Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2000 PAZAR
12 PAZAR KONUGU
Birecik Barajı Konsorsiyumu 'nu bünyesinde toplayan BirecikAŞ 'nin genel müdürü Yüksel Onaran 'la söyîeştik
'ZEUGMA SAYFÎYE KENTİ OLACAK'
'BİZ
sözümuzu
tuttuk'
- Siz Mimarlar Odası 'nda 14 Haziran 'da
yaptığıntz toplantıda Zeugma 'nın
kurtanlması için 42 günlük ek süre
sağlayabileceğinizi söylediniz, Bunu DSİ
ve GAP tdaresi'ne de söylediniz mi?
- Biz zaten bu ek süreyi önceden
öngörmüştûk. Biz 10 gün sûreyle
Zeugma'nın buluntulannın taşınması için
önce suyu az, sonra çok akıttık. On
günlüğüne de kapayacağız.
Benden çok ülkemin parasal çıkarlan
olduğu için onun da formülünü bulduk.
Cumhurbaşkanı'na verilen sözü tuttuk,
oradaki kurtarmayı yaptık.
O konuda biz Birecik AŞ olarak GAP
Idaresi. Kültür Bakanlığı,
Gaziantep Valiliği. Enetji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı'yla ortak bir
açıklama da yaptık.
Keban Barajı yapıldığı zaman bölgeye
umulmadık bir para geldı. Köylü bu
parayla ne yapacağını şaşırdı. Derken
Elazığ'da 20 tane bar açıldı. Yöre erkekleri
paranın çoğunu bu barlarda yedikten sonra
akıllandılar.
Bir de köylü enflasyondan doğan farklan
da alacak. Bu kamulaştırmada zengin
olacaklar avukatlardır; bunu da söylemiş
olayım.
Ben bölge milletvekillerine bir yemek
verdım. Bunlardan ikisı kamulaştırma
davalanndan epeyce para kazandıklannı
anlatmışlardı.
Bu projede bize en çok yardımcı olan
Necmettin Cevheri'dir, ama hiç ortaya
çıkmamıştır. Öte yandan yüzünü bile
görmediğim bazı adamlar, "Yaptun, ettim"
derler, ama hiç ilgileri yoktur.
Nızıp'ın
zenginliği
Zeugma'dan
- Siz, Zeugma 'yla ilgili olarak yöre
köylûsünün yillardır Zeugma 'dan
çıkardıklannı sattığını, bunlarut - -.
Metropolitan Müzesi ve dünyantn sayıü
müzelerinde, antikacılartnda
bulunabileceğini söylediniz, Sizce Türk
İHsam kültür mirasına neden bu kadar
azsaygüı?
- Kültür mirasına saygılı olmak için
insanın kültürlü olması lazım. Onlar
başka değerler. Ben de yöre köylüsü
olsam ve öyle tarihi buluntular bulsam
satanm. Hiç yalanı yok. Bir mozaiğin
değeri beş milyon dolar. Köylünün yedi
ceddıni geçindirir.
Zeugma'da bulunan heykele 10 milyon
dolar değer biçtiler.
Yıllar önce Nizip'e gitmiştim. Çok
güzel ve zengin bir yer. Zeytinyağı,
sabun ve pek çok ürün üretiliyor. Orah
bir avukat bana, "Evet bunlardan para
kazamyoruz. Ama esas Nizip'in
zengiıüiği Zeugma'dan çıkanlanlann
saülmasryla sağlanmıştır" demişti.
Şimdi, Zeugma'da üç metreye kadar
bulunanlar satılmış. Ama şehir altı
metre toprak altmda.
- Sizce bu sorunun yaşanmasında
ihmali olanların öncelikleri nelerdir?
- Diyelim ki Kültür ve Enerji
bakanhklan o zamanlar projeyi ele
aldılar. Orada Zeugma olduğu biliniyor.
Önce Zeugma'mn kaçıncı kotlarda
olduğuna bakılmalıydı. Sonra ne
yapılacağı, nelerin kurtanlabileceği
düşünülmeliydi. Ama daha
başlangıçta...
Packard-Bell bana, "Suyu tufmak için
bir duvar yapsanız. On-on beş milyon
dolar, kaç paraysa biz veririz" diyor.
Ben mühendis olarak onlara, "Takdirle
karşdanm, ama paranta sokağa atmak
tstemiyorum" cevabını verdim.
Şu yapılabilirdi:
Alt kotlar taranabilirdi. Ama bana göre
bugünden daha fazla pek bir şey
çıkmazdı. Sonuç, bu 250 arkeolog ve
işçinin çahşmalanndan sonra ortaya
çıkacak. Ama alt kotlar taransaydı kamu
vicdanı rahatlayacaktı. Yine de herkes
eteğindeki taşı döktü, yazılar yazıldı,
hiç sevmediğim halde ben bile beş-altı
defa televizyona çıktım.
Biz görevimiz olmadığı halde elimizden
gelen her şeyi yaptık.
Bütün kuruluşlann da teşekkürlerini
aldık. Bir taraftan da baraj buraya
yapılmasaydı, gibi çok ucuz laflar
ediliyor.
PORTRE / YÜKSEL ONARAN
LEYLA TAVŞANOĞLURoma antik kenti Zeugma nın çokyakın bir gelecekte Birecik Barajı 'nın suları altında kalacağıyla ilgili
tartışrnalar sürüp gidiyor. Arkeologlar, çevre korumacılar barajın ille de Zeugma 'nın orta yerine yapılmasının şart mı olduğunu
soruyorlar; buna karar veren, yer tespitinde sonımhtlukları olan yetkililerin hesap vermesini istiyorlar. Öte yandan Birecik
Barajı 'nı inşa eden konsorsiyumu
bünyesinde toplayan Birecik AŞ 'nin genel
müdürü Yüksel Onaran, arkeologlar ekibine
yardım ettiklerini, Zeugma 'nın büyük
bölümünün kurtarılma aşamasında
olduğunu belirtirken yine de şunları
eklemekten kendini alamıyor: "Antik kentin
alt tarafinda ne varsa vaktiyle köylü
tarafindansatılmış"Onaran, böylesibir
baraj projesi başlatılırken Enerji Bakanlığı
ve Kültür Bakanlığı 'nın yer tespitinde
görüşlerinin alınması gerektiğine de
önemle dikkat çekiyor.
Ortaöğrenimini Galatasaray Lisesi,
yükseköğrenimini İstanbul Teknik Üniversitesi
(İTÜ) Mimarlık Bölümü 'nde tamamladu Bir süre
Fransa 'da çalıştu Türkiye'ye dönünce şeker
sanayiinde görev aldu Başbakanhk Deniz Müsteşar
Yardımcılığı 'ndan emekli oldu. 1985-95 arası
Birecik Barajı 'nın yapımını üstlenen çok ortaklı
konsorsiyumun koordinatörlüğünü yaptu 1995'ten
buyana da Birecik AŞ Genel Müdürlüğü görevini
sürdürüyor.
- Zeugma'da arkeolojik kazılar ne zaman başladı?
-Fransa Hükümeti 1995 yılında Nantes Üniversitesi 'ne Ze-
ugma'daki kazılara katılmalan için bir fon verdi. Dr. Reynard
başkanlığındaki arkeologlar çalışmaya başladı.
Biz hemen Birecik AŞ olarak onlarla temas kurduk. Zeug-
ma'mn su altmda kalacak bölgesinde bütün rölöveler çizildi.
Onlara biz parasal yardımda bulunduk, işçilere yemek verdik.
Üstelik ve müze dahil onlara 500 bin mark para da verdik.
- Oparayı neden verdiniz?
-Bugünkü gibi yalan yanlış haberler çıkmasın, diye verdik.
Sorun, bu ülkede bazı konulann iyi çözülmemesinden kaynak-
lanıyor.
- Birecik Barajı hangiyılplanlandı ve barajın yer tespiti ve
projesi belirlenirken başta Zeugma olmak üzere Halfeti ve
öbür tarihiyerleşmeler neden dikkate alınmadı?
-Baraj 27-30 yıl önce projelendirilmeye alındı. Bakın, böy-
le bir proje yapılırken Kültür Bakanlığf nın Enerji Bakanlı-
ğı'yla birlikte bölge haritası üzerinde görüşleri alınır. Tarihi
eserler varsa bunlar tespit edilir.
Zamanı geldiğinde parasal konu da projenin içine konur.
Böylece iş çözülür.
Şuna dikkatinizı çekmek istiyorum:
Zeugma'nın büyük bölümü baraj üzenndekı 400 kotunda.
Barajın maksimum kotu ise 385 olacak. Şu anda kotu 373'te.
Şehrin büyük bölümü tepede. Zaten Belkıs ya da Zeugma bir
garnizon şehri. Bugüne kadar olan bütün verilerde de tepede
görünüyor.
- Ama aşağı kotlarda da buluntular ortaya çıktı...
-Bize aşağı kotlarda bir şeyler var, deselerdi bizim için hiç-
bir sorun olmazdı. Örneğin Fırat'ın
öbür yakasındaki şehrin Apamea
bölümünde hiçbir şey kalmamıştı.
Köylü, burada ne varsa sarnrştı. Biz
arkeologlan serbest bıraktık. Nere-
den istiyorlarsa oradan başlamala-
nnı söyledik.
Bize göre durum bugünkünden
farklı olmayacaktı. Ama sürpriz
olarak kenarda üç villa bulundu.
Kültür Bakanı İstemihanTalay ın
güzel bir tespiti var. Bu, ters bir ays-
berg. Yani aysbergin esası kurtan-
lacak. Bundan hiç kimsenin şüphe-
si olmasın.
Maça gltmeden maç
yazan büyük yazarlarımız
- Bunu nasıl bu kadar güvenle
söylüyorsunuz?
- Çünkü kurtarılması için parasal
olanak çıktı, kamuoyu oluşturuldu.
Ama ben Türkiye'de maça gitme-
den maç yazan büyük yazarlanmı-
zı gördüm.
Hiçbir şeyden haberleri olmadığı halde, güncel konu diye
yazıyorlar. Zeugma'nın tamamı sular altında, diye yazdılar.
Utandım.
Bakın, Zeugma sular altında kalıyor, demek doğru değildir.
Sular altında kahnıyor, demek de doğru değıldir. Beşte biri.
altıda bin bilinçli şekilde kalıyordur. Zaten her şeyi yennde
korumaya kalkışsak müze yapmaya gerek kalmazdı.
Ortaya çıkan bu sürprizler karşısında GAP Idaresi'yle. dev-
letle işbirliği yaptık.
Önce o beş milyon dolan (Packart-Bell şirketinın Zeug-
ma'mn kurtanknası için ayrrdığı) bana (Birecik AŞ) vermek
istediler. Ben kabul etmedim. Ben öyle bir işin altına gırmem,
dedim. Zaten yapabileceğimden fazlasını yapmışım. Konu,
Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a gitti geldi. Biz önce rahatsız
olduk. Sonra ben, "Bırakm olsun". dedim.
Burada medya zaman zaman çok yanlış, çok kötü. ama so-
nuçta da faydalı bir ış yaptı.
- Siz 14Haziran günü TürkiyeMimarlar Odası 'nda bir top-
lantıyaptınız. Bu toplantıda neler söylediniz?
- Bu iş başlayınca ben Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekin-
d'ye önce neden bana sormadıklannı sordum Sonra 14 Ha-
ziran'daki toplantıda onlara bir brifing verdim. Konu dediko-
du yapmaya çok da elverişli.
Size özetleyeyim:
Bu baraj m yeri 17 yıl boyunca, devletin Elektrik Etüt Da-
iresi tarafindan 17 yıl boyunca araştınlmıştır. En fizibl olanı
seçildi. Bu arada Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı çıktı.
"Şirketin lehine barajın aksı değistirUdi'* dedi. Tüylerim di-
ken diken oldu.
Böyle bir işte hiç kimse milim değiştiremez. Devlet 17 yıl
araştıracak, sonra da değiştinlecek, öyle mı? Bir kere bu kışı
konuyu bihniyor, yap-işlet-devret'in ne olduğunu bılmiyor ve
bu işin tekniğinden kesinlikle habersiz.
Buradan bir gerçeğe gelelim. Konuyla ilgili kamuoyu oluş-
tu. Insanlığı, sanatı seven Packart-Bell şirketinin sahıbı. Ze-
ugma için beş milyon dolar verdi. Bu bir başlangıçtır
Şimdi 30 tane Ingiliz arkeolog bizim şantıyeye geldı. 120
işçi tuttular. 24 saat ekskavatörlerle çalışıyorlar, o bulunan
vıllalarda...
- Çalışmanm yapıldığı yer hangi kotta?
-373 kotuyla385 kotu arasında... Şımdiye kadar bir mızrak
ve bir de ufak baş buldular. Ama başka şeyler de bulabilirler-
dı. Arkeolojı de yüzde yüz müspet bir bılim değil, varsayım-
lara dayanıyor.
Bu, bizim tezimizin doğru olduğunu göstenyor. Burada bir
noktaya dikkat çekmek istiyorum. Kültür Bakanlığı, arkeolog-
lar, bugünkü son teknoloji var. Zeugma diye bir antik şehir ol-
duğu da biliniyor. Bunun tam sınırlannı tespit etselerdi ne
olurdu? Bu işler biterdi. değil mı? Şehrin sınırlan doğru dü-
rüst belli değil. Benden rapor istedıler, ben Başbakan'a mek-
tup da yazarak dedim ki: Anadolu bütün bu zenginlikleri koy-
nunda büyüten bir tannça gibi. Ama bu zenginlikler evrensel.
Bekçiliği, sevgisi, şefkati bizde, ama dünya malı. Evrenselli-
ğin de bir bedeli vardır. Bunun parasını ortaya koyarsımz.
Bırecık Barajının 70 bin hektar alanı sulama imkânı var-
dır. Türkiye'nin enerji ihtiyacınm da yüzde 2.5'ini karşılıyor.
Atatürk Barajı yüzde 15'ini karşılıyor. Radikal çözümler ol-
mazsa Türkiye'de enerji sıkıntısı var ve bu devam edecek.
Türkıye'nin nüfusu hızla artıyor. Enerjiye talep yüzde 8-11
arasında. Bunun ıçın de ülkemız her yıl 4 milyar dolarlık ya-
tırım yapmak zorunda. - ",
Kamulaştırma bedeli
- Enerji gereksinimi var dapeki kültür değerlerimizi nasıl
*' ioruyacağız?
- Mımarı varlıklar, sanatsal. kültürel değerlerimiz öncelik-
le insanı ınsan yapıyor. Hatta elektrikten önce, kabul... Ama
bir taraftan bunlar, bir taraftan teknik gereksinim.. ortak pay-
dası akıl. Onda buluşamazsak hiçbir sorunu çözemeyiz. Aci-
zane. biz elimizdeki venlere göre bu barajın bu antik kenti or-
tadan kaldırmayacağından emindik. Nitekim de öyle çıktı.
Kumar da oynamadık.
Aynca sıze başka bir bilgi vereyim. Bölgede arazinin met-
rekaresinın değen ortalama bir milyon lira. Devlet ise bölge
halkına kamulaştırma bedeli olarak metrekare başına dört mil-
yon lira ödedı. Tabıı kı hiç kimse evinı terk etmek istemez.
Ama bu baraj la birlikte, Türkiye daha önceki deneyimlerin-
den ders aldığı ıçın kamulaştırma bedeli en iyi ve en çabuk
ödenendir.
'Zeugma'cı olduk çıktık
Bakın. Türkiyenın çok ciddi bir enerji sorunu olduğu için
bu barajlar yapılıyor. Nükleer enerjiye mı dönelım bütün dün-
ya nükleer enerjiden kaçarken? Doğru ya da yanlış. ama bu-
günkü dünyada gelişmışliğın kriteri kişi başına tüketilen ener-
jidir. Avrupa ülkelerı arasında bu konuda sonuncu ülke Tür-
kiye'dır. Herneyse...
Zeugma olayından beri Zeugma'cı olduk çıktık. Bu konu-
da size ılginç bir şey anlatmak istiyorum. Kanmın doğum gü-
nü vardı. Hem de 2000 yılı anısına, kendısine bir yüzük al-
mak ıstedim. Ama o sırada Zeugma'mn kurtanlması günde-
me geldiğinde karım bana. "Zeugma sular altmda kalmasuı.
Yüzükten vazgeçtim. Bana en büyük hediye budur" dedi. An-
latmaya çalıştım, anlamış göründü, ama eminim tam anlama-
dı. Duygusal davranıyor ki çok doğal. haklı.
Ben de bir okuyucu olarak bir yerde böyle bir şey okusam
tepkı göstennm. "Koskoca. Pompei'nin benzeri olduğu söyle-
nen antik bir şehir sular altında bırakıiır mı? Bu. önceden dü-
şünülmez. ne olacağı önceden görülmez mi?" derim.
- Bundan sonra ne olacak?
-Yalan yanlış haberler sonunda faydalı hale dönüştü. Bu so-
run bizim için kapandı. Şöyle:
Artık barajdan yüzde 75 enerji üretiliyor. Bakanlar da ko-
nuya yakm baktılar. Ben hepsine konuyla ilgili birer rapor ver-
dim. Zeugma, bundan sonra deniz kenannda bir sayfiye ken-
ti gibi olacak.
Baraj birkaç ay 373 kotunda kalacak.
- Zeugma 'yı kurtarmak için mi?
- Hayır, açık konuşuyorum. Kimseyi kandırmaya ihtiyacım
yok. Önceden yaptığmuz programa göre zaten minimum 42
gün bu kotta kalacağız. Çünkü bir barajda en önemli faktör-
ler suyu sızdırmazhğı ve yamaçlann akıtıp doldurmasıdır.
Tepenin 387-400 kotuna kadar olan bölgede de bugün 250
kişi çalışıyor. Diliyorum, önceki tahminler doğru çıkar, ora-
da da birkaç şey bulunursa kaldınlır.
Bence bu arada şehrin hinterlandını tespit etmek ve düşün-
celeri kâgıda aktarmak lazım.
Biz bu barajı yapmasaydık ne olurdu? Bu arazinin üzerin-
de yüz binlerce fistık ağacı vardı. Köylüye ait. Biz o araziyi
kamulaştırmasaydık ve o fistık ağaçlan kökünden sökülme-
seydı o şehir daha birkaç yüzyıl uyurdu.
Orada ilk yapılacak şey orasuun tarihi SlT alanı olduğuna
dair karar çıkarmaktı. Kültür Bakanı Istemihan Talay'la bir-
likte şantiyeye gittik. Ben SlT alanı düşüncesini bakana aç-
tım ve bunu bizim projeye dahil edebileceklerini söyledim. O
da Sayın Ecevit'e, benim, kamulaştırma bedelini şirketin üst-
leneceğini vaat ettiğimi söylemiş. Enerji Bakanlığı'nın kaba-
ca hesabmdan 26-28 trih/onluk bir para çıkmış.
Bunun üzerine kendilerine bir mektup yazdım, bu konuda
benim bir yetkim olmadığını, sadece bakana kamulaştırmayı
bizim proje şemsiyesi altında yapabileceklerini söylediğimi
bildirdim. Burada kamulaştnmayı devlet yapıyor, bedelini ba-
na borç kaydediyor. Onu ben tarifeden geri düşüyorum. Yani
para devletin bir cebinden öbür cebine giriyor. Ben 1 mih/ar
823 milyon Alman Markı kredi al-
dun, 327 milyon Alman Markı da
ana sermaye koydum. Bana banka-
lar diyor ki: "Sen satacağın ener-
jiyle borcunu ödeyeceksin. Benim
onayım olmadan hiçbir borcun al-
tma giremezsia."
- Daha önceki soruma döner-
sem, bu yerleşim yerleri baraj pro-
jesi yapılırken neden dikkate alın-
madı? Bunun yanıtını vermedi-
niz—
-Dikkate alındı da önemsenme-
di...
Apo'nun dogdugu yer
- Neden? O zamanki devlet yö-
neticilerinin öncelikleri neydi?
-Zeugma'mn 400 kotunda oldu-
ğu biliniyordu. Barajm kotlannın
bunun altında olması nedeniyle
fazla korkmuyorlardı.
Halfeti'ye gelirsek. Orası
Apo'nun doğduğu yer olarak bili-
niyor. Halfeti'nin harikulade mini bir kliması vardır. Kayısı-
dan portakala kadar her şey yetişir. Fakat öyle garip bir konu-
mu vardır ki dört bir tarafi kapalıdır. Hiçbir yere kıpırdaya-
mazsımz.
Hacettepe Üniversitesi Halfeti'de dört yıl araştırma yaptı.
Kim bana, "Halfeti'de tarihi eserler var" derse bana göre bi-
raz atıyor. Ben Hacettepe Üniversitesi'nin araştrrmalannı oku-
dum. Isteyen de okuyabilir.
Halfeti'nin beşte ikisi sular altmda kalacak. GAP Idaresı çok
iyi çalışıyor. Ama bir hata yapıyor, kendini satamıyor.
Halfeti Karaotlak'a taşındı. Altyapısı, kanalizasyonu, elekt-
riği, suyu tamamlanan 200 tane modern bina yapıldı. Tabii ki
orada ağaçlar da beş-on yıl sonra gelişebilecek. tlkokulu, öbür
sosyal yapılannın hepsi tamamlandı. Bunu devlet yaptı.
Ama arkeologlar, mimarlar geldi, "O canım şeftali, erik
ağaçlan, yeşillik yok edüdi" diye romantizm yaptı. Bunlar
doğru. Ama bir ülkede bazı şeyler yapıhrken bazı insanlar da
zarara uğrarlar.
Burada da devlet şefkatli elini gösterdi, halkın paralarmı za-
mamnda ödedi. Hiç kimse bunun tersini söyleyemez. Bir kıs-
mı çok memnun, özellikle de gençler. Ama benim kuşağım-
daki yaşlılar değil. Doğaldır; ben de olsam ben de onlar gibi
tepki göstenrdim.
Devlet orada çok çağdaş bir uygulama yaptı. Halka, para mı,
yoksa ev mi ya da başka yerde bir yerleşim mi istediğini sor-
du. Halkm çoğu para istedi. GAP orada sanat, beceri kurslan
açtı. GAP bunlan başanyor, ama kamuoyuna anlatmayı bece-
remiyor.
Yaptıklannızı anlatamadıktan sonra bunlar neye yarar? Bu,
Türkiye'de ilk defa yapıldı. Yüzde yüz mükemmel olmayabi-
lir. Ama bugüne kadar yapılanın en iyisi.
Nezilı Bey (Başgelen) bana bir kaplumbağa, bir kırlangıç
yavrusu gösterdi, onlann dramından söz etti. Önce şaka edi-
yor sandun. İnsanlar duygusaldır.
Bir barajı ulusal çıkar için yapıyorsunuz. Biraz da özveride
bulunmak lazım. Devlet, kamulaştırma bedeli olarak bire dört
ödedi. Atatürk Barajı'nda hâlâ kamulaştırması ödenmeyen
yerler vardır.