21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 2000 SAU 10 O1S [email protected] KAVŞAK OZGEN ACAR Denktaş'tan uzlaşı adımları Arabanın önüne atı, daha doğru- su adanın ünlü eşeğini koyup Kıbns ile ilgili gelişmeleri yakın geçmişten başlayarak gözden geçirelim. Tüm taraflar, AB ve ABD ne isti- yor? Kıbns sorununun BM şemsi- yesi atttnda kapsamlı bir çözüme ulaşmasnı değil mi? Anımsanacağı üzere bu ortak niyet, 11 Aralık Hel- sjnfcf AB Bifdirgesi'nin "9.A" mad- desinde şöyle tanımlanmıştı: "AB Konseyi, 3 Aralık tarihinde New York'ta Kıbns sonınunun kap- samlı bir çözümüne yönelik olarak başlatılan görûşmeleri sevinçle kar- şılar ve BM Genel Sekreteri'nin bu süreci başanyla sonuçlandırma yö- nûndeki çabalanna güçlü desteği- nibelirtir." Bu açıklamaya kimsenin karşı çıkmadığı bir gerçek. Aynı maddenin "B" bendi fse şöyle değil miydi? "AB Konseyi, siyasal bir çözûmûn Kıbns'ınAB'yeka- tılımını kolaylaştıracağının aJtını çizer. Uyelik müzake- relerinin tamamlanmasına kadar kapsamlı bir çözüme ulaşılmamış olursa, Kon- sey'in üyelik konusundaki karan, yukandakınoktabirön koşul olmaksızın verilecek- tir. Bukonuda, Konseytüm faktörieri dikkate alacaktır." 5. maddede, Kıbns ile il- gili müzakere sürecinin tari- hi, 2002 yılına dek değil de sonu olarak belirtenmektedir Bu durumda, Kıbrıs soru- nunda kapsamlı bir çözüme ulaşılmamışsa AB Konseyi Rauf Denktaş GlafkosKkrides hiçbir ön koşul gözetmeksizin 2002 sonunda gerekeni, istediği gibi ya- pacaktır. Bu durumda 2002 sonun- da birind otasılık; AB, Macanstan, Po- tonya, Estonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovenya ile birlikte Güney Kıbns'a üyelik kapısını açabilir. Böyle birge- lişmenin TC ve KKTC için bir felaket olacağı açık bir gerçektir. Şimdiler- de Yunan hükümeti ve Pariamento- sunun onayı ya da vetosu ile uğra- şan Ankara, o tarihten sonra Ati- natya ek olarak Rum hükümeti ile pariamentosundan onay beklemek zorunda kalacaktır. Bu olasıltğı orta- dan kaldırmanın bir yolu, bugüne değin adı "uzlaşmaz"a çıkan KKTC Başkanı Rauf Denktaş ın "uzlaşı adımlan" atmasından geçmektedir. Ecevit'in Denktaş'tan isteği de bu- dur. Denktaş'ın da bu isteği kabul et- tiği anlaşılıyor. Ikinci olasılık: AB, 2002/3 siyasal ortamındaki koşullara bakıp güçlü Türkiye'yi gücendirmemek için, "tüm faktöher" gerekçesinin ardına sığı- nıp Kıbns'ın üyeliğini erteleyebilir ya da siyasal ve ekonomik zayrflık için- deki bir Türkiye'den dolayı "Bu iş bitmiştir, yeterikadar kına ithal edin" djyeblljr. Bu ikilem altında yapılması gere- ken, Cenevre'de Denktaş, Rum Baş- kan Glafkos Klerides, BM Özel Tem- silcisi Alvaro de Soto arasındaki görüşmelerde olumlu adımların atıl- masKJır. Görüşmeler, 12 Eyiül'de New York'ta BM Genel Sekreteri Kofi An- nan'ıngozetimindesürecektir. Denk- taş'ın "gevşek bir merkezi hükümetin bulunduğu, güç- lü iki federasyonun oluştur- duğu bir konfederasyon" önerdiği biliniyor. Çünkü, sa- dece bilgisi için Soto'ya ver- diği 30 sayfalık öneri paketi, gizlilik kararına karşın yine Yunan basınına sızdınlmış- tır. Türk tarafı, önerilerin, Pre- sident VVilson Oteli'nde ka- lan Klerides'in özel kalemin- den Yunan basınına fakslan- dığını "vallahi de billahi de önerilerinizi Rumlara ben vermedim" diyen De Soto'ya kanrtlamıştır. Rumlann ama- cının, görûşmeleri sulandır- mak, böylece topu taca ata ata 2002/3 yılına ulaşmak olduğu açıktır. Buna karşın Denktaş, düzentediği 20 say- falık bir metni BM özel temsilcisine yeniden vermiştir. Israil-Filistin görüşmelerinde başa- nya ulaşamayan ABD Başkanı Bill CÜttnton'ın hiç olmazsa "Kıbns sonı- nunu çözen başkan" olarak tarihe geçmek için bazı önerileri De Soto aracılığı ile görüşme masasına ilet- tiği söyleniyor. öneriye göre "gevşek merkezi hükümetle yönetilecek iki devietin" birteşmesinde, Türkler "ege- menlik" ve Rumlar da "toprakla" tat- min edilmiş olacakJar. Söytentiye gö- re Maraş'ın yanı sıra Güzelyurt ve Akdoğan'da bazı topraklann Rum- lara verilmesi karşılığında, egemen- liğini kazanacakTürklere uygulanan ekonomik ambargo kaldınlacak, ay- nca önemli boyutta ekonomik yar- dım da yapılacaktır. Türtdye, KKTCıfeKıbns'ın "siyasal" boyutunda nasılAB, BM gibi ulusiararası ku- rumiardevredeyse, "ekonomik" boyutunda da IMF'nin etkisi dış- lanamaz. Türkiye'nin tüm eko- nomik vana ve musluklannt elin- de tutan IMF'nin variığını 65 mil- yon insanın ağnlı bir biçimde his- settiği bir ortamda 180 bin Kıb- nsTürkü'nün buolumsuzluklann dışında kalması elbette düşünü- temez. Ana karnındaki bir bebek nasıl annenin damarianndaki gı- da ile besleniyor, hastalıklannı da doğmadan kapıyorsa, yavru va- tanın da anavatanın hastalıkla- nndan annması düşünülemez. Türkiye, yine de KKTC'ye olan ulusal yükümlülüklerini yerine ge- tirip IMF'yi dışlamakta, yılda 1-2 mtiyardolartık yardmrı yaprnakta te- reddüt etmemiştir. Ankara'nın öz- veritenne karşılık bir mirasyedi dav- ranışındaki KKTC hükümetterinin yanlış ekonomik siyasalan ve her köşe başındaki yolsuzluklar da göz ardı edilemez. Türkiye'de memura doğru dürüst zam yapti- mazken, Kuzey Kıbns yönetimindeki koalisyon hükümeti seçim siyasa- si izJeyerek nüfusun üç- te birini oluşturan 57 bin memura yüzde 40 ora- nında zam yapmıştır. Oretim darboğazı nede- niyie Türkiye'de yüksek fıyatla satılan elektrik, adada 8-9 sente mal ol- masma karşın halka 3-4 sente satılmıştır. KKTC 1999 bütçesi 80 rnilyon dotar açık vermiştir. Tür- kiye'nin ekonomiyi kıs- men denetim aitına al- ması ile açığın bu yıl 60 Derviş Eroğlu ŞükrüSinaGürel milyon dolara inmesi bekleniyor. KKTC iltşkilerinden sorumlu Dev- let Bakanı Şükrö Sina Görel'in ya- nı sıra Merkez Bankası'nın, Hazi- ne'nin ve Maliye Bakanlığı'nın tıp- kı IMF'nin Türkiye'ye yaptığına benzer tüm uyanlannı Lefkoşa dikkate almamıştır. Ankara, Eroğ- (u'na istediği 200 trilyonu verme- fıin bir çözüm olmayacağınt, bu ekonomik siyasa sürdükçe bir- kaç ay sonra Ankara'dan yeni- den para isteneceğini, bu neden- te ciddi olarak kemersıkacak ön- lemler alınmasını önermiştir. önlemler uygulanmayınca, IMF'nin Türkiye'de uyguladığı gi- bi musluklar denetime alınınca, memur ayJıklan ödenemez olmuş, mantar gibi türeyen bankalardan tçi boşalanlar da zincirleme bat- maya başlamış, partamento bas- kınına kadar giden ayaklanmalar yaşanmıştır.Başbakan Derviş Eroğlu, demokrasinin doğal ge- reği olarak başkanlık yanşında Denktaş'a karşı adaylığını koy- muştur. Eroğlu'nun yanlış eko- nomi siyasasına karşı IMF ben- zeri bir ekonomik siyasa izten- mesi ile eşzamanlı ortaya çıkan bu geiişmeler ister istemez An- kara'nın Denktaş'tan yana des- tek verdiği biçimde yorumlan- mıştır. Kıbrıs'ta IMF'nin Carlo CottareJli'si rolünü üstlenen Gü- reJ'in sözlerinin dinlenmeyişinden sonra ilk kez bir KKTC başbaka- nına Ankara'da randevu verilme- miş, üstelik Eroğlu'nun nasıl dü- şürüleceği konuşulur olmuştur. Anavatandan daha demokrattk yapıya sahip KKTC'de artık biri kısa, ikincisi uzun vadeli yeni bir siyasal yapılanmaya gidilmesi gündeme gelmiştir. Çarşamba günü ağustos aylıklannın öden- mesinden sonra hükümetin isti- fa edeceği badüByor. Kıb- nslı TürkJerin demokra- tik kurallar çerçevesin- de kendilerinin bulacak- ları kısa vadeli çözüm için kimileri "ulusalkoatis- yon", kimileri "parlamen- to içinden teknokratkö- kenlilerden oluşan bir hükûmet" ya da "buna- lım yönetimi" adı verilen çeşitli olasılıklan öneri- yorlar. Ecevit "190 bin nüfus- lu küçük bir adada baş- kanlık sistemi daha uy- gundur" diyerek Denk- taş'ın önerisini destekli- yor. Anayasa değişikli- ğini gerektiren bu olu- şumlar hakkında Ecevit- Denktaş arasında bir alışverişin vaıiığı da gözleniyor. Türkiye'nin AB üyeliğini engelleyecek, Gü- ney Kıbns'a 2002 sonundatek ba- şına üyelik yolunu açacak bir uz- laşmazlık yerine, Denktaş'ın uz- laşıya yönelmesi karşılığında, KKTC'de başkanlık sistemine ge- çilmesi olanağını veren bir senar- yodan söz ediliyor. Bu uygula- ma, senaryonun uzun vadeli aya- ğtnı ofuşturuyor. İster kısa, ister uzun vadeli demokratik aşama- larda, aylıklannı düzenli aJamayan- lann, büyük rant uğruna yüksek faizlere kanıp batık bankalara 100 trilyon lira kaptıranlann "KakaTC" biçimindeki sloganlanndaki artış hızını, bazı çevrelerin, iki elin baş- parmaklannın tırnaklannı birbiri- ne zevkle sürerek izledikleri de gözden kaçmıyor. Elmek: [email protected] Fax: 0312. 468 1579 KKTC Başbakan Yardımcısı ve TKP lideri Mustafa Akıncı Cumhuriyet'e konuştu 'Başkanbk çözüm değil 9 LEFKOŞA(Cumhuriyet)-Ankaranın "heranistifasınıbeklediş"'' KKTC'dekı ko- alisyon hükümctının 2. ismı. Toplumcu Kurtuluş Partısı (TKP) Genel Başkanı, Bakan ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Akmcı, başkanlık sistemınin diktatörlüğe dönüşebileceği uyansında bulundu. Cumhuriyet'ın sorularını yanıtlayan Akıncı, koalis> on hükümetinin ıstifası ha- linde Meclis antmetiğine göre yeni bir hü- kümetin mümkün olmadığını vnrguladı ve 12 Mart benzeri hükümetmodellennin KKTC'ye de. Türkiye'ye de yarar sağla- mayacağınj belirtti. Akıncı, başkanlık sis- teminin, Latin Amenka ülkelennde oldu- ğu gibi diktatörlüğe dönüşebileceği uya- nsında bulunurken KKTC'nin gündenun- de rejim sorunu olmadığına dikkat çekti. "Her ssteminyararianvesakıncalan var- dır" diyen Akıncı, şunları söyledi: "Ör- neğin başkanlık sistemindeicra organı da- ha hızh hareketedehilir. Bu sistem ABD'de vıllardan beri iyiçalışan bir sistem. Ancak gerçek anlamda demokratik kuraUann yerleşmediği yerkrde gücün tek elde top- lanması ciddi bir sakınca olarak orta> a ÇH kar. ÖrnekLatinAmerika'da başkanlık sis- temleri diktatörlüğe dönüştü. Buna karşı- Jrtustafa Akıncı, zorlamalarla 12 Mart modeli yaratmanın KKTC'ye olduğu kadar Türkiye'ye de yarar sağlamayacağını belirtirken başkanlık rejiminin diktatörlüğe dönüşebileceği uyansında bulundu. lıkgerek bizim gerekseTürkiye'nin girme- yi bedeflediği Avrupa Biıiiği'nde çok par- tili koalisyonlar demokratik parlamenter rejimin içinde yıllardan beri yer ahyor ve sistem çok sağbkb bir şeküde işJhor." Cumhurbaşkanı RaufDenktaş'ın 2 baş- hlıktan yalundığını, halbuki demokrasinin çok başlılık anlamına geldiğini anlatan Akıncı, "Önemli olan bu başlann sürekM birbiriyie ka> ga etnıesi değil biruyıun kdn- deçalışmasıdır. Bu anlayış verleşip kökleş- tikten sonra günü geldiğinde sistem tarüş- masını da yapanz" dedi. Başkanlık siste- mine geçilmesı halinde sorunlann çözüm yoluna gireceğinı söylemenin büyük bir al- datmaca olduğunu savunan Akıncı, şu gö- rüşleri dile getırdi: "Şunuunutmamakge- rekir ki 26 yılhk tarihimizde Sayın Denk- taş'ın kendisinin bir şekflde yer almadığı hükümet. bu son 1^ yılhk hükümettir. Da- ha öncekri başbakanlann kim olacağma kendisi karar verirdL Anımsanacağı gibi Ulusal Biriik Partisi'nde (L BP) önce Baş- bakan sonra parti başkanı olunabüiyordu. UBP'ye kimin başkan ve başbakan olaca- ğma sayın Denktaş karar veriyordu. Dola- yıayüı 'benim olan bitende hiçbir sorum- lulugum yok' diyebilecek son Idşidir." Ortak sonımluluk KKTC'de yıllardır her şeyin birlikte ya- pıldığını ve bu birlikteliğin içinde gelmiş, geçmiş hükümetler ile Denktaş'uı ve Türk hükümetlerinin de yer aldığını anımsatan Akıncı, son 1.5 yılhk hükümet dönemin- de tek banka izni verilmediğini, 36 tane Türkiye'de 74 sonrası ya$anan olumsuzluklar KKTC'ye faziasıyla yansıdı KuzeyKıbns'ta suçlu aranıyor REŞATAKAR LEFKOŞA - Kıbns, Akde- niz'üı 3. büyük adası. Tamamı 9 bin 282 kilometrekare. 20 Temmuz 1974'te Banş Hare- lcâtı sonrasmda 3 bin 355 kilo- metrekaresi Türk kontrolüne geçmiş. Gerisi Rumlann kont- rolünde... Kuzey Kıbns'ta 208 bin kı- şi, Güney'de ıse 700 bin kişi ya- şıyor. Kuzey'de kişi başına dü- şen milli gelir4 bin. Güney'de 15 bin dolar. Kuzey'ı ziyaret eden yıllık turist sayısı ortala- ma 300 bin; turizm geliri 190 milyon dolar. Güney'i ziyaret eden turist sayısı 2 milyon 200 bin; turizm gelin 3 milyar do- ' lar. Pefci heden böyle?'Sa^aişr " kaybeden Rumlar bu kadar gelişirken, Türk tarafi neden geh'şemedi? Kıbnslı Türkler mi suçlu? Yoksa ana\atan Türkiye mi?.. Son gün- lerde çok sayıda insan bu soruya yanıt anyor. Sayuı Büient Ecevft'in "muhalefet dönemin- de" söyledikleri, ger- çekleri yansıtıyordu. Ya- ni Kuzey Kıbns'ın eko- nomik açıdan gelişeme- mesinin en önemli fak- törlerinden birisi Rum ambargosuydu. Tüm dünya devletleri Rum ambargosuna boyun eğ- diği için, KKTC. bugü- ne dek dış ülkelerden tek kuruş yardım ala- madı. Tüm sorunlar An- kara'yapostalandı. 1974 sonrası [urkıye'yebak- tığımız zaman ne görürüz? Sü- rekli hükümet krizleri. Karde- şin kardeşi vurduğu acı dolu günler. Yüzde 200'leri aşan enilasyon. tşsizlik, göç. para- sızlık, terör ve askeri darbe. Türkiye bu süreçten geçer- ken, tüm olumsuzluklar fazia- sıyla Kuzey Kıbns'a yansıdı. Uzun yıllar tngıliz ve Rum ıdaresinde yaşamış, her türlü yönetim kadrosundan uzak tu- tulmuş Kıbnslı Türkler. 1974 sonrasında tüm ıcraatlannı ana- • Türkiye'deki çek- senet mafyası KKTC'yi nasıl keşfetti? Terörden kaçanlann Kıbns'a sığınmasına kimJer göz yumdu? Tarikatlan, gericileri KKTC'ye kimler gönderdi? Kara para aklayan kıyı bankalannı kimler kurdu? vatan Türkiye'nin yönlendir- mesine göre gerçekleştirdiler. Bugün Sayın Ecevit'in *^ı- kılnıasun desteklediği n parla- menter sistem, 1974'teki Ece- vit hükümetinin önerisiydi. If- las eden KİT modeli, o döne- mın Maliye Bakanı Ziya Mö- ezzinoğhı'nun önerisiydi. Tür- kiye'de hükümetler değiştik- çe, Kuzey Kıbns'taki ekonomik ve siyasi politikalar da değiş- . .ti. Türk nüfusunun azlığınd^tı.. yakınan hükümetler, adaya 'İa- rntı işçisi*' adı altinda nüfus ak-' Kuzey Kıbns'a yönelik nüfus aktarmasının arkası hiç kesil- medi. "Giden Türk, gelen Türk" politikasıyla Kıbns'ta- ki kültür sürekli degişime uğ- radı. Hükümetler arasındaki ilişkiye gelince... Ankara, Kıb- ns'a her zaman "tek adam" gözüyle baktı. O adam Rauf Denktaş'tı. Turgut Özal döne- minde Denktaş'a karşı alter- natifler hazırlandı. Arna başa- nlmadı...ÇŞBer gelince yipe ay- nıs'ı öhîü.' Ö da bâşaramadı. Denkta^ÖÖhunda'tek adam* " Türkiye'de kumarhaneler kapaüiırken KKTC'de hızla sayılan arttL tarması yaparken, Kıbnslı Türklerin eğitim. kültür ve sos- yal yapısını hiç düşünmediler. İlk yıllar kanlı - bıçaklı nice olaylaryaşandı. Sonra "ujiım dönemine" girildı. Tornacılar bakan oldu Adaya "^anm işçisi" olarak yerleşenlerden bazılan parla- mentoya girdi. Emekli binba- şılar, albaylar, hatta torna us- talan Kıbns'ta bakan oldular. Kimi banka sahibi, kimi otel sa- hibi oldu. Gelenlerin tümüne u parasız ev ve arsa" verildi. kaldı. KKTC'deki hükümetler ıse bir yandan kendi becerik- sizlikleri, diğer yandan Anka- ra'nın hatalı yönlendirmeleri sonucunda ülkeyi kalknıdıra- cak sağJıklı bir sistem gelişti- remediler. Buna Türkiye'den de beterpartizanlıklar eklenin- ce, askeri zaferi ekonomik za- ferle taçlandırma hayalleri bo- şa gitti. Ecevit, 20 Temmuz 1974 sonrasında Kuzey Kıb- ns'ın "küçüklsviçre" olacağı- nı söylemişti. Ama olmadı. Ku- zey Kıbns, her türlü "pisügın'' merkezi oldu. Kıbnslı Türkler mi yapü bunlann tamamını? Kesinlikle hayır. Türkiye'de kapatılan kumar- hanelen Kıbns'a kimler taşı- dı? Türkiye'deki çek-senet maf- yası KKTC'yi nasıl keşfetti? Terörden kaçanlann Kıbns'a sığınmasına kimler göz yum- du? Tarikatlan, gericileri KKTC'ye kimler gönderdi? Kara para aklayan kıyı banka- lannı kimler kurdu? Kıbns 'ın bugün ekonomik açıdan dibe vurmasında Denktaş'ın da Der- viş Eroğlu'nun da suçlu olduk- lan kesin. Ama bir zamanlar "ushı" öğrencilerdi. LaikBğe sahip çıktık Sonunda bugünlere gelindi. Siüfusun yandan fazlasını, 1974 sonrasmda Ana- dolu'dan gelerek vatan- daş olanlarla vatandaş- lığa geçmeyen işçile- rin oluşturduğundan bi- le habersiz olanlar, "KıbnsTürk'ü" diye- rek adadaki tüm Türk- lere hakaret yağdınr- ken ateşle oynuyorlar. Kıbns'ta banka batı- ranlan, yüz milyarlık Mercedes'lerle hava atarak vergisiz yaşa- yanlan kesinlikle sa- vunmuyorum. Bunla- nn tümü Türkiye'nin KKTC'dekitemsilcile- rinin gözü önünde ya- pıldı. Ama Kıbns Türk'ünün, Türkiye'ye bağlılığım tartışma ko- nusu yapanlar adına üzülüyorum. Ingiliz sömürge idaresinde bile Atatürk'ün yolunda iler- leyen, Atatürk'ün devrimle- rinden güç alarak 1974'e ka- dar silahsız direnen, laiklige anavatandan daha fazla sahip çıkan insanlan bir çırpıdaTürk düşmanı göstermek, kime, ne kazandıracak?.. Türkiye'nin, Kıbns'a yöne- lik yardımlannın nerelere har- candığmı araştu-madan, Kıb- ns Türk'üne dilencüik sıfan- nı yapıştmnak hangi ayıbı ör- tecek?.. Israil'deki cumhurbaşkanlığı seçimini Likud Partisi adayı Katsav kazandı Camp David zirvesi sağa yaradı • Işçi Partisi'nin adayı Nobel Banş ödüllü Perez'e karşı sağcı Katsav'ın sürpriz zafer kazanmasının, Barak'ı daha da zor durumda bırakacağı belirtiliyor. Dış Haberler Servisi - Israil'de dün yapılan cumhurbaşkanlığı se- çimini Nobel Banş ödülü sahibi eski başbakan Şimon Perez karşı- sında yanşan sağcı parti Likud'un adayı Moşe Katsav kazandı. Israil Parlamentosu'nda yapı- lan 8. cumhurbaşkanlığı seçimin- de Katsav sürpriz bırzafer kazan- dı. Sağcı Katsav'ın Perez'ın 57 oyuna karşilık 63 oy elde ederek cumhurbaşkanlığını garantıledi- ği bildırildi.Eski bir bakan olan 55 yaşındaki Moşe Katsav'ın bu akşam yapılacak bir törenle ye- min ederek göre\ ine resmen baş- laması bekleniyor Katsa\, u So- nuçlar, mflletvekillerinin cumhur- başkanlığının tarzında bir cleği- şiklik \e daha huzuriu daha biriik içinde bir toplum istediklerinin gösten^sidir" dedi. tsrail Cunıhurbaşkanı EzerWe- izman. hakkındaki yolsuzluk ve usulsüzlük iddialan yüzünden gö- rev süresinin dolmasına 3 yıl ka- la 10 Temmuz'da istifa etmişti. Gensoru reddedildi İsrail parlamentosu, Ehud Ba- rak hükümetine karşı muhalefet tarafmdan dün verilen gensoru önergesini reddetti. Bazı milletvekillerinin katıl- madığı ve 8 milletvekilinin de çekimser kaldığı oylamada, gen- soru önergesi için 50 ret, 50 de kabul oyu çıktı. Muhalefet ta- rafından banş görüşmelerinde Filistin tarafına ödünler verildi- ği gündeme gelen gensoru öner- gesinde, Işçi Partili Barak hükü- metinın düşürülebiunesi için 61 oy gerekiyordu. Katsav'ın zaferi sağkanatagüçverdt(Fotograf: REUTERS) bankanın bu hükümetten önce açıldığını ve Denktaş'm oğlunun başkanı olduğu Demokrat Parti'nin hükümet ortağı oldu- ğu 97 yılının sadece mart ayında 7 banka birden kurulduğunu, 5 Mart günü 4 ban- kanın izınlendırildığını açıkladı. Akıncı, KKTC'nin krizden çıkabilmesi ve demokrasinin yerleşmesi için 3 madde- lik öneri paketini de Cumhuriyet'e anlatü: 1- Kıbns sorununun çözümü sağlanma- lı, ardından AB üyeliği konusunda çok ciddi bir çalışma yapıtaıalı ve bunu dün- yaya anlatmalı. 2- Ekonomik önlemler uzlaşmayla ahn- malı. Kıbns Türkü'nün kendi kendini yö- netme isteğine sağduyu ile yaklaşıhnah- dır. Bu talebi yapanlar da ekonomik yeter- üliğin sağlanması yönünde alınacak ted- birlere topyekûn karşı çıkmamahdır. 3- Ekonomik önlemlere paralel olarak demokratikleşme gündeme gehneli, poli- sin sivil otoriteye bağlanması, Kıbns Türk Hava Yollan (KTHY), Merkez Bankası, Sivil Savunma ve bu gibi kurum ve ku- ruluşlarda Kıbns Türkü'nün gerçek an- lamda söz sahibi olması talebine karşı çı- kılmamalı ve Türkiye bu konulara daha anlayışla yaklaşmalıdır. Ankara'nın planı Teknokrat hükümete 3 görev • KKTC'ye yapılması kararlaştınlan yaklaşık 5 milyon dolarlık yardım, Eroğlu istifa edene kadar serbest bırakılmayacak. ANKARA (Cumhuriyet Burosu) - KKTC'de istikrarh yönetim için başkanlık sistemi isteyen Ankara, Başbakan Derviş Eroğlu'nun istifası için baskısmı arttınyor. KKTC'nin acil fınansman gereksinimini karşılamak için yapılması kararlaştınlan yaklaşık . 5 milyon dolarlık yardım, Eroğlu istifa edene kadar serbest bırakılmayacak. Başkanlık sistemine geçişi, Eroğlu hükümetinin istifasının ardından kurulacak teknokratlar hükümetinin gerçekleştirmesi öngörülüyor. Denktaş'ın, yeni teknokratlar hükümetini kurmak için meclis sözcüsü Ertuğrul Hasipoğlu'nu görevlendirmesi bekleniyor. Diplomatik kaynakJar, teknokratlar hükümetinin üç ana hedefınin olacağını belirtiyor. ilk iş olarak Türkiye'nin katkısıyla hazırlanacak ekonomik reform paketi ile KKTC ekonomisinde yapısal değişikliklere gidilecek. Türkiye bu programa önemli miktarda fınansman desteği sağlayacak. Teknokratlar hükümeti ikinci olarak batık bankalarda paralannı kaybedenlere yapılacak yardımı programa bağlayacak. Hükümetin temel işlevi ise anayasa değışüdığı ile parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişi gerçekieştirmek olacak. Ekonomik bunalımın aşüması için Eroğlu hükümetinin istifası ve yerine teknokratlar hükümetinin kurulmasına Demokrat Parti lideri Serdar Denktaş ve meclis sözcüsü Hatipoğlu da açıklamalan ile destek veriyorlar. Türkiye'nin KKTC'nin acil finansman gereksinimini karşılamak için ayırdığı 5 milyon dolarhk yardımm, Eroğlu hükümeti istifa etmeden serbest bu-akıuTiaması karan alındı. Ağustos ayı maaşlannın ödenmesinde ciddi sıkmü yaşatacak bu dunımun KKTC'h bankazedelerin eylemleri ile iyice bunalan hükümet üzerinde istifa baskısmı arttıracağı belirtiliyor. Eroglu, hükümeti böldü KKTC'de başkanlık sistemine geçiş konusunda hükümet içinde çatlak sesler çıkmaya başladı. DSP lideri Büient Ecevit ve KKTC'den sorumlu Devlet Bakanı Şükrü Sina Gûrel, adada istikrann sağlanması için teknokratlar hükümetinin kurulması düşüncesini desteklerken, yeni Başbakan Yardımcısı ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın "kardeş parti" Eroğlu'nu istifaya zorlayan bu politikaya, "Bu 12 Mart modehdir" diyerek karşı çıktığı bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle