20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 TEMMUZ 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA Oandik Turgırt Özal'ın prenslerinden, ANAP'lı eskı bakan Güneş Taner politikayı bırakacağını açıklıyor ve diyor ki: "Siyaset dandik iş." Siyaseti dandik bulanlar tara- fından yönetilmiş olan ülkemiz bugün dandik durumdaysaeğer, sonmak gerek: "Kimlerin saye- sinde dandikleştik?" DeğişmezJiğin değişmesi FP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekâroğlu, geçenler- dedüzenlediği basın toplantısın- da partisinin tutuınunun değişli- ğine ilişkin söylemlerin basın ta- rafından inandıncı bulunmama- sından yakındı: "Soldapek çok in- san değıştiğıni söylüyor, hatta ba- zı gazeteciler kitaplar çıkanp ya- zılar yazıp nasıl değiştiklerini an- latıyoriar. Herkes onlara alkış tu- tuyor. Bizdeğiştikdiyomz, kimse- yi inandıramıyoruz. Biraz da bi- zim değişmemize izin verin." izin verilsin verilmesine de, dog- mayı temel alan bir siyasi hareket nesini değiştirecek? Değişmezli- ğin değişmesi olası mı? Sıkıntı orada. ISIK KAXSU [email protected]. Altın yumurtadan vazgeçmek Devlet Bakanı Yüksel Yalova, övünçle açıkladı. özelleştirmeler hız- landırılacakmış, satılacak kuruluşla- rın başında da TEKEL geliyormuş... Ekonomi uzmanı Deniz Candaş, Tekel Müfettişleri Derneği'nin yayın organı "Mazruf'ta yayımlanan maka- lesinde, sigara ve rakının üretim ma- liyetleri ile satış fiyatlannı irdelemiş. Ma- kaleden çarpıcı örnekler seçelim: Uzun Samsun sigarasının toplam maliyeti yalnızca 78 bin lira. Oysa uzun Samsun piyasada 325 bin lira- dan satılıyor. Neden? Çünkü, bir paket uzun Sam- sun alan her bir yurttaştan 223 bin li- ra vergi ve fon kesiliyor. Vergi ve fonlar, maliyetin 2.8 katına ulaşıyor. 70'lik Yeni Rakı'nın toplam maliye- ti de 700 bin lira. Aynı Yeni Rakı 3 milyon 500 bin liraya satılıyor. Rakı- dan kesilen vergi ve fon 2 milyon 197 bin lirayı buluyor. Vergi ve fonlar, ma- liyetin 3.1 katı. Bu bilgilerin ışığında Deniz Candaş şu yorumu yapıyor: "TEKEL'insatışhacml 1999'dayak- laşık 2.6 milyar dolar düzeyine ulaştı. Maliyet-fiyat makasının doğurduğu rant ise en az2 milyar dolardır. 2000'de 3.4 milyar düzeyinde prog- ramlanan satış hacmine göre de yak- laşık 2.5 milyar dolar düzeyine ulaşan ve eskiden bu yana TEKEL ile Hazi- ne arasında bölüşülen kâr marjının özelleştirme sürecinde dağılım ve kul- lanımının nasıl programlanacağı, bu dağılımın sarsıntı geçirip geçirmeye- ceği konusu önem kazanıyor." Deniz Candaş, 2-2.5 milyar dolar- lık (yaklaşık 1.5 katrityon lira) rantın söz konusu olduğJ bir alanın özelleştirme- si karşısında haklı olarak şu kuşkula- n dile getiriyor: "Eskiden güvenceli olarak kesilen vergiler aynı düzeyde tahsil edilecek mi? Yabancı sigaranın TEKEL'den devri ile döviz tasarrufunun sağlana- cağını ileri sürenler, heryıl giderek ar- tan ve denetimi olmayan ithalatın yol açtığı döviz kaybının özelleştirme uy- gulaması ile hangi boyutlara gelece- ğini hesaplıyoriar mı? Tekel sigarala- nnın mevcut yüzde 70 oranındaki pa- zarpayının gerilemesi ile ortaya çıka- cak rant kaybının tütün üreticilerinin desteklenmesinde finansalzafıyet ya- ratacağı dikkate alınacak mı?" Son yıllarda işlenmemiş tütün ihra- catına ağırlık verilmesi dolayısıyla 100 ton ihraç potansiyeli olan TEKEL'in bu uygulama nedeniyle 200 milyon do- lar kayba uğrayacağının da altını çi- zen Candaş, Hazine'ye sürekli kay- nak sağlayan TEKEL'in özelleştiril- mesini ünlü bir masala benzetiyor: "Altın yumurta yumurtlayan tavuk- tan yoksun kalacağız." Devlet Bakanı Yüksel Yalova, kü- çükken ya bu masalı okumamış ya da ondan çıkan dersi anlamamış olmalı. Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek'in, oy alamadığı Çay- yolu'nu cezalandırdığı bilinen birger- çek. Haksızlıklara daha fazla dayana- mayan semtteki demokratik kitle ör- gütlerinin, siyasi partilerin temsilcile- ri, muhtarlar ile site yöneticileri bir ara- ya gelerek "Çayyolu Demokrasi Piat- formu"nu oluşturdular. CHP'den Ün- sal Dilek, ÖDP'den Mustafa Doğar, Kültür Demeği'nden Ulviye Belge, Çayyolu'na eziyet ediliyor Cahit Akman'ın da yer aldığı platfor- mun sözcülüğünü, Ümit- Çayyolu Ma- halleleri ile Çevresi Dayanışma-Ge- liştirme Demeği'nden Engin Uç üst- lendi. Engin Uç, Gökçek'in önce Çay- yolu'na yönelik metro tasanmını iptal ettiğini, ardından da bölgeyi Yenima- halle Belediyesi sınııianndan kopanp Etimesgut'a bağladığtnı belirterek semt sakinlerine resmen "eziyet" çektiril- diğini savunuyor: "Şehir merkezine ortalama 20 km. uzaklıkta, çukuryol- lanyla, bakımsızcaddeleriyle, akmayan sulanyla, çıkabilecek bir yangında it- faiyeyoiduğundan canımızın, malımı- zın tesadüflere kaldtğı ortada. Çoğu emektibökje sakinısu, doğakjazöden- tilerini ancak şehre giderek, adını bi- fe bilmediği finans kuruluşlanna ya- pabilmektedir. BirçokkezAnakentBe- lediyesi'ne dilekçe vermemize, diğer semtlerde olduğu gibi kolaylıklarsağ- lanmasınayönelikgirişimlerde bulun- mamıza rağmen duyarsız kalmakta di- renilmektedir. Ümit, Çayyolu, Konut- kent, Koru Sitesi sakinleri, artık 5 yıl- da bir oy veren vatandaşlar olmaktan çıkmış; demokrasiye katılan, hesap soran, tartışan, sorgulayan insanlar boyutuna geçmiştir." ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMtROĞLU İnsanlar Âleminde KısaBirTur!• Sağlık Bakanı Osman Dur- muş, Trabzon Numune Hasta- nesi Başhekimi Mehmet Us- ta'yı kendisini kapıda karşıla- madığı için makamından kovdu. Oştelik "Terbiyesiz henf, dışan! t "öevİBtir) l bakant böyle mi karşı- lanır" diye bağınp çağırdı. Olay- da detaylı olarak bilmediğim protokol koşullarını aşan bir üs- lup seviyesizliği var. Bakan ol- mak kimseye, bir başkasının onurunu kırma yetkisi vermez. Osman Durmuş, bir Osmanlı Yaz Karikatürleri Evet, sıcak! Çok sıcak! Yıllardır aşın soğuk ya da sıcak havalarda, konuş- tuğum insanlarla iklimden bahsetmemeye çalışırım. Çünkü çok sıcak bir hava- da, bir başkasına "Hava ne kadar sıcak" demek ge- reksiz bir durumdur. Zaten yaşadığımız bir durumu seslendirmenin anlamı ne? Bu ahşkanltğı da adını anımsayamadığım bir Ital- yan yazarın sözünden edindim: "Havalarhepay- nı gitseydi, bazılan söze nasıl başlayacaktı, merak ediyorum!" Fakat bu kez, söze havanın sıcaklığıyla başladım, çünkü Cem Ka- raca'yı yazmayı düşün- düğüm "Bizi Büyütenler" serisinin yerine Funda Öz- demiroğlu'nun "Yaz Ka- rikatürteri" adlı şiirini si- zinle paylaşmak istiyorum: "Dağınık adımlarta ge- lirdiyaz, Çizgiden denizlere dû- şerdi Karpuz kabuğu düşerdi Koca güneş düşerdi Sözcükler yapış yaptş, avuç içleri tehi Kumsalda güneşlenen hınzır kolibasili Bir ketum aydınlık da- lında ölü yaprak Orman yangını, plajpa- rası, dünya kupası Yine sıcak, fena sıcak Dalgalanan sıcaklara dokunun Yaz karikatürlerine --'' tutunun" veziri değil, bir cumhuriyet ba- kanıdır. Yetkiye kavuşunca "ne oldum delisi" olan zihniyete bir sorum var Madem "devtetln bakanına" saygıda kusur edilme- sini istemiyorsunuz, o halde kendi partinizin bakanını, yine kendi partinizin yiğitleri Meclis kapısında tekme tokat dövme- ye çalıştığında niye sesinız çık- madı? O da bakan değıl mıydi? DuyuruEgemen Güvenışık'ın ilginç mizah yazılarından oluşan "Dokuz Delinijı öykûsü" adlt kitabı, meraklısına tavsiye ediliri (Gün Yaytncılık-Cemal Nadir Sokak, Eser İş Hanı, No: 44-0212-511 81 89) "Töreler" karşısında sus-pus olup kendinden güçsüze aslan kesilmenin anlamı ne? • Erbakan'ın ceza alan ko- nuşması hakkında söyledikleri- ni ekrandan duyduğumda, az daha koltuktan düşüyordum! Neymiş, Necmettin Bey'in mik- rofona söyledikleri başka şey- lermiş de, bu sözler "çeşitli bil- gisayar oyunlanyla" halka baş- ka şekilde yansıtılmış. El insaf! Böylesine saliselik bir tezgâh, Görevimiz Tehlike serisinde bi- le görülmedi. Insanların söyle- dikleri sözler nedeniyle hapis cezasına çarptınlmasına karşı olduğumu, bireye siyaseti ya- saklayarak temsil ettiği düşün- cenin önüne geçilemeyeceği- ni, geçen hafta bu köşede yaz- mıştım. Fakat bir insan, söyle- minin arkasında durmayıp ucuz saptırmalara giderse, sadece siyasal hayatı değil, tüm yaşa- mı "takıyye" içinde geçiyor de- mektir. O mitingde söylediği sözlerden çok, o sözleri inkâr edip komik duruma düşmesine yol açan demeci yüzünden Er- bakan'ın artık kendi iradesiyle siyaseti bırakması en doğrusu olacaktır. "Benim fıkrim budur, sizden farklı düşündüm ve hâlâ da öyte düşünûyorum, beni bu yüzden hapse atmanız demok- ratik değildir" diyenler, en baş- ta da sevgili Eşber Yağmurde- reli içeride çile doldururken her seferinde "montaj, hile, oyun" savunmasını belleyenler, hiçbir zaman herkesi kandıramaya- cak! • KKTC'deki son "casusluk ve gözaltr olaylannda ciddi kuşku- lar var. Acaba bir "yayru derin devlet"ten söz edilebilir mi? Ne diyelim, "Ayşe tatileçıktı, inşal- lah Kıbns'a gitmemiştiri" • Çapkınlıklarıyla ünlü bir "ren/c// sima" durmadan özel hayatıyla gündeme geliyor. Bir- likte olduğu kadınlara pahalı he- diyeler verdiği iddia ediliyor. Id- dialann ne kadar doğru olduğu- nu elbette bilemem. Fakat asıl sorgulanmast gereken, bu hız- lı hayat sahibiyle birlikte olan kadınlardır. Maddi olanaklan ne- deniyle bu tiple birlikte olduk- ları iddia edildiğine göre, asıl açıklama yapması gerekenler de onlardır. İddia ağır ve aşağı- layıcı. Kimse de onlan zoria bu ilişkiye sokmadığına göre, ko- nuşmaları gerekmez mi? • Son ÖSS'nin ardından, yi- ne 3 soru iptal edildi! Hemen heryıl da böyle iptalleryaşanı- yor. "Deprem" içerikli soru so- rarak bînlerce adayın moralinr bozmayı akıl eden uzmanlann uzmanlığı, önceden çalışıp "ip- tal edilmesi mümkün olamaya- cak nitelikte" sorular hazıriama- ya yetmiyor mu? Merak ediyo- rum, kaç ülkede en büyük sınav sonrasındasoru iptali yaşanıyor! Canı köîte çeken çocuk Ankara'nın daha çok orta halli insanlarının oturduğu semtte kuru- lu büyük mağazalardan birindeyiz. Küçük çocuk, annesi- nin eteğinden çekiştiri- yor: "Anne, canım köfte çekti..." Anne, bir tezgâhtaki kıymaya bakıyor, bir de fiyatına. Tam "Daha sonra oğ- lum" diyecek, eteğine yapışmış yumuk yumuk eli görüp vazgeçiyor: "Şuradan 200 gram kıyma rica etsem. Köf- telikolsun..." CHP Tanm Masası'nın hazıriadığı son raporda- ki tabloya bakıyoruz: 1980'de toplam ko- yun sayısı 48 bin 630 imiş, 1999'da 30 bin 256'ya inmiş. Kıl keçisi sayısı aynı dönemde 15 bin 385'ten 7 bin 284'e düşmüş. Türkiye'de 1980'de 15 bin 896 si- ğır varmış, 1999'da bu rakam 11 bin 54'e kadar inmiş. Karşılaştırmaya konu olan son 20 yıl içinde ne olmuş? Anımsayalım: Hayvancılık piyasa- laştırılmış; Et ve Balık Kurumu, Yem Sanayii ve Türkiye Süt Endüst- risi Kurumu özelleştiril- miş... KtM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicaktâ turk.net ÇtZGÎLlK KÂMtL MASARACI KEDİ LEVO APTÜUKA $t\M$ KATlİAMlHtti 50RUMİUSU 0A TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKA\ 15 Temmuz YUK RESIM USTA& REMBRAMJT t6O6 '£# 8USÛN HOLLANUVJ GESSAM R£M8/iANpr VXN *YN DOİÛO. DAHA ÖĞREHIMININ 6AŞINDA, YETEMEĞlNlM YÖNLEAICHRMESİYLE YAPMAYA KOYUlACAK, YAŞAMl 8OYONCA M SÜeDÖee- C£KTİR. &AROK SANAT1N OORUKIA/S/NDAH £>?Y/- C/\CAKOLAN İ K.OGUYUCUSU SINI 8AZ£M ÇOK S&SgEST,&4Z£M PE MlNYH- TZÂe > 4 ^ Ç S/8/ INCE KUUANAM E£Mg&W IŞTK'GÖL6£Y£ ÇOK ÖA/EM SOO G/ZAVÜGÜ, ?OO V4ĞV SOYA Ç 0EKİ *GECE HOBSTİ ' (KOf^SI SOU>A) THSLOSU StMLAfi ABAS/NDA ÖZEL &*, YERALAOVOTR.. (Sijda ise kendı yapt-ı. jk 62. porfre£/nden j>iHnin kopyası.) T.C. : ^ V KOCAELİ1. ASLİYE HUKUK .*$• "** " MAHKEMESt'NDEN •"*'" DosyaNo: 1998/729 Davacı Zehra Manisalı tarafindan Ahmet Manisalı aleyhine açılan boşanma davası nedeniyle; Davacı dilekçesinde özetle davalı ile 1968 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden 4 müşterek çocuklannın olduğunu, davalımn evlendikleri tarihten itibaren içki, kumar gibi ahşkanlıklan nedeniyle eşi ve çocuklanyla ilgilenmemesi, bu neden- lerle aralannda meydana gelen şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalanna karar verilmesini talep etmiş, dava dilekçesi tûm aramalara rağmen bulunamayan davahya tebliğ edılemediğinden davahya ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş ol- makla; Davalının mahkememizce duruşmanın yapılacağı 05.10.2000 günü saat 09.30'da mahkememizde hazır bulunması ya da kendisini bir vekille temsil ettirmesi, duruşmaya gehnez ve kendıni bir vekille de temsil ettirmez ise duruşmalara gıyabında devam edileceği ve karar verileceği hususu ilan oîunur. Basm: 39344 GÖRÜŞ EMİN GURSES Akranya, İran'a OynuyM1 Iran Cumhurbaşkanı Hatemi hafta içinde Almaft«- ya'ya 3 günlük bir ziyaret yaptı. Cumhurbaşkanı Jö* hannes Rau tarafindan karşılanan Hatemi, iş çev* releri, Başbakan Schröder ve Dışişleri Bakanı Fisc^ her ile görüştü. 1997'de Berlin Mahkemesi'nin, ba; zı Iranlı Kürt muhaliflerin 1992'de Almanya'da ölckJ- rülmesine karıştığı gerekçesiyle Tahran'ı suçlaroa- sından sonra ilişkiler bozulmuştu. Haziran 1999tfa suikastçılardan biri serbest bırakılmıştı. Tahran yo» netimi ise Iran'da tutuklu Alman işadamı Helmut hfo- fer'i serbest bırakınca Fischer martta Tahran'a bir ziyarette bulunmustu. Hatemi'nin bu haftaki ziyaKK tiyle ilişkiler yeniden rayına oturuyor. w- Hatemi, ziyaretinde, Alman iş çevrelerine Iran'lfa Orta Asya pazarlarına yönelik olarak otomobil üfpj timine yatırım yapmaları çağnsında bulundu. Hate: mi, Almanya'nın kalkınma yardımlarından sorumftj bakanı Heidemari VVıecsonek-Zeul'la yaptığı gfi- rüşmede Iran'ın coğrafi konumunun sağladığı avap; tajlann Almanya'nın Kafkasya ve Orta Asya pazâr/ larında etkinliğini arttırmaya yardımcı olacağını ifft- de etti. Hatemi, Berlin yönetiminin Kafkasya ve Ör- ta Asya'da etkinliğini arttırmak için çabaladığını ötf- diğınden böyle bir çağn yaptı. Bu çağrıya Almâ'h1 ya'nın hayır demesi olanaksız. »O Türkiye ile ilişkilerini düzeltmeyi beceremeyeq, PKK'ye oynayarak bölgede etkin olayım derke^ ABD'nin oyununa gelen Berlin, bütün çabalanpa rağmen Hazar Havzası ve Orta Asya'da etkinlik ya- rışında önemli bir adım atamadı. Bu eksıkliği AŞD ile ilişkileri bozuk olan Iran üzerinden tamamlama- yı hesaplıyor. Tahran ise ABD-lngiltere-lsrail üçlüs'fr- nün Batı'daki Iran karşrtlığını dengelemeye çalışıyut Iran'ın Avrasyajeo-stratejik konumunun önemini bi- len Fischer, Tahran'ın ABD ve Ingiltere ile olan olurn* suz ilişkilerini dengelemek için özellikle AJmanya ye Fransa ile işbiriiğine gereksinimi olduğunu biliyor. JâÜ- ran ve Berlin'in çıkarlannın örtüştüğü bir dönemde ilişkilerin olumlu yönde gelişeceği açık. .', Gizli işsizliğin yüzde 40'lara ulaştığı Iran'da dgn,- ya petrol fiyatlanndaki artış nedeniyle bir altyapı y J a> tınmı hamlesi başlatılırsa bu oran düşürülebilecek. Hatemi, ülkenin enerji kaynaklannın daha verimli kullanılabilmesi haiinde Iran'da radikallerin gücû- nün kırılabileceği ve uluslararası alanda Iran'ın da- ha rahat hareket edebileceğini biliyor. Bu nedenle Avrupa'nın gelişmiş ekonomileriyle işbirliği arayışı işi- ne girdi. Italya ve Fransa ziyaretinden sonra geldiği Almanya'dan ilk adım olarak Iran'daki Alman şirket- lerinin yatırımlan için 1 milyar marklık bir yatırım si- gortası sağlandı. Italyan şirketlerinin Iran'daki yatı- rımlan için de Italyan Ihracat Sıgortası şirketi tara- findan 1.3 milyar dolarlık bir yatırım sigortası sağ- lanmıştı. Iran'daki 90 milyar varillik petrol ve 24 trityon met- reküp doğalgaz rezervinin getireceği mali kaynak- laria Iran'daki altyapı yatınmlannı geliştireceğini bi- len Batılı şirketlerin iştahı kabarıyor. Tahran'ın Ital- ya, Fransa ve Almanya gibi gelişmiş ekonomilerle ilişkilerini geliştirmesi Amerikan şirketlerini rahatsız ediyor. ABD'Iİ petrol şirketi Chevron, VVashington yö- netimine İran'a uygulanan ambargonun kaldırılma- sı için çağnda bulundu. Şirketın başkan yardımcısı RicharriMatzke, tek taraflı yaptmmlann amaçlanan hedefe ulaşmada yeterli olmadığını belırtti. Bu ştr- ketler ABD ambargosunun, ABD şirketlerine zarar verdiğini, Avrupalı şirketlerin bu ambargoyu deldik,- lerini ileri sürüyoriar. Iran, gelişmiş, zengin, merkezi ülkelerin aralarav- daki anlaşmazlıklan iyi kullanıyor. Hatemi, Avrasya politikasını başarıyla yürütüyor. Hatemi, 22 Hazi- ran'daki Çin gezisiyle Batı'ya, Tahran'ın tek ata oy- namayacağı, Çin ile Orta Asya politikasında ortak hareket edeceği, isteyen Batılı ülkelenn bu işbiriiğl- ne katılabileceğinin mesajını vermişti. Almanya bi- raz geç de olsa bu mesajı aldı. VVashington Albright'ın hazirandaki ziyaretinden sonra Savunma BakaFıı Cohen'i Pekin'e göndererek anlaşmazlıklan çöz- meye çalışıyor. Fakat ABD'nin bölge politikası 6ü- na izin vermeyecek gibi gözüküyor. Türkiye'ye tank satışı karannı insan haklan ihJâl- leri nedeniyle erteleyen Almanya, bu karan, aslında Ankara'nın Kafkasya ve Orta Asya'da ABD ile işblr- liğine girmesine ve kendisinin VVashington'un plan- lanna uygun olarak bölgeden dışlanmasına bir tej3- ki olarak almıştır. Beriin'in, Iran istihbaratının yurtdı- $ında muhalifleri öldürttügünden, Iran'da geçen^yıl yüzlere kişinin idam edildiğinden, onlarca kişih]n kollannın kesildiğinden, gazetelerin kapatılarak ğ%- zetecilerin sudan nedenlerie hapsedildiğinden h^- berdar olmaması mümkün değildir. Fakat Alman Sol-Yeşil hükümeti açısından paranın sesi, insaajn sesinden önemlidir. ^ . - ^ E-mail: emingurses(a yahoo.com tn BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Yetiştınlme- sı görece bü- yük kaynak ge- rektiren bilim adamı, hekim, mühendis gibi nıtelikli insan gücünün daha gelişmiş bir başka ülkeye göç etmesi. 2/ "—Atay": Ya- zanmız... Uzun omuz atkısı. 3/ 1 2 3 4 5 6 7 8 ı ı M LM J lf[ m I İ ?! I[1 1 \A en .• ü Saçı dökülmüş olan kimse... Tifoya neden olan basilin adı. 4/ Vü- cutta ırın bınkımı... ^ Bızmut elementinm 3 sımgesı. 5/ Uyuşturu- 4 cubirmadde... Eksiği 5 olmayan. 6/Eskı dılde g yüz, çehre... Kent dev- letı. 7/Letonya'nınpa- rabinmi..."Puıta"da 8 <ionılcn,frengiye-betı-9 zer bir deri hastahgı. 8/ " Eyuboğlu": Ressamımız... Kıvırcık bir s^ç biçımi. 9/ Var olan kurumsal yapı içinde kalarak si- yasal, ekonomik ve toplumsal reformlann yasal yön- temlerle gerçekleştırılmesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Işgal kuv\etlenne karşı kurulmuş gizli bir Çin der- neğı. 2/ Madenleri yontmada kullanılan çelik araç... Gece yapılan tiyatro ya da smema gösterisı. 3/ Hay- vana bağlanan ip. . Vurmalı bir çalgı. 4/ Belirtı... Ki- mi top oyunculanndan birinin topu başkasına geçır- mesi...Numaranınkısayazıuşı. 5/Sarhoş, mest. 6/ "Ha- va toprak gibi —" (Nâzım Hikmet)... Yemek, yıyecek. II "Beni görüp yönün — dönersin" (Karacaoğlari)... Görevde yükselme 8/ Sulu yemek... Yeryüzü. 9/ ^ir devletın başka bir devlete verdiği nota.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle