Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 AĞUSTOS 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bektrik zammtna
tepki
• BURSA(AA)-
Tuketıcılen Koruma
Demeğı Yonetım Kunılu
Üyesı Fıkn Karagöz, aylık
I50kılovatsaatıaşan
elektnk tuketımıne vuzde
50 oranında zam
\apılmasının, vatandaşı
cezalandırma anlamına
geldığını soyledı
Karagöz asgan yaşam
standardının sağlanması
ve ınsanı ıhtı>açlann
karşılanabılmesı ıçın. en
az 200kılo\atsaat
elektnğın tuketılmesı
gerektığıne dıkkatı
çekerek yapılan zammın
dar gelırlı aılelen de
etkıleyeceğını ılen surdu
"r uksek oranlı zamlarla
elektnk tasarrufunun
sağlanamayacağını
sa\ unan Karagöz,
tele\ ız\on, buzdolabı,
çamaşır makınası ve utu
kullanan hıçbır aılenın
200 kılovatsaatın altında
elektnk tuketmeyeceğını
belırttı
UzayKampı
mezunlan
• IZMİR(AA)-ABD
Uzav Kampı Vakfı lısansı
altında Ege Serbest
Bolgesı'nde kurulan Uzay
Kampı Turkıve, Turk.
Yunan ve Amenkalı
oğrencılenn katıldığı. 5
gunluk programmın 8
donem mezunlannı verdı
Lzay Kampı Turkıye'nm
kurucu uyelennden bıh
olan lzmır Tıcaret
Üdası nın, Tûrk-Yunan
dostluğuna katkı sağlamak
amacıyla bır araya
getırdığı 6 Yunan oğrencı
ıle Uzay Kampı
Turkıye'dekı programa
katılan dığer Amenkalı ve
Turk oğrencıler programı
başanvla tamamladılar
Gerdek gecesi
YORK(AA)-
ABDde yapılan
araştırmalar çıftlenn
gerdek gecesi ılışkıde
bulunmalannın arzudan
t,ok "görev ıcabı"
oJdugunu ortaya çıkardı
Uzmanlann bu voldakı
goruşunun venı evlı çıftler
tarafından da doğrulandığı
belırtılıvor Internet'te
açılan ve venı evlılenn ılk
gece hıkâyelennı
anlattıklan bır sıtede de
'Şavet o gece seks
v aptıvsanız, bu
ne7aketıni7dendır" goruşu
sav unuldu Bu arada
evlıhk \e duğun stresının,
çıftlenn o gece seks yapma
ısteklennı vok ettığı de
uzmanlarca saptandı
Yerel yönetimler kararnamesinde, metropollerdeki 'plan anarşizmine' son veriliyor...
Büyükşehirlere imar disipliın
OKTAY EKİNCİ
Buyuk depremın bı-
nncı yıh nedenıyle "ya-
pdaşma sorünlan" ye-
nıden guncellık kaza-
nırken, ozelhkle Bü-
yükşehir Belediyele-
ri nde en çok yakınılan
konu da kımılenne "i-
mar anarşistieri" bılc
denılen*belde''beledı-
yelenndekı "bağunsız
planlama nyghriiigii"
3O3OSayılıBuyukşe-
hır Beledıyelennuı Yo-
netımı Hakkında Ka-
nun'dakı "yasal boşluk-
tan" yararlanarak ana-
kentın nâzım plan dı-
sıplınıne "uymadan" ı-
mar kararlan verebılen
belde beledıyelen hak-
kında bugune dek en
eleştırel yaklaşımlan
Adana Buyukşehır Be-
ledıye Başkanı Aytaç
Durak gostermıştı
Hukumetlenn, aynı
kentsel alandakı nufusu
2000'ı aşan her yerleş-
me bınmmı, buyukşe-
hırlenn ımar butunselh-
ğını gozetmeden "ba-
ğımsız beledhe" yapa-
rak, demokrası adına
Belde belediyelerinin 'bağunsz planlama yetkileriyie' yaratüklan plansız vapılaşma Antaha'da bu görüntüleri yaratü.
metropol kentlen "planlanamaz" hale
getırdığını vurgulayan Aytaç Durak, ben-
zer sıkıntılan yaşadıkJan halde "sivasi
çekjngenlik" ıçınde bunu pek dıle getıre-
meyen dığer Buyukşehır Beledıyele-
n'nın de "sözcüsü" mısyonunu ustlen-
mıştı ı t
Befclr Kumbul'un çıkışı .
Son zamanlarda ıse yıne aynı konuda
daha "radikal" bır çıkış Antarya'da goz-
lenıyor Buyukşehır Beledıye Başkanı
Bekir KumbuL yıllardır "büyükşehir"
olabılmek ıçın sıyasılere adeta "yalvar
yakar" olan dığer kentlenn beledıye baş-
kanlannı da şaşırtan bır cesaretle şoyle
konuşuvor "AntaJya'nınbuyukşehirya-
pılmasının yanlış oiduğu göruluyor_"
Bu "yannşhğur temelınde de "imar
başıboşluğunun" yattığını anlatan Bekır
Kumbul, "çözüm" konusunda ıse şehır-
cılık ve mımarlık çevrelennın yıllardır
savunduklan "planlama bütünselliğr
konusunda özetle şunu onenyor
"Planlamanın tt düzeyinde yapılması
ve her belediyenin bu 0 planlanndaki ge-
nel kararlara uyma zorunluluğunun bu-
lunması gerekiyor.J" (Cumhunyet,
29 7 2000)
'Engellenen' yasa taslaflı
Bekır Kumbul'un bu duşuncesı, aslın-
da Içışlen Bakanı Sadettin Tantan ın yo-
netımınde yenıden duzenlenerek geçen
aylarda Başbakanlığa sunulan "Yerel Yö-
netimler Reformu" adındakı yasa tasla-
ğında da vardı
Bayındırlık Bakanı Koray Aydın,
"tmar bizim işimiz, buyasadaldimar bö-
lûmü çıksın" dıyerek karşı çıktığı ıçın
hukumet onensı halıne gelemeyen aynı
taslakta, buyukşehır sınırlan ıçındekı
belde beledıyelen de tıpkı ılçeler gıbı
anakentın "nâzım plan" kararlanna "ba-
ğunh" kılınırken, bu nâzım planlann da
"keyfi" kararlar ıçermemesı ıçın "en az
il öiçeğindeki bölge planlanna uyumhT
olması koşulu da getınlıvordu
Şımdı. 17 Ağustos 1999 depremınuı
bınncı yılı nedenıyle "plan anarşizmi-
ne'' karşı da ışte bu gıbı önenler yenıden
nın "tarih, doğa ve kultür değerlerini ko-
ruyan bir kentsel geüşmeyi" hedefleme-
sı koşulunu ongoren KHK'nın, aynı ko-
şuldakı "il gelişim planlarT ıçın yetkılı
kıldığı "\veni organ" ıse "il planlama ve
denetleme kurullan" denılen ve meslek
odalan ıle unıversıtelenn de temsıl edıl-
dığı "büimsel ve demokratik" kunımlar
Yme KHK'ye gore buyukşehırlerdekı
ılçe ve belde beledıyelen, anakent düze-
vındekı metropolıtan planlama ve ımar
kararlanna uvarken bu kararlann da **il
gelişim planı ve genel şehırcUik-mimarük
ilkelerine uMimu" ışte bu ıl planlama ve
-----w -- - „
yönetim reformunu "Kanun Hükmünde Kararname" şekline
dönüştüren İçişlen Bakanlığı tasansmda, şehırcıhk ve
planlama kurallanna uygun olmayan beledıye örgütlenmesine
de "yasaklama" getinliyor...
gundemc gelırken, tçişleri Bakannğı ıse
Yerel Yonetımler Reformu Yasa Tasla-
ğı'ndakı "siyasi OkanıklığT aşabılmek
ıçın "aynı taslağı" bu kez "Kanun Huk-
münde Kararname" (KHK) şeklınde
Başbakanlığa bır kez daha sundu
"Yerel demokrasinin güçlendirilmesi"
gıbı ıddıalı bır tezı de ıçeren yenı yasal
düzenlemeyı TBMM karan yenne sade-
ce "bakanlann" ımzasıvla vururluğe
koymanın "kendı demokratik hedeflerij-
le" bıle ne kadar uyumlu olacağı tartışıl-
makla bırlıkte, KHK şeklındekı taslak,
yıllardır suregelen sorunlan gıderebıle-
cek hukumlen de ıçenyor
Omeğın, her turlü ve herolçektekı pla-
denetleme kurullannın onayı ıle sağlana-
cak
KHK nın bu butunsellığı "guvenceye"
almak ıçın ongorduğu bır başka kural da,
nufusu ne olursa olsun, tanm, orman, su
havzalan ve StT alanlan gıbı "imar kı-
sıdamasT olan yerler ıle ıl planlama ve
denetleme kurulunca "iskânaerverişligp-
rûlmejen" benzer koruma alanlarında
yenı belediyenin artık kuruimaması
Işte bu gıbı kurallarla beledıye kurul-
ması surecıne de cıddı bır "çekiduzen"
\ermeye aday gorunen KHK nın, daha
oncekı vasa taslağından en önemlı farkı
ıse "imarsuelan" ıçın tanımlanmış "cay-
dıncı yapünmlara" yer venlmemesı
Hak ve ozgûrlûklenn suç nedenıyle an-
cak "yasayla sunianabileceğini'' ongo-
ren anayasal ılke dolay ısıyla KHK'de or-
taya çıkan bu boşluk da "betediyeterin
kapaolması" kuralıyla dolduruluyor
Meslek odalarıyla Igblrllpl
KHK'nın "demokratildeşme" hedefı-
ne bağlı kurallan arasında ıse beledıye-
lenn teknık ve bılımsel konularda "mes-
lek odalarryla işbirliğT vapmalannı on-
goren maddeler dıkkat çekıyor
Orneğın buyukşehır beledıyelen, ken-
dılenne bağlı ılçe ve belde beledıyelen-
nuı ımar uygulamalannı denetlerken, mı-
mar ve muhendıs odalannın teknık ve
ekıpman "yardmundan" >ararlanabıle-
cekler
Benzer şekılde beledıye meclıslennm
ımar komısyonlanna da aynı meslek oda-
lanndan temsılcıler katılacak ve oy hak-
lan olmasa bıle uyelen doğrudan bilgı-
lendırebılecekler
Bakalım, buyuk depremden bu yana
geçen bır yılhk surede, oncelıkle "plan-
lama disiplini" sağlamak yenne sadece
"plansız yapüaşmayı sağlamlaşarmayı"
onemseyen Bayındırlık Bakanlığı yöne-
tum ve hukumet, butun bu "reform'' nı-
telığındekı KHKkurallannı da benımse-
>ecek mı
17
Yanıt "evet" olursa. 17 Ağustos
1999 dan ancak bır vıl geçmce "ders alı-
nabildiğj" de anlaşılmış olacak Bu
KHK de tıpkı yasa gıbı "süruncemeye"
bırakıldığında ıse depremı felakete
donuşturen temel nedenler "imarrantı''
uğruna yıne "devrede" kaiacaklar
ı ı
YEDITEPE UNIVERSITY
ENGLISH PREPARATORY SCHOOL
Is seeking natıve and non-natıve language ınstructors,
Guidance Counsellors with fluency ın Englısh
and ,
ESP (Englısh for Specıfıc Purposes) ınstaıctors ın the fields of
Medıcıne
TOEFL
Art Hıstory
Requirements for language instructors
• Unıversıty degree ın Educatıon or Lıterature
• At least fıve years of teachıng experıence
Requirements for ESP instructors
• Unıversity degree from related fields with fluency ın English
or
• Englısh instructors wrth experıence in teaching the related ESP courses
Interested candidates should send their C.V. to
Fax: 0 216 327 64 79
Phone: 0 216 327 64 71 ext: 137
HETMENEVf!
ve
SANAT OKtflU
Öğretmenkr, politikaa vakınlannı eezbeden oğretmenevuun yönetiminden yakınıvor.
Lokallerdepartilüere
yapılan hizmete tepki
SİBEL KIZ1LIŞIK
Sabancı Öğretmenevrnın yonetımın-
den yakınan oğretmenler, ıhtışamıyla po-
htıkacı yakmlannı eezbeden oğretmene-
vının, kuruluş amacuıa aykın olarak fa-
alıyet gosterdığım one surduler Idareye
geçıcı olarak atanan Ayten Mit'ın, su-
reklı olarak MHP ust duzey yonetıcıle-
nne ayncalık gosterdığı ıddıalannı gun-
deme getıren oğretmenler, "Burası öğ-
retmenevi olmasına karşın oğretmene de-
ğü, partililere hızmet veren, fiv atlann fa-
hiş oktuğu,ticarethaneolarak kullamlan
bir işletmeye dondu. Oğretmenlerin ken-
dilerini geliştireceği bir okuma saJonuna
bile sahip olmayan oğretmenevinde ye-
mekyhemiyor.eğleneıniyonız" şeklınde
konuştular
Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nca, merkez ve
taşra teşkılatı personehnm, bırbırlen ıle
kaynaşması, sosyal ıhtıyaçlannın gıde-
nlmesı meslekı ve kültûrel gelışmelen-
nın, aılelen ve çevrelenyle sureklı ılış-
kıler ıçınde bulunmalannın saglanması
amacıyla kurulan oğretmenev len, lokal-
len, dınlenme kamplan ıle sosyal tesıs-
len,20 Ağustos 1990'dayürurlüğegıren
'Oğretmenevleri, Lokaller ve Eğitim
Merkezleri, Sosyal Tesisler \önetmeli-
ği'ne uygun olarak açılıyor Oncelıklı
olarak öğretmen ve aılelenne hızmet ve-
ren oğretmenev len, gıderlennı doner
sermaye ışlermecıhğı ıle karşılıyor
Anadoluhısan ndakı Sabancı Oğret-
menevı'nden yararlanmaya çalışan bır
grup öğretmen, her av maaşlanndan 300
bın lıra kesıldığı halde kendılenne hız-
met edılmemesınden vakınıyor Saban-
cı Oğretmenevı'nın kafeteryasında ko-
nuştuğumuz bazı oğretmenler, "Oğret-
men olmayanlar buradan daha çok ya-
rarlanıyor. \kşam olunca restoran böhl-
münu MHP'liler dolduruyor, MHP bu-
ra> ı adeta kullaruyor. Mudire hanım ken-
di balkonuna en az 4-5 masa haariatryor
ve MHP'li misafırlerine ikramda bulunu-
yor. Bu dunımdan rum oğretmenler ra-
hatsız. Onlann ağuianma paralan oğret-
menlerin cebinden çıkıyor. Çoğu yaban-
cı, zebani diyebileceğirniz kişiler girip
çıkıyor" ıddıalannı dıle getırdıler
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Bnstein ve Metzsche'de
Tanrı ve Öliim Kavpamları...
Geçen haftakı yazımda bır kıtabından yola çıka-
rak Einstein'ın "mutluluk" ve bır olçude de sıya-
setle ılgılı goruşlennı ozetlemeye çalışmıştım Var-
dığım sonuç onun duşuncede de eylemde de top-
lumcu bır kımlığe sahıp oluşuydu Gerçekten de,
Einstein'ın dunya goruşunde "başkalan ıçınyaşa-
mak" kavramı genış yer tutuyor Bu haftakı yazım-
da yıne Einstein'ın bu kez "tann" ve "ölum" kav-
ramlan konusundakı goruşlennı ozetlemeye çalı-
şırken, bır başka buyuk "bıigın"ve "bılge'rnn, Fri-
edrich Nietzsche'nın aynı kavramlar ustune go-
ruşlerınden soz etmek, ve boylece belkı de, dolay-
lı ya da dolaysız, ıkı duşunurun goruşlerı arasında
bır karşılaştırma yapmak ıstıyorum Eınstein'ın dı-
lımıze bu yıl çevnlmış kıtabının "kunye"s\n\ bır kez
daha belırteyım (A Eınsteın, "Yaşam, ölüm, Sa-
vaş, Banş, Bılım, Dın, Tann ve dığer şeyler üzen-
ne", Sarmal Yayınevı, çev B Gunduz) Nıetzsc-
he'yle ılgılı kıtap ıse elımın altında 8 basımı bulu-
nanbırroman (I D Yalom, "Nıetzsche Ağladığın-
da", Aynntı Yayınlan, çev A Babacan)
•••
Einstein'ın Tanrı konusunda goruşu yetennce
açıktır "Bıreysel bır Tann anlayışı bana oldukça ya-
bancı ve hatta safça gelıyor" (1950) 1954 tanhı-
nı taşıyan bazı mektüplannda bu goruşunu yınelı-
yor "Bıreysel bır Tann'ya ınanmıyonjm, bunu hıç
ınkâr etmedım ve açıkça ıfade ettım Bır Tann
hayal etmeye çalışmıyorum " Fakat aynı cumle-
lenn devamında bır çeşrt "dın" duygusuna sahıp
olduğunu belırtıyor "Eğerıçımdedınîdenebılecek
bır şey varsa bu, bılımın ortaya çıkarabıleceğı o/-
çüde, dünyanın yapısına karşı sınırsız hayranlığım-
dır ." Ya da, o fTann), " bızım yetersız duyulan-
mızın kavrayabıldığı ölçude dûnya yapısının gör-
kemınde durmakla yetınmektedır " Kendını "ko-
yu bır dındar ınançsız" olarak nıteleyen ve bunu
"bır bakıma yenı bır tur dın" (1954) olarak adlan-
dıran Eınsteın'a gore doğa, ancak eksık olarak kav-
rayabıldığımız ve buna karşın, duşunen bır ınsanı
alçakgonulluluk duygusuyla dolduran yetkın bır
yapıya sahıptır ve bu, gızemle (mıstısızm) ılgısı ol-
mayan "ıçten bır dınî duygu "dur (1954)
•••
"Başkalan ıçın yaşamak" kavramı gıbı "alçakgo-
nulluluk" kavramı da, fızıktekı buluşlarıyla ınsanlı-
ğın dunya goruşunu denebılır kı kökunden değış-
tıren bu buyuk "bılgın" ve "ö//ge"nın yaşam anla-
yışında temel bır yere sahıp 1930'dakı sozleny-
le, bedensel ve zıhınsel mutluluğa ancak "yalın ve
alçakgönullu bır yaşam "la ulaşılabılır Herkes "ya-
şayan her şeyın bır parçası" dır (1929) Eınsteın 'ın
dındarhğı, "kendısını küçucuklerde açığa vuran
sonsuz buyukluktekı bır ruha duyulan mutevazı
hayranlığa dayanır" (1927) O, "ınsanın eylemıne
ve kadenne mudahale eden bır tannya değıl, ken-
dını tûm varolanlann uyumunda açığa vuran Spi-
noza'nın tannsına" ınanmaktadır(1929) Eınstetn'a
gore, ınsanlığın "manevî evnmı"n\n kaynağı ya-
şam korkusu, olum korkusu, ya da kor ınançlarda
değıl "akılcı bılgrded\r (1940) Etık, yalnızca bır
ınsansal sorundur, arkasında ınsanustu bır yetke
bulunmamaktadır ve buna gerek de yoktur (1950-
1953) Buna karşılık, yıne Eınsteın şoyle demekte-
dır "Ben gerçeklığın akılcı doğasına ve onun ın-
san aklına uygunluğuna 'dınsel'den daha uygun bır
ıfade bıçımı bulamadım Ne zaman kı bu duygu ol-
maz, bılım yavan bır deneycılık halıne gelerek yoz-
laşır" (1951)
özetlenecek olursa, "yarattıklannı ödullendıren
ya da cezalandıran bır tann"ya, ya da "bedensel
ölumunden sonra kışının yaşamını surdurdûğu-
ne" ınanmayı, "bıçare ruhlar"a ozgu "korku ya da
anlamsız egoızm "ın urunu olarak goren Eınstan,
bılımsel akla verdığı bınncıl onemın yanınayaşam-
sal uyum-varoluşsal yetkınlık ıçın duyduğu hay-
ranlığı, "yaşayan her şeyın bır parçası olmak",
"başkalan ıçın yaşamak" kavramlannı koymakta ve
sanıyorum kı boylece, "anlamsız bır bencıllığın"
urunu olum korkusunu aşabılmektedır "Zamanım
dolduğunda ölumu, en az tıbbı yardım görerek
metanetle karşılamakta karahıyım" (1913) "Eğer
yaşamımızı çocuklanmızda ve genç kuşaklarda
sûrdurebılırsek ölum bızım ıçın bır son değıldır
Onlar bızdır artık, bedenlenmzse yaşam ağacın-
dakı solgun yapraklardır sadece " (1926)
• • •
Irvın D Yalom'un ılgınç yapıtı, tam olarak roman
sayılamazsa da yıne de bır roman tadıyla, Nıetzsc-
he felsefesıne gınş ıçın kuşkusuz kı bır başlangıç
adımı olabılır ancak. Fakat burada çızılen Nıetzsc-
he portresının gerçeğe uygunluğu ve etkıleyıcılığı
de yadsınamaz "Zerduşf'u yaratan buyuk ve
sancılı beynın kıvranışlannı kıtabın sayfalan boyun-
ca ızlıyoruz Tann'nın olmuş oiduğu konusunda
Eınsteın ve Nıetzsche arasında bır goruş aynlığı
yok Einstein'ın bu yokluğu (buna koşut olarak da
olum duygusunu) nasıl, hangı kavramlarla karşıla-
dığını gorduk Nıetzsche ıse, çozumu daha fark-
lı bır yerde, sadece kendı ıçınde, kendı yalnızlığın-
da dennleşerek bulmaya çalışıyor Her ıkı duşu-
nur ıçın de "etık", salt ınsanî (ınsan kokenlı) bır kav-
ramdır... Fakat Einstein'ın dunya algılayışında (ya-
şam felsefesınde) alçakgonulluluk, umut, ıvımser-
lık, yaşama sevıncı ve başkaları ıçın yaşamak te-
mel değerlen oluştururken, Nıetzsche'de bunlann
yennı yalnızlık, kıbır, umıtsızlık alıyor Eınsteın ço-
cuklarda, genç kuşaklarda hayatın surecek olu-
şundan soz ederken, Nıetzsche "geleceğı temsıl
edecek sayılı bırkaç kışı" ıçın yazdığını soyluyor...
"Ben topluma karışıp, onlann arasında surecek
bıryaşamdan soz etmıyorum Toplumsal ılışkı kur-
ma yeteneğım, başkalanna duyduğum guven ve
ılgı, bunlar çoktan koreldı Tabıı, bunlann bır za-
man varolduğunu varsayarsak Ben hep yalnız bır
ınsan oldum Her zaman da yalnız olacağım Bu
kaden kabul edıyorum " (s 177) Nietzsche'nın
varoluşçu felsefeye çıkış oluşturacak yaklaşımı bu
satırlarda da duyumsanıyor Yine onun sozleny-
le " Tann'nın olmuş olması demek, varolmanın
amacı olmadığını gostermez! ölumun gelıyor ol-
ması, yaşamın değerlı olmadığı anlamına gelmez"
(s 237) Pekı, bu amaç ve değer nedır, nerededır?
Soruyu, Eınsteın'dan bır "ozdeyış"le yanrtlamak
ıstıyorum "Eğerödenecek bırbedelyoksa, bırde-
ğerdeyoktur "(s 237) Bu "bedel"ıse, kanımca,
hem kendınde dennleşmeye hem de başkalanna
adanmış bır yaşamın çabalannda, emeklenndedır...
e-mail ckk(5 ixir.com