Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2000 CUMARTESİ
DtZt
'MehmetKakmaHoca askeriegöıiişüyrmlu'5-12 Eylül'den sonraki bölüamedeJri-
şisel anlaşmazlıklann körüklenmesiyle
büyütülen temel bir fikir ihtilafı belir-
leyici olmuştur. O da, ihtilale karşı alı-
nacak tavır meselesınde ortaya çıkmış-
tır. Biz başından itibaren darbeye karşı
çıktık ve demokrasiyi savunduk. Buna
mukabil, içimizde darbeyi savunan ve
darbecilere sahip çıkan göriişlerle kar-
şı karşıya geldik. Biz böyle bir düşün-
ceyi kabul edemeyecegimiz gibi, bu gö-
rüş sahiplerinin de bizimle beraber yo-
la devam edebilmeleri tnümkün ola-
mazdı.
6- Mefamet Kırkıncı'nın ihtilal yöne-
timine mektuplar yazdığı, hatta Milli
Güvenlik Konseyi üyesi ve eski Hava
Kuvvetleri Komutanı Org. Tahsin Şahin-
kaya gibi bazı paşalarla bizzat görüştü-
ğü doğrudur. 12 Eylül yönetiminin ken-
disine halk nezdinde "mcşnriyet" kazan-
dırmak ve destek bulmak ıçın hemen he-
men bütün dini cemaatlerle, buarada bi-
zim bazı gruplanmızla gızlı pazarlıklar
yaptığı da bir vakıadır. Zorunludin ders-
leri de bu maksatla kullanılmış olabilir.
7-12 Eylül askeri yönetimi, bütün di-
ni cemaatlere bir şekilde nüfuz etmiş;
gerek birtakım imkânlar bahşetmek, ge-
rekse gözdağı vermek suretiyle çoğunu
kontrol altına almışnr. Bu maksatla özel
olarak görevlendirilen istihbarat ele-
manlan bize de gönderilmiştir. Gelen ki-
şiler bize bazı talep ve teklifler getirmiş;
kabul ettiğimiz takdirde devlet imkân-
lanyla destekleneceğimiz taahbüdünde
bulunmuşlardır. Hatta bölünme arefesm-
de olduğumuz günlerde bize gelinerek
sartlannı kabul edersek, mukabil gru-
ba karşı bize destek verileceği vaadi ifa-
de edilmiştir. Ama biz bu pazarlıklara
girmedik ve önenlen şartlan reddettik.
Bizi zaafa ugraöp çökerönekiçınher yol
kuliandarak üzenmıze gelınmesınde bu
tavrunızjn çok büyük rolü vardır.
8- Fethullah Gülen'in el üstünde tu-
tulması, bir yönüyle, Türkiye'de gelişen
Islamı potansiyelin kontrol altında tu-
tolup kullarulabılecek bir mecraya ka-
nalize edılmesıni öngören "ihmhnfann"
projelehnis bir sonucu ve tezahürüdür.
Bununla bağlanülı olarak, RP'ningeçen
dönemdekı yükselişine karşı Gülen ha-
reketine bir set ve banyer olabilecegı dü-
şüncesiyle de destek verilmiştir. Nitekim
28 Şubât sürecinde Gülen, bu misyonu
elinden geldiği ölçüde yerine getirme-
ye çalışmışür.
9- Bızım Demirene irtibat ve ilişki-
miz otuz seneyi aşkın bir maziye sahip-
tir. tsmet înönü'nün, Demirel'i "Sadd
Nura'ninfaafifesimi oiacak" diyerek
köşeye sıkıştınnaya çalıştığı 196O'lı yıl-
lann ortalanndan bu yana Demirerie iliş-
kilerimiz devam etmiştir. Bu süre zar-
finda Demirere verdiğimiz destek, de-
dığimız gibi, demokrat mısyona olan
desteğimizin bir gereği ve neticesi ol-
muştur. 12 Eylül'den sonra da bu inanç
ve düşünceyie Demirel'in yanında ol-
maya devam ettik ve onun 12 Eylül re-
jıminekarşı verdıği demokrası mücade-
lesine destek olduk. Bu destegi tamamen
samimi ve hasbi düşüncelerle, hiçbir
pazariığa girmeden ve hiçbirtalepte bu-
lunmadan verdik. Yeri geldiği zaman
da DemireFi hiçbir rezerv koymadan,
"HakJon hatmyûcedir, hiçbir haûrafe-
daedümez" prensibi çerçevesinde, ama
yapıcı birtavîrla eleştirmekten kaçınma-
dık. Nitekim Demirerin 28 Şubat süre-
cinde bizim de yoğun şekilde eleştirdi-
ğimiz bazı tavır ve uygulamalan olmuş-
tur. Ama nihai tahlılde biz bu "aykm*
tavırian, onun devlet içerisınde karşı
karşıya olduğu ciddi zorluk ve sıkıntı-
lann yansımalan olarak değerlendırdık.
Bize göre Demirel,budönemdedemok-
rasiyi yeni bir kesintiye daha maruzkal-
maktan koruma endişesiyle hareket et-
ti ve bunun için çok büyük gayret sarf
etti. Ve Demirel 28 Şubat'ı, yapabildi-
ği ölçüde frenleyerek hasar ve tahriba-
ün mümkün olabilecek en az seviyeye
düşürülmesine çalıştı. Sonuç olarak, bu
zorlu süreçte zaman zaman eleştırsek de,
Demirel tarafından "kandınünış" ol-
duğumuz gibi bır duyguya kapılmadık.
Çünkü Demirerin iç dünyasını tanıyo-
ruz ve kendisiyle otuz beş yıllık bir hu-
kukumuzvar.
10- Gerek Erbakan, gerekse Gülen için
kullanılan "diskafifiye" yöntemlennın, dü-
rüst, ahlaki ve samimi oldugunu herhal-
de hiç kimse iddıa edemez. Devlet gü-
cünü ve ımkânlannı kullanarak sıvil ha-
reketleri ezmek, demokratik hukuk dev-
leti anlayışıyla bağdaşmadığı gibi, bu
yolla sağîıkb neticelere ulaşmak da müm-
kün değildır. Bu şekilde hareket etmek
M e h m e t K u t l u l a r ' ı n y a n ı t l a m a s ı i s t e n e n s o r u l a r
5. Bu tutumunuz yüzünden bölündüğünüz söy-
leniyor. En büyük bölünmeyi ise 12 Eylül ihtilalin-
den sonra yaşadınız. Bilenler, o bölünme için cema-
at ortadan bölündü diyorlar. Bu bolünmenin neden-
leri ne olabilir?..
6. Mehmet Kırkıncı ve Fethullah Gülen'in aske-
ri darbeyi savunmasına şiddetle karşı çıktinız. özel-
likle Mehmet Kırkıncı'nın askeri yönetime yazdı-
ğı mektup tarafinızdan ağır eleştirilere uğradı. Oy-
sa "Konseyciler" diye anılan o grup, Kenan Evren'in
"okullara din dersi" konmasını o mektupla sağlan-
dığını iddia ediyorlar. Neydi o mektup, gerçekten
durum böyle miydi?..
7.. Cemaatlerle askerler nasıl iç içe olabiliyor?..
Duyduğumuza göre, askerler sizlere de çok gelmiş-
ler, ama sız ikna olmamışsınız ve işbirlığine şiddet-
le karşı çıkmışsınız. Bu olaylardan bahsetmeniz
mümkün mü?..
8. Fethullah Gülen cemaati, 1990'lardan sonra
bazı çevreler tarafindan "el üstünde" niye tutul-
du?.. Bu olayı ve Fethullah Gülen'in onlarla gönül-
lü işbirligi yapmasını, RP'ye yönelik eleştirilerini
nasıl değerlendiriyorsunuz?..
9. Size soruhnası gereken en önemli soru, sanı-
nm Demirel konusunda olacaktır. Yıllarca Demirel
için mücadele ettiniz, en zor zamanlannda yanında
oldunuz. 12 Eylül sonrasının ilk günlerinde sade-
ce sizin yaymlannızla sesıru duyurabildi. Ama son-
raki süreçte Demirel çok degişti. Özellikle 28 Şu-
bat sürecındekı Demirel, sizin yıllardır savunduğu-
nuz Demirel'e hiç de benzemiyordu. Çogu cema-
atler Demireri, "Süleyman Korutürk" olarak nite-
ledi. Yıllarca askere karşı mücadele vermış olan
Demirel'in 28 Şubat'ta askerden yana olduğu iddia
edildi. Hatta Demirel'in, askerleri kullanarak 28
Şubat'ı asıl yaphran kişi olduğu dahı söylendi. Siz
nasıl değerlendiriyorsunuz?.. Demirel tarafından
yıllarca kandırümış olduğunuz duygusuna kapıldı-
nızmı?..
10. Erbakan 28 Şubat'ta, Fethullah Gülen de 18
Haziran 1999'daki şok kasetlerle diskalifıye edil-
di. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?..
11. Bundan sonra ne olacak?.. Erbakan ve Fethul-
lah Gülen'in durumu nedir?.. Yeni Asya cemaati-
nin durumu nedir?..
suretiyle bugün için Erbakan ve Gülen
hareketfcn tasfıye edilebüir; ama yarın
başka versiyonlan çıkar. Bu bakımdan,
yapılmasi gereken şey, din alanındaki
boşluğu doğru ve sağlıkh yaklaşımlarla
doldurrnak; halkın doğru bilgilerle do-
natıldığı hür ve demokratik bir tartışma
ortamı oluşturarak yanlışlarm böyle bir
ortamda. hür zıhınlerin ıkna edihnesi yo-
luyla izalesine çalışmaktır.
11- Erbakan da, Gülen deyapay bir bö-
yüme noöasuıa geünişken, bıhnenyön-
temlerle diskalifıye edildiler. Bu aşama-
dan sonra kendi aslı sınuianna avdet et-
meleri bfklenmelidir. Geçici bir sürey-
le elde etokleri etkınlik ve güce tekrareriş-
meleri arük zordur. Erbakan hareketi çok
büyük ihtimalle tekrar çekirdek kitlesi-
ne dönecek, hatta bu kitlede dahi parça-
lanmalar olabilecektir. Aynı şekilde Gü-
len hareketi de dağılma ve gerileme sü-
recinı yaşsmaktadu. Onun da eski gücü-
nü tekrar yakalaması son derece güçtür.
Yeni Asya camıası ise kemiyeti degil,
keyfîyeti esas alan şuurhı bir kitledir.
Pek çok zorlu ve çetin smav yaşamış,
birçok badireyi atlatmış, adeta feleğin
çembennden geçnuş, fıkirlerinin gücüy-
le ayakta kalmayı ve itibanm korumayı
başârmıştır. Yaşadığı hadiseler bu kitle-
ye tecrübe bırikimi en zengin cemaat ni-
teliğini de kazandırmıştu1
. Hiç kimseye
diyet borcu olmayan onurlu ve tavizsiz
tavn ile aym çizgide bundan sonra da
aynı kararlilıkla yürümeye devam edecek-
tir.
Yeni Asya gazetesi Imtiyaz Sahibi
Mefamet Kutiuiar
27yılsonra başbakan olan NecmettinErbakan, kurduğu i ile ülkeyi gerilime soktu
RP'ninyükselişive28Şubat-1 NUHSİ'DEN BUGCNE
Bilinmeyen
ISLAM
([.
Tüıkıye ve Zaman gazetesının de bü-
tün güçlenyle ittıfaka destek olması RP'lı
tabanı bile şaşırtmıştı. Ittıfak iktidardaki
ANAP'ta fırtınalar kopanyordu. Parti için-
deki muhafazakârlar bu ırtifakın asıl mi-
man olarak Mesut Yıbnaz'ı görüyorve onu
basiretsizlikle suçluyordu Mesut Yılmaz
partının başına geçer geçmez dini cema-
atleri ve tankatlan karşısına almış. onla-
n partıden uzaklaştırmıştı.
DYP ve ANAP Türkeş'i, Erbakan'la
bir olmaması için uyardılar. Gerekirse bir-
likte ittifak kurabileceklerini belırttıler.
Ama sonuç değişmedi. Türkeş sağ kesim-
de büyük bır coşkuya neden olan ittifak-
tan aynlmayı göze alamadı. Zaten "ltri-
falo bozan vebal artındadır" yayınlan ve
anlayışı ıttıfaktakı üç partıyı de bağlayan
en kuvvetlı baskıydı. Ama seçıme üci gün
kala Zaman gazetesınde Fethullah Gü-
len'le yapılan birkonuşmaherkeste soğuk
bir duşa neden oldu. Fethullah Gülen bu
konuşmasında ittıfaka mesafelı oldugunu
hissettiriyordu.
Itnfaktan gelecek için bir şey bekleme-
diğini söylemiş ve ittıfakı önemsemıyor-
muş havası vermişti. Tabıı onun bu konuş-
ması RPTılerle Fethullah çevresını yıne kar-
şı karşıya getırdı. RP'lıler Fethullah Ho-
ca'nın yine yan çizdiğinı, mutlaka devlet-
ten bir işaret aldığı için seçıme ıki gün ka-
la bu konuşmayı yaptığını söylediler.
Başbuğ Erbakan,
MücatHt Türkeş
Seçim meydanlannda ittifak rüzgârla-
n esiyordu. Erbakan, Türkeş, Edibali bır
aradaaynı kürsüden, RP- MÇP ve IDP bay-
raklan sallayan kalabalıklara hıtap ettiler.
tslamcı, ülkücü ve mücadeleci kalabalık
coşkulu tezahürat yaptılar. sevgi gösteri-
sinde bulundular. Sloganlarda karşılıklı
ikifatlarhâkimdı "BaşbuğErbakan, Mü-
cahit Türkeş!-"
Fethullah Gülen ve yakuı çevTesi de
ANAP'ı tercih ermesıne rağmen Fethul-
lah Gülen cemaatinin tabanı ittifaktan ya-
naydı. Coşku öyle büyüktü ki. Fethullah
Gülen'in gazetede yayımlanan konuşma-
sı bile etkilememişti. O gruba samimıyet-
le bağlandıklan halde. Hocanın bu konuş-
masının yanlış oldugunu söyleyenler var-
dı.
Seçim büyük beklenti ve heyecanlar
ıçinde yapıldı ve RP ittıfakı yüzde 16.8 oy
alarak TBMM'ye 62 milletvekili soktu.
1991 seçımlennde DYP binncı parti ol-
~dn. RPrttifata ise dördüncüpaı tıy& DYP
birinci parti olmasına rağmen durumdan
memnun değıldı Aldığı yüzde 27 oy an-
cak koalisyon iktidan için yeterlıydı. Böy-
lece Türkiye, 12 Eylül darbesınden son-
ra yenıden koalisyon hükümetlen döne-
mine gırdi. Koalisyon ortaklığı ıçuı se-
çim yapmak Demirel'ı haylı zorladı. Sağ
kesimde, DYP ile RP'nin ittifak yapması
konusunda yoğun bır baskı oluştu. Ama
Demirel ErbakanTada ANAP'la da hüku-
met kurmak ıstemıyordu.
, Istanbul, Ankara dahfl Târidye'nin pek çok yerinde beiediyeleri
Demirel, SHP'ye ortakhk tekhf etti ve
DYP-SHP hükümeti kuruldu. ittifak ise bir
ay sürmeden dağıldı. Arnk TBMM'de RP
milletvekilleri vardı, sayılan da az değil-
di. Şimdi sıra partiyi daha da büyûtmeye
gehnişti. İttifak rüzgânnı artık tek başla-
nna estireceklerdi. Faaliyetlenne yenıden
hız verdiler, eskisinden daha çok çahştı-
lar. Yann seçim olacakmış gibi hummalı
bir faaliyet içine girdiler. Bu dönemde
özellikle kadınlara büyük görevler veril-
di. RP'lı hanımlarkapı kapı dolaşmaya baş-
ladılar. Evde oturan kadınlar artık RP için
sokaklara dökühnüş ve en aktif çalışan
kesım haline gehnişlerdi.
Ortada seçim yokken, bir seçimden he-
nüz çıkılmışken gösterilen bu çaba halkı
vekamuoyunu şaşırtıyor, onlarm RP'ye il-
gisini çekıyordu.
Recep Tayyip Erdoğan. Mefih Gökçek.
Hasan Hûsevin Ceylan, Abdullah Göl,
Mokadder Başeğmez gibi isımler bu ye-
ni dönemde sıvrildiler.
Başta Şevki Yıhnaz, Bülent Annç ol-
mak üzere RP'li hatipler, Türkiye'nin her
tarafina koşturuyor, onlann yanı sua teş-
kilatlar, gençler, araba konvoylan, kadın
çahşmalan her tarafa yayılıyordu. Köy
odalan, ev toplanülan, kahvehaneler,mey-
haneler, hatta genelevler bile bu çalışma
alanının ıçindeydi. Bu çalışmalann ilk se-
meresı de Bakırköy Belediye Başkanlıği
seçiminde alındı. Istanbul'un en büyük
ve en kozmopolit ilçesinde RP ikinci par-
ti oldu. Kısa bir süre sonra da Kâğıthane
için belediye başkanlıği seçimi yapıldı ve
RP başkanlıği kazandı.
Bu süreçten sonra RP hızla yükseldi. Bu
yükselişı kamuoyunda şoklara, depremle-
re yol açıyordu. ÖzaJ'ın ölümü ve Demi-
rel'in Cunıhurbaşkanı oluşu da RP'ye ya-
radı. DYP'nin yeni genel başkanı Tansu
Çiller, RP ile mücadele edebilmek için il-
ginç bir yol seçti. Fethullah Gülen'i Erba-
kan'ın karşısına çıkardı. Femullah Gülen
bu rolü kabul etti. Tansu Çiller-Fethullah
Gülen görüşmesi bu amaçla basına sızdı-
nldı. Yedı okuluna Tansu Çiller adını ver-
mek ıstedığıni Çıller'e söyleyen Gülen, ay-
nı görüşmede artıkmeydana ineceğini be-
hrti. DYP'yi destekleyen, RP'ye karşı çı-
kan birtazda sahaya indi. RP dışındaki par-
tiler ve medyanın büyük bölümü Fethul-
lah Gülen'e sahip çıktılar Fethullah Ho-
ca, bu süreçteu
Hocaefendirı
unvanını al-
dı ve "Herkesin Hocaefendisi" oldu. O
artık Erbakan'a altematıf bır ısımdi Ne
var ki, RP'nin yükselişini engelleyemedi.
Necmettin Erbakan _
27 yıi sonra başbakan
RP önce Istanbul, Ankara dahil Türki-
ye'nin pek çok yennde belediyeleri kaza-
narak 24 Mart 1994'de birinci parti oldu.
Recep Tayyip Erdoğan lstanbul'un, Me-
lih GÖkçek Ankara'nın belediye başkanı
seçılmıştı. Türkiye'de "Refah depremi",
"Refah şokn" yaşandı. Biryü sonrada 24
Aralık 1995 genel seçiminde RP %21 oy-
la birinci parti oldu. Başlangıçta hükumet
ortağı olamadı ama kısa süren Aaayol hü-
kümetıni yıkarak, DYP ile hükumet kur-
mayı başardı. Çiller'in, can düşmanı gör-
düğu Erbakan ile hükumet kurması ve Er-
bakan'ı başbakan yapması herkesi şoke
etti. Yırmi yedi yıl sonra Başbakan olma-
yı başaran Erbakan'ın kurduğu Refahyol
hükümeti kısa zamanda ülkeyi gerilime
soktu. Önce Kaddafı krizi, ardmdan So-
surlnk kazası, sonra ardı ardına yaşanan
Taksim'e cami, Başbakanlık konutun-
da tarikat üderleriyİe yemek, Tûrkıye'ye
28 Şubat sürecini yaşatn.
Denıofcraslyc balans ayan ---^'
Sincanhalkı, 4 Şubat sabahı tank sesiy-
le uyandı. Sokaklardaki 15 tank ve 20 ka-
riyeri gören Sincanlılar. darbe oldugunu
sammşlanh. Gerçekte 'mini darbe*> di ya-
şanan. Sincan'da tanklann şehir ortasın-
dan geçişi sadece Türkiye'de değil, dün-
yada da yankı buldu. Genelkurmay İkin-
ci Başkanı Orgeneral ÇevflcBir'in açıkla-
ması tarihe geçti: "Sincan'da demokrasi-
ye balans ayan yapûk."
Bu kargaşa içinde Adalet Bakanı Şev-
ketKazan, cezaevine konulan Sincan Be-
lediye Başkanı Bekir Yidız'ı ziyaret edin-
ce, gerilun daha da arttı. Ankara'da kadın-
lar, "Ne şeriat, ne tank sesi jstiyoruz" ve
"Tfcidyelaiklirlaikkabcak'' sloganlany-
layürüdüler. Ortaya çıkan bugenlım her
kesimı etkilemiş ve korkuya yol açmışo.
DYP'hler RP ile hükumet ortağı olduğu
için pisrnandılar. Çiller rahatsızlığını bel-
h eden açıklamalarda bulunuyor, RP'yi ge-
rilime sebep olduğu için uyanyordu.
RP başta kendı tabanında ohnak üzere
her kesimden eleştiriye uğruyordu. RP ta-
banı Erbakan'a ama daha çok Şevket Ka-
zan'a öfkeliydi.
28 $ubat MCK toplantısı
RP'li tabarun korktuklan 28 Şubat gü-
nü başlanna geldi. Cumhurbaşkanı De-
mirel'ın başkanlığında topianan MGK,
tam 9 saat görüşmelerini sürdürdü. MGK
toplannsnun bu kadar uzun sürmesi, "Aca-
ba darbe mi ohryor?-" endişesini yaşatn.
Türkiye'de yaşayan herkes tedirgindi.
28 Şubat MGK toplantısı bir muhtıra-
dan farksızdı. Hatta üstû örtülü bir darbe
gibiydi, moda tabiriyle Postmodern dar-
be... MGK'de RP'yi temsıl eden tek RP'lı
Erbakan, 9 saat boyunca askerlerin laık-
lik ve Atatürkçülük konusunda sordukla-
n sorular karşısında terlemişti. Demirel ve
DYP'li MGK üyeleri de askerlerin hassa-
siyetlerine katüınca, Erbakan için MGK
toplantısı bir kâbusa dönüşmüştü
MGK'den 18 maddelik kararlar hstesi
çıkmış ve bildirinın sonunda "tavsçe edi-
İr* değil, "yapönm" kelimesi kullanılmış-
ü. 28 Şubatkararlarma göre laiklik ilke ve
mkılaplan ödünsüz uygulanacak, temel
eğitım sekız yıla çıkanlacak, irtıcaı faali-
yetlere kanşüklan için TSK'den ihraç edi-
len askerlerin belediyelerde istihdam edil-
mesmin önüne geçilecekti. ~
28 Şubat, Erbakan'dan temel eğitimin
kesintısız 8 yıla çıkanlmasını, kılık kıya-
fet yasasuun uygulanmasını istiyordu.
Erbakan, bazı maddelerin çok sert ol-
dugunu öne sürerek kararlan imzalama-
dı. "Demokratik asteme destek" için si-
yasi parti liderlerini ziyaret etti. Ama,
ANAP, DSP ve DTP bunayanaşmadı. Ka-
rarlan Meclis'e havale etmek istedi, Mec-
lıs Başkanı Mustafiı Kakmi kabul etme-
di. DYP'h kimibakanlarda "28 Şubat ka-
rarbn uygulanacak. hem de bal gibi u>-
gtdanacak" açıklamalan yapıyorlardı. Ç8-
ler de kararlann uygulanması için Etba-
kan'ı ikna etmeye çahşıyordu. Bazı DYP'li-
ler "hûkümetten çektefim" diye konuşma-
ya başlamıştı.
Erbakan basın toplantısı yaparak "Hü-
kümetTBMM'dekuruhır,MGK'de değT
dedi. TİSK, TESK, Türk-tş, DlSK, TOBB
adlı beş srvil kuruluş, 28 Şubat kararlan-
nın yanında olduklannı birlikte yapükla-
n basın toplantısıyla açıkladılar. Türki-
ye'deki en etkm kuruluşlann bu açıklama-
lan dahükümeti zorduruma düşürdü. Er-
bakan, 28 Şubat kararlannı ımzalamak
zorunda kaldı. Ama direnmeye devam
ederek, 8 yühk kesintisiz eğitimin 5 artı
3 formühıyle olmasını istiyordu. Bu for-
mül DYP ve ANAP'ın da programında
yer ahyordu. Ama o partiler bu konuda da
RP'ye destek vermediler. Yalnız buakılan
Erbakan, direnmeyi sürdürerek 8 yılhk
kesintisiz eğitimin uygulanamayacağı ko-
nusunda rapor hazırlayınca. Demirel'den
ve Genelkurmay başkannıdan anında ce-
vap geldi. Her ikisi de MGK'de alman ka-
rarlann uygulanmasının zorunlu oldugu-
nu ifade ediyordu.
Demirel, Ankara Müzik Festrvali'nin
açılışında gerçekleştirilen konserde, "tş-
teçagdaşTüriayeL" deyince. salondabu-
lunan on bın kişı ayağa kalkıp alkışladı ve
"LaikTürkiyeL" sloganlan attı. YılJarca
tarikatlarla iç içe olan Demirel. şimdi laik
kesimin lideri konumundaydı!
Yarın
"»Askerden 'yeşîî ~~~
sermaye' listesi.
• Fethullah Hoca'dan
8 yıllık eğitime destek.
• Ailelerden Gülen'e
beddua.
• RP kapatılıyor.
Meydan Fethullah
Hoca'ya kahyor.
YeniAsya-
Yeni Nesil
aynlığı
Said-i Nura'nin ölümünden sonra birkaç
bölünme yaşayan Yeni Asya cemaati, büyük
darbeyi, Mehmet Kırkına grubunun 12 Ey-
lül'den sonra aynlışıyla yemişti. 1990'ın ba-
şmda Yeni Asyacılar yeni bırbölünme daha ya-
şadı. Bu bölünme siyasi ve dini nedenlere da-
yanmıyor, MehmetKntfadar'ın şahsından kay-
naklanıyordu. Mehmet Fınna,\L EminBirin-
d gibi Ağabeylerle, Bekir Berk, Yavuz Baha-
(fcroğhıgıbı cemaaünAğabey kadarsaygı duy-
duğu ve sevilen ısunlen sıkıntüıydı.
Mehmet Kutlular'ın siıurli oluşundan, ce-
maati yönetememesınden, neredeyse bir par-
tinin demeğıne dönüştürmesinden, bir de 'Ya-
km Tarih .Ansiklopedisi' adı altmda Kemaliz-
me, Atatürk e ve Inönü'ye çok sert eleştiriler
yapılmasından şikâyetçiydiler. Özelhkle Ya-
kuı Tarih Ansiklopedisi krizin kaynağıydı.
Mustafa Kapian. Burhan Bozgeyik. Bünya-
min Ateş gibi ısımlerın hazırladıgı bu ansik-
lopedi, onlara göre gereksiz bir cahşmaydı.
Bununyanısıra, Demirtl'ı sonunakadar savun-
mak ne kadar doğruydu?.. Bu tavtf yüzünden
koca cemaat küçühnüş, aynlan gruplar ise bü-
yümüştü. Mesela Fethullah Hoca ve cemaati
bugün her yönüyle en kuvvetli cemaat ohnuş-
tu. Zaman gazetesi çok satan gazete hahne
gehnişti. Işıkçılar, minicik bir cemaat bile de-
ğilken Türkiye gazetesi ıyıbir noktaya gehniş,
üstelik şirketlenyle de hayh güçlenmışlerdi.
Yenlden Yeni Asva
tyi bir hukukçu olan Bekir Berk, Mehmet
Fınncı ve M. Emın Binnci'nin üzerinde olan
gazete, bina ve yayuıev ini koz olarak kullan-
dı. Bir sabah gazete binasına gelen Mehmet
Kutiuiar ekibi, kendilerini içeriye almamak
üzere bekleyen poüslerle karşı karşıya geldi.
Gazetenin ve yayınevmin sahibi sayüan ve li-
derkonumundj olan MehmetKutlular'ın, hu-
kuken sahipleri görünen Mehmet Fuıncı ve M.
Emin Birincf ye karşı yapabileceği hiçbir şe-
yi yoktu. Mehmet Kutiuiar, Mustafa Kapian,
Bünyamin Attş, Burhan Bozgeyik, Ismail
Mutlu, Şaban Döğen gibi isimler Yeni Ne-
sil'den kovuldUar Yeni Nesıl'de Mehmet Fl-
rma,\L Eminâirinci. Yavuz Bahadnvğta, Sa-
&Mûrsd,Hahkimamoğlu,Bekir Berk,Meh-
metPaksu,Ih!ön Atasm gibi isimler kaldı. Fa-
kat kovulan gnba Yeni Asya cemaatinin ço-
ğu destek oldu Mehmet Kutiuiar kısa bir za-
jnan sonracemiaöenparatoplayarak Yeni As—
vagazetesiniyeiBdenyayımladı. Yeni Asya Neş-
riyatı adnıda br de yayınevı kurdu.
Bütün bu gtrültülü kopuşa rağmen Meh-
met Kutiuiar ta5a
na hâkim ohnuşnı. Yeni Ne-
sil'in cemaati <rtmadı, tabanuı büyük kısmı
Yeni Asya'yı t^ih etti. Yeni Nesil gazetesi
bir süre sonra lapanmak zorunda kaldı. Yeni
Nesilciler şirkeJeşmeye ağırhk verdiler. Ya-
yuıcdık, otomcavcilik ve ünıversiteye hazır-
hk dershaneler üzerinde faaliyet gösterme-
ye başladılar.