Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 2000 PAZAR
10 P A Z A R J L A Z E L A R I dishab@cumhuriyet.com.tr
Hanya'yı Konya'yı nasılgördük...Geçen nisan ayında bir gmp
Danimarkalı ile birlikte Konya'ya eğitim
amaçlı bir gezi yapmıştık. Gezi suasında
Konya ve kimi beldelerinde
konuştuğumuz yetkililer, Konya'dan
yurtdışına göçün nedenleri üstüne
görüşlerini aktartnışlardı. Konya
ve çevresinde yaşayan çok sayıda insanın
yaşam koşullarının yanı sıra, örneğin
. Kuşça ve Yeniceoba beldelerinde bir
. ağacın bile olmadığını, bozkır toprağının
güç koşullarda nasıl işledığıni gördük.
Egitim ve iş olanaklannın çok kısıtlı
Adası'na, Yunanlı dostum Yorgi'nin
kızının vaftiz töreni için Hanya şehrine
gittim. Gün ortasında 40 derece sıcakta
yapılan tören bir kılisenin bahçesinde,
ulu çınar ağaçlannın altmda
gerçekleştirüdi. Papaz, mûşterilerim
kaybetmek istemeyen bir bakkal gibi,
acele edip vaftizi çok kısa sürede
gerçekleştirdi. Bu kutsal vaftiz töreni ile
beş yaşındaki Dimitra'nın ilk
günahlannın silindiğini ve artık
Hıristiyan dininin bir üyesi olduğunu
söyleyen kılisenin papazı, aşın sıcaktan
KOPENHAC
HÜSEYIN
DUYGU •
dar sokaklann her iki yakasını da eski
Türk evleri süslûyor. Limanın trafığe
kapanlan bir caddesınde eski bir Türk
hamamımn sergı salonuna, caminin de
arkadaşım Yorgi'den öğreniyorum.
Hanya kent merkezinde, Istanbul'daki
Çiçek Pasajı'nı andıran bir çarşı var.
Manavlann sattığı sebze ve meyvelerin
aynısını bızim manavlarda da
bulabilirsiniz. Manav dili Türkçeye çok
benziyor. "Domata, patata. salata,
karpuz!" diye müşten çağınyorlar. Aynı
çarşıda susamlı helva, adaçayı,
zeytuıyağı, çeşitli baharatlar ya da baston
saün alabilirsiniz. Lokantalardaki
yemekler de tıpkı bizim yemekler.
Zeytinyaglı fasulye, mıısakka, Holma ve.
Akdeniz'de de banş zamanının geldiğini
belirtti. Bu güzel sularda savaş
gemileriNÎN yerine iki kardeş halkın
insanlannı taşıyan yolcu gemileri
dolaşması gerektiğıni, her Yunanlı'nın
istediğini söyledi. Kendisini bir dünya
vatandaşı bisseden berberin politik
bılinci ve dünya görüşü beni daha da
umutlandırdı. tşinı bitiren berber Manoh,
yolun karşısındaki kahveciye "dk>
türküko, parakola" (iki Türk kahvesi,
lütfen) diye seslendı. Kahvemizi içerken
beTber bugüne kaHar yaşananlflrrian
nasıl da kmlgan olduğunu sergiliyor
bugün. tkinci binin gün baümında.
Avrupa, binyuimızın ortalannı andıran
uhısaL, tophımlararası ve dinsel
karşrtnklar ve çatjşmalann içinde
buhınuyor. Avrupa'nın büyük ülkefermin
'lıderleri' bu çaoşmalardan sonımJu
değiller ise sorurnlu kimdir? Sözde
'banşçı çabalan' ve UdyüzlühUderi, suça
kaühmlannın göstergesi olmaktan öte ne
anlam taşımaktadır?» Hanya'daki son
akşarru, lımandakı bir balık tavernasında
Tiirk ve Yıınan miiyjgi
olduğunu söyleyen gençleT, Avrupa
ülkelerinde yaşayan yakınlan aracılığıyla
_ bir Avrupa ülkesine kapağı atmak
istiyorlar. Kendi ülkesinde sesini
- duyuramayan bu gençler, geziye kaölan
Danimarkah eğitimcileri etkiledi. Bu
-gezi dolayısıyla Konya'yı görmüş olduk.
.,Haziran ayının son günlerinde Girit
dolayı yaz törenlerinin kısa sürdüğünü
belirterek töreni bitırdi. 120 konuğun
hiçbiri törenin kısa sürmesine ıtıraz
etmeden, Hanya Limanı'nda beş yıldızlı
bir otele geçtiler. Otelin bahçesindeki
limandaki yapılann birçoğunun eski
Türk mımansıne göre ınşa edildiği
hemen dikkati çekiyor. Araba girmeyen
müzeye dönüştürülmüş olduğunu
gördüm. Caminin minaresı Hanya
valisinın emriyle onanlıyor. Burada kimi
Türkçe gazeteleri satın alma olanağı var.
1980 sonrası sığınmacı olarak
Türkiye'den gelen Türklerle, Batı Trakya
Türklerinin sezonluk iş için yaz
mevsiminde Hanya'ya geldiklerini
cacık değişmeyen lokanta yemekleri.
Saçımı kesen yaşlı berber Türk
olduğumu öğrenince çok heyecanlandı.
Bir yandan saçımı özenle keserken öte
yandan Türkiye - Yunanistan ilişkilerini
değerlendırmeye başladı. Türklerle
Yunanlılann yaşam anlayışınm birbirine
çok benzediğıni ve arük Ege'de de
hepimızın sorumlu olduğunun da altrnı
çizdi. "Benden Sefaun Söyle Anadohı'ya"
kitabının yazan, Yunanistan'da genç
kuşak yazarlann kendilerine örnek
aldıklan Dido Sotiriyu, eski bir
söyleşisinde şöyle demışti: "Dûnyamıza
uygarhgın ayrlınhğını karanrfırmakta
övünen Avrupa'nın kendisi, bu uygarhğın
geçirdik. Kadınlı erkekli hep birlikte
çiftetelli oynandı, sirtaki dansı yapıldı.
Benle arkadaşım Yorgi, bir köşede
Yunan rakısı uzo ile dolu kadehlerimizi,
insanlann sevinç içinde yaşayabilmeleri
için kaldırdık.
Anladmız mı sevgili okurlar, Hanya ile
Konya'yı nasıl gördüğümü?
Çağdaş Vikingler'in
îstanbul'a yelkenli seferi
" Insanoğlu, kafasını taktığı şeylerle
1
tanınır. Çevremizde örnekleri çoktur bu
1
gerçeğin. Hele bu "köşedönme
- devrinde." Hâlâ tek başına didinerek, kıt
kanaat bir kenara ayırdığı parayı vererek
dergi çıkaran güzel insanlar; olumlu bir
ginşimde benim de bir tuzum olsun
dıyerek hiçbir maddi çıkar düşünmeden
yardıma koşanlar. înandığı yoldan
sapmayarak birçok derdi ve engeli göze
alan bunca dost... Hepsi bu dünyanın
insanı; hepsi bizim insanımız.
tsveç'in güneydoğusundaki Gotland
Adası'nda bulunan antik belgeler,
cisimler, Vikingler'in
yelkenli, onlara özgü tipik
"VüdnggenuTeriyk"
zamanın "Miklağard"ına
(Büyük Kent'e) ticaret için
gittikleri bıliniyor. Bu
"BüyükKent"lstanbul.
(Isveç'teki eski yazıtlarda
"Istambul" diye yer
alıyor). Bu ticari
yolculuklann ilginç yanı, Kıta
Avrupası'nm kuzeyden güneye
karayoluyla geçilerek yapılmış olması.
Karayolundan kastunız, daha çok
nehirler aracılığıyla yol ahnması, kıtayı
denizden dolaşmayarak gidilmiş olması.
Yol; Polonya, Çekoslovakya,
Macaristan, Yugoslavya, Romanya ve
Bulganstan üzennden geçiyor ve
Vikingler, Karadeniz sulanna Varna'dan
ulaşıyor. Bundan tam bin yıl önce
başlamış Vikingler bu ticarete. En çok
da gümüş ve baharat alıyorlarmış
îstanbul'dan. 1979'dabirgrup
Gotlandh, dedelerimiz yaptı da biz
neden yapmayalım, diyerek kollan
sıvadı. 11 kişiyi taşıyacak bir Viking
gemisinin inşasına başladılar.
Yolculuk görkemli bir törenle ve Isveç
Kralı'nm uğurlamasıyla 13 Haziran
1983'te başladı. Tekne 6 kürekli, tek
yelkenliydi. 8 metre uzunlukta, 2 metre
genişlikteydi. Polonya'nın Wisha
Nehri'nin ağzmdan Kıta Avrupası'na
girdi. 260 km. kürek çekildi, 242 km.
yelkenle gidildi, 22 km. kıyı boyunca
karadan gemiyi sürükJeyerek ve 48 km.
de tamamıyla karadan tekneyi
tekerleklerle çekerek yol almdı. 2.726
km. 131 günde aşıldı. Toplam 24 gün
dinlenmeyle geçti.
Erik Nyl'en'ın yazdığı "seyir dcfteri"
"VUtingaskepp mot MiklaganTdan
aktardığım bu bilgilerin sonunda gece
karanlığmda teknenin sahil korumanın
uyarmak için yaptığı top ateşiyle
karşılandığı anlatüıyor. Daha sonra
motoru olmadığı için bir balıkçı
teknesince îgneada'ya çekilen tekneye
,-^elen ve çok güzel Ingilizce konuşan bir
\ deniz subayı, tsveçlileri karşıüyor ve
"• kutluyor. Ertesi gün Boğaziçi'nden
geçerek yapılan "şeref ruru" şöyle
anlabhyor:
-Şimdi arük yol boyu epey yıpranan
ama oldukça sağlam kalan, birçok
badireden geçmiş tekne, Romahlann
KonstantinopePi, Vikingler'in
Miklagard'ı ve Türkkrin tstambul'u
olan ve Avrupa ile Asya sınınnda yer
alan bu dünya kentine görkemti bir
şekikk süzülerek gjrmeye
STOCKHOLM
hazıriandınlıyor. Bu güzeffik turu, ertesi
sabah, 30 Eylül'de yapıku. Basm ve
radyo BoğazRü'ndeki 'şeref turumuza'
kankh." Türkiye'deki konukseverlik ve
insan sıcağı özellikle vurgulamyor.
Benim aklım, bundan bin yıl önce hangı
cesaret ve gözüpeklikle bu serüvene
atılmış olan Vikingler'e takılıyor. Hangi
dille anlattılar bu "Şark kapısmda?"
Pararun diliyle mi? Altın akçelerle mi?
Yoksa yalnızca değiş- tokuşla mı? O
belalı Balkanlar'dan nasıl geçtiler?
Kimbilır kaçı yola çıktı, kaçı geri
dönmedi... Nedir insanoğlunu dürten,
bir şeyi gerçekleştirmeye
azmettiren? Isveç, Osmanlı
tmparatorluğu'nun orta
savunma antlaşması yaptığı
ilk Hıristiyan ülke. Isveç
GÜRHAN kralıDemirbaşŞari'ın(12.
UÇKAN Kral) akıl almaz
serüvenlerinden sonra
^ ^ _ ^ _ _ Ruslarla Prut Savaşı,
Bender olayı ve Kral'ın üç
aşağı beş yukan bizde zorunlu kalışı,
borçlanması fılan iki uzak ülke arasında
yakın bir ilişki doğurdu. Bizden laleyi
ve lahana dolmasını "ödünç aldılar." Biz
onlardan ne aldık bihniyorum. Bana
kahrsa, çağdaş Vikingler'in 1980'li
yıllarda "MiklaganTa gıdışı önemlı bir
olaydı. İki ülke bir kez daha
buluşmuştu.
Kizımız Anju'yla oğlumuz Bullet evlendiler y^
çocuğuevfendi.CMaymtuhafyanı,küçükgefin Anju'nunyaşı değDde kocasınmkimolduğu. Kalküta
yakınlaruıdaki Mohanpur köyünden Anju'nun kocası, Bullet adh bir köpek— Anju'nun babası,
km kazalardan ve hastataklardan bir türlü kurrulamayınca bir astroloğa başvurmuş. Astrolog,'
küçüklozın tek kurtuluşunun bir köpekle evlerunesi oMuğunu söylemiş. Babası da krana "şan^ı • •
getirmesi için onu köpek Bullet'le evlendirmiş. Bullet'k Anju'nun nikâhuu 10 Temmoz'da bir
Hindu din adamı kı> nuş_ (Fotoğraf: REUTERS)
Yeşil Meridyen'de 'İnanılmaz Piknik'
Ama geleneksel bayram veya
şenlikler, ama "2000" yılı
vesilesiyle düzenlenen her türlü
faaliyet Fransa'ya iki yıldu-
"dehlere'' (deliye her gün bayram
deyişini biz bulmamış mıydık?)
yaraşır bir "şen"likte günler
yaşanyor. "Sans- Culotte/Çulsıız-
Donsuzknn" yıktıSı Bastille
zindarunda, "züjcirjerini" kırarak
"aydmhğa ve özgürlüğe kavuşan
çağdaş dünya''nın tarıhsel
simgesi (siz kendi mezhebinize
göre nasıl yorumlarsınız
bilemeyiz fakat, biz buradan en
azından Fransızlann gözünden
gördüğümüzü aktaralun)
"Franaz Devrimi'nin" 211.
yıldönümünü epeyce "özgûn"
kutladı. Nasıl mı? Fransa'nın
u
Meridyen"i üzerinde
"Inamhnaz Piknik"e çıkarak! Siz
siz olun, hiç "Piknik de neymiş,
demode törekrle Utşkimiz
kalmadı" fılan demek cüretınde
bulunmaym. Zira "snop halk"
dersek pek de ahnmayacak
Fransızlann 4 miryonu 14
Temmuz 2000'i, ülkeyi kuzeyden
güneye kat eden meridyen çizgisi
üstünde karşıladı. Halbuki
geleneksel askeri resmi-geçıdın
yapıldığı Champs-Erysees
bulvan bambaşka bir "tarihe"
sahne oluyordu. Yaklaşık
100.000 kişinin izlediği törenin
ana özelliği, 9. Avrupa Birliği
(AB) sakini (Almanya, Birleşik
Krallık, Italya, İspanya, Portekiz,
Hollanda, Belçika, Lüksemburg
ve Fransa) ordusuna ait güçlenn
ilk defa birlikte bir resmi geçıde
katıhnasıydı. AB'nin bütünleşme
sürecınde sımgesel de bir anlam
taşıyan törende üye ülkelerin
devlet büyüklerinin yam sua, ilk
kez irili ufaklı 13.000
belediyenin başkanlan da
davetliydi.
Ama esas kalabalık Paris de
dahil olmak üzere havamn
kapalı, soğuk, hatta yağmurlu
olduğu en kuzey
Fransa'nın
Dunkerque kentinde
başlayıp güneyin
ucu kabul edılen
Prats-de-Mollo
Köyü'ne kadar
"Alugen"i
(Fransızlar kendi ^ ^ — ^ ^
topraklan için farklı
bir deyim kullanmak
istediklerinde
"Heıagone/Atogen" derler)
boydan boya bir çizgiyle geçen,
1000 km'lik meridyen şeridi
üzerinde piknik yapmak üzere
toplanmıştı. Resmi adıyla
"Incrovabk Pkjue-
nique/fnandmaz Piknik" 2000
Yılı Kutlamalan Misyonu Genel
Sekreter Yardımcısı Pîerre
Clavreul'ın bir fıkriyle başlayan .
"tnanılmaz PUaük" için yaklaşık
1 yıl önce meridyen çizgisi
PARİS
üzerinde 337 belediye seçildi.
Çizginin geçtiği yörelerde
ağaçlar çoğaldı, binlerce yeni
fıde dikildi, çıçekler ekildi,
çimenler serpiştirildi. Onun ıçın
de adı "Yeşfl Meridyen" oldu.
Sonra Gien kentındeki LOTUS
dokuma fabnkasına 2.5 m.
genişliğinde, 700 km.
uzunluğunda plastıklenmış
selülozdan mamul sofra örtüsü
ısmarlandı. Belediye başına
ortalama 1.5 km. (bir tek Paris'e
12 km.) dağılan örtü,
"retro/geçmiş''i
özlettiren, Vichy
kırmızısı ve beyaz
karolu görüntüsüyle
beri
dolanmaya
başlamıştı. Arü, 337
^ ^ ^ ^ — belediye 337 ayn
projeyle katıldı Yeşil
Meridyen'e. Sade yurttaşa
"Sepetini-dolu olmak kaydıyla-al
gel" dendı gerçi ama MoBere'li
tiyatro, sinema gösterilerinden
her türlü müzik konserine; briç,
satranç turnuvalanndan
boomerang, koşu, bisiklet,
yüzme, fiıtbol müsabakalanna;
helikopter, ULM, montgolfiyer,
paraşüt uçuşlanndan şaraph,
konyaklı uçmalara; kanguru veya
devekuşu eti gibi siftah
lezzetlerden en başanlı peynir,
tatlı, aşçı yanşlanna, vs.. akıl alır
almaz faaliyetler düzenlendi.
Yeri gehnişken Fransız dilinin
hoş kelime oyunlanndan veya
kelime zenginliğinden
kaynaklanan bir özellikle aslen
Latince olan meridyen
sözcüğünün diğer anlamlanna
değinelim. Meridyen hem
güneşin tepeye varması, yani
öğlen, yani öğlen yemeği
dolayısıyla dönüp dolaşıp
yemeye ve içmeye geliyor.
Bilirsmiz Fransızlar bu işi keyifle
biür ve uygular. Bir anlamı daha
var aym sözcüğün, şekerleme,
ama hani şu Türkiye'de pek
geleneği ohnayan öğleden sonra
uyuklaması anlammda. Sepetteki
salamı, sosisi, turşuyu, baguette'i
(Önce Fransız ekmeği), peyniri
ve şarabı ve de digestiv'i
(hazmetririci ağır içki) fazla
kaçıran Fransızı uyandırmak
için, "tnamhnaz Piknik"
örtülerinın serildiği yerler
arasmda yer alan Paris'in ünlü
"Üniversite Sitesi/\urdu"nda saat
başında verilen konserler vardı.
Hannover'deki "Evrensel Fuar-
2000" Fransız sergısindeki öğle
yemeği de "tnanıbnaz Piknik''
örtüsünün bırkaç metresinin
üstünde yendi. Evrensel fuara
katüanlar mahrum kalmasın diye.
Cumhuriyet'in 100. Yılı'nda
Edirne'den Ağn'ya brr
"Cumhuriyet Şöİenfne ne
dersiniz?
Boş atıp boş
tutardar
Beş milyar marka yeni tren
istasyonu, iki milyara yeni
fuar alanı. Stuttgart
olmayan parayı harcamaya
hazırlanıyor. Politikacılar
kimi düşlerinden
vazgeçmiyor. Tüm parasal
zorluklar, tüm karşı
çıkmalara rağmen nedense
büyük oynamaya devam
ediyor.
Projeler dev. On altı
peronlu koskocaman tren
istasyonu toprağın üç kat
altına girecek. Süper hızlı
trenler tüm kenti
kilometrelerce yerin
altmdan geçecek, tünellerle
vadiden tepeye çıkacak.
Birkaç yıl önce yeni inşa
edilen, küçük olduğu
anlaşıldığı için şu sıralar
büyültülen havaalamna
uğradıktan sonra da yeni
döşenecek özel raylardan
200 km. ötedeki Münih'e
ulaşacak... Yolculuk da
bugüne göre 30 dakika
, kısalacak., .
sözleri tutamayanlann,
fakat yine de yeni sözler
verenlerin dönemi.
AJmanya'nm son 10 yılda
doğusunun "tamiri"ne
1000 (bin) milyar markın
üzerinde, insamn
boğazından keserek yaptığı
yatınm, Avrupa'nm en
büyüğü olma yolunda attığı
en önemli adımdır. Berlin -
Moskova ekseninde
yapılmakta olan başka
yatınmlar da uzun aşamada
Doğu Avrupa'daki bazı
büyük düşlerin
gerçekleşmesinı amaçhyor
gibi.
Kimi düşler için oyunlar
gerekiyor. Tepetakla olma
riski göze alımyor. 16 yıl
boyunca hep büyük atıp
büyük tutan Hetmut Kohl,
şu sıralar ne hallere düştü
gördük. Son yıllarda yerel
ve federal seçimlerde
yüzde 5'lik barajı her
zaman aşamayan FDP'nin
geçenjerdç'bir
istasyonunun
yerin altına
ginnesi ve tüm
raylann
kalkması ile
yer üstünde,
Stuttgart'm
göbeğinde
oluşacak 110 hektarlık
araziye de yepyeni bir semt
kurulacak. Sokaklan, geniş
caddeleri, koskocaman
alanlan, gökdelen benzeri
binalan.. ve büyük kubbeli,
çifte minareli bir de camısı
ile. Nurcularla
Süleymancılar da 70
milyon marklık bu
düşlerinden uzun yıllardır
vazgeçmiyor.
Fuar alanı da kent dışına
taşınacak. Münih otobam
ile havaalam arasındaki
verimli tarlalara 100
hektarldc dev bir fuar
kurulacak. Çevre sakinleri,
çiftçiler sürekli karşı
çıkıyor, projeye mahkeme
kararlan ile "çeâme
takryorlar". Berlin
hükümeti de pek sıcak
bakmıyor Stuttgartülann
bonkörlüğüne. Ancak
birileri yıne de her fırsatta
bol bol laf üretiyor, verimli
olmayan projeleri inatla
düşlemeye devam ediyor.
Ülkede, gözü tok, ayağını
yorganına göre uzatan
holdingcı. kara veya ak
para babası, alt düzey, üst
düzey politikacı artık
parmakla gösterüiyor. 9O'lı
yıllar büyük oynayanlann,
fazla açılanlann, verdikleri
STUTTGART
AHMET
ARPAD
puanını
arttırması üst
düzey
yöneticilerinin
başını
döndürdü.
_ ^ _ _ _ _ Hemen, "Öd
yıl sonra bizim
de bir başbakan adayınnz
olacak" demeye başladılar.
Baden - Württemberg
eyaleti başbakanırun
Karaorrnarılar'ın gözden
uzak bir köşesine yaptırdığı
2500 kişilik, Almanya'nın
en büyük opera binası
iflasm eşiğinde. Mılyarlara
mal olan, süper hızlı lüks
tren 1CE, raylann yetersiz
ohnası nedeniyle hız yerine
rötar yapıyor, sürekli
anzalanıyor, kazalara
neden oluyor.
Başka bir "süper"de
Hannover'deki Dünya Fuan
Expo 2000. Ancak çok
"süper" olan giriş fıyatlan,
ziyaretçileri kapıdan
döndürüyor. Yöneticiler,
yeni bir reklam kampanyası
için şu sıralar tam 70
milyon markı gözden
çıkardı. Başanya
ulaşamazlarsa Expo 2000
de iflas...
Bakalım boş atıp dolu
tutmaya çahşanlar ne
zaman akıllanacak,
topluma yaran ohnayan
düşlerden vazgeçecek?
Yetenek ve olanaklannın
üzerinde yaşadıklannı,
kimi sınırlan çoktan
aştıklanm fark edecekler
mi dersiniz?
KÜTÜPHANE YÖNETİCİSİ
Özel bir kurumun kütüphanesi için
orta kademe yönetici aranmaktadır.
Osmanlıca ve İngilizce bilen adayların
detaylı özgeçmişlerini,
PK 121 Beyoğlu - İstanbul
adresine göndeı 11 ıtfttîi i ı icd otunurr"!'
16 Temmuz-27 Ağustos 2000
tarihleri arasında pazar günleri
kapalıyız.
Cumhurfyet
kitap kulübü
TAKSİM SERGİ SALONU
Adres: Istklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksım-lstanbul Tel:252 38 81/82
BAKIRKÖY 2. SULH HUKUK
HÂKtMLİĞl'NDEN
Sayı: 1999/1147
Davacı Kerem Şenyuva'ya velayeten (Hatice Geçer)
llknur Şenyuva ve Hale Şenyuva taıaündan davalı Tü-
lay Şenyuva aleyhine mahkememıze açılan mümessıl
tayini davasında verilen ara karan uyarmca; Davacılar
vekili 12.11.1999 tarihli dava dilekçesinde taraflann
murisı Ali Şenyuva'nın ölûmü nedeniyle yukanda
ısimleri yazılı bulunan davacılar ile davalımn kaldığıru,
taraflann anJaşamadığından terekeye ait idari ve huku-
**ki işlemlerin yürütûlmesi için mûvekkü davacılann an-
nesi Hatice Geçer'in veya üçüncü bir şahsın mümessil
tayinine karar verümesini talep etnuştir. Davalı Tûlay
Şenyuva'nın Kubilay Cad. Elma Sok. No: 10 Kartal/ls-
tanbul adresinde yapılan tüm araştumalara rağmen
kendısıne dava dilekçesi teblığ edilememiş olup ilanen
tebbgat yapılmasına karar venlmiş olmakla. Davalı Tü-
lay Şenyuva'nın duruşma günü olan 19.09. 2000 günü
saat 09.30'da mahkememızde hazır bulunması, ya da
kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, aksi balde
HUMK'nin 509 ve 510. maddeleri gereğince gıyabın-
da davanın devam edeceğıne dair dava dilekçesi ilanen
tebhğ olunur. 12.07.2000 Basın: 40045
İLAN
T.C.
ANKARA 22. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1999/570
Davacı Tûrkan Eroğhı vekili tararmdan davalı Ek-
rem Bayrak ve Fatma Atik, Nural Bayrak aleyhine, da-
valı Ekrem Bayrak ve Fatma Atik arasında 16.10.1998
tarih, Keçiören Şenlik Mah. 4165 ada, 7 parsel sayılı
taşınmaz üzerindeki 12 no'lu daırenın 1/12 oranındaki
iıi&se ş^tiy üe yine davalı Ekıem BayTak ve Nural Bay-
rak arasında 16.10.1998 tarihli Keçiören Aşağıeğlen-
ce, 9006 ada, 21 parsel sayılı taşınmaz üzenndeki 4
no'lu dairenın 1/6 oranındaki hisse satısının iptali hu-
susunda tazminat davası açılmış,
Davalı Ekrem Bayrak adına çıkartılan tebligatın bi-
la tebliğ iade edildiği, yapılan araştırmada adresinın
bulunamadığından dava dilekçesinin ilanen teblığine
karar verilmıştır.
Davalı Ekrem Bayrak'ın duruşma günü olan
3.10.2000 günü saat 10.15'te bizzat duruşmada hazır
bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi
dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen teblığ
olunur. Basın: 40083
İLAN
T.C.
İZMİR11. ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLtĞİ'NDEN
DosyaNo: 1999/835
•~ Davacı Hüseyin Kızıl vekili tarafindan davalılar Erol Menekşelioğlu, Raziye
Menekşelioğlu, Nahit Nezihi Menekşelioğlu, Rezzan Krom aleyhine mahkeme-
mizde açılan iştirak halindekı mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrihnesi davası-
nın devam eden yargılamasında;
Davahlar Erol Menekşelioğlu, Raziye Menekşelioğlu, Nahit Nezihi Menekşe-
hoğht, Rezzan Krom'on adıeslen tespıt cdılcmcdığinden kertdilrıiııc dava dılek-
çesi tebliğ edilememiş olup; ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir.
Bu nedenle; adı geçen davalılann dava konusu tapunun Izmir ili, Gaziemir il-
çesi, Sakarya Mah. 20 M. 1 .c pafta, 31309 ada ve 9 parsel sayılı iştirak halinde-
ki taşınmazm müşterek mülkiyete dönüştürülmesine herhangi bir itirazlanmn
olup olmadığmın MK 589/9 maddesi uyannca tebliğden itibaren 15 gün içinde
mahkemeye bıldirmelerinin gerektiği, bildirmedikleri ve mahkememize gelme-
diklen takdirde dava konusu taşınmaz üzerindeki iştirak halindeki mülîayetin
müşterek mülkiyete dönüştürülmesine karar verilecegi hususu tebliğ ve ihtar olu-
nur.
Bu ilan yolu ile tebligatın ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra yapılmış sayıla-
cağı, tebligat yasasrnın 28-31. maddeleri uyannca ilan olunur. 06.07.2000
Basın: 40019