27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 7 TEMMUZ 2000 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE tstanbul PB 30 Sinop A 27 Adana A 34 Edırne PB 30 Samsun A 27 Mersin A 32 JKocaelı PB 30 Trabzon PB 24 Diyarbakır A 43 ganakkale PB 29 Gıresun PB 25 Şanlıurfa A 42 Izmır PB 31 Ankara A 32 Mardın Ndanisa PB 29 Eskişehir A 31 Stirt PB 32 Konya A 33 Hakkâri Deoizli A 33 Sıvas A 34 Van Zonguldak A 25 Antalya A 30 Kars Marrnara, Kuzey Ege ile Doğu Kara- denız parçalt bulut- lu, öteki yerter açık ve az bulutlu geçe- cek. Hava sıcaklı- ğındaönemlibırde- ğişjklik olmayacak. Rüzgâr kuzey ve bat yönterden hafif ara sıra orta kuvvet- teesecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB Y Y PB PB PB A PB 20 19 20 22 19 17 20 18 Berlin PB 20 Moskova PB 27 Münih PB 18 Zürih Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y A Y Y Y Y PB 18 34 18 24 20 26 29 Y 17 Şirn Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflis Kahire A A Y A Y A A 37 25 31 31 30 32 33 A 35 Parçak bukıtiu k ÇoKbuluöu ı Yağmurtu ""•V Kartı Merkez sağda sonbahar hesapları_ _ ^ | Baştarafi 1. Sayfada lu'ya dağılırken, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Güniz Sokak'taki evinde görüşmeler yapıyor ve gelişmeleri yakından izliyor. Demi- rel önûmüzdeki günlerde Isparta'ya gitmeye ha- zarlanırken, yandaşlan daıl il gezerek nabız yok- luyor. Yandaşlannın Demirel'e "sıyasetedavet" cağnsı çıkanlması yönünde hazırlık yaptıği kay- dedildi Yalım Erez. "Sonbaharda Tûrk poBti- kası kanşacak, ısmacak" dedi. 'Halk, DemireH çağınyor' Erez,"DemireTin nasıl davranmasını beküyor- sunuz" sorusuna şu yanıtı verdi: "Kendilerinin karandır. Ama biz dolaşOğnmz yerlerde ANAP'hya, DYP'Bye rastlamjyoruz. Herkes DemireTin bir şeyier yapmasını bektiyor. Sayın Cumhurbaşkaru, topaıîayıcı bir isim. Saym Demirel, sonbaharda bir karar verir. thtiyaç gh- tikçe artryor. Bazen halkkarar vermeye zoriar. Bu ; ülkede vaşayan herkes gibiSayın Demirel deihti- yacı görürse karar verir. HaUan çağnsına karşı dunılmaz. Radikal, srvri obnayan göröşkri to- parlayacak bir çaöya ihtiyaç var. Biz dolaşm va- tandaşın görnşleriııi anyonız. Sonbaharda orta- hk ısuur, memnuniyetsiderin de sayısı artar." Erez, eski yol arkadaşı Tansu Çıller'in u çab- da ANAYOLT formûlûnü de ciddiye almadığını söyledi. Erez, "Bu, ya iflasm flamdır ya da yine Tansu Hanım evcflikoynuyor. Merkezsağeriyor, sağm niye eridiğinin farkmda değüler. Liderlere güvensizfiknedeniyieiDerkezsağeriyor.Tamamt- nm yfizde 10'un atanda kalacağı korknsunun ya- rattığı korku sonncu bunlar gündeme getirffiyor" dedi. "Üd kötûden bir iyi çıkmaz" diyen Erez, DYP hûkümete girse de hıçbır şeyin değişmeye- ceğıni sözlerine ekledi. ANAP Izmir Milletveki- li Rıfat Serdaroğhı da "Tansu Hanım hûkümete gjrmek istiyor berhakk, önerisi gayri rîddf de- ğerlendirmesini yaptı. Sonbaharda TBMM'nin açılmasıyla hüküme- ti de bir dizi gûçlük bekliyor. Ölüm cezasının kaldınlması, afbaşta olmak ûzere AB'ye giriş sü- recinde atılacak adımlarla ılgılı olarak hükümet ortaklanndan MHP'nin farkb görüşler dile getir- mesi sonbaharda yaşanacak sıkıntılaraı işaretinı veriyor. MHP, FP'nin kapatılması durumunda olası bir seçımi dikkate alarak seçmenine mesaj vermek için tutumunu giderek sertleştiriyor. Mu- halefet partileri de farkh taktiklerle "MHP'yidış- laym" baskılannı yoğunlaştınyor. FP Grup Baş- kanvekili Büknt Annç'm TCY'nin 312. madde- sinin değiştirilmesi ve idamın kaldınhnası konu- lan nedeniyle MHP'yi hedef alarak "Hükümet AB'yegirmekistiyorsa MHPdışlanmahdır'' me- sajlan vermesi dıkkati çektı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Maa FOiz, dün düzenlediği basın toplantıstnda, Çiller'in öneri- sınin amacırun merkez sağdaki bölünmüşlüğü ortadan kaldırarak eski dönemlerdeki gücüne ka- vuşturmak olduğunu söyledi. MHP Genel Baş- kan Yardımcısı Şevket Bfilent Yahnici nın "DYP barap asamayacağı için bunu gündeme getirdi" sözlerine tepkı gösteren Filiz, "Biz, Bahçdiveeki- bmin ne dunımda okiuklannı çok iyi bfliyoruz. Seçimlerden öncemeydanJarda,'Türkiye Apo'ya mezar olacak' sloganlarryla sorunu 24 saat için- de çözeceklerini söyleyenler.' YÖK sorununu çö- zeceğım' diye aytoptayanlar,bugün o siyasi sa- halarnu kaybettfler. Apo'yiaflgflikarann üzeri- ne bir bardak su içtûer. Bugün Apo karan TB- MM'ye gdmediyse bunun en büyük sornmtasu MHP'dir. MHP oy oranını kaybettL MHP, mey- danlarda söylediğiyie yapüğımn ters "*tT> Bmv*fl " dotayı tufanı görecektir" sözleriyle MHP'yi he- def aldı. DYP kulislerinde, MHP'nin hükümet ıçınde- ki uzlaşmaz tavnnı sürdürmesi durumunda DYP'nin bu parti yerine hûkümete gırebileceği yorumlan yaygınlaştı Ancak, MHP'nin "taba- nını tatmin etmek için iktidara gereksinim duy- duğu, bu nedenle hükümetten kolay kolay ayrıl- masnun söz konusu obmavacağT yönünde de- ğerlendirmeler de yapıldı. Demirel'in kuracağı ya da kurduracağı partinin de kısa sürede ANAP ve DYP'den transferle bir grup oluşturabileceği ve yenı hükümet senaryolannda bu partinin de yer alabileceğıne dikkat çekildi. Türldye'nin Kopenhag takvimi• Baştarafi 1. Sayfada la- nabileceği kaydediliyor. Tas- lakta MGK ile ilgili olarak da "MGK'nin bir riangnm orga- nı olarak Bakanlar Kunılu'na tavsryelerde buhmabileceği yö- nünde anayasamızm 118. mad- desinin yeniden düzenlenmesi- nin ve kuruldaki srvil üye sayt- suıın artbrümasmm MGK'ye yöneük deştirüeri giderebOece- ğj düşünülmektedir'' görüşü- ne yer venlıyor. Taslakta aynca, dûşünce ve anlatım özgürlüğü sınırlannın genişletilmesi ile ilgili olarak anayasanın 26,27 ve 28. mad- delennde değişiklik yapılma- sı, bu çerçevede anayasanın 26. maddesinin 3. fıkrasuıda geçen "Düşüncelerin açıklanması ve vavümasmda kanunla yasak- lammş olan herhangi bir dil kuUarulamaz" cümlesının madde metninden çıkanlması öneriliyor. Demirok'un raporunda, Ko- penhag kriterleri doğrultusun- da gerçekleştirilecek reformlar ıçın önenlen takvim şöyle: 2001 yılı sonuna kadar ya- pılacaklar: -Ölüm cezasının kaldınlma- sına ilişkin ek protokol imza- lanacak. - Türk Ceza Yasası'nda dü- şünce ve ifade özgürlügünü kı- sıtlayan ve uygulamada idare- nin esnek yorumuna imkân ta- nıyan hükümler değıştirilecek. - Tasan halindeki Ceza Mu- hakemeleri Usulü Kanunu'nun (CMUK) yasalaşması sağlana- cak. - Tüm AB ülkelerince imza- lanan BM Medeni ve Siyasi Haklar, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmeleri onaylanacak, BM Irk Aynmcı- hğının önlenmesi Sözleşmesi imzalanacak. - Avrupa Insan Haklan Mah- kemesi'nin (AlHM) Türkıye aleyhıne verdiği ıhlal kararlan ışıgında yeniden yargüama ve karar düzeltme yollannın işle- tilmesı sağlanacak. - AÎHM'nin işkence nede- niyle Türkiye aleyhıne verdiği kararlarda devletin ödemek zo- runda kaldığı tazminat, caydı- ncı olması için sorumlu idari personele rücu edilecek. - Avukatlık mesleğini güç- lendirecek yasa cıkanlacak. - Aile lçi Şıddetın Önlenme- sine Dair Yasa'da değişiklik yapüacak. - Aile mahkemeleri kuruİa- cak. - tnsan haklan açısından ço- cuklar, kadınlar ve özürlülerin sonmlan tüm boyutlanyla in- celenecek ve çözüme yönelik yasal önlemler alınacak. - Sendıka toplu iş sözleşme- si, grev haklan ve sendika içi demokrasinin geliştiriknesıne yönelik yasalar cıkanlacak, sosyal güvenlik şemsiyesi ge- nişletilecek. - Tanığın korunmasıyla be- denı muayene ve genetüc ince- lemeleriyle ilgili yeni düzenle- meler gerçekleştirilecek. - Cezaevi personelinin gö- rev, yetki ve sorumluluklannı esasa bağlayacak teşkilat yasa- sı cıkanlacak. - Mahallı idareler reform ta- sansı cıkanlacak. 12002 yılı sonuna kadar ya- p'dacaklar: - MGK ile ilgili anayasa de- ğişikliği paralelinde MGK Ge- nel Sekreterliği Yasası değişti- rilecek. - Sivil yurttaşlara askeri yar- gı yolu kapatılacak. - Terörle Mücadele Yasa- sı'nda düşünce ve ifade özgür- lügünü kısıtlayan ve uygula- mada idarenin esnek yorumu- na imkân tanıyan hükümleri değiştirilecek. - Olağanüstü hal mevzuatm- da demokratık yönde değişik- likler yapılacak. - Siyasi Partiler Yasası de- mokratikleştirilecek. - Şiddet ile suçu ve terörü teşvik etmemiş, üniter devlet yapısını bozmaya kastetmemiş yazı veya yayuılardan dolayı gazeteci ve yazarlann mahkûm edümesi engellenecek, mah- kûm olanlar için af cıkanlacak. - Dernek kurma özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü ve sendikal özgürlüklere ilişkin duzenlemeler gerçekleştirile- cek. - Polis Vazife ve Selahi- yetleri Yasası'nda, birey doku- nulmazlığının kısıtlanmasını asgariye indirmek için değişik- lik yapılacak. - CMUK, DGM'lik suçlarda da uygulanacak. - Adli kolluk kuvveti kurula- cak. - Toplum vicdanını rahatsız eden yolsuzluklarla etkin mü- cadele için siyasi ahlak yasası cıkanlacak. - Haksız tnal edınmelenn önlemesi için Mal BUdirimi Yasası'nda değişiklik yapıla- cak. 2004 yılı sonuna kadar ya- püacaklar: - Terörle mücadelede zarar gören yurttaşlann zararlan deviet tarafından karşılanacak. Delidana tiski yinegündemde • Baştarafi 1. Sayfada heli hayvanlan ayırma gi- bi önlemlere başvurduğu- na dikkat çekti. Cindemir, "Halk saghgının anlaş- malardan önde tutulması gerekir. Avrupa kendi içinde bfle salgm görüMû- ğü zaman ithalaü kesiyor. 3. ülkeler ise süreç içinde imzaladıklan anlaşmala- nn dayatmasıyla karşıla- ŞÇOT" diye konuştu. Tür- kiye'nin AB ülkelerinden gümrük birliği çerçeve- sinde yülık 19 bin ton et almak zorunda olduğunu, bunun 90 bin bas hayva- na denk geldiğini kayde- den Cindemir, ithalatm durdurulmasını istedi. Cindemir, ithalatta kont- rol mekanizmalanrun çok kötü olduğunu, düzgün işletılse bile BSE hastalı- ğının teşhis edilemeyece- ğini, pek çok incelemenin bu hastalık için uygulana- madığını ve teşhisin çok zor olduğunu anlattı. Cin- demir şöyle konuştu: "Avrupa kendi içinde ko- ruyucu davranrjor. Örne- ğin bnıcella'da. peynir 3 ay pastorize olarak bekle- dikten sonra insana bulaş- ma olasıhğı kahnryor. B- SE'de ise bu konuda çahs- ma bfle yok. Hastahkh et- leri bir biçimde bize gön- derecekler. OzelMkle itha- latm lop et olarak yapıl- ması çok daha tehlikeli. Çönkü bu tip etierin has- tahk muayenesi laboratu- varlarda yapdmadan has- tabk anlaşüamaz. Et itha- latt genelÛkle büyük şir- keder aracüığıyla yapüı- yor. Entegre tesislere jiğı- hjor. Buralarda işlenerek tûketicrye sunuluyor." Atila Cindemir, ithalat dışında Trakya'dan oto- büslerin altlannda, sağ- lıksız koşullarda kaçak et güşi olduğuna dikkat çe- kerken, hiçbir kontrol ol- rrudığı için BSE dışında dığer hastalıklar için de ciddi tehdit oluştuğunu bildirdi. Prof. Dr. Mustafa Ar- da'nın araştırmasında, BSE hastahgmın nedeni- nin "prion" diye tanım- lanan bir protein olduğu, hayvanlann dışmda in- sanlarda da görüldüğu belirtiliyor. Sığırlann "öhuncül hastahğı'' ola- rak tanımlanan BSE'nin ilkkezKasıml986'daln- giltere'de saptandığı ve Mayıs 1995'e kadar 32 bin 385 sürüde yaklaşık 148 bin 200 olgunun var- lığımnbildirildiği kayde- diliyor. BSE'ye, sağlıklı sürüye hasta hayvanlann girişi ya da hayvan yem- lerine hastalığı banndıran hayvanlara ait organ-do- ku veya protein maddele- rinin katılmasımn yol aç- tığı belirtilen araştırma- da, hastalığm görüldüğu ülkeler, en yoğundan en aza doğru şöyle: "lngütere,Kuzeytrlan- da, tsviçre, tıianda, Porte- kiz, Fransa, Kanada, Al- marrva, ttahya, Umman, Danimarka, Falkland Adalan." Araştırmada, aşısı da ol- mayan BSE'ye karşı öne- mi vurgulanan bazı korun- ma önlemleri şöyle sırala- nıyor: "BSE şûphesi olan hayvanlar hemen sürüden aynlarak rtiaf edümeü. Canh hayvan, et, et ürün- leri ithallerinin BSE şüp- heB ülkelerden yapürnası yasaklanmaİL Çeşim' gıda işleme teknolojileri ısı iş- lemleri, kimyasal ajanlar riski önleyemez.ddalann yanında kozmetikler, sığır orijinli materyaDeıie ha- znianan ilaçlar dariskta- şır. Yurda kaçakhayvan,et veetürünügirişi yasaklan- maİL Infekte hayvanlann organlan ve özellikJe be- yinleriiledoğrudantemas- tan kaçmıhnah. BSE'ye karşı genetik dirençli hay- vardary^tiştirümea." CINES'TEN HEDİYE YAĞMURU! TEMMUZ AYINDA UYE OLAN VEYA UYELIGINI YENİLEYEN HERKESE CINE5TEN SURPRİZ HEDİYELER. Hemen üye olun (212) 355 55 55 . www.cirie5.comJr Bu kampanya-31 Temmuz^OOO tarihine kadar gecerlidir. Kampanya satış noktalarımızın stoklarıyla sıntrlıdır. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Gerek ülkemizde gerekse seçimle gelen hükü- metlerin seçimle gittiği ülkelerde siyasetin temelini "umut" oluşturuyor. Toplumun yüzde 30-45'ini pe- şinden sürükJeyebiien partiler, hedeflerini gerçek- ieştirme yolunda cesur adtmlar atabiliyoriar. Iskan- dinav ülketerindekj kendine özgü durumu saymaz- sak, pek çok ülkede durum bu. Bızde de çok partilı döneme geçişten bu yana "u- mutrûzgân" estirebilen partiler, yüzde 40 etrafında dolaşan oylarla Meclis'e girdiler. Ancak 9O'lı yıllar- da bu eğri yüzde 25'in üzerine çıkamıyor. Oyunu yüzde 20'de tutabilen parti, büyük başan kazandı- gını tddia edebiliyor. Şu soru henüz askıda: - 2000'li yıllarda siyaset, parçalı görüntüsünü de- vam ettirip, partiler yüzde 12-20 çizgisinde burun buruna mı yürüyecekler, yoksa bir hareket öne ge- çip yeni bir ivme yaratabilecek mi? Partilenn bugünkü görünümü ikinci şıkkın zor ol- duğunu ortaya koyuyor. Ancak, önûmüzdeki do- nem için bağlayıct bir değeriendirme yapmak da olanakstz. Merkez sağın ve merkez solun yeniden biçimleneceği yönündeki beklentiler yoğun. Soldan başlayalım... Ecevtt, 9O'lı yıllann ortasına dek "birbölen" eleş- tirisiyie karşı karşıya kaldı. 95 seçimlerinden sonra tablo değişti, DSP solun birinci partisi oldu. Aynı durum önûmüzdeki dönemde de sürer mi? Ece- vft'in CHP'ye yönelik çıkışlan, sürmeme olasılığını öne çıkanyor. Iki merkez sol parti arasındaki yanşta CHP'nin ne yapabilecegi konusunda somut veriler oiuşmuş değil. CHP'de sessiz ve derinden bir ça- lışma var. Ancak bu kadar derin olmaması gerekir! Sryasette oyun, zaman zaman karşı tarafın başa- nsızlığı üzerine de kurulur. CHP'lilerin, DSP'nin ba- şansızlığı üzerine planlannın olduğu dikkati çekiyor. Ne var ki, bu tür umutlar yapaydır! Kaldı ki Ecevit, böylesi hesaplan bozacak manevra gücüne de sa- hip. Bu yüzden CHP solun birinci partisi olmak isti- yorsa, "Bunlar becemmedi, çözüm CHP'dir" afiş- lerinin yanına, "Biz şöyle çözeceğiz" listeierini de koymalı... ÇATIYOL Sağdaki arayışlar soldan daha yoğun. Türkiye'de- ki siyaset dengesi, yüzde 65-70 sağ, yüzde 30-35 sol dengesine oturduğu için sağdaki manevralann çokluğu da doğal. Seçmeni çok bulan yelpaze, ta- banını kepazeye çevirirmiş desek, çok abartmış d - mayız... Demokrasisi rayına oturmuş ülkelerde, sistemin genel yapısını tehdit eden bir parti çıkınca, ötekiler hemen ona karşı tavır alırtar. Etraîını çevirirler, 'Si- yasetiböyteyapamazstn, seniseçmeneşikâyetedi- yoruz, seninle işbiriiği de yapmayız" politikası ızler- ler. Bizde ise özellikJe merkez sağda durum tam ter- si. Bir hareket ulusal-toplumsal değerlerden birini kullanarak yükselişe mi geçti, hemen ötekiler sıra- ya diziliyoriar: - Ondan bizde de var... "Hayır, asıl bizde var..." - Bizim kökümüz onlara dayalı... Böytece toplumun sorunlannı çözen değil, seç- menin dilini çözen, yanşı önde bitiriyor... Merkez sağın bugün içinde bulunduğu durum, yukanda özetlediğimiz politikanın sonucu. Şimdi her iki partjde de arayış dikkati çekiyor. Tek başlanna varlık gösteremeyeceklerini düşünüp ortak çözüm peşine düştüler. Sağda yaptlan hesaplann içinde Demirel de var. Köşkten dokuzuncu senfoniyle ınip, Güniz Soka- ğı'na davul-zuma konçertosuyla yerleşen Demirel, sonbaharda nasıl bir çıkış yapabilecegi sorusunun içinden çıkabilmiş değil. FP çizgisinin iktidara yürüme olasılığının kalma- dığını düşünenler boşlukta... ANAP-DYP çizgisinin yeniden umut yaratacağı- na inanmayanlar boşlukta... MHP'nin, aldığı oyun büyüklüğüne ulaşamaya- cağını hesaplayanlar boşlukta... Toplumsal yaşam boşluk tanımayacağına göre, önûmüzdeki dönem kimi siyaset yataklan kuruya- cak, kimi yataklar genişleşip yeni yollar bulacak... Ankara'da son dönem arayışlan hep çatıda görünü- yor. Bu kadar çatırdamaya karşı biz de bir öneri sunalım: ÇATIYOU balbay@cumhuriyetcom.tr Teknolojikyoksunluk eğüinıide vuruyor ISTANBUL (ANKA)- Eğitimde ve kamu hizmetlerinde çağdaş teknolojilerin kullanılmaması, ülke geleceğini gölgeliyor. Türkiye'de, okullarda eğitim gören 700 öğrenciye bir bilgisayar düşüyor ve Avrupa ülkeleri arasında Türkiye, iletişim teknolojilerine yaptığı harcamada son sıralarda yer ahyor. Türkiye'de okullarda eğitim gören 700 öğrenciye bir bilgisayar düşüyor. Bu oran ilköğretimde 4 bin öğrenciye çıkarken mesleki ve teknik öğretimde 120'ye kadar ıniyor. Ülkeler itibanyla 'bilgisayarsız okuDar oranı' ıncelendiğinde, bu oranın ABD'de yüzde 1, tsviçre'de yüzde 2, Japonya'da yüzde 5, Almanya'da ise yüzde 17 olduğu, buna karşılık Türkiye'de bu oranm yüzde 95'eulaştiğı ortaya çıkıyor. Hem uluslararası rekabette üstünlük sağlayabilmek hem de yurttaşlanna nitelikli bir eğitim verebihnek için her ülke yeni teknolojilere yaunm yapmak zorunda bulunuyor. Avrupa ülkelerinin iletişim teknolojilerine yaptıklan kişi başına harcamalarda Isviçre ve Danimarka ilk sırayı alırken Türkiye, Yunanistan ve Portekiz iletişim teknolojilerine en az yatınm yapan ülkeler arasında yer ahyor. Isviçre, iletişim teknolojileri için kişi başına yaklaşık bin dolar yaunm yaparken bu rakam Türkiye'de sadece 16dolarla : sınırh kalıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle