20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-J 6 TEMMUZ 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA İ LJ-ll. [email protected] 15 JStatacha Atlas bol bol göbek dansı yaptı; Cheb Mami 'nin performansı etkileyiciydi heb Mami'ye göre rai, şenlik müziği. Bu müziğin evriminin ilginç olduğunu belirten Mami, "Ilk çıktığında çalınması yasaktı. Yurtdışında sevilmeye aşladığında hükümet tavrını değiştirdi ve rai'yi Cezayir kültürünün parçası olarak kabullendi" dedi. 'Müzik, ırkçılığakarşı bir silah'Kültür Servisi - Istanbul Kültûr ve Sanat Vakfı Caz Festivali Yönetmeni Gorgün Taner'üı "tltisi de uzun sene- ler tu kaka denen müziğin ne kadar önemü olduğunu gösterdüer" dediğı Natacha AÜas ve Cheb Mami konser- den önce basın toplantısı düzenledi- ler. Bırbirlerini uzun süredir tanıyan Atlas ve Mami, en son geçen martta Olimpia'da birlikte konser vermişler. • Türkiye'de ıki yıl önce bir kez Roxy'de sahneye çıktığını söyleyen Atlas, "Orada beni dinkyen gençter dünya müziğryle çok içli dışb olmasa- lar da birlikte çok eğlendik. Ibrahım Tatlıses'i eskiden beri çok seviyonun. Türk müzisyenlerle değil ama Ameri- kah caz basçısı Cemalettin Tatuma ile çahşmıştını" dedi. • Atlas, çok kültürlü olarak tanım- ladığı Mısır'da politik bir krizin ol- madığını belirterek orada en son Ulus- lararası Göbek Dansı ŞenJiği'nde yer aldığını söyledi: "Her zaman göbek dansıyaptnn. Benim için çokdoğaL Av- rupa'da çok çabuk kabul gördü ve ba- na birimaj sağbdL Yapmayı seviyonım; işte işin aslı bu." • Atlas, 'C'est La Vie' parçasını yaptığı Jean Michel Jarre için "Çok hoş bir insandı. Pek çok sanatçıyla or- tak çalışma yapmak istiyorum. Cheb Mbmi de'bunlardan birî* dedi. • Çheb Mami, Sting'le yaptığı 'De- sert Rose' ve Atlas'ın Jean Michel Jarre'la yaptığı parçanın dûnya müzi- ği olduğunu ve bumüziğin herkes için bir ihtiyaç olduğunu belirtti: "20yılön- cePeterGabnerinortayaarağı 'world musıc' terimi arnk köhnedi. Değişik kûltürlerin bir araya gelmesi yani füz- yon müziği canlılık getiriyor. Önemli olan, kühürier arası abşveriş" dedi. • Dünyada tanınmaya başladığın- dan bu yana Cezayir'de de farklı dö- nemler geçiren rai müzik ve toplum- sal rolündeki değişim hakkında Ma- mi, "Bu müziğin evrimi ilginç oldu. Ük çıknğında çalınması yasakü. \ urt- dışında sevilmeye başladığmda hükü- met tavnnı değiştirdi ve rai'yi Cezayir kültürüsün parçası olarak kabuDen- di" dedi. 'Rai, şenlik müziğidir' • "Cezayir'in tarihine baküğunız- da pek çok ülke tarafindan sömürge- leştirfldiğini görüyoruz. Ülke bugûn debukarmaşıkbğa yatkm biryapı ser- gflByor'' diyen Mami, rainin Arap mü- ziği olmadığım, tarüısel nedenlerden dolayı çok kültürlü bir yapıdan geldi- ğini söyledi: "Bana göre rai, şenlik müziğidir. Dansla birlikte çalınıp söy- tenir." • "Avnıpa'da yabana düşmanlığt- na karşı bir tavır olarak rainin önü açüdı. Almanya'da _vüzde30 oranuıda Türk rock'çılann müzikleri dinleni- yor. Bu gelişimi ve yabancı düşmanh- ğuu nasddeğeriendiriyorsunuz" bıçi- mindeki sonıyu Mami şöyle yanıtla- dı.Transa'da rai bugünkü durumu- na kolay geünedi. 10-15 yıl akü. Kon- serler vemedyaaracüığıyla kabul gör- dü. Müziğin etkisiyle oluşan merakh kamuoyu, göçmenler ve yerlüer fle bir araya geldi. Müzik, u-kçıhğa karşı en önemh' silah. Konserierimiz de yaşadı- ğumz da bu." Aynı soruya Atlas şu yamtı verdi: • "Ben de tngütere'de Cheb'in ya- şadıklannabenzerşeyteryaşadmLAn- cak Ingiltere'de yabancı düşmanhğı çok daha inceliktidir. tngüizler, Doğu- hı ezgüer taşryan bir parçamı çok so- ûstike diyerek çalmayı reddetmişler- dL Fransa'dadaödülverdiler ama ora- da da hep alttan alta bir u-kçıük oldu- ğunu hissettim. Ancak Cheb'in de de- digi gibi müzik bunlann arandan kal- kabfliyor.'' • Basın toplantısında mütevazı bir görünüm ve samimi bir tavır sergile- yen Atlas ve Mami, iyi kötü tüm so- rulan nazlanmadan yanıtladılar. Hat- ta işini bilen bir Ortadoğulu kadın porresi çizen Atlas, biraz geveze bi- le sayılabihr. Mami ise son derece maıtıklı yanıtlanyla entelektüel bir düzsyi olduğunu ortaya koyan yanıt- lar verdi. Toplantı sonrasında Atlas'la başbaşa konuşabildik. - Cheb Mami de, siz de Avrupa'da- ki Arap banliyölerinde yetiştiniz. O küçüksıcak ortamdan dünyaca üne ka- vuşmak müzikal açıdan sizi nasıl etki- ledi? NATACHA ATLAS - Müzikal açı- dan yapmak istediklerimi gerçekleş- tirmek daha kolay şu anda. Defalarca Mısır'da bulundum ve orada doğan bir parçayı miksleme fırsatım var ar- tık. Mısır-lngiliz meiezi olmam da bir avantaj tabiı. Plak şirketiniz ne yaptı- ğınızı biliyorsa planlannızı hayata ge- çirmeniz ilk başladığınızdan daha ko- lay oluyor. -Daha kolay ama aynı duyguyu pay- laştığmız insanlardan kopunca üreti- bû- farkhhlt oldu mu? İST * NBUl 7.ULUSLARARASI KUITUR İCTfllURIII «SANAT lalHniDUL VAKFI CAZ FESTIUALI rum. Sorun aslında ticari olma mese- lesi değil. Ticari olmayan, sufi ruhu yani özel bir ruh taşıyan bir albüm yapacağım. ize direnç var' ATLAS - Baskı altırida yaptığınızı sürdürmek durumundasınız. Ticari kaygılarkalbinizi geriye atmanızı ge- rektiriyor bazen ama çok şükür ki 'Ba- na Yaşam Verdin' adıyla yayımlana- cak olan yeni albûmümde 'Ayiştini' yani çok ticari de olsa aynı zamanda kalbimi işin içine katnğunı düşünüyo- -tbrahimTatiısesTeçahşmakistivor musunuz? ATLAS-Tabii ki. Onunla tanışma- yı çokisterim. Kariyerime henüz baş- lamadan önce, uzun yıllardan beri onun sesine hayranım. Çok sevdiğim Türk müziği ile Mısır müziği makam- da birbirlerinden kopuk değil, derin bağlan var. - Tarkan da Fransa'da büyük bir başan kazandı. ÖzeDikle Fransa'da Doğu müziğine duyulan bu ilgiyi na- sıl değerlendiriyorsunuz? ATLAS - Fransa'da uzun süredir Araplaryaşıyor. Cheb Mami'nin de de- diği gibi rai müzikle bir başlangıç ol- du ve Fransızlarbu müzikle tanıştı. Bu ilgiyi garip karşılamamak lazım, çok normal. Ingiltere biraz daha farklı. Daha çok Asyalı insan yaşıyor orada ve müziğimize büyük bir direnç var. Ingiliz medyası çok kontrollü. Çok küçük bir ada ve değişimden korkan garip ınsanlar. Yaptığımız müziği çok seven insanlar var ama işin özünde dış etkilere çok dirençliler. Fransa, In- gütere'dençokdaha farklı, çünkü Fran- sa bir Akdeniz ülkesi. Bu kadar basit. Öyküleri, esprileri, dansı ve yorumuyla muhteşem bir konser sundu UteLemper herkesibüyüledi• UteLemper'in cumagecesi Lüt- fi Kırdar Kongre Sarayrnda verdi- ği konser tek kelimeyle inanıhnaz- dı. Lemper, sadece farklı ses rengi jfr yorunıu ile 4çğil, sade g ^ y ğ muhteşem sahne performansı ve esp- rili tavırlanyla izleyicılere unutama- yacaklan bir gece yaşattı. • Paris, Milano, Londra ve New York'ta sahnelenen kapah gişe mü- zikallerin ve oyunlann bir numara- h oyuncusu Lemper'in simsiyah par- dösüsünün içinden gözüken kırmı- zı elbisesi ve alüna giydiği siyah de- ri botlan da, en az yeni albümünde- ki imajı siyah deri kıyafetleri kadar etkileyiciydi. • Bruoo Fontaine. Dan Cooper, Ben Sher, Rob Thomas ve Todd Tur- kisher'ın Lemper'e eşiık ettığı kon- serde sanatçı NickCave, Ehis Cos- teüo, Phiüp Glass, Tom \Vaits' in ya- ni sıra Kurt Weül, Bertott Brecht, Jacques Brel'den parçalar seslendir- di. ' Şarkı aralannda sürekli izleyici tkisaateyakmsürenkonseriboyunca içten ve neseB tavnyla seyirciji etkiledL ile diyalog kuran Lemper, parça aralannda anlat- tığı komik hikâyeler, yaptığı espriler (bazen par- çalann sözlerini bile değıştirerek) ile soğuk ve me- safeli görünüşünün içindeki içten ve sıcak yüzü- nü izleyenlere gösterdi. • Bu ışe ilk başladığmda plak şırketlerinin sa- dece denizciler, limanlar, limanlardakı barlar, fa- hişeler, seks hastalıklan, Johnny"ler, Jimmy'ler, Jamie'lerüzerine yazılmış tükenmekbilmeyen ve hepsi birbirine benzeyen parçalar seslendirmele- rini istediklerini anlatırken Lemper, Ingiliz, Fran- sız ve en sonunda Amerikahlarla çalıştığı sırada. admı nasıl telaffuz ettiklerinin taklidini yaparak, kendi isteklerini zorla kabul ettirdiğini söyledi. "HerhaldeTürkçesiz 'üte' derdiniz. çünkü Türk- çe'de çok fazla 'ü' var. Tam olarak bilemiyorum, çünkü hiç Türk müzik şirketi ile çalışmadun. Bel- ki bu geceden sonra teküf gen'r*' dıye espn yaptı. • Bob Fosse ile yaptığı 'Cbicago' müzıkalinde Fosse'un daha klasik bir stilde söylemesi için ıs- rarettigi 'ABThatJazz'ı 'Lemper yorumu' ile söy- ledi. • Lemper, sürekli doğduğu ülke Almanya'ya tatlı-sert göndermeler yaptı. Kurt Weill'uı beste- lerini, insanlann sadece şarkı söyledikleri için öldürüldüğü faşist Hitler döneminden canlı çık- mayı başardıklan için çok sevindiğini söyleyen Lemper, Almanlann artık an ırktan çok, dolarla ilgilendiklerini de araya sıkıştırdı. "Salonda Al- man varsa, üsrüne alinmasın" diyerek herkesi güldürdü. • "Almanlann kan emici olduklannı biliyor muydunuz?" diye başladığı bir şarkıda vampir kı- hğına girdi ve dişlerini göstere göstere söylediği şarkı sırasmda bir ara sahnenin önüne oturupu Alr manlar diktatör olduklan kadar delidir" diyerek bırden aşağı atladı. Önce ön sırada oturan Şakir Eczaabaşı'mnbastomırmkaparakCabaretşarkısmı mınldandı. "Thank you my dar- Hng* diyerek bastonu geri verdik- ten sonra "Kan istiyorum, bir kur- banbulacağun" dedi ve ızleyıciler- den birine saldırdı. • Artık bir Türk izleyicisi klasi- ği haline gelen 'konserde cep tde- imuçataMotayı'bukonserdedeya- şandı. O sırada duygusal bir parça söyleyen Lemper.telefona "Cepte- kfonWmabayüryorum.Aio,sevgi- üm. Hayn*, konser bitmedi Ben de seni öztediın'' diye, şarkı arasmda sahneden yanıtverdi. Böylece hem izleyiciyi hem de müzisyenleri ra- hatsızedenbu olayı, festival boyun- ca birçok sabırh müzısyenin yap- tığı gibi, esprili bir dille geçiştirdi. • Lemper, Nkk Cave'in sevgili- sinin kendisini suda boğdugu sıra- da akundan geçen düşüncelerin an- laüldığı 'LhÜe Water Song'u, su- yun altından sevgihsine bakarmış- casına yukan bakarak söyJedi. Her- kesin içine aşkı, nefireti, acmın ve ölümün verdigi huzur duygusunu, sesiyle işledi. • Jacques Brd'ın 'Amsterdam'ı ve 'en sevdi- ğim bestecüerden biri' dediği Tom Waits ile kon- sen bıteren Lemper, uzun süre ayakta alkışlandı. Yoğun alkış karşısında tekrar sahneyeçıkanLem- per, "Konser sonraa içkmizi içmeden ve poHs ta- rafindan tutuklanmadan önce bir şarkı daha söy- leyeyim. Hayat bu, insan her an tutuklanabiSr. Ama nej^epolitikajaginneyelim'' diyerekfötrşap- kasıyla, Ute Lemperyorumuyla birKurt Weillpar- çasıyla konseri bitirdi. • Konserbitüninde, kiınse salondan çıkmak is- temedi. Orkestrasıyla selam veren Lemper, tt ye- ni bir şehirde, böyle bir gece geçirmekten çok menunun olduğunu" belirtti. Ama herhalde Lüt- fi Kırdar'ı dolduran ve sesiyle, yorumuyla, gös- terisiyle ve kişiliğiyle tam manasıyla büyülediği izleyiciler kadar kendini mutlu ve iyi hissede- mezdi. Beklenen düet gerçeldeşmedi Canük) (solda) ve arkadaşlan Latin nnılannı cazla birleştirdiler. • Natacha Atlas ve Cheb Mami'nin Açık- hava'daki konserinde beklenen ılgi görülme- di. Açıkhava yan yanya boştu. Atlas, şarkı söylemekten çok bol bol göbek dansı yaptı. • Sahneye kendi orkestrasıyla çıkmayan At- las'ın prova sırasında tanıştığı müzisyenleriy- le arasında bir kopukluk vardı.Ses düzenindeki tersliği de bir türlü düzeltemedi. • Darbuka ve vurmalı çalgılarda Salah El- din Taha Abdullah, nam-ı diğer Tico'nun do- ğumgunüolmasınedeniyle Atlas sahneye bir pasta getirtti. Konser sonunda'Neyazıkki ba- na verikn zaman bu kadar diyerek' sahneyi terk etti. Israrlara karşın 'C'est La Vie' par- çasını söylemedi. Hayranlan sanatçının albü- mündeki kaliteli müziği konserde bulamadı. • Cheb Mami ise hem sesi hem de sahne performansıyla çok etkileyici idi. 6 kişilik grubunda gitarist Serge Lavalette çok ilgi çektı. Her fırsatta sahnenin önüne gelip her- kesi dans etmeye, alkışlamaya çağırdı. Çabası boşa gitmedi ve Açıkhava kısa sürede göbek atan ve kıvutan insanlarla doldu. • Kemancı Mejdoub Fati ve vurmah çal- gılarda Abdel Nasser Haoua da başanlı per- formanslan ile izleyiciyi büyüledi. • Mami'nin menajeri sahneden bütün sa- lonu gözleyerek 'izinsizçekim' yapmak iste- yenlere göz açtırmadı. • Cheb Mami, Atlas'ın tersine izleyiciyle diyaloğunu konser boyunca sürdürdü. Her parçasındaki nakaraü izleyiciye söyletrirdi. Bir- birleriyle şakalaşan ve dans eden orkestra üyeleri en az seyirciler kadar eğlendi. • Cheb Mami ısrar üzerine bir kez daha sahneye çıktı ama beklenen 'Desert Rose' parçasmı seslendirmedi. Daha önce açüdan- dığı gibi Atlas'la düet de yapmadı. • 'PurpleinBlue' projesiyle, ÖnderFocan ve New Yorklu cazcılar 'Deep Purple'ın şar- kılannın caz yorumlannı sundu. Gruba eski 'Deep Purple' hayranlan eşük etti. • Sonra Michel Camflo ve Tomatito, fla- menkonun canh ritimleriyle konserin ağır havasını dağıtü.Sürekli iletişim içindeki ikilınin sahnedekı sıcaklığı seyircilere de yansıdı. • Camillo eşlığınde sahneye çıkan Ant- honyJackson ve Horacio '£1 Negro' Fernan- dez latin nnılannı caz müziğiyle birleştire- rek seyircileri hareketlendirdiler. KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR Perde Arası: ; Hamlet'in Monoloğu "Olmakya da olmamak - bu birsoru değil, bir to- tolojidir. Boş önermeler beni ilgilendirmemektedir. Sentetik bir önermenin doğruluğunu bilmek istiyo;'- rum: Acaba olacakmıyım - işte bilmek istediğim bUt Bunun biranlamı da babamın öcünü alacak cesa- retimin olup olmadığıdır. <A Cesarete neden ihtiyacım olsun? Annemin kocar^ sı kralın, güçlü birkimse okJuğu belli; ondan öç altl maya kalkışmamyaşamımıyokedebilir. Ama baba- ^nTöIduTdCfğünü anlataBifirsem herkes benden ya^ na çıkar. Oysa bana göre her şey öyle açık ki! Açık mı gerçekten? Elimde iyi kanıtlanm var. Ha-J yalet, söylediklerinde çok açık ve kesindi. Ama o bît hayalet sadece. Var olduğundan emin miyim ? Kep^' disine soramam elbette. Belki de düşümde gördüm> onu. Ama başka kanıtlar da var. O adamın babami' öldürmesi için nedeni vardı. Danimarka kralı olmakl için az bir fırsat mı? Bir de annemin alelacele onun~j la evlenmesi yok mu? Babam sûrgit sağlıklı bir ki- şiydi. Bu da azımsanacak dolaylı bir kanıt değil fta^ ni. v Ama işte hepsi bu: Dolaylı kanıt sadece. SadecOr- otası olan birşeye inanabilirmiyim. İşte cesarete muhy, taç olduğum nokta bu. Şu anda kralolan kişiden kork-' tuğumdan değil yoksa. Korkum yalnızca bir olasılı-', ğa bakarak bir şeyler yapmaya kalkışmam. Mantık-' çı, bana bireysel durumlarda olasılığın anlamsız ol-- duğunu söylüyor. Pekibu durumda nasılhareketed& < bilirim. Mantıkçıya kulak vermenin sonu da böyle olun zaten. Yaratılıştan gelen karartılık, düşûncenin kuş*-ı ku yaratan etkisinde duraksamaya dönüşûr. Ya işis bitirdikten sonra düşünmeye koyulur, yanlış hare-, ket ettiğimi anlarsam!.. , Bu denli kötü mûdürmantıkçı? Bana, bir şey ola-y sı ise, bir konul oluşturabileceğimi, doğruymuşça- sına hareketetmemi öğütlüyor. Böyleyaparsam ço-' ğu kez haklı çıkarmışım. Ama bu durumda haklı çı-" kacak mıyım? Yanıtyok. Bana sadece, eyleme geç,' çoğu kez haklı çıkarsın diyor. Bir çözûm görûyorum. Kanıtlanmı daha doyuru-^ cu yapmalıyım. Bu, gerçekten iyi bir fikir: Bir sahnei yaratacağım. Kesin sonuçlu bir deney olacakbu. Ba- bamı öldürdülerse, heyecanlannı gizfeyemeyecek- lerdir. Bu iyi bir psikoioji. Deneyin sonucu olumlu çıkarsa, tüm olup biteni kesinlikle bilmiş olacağım. Ne dediğimi anlıyorsun değil mi? Gökyüzünde ve yerkürede, senin felsefende dûşünü gördük/erin- den çok daha fazla şeyler vardır aziz mantıkçım! Kesinlikle mi bileceğim gerçekten ? AJaycı gülüm- semen gözûmden kaçmıyor. Kesinlikdiye birşeyyok- tur. Olasılık artacak ve benim konulumun notu yük- selecektir. Doğru sonuçlann giderekartacağını bek- leyebilirim. Ulaşabileceğim şey bundan ibarettir. Konul oluşturmaktan kaçınamam. Benim aradığım kesinlik; oysa mantıkçının bana verdiği tüm şey, ko- nul oluşturmamı öğûtlemekten ileri geçmiyor. İşte içinde olduğun durum bu, ölümsüz Hamlet! Banasadecekonul oluşturmamı öğûtlemekten baş- ka bir şey söyleyemeyecekse, ona başvurmamın yaran varmı? Verdiği öğüt eylemim için muhtaç ol- duğum cesaretisağlayacağına kuşkulanmı pekiştir- mektedir. Benim için değil mantık. Kişinin, manttğın yolundan gitmesiiçin Hamletten; daha yürekli olması gerekir!" 'J • • * Yukanda okuduklannız Hans Reichenbach'ın Bi-. lîmsel Feteefenin Doğuşu adı enfes yapıtının 185. say- fasından. Türkçesi Sayın Cemal Yıldınm'ındır. Uzay, za- man, nedensellik, evrim, atom gibi temel kavTamla- n çözümleyen ve bizi fizik, geometri, mantık gibi1 alanlarda aydınlatan bir bilim adamı, yapıtının orta yerine yukanda okuduğumuz bölümü koymuş. Ben 'Shakespeare ile Hamlet'l sevgili Mîna Urgan'dan oğrendim. Geçen yıl Reichenbach'ın yazdıklanndan söz etmiştim Mîna Hanım'a telefonda. Hemen ilgilendi tabii ve Istanbul'a ilk geldiğimde buluşmak üzere sözleştik. O buluşma artık gerçek- leşmeyeceği için Reichenbach'ın enfes satıriannı Mîna Hanım'ı sevenlerie paylaşmak istedim. Yoksa sizler gibi ben de biliyorum ki bu meseleyi derinle- mesine ve büyük keyifle öğrenmenin tek yolu yine Mîna Hanım'ın Shakespeare ve Hamlet adlı kitabını alıp okumaktır. Satş rekorian kıran ve benim de se- verek okuduğum o iki anı kitabındaki eşsiz üslupla yazılmış bir başyaprttır Shakespeare ve Hamlet. Al~ kışlarla, marşlarla, fanfaria yolcu ettiğimiz bu büyük aydınımızın yapıtlannı unutmayalım. • PEKtN (AFP) - Çin'ın başkenti Pekın'de yapunı tartışmalara yol açan Ulusal Büyük Tiyatro binası şehrin minıarlan ve akademisyenlerinin ağır eleştirilerine neden oldu. Suni bir göletin ortasına inşaa edilecek titanyum ve cam yapı, 314 milyon dolara mal olacak. Operayı da içeren bina sadece estetik ve finansal nedenlerden değil, depreme karşı dayanıksız inşa edildiği gerekçesiyle de eleştiriliyor. Ulusal Büyük Tiyatro projesınin komite başkanı Wang Zhengming, eleştirileri anlamsız bulduğunu belirterek, çizünleri Fransız Paul Andreu tarafindan Paris'te gerçekleştirilen yapınuı depreme dayanıklı olacağını savundu. AKM yenileniyop • Kültür Servisi - Kültür Bakanlıgı 'nca, tsianbul Atatürk Kültür Merkezi Sınema ve Konser Salonu ile Oda Tiyatrosu'nda yenileme ve onanm çahşmalan yapılacak. 14 bin 616 metrekarelik alan üzerine inşa edilmiş olan AKM'nin, 52 bin metrekareük kullanım alanı ve bünyesinde yer alan Büyük Salon, Konser Salonu, Oda Tiyatrosu, Aziz Nesin Sahnesi, Sinema Salonu ve Sanat Galerisi ile ülkenin en büyük kültür merkezlennden biri olma özelliği taşıdığı vurgulandı. Kültür Bakanhğı'nın, AKM'nin daha çağdaş ve kullanüabilir bir mekân haline gelmesi amacıyla 2000 yılı için 540 milyar lira ödenek ayırdığı belirtildi. Bu salonlann duvarlan boyanarak ses düzeni ve sahnesinın onanlacağı, bunun yani sıra ıdari blokta da çeşitli düzenlemeler yapılarak güvenlik taraması için X Ray cihazlannın sayısının 1 'den 2'ye çıkanlacagı ifade edildi. BUGÜN • DARPHANE-t AMİRE'de Yaz Etkmlikleri çerçevesüıde 'Fırat Göl Ohnrken- Cennetin Bedeü' adlı belgesel izlenebilir/5/J 50 82) • TURtNG BUYÜKADA KÜLTÜR EVt'nde '2000 Yaz Konserleri' kapsanunda 'Antik Aryalar ve Mini Deffle' (Barok Dönemi Aryalan ve Kıyafetleri) adlı gösteri izlenebiln". (382 8620)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle