Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2000 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
AIİSİRMEN
IUHssion ImpossiMe'
Şu anda, Paris ve Istanbul'un sinemalannda
oynayan birfilm 'Mission Impossible'.
Tom Cruise'un başrolü oynadığı film, eski
bir konunun yeni versiyonu. Filmin adı aslında
olanaksız görev anlamını taşıyorsa da, kahra-
manlar, hep sonunda başanya erişiyorlar ve
böylelikle sinema dünyasında "o/mazo/maz"ın
egemenliğini kanıtlıyorlar.
Ama bundan 22 yıl önce, olanaksız olanın
gerçekleştiği ve Mısır ile Israil arasında banşın
sağlandığı Camp David'de, Clinton'un aracılı-
ğıyla Ehud Barak ile Yaser Arafat'ın görüşme-
lerinde imkânsız gerçekleşmedi ve 15 günlük
maratonun sonunda, taraflar anlaşmaya vara-
madan aynldılar.
Israil ile Filistin liderieri arasında yapılan gö-
rüşmelerde, Filistin topraklarının sınırian, Filis-
tinli göçmenlerin sorunlan, Israilli yerleşmeciler
gibi önemli konular vardı. Ama bunlar aşılması
güç, fakat imkânsız olmayan sorunlar gibi gö-
rünmekteydiler.
*••
Ne var ki kutsal kent Kudüs konusunda bir
anlaşmaya varmak çok başka bir sorundu. Her
iki taraf da Kudüs'ü kendi başkentleri olarak
görüyorlar ve doğrusu ya bu konuda nasıl bir
uzlaşma bulabileceklerini tam olarak kestire-
miyor ve her iki lider de, varılabilecek bir anlaş-
mayı dönüp kendi kamuoylanna açıklamalan-
nın, güç olmanın ötesinde imkânsızlık sınınna
dayandığını biliyorlardı.
Kutsal şehir, Haçlı Seferjeri'nin başlamasın-
dan bu yana geçen 900 yılı aşkın sürede de, din-
ler, inançlar arasında uzlaşma sağlanabilen bir
yer haline gelememişti.
Nitekim, Camp David'de anlaşmaya vanla-
madığının açıklanmasından sonra, dünya tele-
vizyonlanna yansıyan görüntüler de liderlerin
içinde bulunduklan güçlüğü açıkça gözler önü-
ne seriyordu.
israil'de hiç de azımsanmayacak bir kesim,
herhangi bir anlaşmaya varılmamış olmasını
büyük birsevinçle karşılamıştı ve "Kudüs'ün tü-
müyle Israil'e ait olduğunun tartışılmasma bile
tahammül edemeyeceklerini" söyleyenlerin ra-
hat nefes aldıklan, ekranda bile görülüyordu.
öte yandan Hamas, Hizbullah ve islami Ci-
had örgütleri, Kudüs'te bir taviz vermesi halin-
de, Arafat'ı öldüreceklerini açıklamışlardı.
Arap başkentleri ise FKÖ liderini, her zaman
olduğu gibi, tam destekliyor görünmelerine ve
kameralar önünde sırtını sıvazlamalanna karşın,
en ufak bir tökezlemede sırtından hançerleme-
ye hazırdılar.
•••
Tabii hemen akla gelen klasik soru, "Şimdi ne
olacak?"tır.
Daha önceki açıklamalara bakılırsa, Arafat 13
Eylül'de, tek taraflı olarak Filistin Devleti'nin ba-
ğımsızlığını ilan edecek.
Ama Camp David'de yapılan görüşmelerde
bile israil'in kendisine vermeye hazır olduğu or-
taya çıkan topraklardan çok daha azı üzerinde
iki ayn parçadan oluşan, üstelik ABD'nin altya-
pısı için yapacağı yatırımlardan da yoksun ka-
lacak olan bir bağımsız Filistin ne anlam taşı-
yacak, Arafat'a ne kazandınp politik durumunu
ne kadar güçlendirebilecek ki?
öte yandan, zaten koalisyonu yıkılmış olan
Barak, Kudüs yüzünden tıkanan görüşmelerde
hiç taviz vermemiş görünse bile, İsrail'in gü-
venliğinin sağlandığına kamuoyunu nasıl inan-
dıracak?
Işte ilk bakışta görünen manzara bu. Ama
Camp David görüşmelerinin sonunda yapılan
açıklamalarda da dile getirildiği gibi, her şey
bitmiş değil, barış sürecinin sürmesi olasılığı
büyük.
Peki ya Kudüs?
O konuda da 1993 Oslo görüşmelerinden be-
ri bu kent üzerinde tabunun yıkıldığı söylenebi-
lir. Camp David'de de Kudüs'ün statüsü konu-
sunda hem israil'e, hem Filistin'e haklartanıyan
formüllergörüşüldü. Kısacası Kudüs tabusu yı-
kıldı.
Aslında dünya kamuoyu da kutsal kentin hiç-
bir tektannlı dinin tekelinde olamayacağı
görüşünü benimsemiş olmakla, tabunun yıkıl-
masına katkıda bulunuyor.
Firar eden hükümlü yok
Bergama Cezaevi'nde
105 metrelik tünel
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) -98'i terör
suçundan hûkümlü ve
tutuklu olmak üzere
toplam 274 kişinin kal-
dığı Bergama Ceza-
evi'nde 105 metre
uzunluğunda tünel ka-
zıldığı belirlendi. Ceza-
evi yetkilileri, 3.5 met-
re derinliğindeki tüne-
lin cezaevinin dış çitle-
rine yakın bir mesafe
kala fark edildiğini bil-
dirirken yapılan sayım-
larda, firar eden tutuklu
ve hükümlü olmadığı
kaydedildi.
AA'nın haberine gö-
re, Izmir Vali Vekilı Ra-
mazan Urgancıoğlu, ce-
zaevinde bulunanlann
başka cezaevlerine gön-
derilmelerinin henüz
söz konusu olmadığını,
Adalet Bakanlığı'nca
açılan soruşturma so-
nunda böyle bir şeye ge-
rek olup olmayacağına
karar verileceğini kay-
detti.
Bergama Kaymaka-
mı Ali Şanher de ceza-
evine gelerek yetkililer-
den bilgi aldı.
Bergama Cumhuriyet
Başsavcısı Ahmet Ber-
ke, hiçbır gelişme olma-
dığını belirterek "Bek-
lemeye devam edijo-
ruz" dedi.
Bu arada, Insan Hak-
lan Derneği Genel Mer-
kez Yönetim Kurulu
üyesi ve Çağdaş Hu-
kukçular Derneği Izmir
Şubesi üyesi avukatlan-
nm arabuluculuk istemi
cezaevi yönetimince
reddedildi.
Bergama Cezaevi 'nin
dışında çok sayıda jan-
darma, polis, itfaiye ve
ambulans bekletilerken
ve cezaevine çıkan yol
üzerinde kontrol nokta-
sı oluşturuldu.
Cezaevi çevresinde
biriken tutuklu yakınla-
n, güvenlik güçlerinin
operasyon başlattığmı
savlayarak kendilerine
de baskı yapıldığını sa-
vundular.
UMUT dosyası, kapatılan RP ve şeriatçı örgütlerin çıkar çatışmasını gözler önüne serdi
TevhicPde Bosna parası kavgası• Murat Filiz'in ifadesinden: "Tevhid, Bosna için
îstanbul, Ankara ve Kayseri'de toplanan paralardan
bir bölümünü yerine ulaştırmadı. Hiçbir hesap
vermeye yanaşmadılar. Orgütte kirli bir çete vardı ve
îran'ı kandınyorlardı." .
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - UMUT operasyonu
dosyasında yer alan bilgi ve
ifadeler, Bosna'ya yardım pa-
ralannın kapatılan RP'nin ya-
nı sıra şeriatçı terör örgütlerin-
de de çıkar çatışmasına neden
olduğunu ortaya koydu.
Sanıklardan Muzaffer Dağ-
deviren ve Yusuf Karakuş'un
anlatımlan, Tevhid örgütünün
önde gelen ismi Hasan Kıbç ile
Mehmet Şahin'in Bosna için
toplanan paralan kendi çıkar-
lan için kullandıklannı ortaya
koydu.UMUT dosyasında bu-
lunan ve Hizbullah'ın Hüseyin
Vetioğhı hderliğindeki tlim ka-
nadına aktanlan bilgileri içe-
ren disketlerin çözümü, Tev-
hid örgütü içinde 1990'lı yılla-
nn ortalannda çıkarçatışmala-
n yaşandığını ortaya koydu.
Yusuf Karakuş ve Hizbul-
lah'ın Menzil kanadı lideri Fi-
dan Gûngör'ün kaçınlması
olayının faili olduğu gerekçe-
siyle cezaevinde bulunan Mu-
rat Filiz, Tevhid örgütünden
aynlmalanna gerekçe olarak
şunlan gösterdiler: "Tevhid,
Bosna için toplanan paralar-
dan İstanbul'dan 140 mUyoo,
Ankara ve Kayseri'den de
100'er mihon lirayı yerine u-
laşürmadı. Mehmet Şahin, va-
kıf nıalı olan ve yaklaşık 700
milyon liraya döşenen birbina-
yı spor saJonu olarak faaliyete
geçirdi Hiçbir hesap vermeye
yanaşmadı. Hasan Kıhç üm-
mete getir sağlamak amacıyia
alınan Eh'psan Plastik'e kendi
kansuu, Mehmet Şahin ve o-
nun kansını da ortak vapü.
Kirli bir çete vardı ve îran'ı
kandırryortanü."
UMUT sanıklanndan Mu-
zaffer Dağdevıren de 1992 yı-
lı sonbahar aylannda Tevhid
grubu içerisinde birtakım an-
laşmazlıklann çıkmaya başla-
dığuıı belirterek şunlan söyle-
di: "Iranh Abbas Gulamza-
de'nin kaçınlmasınuı ardın-
dan anlaşmazlıklar ivice artti.
Mehmet Şahin ve Hasan Kı-
hç'ın cemaatin parasuu kendi
hesaplarma kuDanmalan, der-
ginin ve özelükk Nureddin Şi-
rin 'in İran yanhsı yazılan grup
içinde rahatsızhk nedeniydi.
Ben Hasan Kıbç'a gkJerek gö-
rüşmek istediğimi söyledim.
Benim de aralarmda bulundu-
ğum 10 kişinin kaükmıyla gö-
rûşme yapddı. Görüşmeye ka-
ülan Nureddin Şirin, Tevhid
grubunun kurallanmn yazüı
olduğu bir kâğKh okudu ve is-
teyen kabul eder kahr, isteme-
yen gider, dedi Sonra biz kop-
tuk." MuzafFer Dağdevıren'in
anlatımlannın diğer bölümleri
Nureddin Şirin'in Tevhid ör-
gütü içerisindeki rolünü gözler
önüne serdi. 1988 Aydın Ceza-
evi'nde adi bir suç nedeniyle
yatarken Hûseyin Kurumah-
mutoğlu, Mehmet SümbüJ
(Nesim Malki cinayetinin 61-
düğü sanılan faillerinden),
Burhan Kavuncu, Recep Genç,
tbrahun Baysan, Hüseyin Öz-
men ve Enrer Kaçv'ın katıl-
dığı bir grup oluşturulduğunu
anlatan Dağdeviren, zaman
içerisinde bu gruba yakınlaştı-
ğını söyledi.
Mamak Cezaevi'nde yattığı
dönemde de şeriatçı terörgrup-
lannın militanlanndan Musta-
fa Kıvılcun, Recep Genç ve
Yusuf Karakuş'la birlikte ol-
maya başladıgını kaydeden
Dağdeviren, "Bu arkadaşlaria
İslami khaplan okuyup sohbet
edhorduk. Bu dönemde ceza-
evine ziyaretçilerin getirdiği
Tevhid dergilerini okuma>a
başladım. Bu dergileri genekle
Nurettin Şirin getimordu. Ba-
zen de posta yoluyla getirüivor-
du. Aynca cezaevmeçeşjtti İsla-
mi gruplardan gelerek bizim
kendi grupian içinde yer alnıa-
mız için sohbetier yapıyorlar-
dı" diye konuştu. Dağdeviren,
tahliye olduktan sonra Tevhid
dergisıne gıdıp gehneye başla-
dığmı ve derginin sorumlusu
Nureddin Şirin 'le temas kurdu-
ğunu belirterek bu sırada Meb-
met Ali Tekin. Hasan Kıhç,
Mehmet Şahin, Abdulhamit
ÇeUk, Fatih Aydın, Ömer Göl-
ge, tsa Polat ve Lütfü Ayde-
mir'le tanışüğuu söyledi.
AdURaporFornuı için sembolikyairlun
tnsan Haklan Derneği üyeîerfodenek
yokhığu nedeniyle bastmlamayan 'Adli
Rapor Formu'nun haznianması için Sağfak
Bakanhğı'na Galatasaray PostanesTnden
1 'er mihon lirahk posta çeki gönderdL
Burada üyeler adına konuşan tHD Îstanbul
Şubesi Başkanı avukat Eren Kesldn,
gönderdikleri sembolik para yardunmm
'uyarıcı' ohnasnu düediklerini vurgulayarak
Adli Tıp Uzmanlan Derneği tarafindan
hazuianan 'Adli Tıp Formu'nun, işkencenin
belgelenmesmde önemli bir veri olacağun
sövîedL Kesldn, sağhk işkolunda yaşanan
sürgünlerde kuDamlan ödeneğin, raporun
hazuianması için kullanılabileceğini
savundu. (Fotoğraf: ECEVÎT KILIC)
Avukat Şenal Sanhan: Ortaçağa gömülmüş sistemin yeni versiyonu olacak
'F tipi cezaevi altm kafes9
ANKARA/ADANA
(Cumhuriyet) - Avukat Şe-
nal Sanhan, "altin kafes"
olarak nitelendirdiği F tipi
cezaevlerinin ortaçağa gö-
mühııüş sistemin yeni versi-
yonu olduğuna dikkat çek-
ti. Cezaevi mimarisinin
önemli olmadığını kayde-
den Sanhan, çözüm olarak
önerilen tek oda sisteminin
sorunu çözmek yerine kilit-
lediğini söyledi.
Avukat Sanhan, Sin-
can'daki F tipi cezaevine zi-
yaretinin ardmdan gözlem-
lerini anlattı. Cezaevi soru-
nunu çözmek için tarafsız
olunması gerektiğüıi vur-
gulayan Sanhan, "Cezaevi
bir körülüktûr. Ancak, sı-
nırian çizümis bir kötülük-
tür. Suç işled^i iddia oiu-
nan ya da suç işlediği mah-
keme karanyla kesinieşen
biri için deviet, ceza^inde
tutarak özgürlüğünü sınır-
lamak dışında tüm insani
koşuUan >aratmak zorun-
dadn*" diye konuştu. San-
han, oda sisteminin sorunu
çözmeyeceğinın gerekçesi-
ni şöyle açıkladı:
"Cezaevi sonmlannın sa-
yısız nedeni v^rdır. Bunlar-
dan biri de koğuş sistemidir.
Ancak, tek ve temel neden
değfldir. Ceza infaz hukuku,
tutuklu, hûkümlüleri, ceza-
evi yönetici ve çahşanlarmm
hak ve yükümlülüklerinin
belirlendiği çağdaş bir büun
dalıdır. Cezaevinin içindeya-
şamaktaolanlann (bunaida-
re edenler de dahil) istemle-
rini ve haklannı bir disiplin-
le ifade edemediğiniz, yasal
temeflerini koyamadığnuzya
da var olan yasal haklan uy-
gulayamadığınjz sürececeza-
evi mimarisinin en kûçükbir
önemi yoktur. Bu nedenJe de
çözüm olarak önerilen tek o-
da, sorunu çözmekyerine Id-
Bttemektedir." F tipi cezaev-
lennın "soyudannnş-yalıtıl-
mış", bıreylerin birbirinden
güç almayacağı bir sistem
olarak venldiğine işaret e-
den Sanhan, "Bu sistem, fle-
ri bir önerme içermemekte-
dir. Terkedilmiş bir infaz sis-
temi yeniden diriMlmek is-
tenmektedir. F tipi cezaevle-
ri sonuç olarak bugün orta-
çağa gömüimüş bir sistemin
yeni versiyonu olarak karşı-
mızdadır'
1
dedi.
'MJmari önemli değû"
F tipi inşaatına cezaevi
olarak bakıldığında binanın
Hücre tipiııe protesto: 50 gözalb
Haber Merkezi - F tipi cezaevi uy-
gulamasını protesto etmek isteyen tu-
tuklu ve hükümlü ailelerinden yakla-
şık 50 Idşi gözaltina alındı. Mecidi-
yeköy'deki Kanal D nbinasının önü-
ne gelen, çoğunu kadınlann oluştur-
duğu grup, bildiri dağıtmak ve açık-
îama yapmak isteyince polis gösteri-
cileri gözaltina aldı. Sivil toplum ör-
gûtleri de Bergama Cezaevi'ndeki
pob's ve askerin tutuklulara yönelik
saldınlanm kuıadı.
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yar-
dnnlaşma Derneği (Özgür TAYAD),
F tipi cezaevi uygulamasının durdu-
rulması için pazar günü Ankara'ya
kitlesel yürüyüşe başlayacağını be-
lirtti. F tipi cezaevine karşı topladık-
lan imzalan TBMM'ye vermek ama-
cıyia düzenlenenyürüyüşün, 1 Ağus-
tos Salı günü Meclis'in önünde son
bulacağı ifade edildi.
Özgür TAYAD'lı aileler, 3 gün sü-
recek Ankara yürüyüşünü hücre tipi
cezaevi yapımının durdurulması, Te-
rörle Mücadele Yasası'nın kaldml-
ması, tutuklulann can güvenliğinin
sağlanması için düzenlediklerini be-
lirttiler. Sadece İstanbul'dan değil,
tüm Anadolu şehirlerinden yürüyûş-
lerine katiüm beklediklerini ifade e-
den aileler, sendikalar. meslek odala-
n, sanatçılar. yazarlar ve sivil toplum
örgütlerinden destek istediklerini
söylediler.
Ozgür TAYAD'lı aileler, hücre tipi
cezaevine karşı kamuoyunda olum-
suzbir hava oluştuğunu vurgulayarak
"Devlet, F tipi cezaevini mayıs ayında
uygulamaya koymak isn'yordu. An-
cak, gösterdiğimiz tepküer, onlan en-
geDedtt" diye konuştular.
Hücre tipi cezaevlerinden vazgeçi-
lene kadar çahşmalanna devam ede-
ce%lerini belirten aileler, yürüyüşle-
rinin sonunda cumhurbaşkanı, baş-
bakan ve bakanlarla görüşerek "Hüc-
re tipine hayır" diyeceklerini söyle-
diler. F tipi cezaevi uygulamasını
protesto etmek amacıyia Anavatan
Partisi Beyoğlu llçe Teşkilatı'na gi-
den tutuklu ve hükümlü yakınlan ll-
çe Başkanı Ali Cakıroğlu ile görüş-
tükten sonra aynldılar. Ali Cakıroğ-
lu, 11 tutuklu yakııunın saat 15.00 sı-
ralannda binaya geldiğini belirterek
"Amaçlan, seslermi kamuoyuna du-
yurmakü''
Insan Haklan Derneği üyesi bir
grup dün Ankara Insan Haklan Anı-
tı önünde toplanarak Adalet Bakan-
hğı'nm F tipi cezaevi planını protes-
to etti. Grup, tHD tarafindan yapılan
açıklamanın ardından sloganlar ata-
rak Güven Park'a giderek yanm sa-
at süreyle oturma eylemi yapü.
iyi yapılmış görüldüğünü,
ancak mimarinin önemli ol-
madığına işaret eden San-
han, şunlan söyledi:
"Kara srvah soğuk görûn-
tü,sıcakrenklerleısıalmıştır.
Binayı gezen bazı hukukçu
arkadaşlanmızm espriEsöy-
lemleri ik hafta sonu dinlen-
cefcri için iyi bir mekân ola-
bilir. Ancak bu hafta sonu
dinlencesisırasında,tekveüç
kişüik odalann kapdanm Id-
Btter, tek kişilik odalardan
çok ayn mekânlarda kurul-
muş olan kütüphane, çok
amaçh sakm,açık havada in-
şa edflmiş raibol sahasına u-
laşmamnyoflarmı keserseniz
hafta sonu tanimiz, yoğun bir
pakoiojik yıpranmaya neden
olabiiir. O zaman, dört du-
vardan ohışmuşdar havalan-
dmnaya bakan pencerenize
iyi secilmiş duvar boyamzın
hiçbir yanuı ohnayacakbr.
Unutmayahm ki tutukhı bir
hafta sonu için de cezaevine
aonnuşdeğOİdir.'' Avukat Şe-
nal Sanhan, idarenin, mal-
zemesi altuı bir kafes yarat-
tığını vurgulayarak "Ama
kafes kafestir ve çift kOhİi-
dü-" dedi. Sanhan, "Dûşûn-
celeriniaçıkladjğı için Terör-
le Mficadele Yasası kapsa-
muıda yargüanmış ve yanp-
landtğı yasaya göre de tek Id-
şiük odada mahkûmiyetini
çekmekzorunda kalacakbir
yurttaş, hangi ölçülerde teb-
likeli suçlu ve terör eylemd-
sidir? Somut durumlan bir-
biriyle kanşönnadan. sağ-
duyu ve büimle sorunu çöz-
mekbirzorunluhıktur'' diye
konuştu.
Pentagon açıkladı
Türkîye
Hawkfiizesi
satuı alıyor
WASHINGTON (AA) - ABD Sa-
vunma Bakanlığı (Pentagon), Türki-
ye'ye 7 adet Hawk orta menzillı ha-
va savunma füzesi ve ilgili askeri teç-
bizatın satılması için Kongre'ye res-
men bildirimde bulundu.
Pentagon'dan yapılan açıklamada,
Hawk fûzelerinin Türkiye'nin hava
savunma imkân ve kabiliyetlenne bü-
yük katkıda buluııacağı bıldirıldi.
Açıklamada, Türkiye'ye satılması
için Kongre'den izin istenenteçhızat,
7 Hawk füzesi, 8 AN/MPQ Sentinel
radan, destek cihazlan, yedek parça-
lar, ilgili yayınlar olarak sayıhrken
sistemleri kullanacak Türk persone-
line eğitim de sağlanacağı belirtildi.
Pentagon'un açıldamasında, satıştn
bedelinin yaklaşık 250 milyon dolar
olacağı kaydedildi. Pentagon'un bil-
dirimde bulunduğu satış, bir ay için-^
de Kongre içinden itiraz çıkmamaSP
halinde otomatık olarak gerçekleşe-
cek. Uzmanlar, satışa bir itırazın bek-
lenmedığıni belirttiler.
Türkiye - ABD
Nükleer
enerji işbirliğî
anlaşması
ANKARA (CumhuriyetBürosu) -
Türkiye ile ABD arasında "Banşçıl
Nükleer Enerji İşbuüği Anlaşmaa"
dün Ankara'da ımzalandı. Türkiye
Atom Enerji Kurumu'nda (TAEK)
düzenlenen törende anlaşmaya Tür-
kiye adına TAEK Genel Müdürü
Prof. Dr. Cengiz Yalçm, ABD adına
Büyükelçi Mark Parris imza koydu.
ABD ile imzalanan nükleer ener-
ji işbirliği anlaşması, sivil alanla sı-
mrlı kalmak üzere nükleerde bilim-
sel işbiriiği, ortakaraştırma projele-
rinin geliştirilmesi. teknoloji ve
madde transferi için yasal çerçeve
oluşturuyor.
ABD'nin 1954 sayılı Atom Ener-
ji Kanunu, ABD'den yurtdışma ya-
ptlacak nükleer transferler için bu
ülke ile banşçıl nükleer işbirliği an-
laşmasının bulunması koşuiunu ge-
tiriyor.
Mimarlardan tepki
'Radar kuleleri
SIT alanlaruıa
zarar verecek9
Istanbul Haber Servisi - Mimariar
Odası, Îstanbul ve Çanakkale boğaz-
lanndakı SfT alanlaruıa radar kulele-
ri kurulmasını ve ihalesinin yapıhna-
sını protesto etti.
MimariarOdası Genel Merkezi 'nce
yapılan açıklamada, Denizcilik Müs-
teşarhğı'nın radarkulelerinin ihalesi-
ni, 70'li yıllarda neden olduğu rüşvet
skandalıyla gündeme gelen ünlü "Lo-
ockheed* fırmasına verdiği belirtildi.
Bakanlar Kurulu'nca çıkartılan ye-
ni bir kanun hükmünde kararnamey-
le Denizcilik Müsteşarlığı'nın "hu-
kak dtşı hrtumuyla" yasal yetkilerle
donatıldığı vurgulandı. Kararnamey-
le Boğaziçi, Çanakkale Boğazı ve Ge-
libolu Tarihi Milli Parkı'mn zarar gö-
receği savunulan açıklamada, hukuk
dışı tutomun güvenceye alınmak is-
tendiği ve bunun hukukdevleti kavra-
mına gölge duşürdüğü ifade edildi