Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 TEMMUZ 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA,
HABERLER 3:
îstanbul Tabip Odası'nın yaptığı araştırmada, maaşlann enflasyon karşısında ezildiği belirtildi
'Devlet saghğa i
SemMkalar da
aktif olacak
İSÎNOP(AA)-Müli
tgıtım Bakanı Metın
Bostancıoğlu, eğitim
politikalanm, sendikalarla
birhkte belirleyeceklerini
söyledi. Bostancıoğlu,
bakanlığıyla ilgili
ıncelemelerde bulunmak
için gittiği Sinop'ta
yaptığı açıklamada,
bundan böyle, personel ve
eğitim politikalanyla ilgili
olarak hazırlanan her türlü
mevzuatın karannda,
eğitim işkolunda kurulan
sendıkalann önerilerinin
alınacağını söyleyerek
"Bılgilendinne
toplantılanna, kurulan
sendika temsilcileri de
çağnlacak" dedi.
TGC semineri
Muğta'tta
• Haber Merkezi-
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti (TGC), Konrad
Aenauer Vakfı ile Medya
Projesi çerçevesinde
ortaklaşa düzenlediği "17.
Yerel Basuı Semineri",
gazete çalışanlanna
yönelik olarak 20-21
Temmuz tarihlerinde
Muğla'da düzenlenecek.
Iki gün sürecek olan
toplantıya Afyon, Aydın,
Burdur, Denizli, Isparta,
Kûtahya, Manisa, Muğla,
Uşak ve ilçelerinden
100'e yakın gazete
çahşanı katılacak.
Faydah'dan
açridama
• ANKARA
(Cmnhuriyet Bürosu) -
Enerji Yapı Yol-Sen Genel
Başkanı Cengiz Faydah,
bütçeden personele aynlan
payın her geçen yü
azaldığını belirterek
" 1990 yılında bütçeden
personele yüzde 39.4
oranında pay aynlırken
2000 yılında bu oranın
yüzde 21.2' ye düştüğünü
görüyoruz" dedi. Faydalı,
son elektrik kesintilerine
değinirken "Nükleer
santralla ilgili ihale tarihi
yaklaştı mı yoksa" diye
sordu.
AdKYargı
Kararnamesi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu'nun,
Adalet Bakanlığı Personel
Genel Müdürlüğü'nce
hazırlanan ve adli
yargıdaki yaklaşık 1300
hâkim ve savcının görev
yerinin değiştirihnesini
öngören kararname taslağı
üzerindeki çalışmalannı
17 Temmuz Pazartesi
günü tamamlayacağı
bildirildi. Kurul, 18
Temmuz Salı günü idari
yargıdaki kararname
taslağını görüşmeye
başlayacak.
BOTAŞ'ın
İANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Petrol-lş Genel Başkanı
Mustafa Öztaşkm,
hükümetin özelleştirme
kapsamında hazırladığı
yasa tasanlannın enerji
sektörünü tamamen
tekellere devredecegini
savundu. BOTAŞ'ın
bölünerek satışının
amaçlandığını vurgulayan
Öztaşkm, ülke ve toplum
çıkarlannın tekellerin
insafma terk edileceğini
söyledi.
Azertaycan'a
avcı botu
• ANKARA (AA)-
Azerbaycan'la yürütülen
işbirliği çerçevesinde,
Türk Denız Kuvvetleri
Komutanlığı'na ait bir
avcı botu, törenle teslim
edilecek. Avcı botunun
tesümi için 17 Temmuz
Pazartesi günü Izmir'de
tören duzenlenecek.
tstanbul Haber Servisi -
Ydlardır enflasyona sürek-
li ezdirilen sağhk çalışanla-
n, 20 yıldır uygulanan eko-
nomi politıkalan sonucu
yorgun düştü. Hekim ve di-
ğer sağhk personelinin ge-
çinehilmelc için haşka alan-
Yıllara gore ortalama dolar kurları ve sağlıkcılarm dolar uzerinden maaşları
Y.IIar
1990
1991
larda da çalışmak zorunda
kalması iş verimıni etkile-
dıği gibi meslek ilkelerinde
yozlaşmaya da neden oldu.
tstanbul Tabip Odası
Yönetim Kurulu üyesi ve
Basın Sözcüsü Dr. Rıfat
Yücel yaptığı araştırmayla,
son 20 yılda hekım ve sağ-
lık çahşanlannın maaşlan
ve enflasyon arasındaki
ihşkiyi ınceledi.
Dr Yücel, "Ydlardır
yoksulhık suunnın aranda
ûcret verilen, ücrederi bir
bakıma dondurulan, enf-
lasyona sürekh" ezdirilen
sağhk çahşanlan. 20 yıkfar
uygulanan ekonomi potiti-
kalan sonucu yorgun düş-
müştür ve bu ohımsuzluk,
doğrudan kamu sağhk hiz-
metierine yansunaktadır*
dedi. Yücel, bu durumun
sağhk personeli ücret poli-
tikalannın, devlehn sağlı-
ğa verdiği önemin açık bir
göstergesi olduğunun altı-
nıçizdi.
Yücel, hekimin, "nite-
hküemeğininkarşıhğınıal-
mak, gecim sıkıntısı duy-
mamak ve mesleki açıdan
da Oaç fırmalannın kong-
re promosyonlanna mec-
bur kabnadan kendini ge-
fiştirebileceği bir maaş al-
mak" ısteğını dıle getırdi.
Yücel aynca, uygulanan
yanlış politikalar yüzün-
den ülke sağhk sektörünün
ekonomik açıdan dışa ba-
ğımlıhğının artacağına
dikkat çekti.
Türk Tabipteri BirBği ta-
rafından Türkiye ölçeğin-
de yapılan bir istatistiğe
göre, 1992 yılında, yalnız
kamuda çalışan hekim ora-
1993
1994
1995
19%
1997
1998
1999
2000
Ortalama
Dolar Kuru
2607,6
4169,8
-6868^
10985,9
29704,3
45705,4
81137,1
151428,5
260039,5
417585,7
622000,6
Prof. Dr.
862,48
893,94
1148,30
1171,60
678,08
715,01
755,70
876,65
945,92
1110,00
852,09
Uzman Dr.
692,25
663,27
803,93
782,63
448,50
444,26
500,37
574,78
650,99
653,92
560,51
Asistan-
Pratisyen Dr.
483,63
523,42
647,72-
539,73
323,31
371,76
398,58
406,88
404,07
484,93
413,66
Hemşire
245,92
245,28
322,95
219,79
214,54
269,29
289,57
352,55
395,91
331,10
Memur
155,34
165,94
218,68
137,13
142,88
201,88
217,22
244,02
256,48
217,04
IMF'den
istifa
mektubu
lYıllara göre ortalama benzin fiyatları ve sağlıkçılarınlitre cinsinden alım gücü
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
19%
1997
1998
1999
2000
Bcnzin fıyatı
(TL)
2449,0
4341.0
5768,0
8524,0
23890,0
39080,0
75660,0
178700,0
211000,0
554200,0
594000,0
Prof. Dr.
918,3
858,7
1367,5
1510,0
843,1
836,2
810,4
742,8
1165,8
836,3
892,2
Uzman ür.
737,0
637,1
957,3
1008,6
557,6
519,5
536,5
487,0
802,2
492,7
586,9
Asistan-
Pratisyen Dr.
514,9
502,7
771,3
695,6
402,0
434,7
427,4
344,7
497,9
365,3
433,1
Hemşire
261,8
235,6
401,6
416,2
273,2
250,9
288,7
245,3
434,4
298,3
346,7
Memur
165,4
159,4
259,6
281,8
170,5
167,1
216,4
184,0
300,7
193,2
227,2
IMF yetkililerinden
Davison L. Budd-
koo'nun 1989 yılında
yazdığı ve tstanbul Ta-
bip Odasrnın araşhr-
masında yer alan istifa
mektubunda şu ifadeler
bulunuyordu:
"Beş yıl kadar önce
Başkan Reagan bize,
Üçnncfi DöBya'yı kapi-
taizmçarkmmserbest-
çedöneceğiyeni bir abm
yapmanuz konusunda
b f e J t i
Vt biz o zaman ne bö-
yâk bir sevmçfe,ne bü-
yük birgörev dnygusuy-
Iaifeaatanqtık.l983y»-
kndaıı sonra yapağana
her şey, Ya güney ya-
nmküreyi özeüeşürece-
ğiz ya da ölecegiz' ka-
rarÛğnadayanıyordiL
tştebu amaca abşabi-
mek için bu, 1983-1988
yıBan arasmda Latis
Amerika ve Arrika'da
alçakça, ekonomik bir
nı yüzde 52 iken, 1996'da
bu oranın yüzde 28'e düş-
tüğünü anımsatan Yücel,
sağhk altyapısının yeter-
sizliği, siyasi-idari baskı-
lar ve ağır ekonomik sıkın-
tılar nedeniyle kamudan
özel sektöre "sağhkperso-
netigöçü" yaşandığını or-
taya koyuyor.
Hekim ve diğer sağhk
personelinin geçinebilmek
için başka alanlarda da ça-
lışmak zorunda kaldığını
belirten Yücel, bu duru-
mun "iş verimTni etkiledı-
ğini ve meslek ilkelerinde
de yozlaşmaya neden oldu;
gunu dile getiriyor. Yücel,
hastayı "meta" olarak gör-
menin ve etik ohnayan iliş-
kilerin yayguılaştığına da
dikkat çekiyor.
Araştırma bulgulan
Araşürmaya göre, sağlık
çahşanlannın maaşlannda
en fazla kayıp 1980-1985
ve 1993-1995 yıllan ara-
sında yaşandı. Yücel, bu
durumun rastlantı olmadı-
ğrnı, 24 Ocak ve 5 Nisan
Kararlan ile uygulanan
ekonomi politikalannın
emeği değersizleştirdiğini
vurguladı. '
Son yapılan yüzde
10'luk maaş artışıyla,
1978-2000 arasında uzman
hekim maaşlan dolar ba-
2mda yüzde 48.3, pratıs-
yen-asistan hekim maaşla-
rı da yüzde 48.6 değer yi-
tirdi. 24 Ocak 1980 Karar-
lan ve ardından gelen 12
Eyhll yönetimi boyunca,
ortalama hekim ücretlerin-
deki değer kaybı, Ücrethler
Geçinme Endeksi'ne göre
yüzde 194.5 düzeyini bul-
du. 1994 yılında aluıan 5
Nisan Kararlan da, hekim
ve sağlık personeli ücret
değerlerinde yüzde 179.5
oranında kayba yol açti.
Hekim ücretlerinin
1978'den bu yana, yahıız
1992 ve 1996 yıllannda
enflasyon karşısında ko-
runmuş obnası, 1989'dakı
işçi eylemleri ve 1990'la-
nn ıkınci yansindaki kamu
emekçileri sendikalaşma-
suun, ücret politikalannda
etkili olduğu saptamasını
destekliyor.
Sonzamlar
Araştrrmada, Ücretlüer
Geçinme Endeksi'ne göre
tıp profesörünün, 1 Ocak
2000'de ahnası gereken
maaşın yüzde 74'ünü, uz-
"inân hekimin ' yüzde
59'unu, pratısyen-asıstan
hekimin ise yüzde 63'ünü
15 Temmuz 2000'de alaca-
ğı ortaya kondu.
Dr. Yücel, son yapılan
yüzde 10 oranındaki zam-
lann, tüm sağhkpersoneh-
nin maaşuun yoksulluk sı-
run altında kaldığını ve
Sağlık Bakanı Doç. Dr. Os-
man Durmuş'un da bu ayı-
ba ortak olduğunu behrtti.
Yücel, sorunlann çözümü
için milletvekillerinin ko-
nuyu TBMM gündemrne
taşıması ve kendı maaşlan-
nı arttıran 101. madde de-
gışiklığındeki tutumlannı
sağlık çâuşanlarinın ücret
pohtikasında da sergıleme-
lerini bekliyor.
Tıp dünyası, insanlann günlük hayatını olumsuz etkileyen yorgunluğu incelemeye başladı
Yoı^ıuıhığıuı tedavisi yok
SAAPETUSLU
Yorgunluk, soğuk
algınhğı, baş ağnsı
kadar genel bir sağlık
sorunu haline geldi.
Türkiye'de insanlann
yaklaşık yüzde 55'i
günlük yorgunluktan
şikâyet ediyor.
Uzmanlar, kişilerin
günlük hayatını
olumsuz etkileyen
yorgunluğun,
günümüzde tıp
çevreleri tarafindan
ciddi olarak ele
alındığına dikkat
çekiyor.
Kadınlar daha çok
şikâyet edi>or
tsviçre'nin Pharmaton
llaç Firması ve Abdi
tbrahim tlaç Fü-ması
tarafindan Türkiye'de
1.200 kişi üzerinde
yapılan bir araştırma,
insanlann büyük
çoğunluğunun günlük
yorgunluk çektiğini
ortaya koydu. Günlük
yorgunluktan şikâyet
edenlerin yüzde
57'sini kadmlar, yüzde
52'sini ise erkekler
oluşturuyor.
Araştrrmada meslek
gruplanna
bakıldığmda, devlet
memurlannın yüzde
65'inin yorgunluktan
şikâyet ederek ilk
sırada yeT aldıklan
görülüyoT.
^ Araştırmanın ortaya
çıkardığı brr diğer
ilginç sonuç da
Türkiye'nin en yorgun
rnsanlanrun Doğu ve
Güneydoğu
Anadolu'da yaşadığı.
Bu bölgelerde
üısanlann yüzde 73'ü
yorgunluktan şikâyet
ediyor. tç Anadolu
Bölgesi ise yüzde 70
ile ikinci sırada yer
alıyor. Araştırmaya
Araşürmaya göre, en çok yorgunluk 25-29 yaş grnbu insanlarda görülüyor. Bunu 35-44 yaş grubu izüyor.
katılanlar yaş
gruplanna göre
^jneelendiginde ise 25 -
29 yaş grubunun
yüzde 62'sinin yorgun
olduğu görülüyor.
İkinci sırada ise yüzde
61 ile 35 -44 yaş
grubu geliyor. Abdi
tbrahim Medikal
Danışmanı Dr.
Güntürk Üstün,
normal beslenip
dınlenmelerine karşm
insanlann kendilerini
yorgun hissettiklerini
söyledi. Bu tür
yorgunluğun
nedeninin _ _' _ 1 _
bilinmediğini belirten
Üstün, son yıllarda bu
konunun ciddiye
alınmaya başlandığını
söyledi.
Tedavi istenmiyor
Yorgunluk çeken
insanlann yüzde
80'inin herhangi bir
tedaviye
başvurmadıklannı da
ifade eden Dr. Üstün,
"Yorgunhığun,
sinhiflik, ağn, kişinin
aktrvTtelerinde
yavaşlama, unutkanhk
gibi etkileri olur"dıye
konuştu. Yorgunluğun
belli bir tedavisinin
olmadığını da belirten
Üstün, özellikle
Uzakdoğu'da binlerce
yıldır kullanılan
Cinseng bitkisinin
yorgunluk üzerinde
olumlu etkileri
olduğunu söyledi.
Güntürk Üstün şöyle
devam etti: "Bu bitki,
organizmadaki tüm
hücrelerin oksijen ahm
vekuuanım
kapashesmi arttmyor.
Buna bağh olarak da
enerji veriyor. Fiziksel
egzersiz sırasmda
kaslarda ağn onır.
Laktikasidin
birikmesibu
yorgunluğu oluşturur.
Ginseng bu asit ,- '
miktaruuda
artürarak fiziksel
yorgunluğu ahyor."
Uzmanlardan
mantaruyansı
Îstanbul Haber Servia- Sıcak-
lann iyice basörması insanlann
havuza ve denize akın etmeleri-
ne neden oluyor. Uzmanlar ise
sıcak ve nemli havalarda manta-
nn kolayca ortaya çıktığına dik-
kat çekerek tatilcüeri uyanyor.
Acıbadem Hastanesi Derma-
toloji Uzmanı Dr. Tüfin Uygur,
sıcak ve nemli ortamlann man-
tar hastalıklannrn en rahat bulaş-
tığı ortam olduğunu ve zamanın-
da tedavismin yapılması gerek-
tiğini söylüyor.
Mantarlann doğada yaygın
olarak bulunan mikrop türleri ol-
duğuna dikkat çeken Uygur, bu-
laşmalan konusunda ise şu bilgi-
leri veriyor:
"Mantar insandan insana ko-
layca geçer. Hayvanlarda da
mantaıiar insanlardaldne ben-
zer hastahkiar yapar. Ömeğm
hayvanm tüylerinde belli bir
alanda dökühneolur. Bu hayvan-
la temas eden kişiye hastahk bu-
laşabihr. Kisiden kişiye bulaşma,
ya doğrudan doğruya ya da aynı
ejyanın kuüanümasryla olur.
Ozdfikk terfik, ayakkabı ve ço-
rap gibi eşya, mantar bulaşürma
konusunda çok elveriştidh-."
Mantarlann vücutta yerleştik-
leri bölgelere göre değişik belrr-
tiler verdiklerini kaydeden Uy-
gur, sA görüldükleri yerleri
"ayak tabanı, parmak aralan vc
ürnaklar'' olarak sıraladı. Teda-
vinin mantann tiprne ve yerleş-
tiği bölgeye göre değıştiğini de
vurgulayan Tülin Uygur, korun-
ma yollannı ise şöyle anlattı:
"Ayakta mantar hastahğmın
ohnaması için ayaklann nemli
katanaması gereldyor. Yaz ayla-
nnda sandalet tipi ayakkabüann
kunanıhnası,terernençoraplann
giyihnesi, ayaklann yıkandıktan
sonra iyice kunüanması mantar
bulaşma risldni azahryor. Başka-
sına aittertik, ayakkabı gibieşya-
nın kullanıhnaması gereldyor.''
ARAYI1
Cebimizden Çıkanlar \
Geçenlerde günlük gazetelerden birinde, çok ilginç.
bir tablo vardı 1930'den günümüze, temel bazı tıb-
ketim mal ve hizmetlerindeki fıyat artışlan karşılaşfr,
nlıyordu. ,, , ,. u . v 0
Dogrusu insan inanamıyor. Mal ve hızmetlenn fi-4
yatları öylesine yükselmiş kii insan eski rakamlan,
anımsamakta çok zorianıyor. Omeğin, bugün 3.5 -,"4;
milyon lira olan etın kilosu, 1980 yılında 27 bin lirajt
mış Artış yüzdesi 13 binin üzerinde. Yani et fiyatı
yılda 130 küsur k£>t artmış. Hep "mişji geçmiş* ^
manı kullanıyorum- Zira, insan okurken şaşkınlıŞa
düşüyor. fc1
— 1 9 8 0 ytfında şekerin ktlosu-320û-ltfaymış. Bugün>
468 bin lira. Fiyatı 140 kat artmış. loo
Peynirdeki fıyat artışı 170 kattan fazla. Artış oranij
gazyağında yaklaşık 200 kat. , m.
Sinema biletleri; 5 bin liradan, 3.5 milyon lıray^
yükselmiş, yaklaşık 700 kat artmış. Bin lira olan va-
purfiyatının artışı da 400 kat. 500 lira olan otobüs b[-?
teti fiyatı da 600 kat artarak 300 bin lira olmuş. ( B ^
lisedeyken 15 kuruştu...)
En çarpıcı artış, mektup fiyatında. 1980'de 250w>
ra olan mektup fiyatı, bugün 150 bin lira olmuş. YâP?
ni 600 kat artmış. 'İ?
• • • U
Ş
Garip rakamlar bunlar. Hele kendi gençltğimi dOÜ
şündüğüm zaman, çocukluğumu düşündüğüm ZB'.*
man, aklıma öyle rakamlar geliyor ki inanmakta zoth
lanıyorum. Düşünün ki 3 kuruşa tramvaya binen, 1 QOs
paraya (yani 2.5 kuruşa) simit alan biri, simrt fıyatırMDj
150 bin lira olmasını nasıl içine sindirebilir? Şimitift
fıyatı 6 bin kat artmış. Aynca düşünün ki 39 bin l i r ^
ya Çınarcık'ta yazlık alan biri, bugün sakız fıyatınj^
50 bin lira olduğunu gördüğünde nasıl şaşırmaz? "
Geçenlerde Ayşegül, "Babacığım kuaış nedir?"
diye sordu. Tüm yaşammda tek liranın bir işe yara.-
dığını görmemiş bir çocuğa, kuruşu nasıl anlatırsını»
Türkiye bu noktalara, "durup dururken" gelmedtr
Evet, enflasyon dünyanın her ülkesinde var. A>
ma böyle bir "kepazelik", dünyanın hiçbir ülkesinde
görülmemiştir ve zor görülür. î?
Bizi bu noktalara; 1980 sonrasında, kimilerin©
"ekonomi dehası" olarak isimlendirmekte ısrar ettik^
leri Turgut Özal'ın liberal politikalan getirdi. (Hoş, as-
lında onun arkasındaki güçleri ihmal ederek safc
özal'ı suçlarsak haksızlık etmiş oluruz.) ~<o
Yıllarca, "Enflasyonla mücadele ediyoruz" slogâ*
nıyla, enflasyonu "azdırdılar". "Enflasyona karşıyrz"
yalanıyla, enflasyonu körüklediler. Halkımızın gözün-
de enflasyonu, bir "canavar" olarak canlandırdılar ve
hatta 'Enflasyon Allah'ın işi" yalanını dile getirmeK-
ten bile çekinmediler.
Oysaki enflasyon, egemen gücün "geliraktarma"
aracıydı. Ancak böyle bir politikayla, zengın daha
zengin edilebilirdi. Bu arada "fukaranın daha fukara
olacağım" hiç dikkate almadılar. Zira "zenginleşrm-
nin" başka yolu yoktu ve fukaralann demokratik
"tepki" olanaklannın tümü ortadan kaldınlmıştı.
Eğer günümüz Türkiyesi'nde, şu anda elinizde tut-
makta olduğunuz Cumhuriyet gazetesinin dışında,
"bûyük sermayeye" bağh olmayan hiçbir gazete ve
kitle ilettsim aracı yoksa bu durumu "rast/antıian»y"
ortaya çıkardığını sanmak çok yanlış olur.
Halkımızda görülen "örgüt" ve "örgütKı insan" kor-
kusunun, kendi kendine geliştiğini düşünmek büyük
bir saflıktır. Tüm bunlar, bilinçli bir biçimde yürekle-
re salındı.
Türkiye Solu'nun perişan hali de bilinçli politikala'
nn bir sonucu olarak ortaya çıktı. Türkiye'nin egemen
gücü, CHP'nin solculuğuna bile tahammül edeme-
di. . . ;.6
• • * • i *
Osman Ulagay geçenlerde bir röportajda, devlti-
tin devraldığı beş bankanın 7 - 7.5 milyar dolarlık bir
yük getirdiğini söylüyordu. Bence bunun biraz üze-
rinde de olabilir zaranmız. Fakat onun da kullandığı;
'batık banka" kavramına çok tutuluyorum. Bu ban-
kalar batıkfalan değil, resmen "içi boşaltılmış" ban-
ka bunlar, "sahipleri tarafindan hortumlanmış" bar>
kalar...
Ve aklımın ermediği şey, bu açık soyguna nasıl cü-
ret edebildikleri. Bizi bu kadar mı tepkisiz sanıyoc
bunlar?
Bankadan kimin ne kadar para "kaldırdığı" belfc
Yapışırsınız adamın yakasına, alırsınız parayı geriye.
Eğer bir yeriere "yatırdıysa" ya da "kaçırdıysa" atat-
sıntz içeri. Mevduat garanti fonuna el atmak ne d§n
mek oluyor?
Ama bizde işler tam tersine yürüyor. Bırakın bunvç
garanti altında olmayan "off-shore "lan bile ödüyij^
devletimiz. b "
Ve sonra da kalkıyor, "Ge/ı'rdağılımı bozu/uyor" <&-
ye ağlaşryorlar. Tam bir komedi... ^
Ama canım hiç gülmek istemiyor. ^
ACIKLAMA
27 Haziran 2000 ta-
rihli sayınızda, yazan-
nız ve tstanbul Univcr-
sitesi öğretim üyesi olan
Toktamıs Ateş, " Yasayı
Uygulamak" adlı ma-
kalesinde Sayın îstan-
bul Üniversitesi Rektö-
rü'nü eleştirirken ''ge-
çen yü bir doçentin ata-
masıJ" cümlesiyle baş-
layan paragrafında, her
ne kadar isim vermese
de içinde "ahlaki zaafi-
yet" keümesinin de geç-
tiği tarafima hakaret e-
den bazı ifadeler kulla-
nıhnıştrr.
Kendisüıden hiçbir
talebim ohnamaima
ragmen, 8 Agustos
1999 tarihli Sabah g a .
zetesinde (sayfa 15) ve
farklı TV kanallannda
Îstanbul Üniversitesi
Rektörü'nün hak etti-
ğim halde doçemlik
kadromu vermedigıni,
sağ görüşlü (tarafım
Türk müliyetçısidirjol-
mama ragmen rekiöre
karşı tarafımı destede-
diğini, haklılığmın
mahkemece tasdik tdil-
diğini beyan eden yiza-
nnız, kısa brr süre son-
ra yukanda bahsi geçen
makalesinde tam iksı
ve hakaret ıçeren ıfade-
lerde bulunmaktadrr. , r
Bilim adamlanmfl
her şeyden önce kendjf
lerine düşen görevlen
yenne getrrmelen gere>
kir. Derslere girmedigı
gerekçesiyle uyan cez*
sı alan yazarımzın, baş^
kalannı eleştirmek ye^
rine özeleştiri yapmaSı
gerekmez mi?
Rektörlüğün yazüı ir-
niyle bir devlet üniver-
sitesi olan Kocaeli'ndp
ders vermiş ohnam, bü-
tün görevlerimi dikkafc
li şekilde yapmış ol-
mam mı tarafirnı rektör
rün en has adaını haline
getumekte ve hakkun-
da ahlaki zaaf suçlamjt
sma neden ohnaktadrr?
îstanbul Üniversite-
Sİ'nde gfl^^lfgPİ nlara^
rektör, seçünde en faz-
la oy alan adaylann ara-
smdan seçihnektedir.
Sayın yazannız rektöre
karşı mücadele etmek
istiyorsa, rektörlük se-
çiminde aday olabilir ve
dayatma yapmaması
şartıyla benim oyumu
dahi alabilir.
Doç. Dr. Recep Seymeri
Îstanbul Üniversitesi
îktisat Fakültesi '.