Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 2000 SAU
HABERLER
ordu'da 'yasak' bitmiyor
Güneydoğulu
işçiler kente
sokulmuyor
• Kemal Yazıcıoğlu'nun Ordu Valiliği'ne
atanmasıyla başlayan Güneydogu kökenli
işçilere çalışma yasağı uygulaması tepkilere
neden olmuştu. 3 yıl önce başlayan yasak
nedeniyle çok sayıda işçi gözaltına alınmış,
bazılan da kent dışına çıkmaya zorlanmıştı.
ERDOĞANERİŞEN
ORDU - Ordu Valisi
Kemal Yazıcıoğlu'nun
göreve baslamasının ar-
dından Güneydoğulu
fındık işçilerine konan
kente giriş yasağı gizlıce
sürdürûlüyor. Valilik,
bahçe sahiplerinin iste-
mi üzerine yasağın kal-
dınldığmı açıklamıştı.
Kemal Yazıcıoğ-
lu'nun Ordu Valiliği'ne
atanmasıyla başlayan
Gûneydoğu kökenli işçi-
lere çahşma yasağı uy-
gulaması tepkilere ne-
den olmuştu. 3 yıl önce
başlayan yasak nedeniy-
le çok sayıda işçi gözal-
tına alınmış, bazılan da
kent dışına çıkmaya zor-
lanmıştı. Bazı işçilerin
ise kaldıklan çadırlar sö-
kûlmüş, memleketlerin-
den uzakta açıkta kal-
mışlardı. Gelen tepkiler
ûzerine uygulama biraz
yumuşatılmıştı. Fındık
bahçelennın sahipleri,
işçilerin kimliklehni alıp
muhtarlara teslim etmiş,
güvenlik güçleri aracılı-
ğıyla da soruşturma ya-
pılmıştı. Soruşturma
sonrasında ışçilerden
bazılan geri gönderil-
mişti.
Fındık mevsimının
gelmesiyle bu yıl yeni-
den sorunlar yaşanmaya
başladı. Yasağın kaldınl-
dığının açıklanması üze-
rine kamyonlarla genç,
çocuk, kadın erkek de-
meden Ordu'ya gelen iş-
çiler, konaklamak ıçın
her zamankı gıbı Melet
Irmağı havzasını seçtiler.
Bir tarafi jandarma, di-
ğer tarafı polis kontro-
lünde olan ırmağın ke-
nannda göçer işçilerin
yerleşmesi için yer bulu-
namadı. Işçileröncejan-
darma mıntıkasına kur-
dular çadırlannı. Ancak
kısa bir süre sonra jan-
darmanın uyansıyla kar-
şılaştılar. Nereye çadır
kurabileceklerinı sor-
duklannda ısejandarma-
dan, "Biziın mınükamız
dtşuta" yanıtını aldılar.
Karşı yakaya geçtikle-
rinde ise bu kez de poli-
sin uyansıyla karşılaştı-
lar. Birbölümü bazı köy-
lere çıktı, ancak yeni ge-
lenler gizli de olsa Melet
Köprüsü altında ve şehir
çöplüğü yamnda çadır
kurmadan konaklayarak
bahçe sahıbini bekleme-
ye başladılar.
Fındık toplamak için
Ordu'ya gelen ve yasak-
la karşılaşan Şanlıur-
fa'nın Suruç ilçesi Din-
lence Köyü Muhtan Ah-
metKaya, uygulamalara
anlam veremediğini be-
lirterek şöyle konuştu:
"Topraklanmız su-
suzluktaa kurudu. Borç
para alıp çoluk çocuk
toplandık buraya geldik.
Fındıktoplama işi başla-
maya 4-5 gün kaku. Bu
kadar bile konaklama-
mıza izin verümiyor. Ur-
fa bizimse burası da bi-
zimdir. Biz de Tûrk va-
tandaşryız. Herkes gibi
biz de askeriik yapok."
Suruç'tan gelen HaKl
Gümüş de kuraklık ne-
deniyle çok mağdur du-
ruma düştüklerinden ya-
kınarak, "Kuraklıktan
biçerier bile çahşmadı.
Biz de ekmek paras ka-
zanmaya geldik. Önce
Yozgat'ta pancar çapası
yaptik. Sonra Ankâra'da
kimyon topladık. Fındık-
tan sonra da tzmir Tor-
balı'ya pamuk toplama-
ya gidecegiz. Hiçbir yer-
de böyle bir muameleyie
karşdaşmadık" dedı.
10 kişılık ailesiyle y-
oi parasını borç alarak
Suruç'tan gelen Meb-
metÇeuk ıse şunlan an-
lattı: "Inanm şu an ek-
mekalacakparaımzyok.
Bu çocuklar ne yiyecek?
BizdeTürk vatandaşryız
ve herkes gibi Tûrld-
ye'nin her yerine gidip
gezebüme, çahşabDme
hakkımız olmata. Çahş-
maya geldik, izin vermi-
yoriar. Zorlukla karşıla-
şıyoruz. Aruk birileri se-
simizi duysun."
Göçer işçiler, kendile-
rine yönelik yıldırma
politikası uygulandığını,
direnenlerin de fındık
bahçelerine kimlikleri
alınmadan sokulmadığı-
na dikkat çekerek sonı-
na çözüm istediler.
FP'nin destek arayışları sürüyor
312konusunda
umutBatı'daİstanbulHaberServisi
-FP Genel Baskanı Recai
Kutan. dün akşam AB
ûlkelennin îstanbul baş-
konsoloslanyla yemek
yemeden önce yaptığı
açıklamada "Başkonso-
loslaria Tûrkiye'nin ve
AB'nin siyasaî. ekono-
mik, kümırel sorunlannı
konuşacağız. Bu çerçeve-
de 312. madde de gûnde-
me gelecektir. Biz de gö-
rüşlerimizi açıklayaca-
gpz." dedı. Kutan, bölücü
ve irticai eylemlere kan-
lan kamu görevlilerinin
işine son verilmesıni sağ-
layan kanun hükmünde
kararnameyi de anayasa-
ya aykın bulduklannı,
konuyu Anayasa Mahke-
mesi'ne götüreceklerinı
söyledi.
Kutan, partisinin Istan-
bul 11 Merkezı'nde dü-
zenlediği basın toplantı-
sında, memurlarla ilgılı
>on KHK'ye toplumun
büyük kesiminden tepkı
geldiğinı, hükümetin de,
TBMM'nın tatılde olma-
sından yararlanarak ka-
ramamenin gereğini yap-
aıayı tasarladığuu savun-
du. DSP, MHP ve
ANAP'ın, görünüş ola-
rak birbirlerinden farklı
olduklannı, gerçekte ise
üç partinin de devletçi ol-
duğunu öne süren Kutan,
bu üç partinin eseri olan
KHK'nin, 1980öncesin-
deki sağ- sol kavgastnı
hortlatabileceğini belirt-
ti. Milletin gündeminde
ekonomik sorunlar oldu-
ğuna dikkat çeken Kutan,
hapishanelerin de "yol
geçen hanına dönmesin-
den" yakındı.
Kutan, gerekli ıslahat-
lann yapılması şartıyla
F tıpi cezaevine karşı ol-
madıklannın altını çizdi.
Türkiye'nin, KKTC'yi
ihmal edemeyeceğine
ışaret eden Kutan,
"Denktas yahuz bıralal-
mamalıdır." dedı.
Yazanmız Ali Sirmen, yıtlık iznınin bir bölümünü
kullan<lığı için yazılanna ara vermiştir.
İrticai faaliyetlere kanşan TSK mensuplan ordudan ihraç edilecek
Y4Ş bugün toplanıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK)
2000'li yıllann komuta kademesinin
belirleneceği Yüksek Askeri Şûra
(YAŞ) toplanrısı, Başbakan Bfilerit
Ecevitbaşkanlığında bugün başlıyor.
İrticai ve bölücü faaliyetlere kanşan
TSK personelinin ordudan ihracının
kararîaştınlacağı toplantıda, Kara
Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Alfl-
la Ateş ile Jandarma Genel Komuta-
nı Orgeneral Rasim Beör emekliye
aynlacak. Ateş'in yerine atanması
beklenen 1_. Ordu Komutanı Orgene-
ral Hilmi Ozkök, Orgeneral Hüseyin
Krvnkoğhı'nun 2002'de emekliye ay-
nlmasının ardından TSK'nin yeni
komutanı olacak.
YAŞ'ın yaz dönemi olağan toplan-
tısı, bugün Genelkurmay Başkanlığı
Karargâhı'nda, Ecevit başkanJığında
saat 10.00'dabaşlayacak. Şûraüyele-
ri saat 12.05'te Anıtkabir'i ziyaret
edecekler. 4 gün sürecek toplantıda,
irticai ve bölücü faaliyetlere kanşan
TSK personelinin sicil dosyalan da
görüşülerek ordudan ihracı kararlaş-
tınlacak. YAŞ kararlan 4 Ağustos'ta
Cumhurbaşkanı AhmetNecdet Sezer
tarafından onaylandıktan sonra ka-
muoyuna açıklanacak.
TSK'nin komuta kademesinde bu
yıl en önemli değişiklik, Kara Kuv-
vetleri ile Jandarma Genel Komutan-
lığı'nda olacak. Kara Kuvvetleri Ko-
mutanı Orgeneral Ateş ile Jandarma
Genel Komutanı Orgeneral Betir, gö-
revde ikı yıllannı doldurduklan için
emekliye sevk edilecek. Orgeneral
Ateş, AbdnDah Ocalan'ın Suriye'den
çıkanlması ve yakalanmasıyla so-
nuçlanan süreci başlatan ısim olmuş-
tu. Suriye sınınndaki Reyhanlı ilçe-
sinde 16 Eylül 1998'de yaptığı ko-
nuşmada, Şam yönetiminin teröre
desteğinın Türkiye'nin sabrmı taşır-
mak üzere olduğunu vurguiamıştı.
Ateş'in bu konusmasının ardından
Türkiye, gerekirse savaşarak Şam yö-
netiminin teröre desteğtni kesmesini
sağlayacağının altını çizmişti.
Orgeneral Ateş'ten boşalacak gö-
reve 1. Ordu Komutanı Orgeneral
Hilmi Özkök'ün atanmasına kesin
gözüyle bakılıyor. Kara Kuvvetleri
Komutanlığı'nda 2 yıl görev yapa-
cak olan Özkök, Orgeneral Kıvnkoğ-
lu'nun 2OO2'de emekliye aynlması-
nın ardından yeni Genelkurmay Baş-
kam olacak. Orgeneral Rasim Be-
tir'in emekliye aynlmasıyla boşala-
cak Jandarma Genel Komutanlığr na
ordu komutanlanndan birinın atana-
bileceği belirtiliyor.
Munzur'da
güvenlik
coşkusuCumburryet tarihinde ilk kez Tunceü
Bclediyesi ve TunceliHler deraeklerin-
ce ortaklaşa düzenlenen "1. Munzur
KiUtürve Doğa Festhali" coşkuyla son
buMu. Halen OHAL kapsammda bu-
hınan Tunceli'de hiçbir güvenlik soru-
nu yaşanmadanyapüan festivale,diğer
kenrJerin yanı sım vurtdışından da ge-
len konuklarla birîikte yaklaşık 5 bin
kisi kadJdı. Yurttaşlar, yıllardır güven-
lik sorunu nedeniyle yüzemedikleri
Munzur Çayı'na koştular, Ovacık va-
disinde gezdUer, Kuruderesi'nin güzeK
ükierini yasadılar, Kayabaşı'nda rakı
içtiler. Munzur Festrvah' kente canhhk
getirirken, Tuoceli'nin yaşadığı değişi-
mi tüm Türktye'ye gösterme olanağı
da yarato. Üç gün süren festivale sanat-
çüarArifSağ,SebahatAkkiraz, Ferfaat
Tunç, YavuzBingöL, Metin Kahraman,
Aynur Doğan, yazaıiar Bilge Çontepe,
Mehmet Cano ve Ahmet Teffi de renk
katMFotoğraf: FERİT DEMÎR)
CHP, Ören Belediye Başkanı Kazım Turan'ın görevden alınmasına tepki gösterdi
Içişleri, seçmeııîn îradesiyle alay ediyor9
ANKARA(CumhurtyetBürosu)-
Içişleri Bakanlığı'nca CHP'li Ören
Belediye Başkanı Kazım Turan'ın
görevden alınmasına genel merkez
tepki gösterdi. CHP'nin Yerel Yöne-
timlerden Sorumlu Merkez Yöne-
tim Kurulu (MYK) üyesi AB Dinçer,
karan ilkel partizanlık örneği ve an-
tidemokratik uygulama olarak nite-
lendirerek "HakkmdasajTsızmüfet-
tiş dosyası ve dava bulunan Melih
Gökçek görevden ahnmryor. Sırf
CHP'li okhığu için Kazım Turan ab-
myor. Bu ne biçjm adalet, eşMktir?"
diye konuştu. Dinçer, Içişleri Bakan-
lığı'nı seçmenin iradesiyle alay et-
mekle suçladı.
Ali Dinçer, dün yaptığı açıklama-
da, 3 dönemden beri Ören Belediye
Başkanı seçilen orman yüksek mü-
hendisi Kazım Turan'ın ANAP'hla-
MenuııiardanSezery
eumuttelgrafi
KESK'e bağlı sendika başkanları Kızılay Postane-
si'nden Cumhıırbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e telg-
raf göndererek, 657 sayılı Devlet Memuıian Kanunu
ile 1700 Sayılı Dahiliye Memurian Kanunu'ndaki de-
ğişildiklere imza atmamasuu istedi. Telgraf gönder-
meden önce bir basuı açıklaması yapan KESK Genel
Başkanı Siyami Erdem,devlet memurlannın işten aül-
malannı kolaylaşüran kanun değişUdiğine Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet Sezer'in izin vermeyeceğine
inandıklaruu biklirdi. Erdem, Bakanlar Kurulu 'ndan
çıkan kararnamenin Meclis iradesini yok saydığı için
anrjdemokratik olduğunu söyledi
nn haksız ve zorlama gerekçeleriy-
le Içişlen Bakanlığı'na yaptıklan şi-
kâyetler doğrultusunda görevden
almdığını ileri sürdü. Dinçer, lçişle-
ri Bakanlığı'nın bu partizanca istem-
ler üzerine olağandışı özel inceleme
süreci başlattığını ve belediyeye ay-
larca süren ıncelemeler yaptır-
dığmı belirterek "Bütün bu bir
yıh aşkuı zorlama teftişlerde
'öküz altında buzağı arama' ça-
balanna rağmen belediye başka-
nnmza veya mahkemelere ulaşan
herhangi bir raporortaya çıkma-
mışür. Buna karşın Kaznn Tu-
ran'ın görevden uzaklastmbna-
sı kararlaşürunuştu-
n
diye ko-
nuştu.
Karan eleştiren Dmçer, böyle-
sı zorlama teftişlerle partizan
yaklaşunlarla istenirse tüm bele-
diye başkanlannın görevlerin-
den uzaklaştınlabileceğini kay-
detti. Dinçer. sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"Avrupa Bhiiği'ne girmeye ha-
zuianan, Avrupa yerel özeridik
şartuu imzalayan Türkiye'de hâ-
lâ böyle haksız, hukuka aykınye-
rel yönetimlerin özerkliği flkesi-
ni ayaklar altına alan, seçmenin
iradesiyle alay eden vesayet anla-
yışuu görmek gerçek bir taühsiz-
Kkfir. CHP olarak bu partizanca
antidemokratik haksız uygula-
mayı pretosto ediyoruz."
Çakmakoğlu acıkladı
Bedellinin
geliri 1
milyar mark
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-Milli Savunma Bakanı Sabahattin
Çakmakoğlu, bedelli askeriik uy-
gulaması nedeniyle 1 milyar 100
milyon marklık gelir elde edıldiğı-
ni söyledi.
Çakmakoğlu. Milli Savunma Ba-
kanlığı'nın geçen dönem yaptığı ça-
lışmalar hakkında bilgi verdi. As-
keriik şubelennden yürütülen hiz-
metlerin hızla yerine getirildiğini
belirten Çakmakoğlu, TBMM'de
geçen dönem yasalaşan 150 tasan-
dan 25'ınin TSK'yle ilgili olduğu-
nu anlattı.
Depremin ardmdan çıkanlan
bedeÛi askeriik yasasından 73 bin
kişinin yararlandığını belirten
Çakmakoğlu, 4 Eylül'de 3. taksit-
lerin alınmasmın ardından gelirin
1 milyar 100 milyon mark olaca-
ğmı söyledi. Çakmakoğlu, şehit
yakınlan ile gazilerin durumlan-
nın iyileştirilmesi için de bir dü-
zenleme yaptıklannı anımşatarak
şunlan söyledi:
"Eylül avında yürürtüğe girecek
yasa>1a sehirJerimizin eğer şehit <A-
masalardı, askerseler terfı cdecekle-
ri rütbeieri, sanki albayhğa kadar.
terfi edecekmiş gibi düşünerekem-
salleri gibi terfDerini sağlamak, ast-
subaviann da kendi statükri içinde
maaş araşlanna olanak vererek va-
pdacak artışlan eşine ve çocuklan-
naaktaracak btrsistem getirilmişrir.
Böykce ete güne nmhtaç etmediği-
mizevlatianmızınyakuıiannavton-
iann gazi durumda olanlanna hfç
ohnazsa hayatı biraz daha kolaylaş-
bno olanaklar sağtedıkT
Çakmakoğlu, TBMM'ye sunulan
bir tasanyla sözleşmeli subay ve
astsubay uygulamasuu da yasama
geçirmek istedıklerini belirterek,.
"Ekün ayında açüacak mecns ko-
misyonlannda yasanın kabul edü- .
mesini bekliyoruz. Böykce harp
okullanndan mezun olanlara kendi
esas görevleri içerisinde hizmetyap-
malan sağianacak, aynca kûçûk
rütbeh'subav veastsubay ihtrvaaiçia
gençterimizebiristihdam kapısı da-
ha açılmıs olacakür" dedı
Bergama
Tutuklular
yakınlanyla
görüştürülmüyor
IZMtR (Cumhuriyet Ege Büro-
su)- Bergama Cezaevi'nde ortaya çt-
kanlan tünel ve yasanan olaylar son-
rasında BucaCezaevi'ne sevk edüen
75 tutuklu ve hükümlünün, Buca
Cezaevi yetkililerinin •'hazırüksızol-
malan" gerekçesiyle yakınlanyla
görüştürülmediği belirtüdi.
Tutuklu ve hükümlü avukatlann-
dan Gül Kireçkaya. cezaevi yetkili-
lerinin, görüşme istemlerine "Ha-
zırüksız yakalandık. Ancak gelecek
hafta yakınlanyla görüşebflirter"
şeklinde yanıt verdiğini kaydede-
rek. "Hazırüksız yakalanan Adalet
Bakaniığı'dır.Yann(bugün)bassav- '*
cılıkta konuyla ilgili bir toplanü ya-
püacak. Biz protokol nedeniyle ce-
zaevine girmiyoruz. Tutuklu ve hü-
kümlü yakuuarmm cezaevi yöneti-
câeriyleyapacağıgörüşmeninsonu- l S l
cunu beklryoruz" dedi.
Öte yandan Adalet Bakanı BBk-
met Sami Türk, Bergama Ceza-
evi'nde kısa süre önce meydanage- **•
len olaylann araştınlmasj için iki
müfettiş görevlendirdi.
jjSfFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Adalet Bakanı Hikmet Sami Tûrk,
cezaevindeki uygulamalan denetle-
mek için Infaz Hâkimlıği kurumun-
dan söz ediyor. Bu konuda bir yasa
taslağı da hazırtamtş. Hikmet Sami
Türk, F tipi cezaevleri ile ilgili olarak
yaptığı değerlendirmede, bunlann
hücre olmadığını da söylemiş.
Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY)
16. maddesi orada duaırken Adalet
Bakanı nasıl böyle bir iddiada bulu-
nuyor, anlamak mümkün değil. Bu
köşede defalarca TMY'nin 16. mad-
desinden söz ettik. 16. madde "fe-
rör suçlanndan" mahkûm olanlann
ve hatta tutuklananlann üçer ve bi-
rer kişilik odalarda tutulacaklannı
söylüyor. Ancak bu oda sözcüğünün
laftan ibaret olduğu, aşağıdaki ifa-
delerie açıklık kazanıyor "Bu kurum-
lardaaçıkgörüşyaptınlmaz. Hükûm-
lülerin birbirieriyle irtibatına ve diğer
hükümlülerie haberieşmesine engel
olunur."
Bu durumda Adalet Bakanı, nasıl
bunlann hücre olmadığını iddia ede-
bilir? Bir başka önemli gerçek ise ce-
zaevlerinin yönetimine hâkim olan
anlayış. Cezaevinde yatan siyasi tu-
tuklu ve hükümlüyü "düşman görsn"
F Tipi Hücre Değil mi?
bir bürokrasi yaratıldı. Cezaevlerinin
güvenliğini sağlamakla görevli jan-
darmanın da cezaevi olaylanndaki
davranışlan aynı anlayışı yansrtıyor.
Hikmet Sami Türk döneminde so-
nu ölümle biten ve öldürülenlerin
hepsinin tutuklu ve mahkûmlar ol-
duğu btrçok olay yaşandı. Ulucanlar,
Burdur bunlardan bazılan. Bütün bu
olaylardan sonra cezaevi yönetimle-
ri ne oldu? Bu cezaevlerinin yöneti-
cileri yaptıklannın hesabını verdiler
mi? Yoksa terfi mi ettiler? Yine bu
cezaevlerinin güvenliğini sağlamak-
la görevli jandarma hakkında her-
hangi bir soruşturma açıldı mı?
• • •
Tatil dönüşü, cezaevlerinden gelen
onlarca mektubun masamın üzerin-
de beklediğini gördüm. Adalet Baka-
nı öyle söylüyor, ama cezaevinden
gelen mektuplar öyle demiyor. Bur-
sa Özel Tip Cezaevi'nden yatan Dr.
Ali Güvendik şunlan söylüyor: "Ma-
kalelerinizdepek çokkez sözünü et-
tiğiniz Cemal Çakmak arkadaş şu
anda Bursa özel Tıp'te. Bir hekim
olarak varolan imkânlanmız dahilin-
de diğer arkadaşlaria da ilgilenme-
ye, sağlık ve tedavi sorunlannı biran
önce haJletmeye çalışıyorum. Aslın-
da sizler, bir grup-girişim oluşturup
çeşitli cezaevlerine dağıtılan Burdur
tutuklulannı ziyaret etseniz ne iyi
olurdu."
Ali Aycen, Burdur*da saldınya uğ-
rayanlardan. Mektubunda saldınnın
önceden planlandığını, ömekler ve-
rerek ifade etmeye çalışıyor. Aynı şe-
kilde Ali Mitil de bu saldınnın muha-
taplarından. Çok sayıda satın çizil-
miş mektubunu Bergama Ceza-
evi'nden postalamış. Anlattıklan, ya-
şanan saldınnın ne kadar acımasız
olduğunu gözler önüne seriyor.
Arzu Torun, Burdur saldınsında
cinsel tacize uğrayanlardan. Mektu-
bunda, Veli Saçılık'ın kolunun kopa-
nldığını, Sadık Türk'ün atılan bom-
ba ile kafatasının delindiğini belirtiyor
ve şunlan söylüyor: "Saat 22.30'da
barikatlan kepçeyle yardılar. özellik-
le kafamıza vuruyoriardı. Işkenceya-
parak hücrelere götürüyorlar, işken-
celer hûcrelerde devam ediyordu.
Bu esnada tüm kadınlara cinsel ta-
dzde bulunuyorlar. Bana hem cinsel
tacizde bulundular, hem tecavüze
yeltendiler. Hücreye saçlarımdan
sürükleyerek, döverekgötürüyoriar-
dı. Merdiven dönemecinde durdur-
dular. Sivil polislerden bin 'Bu Arzu'
dedi. Sonra yüzûme tükûrüp, 'hain
köpek' diye bağırdılar. O esnada
başgardiyan Ali Coşar, elindeki flo-
resan lambasıyla bana tecavüzeyel-
tendi. Pantolonum yırtılmıştı ama iç
çamaşınm üzehmdeydi. Bundan
dolayı başaramadı. Sonra askerler
ve gardiyanlarpantolonumu dizleri-
me kadarindirdiler, iç çamaşınmı da
indirdikten sonra bacaklanmı ayırdı-
lar. Sonra 'Sana sonra tecavüz ede-
ceğiz' deyip iğrenç küfürter eşliğin-
de, döverek hücreye attılar."
Ulucanlar katliamında öldü diye b-
rakılan, Burdur'da yenıden ağır bir
saldınya uğrayan Cemal Çakmak'ın
sağlık duaımu konusunda aynntılı bir
bikji aldım. Cemal Çakmak, zaman
zaman baygınlık nöbetleri geçirdiği-
ni, ağnlarla kıvrandığını, doğru dü-
rüst hiçbir tedavi görmediğini belir-
tiyor.
Istanbul Bayrampaşa Ceza-
evi'nden Ercan Kartal; benim za-
man zaman vurguladığım, 'terör'tu-
tuklusu ve mahkûmu olarak sözü
edilenlerin yüzde 90'ının hiçbir şid-
det eylemine kanşmadığını belirten
açıklamalanmdan, geriye kalan yüz-
de 10'a herşey yapılabilirsonucu çı-
kabileceğini belirtiyor. Haklı olabilir,
ben bu vurguyu daha çok 'teröY söz-
cüğünün bütün siyasileri hedef alan
bir uygulama olduğunu belirtmek
amacıyla yapıyorum ve yargılamala-
nn ne kadar haksız bir temelde yü-
rütülüp sonuçlandırıldığını teşhir et-
mek için bu rakamları veriyorum. Ta-
bii ki kim olursa olsun, hangi eylem-
den yargılanırsa yangılansın, kimse
cezaevinde hücrelere atılamaz. Hüc-
re cezası, cezaevindeki bir disiplin
suçu nedeniyle ve çok kısa süreli uy-
gulanabilir. F tipi ise tüm siyasileri
hedef alan bir uygulamadır ve huku-
ka aykın bir kanuna dayanıyor.
Önümde çok sayıda başka mektup
daha var. Fırsat buldukça onlan da
yayımlayacağım.