20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 TEMMUZ 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ÇBer nükleer pnoje iptaline karşı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, hükümenn ıptal karan aldığı nükleer santral konusunda "Kararsız Kasım" gibi davTandığını savunarak yeruıe yeni bir teknolojı ikame etmeden nükleer enerjiden vazgeçıbnesınin ülkeyi karanlıkta bırakacağını söyledı. Dün bir günlüğüne geldiği Ankara'da önce basın toplantısı yapan, ardmdan da partisinin başkanlık dıvanını toplayan Çiller hükümetin ekononu politikalannı eleştirdi. Dış ticaret açığının yıl sonunda 20 milyar dolan aşabileceği tahminınde bulunduklannı kaydeden Çiller, bu açığın dudak uçuklatacak bir şekilde daha da artacağını ileri sürdü. Paraşütdavasi Adana'da • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 1 No'lu DGM, savcı Talat Şalk'ın, hayali ihracat ve yolsuzluklann ortaya çıkanlması amacıyla başlatılan 'Paraşüt' operasyonu soruşturması sonucunda açtığı davada yetkisizlik karan verdi. Dava, suçun Kihs ve Gaziantep'te işlenmesi nedeniyle Adana DGM'de görülecek. Şalk tarafindan hazırlanan iddıanamede, sanıklar Yasın Altınbaş, Fatih Ağcakala, Kemal Özsönmez ve Mehmet Emin Altınbaş hakkında çeşitli suçlardan 5 yıl 10'ar aydan 28'er yıla kadar ağır hapis cezası talep ediliyor. Pişkinsüt Kararhyız • VAN(AA)-TBMM Insan Haklan Inceleme Komisyonu Başkanı ve DSP Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt, ifade ve düşünce özgürlüğünün sağlanması konusunda sonuna kadar kararlı olduklannı belırttı. Doğu ve Güneydogu Anadolu bölgelerindeki 12 ili kapsayan gezi ve incelemelerinin amacının ağustos ayında yapacağı geniş kapsamlı inceleme ve anket çahşmasına zemin hazırlamak olduğunu söyleyen Pişkinsüt, "Bölge halkıiun farİdı konulardaki görüşlerini değerlendirmeye çalışıyoruz" dedi. Yabancılarm suçsici • ANKARA (AA) - Son 5 yılda suça kanşan 100 binın üzerinde yabancı uynıklunun sınır dışı edildiği ve bunlann çoğunlugunu fiıhuş yapanlann oluşturduğu bıldınldı. Yabancılar polisi tarafindan çoğunluğunun, AIDS, frengi gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar taşıdığı belirlenen 4 bin 497 kişınin de sınır dışına çıkanldığı belirtildi. 'Yakınmaya haklan yoK' • TARSUS (Cumhuriyet) - Geleneksel 22. Üzüm Bayramı ve Kültür Şenliği'ne katılmak üzere Tarsus'a gelen Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, hükümetin aldığı ekonomik kararlar ve uygulanan politikalarla Türkiye'nin 5-6 yıl icinde sıkıntılardan kurtulacağını belirtti. Öksüz. "Bugün ülkenin durumundan yakınanlann çoğunluğu ülkeyi bu duruma düşürenlerdır " dedi. İşçt sınavı • ANKARA (AA) - Kamu kurum ve kuruluşlannda ilk kez daimi işçı olarak istihdam edilecekler için 1 Ekim 2000 tarihinde yapılacak merkezi srnava başvuru süresi 4 Ağustos 2000 tarihinde sona erecek. Çalışma ve Sosyal Güvenliİc Bakanhğı tarafindan yapılan açıklamada, fş ve Işçi Bulma Kurumu şube ve bürolannda 29-30 Temmuz (Cumartesi ve Pazar) günlerinde de tam gün işlemlerin yürütüleceği bildirildi. Sağlık Bakanı, kendi atadığı Personel Genel Müdürü Hacı Çevik'i görevden aldı Ehırmıış kadrosuyla kavgah Sağük Bakanı Durmuş, partiü bürokraüanyla da çahşamryor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Sağlık Bakanı Osman Durmuş, daha önce Giray Şa- hin'in yerine atadığı MHP'li Hacı Çevik'i Personel Genel Müdürlüğü'nden alarak yerine yine MHP'li Ahmet Kuşde- mir'i atadı. Bakan Durmuş, sağlık personelinin atamalany- la ilgili olarak bazı kurallar koyduğunu, Çevik'i de bu ku- rallara uymadığı için görevden aldığını söyledi. Göreve gelmesinden bu ya- na adını ıcraatıyla değil, yaptı- ğı partizan atamalarla duyuran Osman Durmuş, kendi atadığı partili bürokratlan da görev- den alıyor. Parti içi çekişmenın kendıni göstermeye başladığı Sağlık Bakanhğı'nda MHP'li Hacı Çevik, Personel Genel Müdürlüğü'nden ahnarak yeri- ne Ahmet Kuşdemir getirildı. Durmuş, dün hekimevinde düzenlediği basın toplantısın- da, bir gazetecinin "Personel Genel Müdürü'nü neden gö- revden aldunz" sorusuna şu ya- nıtı verdı: "Türldye'de burok- rasi sık sık değişir. Biz göreve geklikten sonra, sağlık perso- netidağdmunda bir anonnaflik olduğunu söyledik. Bu çerçeve- de vali ve sağlıkmüdürierinden atananlan sık sık değiştinne- yin. diye bazı isteklerde bulun- duk. Sık sık atama istekleri ge- liyor. Ben bu taleplerle bakan- hğm sıkmtıya sokulmamasuu istiyorum. Biz bu konuda bazı kurallar kovmuştuk. Bunlann yeterince uygulanmadığını gör- dûk. Bu nedenle görevden al- dık." Durmuş, Trabzon gezi- sinde kendisini karşılamadığı için hakaret ederek odadan kovduğu Numune Hastanesi Başhekimi Mehmet Usta'nın doktor olan kızının da görev- den alındığının anımsatılması üzerine konu hakkrnda bilgisi olmadığrnı savundu. Konuyu araştıracağını söy- leyen Durmuş, "Hiç kimse kendisine ah olmayan bilgiler- den dolayı bir yerden bir yere gidemez. Olamaz, olmuşsa çok yanhşür" dedi. Durmuş, Sağlık Meslek Li- sesi sınavlarına ilişkin olarak düzenlediği basın toplantısın- da ilk üç sıraya giren öğrenci- lere armağan verdi. Eczacı odalan denetleme karannın siyasi nedenlere dayandığını savundu Sağlık Bakanhğı TEB'i hedef aldı tstanbul Haber Servisi - Sağlık Bakanhğı, Türk Ecza- cılan Birliği'ni (TEB) 1982 Anayasası'nın meslek odala- nnı vesayet altında tutan anti- demokratik maddelenni ge- rekçe göstererek denetlemeye başladı. Eczacı odalan yapnk- lan ortak açıklamayla bu ka- rann altında siyasi nedenlerin yattığını vurguladılar. TEB bundan 10 yıl önce de MHP kökenli Halil Şıvgın zamanın- da denetım geçırmışti. Sağlık Bakanhğı, 3 Temmuz tarihiden bu yana TEB'i idari ve mali açıdan denetim altına aldı. TEB ve 39 eczacı odası yaptıklan ortak açıklamada, i- ki yılda bir yapılan genel kurul- larda seçilen ve yetkih organ- lar karşısında hesap vermek zorunda olan meslek kuruluş- lannın bu şekilde denetlenme- sinin demokratik olmadığını vurguladılar. TEB'in devletten hiçbır maddı yardım almadığı- na dikkat çekilen açıklamada şöyle denıldı: "Biz eczaa oda- lan olarak 1982 Anayasası'nın demokratikkuruluşlanvesayet altına alma felsefesinin uygula- ması olan bu denetime karşı çn kıyoruz. 82 Anayasası'nın 135'inci maddesi ve meslek ör- güderiyasasmda bulunan anti- demokratik maddderin kakü- nlmasını vülardır talep ettik, hâlâ da etmekteyiz." tstanbul Eczacı Odası Baş- kanı Erkan Önsel de amacın TEB'in gücünü kırmak oldu- ğunu vurgulayarak "yapılan denerimin siyasi bir baskı oldu- ğu çok açık. Kadrolaşmaya yö- nelik. Diğer odalar hiçbir de- netleme geçirmemiştir'' dedi. Önsel, Sağlık Bakanı Os- man Durmuş un hareketleriy- le cumhuriyetçi bir bakandan çok Osmanlı'nın gelenelderi- ne benzerlik gösterdığını belır- terek şöyle konuştu: "Biz Sağ- lıkBakanı'nınesasyapmasıge- reken işleri anunsatmakisteriz. Ülkemizin 20 ilinde kamu ecza- cısıyoktur. Sağlık hizmederine genel bütçeden yüzde 2.5 pay ayrümışken Sağlık Bakanı TEB'idenetiemekle ugraşryor." Istanbul Dişhekimleri Oda- sı Başkanı Prof. Dr. Taner Yû- cel, yasada birliklerin ilgili ba- kanlık, odalann ise valilikler tarafindan denetlenebıleceği- ni belirtti. îstanbul Tabip Oda- sı Basın Sözcüsü Dr. Rıfat Yü- cel de Sağlık Bakanlığı'nın Türk Eczacılar Birliği'ni de- netim altına almasını tüm meslek örgütlerine bir gözda- ğı olarak değerlendirdi. OzgürRadyo 'nun kapatılması protesto edildi Ozgür Radyo'nun RTÜK karanyla 1 yû süreyle kapatılması, ayduılar, sanatçüar, shil tophun örgütü temsikileri ve radyonun çahşanlannca protesto edüdL Türİdye Gazeteciler Cemiyeti Lokali'nde düzenlenen basın toplanbsında konuşan Özgür Radyo Genel Yaym Yönetmeni Fifiz Aslan. Kızıhrmak müzik topluluğunun "Gidenlerin Ardından" adlı albümünde yer alan "Hayat Denilen" adlı ezgi ve şair Ataol Behramoğlu'nun bir dörtiüğünün yayımlanması nedeniyle Özgür Radyo'nun 1 yıl süreyle kapabldığmı belirtti. Özellikle Güneydogu'da gücünü yitiren parti, araştırma komisyonu kurdu FP oy kaybının nedenîni araştırıyor ANKARA (CumhuriyetBü- rosu)- FP yönetimi, partinın oy kaybı ve bazı bölgelerde taban bulamamasmın nedenlerini saptamak üzere harekete geçti. Özellikle Güneydoğu'da deste- ğini önemli ölçüde yitiren FP, oy kaybının nedenlerini araş- tırmak üzere komisyon oluş- turdu. Trakya ve Ege'de de ta- ban bulamayan FP'nin bölge toplanhlan düzenleyerek araş- tırma yapacağı belirtildi. Genel seçimlerde önemli oranda oy kaybeden FP, kamu- oyu yoklamalanna göre daha da artan erimeyi durdurmanın yollannı anyor. FP genel merkez yönetimi, oy kaybının yoğun olduğu böl- geler ile partinin bir türlü des- tek bulamadığı bölgelere önce- lik vererek çalışma başlattı. Trakya ve Ege'de partinin ne- den taban bulamadığını bölge toplantılanyla araştıran FP yö- netimi, parti örgütlerinin yanı sıra değişik kesımlerin de gö- rüşlerini almak üzere anket ça- hşması da yapacak. FP'nin Gü- neydoğu'da gücünü giderek yi- tirmesinin nedenleri de düzen- lenen bölge toplantılanyla araştınhyor. Bölge illerinden parti yöneticilerinin yanı sıra bazı demokratik sivil toplum örgütlerinden temsilcilerin ka- tıhmıyla komisyon oluşturan FP yönetimi, bu çalışmalann ardından hazırlanacak raporla- n değerlendirecek. Komisyon, FP'nin oy kaybrrun nedenleri- ni araştırırken yerel anketler de düzenleyecek. FP Siyasi Işler Başkanlığı'nca organize edilen bölge toplantılannın sonuçla- nnın FP Başkanlık Divanı ve Genel Idare Kurulu toplantıla- nnda değerlendirilmesinden sonra, izlenmesi gereken stra- tejiyle ilgili bir çahşmanın da başlatılması bekleniyor. İstanbul Durmuş'un istifası için 5 bin imza ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Sağlık Bakanı Osman Durmuş un istifa etmesi iste- miyle tstanbul'da bir yurttaşrn girişimiyle başlatılan kampan- yada 5 bın imza toplandı. Sağlık Bakanlıgı'na bağlı tüm birimlerde yaptığı partizan ata- malann yanı sıra tavurlanyla da tepki çeken Osman Duraıuş'a yönelik protesto, Trabzon Nu- mune Hastanesi Başhekimi Mehmet Usta'yı 13 Temmuz'da odadan kovmasuıdan sonra ts- tanbul'da başlatılan imza kam- panyasıyla sürdürüldü. Hiçbir siyasi parti ve sivil toplum örgü- tünün katkısının bulunmadığı imza kampanyasını, Durmuş'un göreve geldığinden bu yana çiz- diği "bakan" tablosundan rahat- sız olan Durmuş Hikmet adlı yurttaş kişisel girişimiyle baş- lattı. Kampanyada 19 Temmuz 2000 tanhıne kadar 5 bın imza toplandı. Hikmet, topladığı im- zalan bir mektupla Sağlık Baka- nı Osman Durmuş'un kadrolaş- ma girişimini takip eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Inal Baru'ya gönderdi. '\urttasa zarar veriyor' Hikmet, mekrubunda Osman Durmuş'un yaptığı açıklamala- nn ve bakanhktaki icraatmm yurttaşlara son derece zararver- diğini belirterek "Öğrencüik yülannda katil zanhsı olarak aranan şahıs. hiçbir deneyimi yokken hasbelkader bir sabah ne yazıkki Sağhk Bakanıolmuş- tur. En son yaşanan Trabzon re- zaletinden sonra böyle bir kiş> uin bakanhk yapnıasını Türk halkı kabullenemez" dedi Kampanyaya imza verenler ara- sında MHP'lılenn de bulunma- sı dikkat çekerken Durmuş'a parti tabamndan da tepki oldu- ğu görüldü. Kampanyaya destek veren bazı MHP'lilerin imzalanyla birlikte, "Alparslan Türkeş'in senin yüzünden mezarda ke- mikleri sızhyor. Sen istifa etme- diğin takdirde de hâlâ sızlaya- cak", "Eski ülküdaşlanmızm başı sağ olsun". "Helal olsun Bahçelı,bozkurüar öldü. sen sa- ğ ol" ifadelerine yer vermesi dikkat çekti. IRMIKI AYDIN ENGtN [email protected]. Kıbns duyarlı konu. O ko- nuda yazdınız mı, tepki, övgü, sövgü, yanıt, katkı, teşekkür, teessüf yağar. Kıbrıs üstüne yazacaksanız bunu göze ala- caksınız. Gene göze alıp; gene ya- zalım. Hayır, KKTC Millet Mecli- si'nin, batık bankalardaki pa- ralannın derdine ve peşine düşmüş "mudiler"ce basıl- ması üstünde duracak filan değilim. Taşıma suyla dönen bir ekonominin bankalarının batması değil, ayakta kalma- sı şaşırtıcıdır. Zaten Kıbrıs'ın, Türkiye bankacılığının çöplü- ğüne döndürülüşünden beri, "Allah Allah, niye hâlâ batma- dı şu Kıbns'taki bankalar ku- zum" diye soruluyordu ve so- ranlaryanıtı gecikmeden aldı- lar. Ama yeniden güncellik ka- zanan Kıbns düğümünün ana halkası bu değil. Doğrudur, Kıbns son haftalarda birden alışılmadık bir öncelik ve gün- cejlik kazandı; ilgi odağı oldu. Önce, adeta durup durur- ken, KKTC polisinin hangi ku- ruma bağlanacağı sorusun- da odaklanan, dış görünü- şüyle incirçekirdeğini doldur- maz, aslında simgesel anlamı sorunun özüne uzanan bir Kıbns'taTMTRuhu... tartışma başladı. "Casus ga- zeteciler" davasında, 12 Mart faşizmi dönemindeki "Emi- nönü Araba Vapuru'nun ba- tırılması" ya da "Atatürk Kül- tür Merkezi'nin kundaklan- ması" davalarını anımsatan hukuksal bir komedi izledik. Gazeteciler, tam da Kıbns muhalefetinin büyük mitingi- nin sabahında serbest bıra- kıldı. Gerilim yumuşadı, de- meye kalmadı, 20 Temmuz 1974 Kıbns Çıkarması'nın 26. yıldönümünün kutlanmasına sıra geldi ve törenlere ne Cumhurbaşkanı, ne Başba- kan, neyardımcılan katıldı. Bu "uzak duruşu"^) anlamlan- dırmaya çalışırken bu kez Ce- nevre görüşmeleri öne çıktı. Denktaş taaa Cenevre'den demokratik mesajlar yolladı: AB üyeliğinin de, Cenevre'de olası bir anlaşmanın da refe- randuma sunulup halkoyu süzgecinden geçirileceğini söytedi. Denktaş'ın buncayıl- lık "demokratlığım" iyi bilen- ler, "Allah Allah, enişte bizi ni- ye öpüyor" diye sordular. Ama fazla da soramadılar. Çünkü bu kez de batık ban- ka müşterileri Meclis bastı. Vandalizmin (= amaçsız tah- rip tutkusu) örneklerinin de ekranlara yansıdığı Meclis baskınının ardından, KKTC Güvenlik Komutanlığı'na "bağlı" polis birlikleri, adanın kuzeyinde ilerici, demokrat ve ille de muhalif avına çıktılar. Bu yazı yazılırken polis tara- findan gözaltına alınanların sayısı 67'yi geçmişti. Böylesine bir kaynayan ka- zanda, üstelik bu kazan 26 yıldır kaynıyorsa, ipin ucunu, işin özünü gözden kaçırma- mak zor. Ama denemeye de değer. Sanıyoruz ana halkayı kav- ramak için en temel soruyu çekinmeden sormak gerek: Kıbns ayrı bir ülke midir, yoksa kuzeyi Türkiye'nin, gü- neyi Yunanistan'ın "vesayeti ve velayeti" altında bir koca ada mıdır? ••• Gençler öğrensin, yaşı el- verenler anımsasın: Ingiliz sömürge yönetimine karşı başkaldıran Kıbns halkı- nın saflarında Rum veTürkler omuz omuzaydı. Yeryüzünün en kaşariı sömürgecisi Ingil- tere, geride bir koca askeri üs, bir de "Commonwealth" hukuku bırakıp, tası tarağı toplayıp adayı terk ettiyse bu, Türk ve Rum etnik kökenleri- ne dayanan Kıbrıs halkının sömürgeciye karşı ortaklaşa verdikleri savaşla oldu. Ama bağımsızlığına kavu- şan Kıbrıs Cumhuriyeti'nde, tohumlan ingilizlere karşı ve- rilen savaşta atılmış "etnik milliyetçilik" gecikmeden ye- şerdi, dal budak saldı ve ba- ğımsızlığına kavuşan gence- cik bir ülkenin siyasal ve sos- yal iklimini zehirledi. Rum milliyetçiliği "Megalo Idea" (büyük ideal) doğrultu- sunda EOKA'yı kurup "Eno- sis" sloganlanyla "anavatan" Yunantstan'a bağlanmak için kolları sıvar, silahları yağlar, mermileri sürer, namlulan Kıbrıs Türklerine çevirirken, Türk tarafı da TMTy\ (Türk Mukavemet Teşkilatı) yeni bir işlevle donattı; onlar da silah- larını Rumlara doğrutttular. Kıbns'ta Rum milliyetçiliği- nin örgütü EOKA, sloganı "Enosis" ise, Türk milliyetçi- liğinin örgütü TMT, sloganı da "Kıbns Türirtür, Türkkalacak- f/r"dan ibaret. Gözünüzden kaçtı mı? Da- ha geçenlerde hem General Özeyranlı, kendisiyle yapılan bir söyleşide altını çizdi, hem Denktaş aynı anlama gelen cümleler kurdu. Dendi ki: "Kıbns'ta solcu muhalif ay- dınlar, Cumhuriyetçi Türk Partisi'nde (CTP), Yurtsever Birlik Hareketi'nde (YBH) yu- vaianan unsuriar TMTruhunu yok ettiler, yok ediyorlar!" Ne tuhaf, çok benzeri bir suçlama, Yunan milliyetçi medyasında, Kıbns'ın güne- yindeki güçlü siyasal parti AKEL'e (Emekçi Halkın İlerici Partisi) yöneltildi. "AKEL, Kıbns'ta Enosis ruhunun sö- nükleşmesinin başlıca so- rumlusudur" dendi. Adanın kuzeyinde "TMT ruhunun", güneyinde ise "Enosis ruhunun " sönmesin- den, silikleşmesinden yakın- mak mı, yoksa "Ah, keşki, keşki" mi demek gerek. Eğer Kıbns'ta 26 yıldır, hat- ta 45 yıldır bir kördüğüm ya- şanıyorsa, bu olsa olsa TMT ve Enosis ruhlarının ölmesin- den değil, tersine ölmemesin- dendir. Tartışmayı bu eksende sür- düreceğiz. Ama yer bitti. Bunu yarın yapacağız. POIİTtKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Nükleer Enerji... Başbakan Bülent Ecevit, noktayı koydu: "Nükleerenerji seçeneğinden şimdilik vazge- çiyoruz!.." Bugüne dek her nükleer enerji ihalesi ön- cesi klasik yönteme başvuruluyordu: "Enerji darboğazına girdik!.. Elektrik kesinti- leri kapıda!.." Bir yandan Akkuyu'daki deprem riskini orta- ya koyan rapora yanıt verılmiyor; öte yandan rüzgâr enerjisi gibi hazır tutulan projeler ve ın- şaatlan süren hidroelektrik santrallar durdu- ruluyordu... Arkadaşımız Serdar Kızık, bir ay kadar ön- ce bu gelişmeleri, 'rüzgâr enerjisi'ne karşı uy- durulan 'yalan rüzgârlan'n derinliğine araştırıp yazdı... Ihale bugüne dek sekiz kez ertelendi... Aslında işin içinde siyasi ve parasal çıkar- lar vardı; erteleme, teknik ve ekonomik ger- çeklerden kaynaklanmıyordu... Kimi bilim insanları akademik kimliklerini bir kenara bırakıp, ihalede kaybedeceğinden kay- gı duyduğu firmalar için siyasal erke baskı ya- pıyordu: "Ihale komisyonunda bağımsız danışmanlar bulunsun!" Olay bununla da bitmiyor, bir bilimsel dergi- de şu satırlar yer alıyordu: "Türkiye'nin ulusal ve uluslararası çıkarian, nükleer santral yapımında Amerika ile işbirtiği ve bu ihalenin Westinghouse Konsorsiyumu'na verilmesi..." Durum giderek daha da karıştı... Kıyasıya komisyon pazarlıklarının yapıldığı, medyaya yansıdı... Eski BOTAŞ Genel Müdürü ve eski ANAP Milletvekili Hayrettin Uzun'un rüşvet savlarına kimse yanıt veremedi!.. • • • Hayrettin Uzun'un bugün unutulan iddialan- na şöyle bir göz atalım: "Daha önce söylediğim gibi 3-4 milyar do- laıiık büyük bir ihale söz konusu. Eh, ihale bu kadar büyük olunca yenen rüşvetler de büyük olurelbet..." Gazeteciler soruyordu Uzun'a: "Rüşvet kimlere gidecek?" Hayrettin Uzun: "Hem siyasetçiye hem de bürokrata... Şim- di kalkıp ihale, konsorsiyumlardan birine veri- lirse kaybedenler kıyameti koparacak... Ihale- yi size kazandıracağız diye kımlerin kendilerıni nasıl söğüşlediklerini bir bir açıklayacaklar..." Akkuyu Nükleer Santralı Ihalesi'ne katılan ikı işadamının salt bu iş için 'TV kurduğu' ise bi- linen bir gerçek değil miydi?.. Iddialar sürüp gidiyordu... ABD Büyükelçisı Mark R. Parris de devre- ye girmişti. Galiba VVestinghouse fıımasının gü- vencesi, Parris olmalıydı... Bu süreçte ilginç gelişmeler birbiri ardına ge- iiyor, ihale siyasi partilerle hükümet arasın- da pazarlık konusu olarak algılanıyordu... Başta belırttığımız sözde bilim insanları, iha- leye katılacak fimnaların sözcülüğünü üstlen- mişlerdi... Bu arada Nükleer Mühendisler Derneği, In- ternet'te tartışma başlattı; firmaların sözcülüğü- nü üstlenen sözde bilim insanları yerden yere vuruldu... Bir örnek: "... Bu hocalann, santrallar ve yeni teknolo- jik gelişmeler konusunda teorik ve pratik bilgi- lerinin yetersiz olduğu; ihaleyi angaje oldukla- n firma yönüne çevirmek için çok temel ve ba- sit konularda bile yanlış, saptınlmış bılgilerle müdahale ettikleri ortadadır..." • • • Bugüne dek Akkuyu'da bilimsel jeolojik ana- lizler yapılmış mıydı? Hayır!.. Sadece alan üzerinde raporlar hazırlanmış, raporiar üzerinde karar verilmişti... Bölgede sismik ve aletsel analiz yapılmış mıdır? Hayır!.. Oysa bölgenin Ecemiş Fay Hattı üzerinde olduğu konusunda değişik görüşler vardır!.. Akkuyu turistik bir bölgedir!.. Başbakan Bülent Ecevit'i, alınan karardan ötürü kutluyoruz!.. Hani, bir bakan vardı ve şöyle konuşuyordu ya, şimdi merak ediyoruz ne diyecek diye: "Nükleer enerjiye karşı çıkanlar geri zekâlı- dıri" Akkuyu'da lobiler oluşmuştu!.. Komisyoncular şimdi ne yapacak?.. TEAŞ yetkilılerine baskı yapanlar bu karar karşısında şaşkın!.. Kuş elden uçtuL hikmet.cetinkayao cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 f Çurnhurjvet ^ kitap kulübü ıriyet ulübü Nlkm&i <~J ÇAĞINIH TANIĞI ÜÇ YAZAR 2 BASI KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT KAMPLARI 4 BASI SANCIU YILLAR KUJATILMIŞ SOKAKLAR 4 BASI POSTUNDA KURT ZAMBAK SANA DA BULAŞTI KAM 2 BASI DİN BARONUNUN KAZLARI 2 BASI AJIK KADINLAR SOKAĞ1 2 BASI ŞERİAT PAZARI SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL TÜRKİYE'NİN JEYTAN ÛÇGENİ ZLERİN POYRAZ Cumhuriyet Kıtap Kulubu Çağ Pazarlama A Ş Turkocağı Cad No 39/41 (34334)Cağaloaiu-lstanbul Tel 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle