Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-J 6 TEMMUZ 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
İ LJ-ll. kultur@cumhuriyet.com.tr 15
JStatacha Atlas bol bol göbek dansı yaptı; Cheb Mami 'nin performansı etkileyiciydi
heb Mami'ye
göre rai, şenlik
müziği. Bu müziğin
evriminin ilginç
olduğunu belirten
Mami, "Ilk
çıktığında çalınması
yasaktı. Yurtdışında
sevilmeye
aşladığında
hükümet tavrını
değiştirdi ve rai'yi
Cezayir kültürünün
parçası olarak
kabullendi" dedi.
'Müzik, ırkçılığakarşı bir silah'Kültür Servisi - Istanbul Kültûr ve
Sanat Vakfı Caz Festivali Yönetmeni
Gorgün Taner'üı "tltisi de uzun sene-
ler tu kaka denen müziğin ne kadar
önemü olduğunu gösterdüer" dediğı
Natacha AÜas ve Cheb Mami konser-
den önce basın toplantısı düzenledi-
ler. Bırbirlerini uzun süredir tanıyan
Atlas ve Mami, en son geçen martta
Olimpia'da birlikte konser vermişler.
• Türkiye'de ıki yıl önce bir kez
Roxy'de sahneye çıktığını söyleyen
Atlas, "Orada beni dinkyen gençter
dünya müziğryle çok içli dışb olmasa-
lar da birlikte çok eğlendik. Ibrahım
Tatlıses'i eskiden beri çok seviyonun.
Türk müzisyenlerle değil ama Ameri-
kah caz basçısı Cemalettin Tatuma ile
çahşmıştını" dedi.
• Atlas, çok kültürlü olarak tanım-
ladığı Mısır'da politik bir krizin ol-
madığını belirterek orada en son Ulus-
lararası Göbek Dansı ŞenJiği'nde yer
aldığını söyledi: "Her zaman göbek
dansıyaptnn. Benim için çokdoğaL Av-
rupa'da çok çabuk kabul gördü ve ba-
na birimaj sağbdL Yapmayı seviyonım;
işte işin aslı bu."
• Atlas, 'C'est La Vie' parçasını
yaptığı Jean Michel Jarre için "Çok
hoş bir insandı. Pek çok sanatçıyla or-
tak çalışma yapmak istiyorum. Cheb
Mbmi de'bunlardan birî* dedi.
• Çheb Mami, Sting'le yaptığı 'De-
sert Rose' ve Atlas'ın Jean Michel
Jarre'la yaptığı parçanın dûnya müzi-
ği olduğunu ve bumüziğin herkes için
bir ihtiyaç olduğunu belirtti: "20yılön-
cePeterGabnerinortayaarağı 'world
musıc' terimi arnk köhnedi. Değişik
kûltürlerin bir araya gelmesi yani füz-
yon müziği canlılık getiriyor. Önemli
olan, kühürier arası abşveriş" dedi.
• Dünyada tanınmaya başladığın-
dan bu yana Cezayir'de de farklı dö-
nemler geçiren rai müzik ve toplum-
sal rolündeki değişim hakkında Ma-
mi, "Bu müziğin evrimi ilginç oldu.
Ük çıknğında çalınması yasakü. \ urt-
dışında sevilmeye başladığmda hükü-
met tavnnı değiştirdi ve rai'yi Cezayir
kültürüsün parçası olarak kabuDen-
di" dedi.
'Rai, şenlik müziğidir'
• "Cezayir'in tarihine baküğunız-
da pek çok ülke tarafindan sömürge-
leştirfldiğini görüyoruz. Ülke bugûn
debukarmaşıkbğa yatkm biryapı ser-
gflByor'' diyen Mami, rainin Arap mü-
ziği olmadığım, tarüısel nedenlerden
dolayı çok kültürlü bir yapıdan geldi-
ğini söyledi: "Bana göre rai, şenlik
müziğidir. Dansla birlikte çalınıp söy-
tenir."
• "Avnıpa'da yabana düşmanlığt-
na karşı bir tavır olarak rainin önü
açüdı. Almanya'da _vüzde30 oranuıda
Türk rock'çılann müzikleri dinleni-
yor. Bu gelişimi ve yabancı düşmanh-
ğuu nasddeğeriendiriyorsunuz" bıçi-
mindeki sonıyu Mami şöyle yanıtla-
dı.Transa'da rai bugünkü durumu-
na kolay geünedi. 10-15 yıl akü. Kon-
serler vemedyaaracüığıyla kabul gör-
dü. Müziğin etkisiyle oluşan merakh
kamuoyu, göçmenler ve yerlüer fle bir
araya geldi. Müzik, u-kçıhğa karşı en
önemh' silah. Konserierimiz de yaşadı-
ğumz da bu."
Aynı soruya Atlas şu yamtı verdi:
• "Ben de tngütere'de Cheb'in ya-
şadıklannabenzerşeyteryaşadmLAn-
cak Ingiltere'de yabancı düşmanhğı
çok daha inceliktidir. tngüizler, Doğu-
hı ezgüer taşryan bir parçamı çok so-
ûstike diyerek çalmayı reddetmişler-
dL Fransa'dadaödülverdiler ama ora-
da da hep alttan alta bir u-kçıük oldu-
ğunu hissettim. Ancak Cheb'in de de-
digi gibi müzik bunlann arandan kal-
kabfliyor.''
• Basın toplantısında mütevazı bir
görünüm ve samimi bir tavır sergile-
yen Atlas ve Mami, iyi kötü tüm so-
rulan nazlanmadan yanıtladılar. Hat-
ta işini bilen bir Ortadoğulu kadın
porresi çizen Atlas, biraz geveze bi-
le sayılabihr. Mami ise son derece
maıtıklı yanıtlanyla entelektüel bir
düzsyi olduğunu ortaya koyan yanıt-
lar verdi. Toplantı sonrasında Atlas'la
başbaşa konuşabildik.
- Cheb Mami de, siz de Avrupa'da-
ki Arap banliyölerinde yetiştiniz. O
küçüksıcak ortamdan dünyaca üne ka-
vuşmak müzikal açıdan sizi nasıl etki-
ledi?
NATACHA ATLAS - Müzikal açı-
dan yapmak istediklerimi gerçekleş-
tirmek daha kolay şu anda. Defalarca
Mısır'da bulundum ve orada doğan
bir parçayı miksleme fırsatım var ar-
tık. Mısır-lngiliz meiezi olmam da bir
avantaj tabiı. Plak şirketiniz ne yaptı-
ğınızı biliyorsa planlannızı hayata ge-
çirmeniz ilk başladığınızdan daha ko-
lay oluyor.
-Daha kolay ama aynı duyguyu pay-
laştığmız insanlardan kopunca üreti-
bû- farkhhlt oldu mu?
İST
*
NBUl
7.ULUSLARARASI
KUITUR İCTfllURIII
«SANAT lalHniDUL
VAKFI CAZ FESTIUALI
rum. Sorun aslında ticari olma mese-
lesi değil. Ticari olmayan, sufi ruhu
yani özel bir ruh taşıyan bir albüm
yapacağım.
ize direnç var'
ATLAS - Baskı altırida yaptığınızı
sürdürmek durumundasınız. Ticari
kaygılarkalbinizi geriye atmanızı ge-
rektiriyor bazen ama çok şükür ki 'Ba-
na Yaşam Verdin' adıyla yayımlana-
cak olan yeni albûmümde 'Ayiştini'
yani çok ticari de olsa aynı zamanda
kalbimi işin içine katnğunı düşünüyo-
-tbrahimTatiısesTeçahşmakistivor
musunuz?
ATLAS-Tabii ki. Onunla tanışma-
yı çokisterim. Kariyerime henüz baş-
lamadan önce, uzun yıllardan beri
onun sesine hayranım. Çok sevdiğim
Türk müziği ile Mısır müziği makam-
da birbirlerinden kopuk değil, derin
bağlan var.
- Tarkan da Fransa'da büyük bir
başan kazandı. ÖzeDikle Fransa'da
Doğu müziğine duyulan bu ilgiyi na-
sıl değerlendiriyorsunuz?
ATLAS - Fransa'da uzun süredir
Araplaryaşıyor. Cheb Mami'nin de de-
diği gibi rai müzikle bir başlangıç ol-
du ve Fransızlarbu müzikle tanıştı. Bu
ilgiyi garip karşılamamak lazım, çok
normal. Ingiltere biraz daha farklı.
Daha çok Asyalı insan yaşıyor orada
ve müziğimize büyük bir direnç var.
Ingiliz medyası çok kontrollü. Çok
küçük bir ada ve değişimden korkan
garip ınsanlar. Yaptığımız müziği çok
seven insanlar var ama işin özünde
dış etkilere çok dirençliler. Fransa, In-
gütere'dençokdaha farklı, çünkü Fran-
sa bir Akdeniz ülkesi. Bu kadar basit.
Öyküleri, esprileri, dansı ve yorumuyla muhteşem bir konser sundu
UteLemper herkesibüyüledi• UteLemper'in cumagecesi Lüt-
fi Kırdar Kongre Sarayrnda verdi-
ği konser tek kelimeyle inanıhnaz-
dı. Lemper, sadece farklı ses rengi
jfr yorunıu ile 4çğil, sade g ^ y ğ
muhteşem sahne performansı ve esp-
rili tavırlanyla izleyicılere unutama-
yacaklan bir gece yaşattı.
• Paris, Milano, Londra ve New
York'ta sahnelenen kapah gişe mü-
zikallerin ve oyunlann bir numara-
h oyuncusu Lemper'in simsiyah par-
dösüsünün içinden gözüken kırmı-
zı elbisesi ve alüna giydiği siyah de-
ri botlan da, en az yeni albümünde-
ki imajı siyah deri kıyafetleri kadar
etkileyiciydi.
• Bruoo Fontaine. Dan Cooper,
Ben Sher, Rob Thomas ve Todd Tur-
kisher'ın Lemper'e eşiık ettığı kon-
serde sanatçı NickCave, Ehis Cos-
teüo, Phiüp Glass, Tom \Vaits' in ya-
ni sıra Kurt Weül, Bertott Brecht,
Jacques Brel'den parçalar seslendir-
di.
' Şarkı aralannda sürekli izleyici
tkisaateyakmsürenkonseriboyunca içten ve neseB tavnyla seyirciji etkiledL
ile diyalog kuran Lemper, parça aralannda anlat-
tığı komik hikâyeler, yaptığı espriler (bazen par-
çalann sözlerini bile değıştirerek) ile soğuk ve me-
safeli görünüşünün içindeki içten ve sıcak yüzü-
nü izleyenlere gösterdi.
• Bu ışe ilk başladığmda plak şırketlerinin sa-
dece denizciler, limanlar, limanlardakı barlar, fa-
hişeler, seks hastalıklan, Johnny"ler, Jimmy'ler,
Jamie'lerüzerine yazılmış tükenmekbilmeyen ve
hepsi birbirine benzeyen parçalar seslendirmele-
rini istediklerini anlatırken Lemper, Ingiliz, Fran-
sız ve en sonunda Amerikahlarla çalıştığı sırada.
admı nasıl telaffuz ettiklerinin taklidini yaparak,
kendi isteklerini zorla kabul ettirdiğini söyledi.
"HerhaldeTürkçesiz 'üte' derdiniz. çünkü Türk-
çe'de çok fazla 'ü' var. Tam olarak bilemiyorum,
çünkü hiç Türk müzik şirketi ile çalışmadun. Bel-
ki bu geceden sonra teküf gen'r*' dıye espn yaptı.
• Bob Fosse ile yaptığı 'Cbicago' müzıkalinde
Fosse'un daha klasik bir stilde söylemesi için ıs-
rarettigi 'ABThatJazz'ı 'Lemper yorumu' ile söy-
ledi.
• Lemper, sürekli doğduğu ülke Almanya'ya
tatlı-sert göndermeler yaptı. Kurt Weill'uı beste-
lerini, insanlann sadece şarkı söyledikleri için
öldürüldüğü faşist Hitler döneminden canlı çık-
mayı başardıklan için çok sevindiğini söyleyen
Lemper, Almanlann artık an ırktan çok, dolarla
ilgilendiklerini de araya sıkıştırdı. "Salonda Al-
man varsa, üsrüne alinmasın" diyerek herkesi
güldürdü.
• "Almanlann kan emici olduklannı biliyor
muydunuz?" diye başladığı bir şarkıda vampir kı-
hğına girdi ve dişlerini göstere göstere söylediği
şarkı sırasmda bir ara sahnenin önüne oturupu
Alr
manlar diktatör olduklan kadar delidir" diyerek
bırden aşağı atladı. Önce ön sırada oturan Şakir
Eczaabaşı'mnbastomırmkaparakCabaretşarkısmı
mınldandı. "Thank you my dar-
Hng* diyerek bastonu geri verdik-
ten sonra "Kan istiyorum, bir kur-
banbulacağun" dedi ve ızleyıciler-
den birine saldırdı.
• Artık bir Türk izleyicisi klasi-
ği haline gelen 'konserde cep tde-
imuçataMotayı'bukonserdedeya-
şandı. O sırada duygusal bir parça
söyleyen Lemper.telefona "Cepte-
kfonWmabayüryorum.Aio,sevgi-
üm. Hayn*, konser bitmedi Ben de
seni öztediın'' diye, şarkı arasmda
sahneden yanıtverdi. Böylece hem
izleyiciyi hem de müzisyenleri ra-
hatsızedenbu olayı, festival boyun-
ca birçok sabırh müzısyenin yap-
tığı gibi, esprili bir dille geçiştirdi.
• Lemper, Nkk Cave'in sevgili-
sinin kendisini suda boğdugu sıra-
da akundan geçen düşüncelerin an-
laüldığı 'LhÜe Water Song'u, su-
yun altından sevgihsine bakarmış-
casına yukan bakarak söyJedi. Her-
kesin içine aşkı, nefireti, acmın ve
ölümün verdigi huzur duygusunu,
sesiyle işledi.
• Jacques Brd'ın 'Amsterdam'ı ve 'en sevdi-
ğim bestecüerden biri' dediği Tom Waits ile kon-
sen bıteren Lemper, uzun süre ayakta alkışlandı.
Yoğun alkış karşısında tekrar sahneyeçıkanLem-
per, "Konser sonraa içkmizi içmeden ve poHs ta-
rafindan tutuklanmadan önce bir şarkı daha söy-
leyeyim. Hayat bu, insan her an tutuklanabiSr.
Ama nej^epolitikajaginneyelim'' diyerekfötrşap-
kasıyla, Ute Lemperyorumuyla birKurt Weillpar-
çasıyla konseri bitirdi.
• Konserbitüninde, kiınse salondan çıkmak is-
temedi. Orkestrasıyla selam veren Lemper, tt
ye-
ni bir şehirde, böyle bir gece geçirmekten çok
menunun olduğunu" belirtti. Ama herhalde Lüt-
fi Kırdar'ı dolduran ve sesiyle, yorumuyla, gös-
terisiyle ve kişiliğiyle tam manasıyla büyülediği
izleyiciler kadar kendini mutlu ve iyi hissede-
mezdi.
Beklenen düet gerçeldeşmedi
Canük) (solda) ve arkadaşlan Latin nnılannı cazla birleştirdiler.
• Natacha Atlas ve Cheb Mami'nin Açık-
hava'daki konserinde beklenen ılgi görülme-
di. Açıkhava yan yanya boştu. Atlas, şarkı
söylemekten çok bol bol göbek dansı yaptı.
• Sahneye kendi orkestrasıyla çıkmayan At-
las'ın prova sırasında tanıştığı müzisyenleriy-
le arasında bir kopukluk vardı.Ses düzenindeki
tersliği de bir türlü düzeltemedi.
• Darbuka ve vurmalı çalgılarda Salah El-
din Taha Abdullah, nam-ı diğer Tico'nun do-
ğumgunüolmasınedeniyle Atlas sahneye bir
pasta getirtti. Konser sonunda'Neyazıkki ba-
na verikn zaman bu kadar diyerek' sahneyi
terk etti. Israrlara karşın 'C'est La Vie' par-
çasını söylemedi. Hayranlan sanatçının albü-
mündeki kaliteli müziği konserde bulamadı.
• Cheb Mami ise hem sesi hem de sahne
performansıyla çok etkileyici idi. 6 kişilik
grubunda gitarist Serge Lavalette çok ilgi
çektı. Her fırsatta sahnenin önüne gelip her-
kesi dans etmeye, alkışlamaya çağırdı. Çabası
boşa gitmedi ve Açıkhava kısa sürede göbek
atan ve kıvutan insanlarla doldu.
• Kemancı Mejdoub Fati ve vurmah çal-
gılarda Abdel Nasser Haoua da başanlı per-
formanslan ile izleyiciyi büyüledi.
• Mami'nin menajeri sahneden bütün sa-
lonu gözleyerek 'izinsizçekim' yapmak iste-
yenlere göz açtırmadı.
• Cheb Mami, Atlas'ın tersine izleyiciyle
diyaloğunu konser boyunca sürdürdü. Her
parçasındaki nakaraü izleyiciye söyletrirdi. Bir-
birleriyle şakalaşan ve dans eden orkestra
üyeleri en az seyirciler kadar eğlendi.
• Cheb Mami ısrar üzerine bir kez daha
sahneye çıktı ama beklenen 'Desert Rose'
parçasmı seslendirmedi. Daha önce açüdan-
dığı gibi Atlas'la düet de yapmadı.
• 'PurpleinBlue' projesiyle, ÖnderFocan
ve New Yorklu cazcılar 'Deep Purple'ın şar-
kılannın caz yorumlannı sundu. Gruba eski
'Deep Purple' hayranlan eşük etti.
• Sonra Michel Camflo ve Tomatito, fla-
menkonun canh ritimleriyle konserin ağır
havasını dağıtü.Sürekli iletişim içindeki ikilınin
sahnedekı sıcaklığı seyircilere de yansıdı.
• Camillo eşlığınde sahneye çıkan Ant-
honyJackson ve Horacio '£1 Negro' Fernan-
dez latin nnılannı caz müziğiyle birleştire-
rek seyircileri hareketlendirdiler.
KUŞBAKIŞI
MEMET BAYDUR
Perde Arası: ;
Hamlet'in Monoloğu
"Olmakya da olmamak - bu birsoru değil, bir to-
tolojidir. Boş önermeler beni ilgilendirmemektedir.
Sentetik bir önermenin doğruluğunu bilmek istiyo;'-
rum: Acaba olacakmıyım - işte bilmek istediğim bUt
Bunun biranlamı da babamın öcünü alacak cesa-
retimin olup olmadığıdır. <A
Cesarete neden ihtiyacım olsun? Annemin kocar^
sı kralın, güçlü birkimse okJuğu belli; ondan öç altl
maya kalkışmamyaşamımıyokedebilir. Ama baba-
^nTöIduTdCfğünü anlataBifirsem herkes benden ya^
na çıkar. Oysa bana göre her şey öyle açık ki!
Açık mı gerçekten? Elimde iyi kanıtlanm var. Ha-J
yalet, söylediklerinde çok açık ve kesindi. Ama o bît
hayalet sadece. Var olduğundan emin miyim ? Kep^'
disine soramam elbette. Belki de düşümde gördüm>
onu. Ama başka kanıtlar da var. O adamın babami'
öldürmesi için nedeni vardı. Danimarka kralı olmakl
için az bir fırsat mı? Bir de annemin alelacele onun~j
la evlenmesi yok mu? Babam sûrgit sağlıklı bir ki-
şiydi. Bu da azımsanacak dolaylı bir kanıt değil fta^
ni. v
Ama işte hepsi bu: Dolaylı kanıt sadece. SadecOr-
otası olan birşeye inanabilirmiyim. İşte cesarete muhy,
taç olduğum nokta bu. Şu anda kralolan kişiden kork-'
tuğumdan değil yoksa. Korkum yalnızca bir olasılı-',
ğa bakarak bir şeyler yapmaya kalkışmam. Mantık-'
çı, bana bireysel durumlarda olasılığın anlamsız ol--
duğunu söylüyor. Pekibu durumda nasılhareketed& <
bilirim. Mantıkçıya kulak vermenin sonu da böyle olun
zaten. Yaratılıştan gelen karartılık, düşûncenin kuş*-ı
ku yaratan etkisinde duraksamaya dönüşûr. Ya işis
bitirdikten sonra düşünmeye koyulur, yanlış hare-,
ket ettiğimi anlarsam!.. ,
Bu denli kötü mûdürmantıkçı? Bana, bir şey ola-y
sı ise, bir konul oluşturabileceğimi, doğruymuşça-
sına hareketetmemi öğütlüyor. Böyleyaparsam ço-'
ğu kez haklı çıkarmışım. Ama bu durumda haklı çı-"
kacak mıyım? Yanıtyok. Bana sadece, eyleme geç,'
çoğu kez haklı çıkarsın diyor.
Bir çözûm görûyorum. Kanıtlanmı daha doyuru-^
cu yapmalıyım. Bu, gerçekten iyi bir fikir: Bir sahnei
yaratacağım. Kesin sonuçlu bir deney olacakbu. Ba-
bamı öldürdülerse, heyecanlannı gizfeyemeyecek-
lerdir. Bu iyi bir psikoioji. Deneyin sonucu olumlu
çıkarsa, tüm olup biteni kesinlikle bilmiş olacağım.
Ne dediğimi anlıyorsun değil mi? Gökyüzünde ve
yerkürede, senin felsefende dûşünü gördük/erin-
den çok daha fazla şeyler vardır aziz mantıkçım!
Kesinlikle mi bileceğim gerçekten ? AJaycı gülüm-
semen gözûmden kaçmıyor. Kesinlikdiye birşeyyok-
tur. Olasılık artacak ve benim konulumun notu yük-
selecektir. Doğru sonuçlann giderekartacağını bek-
leyebilirim. Ulaşabileceğim şey bundan ibarettir.
Konul oluşturmaktan kaçınamam. Benim aradığım
kesinlik; oysa mantıkçının bana verdiği tüm şey, ko-
nul oluşturmamı öğûtlemekten ileri geçmiyor. İşte
içinde olduğun durum bu, ölümsüz Hamlet!
Banasadecekonul oluşturmamı öğûtlemekten baş-
ka bir şey söyleyemeyecekse, ona başvurmamın
yaran varmı? Verdiği öğüt eylemim için muhtaç ol-
duğum cesaretisağlayacağına kuşkulanmı pekiştir-
mektedir. Benim için değil mantık.
Kişinin, manttğın yolundan gitmesiiçin Hamletten;
daha yürekli olması gerekir!" 'J
• • *
Yukanda okuduklannız Hans Reichenbach'ın Bi-.
lîmsel Feteefenin Doğuşu adı enfes yapıtının 185. say-
fasından.
Türkçesi Sayın Cemal Yıldınm'ındır. Uzay, za-
man, nedensellik, evrim, atom gibi temel kavTamla-
n çözümleyen ve bizi fizik, geometri, mantık gibi1
alanlarda aydınlatan bir bilim adamı, yapıtının orta
yerine yukanda okuduğumuz bölümü koymuş. Ben
'Shakespeare ile Hamlet'l sevgili Mîna Urgan'dan
oğrendim. Geçen yıl Reichenbach'ın yazdıklanndan
söz etmiştim Mîna Hanım'a telefonda.
Hemen ilgilendi tabii ve Istanbul'a ilk geldiğimde
buluşmak üzere sözleştik. O buluşma artık gerçek-
leşmeyeceği için Reichenbach'ın enfes satıriannı
Mîna Hanım'ı sevenlerie paylaşmak istedim. Yoksa
sizler gibi ben de biliyorum ki bu meseleyi derinle-
mesine ve büyük keyifle öğrenmenin tek yolu yine
Mîna Hanım'ın Shakespeare ve Hamlet adlı kitabını
alıp okumaktır. Satş rekorian kıran ve benim de se-
verek okuduğum o iki anı kitabındaki eşsiz üslupla
yazılmış bir başyaprttır Shakespeare ve Hamlet. Al~
kışlarla, marşlarla, fanfaria yolcu ettiğimiz bu büyük
aydınımızın yapıtlannı unutmayalım.
• PEKtN (AFP) - Çin'ın başkenti Pekın'de yapunı
tartışmalara yol açan Ulusal Büyük Tiyatro binası
şehrin minıarlan ve akademisyenlerinin ağır
eleştirilerine neden oldu. Suni bir göletin ortasına
inşaa edilecek titanyum ve cam yapı, 314 milyon
dolara mal olacak. Operayı da içeren bina sadece
estetik ve finansal nedenlerden değil, depreme karşı
dayanıksız inşa edildiği gerekçesiyle de eleştiriliyor.
Ulusal Büyük Tiyatro projesınin komite başkanı
Wang Zhengming, eleştirileri anlamsız bulduğunu
belirterek, çizünleri Fransız Paul Andreu tarafindan
Paris'te gerçekleştirilen yapınuı depreme dayanıklı
olacağını savundu.
AKM yenileniyop
• Kültür Servisi - Kültür Bakanlıgı 'nca, tsianbul
Atatürk Kültür Merkezi Sınema ve Konser Salonu
ile Oda Tiyatrosu'nda yenileme ve onanm
çahşmalan yapılacak. 14 bin 616 metrekarelik alan
üzerine inşa edilmiş olan AKM'nin, 52 bin
metrekareük kullanım alanı ve bünyesinde yer alan
Büyük Salon, Konser Salonu, Oda Tiyatrosu, Aziz
Nesin Sahnesi, Sinema Salonu ve Sanat Galerisi ile
ülkenin en büyük kültür merkezlennden biri olma
özelliği taşıdığı vurgulandı. Kültür Bakanhğı'nın,
AKM'nin daha çağdaş ve kullanüabilir bir mekân
haline gelmesi amacıyla 2000 yılı için 540 milyar
lira ödenek ayırdığı belirtildi. Bu salonlann duvarlan
boyanarak ses düzeni ve sahnesinın onanlacağı,
bunun yani sıra ıdari blokta da çeşitli düzenlemeler
yapılarak güvenlik taraması için X Ray cihazlannın
sayısının 1 'den 2'ye çıkanlacagı ifade edildi.
BUGÜN
• DARPHANE-t AMİRE'de Yaz Etkmlikleri
çerçevesüıde 'Fırat Göl Ohnrken- Cennetin Bedeü'
adlı belgesel izlenebilir/5/J 50 82)
• TURtNG BUYÜKADA KÜLTÜR EVt'nde
'2000 Yaz Konserleri' kapsanunda 'Antik Aryalar
ve Mini Deffle' (Barok Dönemi Aryalan ve
Kıyafetleri) adlı gösteri izlenebiln". (382 8620)