Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2000 RAZAR
10 P A Z A R Y A Z L L A J A I dishab@cumhuriyet.com.tr
îsveç îstanbul'da bir tarihi kapatıyorIsveç hûkûmeti, 6 Temmuz'da
sessiz sedasız bir karar aldı.
Karann basına duyurulması
yaklaşık 2 hafta sonra oldu.
Isveç, yurtdışındaki en eski
temsilciliğini ve binasını,
îstanbul'daki başkonsolosiuğunu
gelecek yılın başında kapatmaya
karar vermişti. Üstelik, tam
Avrupa Birliği'nin dönem
başkanlığını devralacağı sırada
ve Tûrkiye bu örgüte resmen üye
adayıyken. Kâğıt üzerindeki
„ açıklama, karann tamamıyla
ekonomık nedenlerle alındığıydı.
öyle ya, Avrupa'da Isveç
temsilciligınin bulunması
gereken çok sayıda yeni devlet
^ vardı. Aynca, başkonsolosluk
> yerine, bir Türk vatandaşı fahn
konsolosluk yapacaktı ve
başkonsolosluk görevleri,
Tûrkiye'de politikanın merkezi
olan Ankara'daki tsveç
Büyükelçilıği'ne devredilecekti.
Galatasaray'daki tarihi bina elden
çıkanlmayacaktı ve orada Isveç
Dış Ticaret Dairesi ile Isveç'e ait
Istanbul (Bilimsel Araştırmalar) E
nstitüsü varhğını sürdürecekti...
Bu satırlann yazan, 1991 yılında
o zamanki başkonsolos Kaj
Falkman ile eşi Sigrid'in konuğu
olarak TÜYAP Kitap Fuarı için
gelmiş olan Isveçli yazarlar Dan
MeDin ve Sven O Bergkvist'le
birlikte o tarihi binada
bulunmuştur. Kaj Falkman'ın,
1824-27 yıllan arasında
Istanbul'da görev yapmış olan
diplomat ressam Carl Gustaf
Lövvenhiehn'in. sarayın en büyûk
salonunun duvarlanndaki
akvarellerini gösterirken gözleri
dolmuştu. Boğaz'da, denizden
Istanbul'un iki yakasının
görünüşünü resimlemişti
Löwenhielm. Falkman, "Şimdi şu
tepe gözükmüyor, bu tepenin
önüne şu çirkin oteli diktüer"
diyerek Istanbul'un güzelliğine
vurulan darbelerden duyduğu
üzüntüyü dile getirmişti.
Istanbul'u çok iyi tanıyan kültür
tarihi uzmanı yazar Sigrid Kahle
de Isveç Dışişleri Bakanlığfnın,
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
"Canun, bina etimizden
çıkmayacak!" şeklindeki suçluluk
dolu mazeretini duyunca şu
saurlan yazma gereği duydu:
(Svenska Dagbiadet, 18 Temmuz).
"Bina! Îstanbul'daki tsveç Konağı
1757'de satm aiındı, yandı, 1870'de
yeniden inşa edildi ve lasa bir süre
önce masrafh bir onanma tabi
tutuldu. Bina, Isveç'in Tûrkiye ile
üç yüz ydhk bağuun simgeskİir
(Bizans'taki VTkingJer
düşünûlünce hatta bin yılhk);
günümüzün crvil crvıl
ıstanbuiu'nda tsveç'in varhğını
simgeler. 13 mDyon insamyla
Istanbul'un önemi. bolgedeki bir
büyûk gücûn ekonomik ve
küİtûrel başkenti olarak ve AB ile
The Black Sea Economic
Coorperation aracıhğryla daha da
artacaknr. O zaman biz, geleneksd
zenginiiğe sahip bu binayı akla
gekn her tûrde kiracıya tahsts
etmiş olmanın acı ptşmanbğını
duyacağtz - kiracı da eğer
buhınabifirse. Başkonsoloshığa,
'Tercüman Evi' denilen bina da
dahildir. Orada, tstanbuTdaki
Büimsel Araşnnnalar
Enstitüsö buJunur. Birçok
etkinükJerin yapıkhğı, geniş
bir tarih ve külrüre sahip
olan bu bina kısa bir süre önce
temeklen çatrya rcstone edildi ve
geçen haziranda Andr'e
Odftoryum'u hizmete gjrdi Bu
salon şu anda, enstirüyü bizün
Avrupa dtşındaki büim
merkezimiz hafine getiren
araştirmacılann ve konferans
kanhmcılannın hizmetine açıknr.
Hûkümetin bu karan, tsveç'in
tstanbul Enstitûsü'nün araşürma
konseyi için de büyük bir sörpriz
oldu. Daha geçen haziranda
enstitü yöneticüeri, hûkûmet
temsflcüeriyle bir görüsme
yapmıştı ve bu temsfldler
başkonsoloshığun kapatilmasryla
flgfli tek kelime söylemedikleri gjbi
tam tersine konsoJosluk
personeünin saytsmı arttirmaya
söz vermişlenn?' Evet, ne yazık ki
Isveç hükümeti tarihi bir kararla
Türk-Isveç tarihinin en eski ve
köklü kûltür, gelenek ve dostluk
köprüsûnûn temeline dinamit
koydu. Bu karann altında yalnızca
ekonomik hesaplar olamaz.
Ankara'daki Isveç
Büyükelçiliği'ne yetersiz bir bütçe
veren, kendi onaylanyla kendi
bulduklan taşeron şirketin hatalan
ve işi savsaklamasıyla uzun
zaman alan bina onanmından
ötürü güç duruma düşen
büyükelçiligi, durumu bilmez gibi
eleştiren çevreler şu anda mutlu
olmalılar. Ama Galatasaray'daki
bınanın ve onun yanındaki
"Tercüman EvPnin tarihini ve
fonksıyoniannı bilenlerin şu anda
kaibi sızlıyor. Bu konuya daha
sonra yeniden geleceğiz.
Şiiri ve şarkısı
tükenmiş ülke
FRANKFURT
GÜRAY
ÖZ
Almanya'nın gûndemi
yoğun. Şiire ve şarkıya
yer yok. Sıkıntı, kart
sorunundan
kaynaklanjyor. Mavi kart
mı, yeşil kart mı?
Çağının gensınde kalmış
olmanın ve dünyaya
nızamat vermek gibi bir
hevesin girdabmda
AJmanya. "Yeni
ekonomi" dedikleri,
bilgisayarlann yarattığı
olanaklann ekonomiye
katkısından başkaca da
bir anlamı olmayan yeni
düzende epeyce geri
kaldıklan için, Avrupa
dışı ülkelerden bilgisayar
uzmanı ithal etme çabası,
Almanlarm bugünlerdeki
en önemli gündem
maddesi. Telaşm
kaynaklanndan bırisi
"yeni ekonomi"yi fazla
abartmış olmalan.
Bilgisayarlann,
bilgisayar programlannın
bir şeyler ûretebildiği
doğnı. Ama et, ekmek,
kamyon, portakal, tuğla,
beton üretemediği ve
üretemeyeceği de bir
başka doğru. Yine de
telaşlanna bir parça hak
verilebilir. Bunca yılın
geç kalmışhğının,
j bilimde, teknikte,
î ABD'nin, Japonya'run
f abp başını gitmesinin
f yaramgı korkuya hak
1
verilebilir. Hele
hırslannın büyüklüğü de
hesaba katilırsa. Ama
kabahat yine
kendilerinin. Gerçeği
görmemek için uzun süre
direndiler. Gittikçe
• yaşlanan ve devre dışı
kalan nüfuslannın
yaratoğı süanöyı,
devekuşu misali
gûzlerinı kapatarak
. "çözmeye" çalışan
Alman politikacılan,
"Ahnanya bir göç ûlkesi
değOdir ve hiç bir zaman
obnayacakür" dediler,
başka bir şey demediler.
Ama sonunda yumurta
kapıya dayandı. Şimdi
hem bilgisayar uzmanı
açığı var, hem şiir ve
şarkı tükendi. Sosyal
Demokratlar, sonunda
kartmrengini
değiştirmekten başka
çare bulamadılar. Şimdi
bir yandan "Gebinler
ama beş yıl sonra geri
gjtsinkr" demeyi
sürdürüyorlar, bir yandan
da işgücü açığını böyle
"gehmler-gitsinler''
politikası ile
kapatamayacaklanıun
farkındalar. Ahnanya'da
yalnızca bilgisayar
uzmanı açığı yok ki! Asıl
önemlisi, ihtiyar
Avrupa'nın bu en ihtiyar
ülkesi, edebiyatta da
açlık çekiyor. Son
yıllarda yazılmış iyi bir
roman, iyi bir şiir, iyi bir
hikâye yok. Felsefede de
sıfin tüketen Ahnanya,
Amerikan kökenli yeni
dünya düzeni
"fflozoflan" ile idare
ediyor. Arada bir Noam
Chomsky gibi YDD'yi
eleştiren aklı başmda
düşünûrlerin, bilim-
teknikteki gelişmeleri
insanlığın emrinden
çıkaracak yöntemler
karşısında uyanda
bulunan Bfll Joy gibi
eleştırmenlenn yazılan
karşısında da neredeyse
hayretler içinde kahyor,
ne diyeceklerini
bilemiyorlar. Bilgisayar
uzmanı dışandan
bulunabilir. Ama bir
ülkenin, bir kültürün
kendine ait filozoflara,
düşünürlere ihtiyacı
vardır. Filozof ithal
edilmez. Düşünürlerini
başka diyarlardan ıthaJ
edenler, kımliklerinde
sdonüya düşerler. Yok,
yanlış anlaşılmasın,
filozoflar, düşünürler
başka diyarlan, başka
insanlan, tüm insanlığı
edcilerler, ama bir ülke, bir
kûltür bu evrensel dûşünce
dünyasına kendi katkıstnı,
kendince yapamazsa,
kendi şiiri ve şarkısıyla bir
şeyler veremezse, sonu iyi
ohnaz. ihtiyar Avrupa'nın
ve arük göbeği aşağı
sarkan Almanya'nın, hırsı
ile kültürel gelişmişlığı
arasındaki çelişkiden ne
doğar bilemiyorum.
Bildiğim, Ahnanya,
Hindistan'dan gehne
bilgisayar uzmanlan ile
durumu idare etmeyi bır
süre başarabüır, ama başka
ülkelerden Alman
edebiyatçısı ithal
edemeyeceği kesin. Şiir ve
şarkı herkesin kendine ait.
Tıpkı ölüm gibi.
dft fliiti HKUPYP
9
Rengârenkgiysfleriyie uzun bir kuyrukoluşturan Bangladeştikadmlannbe-
•*** •***'• «•'"*«# c d e f i o r d u y a katjma^ Bangladeş yönetimi, kadınlan da askere ahnaya ka-
rar verdL tlk aşamada 2 bin kadın, asker; 30 kadın da subav olarak eğitüecek. Hûkümetin bu karanna büyük Ugi göste-
ren binlerce kadm, başkent Dakka'daki askertik şubesinin önünde uzun kuyruklar ohışturdu. (Fotoğraf: REUTERS)
Fethullahçılardan
Almanlara ödül
Süleyman Demirel alırsa, Bûknt
Ecevit alu^a, Profesör Yaşar
Nuri Öztürk bile almaktan
kaçınmazsa Baden-
VVürttemberg eyaleti yabancılar
sorumlusu Andreas Knapp,
Stuttgart kenti yabancılar
sorumlusu tsabel Lavadinho,
Stuttgart Kepler Lisesi Müdürü
Rupert Kern nıçin ahnasın?
Verilen ne? 'Hoşgörü Ödülü'
değil. 'Eğitim ve Diyalog
Ödülü'... Veren mi? Fethullah ın
Ahnanya'daki 70 okulundan
biri. Üç yıl önce açtıklan
'Stut^art şubesi' kent eğitim
müdürünün desteğinde. Müdür
bey, 'Türk çocuklannın eğitim
sorunu' konuJu konferanslara
konuşmacı diye peşine Fethullah
okulunun yöneticisini takıp
gidiyor. Hıristiyan Demokrat
Parti (CDU) agu-lıklı kent
belediye meclisinin gelecek
bütçe görüşmelerinde bu okula
parasal deste|i kabullenmesi
bekleniyor. Ne de olsa, Türkten
başka Alman ve dığer yabancı
öğrencilerin de egitimine
katkıda bulunuyorlar!
Tûrkiye'nin
"yurtdışında
otumlu tanıtunına
olan çabalannı" da
tabii göz ardı
edemeyiz!
ödül töreninde bir
konuşma yapan,
Stuttgart
Yabancılar Sorumlu Bayan
Belediye Başkanı Gabriele
MüBer,-T. Fethullahçı "Eğitim
MerkaJ"ne övgüler yagdırdı,
yaşama geçirdikleri eğitim
projelerinden memnun
olduklannı söyledi. Ne de olsa
okulun iki yönetıcisi kent
yabancılar meclisinde de üye!
"Hepbüükteonlan
aUaşlayahm" dedi. Mutlu
'müminler' gülümsüyordu.
Bundan birkaç hafta önce Mılli
Görüş'ün Köln futbol stadmda
yapbğı dev toplantjda konuşan,
Hıristiyan Demokrat Parti
Milletvekili Ursula Heinen,
"Ahnanya'daki Türklerin bu en
büyük kûltür şenüğine
kabküğun için çok muttuyum"
derken yanında duran Necmettin
Erbakan'ın ağzı kulakJanna
vanyordu. O da mutluydu! Milli
Görüş propagandası için
tskandınav ülkeleri turunda
STUTTCART
AHMET
ARPAD
Leicester Meydanı'ndan bir'Yurtsever' geçti
Tûrkiye'de gölgede sıcaklığın 40
dereceyi aştığı bir yaz çılgınlığında
biz, sabah ceketlerimizi giyip evden
çıkıyoruz. Temmuz sıcağını
yaşayamamanm burukluğu üzerimize
çökrnüş. Ancak Long Acre
Sokağı'nda 1717yılnıdayapümış
Tace Vine binasma ulaştığımızda
arada bir güneşin dokunuşunu
hissediyoruz. Geriye öfkeyle bakıp
gelecekten umutsuz ohnamak .
dûrtüsü bızi Leicester Square
sokaklannda karşıhyor. The Patriot
(Yurtsever) fihni henüz bir gün önce
gösterime girdiğinden sinemalarda
bilet bulamama telaşıyla adımlanmız
biraz hızlanıyor. Bu pazar Mel
Gibson'ın son fılmi Yurtsever'i
mutlaka izlemeliydik. Tarihi Warner
Village Sineması'nın gişesinde
Yurtsever'e rastlamadık. Leicester
Square'i çevreleyen 5 büyük
sinemanın üçüncüsü olan Odeon'da
akşamüstü seansı için yer
bulduğumuza çocuklar gibi sevindik.
Odeon'un duvanndaki dev afişte
"The Patriof yazıyor, gişelerindeki
kuyruklar ise Leicester Square'den
Yurtsever'in geçeceğmi müjdeliyor.
Leicester Square denilince akla West
End gelir. West End, Batı Londra'mn
başlangıcıdır ashnda, neden batuun
sonu denilmiş henüz anlamış
değilim. Picadilh/ Circus
Kavşağı'ndan, Covent Garden'a
kadar uzanan hat Leicester Square
olarak tanımlanır. Güneyinde
Trafalgar Meydaru ve kuzeyinde ünlü
Soho semtiyle tamamlanan tablo,
Ingiltere'nin sanat, kültür ve
eğlencesinin kalbidir. Haftamn alü
günü, sokak tiyatrosu ve meydan
gösterileriyle yaşam bulan Leicester
Square, pazar günleri dinsel
propaganda gruplan tarafindan
sabahın erken saatlerinde ele geçiriür.
Leicester Square'e her gün hayat
veren amatör sanat gruplan, tek
kişilik gösteri ve
sokak sahneleri
perdelerini birkaç yüz
metre ötedeki Covent
Garden'a taşırlar.
Ertesi gün yeniden
buluşur meydan ve
esas sahipleri.
Swiss House'm
önünde biriken
kalabalık bir grup ve yükselen
müziğin ritmi yüzünden istemeyerek
de olsa dinci bir gruba konuk
oluyoruz. Astıklan büyük kınnızı bir
pankartta "Jesus Army" ortasmda
birkaç haç işareti ve en altta "tsa için
savaşm" yazısı. Zenci, Ingiliz ve
Latin Amerikalılardan oluşan müzik
grubunun amacı köktendinci
propaganda yapmak.
Grup kendine fsa'nın ordusu diyor,
ve dualar ettiriyor. Biraz doğuya
dogru yürüdükçe kalabalık daha da
artıyor. Empire diskosunun
LONDRA
KADtM
LAÇtN
karşısmda, meydanda sahne alan 6'sı
zenci, 4'ü Ingılız 10 kişilik amatör
müzik grubunun üyeleri 19-25
yaşlan arasnıda ve hepsi de kız. 500
kişi kendini konsere kapnrmış,
çılgmca dans ediyor. Biraz sonra
kaset ve CD satışlan başhyor,
ardından elinde siyah bir şapkayla
dolaşan bir kadın bedava konserin
ücretini istiyor, veren veriyor
vermeyen yavaş yavaş alandan
uzaklaşıyor. Zoo Bar'ı arkamıza
alarak Rizzi Cafe'de birer
Italyan cappucino'su
içerken Londra Hipodromu
bize bakıyordu. Kahveleri
bitirdiğimizi gören bayan
garsonun bozuk
Lngilizcesiyle "Başka bir
şey ister misiniz'' demesı,
^ _ — _ ^ garsonun yabancı
olduğunu ihbar ediyor.
Meydandaki küçûk parktaki banklar
ve çimenler değişik renkten
insanlarla dohnuş; bir anket yapılsa
92 değişik dil konuşan bir toplûluk
ortaya çıkar. Leicester, bu
evrenselleştirihniş meydan, ırk, din,
dil ve cins aynmı yapmıyor, herkese
eşit davranıyor. Covent Garden'in
orta bahçelerinde yükselen klasik
müzik, taştan duvarlara çarpıp
yankısı gökyüzüne uzanıyor. Açık
havada şarabuıı yudumlayan
sanatseverlerin hüzün ve mutluluklan
yüz hatlanna yansıyor. Gühnek
isteyenler ise Covent Garden
sokaklanndaki komedyenleri izliyor.
Leicester Square ile Soho arasmda
kalan Çin mahallesine uğramadan.
O'Nell's Pub'da birer siyah bira
içmeden edemiyoruz. Biraz sonra
Londra'da bir Cin mahallesindeyiz.
Küçük bir Çin kuruhnuş; kapılan
demirden ve nakışh... Derken
Odeon'da Yurtsever'i seyretmek için
tekrar yollara düşüyoruz. Sokak ve
meydanlarda adım başı resim çizene,
dövme ve piercing yapana rastlamak
mümkûn. 3 saatine 10 mih/on
ödediğimiz yumuşak koltuklanmıza
oturuyoruz. Onu en çok Cesur Yûrek
fıhninde, anti-Ingiliz kahramanlığı ve
Iskoçya'nın kurtuluşu için verdiği
büyük mücadelede tanımıştık. Mel
Gibson, Yurtsever'de yeniden Ingiliz
sömürgeciliğine karşı ve eşi öhnüş 7
çocuklu bir baba rolünü üstlenmiş.
Film, 1776'da Amerika'mn Güney
Carolina bölgesinde Ingilizlere karşı
verilen bağımsızhk savaşını konu
edinmiş. Mel Gibson'a ait evin ve
çiftliğin yakıhnasıyla ateşlenen bir
savaşın öyküsü 2.5 saat sürüyor.
FUmlerinde üzerinde güneşin
batmadığı imparatorluğa hep
başkalduıyı işleyen Gibson'ın en çok
sevildiği başkent ise eski
imparatorluğun yeni başkenti. Gerçek
bir öykünün fıhnini eksikleriyle
birlikte beğenerek aynlıyoruz
Leicester Meydanı'ndan.
bulunan Şevki Yılmaz ise ne
yazık ki şeref tribününde
"hocası"nın yanındaki yerini
alamamıştı.
Dinı bürünlerimize destek
verenler 'kervanı'na, Ahnanya
Büyük Millet Meclisi Başkanı
VVotfgang Thierse de (SPD)
katıldı. Milli Görüş ile
Nurculann elindeki Islam
Konseyi'nin 5 Temmuz'da
Berlin'de düzenlediğı 'İslam ve
Ban' konulu konferansm açılış
konuşmasında "tslamdan
korkma>ahm" dedi, övgüler
yagdırdı. Alman hükümeti resmi
açıklamalannda Milli Görüş için
"Türkiye'de laik sistemi
kakurmaya ve şeriao getirmeye
çaba gösteren, ülkenüzde de
Türklerin topluma uyumunu
istemeyen radikal bir kuruluş"
derken Almanya'nın ikinci
adamı' Thierse, Milli Görüş'ün
yönlendirdiği toplantıya katılımı
ile ona destek verdiğinı açıkça
gösterdi. Konuşmacılardan biri
de, Öcalan'ı Sunye'de zıyaret
ettiği için Türkiye'ye girişi bir
süre yasaklanan, "Milli Görüş
radikal değü" diyen,
Almanva Dışişleri
Bakanlığı desteldi
Hamburg Şark
Enstıtüsü Başkanı
Udo Steinbach ıdı...
Stuttgart Kepler
Lisesi Müdürü
—~—^^~~ Kern, mezun bazı
Türk öğrencilenn Fethullahçı
"Eğitim Merkezi''nde ders
verdiğini söylüyor. Ödüle layık
görülen müdür, geçen yıl
öğrencilennden topladığı üç bin
marklık 'deprem yardımı'nı
Yalova'ya bir okulun yeniden
yapımına gönderdiğini de
anlatıyor. Ancak bu okulun adını
nedense bihniyor. Bağış için
aracılık eden Fethullahçı
yöneticiler de okulun adını
veremiyor. Yalova'dan da biri
gelmiş 'ödül' ahnaya. Ona
soruyorum. Adam birden
kabanyor: "Size ne?" diyor.
"Söylemek zorunda değilim"
diye başından savuyor. Kısacası
okulun adını kimse 'bilmiyor'.
Ne bağışı toplayan, ne aracılık
eden ne de bağışı alan...
Tam, "Acaba adı kimde saklı?"
diye düşünmeye başlarken
şeytan dürrüyor: "Ahnan
öğrencilerin cep harçhklanndan
yaptığı bağış sakuı Yaktva'da
bazı karanhk kanallara
aktarümış, olmasın?" diyor.
Gerçekten de Yalova'daİd
araştırma, şeytanı haklı
çıkanyor. Okulun adı, Özel
Yüce Bılgili Lisesi. Yönetici
ŞenerBey: "Bize öv1e bir bağış
geünedi" diyor. Müdür Şakir
Ozrürk'e zor da olsa cepten
ulaşıyoruz. "Niçin bu konnyia
Ugikniyorsunuz? Yazacak başka
şey yok mu?" diye öfkeleniyor
ve telefonu suratımıza kapatıyor.
Fethullahçı olduğu bilinen, eski
din dersi öğretmeni Şakir Bey,
bu kentte şeriatın temellerini
atan kişi olarak tanınıyor...
Ahnanya'daki çocuklarunızın
eğitimi gerçekten bir sorun.
Bu önemli görevi en can-ı
gönülden üstlenenler de
Süleymancılar, Fethullahçılar ve
Milli Görüş. Din-politika-ticaret
ekseninde 'atoynatanlann'
sahip olduğu bıne yakın okul,
kurs, dershane, eğitim merkezi,
yaz okulu tüm Almanya'yı
'paylaşnuş'
Zamanı gelince en seçkinlerini
saflanna alacaklan on binlerce
çocuk yetiştiriyorlar.
Yaptıklanna. "Türk
çocuklanrun eğitirfli'' kılıfinı da .
geçirdiler mi, işleri tıkınnda.
Ahnan 'işbuükçileri'nin desteği
garantı olduktan sonra, no
problem!
Odüllerini onlara vermeyecekler
de kime verecekler? Herhalde
bızim gibilerine değil...
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Üniversitemiz Nüfus Etütleri Enstitûsü'nün değişik Anabilim Dallannm
Yüksek Lisans ve Doktora programlanna, 2000-2001 Öğretim Yılı Güz Yanyı-
lı için aşağıda belirtilen kontenjanlara göre Öğrenci ahnacaktır.
Ilan olunur.
NÜFUS ETÜTLERİ ENSTİTÜSÜ ' >
Anabilim Dalı Doktora Yöksek Lisans
Teknik Demografi (Eğitim îngilizce) 3 10
Ekonomik ve Sosyal Demografi (Eğitim îngilizce) 3 10
BAŞVURU ÎÇÎN GEREKLl BELGELER
1- Mezuniyet Belgesi (onayh fotokopısi)
2- Transkript (onayh fotokopisi)
3- LES Belgesi
4- Nüfus cüzdanı sureti
5- 2 adet fotoğraf
6- 2 adet referans mektubu (üniversite hocalanndan)
BAŞVURU TARlHLERÎ
U-22Eylül200O
SINAV TARlHLERÎ
3-5 Ekim 2000
Basın: 40669
ANKARA 9. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2000/338
Davacı Ali Öcal vekili tarafindan davalısı Nazıre Şenyücel aleyhine açılan ortaklığın
giderilmesı davasının yapılan yargılanması sonunda, Davah Nazire Şenyücel'in adresi
tespıt edilıp kendisine dava dilekçesı ve dunışma gününûn tebliği mümkün ohnadığın-
dan tebligatın ilanen yapılmasına, duruşmanın 27.9.2000 günü saat 10.00'a bırakılma-
sına karar verilerek HUMK'nun 509 ve 510'uncu maddeleri gereğince ibraz ve ikame
etmek istediği delilleri ibraz etmesı, aksi halde duruşmaya gelmedığı takdirde duruşma-
nın gıyabmda devam edıp sonuçlandınlacağı dava düekçesi yerine geçerli olmak üzere
ilanen duyurulur. 14.7.2000 Basın: 41233
ANKARA 16. SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 1998/6 Tereke
Hâkim: Ydmaz Iğrek 20588 Kâtip: Meün Yurdakul
Mahkememizde görülmekte bulunan müteveffa Dleer Bahram'a ait tereke davasınm
yapılan açık yargılamasının sonunda verilen ara karan gereğince,
Müteveffa Dleer Bahram'ın mirasçılan bugüne kadar mahkememize müracaat etme-
dikleri gibi adresleri de tespit edilemediğinden, ilgililerin ılan tarihinden itibaren üç ay
içerisinde mahkememize müracaat etmeleri ve müteveffaya ait veraset ilamını ibraz et-
meleri, bu süre içensinde müracaat eden olmadığı takdirde müteveffaya ait tereke mev-
cudunun TMK'nun 534'üncü maddesi gereğince mirasçılann istihkak haklan saklı kal-
mak koşulu ile hazineye terk ve teslimıne karar verileceği hususu ilanen teblığ olunur.
29.6.2000 Basın: 41235
İZMİR 8. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1998/1704
Karar No: 1999/1627
Davacı Ahmet Uslan, Lütfı Uslan, Emine Uslan, Mihrican Demir tarafindan davalı-
lar Recep Beybek, Ibrahim Yıldınm ve Şadiye Çeiikler aleyhine mahkememizde açı-
kn ortaklığın giderilmesı davasında,
1) Davah Hurriyet Caddesi No: 112 Yeşüyurt-lzmir adresinde mukim Recep Bey-
bek'in,
2) Davah Hurriyet Caddesi No: 67/B Yeşilyurt-lzmir adresinde mukim Şadiye Çe-
hkler'in,
3) Davah Hurriyet Caddesi No: 112 Yeşilyurt-Izmir adresinde mukim tbrahim Yıl-
dınm'ın davetiye tebhğine ve zabıta tahkikatınarağmenadresleri tespit edilemedigm-
den ilanen tebhgat yapılmasına karar verilmiştir.
Davaya konu Izmir ili Konak ilçesi Yeşüyurt Mahallesi 22L-3b pafta, 13099 ada, 16
parselde kayıtlı taşınmazın genel açık artırma yolu ile satılarak taraflar arasındaki OT-
takhğın gıderilmesıne. saöş bedelinın yüzde 33.823'ünün Ibrahim Yıldınm'a, yüzde
45.884'ünün Recep Baybek'e, yüzde 5.361 'inin Şadiye Çeliker'e, yüzde 14.932'sinin
davacılar Emine Uslan, Lütfiye Uslan, Ahmet Uslan ve Mihrican Uslan'a ödenmesine,
sabş bedeli üzerinden binde 6 harç ahnmasına, davacı lehine 25.500.000 - ücreti veka-
let takdirine, toplam 68.702.000.- lira yargılama gıderinın taraflara paylan oranında
paylaştınlmasma, yasa yollan açık olmak üzere verilen karar yukanda belirtilen dava-
lılara tebligat yerine kaım olmak üzere ilanen teblığ olunur. 28.3.2000
Basın: 41203