27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2000 PAZARTESİ PAZARTESISOYLEŞILERI Ekonominin çökme noktasına geldiğini vurgulayan İlhan Kesici,yeni birparti için çalışmalara başladığını belirti 'Halkm eski olandan sıtkısıynldı!' ro Anadolu'dur!.. En ufak lekesi olmayan temiz insanlar olacaktır. Mevcut milletvekili, eski milletvekili, siyasi tecrübesi olan arkadaşlar da olabilir. Ama eskimiş, yıpranmış, şaibeye bulaşmış, yolsuzluk iddialarına adı karışmış insanlann bir tanesine bile kontenjan hakkıyoktur!.. ^Liberal sosyal demokrasi diyebileceğimiz bir çizgiden, merkez sağın ucundaki çizgiyi içine alacak bir yapılanmaolmalıdır. Yani bir merkez siyasi oluşum. İçinde sol renk yahut sosyal demokrat renk, illa da temsil edilmesi lazıtndır. Çünkü 80'den sonra en çok sosyalpolitikalar ihmal edildu ÜMİTZİLELİ İlhan Kesici ısmını kamuoyu ilk kez De- mirel aılesme damat olarak gırdiğınde duy- muştu. Aslında Kesici ismi bürokrasi, iş ve siyaset dünyasmda çok daha önceden bili- nıyordu. Uzun yıllannı verdiği Devlet Plan- lama Teşkılatı'ndaki son görevi olan müs- teşarlıktan, 1993 yılında çevresıne verdiği bir söz nedenıyle aynldı: "Tansu ÇiDerbaş- bakan olursa bıraİanmJ" Yalnızca müste- şarlıktan değil, 21 yıllık devlet memurluğu görevinden de istifa etti. Kesici'nin ikinci şaşkınhk yaratan çıkışı, Demirel ailesinden kız aldıktan kısa bir süre sonra Süleyman Bey' ın partısınden değil, MesutBey'in par- tisindensiyaseteatılmasıoldu!.. Yıllar son- ra "Neden" dıye sorduğumda verdiği yanıt, Türk usulü politikanın acımasızlığını ser- gilıyordu: "Partiye vapbğun iiyetik başvu- nısu Tansu Hanım sayesinde reddedikuL" Çok değil, üç yıl sonra bu kez Mesut Yıl- maz'ın hışmına uğradı ve aday listesine da- hi konulmadı. Ama Kesici ınatçı bir yapı- ya sahiptı, bırakmadı!.. Son zamanlarda adı "merkez sağda kurulacak yeni partinin ön- deri" olarak geçen Kesici ile Çamlıca te- pesinde bir bahçenin içine saklanmış apart- manın zemin katında yaklaşık üç saat ko- nuşruk. Bir gözlemle bu bölümü kapata- lım: Kendine güvenen, hırslı, ıçeriden (!) ve dışandan sürekli aldığı bilgilerle tam donan- mış, sözünü sakınmayan, ama bıraz ihtı- yatlıbirKesicrylekonuştum...Bilginize!.. - Uzun, ince bir yolun başında gibi bir gö- rünüm veri\orsunuz!~ KESİCt - Öyle mı görünüyor!.. Bizim "konferans maratonu* 1 sonunda siyasi ma- hiyet kazandı... -Siyasi mahiyetkazandığı andan itibaren nelerde&ti?." KESİCİ - Dünya müthiş bir hızla ilerli- yor. Türkiye kendini buna uyduramıyor. Mevcut siyasi yapı bunlan göremiyor. Ne- den? Çünkü, kendısı eskimiş. 0 zaman bu yeni dünyanın icaplannm yapılması, dert- lerin çözümü için siyaset kurumunun yeni- lenmesi lazımdır. Eylem planı - Peki nasü olacak, ne yapacaksuuz?.. KESİCİ - Uğraşmak lazım!. Bunu başa- rabılecek, "Evet ben de böyle düsünüyo- rum" diyecek insanlann bir araya gelmesi gerek. Ondan sonra bunun eylem planına geçmesine sıra gelir. - Ne zaman başlayacak o eylem planı?. KESİCİ - Bunun zamanını Türkiye gö- rür. Türkiye'deki gelişmeler gösterir... - Benzer bir örnek birkaç yıl önce Ceni Boyner'le vaşandı. KESİCİ - Öncelikle; ben hareketimizi Boyner hareketine hiçbir safhasıyla ben- zetmem. Tarzımız, mesajlanmız, muhte- mel beraberlik içinde olacağımız arkadaş- lanmız farklıdır. Amadoğru söylüyorsunuz; Türkiye'de yeni hiçbir hareket tutmadı. -Niçin?. KESİCt - Hep kuvvetli, toplumun inan- dığı, güven duyduğu partıler varken kurul- du bu partiler. Yanı ana gövde duruken "hi- (Fotoğraflar UĞURGÜNYÜZ) i'Benim düşmanım cehalet, sefalet, hıısumet' KESİCİ - Yeni siyaset anlayışı şu: Bir kere bir düşmanınız olacak siyasette... Düşmanımız cehalet, sefalet, husumet. Benim kendime düşman aldığım şey bu. Bunun arkasına hemen ciddiyetsizlik, sorumsuzluk, hırsızlık, yolsuzluk maddelerini ekleyebiliriz... Bunu herkes söyleyebilir. Mesele bunu ruhunda hissetmesidir insanın. Hem birinci adamın, kafasma koyan birinci adamın, hem de bütün kadronun ruhunda hissetmesi lazım!.. - Siz böyle söyiüyorsunuz!.. KESİCİ - Laf kimin ağzından çıkıyor. o önemlidir!. Bugüne dek acı çekmiş geniş yığınlara tek bir yük yüklemeden 5 yılda bu Türkiye'ye üç Türkiye eklenebilir... - Fincancı kaûrlan ne olacak, onlar ürkmez mi, lazmaz mı?!.. KESİCİ - Onlara da çok iyi anlatılabilir. Mevcut Türkiye'nin onlara da yaran olmaz ki! Türkiye'nin en zengin insanına bile hayn olmaz... 'Bu gidişin sonu, Düyun-u Umumiyelf Tlhan Kesici "TürJdye Ki yolda, AB / için geri sayım başladı, biraz daha A. dişimizi sıktık mı dûze çıkacağız, dayanın" dıyenlerin aksine, bugünkü Türkiye den umudunu kesmiş!.. Ona göre, önce cilalar dökülecek, sonra çö- küş yaşanacak... - AB'nin bekleme odasma ahnan Tür- kiye'nin ekonomisi ne durumda~. İşler iyiye gktiyor mu, iddia edildiği gibi?» KESİCİ-Bakın, bugün ortada raakyaj- lı bir Türkiye var. Türkiye ne AB 'nin eşi- ğındedirne de eşiğine yakın birpozisyon- dadır!.. Keşke girebilse, AB Türkiye için bir cennettir. AB bize hertürlü dayatma- yı yapıyor. Karşılığında hiçbir garanti yok. - Yani insanlanmız hem siyaseten hem de ekonomik anlamda aldaülıyor rau?. - Anadolu'daki ınsana bakıyorsunuz; adam, "Yahubenimdurmnumgiderekkö- tüleşiyor. Etrafimın durumu benden be- ter. fakat bu TV ve gazetelerde her şeyin çokiyiyegfttiği söyleniyor,galiba benyan- hşun" dıye düşünüyor!.. - Yani toplum, dur bakahm n'olacak mıdiyor?» - Evet, ama bu kanaat de giderek za- yıflıyor. Önümüzdeki sureçte, sonbahar- kış gibi, artık bunun cilası tamamen dö- külecek. Ekonomi de artık cila tutmaya- cak. Bu ekonomi patlayacak, patlama- ması katiyen söz konusu değil!.. -IMFdemikurtaramayacak?!.Öy1ey- seniçinekonomiyiEVtF'yetesfim ettiler?.. - Söyleyeyim; IMF'yeriayetetselerde etmeseler de ekonomi patlayacak!.. Efen- dim, Türkiye'nin bana göre birmaliye ba- kanı yok, Hazine'den sorumlu devlet ba- kanı da yok, planlamadan sorumlu baş- bakan yardımcısı da yok!.. Buğdayın fi- yaünı maliye bakanı tespit etmiyor, plan- lama da tespit etmiyor, Hazine de etmi- yor, Merkez Bankası da etmiyor. Kim ediyor?.. CottareUi!.. Tütünün fıyatmı da, memuntn maaşını da, hatta özel sek- tör işçisinin ücretmi de Cottarelli tespit ediyor!.. "İlhan Keski'nin şimdi mi akiı başuıagddi" diye düşünülebılır. 1998 yı- lında, ANAPik- _ — » - _ — _ tidardayken bir gruptoplantısın- da ekonomik gi- dişieleşörmişve "Bu gidişin sonu Düyun-u Umu- miye'dH;21.yüz- yılın Düyun-u Umumiyesi el- bette Osman- hdaki gibiohnayacakbr. Ama gidiş, ora- ya doğrn" demiştim!.. - IMFe^rtir Düyun-u Umumiyemi?.. - Az fark vardır!.. IMF bir ülkeye ken- diliğinden gelmez. Birülke dünyaya ilan eder; duyduk duymadık demeyin. ben aciz duruma düştüm. Kendi başıma kur- rulma imkânım yoktur. Banane oluryar- dım edin!.. IMF de gelir, "Tamam, sana yannmederfan,amayatded^myerdeya- tacak, kaik dediğim yerde kalkacaksuı" der ve bu hakka sahıptır!.. - Biraz haysiyete aykın bir durum!~ IMF ülkeyi bu aciz durumdan kurtara- • Önümüzdeki süreçte, sonbahar-kış gibi, artık bunun cilası tamamen dökülecek. Ekonomi de artık cila tutmayacak. Bu ekonomi patlayacak, patlamaması katiyen söz konusu değil!.. bilecekmi?_ - HayırL Bu gidişle, bu siyasi yapıy- la Türkiye bu anlaşmayı sonuna kadar götüremez. Bu anlaşma 36 aylık bir an- laşmadu-. Henüz ılk 6. ayındayız. Memur sokakta; ışçi, çiftçi sokakta. Bunun sağ- cısı var, solcusu var. Hepsi birden mey- dandalar, çünkü dertlerini anlatabilecek bır tek gazeteci bulamıyorlar. Yalnızca "Çiftçi Dostu" Sadullah Usumi vaı. Ana- dolu'da hangi ziraat odasına gıttıysem onun adını duydum. Neresinden baksa- nız. 50-55 mil- yon insan ayağa kalkmış durum- da... - Tfirldye'yi yönetenkocako- ca siyasetçiler bunugönnü\"or mu?_ - Ben ıki şey ~~~"^^~"^~~™ 1 ~~~ görüyorum; ön- celikle aymazlık görüyorum!.. Bir an- lamda vurdumduymazlık da denebiür. Göremiyoriar, rakamlan okuyamıyorlar. Bu hükümetin üyeleri halktan da, mes- lek odalanndan da kopuk!. Politik önder demek, devlet yöneticisi demek, ülkesin- de olup bıtenlerden yüreğı yangın yeri- ne dönmüş adam demek. Bunlarda bu yok!.. -BudurumdalMFsayesindeçektikle- rimiz de boşa mı gidecek?!. - Bunu yalnızca ben değil, hükümetin elindeki rakamlar da söylüyorLŞimdi vereceğim üç ayn rakamı ıktisat fakülte- si 1. sınıf öğrencisinin, bir ekonomi pro- fesörünün ya da bir Hazine müsteşanrun, maliye müsteşannın önüne koyun, birta- nesi, "Evet, bu rakanüaıia Türkiyeiyiye gkter" desın, ben bu işi bırakınm!.. Chi- celikle borçluluk, yani iç ve dış borç top- lamı, dünya ekonomik kriterleri açısm- dan çok önemlidir. Herhangi bu ülkenin iç ve dış borç toplamı milli gelirinin yüz- de 60'ını aşarsa o ülke "highindeptedco- untry" sınıfina girer. Yani borç batağına saplanmış, elini sürenın eliru yakaa borç verilemeyecek ülke sınıfi!.. Türkiye'ye ba- kaüm; şu an itibanyla ülkenin 111 mil- yar dolar dış borcu var. 47 milyar dolar da iç borcu görünüyoL Bir de saklanan 23 milyar dolar iç borcu bulımuyor, Zi- raatve Halk bankalan "görev zaran*ola- rak takdimedilen!.. Yani 181 milyar do- lar rutannda borçludur Türkiye!.. - Türkiye'nin milB gefiri ne kadar? - Türkiye'nin mıllı gelın de 180 mil- yar dolardır!.. Yani Türkiye, milli geliri- ne eşıt bir borç yükü altındadır... Gele- lim kamufinansmanımeselesine; Türki- ye'nin ilk 6 ayda yalnızca borçlannın fa- izine ödedıği para 13 katriryon lira. Bü- tün, aklınıza gelebilecek her türlü vergi geliri ise 12 katrilyon lira!.. Son olarak dış dengeye bakalım; ilk 5 ayda ihraca- nmızgeçen seneye oranlayüzde 7artrruş, 9.9 milyar dolar. Ithalatımız ise tam yüz- de 42 artışla 15.7 milyar dolara çıkmış. Geçen yıl 11.1 milyar dolarmış!.. Yani IMF'yle hazırlananprogramdabatmış!.. Bunun sonu kaçınılmaz olarak çöküş olacakür. zipler" çıktı ortaya. Bugün ise durum bam- başka. Bugün Doğru Yol Partisi'nin anket- lerdeki oy oranı yüzde 3-4 civannda. Di- ğer tarafla Anavatan Partisı, onun da oyu yüz- de 4, bilemedin 5 civannda. Kısacası Tür- kiye'nin problemlen çözebileceğine inan- mış kadrolann toplandığı bir parti yok. - DYP'nin ANAP'a birleşme çağnlan?_ KESİCİ - Hiçbir ışe yaramaz. Bunlann toplamı değil, çarpımı bile barajı aşamaz!.. - Şu an tam zamamdır mı diyorsunuz? KESİCİ - Evet zamanıdır! - O halde bu yeni bir parti demektir- KESİCÎ- Şımdı ben Türkıye'nın içinde bulunduğu problemlerin mevcut siyasi kad- rolarla, mevcut siyasi yapıyla çözülebilece- ğine inanmıyorum. Yeni kadrolar, yeni si- yaset anlayışı lazım. 'Süleyman Bey'le yeni oluşumu hiç konuşmadılf - Ortahkta dolaşan söylentiler var, "De- mirel ailesindendir, Demirerüı damadıdır. Yeni merkez sağ partiyi bıriikte oluşturacak- lar" şeklinde. Doğru mu bu efendim?. KESİCİ - Öncelikle ben Demirel ailesi- nin bir ferdideğilim!.. Türkiye'de 13.5 mil- yon evlilik var. Bu da onlardan biri. - Uzak mısuuz yani Demirel ailesine?. KESİCİ - Kendımı Demirel aılesının fer- di olarak saymam. Hiçbir damat kız aldığı aüenın ferdi sayümaz. Üstelik benim evh- Iiğımın bir farkı var; ben 45 yaşında evlen- dim. Ben bütün üniversiteleri bitirmişim, ka- mu görevimi tamamlamışım, devlettenplan- lama müsteşan olarak aynlmışım, Demirel'in damgasının olduğu partıden değil, başka bir partiden siyasete atıhnışım... O neden- le Demirel ailesinden kız almak, kariyeri- me en ufak bir müspet etki yapmamıştır... - Bundan sonra yapabflir beiki!- KESİCİ - Bundan sonra da olması için bır sebep yok! Ama şunu söyleyeyim; Sü- leyman Bey'e kendımı yakın hissederim. - Yine çahşabttirsiniz-. Neden bir parti kurnmşunda beraber olmayasmız? KESİCİ - Onun adına söylemiyorum ama dışandan baktığun kadanyla Süley- man Bey'in önüne koyacağı bir siyasi ma- kam, siyasi bir mevki kalmamıştır, yoktur! -Peki. Demirelile hiçistişaredebuhınmo- yor musunuz?. KESİCİ - Hayır... Süleyman Bey'e ben Türkiye'nin meseleleri hakkında bilgileri- mi, düşüncelerimi, kaygılanmı anlatınm... Zaten Güniz Sokağı'na indiğinden bu ya- na iki kez görüştüm. - Bu görüsmelerde. parti konusunda bir büyüğünü/ olarak öğütferi ounadı mı? KESİCİ - Hayır olmadı. Başkasına ola- cağını da tahmin etmem! Başkalan ne an- lanyorbümem, ama bildiğim kadanyla Sü- leyman Bey bu tür laflan etmez. Sadece bana değil, hiç kimseye etmez. - Peki, kimkr var etrafinızda? KESİCİ- Ben doğru siyasi kadrolaşma- yı şöhretler karması olarak görmem. Bun- dan Türkiye'ye hayır gelmez. - Eskiye karsBuuz- KESİCt - Tabii!.. Türkiye'nin üniversi- telerinde, ticaret ve sanayi odalannda, der- neklerde çok iyı yetişmiş insanlar var. Ka- mu bürokrasisinde pınl pml insanlarvar. Tür- kiye'nin meselelenne kafa yoran, dert edi- nen kadrolar var... - Sizüı dışınızda şdhret yok mu?. KESİCt - Doğru kadro var.. Aynca ben kendimi şöhret saymam!.. Doğru kadro Anadolu'dur!.. En ufak lekesi olmayan te- miz insanlar olacaktır. Mevcut milletveki- li, eski milletvekili, siyasi tecrübesi olan ar- kadaşlar da olabilir. Bunlarla da takviye edilebilir. Ama eskimiş, yıpranmış, şaibe- ye bulaşmış, yolsuzluk iddıalanna adı ka- nşmış insanlann bir tanesine bile konten- jan hakkı yoktur.'.. Gelelim böyle bir olu- şumun kapsamına: Türkiye'nin geleceğini hazırlayabilmek için geniş spektrumlu ol- mak lazım. Farklılıklar olacak ama asgari müşterekler ortak hedefe yönelecek.. - Özal'ın "Dört eğilimi birleştirdik" id- diasıgibimi? KEStd-Benzetilebüir. Liberal sosyal de- mokrasi diyebileceğimiz bir çizgiden, mer- kez sağm ucundaki çizgiyi içine alacak bır yapılanma olmalıdır. Yani bir merkez siya- si oluşum. îçinde sol renk yahut sosyal de- mokrat renk illa da temsil edilmesi lazım- dır. Çünkü 80'den sonra en çok sosyal po- litikalar ihmal edildi. - Yani parti kuruluyorL KESİCİ - Şımdı dur!.. Herkesin gönlün- debiraslanyatarÜmitBey. Benimgönlüm- de yatan aslan da gurur duyulan, ekonomi- siyle, sosyal yapısıyla, demokrasisi ile in- sanlanrun gurur duyacağı bir Türkiye. - Bunun için önce siyasi erki ek geçirme- niz, iktidara gehneniz, secüng gerek. Bunun için de parti lazım— Gördü- ğümkadanyla çokyakında-.Adıbeffimiba- ri?L KESİCt-Bir şeyin tamamı sadece çocu- ğa anlatılır Ümit Bey!.. Varlıklı ailenin oğlu Kesid'nüı yaşamutdan kesMer Tlhan Kesici, Sıvas'm Zara il- # çesinde doğdu. 400 yıldır ay- Â. nıtopraklardaköksalmışolan aile varlıklıydı. llkokula orada başladı, ama ardından Sıvas'a göç edildi. Kesici, liseyi birirene dek Sıvas'ta yaşadı. Aile, De- mokrat Parti kökenli ve muhafa- zakârdı... • Lise hayati sırasında çok dindardım. Ailemiz çok muha- fazakârdu Ortaokul ve lisede, mesela vakit namazt kdardım. Kuran hıfzım vardu Yaniyanm hafiz idik. Siyasi bakımdan da babamdan daha ileri birmuha- fazakârlık çizgisindeydim. Dni- versitede bu halimizi devam et- tirdik... Genç Kesici, üniversite sınav- lannda ODTÜ Makine Mühen- disliği BÖlümü'nü kazandı. Ya- şamında ilk kez büyük şehirle ta- nışıyordu. Kazandığı üniversite ise o zamanlar çoğunlukla Anka- ra Koleji'ni bitirenlerin devam etrigı bir yüksekokul niteliğin- deydi. Doğal olarak modem yaşam- lageleneksellik çatıştı... • Onlar beraberlerinde Ba- tth hayat tarynı da getirmişler- dl Hem sot-Marksist düşünce- yitaşıyoriardı hem de Batth tarz- da yaşıyorlardu Anadolu 'dan gelen bizler buna itiraz ettik. Muhafazukâr-milliyetçiçizgide kalmayı tercih ettik.. Kesici'nin deyişiyle "kokjB gençter", Sosyalist Fikir Kulü- bü, sosyal demokrat dernekler etrafında toplanırken milliyetçi- muhafazakâr gençler önce Ada- letPartisı'ninoluşturmaya çalış- tığı Hür Düşünce Kulübü etrafın- da toplandılar... • Ama olmadı. Çok mutedU kaldu Daha keskin sağolusum- lar etrafında toplandıL. 5 bin kışılik ODTÜ'de 40 ki- şinin oluşturduğu ülkücü kim- lildi demeğin ömrü çok uzun sür- medi, çünkü fıkri platformda baş- layan aynüklar, birilerinin kaşı- masıyla renk değiştirmeye baş- lamış. kavgalar giderek çatışma- laradönüşmüştü... • Bu işler artık öğrencilerin çaptnı aşmiştı. Bunusezebiiiyor- du/tu Onümde iki yol vardı; ya oktdu biürecekyadaotaykmn iyi- ce içine girecektim. Ben birinci yolu seçtim. Çünkü aileme ve kendime verdiğim bir söz vardı. O zamana dek kendini "sağo- muhafazakir-dindar" olarak ta- nunlayan ilhan Kesici, deyim ye- rindeyse, elini eteğini siyasetten çekti. ODTÜ'yü bitirdi, mastır yapb. Ardından yine onun deyi- şiyle, 7 yıl sürecek "sade vatan- daşhk" devri başladı... • Bir burs kazanarak tngil- tere'yegittim. İlkkezdışdünya- yı yakından izleme ve tanıma firsatı bulmuştum. O zamana ait resimler var; saçlanm nere- deyse kolumun yansındaL. St- vas'taykenkULSİktamburçahyor- dum, gitar çalmayı öğrendim... Kısacası,yaşamın değişikrenk- lerini tanıdınu- Sade vatandaşhk yıllan biraz dadonanımkazanmayıllanydı... Bu yaşam 1977'de DPT'ye gi- rişle birlikte sona erdi. Ühan Ke- sici bugün, 30 yıl öncesine bak- tığında, "neterdegisti''sorusunu balan nasıl yanıtlıyon • Tabii, çok rafıne edilmiş, yontulmuş, törpülenmiş olarak saymaklazım. Ama özü itibany- la ben; iste 21. yüzyüın hayat tara neyse, Batüı hayat tarzı içindeliberal, aynı zamandamil- lici, vatanperver, yurtsever bir insanım. Muhafazakârhk öğe- leri vartabii Dinianlamdaken- dimidindar sayannu Buyoğun- lukta belki vecibeleri tam yapa- mtyorum, ama cuma namazla- nnı kaçırmam. Bayram namaz- lannı da... Bazen vakit namaz- lan da ktlanm. Sabah namaz- laruu severim... Okumayı sevmeyen bir top- lum için ilginç bir de not; İlhan Kesici 10 bin kitaplık bir kürüp- haneye sahip. Ankara'da yamız- cabu kütüphane için duvarlan yı- kılarak düzenlenmiş birevi var... • O küaplann hepsi okun- mustur... Bir kısmı, içinde ne var ne yok diye, bir ktsnu 4-5 kez. Ama hepsi okunmusturL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle