Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 A3UST0S 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
IHMİ
Cevlet, Antalya'ya 130
kfometre uzakta ve
Akdeniz'dekituristik
yatak kapasrtesinin
içte birinin bulunduğu
Aanya için havaalanı
yıpmak istemiş;
Aanya'dan 30
kiometre ötede,
Gazjpaşa'da küçük
ucaklar için bir
havaalanı yapmış;
tefrişini
tanamlamış, tüm
teknik cihazlannı monte
etniş; pistin boyunu
uıatıp büyük uçaklann
da inip kalkabileceği bir
tuvaaianına
dcnüştürmek söz
konusu olduğunda,
emir nereden geidiyse
gdmiş, binalann tçi
boşaltıiıp alan
kapatılmış. Kapatılan
alan için "güvenli değil"
denip "münafık"lann
ağzı kapatılmak
istenmiş. Fakat milletin
ağzı torba değil ki
büzesiniz: "Antalya
Havaalam'nı Bayındır
Hdding yaptı ve
işletiyor. Gazipaşa'ya
inecek her uçak,
Süleyman Demirel'in
aile fotoğrafı içinde yer
alan Bayındır'ın patronu
Kamuran Çörtük ün
zaranna olacak."
Gazipaşa'da yapılan ve
kapatltp içi boşaltılan
alan için Deviet Hava
Meydanlan
Işletmesi'nin
söyleyecek sözü olmalı.
Pist üzerindeki ters
rüzgârlar, inşaat
brrtikten sonra mı
esmeye başladı?
Etektronik posta: somepostaxavnhuriyeLconi.tr , Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Özel üniversrte/ermaaş
gibi burs veriyormuş...
"Devfef üniversfteleri de
maas aibi harc altvor!"
S
ağiık sorunlarıyla yakından ılgilendiği için
Başbakan Bülent Ecevit tarafından cum-
hurbaşkanlığına "ön aday" gösterilen Baş-
1 kent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet
Haberal, bir "risale" bastırmış; üniversite yatırımla-
nnın yasadışı ve kaçak olduğuna ilişkin yazılara ya-
nrt veriyor...
Haberal, yanıt vermekle kalmıyor, kendince bazı
"belgeler"le iddialan çürütüyor.
Bastırdığı "risale'nin adı: Ankara, Alanya, Kuzgun-
cuk Yapılaşma Raporu ve Belgeleri.
Araştırmacı-gazetecilik yapmak haddimize de-
ğil, ama Mehmet Haberal'ın "belgeler"inden Alan-
ya'da açtığı hastaneyfe ilgili olanlannı, Alanya Be-
lediye Başkanı Hasan Sipahioğlu'na sorduk.
Haberal'ın "Belge 1" dediği yapı ruhsatının, 1992
yılında alınmış, sobalı, betonamne karkas apart otel
ve iş merkezi inşaatının kabası bitmişken 1999 yı-
lında hastaneye çevrilmesi için düzenlenmiş birta-
dilat ruhsatı olduğunu; açılış törenine bakanlar ge-
Belgelep
lecek diye binaya elektrik bağlanması için verilen
"Belge 2a"nın ve telefon hattı çekilmesi için veri-
len "Belge 2b"nin, binanın iskân ruhsatıyla uzak-
tan yakından ilgisi olmayan yazışmalar olduğunu öğ-
rendik...
Mehmet Haberal'ın, "hastanenin diğer bölümle-
rinin tamamlandığını gösteren belge" dediği "Bel-
ge 3"ün ise araştırmacı-gazeteciler için üzerinde du-
rulması gereken bir konu olduğunu anladık!
Bu belgenin, ön iskân ruhsatı almak için verilen
başvuru formunun arkayüzü olduğunu gördük. Bi-
nanın bodrum katında 63 metrekare, zemin katın-
da 292 metrekare ve ara katlarda 188 metrakare ol-
mak üzere toplam 543 metrakare fazlalığı görmez-
den gelerek başvuru formunun arka yüzüne imza
atan proje mühendisi ile fenni mesulün, yasalar kar-
şısında başının derde girebileceğini sezinledik. İn-
şaat alanında fazlalık bulunduğu için imar müdür-
lüğünün onay vermediğini ve haberal'ın "Belge
3"ünün eksik kalmış bir form olduğunu belirtedik.
Binaya ön iskân ruhsatı bile alamayan Haberal'ın
Aianya'daki hastanesinin, dolayısıyla iskân ruhsa-
tının ve açma ruhsatının bulunmadığını anladık.
Belediye Başkanı'ndan, Başkent Universitesi'ne
binayı 30 gün içinde projeye uygun hale getirmesi
için ihtar çekildiğini, aksi halde fazlalıklann yıkıla-
cağını öğrendik. Bu arada apart otelden bozma
hastanenin güzel görünmesi için çevre düzeni ya-
pılırken kamuya ait kaldırımlara tecavüz edildiğini
ve buna karşılık bahçe duvannın yıkılması için be-
lediyeden karar çıktığını gördük.
Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın, Alanya "belgeler'i
ile kamuoyunu yanılttığını saptadık...
Bu kısa araştırmayla, araştırmacı-gazeteciler için
Haberal'ın Kuzguncuk ve Ankara "belgeleri"nin de
çok önemli belgeler olduğuna karar verdik!
SESSlZSEDASIZ(f) NURÎKVRTCEBE
f// ! ^^
Yûksek Yerilim Hatt
Erdinç UTKU
Ayak oyunlannın fazla olduğu yerde
demokrasi de ayağa düşer!
Talay ve Eczacıbaşı ve Gülersoy
Kültür Bakanı Istemihan Taiay'ın
basında en çok eleştiri aldığı kö-
şe, bizim köşe olmalı... Şu sıralar
Talay, hemen her gazetenin birçok
köşesinde eleştiriliyor... Sezar'ın hak-
kını Sezar'a vermek gerekirse, Istan-
bul Kültür ve Sanat Vakfı'nın soyun-
duğu Kongre ve Kültür Merkezi inşa-
atında biz bu kez Talay'ı haklı buluyo-
ruz.
Bir kere adı üstünde vakıf... Toplu-
ma, kendi olanaklanyla birşeyler ver-
mesi gerekırken kamunun trilyonluk
arazisini bedavaya getirmiş; yapaca-
ğı inşaat ıçın de devletten para aimış.
AJdığı para az buz değil... 20 milyon
dolaria başlamış, kimseden izin al-
madan projeyi büyütüp devletin 33
milyon dolannı harcamış. Yetme-
miş, daha da para istiyor.
Kültür Bakanı Talay, vakfın uy-
madığı protokoKi feshetmek isteyin-
ce de kötü kişi oluyor...
Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı, evet
düzenlediği festivallerle Istanbul'u
dünya çapında bir kültür ve sanat mer-
kezi durumuna getirdi... Başan ne ka-
dar büyük olursa olsun, hiç kimseye
devletin olanaklannı har vurup har-
man savurma hakkını kazandırmaz...
Talay, haklıdır...
Vakıf Başkanı Şakir Eczacıbaşı ve
arkadaşlannın tutumu yanlıştır... Ay-
nen, Nejat Eczacıbaşı'nın vakfı kurma-
dan önceki yıllarda Çelik Gülersoy'a
yönelik tavn gibi!
Kudüs'te ABD
Büyükelçiliği
Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV
Başkan Clinton, Israil te-
levrzyonuna verdiği demeç-
te, Amerika'nın, işgal altında-
ki Kudüs'te. Amerikan diplo-
masi temsilciliğine ilişkin iki
bina yaptırmada kararlı ol-
duğunu da şçıklayarak Be-
yaz Saray'iDArafat ve Ba-
rak arasıricfaVansız davran-
madığmı bir kez daha kanıt-
ladı. Filistin'i ikiye bölen 29
Kasım 1947 tarihli (ve 181
sayılı) Birieşmiş Milletler ka-
ran, Kudüs'e Vesayet Konse-
yi tarafından yönetilecek bir
özel uluslararası rejim öngör-
müştü. Aslında, bu görüş de
haksızdır. 1967'deCezayir'de
toplanan Arap hukukçuları
seminerinde belirtildiği gibi,
ilgili halkın ve devletin ege-
menliği bir antlaşmayla ulus-
lararası bir otoriteye devri ve
dahası bu tarihten önce bu
topraklarda bir ayrımcılığın
söz konusu olması gerekir-
di.
Ne var ki, önerilen ulusla-
rarası rejim gerçekleşmedi
de. Israil ileAraplar arasında
çıkan savaş 1948'de birateş-
kes ve 1949'da da bir müta-
reke antlaşmasıyla sonuç-
lanmış, Kudüs fiilen ikiye bö-
lünmüş, batısında Israil ege-
men olmuştu. Israil kentin
yeni ya da batı bölümüne el
koyarak iki yıl önceki BM ka-
ranndan daha fazla toprağa
sahip oldu. Bu antlaşmalar
Güvenlik Konseyı'nce onay-
landıysa da, bu onay ilgili ta-
rafların haklarını yok sayma-
yan ve geçici nitelikte dü-
zenlemelerdi. Askeri geliş-
melerden anında haberli kı-
lınan BM Genel Kurulu, 1948
tarihli karannda Vesayet Kon-
seyi'ni, kentin ve orada otu-
ranlann korunması için gerek-
li çaJışmalan yapmakla görev-
lendirdi. Filistin'de BM Ara-
bulucusu olan (ve Israilli te-
röristlerce katledilen) Kont
Bernadotte'un raporu da
Kudüs'ün özel ve ayn bir mu-
ameleye bağlı kalmasını sa-
vunuyordu.
Bir Birieşmiş Milletler yara-
tığı olan Israil devleti, bu ör-
gütün antlaşmasında yer alan
ve Güvenlik Konseyi'nin ka-
rarlarına uymayı zorunlu kı-
lan Madde 25'in yanı sıra,
"Kudüs'ün hukuksal statü-
sûnün Israil'in egemen oldu-
ğu topraklardan ayn olduğu-
nu" ve ılerde "iç hukukla il-
gili Madde 2/7'nin Kudüs'e
uygulanamayacağına inan-
dığını", BM üyeliğınden he-
men önce açıklamıştır. Isra-
il 23 Ocak 1950'de kentin
batı bölümünü kendi baş-
kenti ilan ededursun, BM'nin
ıki önemli organı olan Genel
Kurul ve Güvenlik Konseyi,
/eni Israil saldırısının tarihi
alan 1 967'ye kadar bile, Ku-
düsdahıl, Filistin'e ilişkin bir-
;ok karar aldı. Genel Ku-
rul'unkiler hukuken bağlayı-
cı olmayıp tavsiye niteliğin-
deyse de, çok büyük çoğun-
luğun peşpeşe gosterdiğı egi-
lim bir "teamül", dolayısıyla
bir devletler hukuku kayna-
ğı olarak bile sayılabilir. Kal-
dı ki, bu konuda kararlan hu-
kuken bağlayıcı olan Güven-
lik Konseyi'nin tavn da açık-
tır.
Israil'in 5 Haziran 1967'de
Arap komşusuna saldırısı,
Kudüs konusunu Genel Ku-
rul'dan Güvenlik Konseyi'ne
taşıdı. Örneğin, bu konseyin
22 Aralık 1967 (ve 242 sayı-
lı) bağlayıcı karan "savaşla
toprakkazanmanın kabuledi-
lemez" olduğunu vurgulu-
yor. O tarihte General Moşe
Dayan'ın "El-Mescid el-Ha-
ram el-Şehf'm tepesine Isra-
il bayrağını dikmek isteyen
eri engellemesi yeterli olmak-
tan çok uzak, göstermelik bir
tavırdır. 1967 saldırısının so-
nuçlan, askeri, dinsel ve si-
yasal dengeyi ailak bullak et-
miştir. Uyulması gereken öl-
çü BM Güvenlik Konseyi ka-
rarlandır. Üstelik, Israil bun-
lara uymadıkça, kararlarda
kullanılan sözcükler daha açık
ve daha sert olagelmiştir. Bu
kararlann çoğuna olumlu oy
kullanan Arrıerika için de bağ-
layıcıdır. Başkan Clinton da
bunlarla hukuken bağlıdır.
Kudüs'ün statüsünü de-
ğiştirmeye yönelik ve yasa-
ma ya da yürütmenin ataca-
ğı hertürlü adım geçersizdir.
Bu adımlar orada yaşayan-
ların çok büyük bir bölümü-
nün haklarını çiğnediği gibi,
adil ve sürekli barışı da teh-
likeye sokmakta, bu yoldan
uluslararası toplumun çıkar-
lannı da zedelemektedir. Iş-
te, Başkan Clinton şimdi açık-
ça bu yoldadır. Knesset, 30
Temmuz 1980'de Kudüs'ün
tümünü Israil'in "ebedibaş-
kenti" olarak ilan ettiğinde,
Genei Kurul'un 15Aralık 1980
tarihli kararına yalnız Israil
olumsuz oy kullanmıştı. 9
Ocak 1989'da imzalanan
ABD - Israil satın alma ant-
laşması bu kararlann ışığın-
da geçersiz sayılmalıdır. Is-
rail olayın bir işgal olmadığı-
nı ileri sürüyorsa da, ulusla-
rarası toplum bu düşünce-
de değildir. Işgalci taraf top-
rağı satamaz ya da kiralaya-
maz.
Aynca, söz konusu toprak
temelde Islam Vakfı'na aittir
ve yabancı birdiplomasi tem-
silciliği tarafından kullanıla-
maz. Bu antlaşma, zamanın-
da, Amerika ve Israil'de ge-
lecek seçimler gözetilerek iç
siyasal hedefler uğruna ya-
pılmıştı.
Bugün yeniden gündeme
gelmesi hukukla ve ulusla-
rarası toplumun tercihleri ve
kararlanyla bağdaşmaz. Be-
yaz Saray, eski Amerikan oy-
lannı da çiğniyor.
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
H A R B İ SEMİHPOROY 1 semlhporoy@yahoo.com
V H4l£ ĞEUn
.:
:
* >• ; A ' • ? Î .
MIRMIRLAR UĞUR DURAK
TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 1 Ağustos
: C/UAAf/TK.
fSO&'TE BU&UN, AMeKlKALI SERÜVENCİ
(lOMMTi CEYN) 51 *1f//VO4 SOUTHPAKOTH'DA ÖLDÜ.
AS/L ADI MAKTHA 3)WE 8u*J£E OLAAl 8U
"CALAMITY*Yf=ElÂ*XT, VMy*f) LÂ/CASlNfN
KILIŞt 187O'LE&£ MSTIAK.
BATfSfNA GCÇ £Oe&CEU AILESİNİ
p£Sl GBAIÇ KACMH, SgJCEK K/uĞlMA G/&P St-
M£YE ODYUIMUŞTV. ÇBÇİnJ £EGÜVGHLER>
ABA(ZnU*B*t AAJLATILAN CALAMITY JHHE'E
YAKıŞn/Z/LAN ÖYKJJLERDEfiJ 8H& O£, WIU>
&JLL H/CKOK IL£ OtAfJ AŞKJDIG. B'GKAÇ
AY AYNI Keurm BULUUMALAC/NA KAE-
NAPOLYONUNA77 *MA#£NGO'
1824 'TE BUGÜN, NAPOİ-EON
8OMAPAKTE '/M (AJAPOL YOtJ)
£M SEVDİ6İ ATTA&tMOAH
*M4/B£A/GO* ÖCPÜ.
HAPOLBON'UN 1800
un, Lomdrm'<imki
rmş Mustvm 'da
kUVVETLEBJAIE
rTALYA 'A/M tUIZEYİNPEKİ
&AĞLARINPA YAPTIĞI SALD/GI
ŞAZIYLA SOM
ZAF£ft/ KA2AAJtlA#Çn. NAPOLECM,
BU SAVAŞV4 SİNPÎĞt
A7A ÛAHA SONBA
AP'NI
VEFAT
Baromuzun 5211 sicil sayısında kayrtlı
AVUKAT
HÜSEYİN NURHAN
MALKOÇ
vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 01.08.2000
Salı günü (bugün), Erenköy Galippaşa Camii'nde
kılınacak ikindi namazını müteakip, ebedi istirahatgâhına
defnedilecektır. Merhuma Tann'dan rahmet, kederlı
ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz.
İSTANBUL BAROSU
BAŞKANLIĞI
ACIKAYBIMIZ
Cemiyetimiz üyesi, 1997 Burhan Felek
Basın Hizmet Ödülü sahibi değerli arkadaşıme
İBRAHİM ÇAMLI29 Ağustos 2000 Cumartesi günü vefat etmiştir. ölümü
camiamızda üzüntü yaratan Ibrahım Çamlı'nın cenazesi 1
Ağustos 2000 Salı günü Bebek Camii'nde kılınacak öğle
namazının ardından, Aşıyan Mezarlığı'ndaki kabrirte
defnedilecektır.
Ibrahim Çamlı'ya Tann'dan mağfıret,
ailesine ve üyelerimize başsağlığı dileriz. ..
TÜRKİYE GAZETEdLER CEMİYETİ
ÖLÜM
1922 doğumlu emekli postacı
HACI KÂMİL YAZGAN
geçirdiği rahatsızlık sonucu aramızdan ayrılmıştır. Anısı kalbimizde yaşayacak.
YAZCAN AİLESİ
GÖRÜŞ
KEMAL KILIÇDAROGLUr<
• ••'Ben Çavuş Değilim
"7TR7Genel Müdüriüğü 'nün, yaptığı işlemler-
le ilgili olarak Başbakanlık'tan izin alınması ge-
rekiyor. Yazışma, doğrudan TRTile Başbakan-
lık arasında oluyor. İlgili bakan olarak bundan
haberimyoktu. Ben burada çavuş değilim. Ba-
kan olarakyetkimi kullandım. Artık, TRT Genel
Müdüriüğü 'nün Başbakanlık'tan tüm yazışma-
ları doğrudan benden geçiyor. Nihai karan ben
vehyorum. TRT'nin talebi uygun mu değil mi,
bakıp sonra yazıyı gönderiyorum." (18 Tem-
muz 2000 Gazeteler).
Yukarıya tırnak içine aldığımız açıklama,
TFTT'den sorumlu Devlet Bakanı Sayın Rüştü
Kâzım Yücelen'e ait. Sayın Yücelen'in yaptı-
ğı açıklamadan anlıyoruz kı, Sayın Bakan -yet-
kisini kullanarak- TRT'nin Başbakanlık'a doğ-
rudan yazı yazmasını engellemiş. Bundan böy-
le, TRT'nin Başbakanlık'a yazacağı yazılan en
son kendisi imzalayacakmış (!) Böylece Sayın
Bakan, yaptığıyla çavuş olmadığını da (kendi
deyişıyle) kanıtlayacakmış. Sayın Bakan kusu-
ra bakmasın, ama soylediklerini asla bir çavuş
yapmaz. Çünkü çavuşun orduda çok daha
önemli görevleri var. Çavuşlar, ordunun eğitim
süreci içinde görev alan isimsiz kahramanlar-
dır.
Aslında bu açıklama, devlet bakanlıklannda
yaşanan gizli işsizliği ortaya çıkarması açısın-
dan çok önemli. Genellıkle bir masa, bir kol-
tuk, bir sekreter, bir şoför ve bir arabadan olu-
şan bu bakanlıklar, günlerini, kendilerine bağ-
lı kuruluşların iç işlerine müdahale ederek ge-
çirmeyi severler. Çünkü yapacakları pek fazla
bir şey yoktur. Normal bakanlıklar dışında ay-
rıca 16 devlet bakanlığının bulunduğunu düşü-
nürsek, Türkiye'de yaşanan bakanlık enflasyo-
nunu çok daha iyi anlanz. Hemen belirtelim,
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplam ba-
kanlık sayısı 14'tür. Bizdeki sayı ise Başbakan
hariç 33'tür. Kuşkusuz böyle bir yapı, siyasal
müdahalelere açık bir ortamın oluşmasına yol
açmaktadır. Bakanlar, genel müdürlerin yerine
geçerek burokrasıyı fiilen politıkanın içine çe-
kebilmektedirler. Ve sonuçta, atamalarda ka-
riyer, liyakat göz ardı edilerek siyasal yandaş-
lara prim verilmektedir. Bir başka anlatımla,
'devlet memuhuğu' kavramı yerine 'parti me-
muriuğu' kavramı geçerli kılınmaktadır. Bunun
bürokrasiyi yozlaştıracağı, doğruları savunan
değil, 'evet efendimci' bürokrat tipini öne çı-
karacağı açıktır. Nitekim bu gerçeği her gün ga-
zetelere yansıyan olaylardan görüyor ve oku-
yoruz. O kadar ki, bu tür bürokratlar, imzala-
nnda parti amblemini bile kullanmaktan çekin-
memektedirler.
Böylesine olumsuz bir yapının doğurduğu
bir başka sorun da kaynak savurganlığıdır. Yurt-
taş olarak ödediğimiz vergilerle, böyle olum-
suz bir tabloya, bir kuruş dahi olsa, katkıda
bulunmak istemediğimizi her ortamda ısrarla
dile getirmeliyiz. Çünkü yurttaş olarak ödedi-
ğimiz vergilerle, kamudan daha iyi hizmet bek-
leme hakkımızın olduğunu unutmamalıyız. Biz
vergi ödeyenler, aynı zamanda, kamu hizmeti
satın alan birer tüketiciyiz.
•••
Sayın Bakan ayrıca, 'nihai karan kendisinin
verdiği' yanılgısına da düşmüş. Oysa nihai ka-
ran kendisi değil, Başbakanlık'taki yetkili bü-
rokrat vermektedir. Aslında bu durum, bakan-
lar açısından pek de rahat sindirilecek bir uy-
gulama değildir. Çünkü, bir bakanın uygun gör-
düğü bir işlemi, Başbakanlık'taki ilgili bürokrat,
uygun görmeyip reddedebilmektedir. O zaman
şu soruyu Sayın Bakan'ın kendisine sorması ge-
rekir: "Bir bürokratın reddedebileceği bir işle-
min altına, bakan olarak ben niçin imza atıyo-
rum?" Bu sorunun yanrtını aramayan bir baka-
nın, kendi kendine iş yaratması, doğal olarak
'ibhkçibaşı' fıkrasını akla getiriyor. Dileğimiz,
TRT gibi bir kurumun, sıradan değil, devlet
adamlığı kimliğini öne çıkaran bir politikacıya
bağlı olarak çalışmasıdır.
(*) VAVEKBaşkanı
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/ Samimiyet.
2/ Ayakkabı
kabbmınçapı...
Spor karşılaş- 3
ıjıası. 3/ Tıpta .
en gelişmiş gö-
rüntüleme tek- 5
niğinınkjsaya- 5
zılışı... Diyar- 7
bakır'ın bir ıl-
çesi. 4/ Horoz, 8
hındi gibi hay- 9
vanlann tepe-
sinde bulunan kınnızı
deri uzantısı... "
Toy": Yazanmız
Osmanh toprak düze- 3
ninde yıllık geliri yüz 4
binakceyiaşandirlik... 5
Herkesingözûönünde 5
yapüajı. 6/ "Sana — 7
gerek ise/Gel göresin g
businleri"(YunusEm- „
re). 7/ Çocuğun eği-
tim ve öğretimiyle ilgili erkek bakıcı... Gümûşûn
simgesi. 8/ Pasifik Okyanusu'nda bir ülke. 9/ H6-
seyin Rahmi Giirpınar'ın bir romanı... Boyu kırk
metreye ulaşabilen bir orman ağacı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Din kurallartnı öğretmek için yazılmış kitap. II Su-
lu yemek... Herhangi bir kuvvet alanından geçtiği
varsayılan güç çizgileri. 3/ Türkiye'nin plaka işare-
ti... Terlemekten ya da sıcaktan vücutta görülen kü-
çük pembe kabartılar. 4/"Istanbul'u dıniiyorum göz-
lerim kapalı / Bir kuş çırpınıyor —'lerinde" (Orhan
Veli)... Havabasıncı birimi. 5/Birmeyve... Yüzmet-
re kare tutannda yüzey ölçüsü birimi... Duman leke-
si. 6/Koyun yatağı. 7/ Yoksullara yiyecek dağıtan ha-
yır kunımu... Şöhret 8/ Bir başlangıç melodisinin
belirli bir zaman arahğında aynı ya da başka bir per-
deden taklit edilmesine dayanan müzik bıçimi... Ge-
lecek. 9/ "Haydi Abbas vakit tamam / Akşam diyor-
dun işte oldu akşam / Kur bakalım — soframızı"
(C.S. Tarancı).