Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2000 PAZARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
2001, doğalgazda rahatlama ydı• Baştarafi 1. Sayfada
ması ile Türkiye 2001 yıhnda bol
miktarda doğalgaza kavuşacak.
Anlaşmalarçerçevesinde2001 yı-
hnda tran ve Rusya doğalgazını al-
tnaya başlayacak olan Türkiye, bu ta-
rihte gazı alamaması halinde de pa-
rasını ödeyecek.
Gerekli altyapılann yetiştirileme-
mesi halinde de ücretin ödenmesi yü-
kümlûlüğü nedeniyle, o zamana ka-
dar iletim hatlannın tamamlanması
ve gaz kullanacak 50 yeni ilde altya-
puıın hazır duruma getirilmesi ön-
görülüyor.
tran doğalgaa
Türkiye, Iran doğalgazını Doğu-
beyazıt'ta sınırda alacak. Iran'dan ge-
lecek ve Doğubeyazıt'tan Seydişe-
hir'e kadar uzanacak olan boru hat-
tında yüzde 50'nin üzerinde gerçek-
leşme sağlanmış bulunuyor.
Sözleşmeye göre 2001 Temmuz
ayında Iran'dan gaz alınamaması ha-
linde, Türkiye gazın parasım ahnmış
gibi ödemek durumunda kalacak.
Iran doğalgazının Türkiye'ye geti-
rilmesi projesi çerçevesinde, 290 ki-
lometre uzunluğundaki Dogubeya-
zıt-Erzurum doğalgaz iletim hattının
inşaatına yönelik çalışmalar bitti.
tmr^nh yflhşnmfan finnflTH
Yaklaşık 325 kilometre uzunlu-
ğunda olan Erzurum-Sıvas (lmranlı)
doğalgaz iletim hattında kesin güzer-
gâh belirlenmesi ile kamulaşürmaya
yönelik projelendirme çalışmalan da
tamamlandı. Yıl sonuna kadar bıtıril-
mesi öngörülen hatta 175 kilometre
güzergâh açılırken, 99 kilometre
kaynak ve 42 kilometre boru indirme
takviyesi yapıldı.
Boru hattı uzunluğu 260 kilomet-
re olan Sıvas (lmranlı) - Kayseri do-
ğalgaz iletim hattında da kesin güzer-
gâh belirlenmesi çahşmalan tamam-
landı. Bölgede 100 kilometre uzun-
luğunda güzergâh açılırken 65 kilo-
metre kaynak ve 20 kilometre uzun-
luğunda boru indirme aktiviteleri
gerçekleştirildi.
Kayseri-Konya-Seydişehir doğal-
gaz iletim hattında 250 kilometre gü-
zergâh açılırken, 211 küometre kay-
nak ve 135 kilometre boru indirme
aktivitesi yapıldı.
Kesin güzergâh belirlemesi çalış-
malan tamamlanan 320 kilometre
uzunluğunda olacak Kayseri-Anka-
ra doğalgaz iletim hattı projesinde
189 kilometre güzergâh açma, 175
kilometre kaynak, 84 kilometre in-
dirme çahşmalan da tamamlanmış
bulunuyor.
tstasyon yapılacak
Proje çerçevesinde Doğubeyaat'ta
2x10 MW+10 MW gücünde komp-
resör istasyonu tesis edilecek. An-
cak, ABD'nin Iran'a uyguladığı am-
bargo nedeniyle türbin ve kompresör
ünitelerinin alımında gecikme yaşa-
nıyor
Karadeniz'in tabanına döşenecek
boru hattı yardımıyla Rusya'dan Tür-
kiye'ye doğalgaz getirilmesini öngö-
ren proje çerçevesinde de çalışmalar
hızla ilerliyor.
Rusya'nın zengin doğalgaz re-
zervlerinin bulunduğu Zapolyarnoye
sahasından çıkartılan doğalgaz, Bir-
leşik Gaz Dağıtım Şebekesi ile
Izolbynoye bölgesine aktanlacak.
Daha sonra bu gaz Karadeniz'in di-
binden Samsun'a ulaşacak.
Tesisler, proje kapsamında 3 kısım
halinde ve eşzamardı olarak inşa edi-
lecek. Rusya topraklanndaki kara
boru hattı geçişi, Dzhugba-Samsun
arası Karadeniz geçişi Türkiye top-
raklan içinde kalan karaboru hattıy-
la ölçüm, kompresör istasyonlannı
kapsıyor. Boru hattının döşenmesine
yönelik Türkiye topraklannda yürü-
tülen çalışmalar neticesinde, hattın
yüzde 31-32'si döşendi. Günde 2.5-
3 kilometre iş ilerlemesinin yaşandı-
ğı hatta kurulacak ve halen proje aşa-
masında bulunan kompresör istasyo-
nu için fızibihte çalışmalanna devam
edihyor. Yıl sonuna kadar boru hat-
tının ağır yapım işlerinin bitirilmesi
ve daha sonra hattın bir dizi teste ta-
bi tutulması planlanıyor.
Bununla beraber, Mavi Akım pro-
jesi çerçevesinde 2001 Nisan ayında
Türkiye'ye gelmesi beklenen doğal-
gazın 2001 Temmuz- Ağustos ayla-
nna sarkabileceğı ifade ediliyor.
Mevcırt hat genişletfliyor
Türkiye'ye yılda 16 milyar metre-
küp doğalgaz sağlayan mevcut boru
hattının kapasitesinin genişletilmesi
amacıyla da, Ukrayna'da kurulan Ta-
rutina kompresör istasyonunun 2000
yıhnın dördüncü çeyreğinde devreye
ahnması öngörülüyor.
Kamu kurum ve kuruluşlarına verllen yapıtların yok olduğunun saptanması üzerine sorusturma baslatıjdı
Kültür Bakanlığı'nın 122 tablosu kayıp
BAHARTANRISEVER
ANKARA - Kültür Bakanlığı'nın
çeşitli koleksiyonlannda yeralan, ara-
lannda ünlü ressamlann başyapıtlan-
nın da bulunduğu paha biçilemez de-
ğerdeki 122 tablonun kayıp olduğu or-
taya çıkh. Kamu kurum ve kuruluşla-
nna geçici olarak verilen çok sayıda
eserin de kaybolduğunun saptanması
üzerine, Güzel Sanatlar Genel Müdü-
rü MefametÖzel ve ekibi hakkında so-
ruşturma açıldı. Kayıp eserlerin mad-
di değerinin milyarîarca liraya ulaştı-
ğı bildınldı.
Kültür Bakanhgı Teftış Kurulu Baş-
kanlığı'nın bir yıldan beri gızlenen ra-
poru, paha biçilemeyen sanat eserle-
rini korumakla görevli Güzel Sanatlar
Genel Müdürlüğü'ndeki usulsüzlük-
leri ortaya koydu. Müfettişler, devlet
kurumlanndaki tablolann, 1980 yılrn-
daki protokol gereği Güzel Sanatlar
Genel Müdürlüğü'ne devredilmesin-
den sonra kaybolmaya başladığını be-
lirledi. Türkocağı ve Milli Kütüphane
koleksiyonlan, Güzel Sanatlar Genel
Müdürlüğü demirbaşma kayıtlı eser-
ler ve çeşitli kamu kurum ve kuruluş-
lanna geçici olarak vehlen eserler
hakkında yürütülen sonışturma sonu-
cu, kayıp tablo sayısı 122 olarak he-
saplandı. Başbakan Bülent Ecevit'in
annesi Nazh Ecevit'e ait, 46x61 bo-
yutlanndaki yağlıboya "Istanbul'da
Lodos" adh eser de kayıplar lıstesine
geçti.
Kayıp tablolar için Güzel Sanatlar
Genel Müdürü Mehmet Özel'in so-
rumluluğuna işaret eden rapora göre,
Milli Kütüphane koleksiyonundan ge-
nel müdürlüğe verilen eserlerden 17'si
kütüphaneye geri dönmedi. Ünlü res-
sam Hoca AH Rıza'ya ait 9 tablonun
da aralannda bulunduğu eserlerin ne-
rede olduğu belirlenemedi. Buluna-
mayan, birbirinden değerli diğer 8
yağlıboya tablo şöyle:
"Feybaman Duran-Yetnişkr, Halil
Pasa-Misır'dan Manzara, MehmetAK
Laga-Karh Peyzaj, tbrahim Safı-Mev-
levi Natünnort, Turgut Zaim-Pakis-
tanh Kız, tsa Ruhi Koray-Akçakoca,
Selahattin Teoman-.Nakkaş Osman
Minyanîrü, Hikmet Onat-Kurbağab-
dere."
Milli Kütüphane koleksiyonuna ait
olan, ancak Güzel SanatlarGenel Mü-
dürlüğü'nce geçici olarak verildiği
Dışışlen Bakanlığı 'nda bulunamayan
Küresel ısınma tehdît ediyorI Baştarafi 1. Sayfada
santimetre arasında bir yükseklik ka-
zandıracağının, alçak kıyılann sular
altında kalacağımn, buzullann yavaş
yavaş eriyeceğinin iklim tezleri ola-
rak ciddi biçimde tartışıldığını kay-
dettiler. Bu ısınmaya bağlı olarak
Türkiye'de de Akdeniz bölgesinin
Kuzey Afh'ka'nın kurak ve yağışsız
ikliminin etkisine gireceği,
Karadeniz bölgesinin Akde-
niz bölgesı iklimine sahip
olacağı, bitki örtüsünün dö-
nüşeceği ve pamuk yetiştiri-
leceği de tartışılan tezler ara-
sında yer alıyor.
Meteoroloji Işleri Genel
Müdür Vekili RecepYıtanaz ve
Jeomorfolog-tklim Bilimci
Dr. Murat Türkeş, Türkiye ve
dünyanın kuzey yanküresinde
son yıllarda yaşanan rekor sı-
caklıklann küresel ısınmayla
bağlantısını Cumhuriyet'e de-
ğerlendirdıler.
Uzmanlar, Sanayi Devri-
mi'nden, özellikle de 20. yüz-
yılın başlanndan itibaren at-
mosferin büyük bir hızla ısın-
dığına işaret ederek bugün tam
anlamıyla küresel ısınmadan
söz edilebileceğini, bunun do-
ğuracağı olumsuzlukların tüm
dünyayı tehdit ettiği görüşün-
de birleştiler.
nnca ortaya aülan tezler. Bu durum-
da Karadeniz'de pamuğun yetişeceği-
ni, Akdeniz'deki ekonun daha da ku-
zeye kayacağı, canlüann uzun süreçte
muüaka yer değiştireceği, Afrika sca-
ğunn da Akdeniz bölgesine doğru ge-
leceği bilim adamlannca dik getirüi-
yor. Eğerbugküşe,butahribata son ve-
rilmezse bunlar olacakür. Bunlar ka-
çınılmaz son olarak göriUüyor."
Murat Türkeş de ısınmanın esas ola-
rak, ormansızlaştırma, fosin (kömür)
yakıtlan, sanayi kırletmeleri ve bilinç-
siz arazı kullanımından kaynaklandı-
ğını söyledi. Insan kaynakh sera gaz-
lan nedeniyle her yıl doğal karbon
döngüsünün dışında 3 milyar ton kar-
bonun atmosfere verildığinı beürten
Marmara'dan başlayarak tüm yurdu etkileyecek
Sıcaklık azalacak
Buzul arası dönem
Recep Yılmaz, ilk çağlardan
bu yana iklimde büyük deği-
şiklikler olduğunu, dünyanın
buzul ve buzul arası devirleri
yaşadığını anlatırken, bugün
yaşanılanın da "buzul arası de-
vir" olduğuna işaret etti. At-
mosferin, Sanayi Devrimi ile
başlayan teknolojik gelişme-
nin, doğanın tahrip edilmesi
yönünde kullanılması sonucu
ısmdığını belirten Yılmaz,
"KenrJeşme, atmosfere verilen
çeşitli gaziar, çevrenin (deniz-
ler, ormanlar, flora ve fauna)
khietfimesi ve atmosferde olu-
şan sera gaa sonucu sinoptik
(Ddfan)sistemlerin yer değiştir-
mesi bu ısınmayı oluşturan
faktörlerin ilk akla gelerderi-
dn-" dedi.
Küresel ısınma konusunda
iklim bilimcilerin bazı senar-
yolan bulunduğunu anlatan
Ydmaz şu bilgileri aktardı:
"Önümüzdeki yüzyıl içinde
scakhğm 05 ile 3.5 derece ar-
tacağını ve bunun denizlerde
15-95santimetre bir yükseklik
kazandıracağuu. alcak kıvıla-
nn mutiaka sular aranda kala-
cağuu,bu ısınmaya paralel ola-
rak ekosistemlerin güneyden
kuzeye doğru hareket edeceği-
ni iieri siirüyorlar. Buzullann
yavaş yavaş erimesi ve deniz-
lerdeyükselme gibi faktörierin
ortaya çıkabileceğini düşünü-
yoruz. Bunlar büim adamla-
Haber Merkezi - Aşırı sıcaklar yurdun
iç ve doğu bolgelerinde etkisini
sürdûrüyor. Meteoroloji Genel
Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya
göre, dün bazı bölgelerde rekor
sıcaklıklar kaydedildi. Açıklamaya göre
bugün Marmara Bölgesi'nde
başlayacak sıcaklık düşüşleri, yanndan
itibaren bütün bölgelerde hissedilecek.
özellikle yurdun iç ve doğu
bolgelerinde 40 derecenin üzerinde
seyreden hava sıcaklıklan hayatı
olumsuz yönde etkiledi. Şanlıurfa'da
47, Amasya ve Tokat'ta 45, Merzifon'da
44, Çorum ve Elazığ'da 43, Malatya,
Kınkkale ve Çankın'da 42, Ankara'da
41, Gümüşhane ve Kırşehir'de 40,
Yozgat'ta 38 dereceye ulaşan hava
sıcaklığı değerleri, rekor olarak
kaydedildi.
Konu iie ilgili olarak bir açıklama
yapan Meteoroloji Geael Müdürlüğü,
bugünden itibaren Marmara
Bölgesi'nde başlayacak sıcaklık
dûşüşlerinin bütün yurtta etkili
olacağuu ve sıcaklıgın yanndan itibaren
tüm yurtta mevsim normallerine
döneceğini bildirdi. Açıklamada bugün
Marmara'nın kuzey ve doğusu ile Batı
Karadeniz'de sağanak yağış bekleniyor.
Yağışlann yann Marmara'nın doğusu
ile Karadeniz ve îç Anadolu'nun kuzey
kesimlerinde görülecegi tahmin
ediliyor.
Şanlıurfa'da sıcakhk 47 derece, nem
oranı ise yüzde 13 olarak ölçüldü.
Şanlıurfa'da sıcaklar nedeniyle Devlet
ve SSK hastanelerine başvuranlann
sayısmda yüzde 50 oranında aröş
olduğu, başvuranlann çoğunlugunu
yaşulann oluşturduğu bildirildi. Aşın
sıcaklardan bunalan vatandaşlar Fırat
Nehri kenanndaki ağaçhk alanlan
doldururken kent merkezuıde cadde ve
sokaklar boşaldı.
Eskişehir'de, 2 gündür yaşanan aşın
sıcaklar günlük yaşamı olumsuz
etkiliyor. Eskişehir'de vatandaşlar, öğle
saatlerinde dışan çıkmazken hafta
sonunu ise piknik alanlannda geçırdiler.
Türkeş, bunun önlenmesi gerektiğini
kaydetti. Türkeş, "Önlemkrin en
önemnsi, bir kerefosinyakıtlan daha
az kullanmak. Bunun kullarumuıdan
kısa sürede vazgeçemiy orsanız,yenive
venüenebitir enerji kaynaklannın ye-
rini ahnasına çabalamanız gerek.
Enerjiyi daha verimli kullanabilmek;
en öoemli potansiyel bu. Birim yakrt
başına daha fazla eide etmek.
Asunda enerji tasamıru po-
tansiyeü var ama_ bunudeğer-
lendirnıezsenizhep potansiyel
olarak kalır" diye konuştu.
Türkeş, ulaştırmada toplu
taşımacılığın, raylı sistemle-
rin, denizyolunun kullanıhna-
sını sağlamanın, hem hükü-
metler düzeyinde hem de bi-
reysel düzeyde alınabilecek
önlemlerin bu konuda katkı
sağlayacağının altını çizdi. In-
sanoğlunun kendi yarattığı ve
fazladan atmosfere verdiği se-
ra gazlanyla birlikte iklim de-
ğişikliğine neden olduğunu
söyleyen Türkeş, bu değişik-
liğüı geçmişjeolojikzamanla-
ra göre çok daha hızlı olduğu-
nu vurguladı. Türkeş, "Geçen
10 bin yıkla küresel ortalama
yüzey1
hava sıcaklıklanndaki
değişim yaklaşık 1 santigrat
derece. Ama Sanayi Devri-
mi'nden beri hatta geçen yüz-
yüın başından bu yana sadece
100 yıl içinde meydana gelen
Konya, Antalya ve Tekirdağda hektarlarca alan yandı
Yangınlar sürüyorHaber Merkezi - Mevsim normallerinin
üzerinde seyreden hava sıcaklıklan
nedeniyle sayılannda artış görülen
orman yangınlan dün de yurdun çeşiûi
bolgelerinde etkili oldu.
Konya'nın Seydişehir Ilçesi yakınındaki
Ağaçtepesi mevkiinde, bilinmeyen bir
nedenie orman yangmı çıktı. Konya
Valisi Ahmet Kayhan, yangın
bölgesindeki incelemelerinin ardından
söndürme çalışmalanna Antalya'dan
gelen iki helikopter ve bir uçağın da
katıldığı yangında, ilk belirlemelere
göre, 30 hektar köknar, sedir ve
karaçamdan oluşan orman alanının
yandığını söyledi. Konya'nın Derbent
Ilçesi'ne bağlı Değiş Köyü yakınında
çıkan orman yangınında ise 53 dönüm
meşelık alan yandı.
Antalya'daki Olimpos Milli Parkı'nda
orman yangını çıktı. Orman Bölge
Müdürlüğü yetkilüerinden alınan
bügiye göre, saat 16. OO'da bilinmeyen
nedenie başlayan yangına, 4 söndürme
ekibi ile 2 helikopter müdahale etti.
Tekirdağ'ın Şarköy îlçesi'nde, anız
yakılması sonucu çıkan yangında, 2
dönüm meşe ormanı yandı. Alınan
bügiye göre, Ulaman Köyü Seymenler
mevkiinde, SaMh Gümüs (47) aldı çıftçi,
ormana bitişik tariasında kuru otlan
temizlemek için amz yakü.
Kıvılcımlann orman alanına sıçraması
sonucu çıkan yangın, Şarköy ve Keşan
Orman Işletmesi'ne bağlı yangın
söndürme ekipleri, köylüler ve
helikopterlerle kontrol altına ahnarak
söndürüldü. Yangmda, 2 dönüm orman
alanının tahrip olduğu, soruşturmanın
sürdürüldüğü bildirildi.
Orman Bakanhgı, yurdun çeşitli
yerlerinde önceki gün çıkan 11 orman
yangınında 10.17 hektar orman alanının
tahrip olduğunu bildirdi.
ğş g
rece arasında- bilgisini verdi.
İklim değışıkliklerinin bu-
zul dönemlerinde kutuplardan
ekvatora, buzul arası dönem-
lerde ise ekvatordan kutupla-
ra dogru gerçekleştiğini anla-
tan Türkeş şu değerlendirme-
yi yaptı: "Şu anda bir buzul
arasıdönemdeolduğumuzka-
bul edilir. Bunu, insanm neden
olduğu küresel ısınma ile bir-
likte tutarsanız, bizi bekleyen
en büyük tehlike ikMm kuşak-
lannın bugünkü yerierinden
beüa 100-150 kilometre ekva-
tordan başlayarak kutuplara
doğru yerdeğistirmesidir. Bu-
nun çok önemli ekolojik etki-
ieri söz konusudur. Fauna ve
flora bir yaşam savaşı veriyor.
Yeni iklim koşullanna uyum
gösterebüenler yaşamlannı
sürdürebilecekler. Bir kısmı
ikHm kuşaklan ileyer değişti-
recek, onlann da uyum göste-
renleri hayatta kalacak. Bun-
lann büyük bölümü bu koşul-
laraayak uy duramayacaklaıf
Geçmişjeolojik zamanlarda
değişimin uzun süreli oknası
nedeniyle canlılann adaptas-
yon sürecinin daha uzun oldu-
ğunu ve uyum gösteren canh
türünün de fazla olduğunube-
lirten Türkeş, bugün bu
değişim çok hızlı olduğundan
dolayı, canlı yaşamı üzerin-
deki etkilerinin daha güçlü o-
lacagının da altını çizdi.
yağlıboya eserler şöyle: "Cevat Er-
kul-Bağdat Köşkü'nde ve Eflatun
Köprü,Metin Eroğlu-İstanbul Sokak-
lan, Müşerref R. Köktürk-Kabakh
Kız, Ö. Istemi Hatipoğlu-Sairoe Ka-
dında Akşam, Saniye Fenmen-Kom-
pozisyon, Seyfettin Toray-Laleler, Or-
hanKıhç-GeBbolu."
Aynca Güzel Sanatlar Genel Mü-
dürlüğü demirbaş defterine kayıtlı
olan ve yine Dışişleri Bakanlığı 'na ge-
çici olarak verilen ve daha sonra bu-
lunamayan 18 eser şöyle: "Şeref Ak-
dik, ArifKaptan ve Çoban Ressam'uı
(SüJeyman Şahin) 1 'er, Şevket Dağ'ın
2 adet isimsiz tablosu. Nevzat
Akoral-Güviercinlik, Osman Ze-
Id Oral-Ağaç, Müşerref Aktürk-
Edirne Selimiye Camii, Ayla
Hungen Seü-Ankara'da Şubat,
EşrefÜren-Güzelhisar'dan Tepe-
ler,ÜnsalTeker-Çatanalar,Şamfl
Agun-Turuncu, Tahsin-Manza-
ra, Şamfl Agun-Kompozisyon,
Ümit Sanaslan-Bir Kış İkirJdisi
Üzerine Çeşröemekr, Mefamet
Güler-Güibaşı'nda, ArifKaptan-
VazodaTekGüL"
Güzel Sanatlar Genel Müdür-
lüğü demirbaş esas defterine ka-
yıtlı olan 5 tablonun da kayıp ol-
duğu belirlendi. Buna göre, Ve-
dat Tonca'nın "Atotürk Pbrtre-
sı", "Kenan Evren Ptortresi'' ve
"MGK" adlı eserleri ile Fîkret
Otyam ın "Lambak Çiçek" ve
Turgay Aziz'in "Kompozisyon"
adlı eserleri bulunamıyor.
Genel müdürlüğün geçici ola-
rak çeşitli kamu kurum ve kuru-
luşlanna verdiği, ancak bu ku-
rurnlarda daha sonra bulunama-
yan eserler de şöyle:
"Cemfl Karababa-Pbrtre, Çe-
lal Uzet-KemerMÇarşı,FeybaÖz-
soy-Şafakla Gelen, 1. Necdet Er-
zeo-Didupus, Mehmet Sabır-Mi-
lisler, Mehmet Yüceturk-Zafer,
tsmet Yurtseven-Kayalar ve De-
niz, Tiraje Dikmen-Kompozis-
Türkocağı koleksiyonundan
rekor sayıda, toplam 68 eserin
kayıp olduğu ortaya çıktı. Yağlı-
boya, suluboya, desen, mukavva
ve gravür tekniğiyle yapılan eser-
lerden 15'inin eski Türkçe imza-
lı, 9'unun imzasız olduğu kayde-
dildi. Bazılannın imzası da okun-
mayan eserler şöyle:
"Sait Yaya-Blok Yaa, General
Halil-Göksu Deresi, AK Sami Bo-
yar-Natûrmort, Nüshet Tüzünal-
per-Peyzaj ve Natürmort, Kerim
Kayhan-Figur, Foto Naim-Ata-
türk, Numan Pura-Peyzaj, Nu-
rullah Berk-Natürmort, Kemal
Gökadm-Peyzaj, Şerif Baykurt-
Peyzaj, Maük Aksel-Ortaoyunu,
Rafet Başokçu-Kedi, Kemal Öz-
gen (isimsiz), Nurettin Manyaz
(isimsiz), EşrefÜren-Ankara Evi,
Şevket Dağ-Cami tçi, Sdahattin
Taran (isimsiz^ Leon Canbetta-
Gravür, Hamit Görele-Peyzaj,
Mustafa Tömekçe-Harmanyeri
Peyzajı,Müfide Argüden-Peyzaj,
Mustafa Asber-Pazarda, Şinasi-
Minber, Civan Yan-Büyüka-
da'dan Peyzaj, Seyfettin Toray-
Natürmort, Arif Kantan-Peyzaj,
Hasan Vecih-Natürmort, Hamit
Görek-Pbrtre, K. Ankan-Pey-zaj,
CemalKarakucak-Pevzaj, Hulu-
si Ercan-Rumelihisan Mezarfa-
ğmdan, A. Tayp-Semerkant'tan,
A. Avni Çelebi-Natürmort, Tur-
gut Atalay-Natürmort."
Güzel Sanatlar Genel Müdürü
Mehmet Özel ise kayıp tablola-
nn coğunun bulunduğunu ıleri
sürdü. Kamu kurum ve kuruluş-
lanna yönelik araştırmalar sonu-
cunda kayıp tablo sayısınm
122'den 8 ya da 10'a indirildiği-
ni iddia eden Özel, bu yönde ara-
malann da sürdüğünü söyledi.
Almanya'dan
Türkfye'yeeleştiri
FRANKFUKT (Cum-
huriyet) - Her yıl Alman
Dışişleri Bakanlığı tarann-
dan hazırlanan Türkiye ra-
porunun Türkiye açısından
yeni olumsuzluklar içerdi-
ği ortaya çıktı. Bakanlığın
yeni raporunu olumlu kar-
şılayan Pro Asyl (Sığırana-
dan Yana) örgütü yetkilile-
ri, ilk defa bağımsız kuru-
luşlann da işbirliği ile ha-
zırlanan bu raporun, yine
de "tarnşmalı noktalar"
içerdiğini belirttiler.
Dışişleri Bakanlığı tara-
findan hazırlanan bu "du-
rum raporian", sığınmacı
başvurulan hakkında karar
verilmesi için mahkemeler
ve ilgili makamlar tarafın-
dan kullanılıyor, kamuoyu-
na sunuhnuyor.
Haziran sonunda ta-
mamlanan yeni Türkiye
durum raporunda, Alman
Dışişleri Bakanlığı tararîn-
dan Türkiye'ye geri gönde-
rilen sığınmacılann cezai
takibata maruz kalma teh-
ükesi de yer aldı.
Frankfurter Rundschau
gazetesinin haberine göre
yeni raporda Türkiye'den
yurtdışına kaçan ve Türki-
ye yasalanna aykın siyasi
faaliyetlerde bulunan, Türk
güverdik birimleri tarafin-
dan da tanınan kişilerin, ge-
ri dönünce baskı> a uğrama
tehlikesi altında olduğu ka-
bul ediliyor. Daha önceki
raporlarda, sadece siyasi
faaliyetlerde eiebaşı rolü
olanlann baskısıyla karşı-
laşacağı vurgulanıyordu.
Insan haklan örgütleri,
Dışişleri Bakanhğı'nın ra-
porunda ailelerin bir bütün
olarak baskıya maruz kala-
bıleceği göriişünün yer al-
masını da olumlu bir geüş-
me olarak nitelediler.
Raporda, bu örgütlerce
eleştırilen noktalar arasın-
da, Türkiye'deki Kürtlerin
etnik kökenleri nedeniyle
baskıya ugramadığı ve Tür-
kiye'nin batısuıda teblike-
sizce yaşayabilecekleri de-
ğeriendinnesi de yer alıyor.
Dışişleri Bakanlığı'nın,
Türkiye'de insan haklan ih-
lallerinin mevcut yasalar-
dan degil bu yasalann uy-
gulanmamasından kaynak-
landığı yorumunu "ataka-
sız" olarak değerlendiren
Pro Asyl, Türkiye'de tu-
tuklulann avukatlanyla ko-
nuşmasına izin verihneme-
si gibi yasal uygulamalara
da dikkat çekti.
Yasalann ordu ve polis
birimleri tarafindan ihlal
edildiğini, örneğin işkence-
ci polislere karşı soruştur-
ma açabilmek için amirinin
iznine ihtıyaç duyulduğu-
nu hahrlatan Pro Asyl, HA-
DEPIi pohtikacılann bas-
kıya maruz kaldığmı haör-
latarak, gazetecilere karşı
açılan davalann raporda y-
er almamasını eleşürdi.
Türkiye'den Alman-
ya'ya insanlann ekonomik
nedenlerle kaçuğı vurgusu-
nun da yeni raporda yer al-
madığı gözlendi.
LafonUüne: Yasa
dargeliHiyie&cek
M Baştarafi 1. Sayfada
Lafontaine, seçmenin
1998 yıhnda reddettiği
bir politik anlayışın, yeni
bir anlayışla sermaye sa-
hipleri lehine yasalaştınl-
dığını iddia etti.
Almanya tarihine 80
milyar marklık bir vergi
yükü indirimi sağlayarak
geçtiği belirtilen yeni ya-
sayla, ait gelir gruplann-
dan yüksek gelir gruplan-
na doğru bir yeniden da-
gılım yaşandığını ileri sü-
ren sol politikacı, "Seç-
men 1998 yıluıda seçim-
terde oy vennediği bir po-
litikayı yeni elbiselerle
kendisiııe sunulmuş gör-
mektedir'' dedi.
Daha önce yaptığı açık-
lamalarda da belirttiği gibi,
güncel politik gelişmelere
zaman zaman müdahale
edeceği yolundaki sözünü
rutan Lafontaine, Alman-
ya'nuı 450 bin saüşlı, mu-
hafazakâr eğilimli pazar
gazetesi "Welt am Sonn-
tag"da geçen günlerde bir
makale yayımladı.
Eyaletler Meclisi'nde
Başbakan Schröder ve Ma-
liye Bakanı Ekbel'in bazı
CDU'lu eyalet yöneticile-
rini "ikna ederek" geçir-
dikleri yeni yasanın büyük
sermayeyi memnun ettiği-
ni savunan Lafontaine,
"Ortada bir pofitika deği-
şikliğiyoktur. 1998seçmde-
rinde sosyal demokratlar,
bepsinden önce de oaiarnı
şimdiki matadorian, o za-
manki hükümetin aynı ni-
yeüerini sosyal açıdan ada-
tris&r nlmakja g«f*iımışhir-
dı. Sadece Ingfltereve Por-
teka, yûksek geürHerden,
yeni ortanın Ahnanya'suı-
dan dahaçokvergi talepet-
mektedir" dedi
Yaasında. hukümeti çok
ağır bir dille Kohl politika-
lannın devamcısı ve dar ge-
lirlilerin aleyhine politika-
nın da savunucusu ohnak-
la suçlayan Lafontaine,
u
Mflyarhkkârfareldeedeıı
şirketler. kaeandüdan ber
milyar için 110 mflyon
markhk vergiden kurtuln-
yortar" diyerek "Böjfe bir
şeydahaöncegörûhnüs de-
ğUk" ifadesini kullandı.
Jet-Pa'nın gündemi
• Baştarafi 1. Sayfada
silci' adı altında para top-
layıcı kişilere başvuru-
yorlar. Ancak bu başvu-
rular sonuç vermiyor ve
kimi yörelerde temsilcile-
rin, paralannı aldıklan ki-
şilerle karşılaşmamak
için gizlendikleri de belir-
tiliyor.
Paralannı kurtarabil-
mek ya da alamasalar bi-
le Jet-Pa'yı mahkûm ettir-
mek için yasal yollara baş-
vuranlann sayısı da her
geçen gün artıyor. Jet-Pa
mağdurlannın davasına
bakmakla tanınan Frank-
furt Barosu avukatlann-
dan Abdurrahman LTger,
vadesi dolup da parasını
alamayanlann Almanya
genelinde Jet-Pa için art
arda dava açtıklannı belir-
terek "Sadece Frank-
fiırt'ta 10'un üzerinde da-
va var. Parasım ahnak is-
teyenlerin valdt geçirme-
den Franknırtta dava aç-
malan gereldyor'' diyor.
Ülger şu uyanyı yapıyor:
"Burada açüacak dava
hem Frankrart Jet-Pa li-
mhed Şirketi'ne karşı,
hem Uechtenstein'a karşı
hem de Türkiye'ye karşı
yürürülecek. Burada ali-
nacakmankemekaranbu
üçülkedeki Jet-Pa icin ge-
çeıiL Ben davalanmı böy-
le açıyorum. Çünkü ala-
cakhlara, bu üç ülkedeki
Jet-Pa'nmmarvarhğından
ödeme yapılabilir."
Ancak, avukatlık sigor-
tası ohnayanlarm, mahke-
meye dava açma masraf-
larau kendilerinin yahr-
ması, avukatlık ücretleri-
ni ödemeleri gerekiyor.
Gelecekte bu harcamala-
nn Jet-Pa tarafindan
ödenmesine şüphe ile ba-
kıldığı için çok sayıda
mağdurun dava açmak-
tan, ikinci bir harcama
yapmaktan kaçındığı be-
lirtıliyor. Olayda 'dotan-
dmcıhk' şüphesi olduğu
için toplu olarak polise ve
savcılığa başvuru yapıl-
ması önerüiyor.
Uzmanlar, Jet-Pa'nın,
Frankfurt merkezini ka-
patmayarak iflasa gidebi-
leceğini ileri sürüyorlar.
Alman Limited Şirketler
Yasası'na göre bir limited
şirketin sorumlu müdürü,
şirketin borçlarmı ödeye-
meyecek durumda oldu-
ğunu anladığı tarihten iti-
baren hemen mahkemeye
dilekçe vererek iflasını
bildirmekle yükümlü.
Hukukçular, böyle du-
rumdaki şirketin iki hafta
içinde iflas dilekçesi ver-
memesi halinde hakkında
cezai takibat yapılacağını
belirtiyorlar. Uzmanlar
böylesi bir durum-
da,"Mahkemenin yapa-
cağı incekme sonucu da-
ğmlacak para yoksa Al-
manya'da Idmsepara ala-
maz. Çünkü şirket para
ounadığı için iflas etmis-
tir" yorumunun yapılabi-
leceğini belirtiyorlar.