ve birkaç yıl içinde
Yortanlı baraj sulan altında kala-
cak Bergama daki antik Allianoi
kentinin, yapılacak baraj seri dü-
zenlemeleriyle kurtarılmasının ola-
naklı olduğu belirtiliyor. Kentin sağ-
lık alanında dünyanm sayılı tarihi
değerlerinden biri olduğuna dikkat
çeken uzmanlar, aynlacak maddi
kaynaklarla bölgenin dünya sağlık
ve kültür turizmine kazandınlması
gerektiğini vurguluyor.
Helenistik çağda Bergama'nın
sayfiye yeri olan ve başlatılan kazı
çalışmalannın ardmdan dünyanm
ortaya çıkanlan 5. Asklepieion'u
(sağlık merkezi) olduğu anlaşılan Al-
lianoi antik kenti. DSl"nin yapımı-
nı sürdürdüğü Ybrtanlı Barajrnın su-
lan altında kalmaktan kurtulacağı
günleri bekliyor. 1970 yılında pro-
jelendinlmesine karşın 1994 yılın-
da yapımına başlanan baraj inşaatı
hızla sürerken Bergama Müze Mü-
dürü Ahmet Yaraş başkanlığında
yürütülen antik kenti kurtarma ka-
uzmanlar, baraj sulannın antik ken-
te zarar vermesinı önleyecek iki set
yapılabileceğıni ve "birleşikkaplar
usulü" gibi yöntemlerle sulann bir
tünel aracılığıyla başka bir alana
aktanlmasının mümkün olabilece-
ğini belirtiyorlar.
re ve arkeoloji dünyasının sataiplen-
diğiölçüde de kredi olanağı ve özkay-
nak yaranJabilir" diyor.
Tatil yapmadan bu antik kenti çı-
karmaya çalıştıkJannı belirten Ber-
gama Müze Müdürü Ahmet Yaraş,
"Henüz tam olarak geç kalmış sa-
• Uzmanlar sular altında kalacak antik kenti kurtarmak için
baraj projesinde yapılacak düzenlemelerle dünyanın ortaya
çıkanlan 5. Asklepieion'unun (sağlık merkezi) kurtanlacağını,
böylece geniş bir turizm potansiyeli yaratılacağını söylüyorlar.
zısı çahşmalannda da, mümkün ol-
duğunca daha fazla tanhi eserin gün
ışığına çıkanlması amaçlanıyor.
Antik kentin, baraj üzerinde ya-
pılacak yeni düzenlemelerle kurta-
nlabüeceği ve gelecek kuşaklara
aktanlabileceği belirtiliyor. Teknık
Uzmanlar, antik kentin etrafının
kanallarla çevrilebileceğini ve ken-
tin baraj gölü ortasında kalabilece-
ğinı de belırterek "Antik kentin ye-
rinde kalması ve bu ek işlem yapıl-
ması durumunda 7 trihon gibi bir
ek kaynağa gereksinim vardır. Çev-
yıhnayız. İki ayn set yapıldığı tak-
dirde etrafi göl olnıak üzereyine an-
tik çağdaki gibi bir sayfiye yeri ol-
ma olasıhğı var. Bu da kullanımını
çokdaha güzel kılacak. Burası hem
turizm hem de kültüraçısından dün-
yanm çok önemli tarihi dokulann-
dan biri olacak" diye konuştu.
TMMOB'ye bağlı Inşaat Mühen-
dislen Odası (tMO) Genel Başka-
nı Muzaffer Tunçağ da, Ilısu Bara-
jı'nda olduğu gıbı Bergama'da da za-
mana karşı bir yanş olduğunu anım-
satarak, bınlerce yıllık kültürel mi-
rası koruma kaygılannın yöre hal-
kının su talebiyle çeliştiğini vurgu-
ladı.
Türkiye 'deki yüzlerce arkeolojik
yerleşim bölgesinde olduğu gibi
buradaki hatanın, bütünsel birplan-
lama yapılmaması ve Kültür Ba-
kanlığının zamanında yeterince il-
gi göstermemesı olduğunu vurgu-
layan Tunçağ. "Şimdi yapıbnası ge-
reken, iki kamu kuruluşu olan DSİ
ile Anıtlar ve Müzeler Müdürtü-
ğü'nün bir araya gelip her iki tara-
fi da tatmin edecek bir çözünıde an-
laşmasıdır" dedi.
SlYANÜR TEPKÎSt
' Yaşama hakkımızı
tehdit ediyorlar'
OZANYAYMAN
tZMİR - Uşak Valisı
AyhanÇevik'in, "Buına-
den içimizdeki vedışımız-
dakişergücJere karşı mut-
lakaişletilecektir""}ünün-
deki açıklamalannın ar-
dından, Çevre Bakanı Fev-
zi Aytekın'in de, "Yörede-
kiatanrezervinintoprağın
albnda kahnasına kimse
razı olamaz. Siyaniir altm
çıkarmada kuOanılan bir
yöntemdir. En ileri tekno-
İoji kuOanılarak, çe\ re>e
veinsanlara zarar venne-
yecek şekflde Eşme'de al-
tm çıkanlacak. Bumın için
izinveriüytM"'* dıye konuş-
ması. Uşak'ta büyük tep-
kiyarattı.
Uşaklı köylüler, Berga-
malılann verdığı müca-
deleyi örnek aldıklannı ve
sonuna kadar direnecek-
lerinibıldiriyorlar. Katran-
calar Köyü Muhtan Meh-
met Usta, Bakan Ayte-
kin'ın "madeninçalışnnl-
mas içinizin\criKwr" yö-
nundekı açıklamalanna
serttepki göstererek, "Biz
izin vennedik'' dedi
Bergama "da işletilmek
ıstenen siyanürlü altın ma-
denine karşı köylülerin
onderlığini yapan Oktay
Konyar da, Bergama,
Uşak ve diğer bölgeler-
deki yurtaşlann daha sağ-
lıkJı bir çevrede yaşama
hakkını savunduklarını
belirterek, "Çevre Baka-
nı"nın L şak'taki işJetme-
>e Uişkin izin verildiğini
açıklaması, altıncı şirket-
lerin Türkiye'de yeni bir
operasyona başladığını
gösteriyor" dedi.
Rekor
için
yuzdu
tndianapolis'te
ha\ uzdan rekor
çıkü.
Olünpiyatlara
gidecek takımı
befirlemek için
yapılan ABD takım
seçmelerinde, 200
metre erkekler
su-tüstûnde Lenny
Krayzelburg
1.57JrHk
derecesiyle yeni bir
rekorun sahibi
oldu. Çok iyi bir
çıkışla
rakjplerinden
sıynlan
Kraj^elburg, 200
metre sonunda
birinci olurken
otimpiyat
elemelerinde yeni
bir rekora da imza
atti. (REUTERS)
HALK SAĞLIĞI UZMANI PROF. AMATO'DAN TEPKİ
TÜBİTAK raporu
iıısam yok saydıASUMAN ABACIOĞLU
tZMtR - TÜBlTAK tarafindan
Ovacık Altm Madeni ile ılgili ha-
zırlanan raporda, "Danıştay kara-
nnda insan ve çevre sağlığuıı teh-
dit ettiği öne sfirülen risklerin tü-
müyle gidcrildiği \a da kabul edi-
lebüir limitlerin çok aJtına çekildi-
ği" göruşunün altına ımza atan bı-
lim adamlan arasmda sağlık uz-
manlannın bulunmadığına dikkat
çekildi. Halk sağlığı uzmanlan. al-
tın madencihğınden kaynaklanacak
insan sağlığına yönelik "olası risk-
lerin" gelecekte ortaya çıkabile-
ceğini ve bugünden ortadan kaldı-
nlamayacağını belirterek, "risk
yoktur" denilemeyeceğini vurgu-
ladılar.
TÜBlTAK raporuna dayanan
Başbakanlık genelgesi doğrultu-
sunda ll Sağlık Müdürlüğü'nce Iz-
mir'de oluşturulan Ovacık Altın
Madeni Inceleme Kurulu çalışma-
lanm sürdürürken kurulun toplan-
tılanna katılan DEÜ Tıp Fakülte-
si Halk Sağlığı Anabılım Dalı öğ-
retim üyesi Prof. Dr. Zuhal Ama-
to, "TÜBtTAKraporunuhalksağ-
hğı yönünden yeterii buhnadığı
n
yolunda görüş bildirdi.
Bu görüşünü. öncelikle raporun
hazırlanmasında halk sağlığı uzma-
nının görev almamasına dayandı-
ran Prof. Dr. Amato, "Böyle bir
• Ovacık Altın Madeni
Inceleme Kurulu'nda yer alan
Halk Sağhğı Uzmanı Prof. Dr.
Zuhal Amota, TÜBlTAK
raporunda bir bilim kuruluşuna
yakışmayan cûmlelerin yer
aldığını belirtti.
rapor nasıl çevre mühendisi olma-
dan yazılamazsa, halksaghğı uzma-
nı olmadan da yazüamaz" dedi.
Öte yandan rapordaki, "insan sağ-
hğma yönefik risklerin tümüyle gi-
derildiği'' görüşünü de eleştiren
Prof. Dr. Amato. yalnızca siyanür
değil arsenik ve cıva gibi ağır me-
tallerden kaynaklanabilecek sağ-
lık sorunlannın bugünden belirle-
nerek ortadan kaldınlmasının ola-
sı olmadığını söyledi. "Halkınsag-
hkyönündentaranmaa vezehirkn-
me beürDİernıin önceden anlaşdma-
a" gibi bir uygulamanın söz konu-
su olamayacağını vurgulayan Ama-
to. şunlan dedi:
"Shanûrie intihann bile adh' üp-
ta beürienmesi çok zor. Sağnkla fl-
gOi risk, şu anda değil geiecekle fl-
gili Kanser ve kronik hastahklar
uzun \adede gelişir. Bunun aksini
söylenıek gajri ciddi ve gayri büim-
seldir. İnsanlan sürekli tarayacağız
demeksorunu çözmez.Taramalar-
la uzun etkiB genetik değisimi sap-
tayamazsınız. Bunun için üstdüzey
pahahbirlaboranrvarkunılnıasıla-
zun. Bu da insanlann koba> haüne
getirümesi demektir." Raporda ise
TÜBlTAK gibi bir bilim kuruluşu-
na yakışmayan cûmlelerin yer al-
dığını, raporun çok çabuk yazıldı-
ğı izlenimini aldığını vurgulayan
Amato. "Bffim adamlan adına böy-
le bir raporun talihsizük olduğunu
düşünüyorum. Bir üniversiteli ola-
rak böyle bir şeyi içime smdiremi-
yorum" görüşünü savundu.
Koııyaaltı içîıı Caıuıes i££o:
Ttınlst savisında rekoriamı kınküğı Antaha'd» plajları dünva seviyesme j
«etinııek için yeni projek'r üretiüyor. AntaJya'nın dünvaca ünlü Konyaattî .3 :"
sahüiiçindeTuriznı Bakanlı«ı yeni biı projc başiatti. rtfltjüitc çab^ıaîaiînıe .^*
ba^ladığı Kom aalö salıfliproje uv»ulama>a kımııitiukfa;) sonra haaı*—iJ11Mİ&-
l)tr^»öıünüm<- kavuşacak. Temi/liğine daha çok ,«gj
dikJtatediiecekoiansahildeayrKaküitüıvlınekânkır • şj^
da yer aiacak. Fransa'nın dümaca ünlü plajı Cannes
örnekahnarakdii/enleneedkulan Koın aaltı sahiSöin ,
Türki>e*ıün taıubfumda kullanılaca^ bildîrild^J
•. . ' t
-r»
Zeugma
Yılmaz:
Örnek
çalışma
yürütülüyor
A.NKAR4 (Cumhuri-
yetBürosu)-Devlet Baka-
nı Mustafa Yıhnaz, Bire-
cik Baraj 1 nedeniyle bü-
yük bölümü sular altında
kalacak olan Zeugma an-
tik kentinde kurtarma ça-
lışmalanmn aralıksız ola-
rak sürdürüldüğünü bil-
dirdi. Zeugma'da özel sek-
tör, devlet sektörü ve sivil
girişimin örnek çalışma
yürüttüğünü kaydeden Yıl-
maz, kazılar tamamlan-
dıktan sonra dünyanm en
büyük mozaik müzesi olan
Tunus'u bile geçebilecek
görkemli bir açık hava mü-
zesının dünyaya kazandı-
nlacağını iddia etti.
GAP tdaresi'nden so-
rumlu Devlet Bakanı Yıl-
maz, dün GAP îdaresi Baş-
kanı CHcayÜnver ve Zeug-
ma'da kurtarma kazılannı
sürdüren sivil girişimin
temsilcileriyle birlikte,
GAP Îdaresi Başkanlı-
ğı' nda basm toplantısı dü-
zenledi. Zeugma antik ken-
tinin kurtanlması konu-
sunda GAP ldaresi'nce yü-
rütülen çalışmalar hakkın-
da bilgi verdi.
Yıhnaz, Zeugma'da ka-
zı ve kurtarma çalışmala-
nnın 9 yıldır sürdürüldü-
ğüne işaret ederek kazı-
larda elde edilen tüm bul-
gulann belgelendığıni, mo-
zaık, fresk gibi taşınabilir
unsurlann yerlerinden ah-
narak sergilenmek üzere
Gaziantep Müzesi'ne ta-
şındıklannı bildirdi.
Sürdürülen kazılann,
baraj ın su tutmaya başla-
masıyla yeni bir aşamaya
girdiğini anjatan Yılmaz,
işin önemı nedeniyle Ga-
ziantep Valiliği ve Özel
tdare Bütçesi'ninolanak-
lanyla acil kurtarma çalış-
malannın başlatıldığını
kaydetti.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Zurnanın Zırt Dediği Yer!..
Demek 'uluslaşma', 'ulusal d//'zorunluluğunu,
diyalektik olarak getiriyor. Her bölge başka bir
dil konuşursa, alıcıyla satıcı arasındakı diyalog,
ülke çapında kurulamaz ki! Oysa satıcının, önce
ulusal pazann 'tamamını' ele geçirmesi gerek-
mektedir; şu halde 'ümmet dili'nden, 'ulusal bir
dil' damrtılacak; önceki toplumsal düzende, 'ben-
degân' ve 'zâdegân'ın kullandığı, sanat ve kültür
dili 'demokratikleştirilerek' her yerde ve herkesin
anlayabileceği bir düzeye kavuşturulacaktır. öyle
de olmuştur.
Bu mantık, demokratik dili, Ulusal Demokratik
Devrim'in oluşmasına bağlıyor. Ulusal Demokra-
tik Devrim, bir de Kültür Devrimi içeriyor ya, dilin
değişmesi onun kapsamı içinde olacak! Ulusal De-
mokratik Devrim, Ulusal Burjuvazi'nin tarihsel gö-
revi! Söz konusu ülkemiz olunca, işler bu yüzden, bi-
raz çetrefilleşmektedir. Çok yerde yazdım, Osman-
lı 'bur]uvalaşacağı' dönemde Batlı Hıristyan ve Be-
yaz' Emperyalizmler'in nüfuzu altına düştüğünden;
'Burjuvazi' ulusal değil, 'lövanten ve komprador'
özelliklertaşıdı. Bizim Ulusal Demokratik Devrimi'mi-
zin, 'Ulusal Burjuvazi'ce değil, '/v/////yefç/'aydınlarla
'Bürokratlar'; bir de, onlan, 'din elden gidiyor' ge-
rekçesiyle desteklemiş olan 'Eşraf (ve 'Halk') tara-
fından yapılmış olması, bundandır.
Ankara Hükümeti, başlangıçtan itibaren 'millîsi-
yasef güden bir 'halk hükümeti' olmak iddia ve is-
tidâdındadır; demokratıkleşmeyi, çâresiz bürokratik
yollardan gerçekleştireceği için de, 'ümmet dili'nden
'u/L/sa/dft"damrtmayı,aydınlarlayürütmeyeçalışmış-
tr. Bu açıdan bakınca, Atatürk ün 'Dil Devrimi', 'Ulu-
sal Burjuvazi'nin önünde sonunda ihtiyaç duyacağı
bir 'Ulusallaşma'nın, o daha ortada yok iken, 'mer'iye-
te konmasından' ibarettir. Nasıl egemenlik kesinlik-
le Bürokrasi'nin eiinde iken, 'Egemenlik Kayıtsız Şart-
sız Milletindir' ilkesi yürürtüğe konulmuş; bununla
demokratik liberal toplumun temelleri atılmışsa; Os-
manlıca'dan Türkçe sağılarak, 'Ulusal Pazar'm,
'Ulusal DiH de yaratılmak isteniyor. Bu çerçeve için-
de 'DilDevrimi', tarihsel olarak doğru, yerinde birte-
şebbüstür.
şaşmaz gösterge!
Atatürk dönemindeki gelişme süreci ve ulaştığı
aşamayla, iş kendi diyalektiği içinde, tutarlı gö-
rünüyor. Zurnanın zırt dediği yer, Inönü Cumhuri-
yeti'nde beliren 'kültürel taban değiştirme' eğilimiy-
le, dilin değiştirilmesi (özleştirilmesi) arasındaki bağ-
lantıda! Şimdi isterseniz, birkaç satır da onu konu-
şalım. Düşünmüş durmuşumdur: en 'aşın özleştir-
meci' Ataç'ın, aynı zamanda, en 'aşın' Yunan/Lâ-
tin yandaşı olması, özel bir anlam taşımaz mı?
Taşımaz olur mu? Aslında Inönü döneminde Dil
Devrimi'nin 'Uluslaşarak Çağdaşlaşmak' rayın-
dan 'Bathlaşmak' rayına (Neo/Tanzimatçılığa)
aktanldığının, şaşmaz göstergesi! İşin, bir de res-
miyeti' vardı: Ataç, Inönü'nün 'özel dantşmanı' fi-
lândı; 'yukardan' müsaadeli olmasa, bu derece ifra-
ta gitmezdi; ayrıca bu marifeti 'Tek Parti, Tek Şef,
Tek Millet' döneminin resmî organı Ulus gazetesin-
de yapamazdı. Ayrıntı ama, ilginç bir nokta da şu-
dur: Ataç'ın, Atatürk Dönemi dil tartışmalarında,
adı pek anılmaz.
Dedim kı, Inönü Cumhuriyeti 'Uluslaşarak Çağ-
daşlaşma'y\, bunun için bir 'Ulusal Bileşim' arama-
yı bırakıyor. Yunan/Lâtin kültürtabanını benimseme-
ye yöneliyor; peki bu nedir, Yunan/Lâtin tabanlı "Hı-
ristryan Batlı ve Beyaz' Emperyalizm'in, Tanzimaftan
beri Osmanlı ya (ve bütün 'Mazlum Milletlere),
'cebren ve hile' ile benimsetmeye çalıştığı, 'Komp-
rador' kültür 'ilericiliği'n'ın yeni bıraşaması değil mi?
Nasıl Osmanh'da Tanzimatçılık, 'Komprador' Bata
kültürünü benimsemiş; 'seçkin', tabiatıyla milletten
ayn, bir aydın tabakası yetiştirmiş; bu aydınlan 'kul-
lanarak', Batı'lıların isteklerini Osmanlı'ya kabul et-
tirmesini sağlamışsa; bu Yeni/Tanzimat'çılık da 'seç-
kin' biryönetici aydın türü üretecek, Türkiye'nin Ba-
tı'ya angaje olmasını sağlayacaktı.
Sağlamadı mı? Mustafa Kemal dönemindeki an-
ti/Emperyalist, Müdafaa-i Hukuk'çu, 'Millî Siyâ-
set', Inönü döneminde terk edilerek, usul usul, Ba-
ü'nın Atlantik'çi siyasetine angaje olunur. öyleyse,
tasfiyecilik, uydurma kelimelerie yeni birTürkçe yap-
mak çabası; aslında 'dilsel'm yerine, 'ulusal ve öz-
gün' (tabii laik) bir bileşim yarat/lması gayretlerinin,
terk edildiğini deyimlediği kadar; 'komprador' bir
kültüre yönelişte, bu uydurma dilin, unsurlardan bi-
rini oluşturduğunu da deyimlemektedir. Hepsi birbi-
riyle ne güzel çakışıyor, görmüyor musunuz?
O halde 'dilde ilericilik' diye gençlere belletil-
mek istenen 'özleştirmecilik' (Tasfiyecilik) Mus-
tafa Kemal döneminin dildeki 'ulusallaşma' ha-
reket değil, Inönü döneminde TDK tarafından be-
nimsenip 'resmileştirilmiş' olan Ataç uydurma-
cılığıdır. Amacı Yunan/Lâtin kültürünü benimse-
mek olan, uydurmacılık. Bu sözüm yabana 'ıleri-
ciliği' edebiyatımızda Birinci (Garip) ve Ikinci Yeni
akımlannın sahip çıkması da, bundan ileri geliyor. Her-
kesin bildiği üzere, bunlar 'komprador' tabanlı akım-
lar. Hem 'biçimci', hem 'bireyci' hem de Bat 'mu-
kallitii "Seçkinlıkleri' de, pekgizlenemez. Popülereği-
limleri ile, aşın alafrangalıklannı örtbas edemezler. Hal-
ka yukardan baktıklannı da! Zaten, handiyse içgü-
düsel bir tepkiyle, 'komprador' alafrangalığına di-
renmiş olan, geniş halk yığınlanyla niye diyalog ku-
ramıyorlar, işte bundan!
Meraklısılçin Not Böylece, yıllardan beri Osman-
Iıca/Türkçe kavgası üzerinde, ne düşündüğümü,
bir kere daha gözden geçirmiş olduk. Daha önce be-
lirttiğim gibi, günümüzde, bu yararsız bir çatışmadır;
zira, asıl büyük çatışma, Ingilizce ile Türkçe arasın-
da yaşanıyor; herşeyden önce, yurtseverlerin, Türk-
çe safında buluşması şart!..
Neresinden bakılsa, geçen yıl, hareketli -hatta be-
reketli- bir yıl oldu; katkılarınızın da renklendirdiği bu
köşede, gündem diye millete yutturulan, 'yavanlık-
lann' dışında kalmayı başardık, ilginç ve önemli so-
runları tartıştık; epeyce bir mesafe aldığımızı sanıyo-
rum.
Şimdi izninizle, birkaç haftalık bir tatile çıka-
cagım; dönüşte, kaldığımızyerden devam ederiz.
http^/www.prizma.nettr/AILHAN
http://www.bilgiyayır>evi.com.tr./ailhan
Faks/0-212/2601988