Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 TEMMUZ 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
Oandik
Turgırt Özal'ın prenslerinden,
ANAP'lı eskı bakan Güneş Taner
politikayı bırakacağını açıklıyor
ve diyor ki: "Siyaset dandik iş."
Siyaseti dandik bulanlar tara-
fından yönetilmiş olan ülkemiz
bugün dandik durumdaysaeğer,
sonmak gerek: "Kimlerin saye-
sinde dandikleştik?"
DeğişmezJiğin
değişmesi
FP Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Bekâroğlu, geçenler-
dedüzenlediği basın toplantısın-
da partisinin tutuınunun değişli-
ğine ilişkin söylemlerin basın ta-
rafından inandıncı bulunmama-
sından yakındı: "Soldapek çok in-
san değıştiğıni söylüyor, hatta ba-
zı gazeteciler kitaplar çıkanp ya-
zılar yazıp nasıl değiştiklerini an-
latıyoriar. Herkes onlara alkış tu-
tuyor. Bizdeğiştikdiyomz, kimse-
yi inandıramıyoruz. Biraz da bi-
zim değişmemize izin verin."
izin verilsin verilmesine de, dog-
mayı temel alan bir siyasi hareket
nesini değiştirecek? Değişmezli-
ğin değişmesi olası mı? Sıkıntı
orada.
ISIK KAXSU
kansu@cumhuriyetcom.tr.
Altın yumurtadan vazgeçmek
Devlet Bakanı Yüksel Yalova,
övünçle açıkladı. özelleştirmeler hız-
landırılacakmış, satılacak kuruluşla-
rın başında da TEKEL geliyormuş...
Ekonomi uzmanı Deniz Candaş,
Tekel Müfettişleri Derneği'nin yayın
organı "Mazruf'ta yayımlanan maka-
lesinde, sigara ve rakının üretim ma-
liyetleri ile satış fiyatlannı irdelemiş. Ma-
kaleden çarpıcı örnekler seçelim:
Uzun Samsun sigarasının toplam
maliyeti yalnızca 78 bin lira. Oysa
uzun Samsun piyasada 325 bin lira-
dan satılıyor.
Neden? Çünkü, bir paket uzun Sam-
sun alan her bir yurttaştan 223 bin li-
ra vergi ve fon kesiliyor.
Vergi ve fonlar, maliyetin 2.8 katına
ulaşıyor.
70'lik Yeni Rakı'nın toplam maliye-
ti de 700 bin lira. Aynı Yeni Rakı 3
milyon 500 bin liraya satılıyor. Rakı-
dan kesilen vergi ve fon 2 milyon 197
bin lirayı buluyor. Vergi ve fonlar, ma-
liyetin 3.1 katı.
Bu bilgilerin ışığında Deniz Candaş
şu yorumu yapıyor:
"TEKEL'insatışhacml 1999'dayak-
laşık 2.6 milyar dolar düzeyine ulaştı.
Maliyet-fiyat makasının doğurduğu
rant ise en az2 milyar dolardır.
2000'de 3.4 milyar düzeyinde prog-
ramlanan satış hacmine göre de yak-
laşık 2.5 milyar dolar düzeyine ulaşan
ve eskiden bu yana TEKEL ile Hazi-
ne arasında bölüşülen kâr marjının
özelleştirme sürecinde dağılım ve kul-
lanımının nasıl programlanacağı, bu
dağılımın sarsıntı geçirip geçirmeye-
ceği konusu önem kazanıyor."
Deniz Candaş, 2-2.5 milyar dolar-
lık (yaklaşık 1.5 katrityon lira) rantın söz
konusu olduğJ bir alanın özelleştirme-
si karşısında haklı olarak şu kuşkula-
n dile getiriyor:
"Eskiden güvenceli olarak kesilen
vergiler aynı düzeyde tahsil edilecek
mi? Yabancı sigaranın TEKEL'den
devri ile döviz tasarrufunun sağlana-
cağını ileri sürenler, heryıl giderek ar-
tan ve denetimi olmayan ithalatın yol
açtığı döviz kaybının özelleştirme uy-
gulaması ile hangi boyutlara gelece-
ğini hesaplıyoriar mı? Tekel sigarala-
nnın mevcut yüzde 70 oranındaki pa-
zarpayının gerilemesi ile ortaya çıka-
cak rant kaybının tütün üreticilerinin
desteklenmesinde finansalzafıyet ya-
ratacağı dikkate alınacak mı?"
Son yıllarda işlenmemiş tütün ihra-
catına ağırlık verilmesi dolayısıyla 100
ton ihraç potansiyeli olan TEKEL'in bu
uygulama nedeniyle 200 milyon do-
lar kayba uğrayacağının da altını çi-
zen Candaş, Hazine'ye sürekli kay-
nak sağlayan TEKEL'in özelleştiril-
mesini ünlü bir masala benzetiyor:
"Altın yumurta yumurtlayan tavuk-
tan yoksun kalacağız."
Devlet Bakanı Yüksel Yalova, kü-
çükken ya bu masalı okumamış ya da
ondan çıkan dersi anlamamış olmalı.
Ankara Anakent Belediye Başkanı
Melih Gökçek'in, oy alamadığı Çay-
yolu'nu cezalandırdığı bilinen birger-
çek.
Haksızlıklara daha fazla dayana-
mayan semtteki demokratik kitle ör-
gütlerinin, siyasi partilerin temsilcile-
ri, muhtarlar ile site yöneticileri bir ara-
ya gelerek "Çayyolu Demokrasi Piat-
formu"nu oluşturdular. CHP'den Ün-
sal Dilek, ÖDP'den Mustafa Doğar,
Kültür Demeği'nden Ulviye Belge,
Çayyolu'na eziyet ediliyor
Cahit Akman'ın da yer aldığı platfor-
mun sözcülüğünü, Ümit- Çayyolu Ma-
halleleri ile Çevresi Dayanışma-Ge-
liştirme Demeği'nden Engin Uç üst-
lendi. Engin Uç, Gökçek'in önce Çay-
yolu'na yönelik metro tasanmını iptal
ettiğini, ardından da bölgeyi Yenima-
halle Belediyesi sınııianndan kopanp
Etimesgut'a bağladığtnı belirterek semt
sakinlerine resmen "eziyet" çektiril-
diğini savunuyor: "Şehir merkezine
ortalama 20 km. uzaklıkta, çukuryol-
lanyla, bakımsızcaddeleriyle, akmayan
sulanyla, çıkabilecek bir yangında it-
faiyeyoiduğundan canımızın, malımı-
zın tesadüflere kaldtğı ortada. Çoğu
emektibökje sakinısu, doğakjazöden-
tilerini ancak şehre giderek, adını bi-
fe bilmediği finans kuruluşlanna ya-
pabilmektedir. BirçokkezAnakentBe-
lediyesi'ne dilekçe vermemize, diğer
semtlerde olduğu gibi kolaylıklarsağ-
lanmasınayönelikgirişimlerde bulun-
mamıza rağmen duyarsız kalmakta di-
renilmektedir. Ümit, Çayyolu, Konut-
kent, Koru Sitesi sakinleri, artık 5 yıl-
da bir oy veren vatandaşlar olmaktan
çıkmış; demokrasiye katılan, hesap
soran, tartışan, sorgulayan insanlar
boyutuna geçmiştir."
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMtROĞLU
İnsanlar Âleminde
KısaBirTur!• Sağlık Bakanı Osman Dur-
muş, Trabzon Numune Hasta-
nesi Başhekimi Mehmet Us-
ta'yı kendisini kapıda karşıla-
madığı için makamından kovdu.
Oştelik "Terbiyesiz henf, dışan!
t
"öevİBtir)
l
bakant böyle mi karşı-
lanır" diye bağınp çağırdı. Olay-
da detaylı olarak bilmediğim
protokol koşullarını aşan bir üs-
lup seviyesizliği var. Bakan ol-
mak kimseye, bir başkasının
onurunu kırma yetkisi vermez.
Osman Durmuş, bir Osmanlı
Yaz
Karikatürleri
Evet, sıcak! Çok sıcak!
Yıllardır aşın soğuk ya da
sıcak havalarda, konuş-
tuğum insanlarla iklimden
bahsetmemeye çalışırım.
Çünkü çok sıcak bir hava-
da, bir başkasına "Hava ne
kadar sıcak" demek ge-
reksiz bir durumdur. Zaten
yaşadığımız bir durumu
seslendirmenin anlamı ne?
Bu ahşkanltğı da adını
anımsayamadığım bir Ital-
yan yazarın sözünden
edindim: "Havalarhepay-
nı gitseydi, bazılan söze
nasıl başlayacaktı, merak
ediyorum!" Fakat bu kez,
söze havanın sıcaklığıyla
başladım, çünkü Cem Ka-
raca'yı yazmayı düşün-
düğüm "Bizi Büyütenler"
serisinin yerine Funda Öz-
demiroğlu'nun "Yaz Ka-
rikatürteri" adlı şiirini si-
zinle paylaşmak istiyorum:
"Dağınık adımlarta ge-
lirdiyaz,
Çizgiden denizlere dû-
şerdi
Karpuz kabuğu düşerdi
Koca güneş düşerdi
Sözcükler yapış yaptş,
avuç içleri tehi
Kumsalda güneşlenen
hınzır kolibasili
Bir ketum aydınlık da-
lında ölü yaprak
Orman yangını, plajpa-
rası, dünya kupası
Yine sıcak, fena sıcak
Dalgalanan sıcaklara
dokunun
Yaz karikatürlerine
--'' tutunun"
veziri değil, bir cumhuriyet ba-
kanıdır. Yetkiye kavuşunca "ne
oldum delisi" olan zihniyete bir
sorum var Madem "devtetln
bakanına" saygıda kusur edilme-
sini istemiyorsunuz, o halde
kendi partinizin bakanını, yine
kendi partinizin yiğitleri Meclis
kapısında tekme tokat dövme-
ye çalıştığında niye sesinız çık-
madı? O da bakan değıl mıydi?
DuyuruEgemen Güvenışık'ın ilginç mizah yazılarından oluşan
"Dokuz Delinijı öykûsü" adlt kitabı, meraklısına tavsiye
ediliri (Gün Yaytncılık-Cemal Nadir Sokak, Eser İş Hanı, No:
44-0212-511 81 89)
"Töreler" karşısında sus-pus
olup kendinden güçsüze aslan
kesilmenin anlamı ne?
• Erbakan'ın ceza alan ko-
nuşması hakkında söyledikleri-
ni ekrandan duyduğumda, az
daha koltuktan düşüyordum!
Neymiş, Necmettin Bey'in mik-
rofona söyledikleri başka şey-
lermiş de, bu sözler "çeşitli bil-
gisayar oyunlanyla" halka baş-
ka şekilde yansıtılmış. El insaf!
Böylesine saliselik bir tezgâh,
Görevimiz Tehlike serisinde bi-
le görülmedi. Insanların söyle-
dikleri sözler nedeniyle hapis
cezasına çarptınlmasına karşı
olduğumu, bireye siyaseti ya-
saklayarak temsil ettiği düşün-
cenin önüne geçilemeyeceği-
ni, geçen hafta bu köşede yaz-
mıştım. Fakat bir insan, söyle-
minin arkasında durmayıp ucuz
saptırmalara giderse, sadece
siyasal hayatı değil, tüm yaşa-
mı "takıyye" içinde geçiyor de-
mektir. O mitingde söylediği
sözlerden çok, o sözleri inkâr
edip komik duruma düşmesine
yol açan demeci yüzünden Er-
bakan'ın artık kendi iradesiyle
siyaseti bırakması en doğrusu
olacaktır. "Benim fıkrim budur,
sizden farklı düşündüm ve hâlâ
da öyte düşünûyorum, beni bu
yüzden hapse atmanız demok-
ratik değildir" diyenler, en baş-
ta da sevgili Eşber Yağmurde-
reli içeride çile doldururken her
seferinde "montaj, hile, oyun"
savunmasını belleyenler, hiçbir
zaman herkesi kandıramaya-
cak!
• KKTC'deki son "casusluk ve
gözaltr olaylannda ciddi kuşku-
lar var. Acaba bir "yayru derin
devlet"ten söz edilebilir mi? Ne
diyelim, "Ayşe tatileçıktı, inşal-
lah Kıbns'a gitmemiştiri"
• Çapkınlıklarıyla ünlü bir
"ren/c// sima" durmadan özel
hayatıyla gündeme geliyor. Bir-
likte olduğu kadınlara pahalı he-
diyeler verdiği iddia ediliyor. Id-
dialann ne kadar doğru olduğu-
nu elbette bilemem. Fakat asıl
sorgulanmast gereken, bu hız-
lı hayat sahibiyle birlikte olan
kadınlardır. Maddi olanaklan ne-
deniyle bu tiple birlikte olduk-
ları iddia edildiğine göre, asıl
açıklama yapması gerekenler
de onlardır. İddia ağır ve aşağı-
layıcı. Kimse de onlan zoria bu
ilişkiye sokmadığına göre, ko-
nuşmaları gerekmez mi?
• Son ÖSS'nin ardından, yi-
ne 3 soru iptal edildi! Hemen
heryıl da böyle iptalleryaşanı-
yor. "Deprem" içerikli soru so-
rarak bînlerce adayın moralinr
bozmayı akıl eden uzmanlann
uzmanlığı, önceden çalışıp "ip-
tal edilmesi mümkün olamaya-
cak nitelikte" sorular hazıriama-
ya yetmiyor mu? Merak ediyo-
rum, kaç ülkede en büyük sınav
sonrasındasoru iptali yaşanıyor!
Canı köîte
çeken çocuk
Ankara'nın daha çok
orta halli insanlarının
oturduğu semtte kuru-
lu büyük mağazalardan
birindeyiz.
Küçük çocuk, annesi-
nin eteğinden çekiştiri-
yor:
"Anne, canım köfte
çekti..."
Anne, bir tezgâhtaki
kıymaya bakıyor, bir de
fiyatına.
Tam "Daha sonra oğ-
lum" diyecek, eteğine
yapışmış yumuk yumuk
eli görüp vazgeçiyor:
"Şuradan 200 gram
kıyma rica etsem. Köf-
telikolsun..."
CHP Tanm Masası'nın
hazıriadığı son raporda-
ki tabloya bakıyoruz:
1980'de toplam ko-
yun sayısı 48 bin 630
imiş, 1999'da 30 bin
256'ya inmiş. Kıl keçisi
sayısı aynı dönemde 15
bin 385'ten 7 bin 284'e
düşmüş. Türkiye'de
1980'de 15 bin 896 si-
ğır varmış, 1999'da bu
rakam 11 bin 54'e kadar
inmiş.
Karşılaştırmaya konu
olan son 20 yıl içinde ne
olmuş? Anımsayalım:
Hayvancılık piyasa-
laştırılmış; Et ve Balık
Kurumu, Yem Sanayii
ve Türkiye Süt Endüst-
risi Kurumu özelleştiril-
miş...
KtM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicaktâ turk.net
ÇtZGÎLlK KÂMtL MASARACI
KEDİ LEVO APTÜUKA
$t\M$ KATlİAMlHtti
50RUMİUSU 0A
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKA\ 15 Temmuz
YUK RESIM USTA& REMBRAMJT
t6O6 '£# 8USÛN HOLLANUVJ GESSAM R£M8/iANpr VXN *YN DOİÛO.
DAHA ÖĞREHIMININ 6AŞINDA, YETEMEĞlNlM YÖNLEAICHRMESİYLE
YAPMAYA KOYUlACAK, YAŞAMl 8OYONCA M SÜeDÖee-
C£KTİR. &AROK SANAT1N OORUKIA/S/NDAH £>?Y/-
C/\CAKOLAN İ
K.OGUYUCUSU
SINI 8AZ£M ÇOK S&SgEST,&4Z£M PE MlNYH-
TZÂe > 4 ^ Ç S/8/ INCE KUUANAM E£Mg&W
IŞTK'GÖL6£Y£ ÇOK ÖA/EM
SOO G/ZAVÜGÜ, ?OO V4ĞV SOYA
Ç
0EKİ *GECE HOBSTİ ' (KOf^SI SOU>A)
THSLOSU StMLAfi ABAS/NDA ÖZEL &*,
YERALAOVOTR.. (Sijda ise kendı yapt-ı.
jk 62. porfre£/nden j>iHnin kopyası.)
T.C. :
^ V KOCAELİ1. ASLİYE HUKUK .*$•
"** " MAHKEMESt'NDEN •"*'"
DosyaNo: 1998/729
Davacı Zehra Manisalı tarafindan Ahmet Manisalı aleyhine açılan boşanma davası nedeniyle;
Davacı dilekçesinde özetle davalı ile 1968 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden 4 müşterek çocuklannın olduğunu,
davalımn evlendikleri tarihten itibaren içki, kumar gibi ahşkanlıklan nedeniyle eşi ve çocuklanyla ilgilenmemesi, bu neden-
lerle aralannda meydana gelen şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalanna karar verilmesini talep etmiş, dava dilekçesi
tûm aramalara rağmen bulunamayan davahya tebliğ edılemediğinden davahya ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş ol-
makla;
Davalının mahkememizce duruşmanın yapılacağı 05.10.2000 günü saat 09.30'da mahkememizde hazır bulunması ya da
kendisini bir vekille temsil ettirmesi, duruşmaya gehnez ve kendıni bir vekille de temsil ettirmez ise duruşmalara gıyabında
devam edileceği ve karar verileceği hususu ilan oîunur. Basm: 39344
GÖRÜŞ
EMİN GURSES
Akranya, İran'a OynuyM1
Iran Cumhurbaşkanı Hatemi hafta içinde Almaft«-
ya'ya 3 günlük bir ziyaret yaptı. Cumhurbaşkanı Jö*
hannes Rau tarafindan karşılanan Hatemi, iş çev*
releri, Başbakan Schröder ve Dışişleri Bakanı Fisc^
her ile görüştü. 1997'de Berlin Mahkemesi'nin, ba;
zı Iranlı Kürt muhaliflerin 1992'de Almanya'da ölckJ-
rülmesine karıştığı gerekçesiyle Tahran'ı suçlaroa-
sından sonra ilişkiler bozulmuştu. Haziran 1999tfa
suikastçılardan biri serbest bırakılmıştı. Tahran yo»
netimi ise Iran'da tutuklu Alman işadamı Helmut hfo-
fer'i serbest bırakınca Fischer martta Tahran'a bir
ziyarette bulunmustu. Hatemi'nin bu haftaki ziyaKK
tiyle ilişkiler yeniden rayına oturuyor. w-
Hatemi, ziyaretinde, Alman iş çevrelerine Iran'lfa
Orta Asya pazarlarına yönelik olarak otomobil üfpj
timine yatırım yapmaları çağnsında bulundu. Hate:
mi, Almanya'nın kalkınma yardımlarından sorumftj
bakanı Heidemari VVıecsonek-Zeul'la yaptığı gfi-
rüşmede Iran'ın coğrafi konumunun sağladığı avap;
tajlann Almanya'nın Kafkasya ve Orta Asya pazâr/
larında etkinliğini arttırmaya yardımcı olacağını ifft-
de etti. Hatemi, Berlin yönetiminin Kafkasya ve Ör-
ta Asya'da etkinliğini arttırmak için çabaladığını ötf-
diğınden böyle bir çağn yaptı. Bu çağrıya Almâ'h1
ya'nın hayır demesi olanaksız. »O
Türkiye ile ilişkilerini düzeltmeyi beceremeyeq,
PKK'ye oynayarak bölgede etkin olayım derke^
ABD'nin oyununa gelen Berlin, bütün çabalanpa
rağmen Hazar Havzası ve Orta Asya'da etkinlik ya-
rışında önemli bir adım atamadı. Bu eksıkliği AŞD
ile ilişkileri bozuk olan Iran üzerinden tamamlama-
yı hesaplıyor. Tahran ise ABD-lngiltere-lsrail üçlüs'fr-
nün Batı'daki Iran karşrtlığını dengelemeye çalışıyut
Iran'ın Avrasyajeo-stratejik konumunun önemini bi-
len Fischer, Tahran'ın ABD ve Ingiltere ile olan olurn*
suz ilişkilerini dengelemek için özellikle AJmanya ye
Fransa ile işbiriiğine gereksinimi olduğunu biliyor. JâÜ-
ran ve Berlin'in çıkarlannın örtüştüğü bir dönemde
ilişkilerin olumlu yönde gelişeceği açık. .',
Gizli işsizliğin yüzde 40'lara ulaştığı Iran'da dgn,-
ya petrol fiyatlanndaki artış nedeniyle bir altyapı y
J
a>
tınmı hamlesi başlatılırsa bu oran düşürülebilecek.
Hatemi, ülkenin enerji kaynaklannın daha verimli
kullanılabilmesi haiinde Iran'da radikallerin gücû-
nün kırılabileceği ve uluslararası alanda Iran'ın da-
ha rahat hareket edebileceğini biliyor. Bu nedenle
Avrupa'nın gelişmiş ekonomileriyle işbirliği arayışı işi-
ne girdi. Italya ve Fransa ziyaretinden sonra geldiği
Almanya'dan ilk adım olarak Iran'daki Alman şirket-
lerinin yatırımlan için 1 milyar marklık bir yatırım si-
gortası sağlandı. Italyan şirketlerinin Iran'daki yatı-
rımlan için de Italyan Ihracat Sıgortası şirketi tara-
findan 1.3 milyar dolarlık bir yatırım sigortası sağ-
lanmıştı.
Iran'daki 90 milyar varillik petrol ve 24 trityon met-
reküp doğalgaz rezervinin getireceği mali kaynak-
laria Iran'daki altyapı yatınmlannı geliştireceğini bi-
len Batılı şirketlerin iştahı kabarıyor. Tahran'ın Ital-
ya, Fransa ve Almanya gibi gelişmiş ekonomilerle
ilişkilerini geliştirmesi Amerikan şirketlerini rahatsız
ediyor. ABD'Iİ petrol şirketi Chevron, VVashington yö-
netimine İran'a uygulanan ambargonun kaldırılma-
sı için çağnda bulundu. Şirketın başkan yardımcısı
RicharriMatzke, tek taraflı yaptmmlann amaçlanan
hedefe ulaşmada yeterli olmadığını belırtti. Bu ştr-
ketler ABD ambargosunun, ABD şirketlerine zarar
verdiğini, Avrupalı şirketlerin bu ambargoyu deldik,-
lerini ileri sürüyoriar.
Iran, gelişmiş, zengin, merkezi ülkelerin aralarav-
daki anlaşmazlıklan iyi kullanıyor. Hatemi, Avrasya
politikasını başarıyla yürütüyor. Hatemi, 22 Hazi-
ran'daki Çin gezisiyle Batı'ya, Tahran'ın tek ata oy-
namayacağı, Çin ile Orta Asya politikasında ortak
hareket edeceği, isteyen Batılı ülkelenn bu işbiriiğl-
ne katılabileceğinin mesajını vermişti. Almanya bi-
raz geç de olsa bu mesajı aldı. VVashington Albright'ın
hazirandaki ziyaretinden sonra Savunma BakaFıı
Cohen'i Pekin'e göndererek anlaşmazlıklan çöz-
meye çalışıyor. Fakat ABD'nin bölge politikası 6ü-
na izin vermeyecek gibi gözüküyor.
Türkiye'ye tank satışı karannı insan haklan ihJâl-
leri nedeniyle erteleyen Almanya, bu karan, aslında
Ankara'nın Kafkasya ve Orta Asya'da ABD ile işblr-
liğine girmesine ve kendisinin VVashington'un plan-
lanna uygun olarak bölgeden dışlanmasına bir tej3-
ki olarak almıştır. Beriin'in, Iran istihbaratının yurtdı-
$ında muhalifleri öldürttügünden, Iran'da geçen^yıl
yüzlere kişinin idam edildiğinden, onlarca kişih]n
kollannın kesildiğinden, gazetelerin kapatılarak ğ%-
zetecilerin sudan nedenlerie hapsedildiğinden h^-
berdar olmaması mümkün değildir. Fakat Alman
Sol-Yeşil hükümeti açısından paranın sesi, insaajn
sesinden önemlidir. ^
. - ^
E-mail: emingurses(a yahoo.com tn
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Yetiştınlme-
sı görece bü-
yük kaynak ge-
rektiren bilim
adamı, hekim,
mühendis gibi
nıtelikli insan
gücünün daha
gelişmiş bir
başka ülkeye
göç etmesi. 2/
"—Atay": Ya-
zanmız... Uzun
omuz atkısı. 3/
1 2 3 4 5 6 7 8
ı ı M
LM
J lf[
m
I
İ
?!
I[1
1 \A
en .•
ü
Saçı dökülmüş olan
kimse... Tifoya neden
olan basilin adı. 4/ Vü-
cutta ırın bınkımı... ^
Bızmut elementinm 3
sımgesı. 5/ Uyuşturu- 4
cubirmadde... Eksiği 5
olmayan. 6/Eskı dılde g
yüz, çehre... Kent dev-
letı. 7/Letonya'nınpa-
rabinmi..."Puıta"da 8
<ionılcn,frengiye-betı-9
zer bir deri hastahgı.
8/ " Eyuboğlu": Ressamımız... Kıvırcık bir s^ç
biçımi. 9/ Var olan kurumsal yapı içinde kalarak si-
yasal, ekonomik ve toplumsal reformlann yasal yön-
temlerle gerçekleştırılmesi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Işgal kuv\etlenne karşı kurulmuş gizli bir Çin der-
neğı. 2/ Madenleri yontmada kullanılan çelik araç...
Gece yapılan tiyatro ya da smema gösterisı. 3/ Hay-
vana bağlanan ip. . Vurmalı bir çalgı. 4/ Belirtı... Ki-
mi top oyunculanndan birinin topu başkasına geçır-
mesi...Numaranınkısayazıuşı. 5/Sarhoş, mest. 6/ "Ha-
va toprak gibi —" (Nâzım Hikmet)... Yemek, yıyecek.
II "Beni görüp yönün — dönersin" (Karacaoğlari)...
Görevde yükselme 8/ Sulu yemek... Yeryüzü. 9/ ^ir
devletın başka bir devlete verdiği nota.