Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
i TEMMUZ 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Fogg: Yanlış
anlaşıldık
• AJNKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Anadolu Erenleri Kültür
ve Sanat Vakfı Genel
Başkanı Yusuf Dağ, dün
yaptıgı yazılı açıklamada,
Avrupa Birliği'nin Alevi
temsilcileriyle yapöğı
görüşmeye tepki
göstererek "Bu
görüşmeler ûlkeyi
mezhep bölücülüğüne
götürür" uyansında
bulundu. Türkiye
Ekonomik ve Sosyal
Etütler Vakfı (TESEV)
tarafuıdan dün
düzenlenen bir etkinliğe
katılan AB Türkiye
Temsilcisi Büyükelçi
Karen Fogg ise "yanlış
anlaşılma" olduğunu
savunarak, AB üyesi tûm
ülkelerin "din
özgürlüğü" konusunda
izlendiğini kaydetti.
Cumhuriyet
üarış odulıı'
adayı
• NE\ ŞEHİR
(Cumhuriyet)-2.
Uluslararası, 37. Ulusal
Hacıbektaş Veli Anma
Törenleri ve Kültûr Sanat
Etkinlikleri çerçevesinde
verilecek Uluslararası
Hacıbektaş Veli Dostluk
ve Banş Ödülü için 5
aday belirlendi.
Gazetemiz ve yazanmız
Server Tanilli "Dostluk
ve Banş ödülü" adaylan
arasında yeraldılar. '.-'-
Hacıbektaş Belediyç.r.i .'•;•-
Başkanı Mustafa
Özcivan, jürinin Turiztn
Bakanı Erkan Mumcu,
eski Kültür Bakanı Fikri
Sağlar, DSP Milletvekili
Cengiz Güleç,
araştırmacı-yazar Nejat
Birdoğan, 6. Hacıbektaş
Veli Dostluk ve Banş
Ödülü sahibi Prof. Dr.
Irene Melikoff, Pir Sultan
Abdal Dernekleri Genel
Başkanı Ali Balkız, Prof.
Dr. Ali Naki
Selmanpakoğlu, Prof. Dr.
Alemdar Yalçın ve
gazetemiz Ankara
Temsilcisi Mustafa
Balbay'dan oluştuğunu
bildirdi.
Anayasa
Matikemesi'nm
kararı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Van İdare
Mahkemesi'nin, 1981'de
çıkanlan "Bazı Kurum
ve Kuruluşlann
Korunması ve
Güvenliklerinin
Sağlanması Hakkında
Yasa"nın bir fıkrasının
anayasaya aykın oldugu
gerekçesiyle yaptığı
itırazı değerlendiren
Anayasa Mahkemesi'nin
karan Resmi Gazete'nin
dünkü sayısında
yayımlandı. Yüksek
Mahkeme, iptal istemini,
anayasanın geçici 15.
maddesi kapsamında
bulunduğundan,
mahkemenin yetkisizliği
nedeniyle reddetti.
Akit gazetesine
5 milyariık ceza
••SAMSUN
(Cumhuriyet) -Samsun
Garnizon Komutanı
Tümgeneral Doğu
Silahçıoğlu. "îşte Çağdaş
—Yobaziar" başlığı altında
yayımlanan haberden
dolayı Akit aleyhine
yayın yoluyla hakaretten
açtığı lOmilyarliralık
manevi tazminat davasını
kazandı. Samsun 3.
Aslıye Hukuk
Mahkemesi Yargıcı
Hamdi Bozkurtlar,
toplanan deliller ışığında
Akit gazetesini 5 milyar
lıra manevi tazminat
ödemeye mahkûm etti.
Başbakan Bülent Ecevit davet etti; Mesut Yılmaz bu ay hükümete girecek
'Idam yasasmdan umuthıyum'ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Bülent Ecevit,
TBMM'nin tatile girmesinden
önce hükümetin son durumunu
ve gelecek dönemde yapmayı
planladıklan çalışmalan anlat-
tı. Ecevit, yeni dönemde ölüm
cezasının ve affin gündeme alı-
nacağını, milletvekili dokunul-
mazlığı ile ilgili çalışmalann
sonuçlandınldığını bildirdi.
Ecevit, "Son 6 ay içinde geçir-
digimiz siyasal sarsuıü dönemi-
nin bir krize dönüşmemesine
DSP'ıün çok büyük katlosı ol-
Dokunulmazlıklar
muştur. Her vesile ile bu davra-
nışımızısürdüreceğiz" diye ko-
nuştu. Meclis soruşturma ku-
rumunun aşın siyasallaştığını
savunan Ecevit, "Onun için o
defteri kapatmak gereldyordu"
dedi.
Yılmaz'uı temmuz ayında çı-
kacağı ABD gezisinin ardından
hükümete girmeyi tasarladığı
öğrenildi.
Başbakan Ecevit, Parti Mec-
lisi toplantısı için geldiği DSP
Genel Merkezi'nde toplantı ön-
cesi basına açıklama yaph. TB-
MM üyelerinin yoğun çalışma
döneminin ardından bugünden
sonra 3 aylık bir dinlence süre-
cine girdiğini anlatan Ecevit,
"Ashnda TBMM üyeleri bu 3
ayı saha çahşması ile vatandaş-
larla görüşerek değerlendire-
ceklerdir" dedi. Ecevit, partili-
lerden tatılde, Doğu ve Güney-
doğu Anadolu bölgeleriyle özel
olarak ilgilenmelerini istedi.
TBMM'deki soruşturmalann
Türkiye ve Meclis gündemini
uzun süre işgal ettiğini belirten
Ecevit, bu kurumun özellikle
son dönemlerde yozlaştınldığı-
nı ve aşın ölçüde siyasallaşunl-
dığını savundu. Ecevit, "Onun
için o defteri kapatmak gereld-
yordu. Meclis yeniden açıhnca
eminim ki anayasada gereldi de-
ğişiklikler yapılacak. TBMM
üyeleri bakan ve başbakanlann
dokunulmazhğı büyük ölçüde
sınıriandınlaeak. > argı erkinin
vetidsi artacakûr. Böyleükk de-
mokrarik siyasal yaşamumzda
önemli birdeğpklikver alacak-
ör" diye konuştu.
Ecevit, milletvekillerinin do-
Sınırlandırma
bu yasama
yılında da yok
TÜREYKOSE
ANKARA - TBMM Genel Kuru-
lu, soruşturma komisyonu raporla-
nnın görüşühTiesini dün sabaha kar-
şı tamamlarken dokunulmazlıklann
sınırlandmlmasına ilişkin anayasa
degişiklikleri ve bazı milletvekille-
rinin dokunulmazlıklannın kaldınl-
ması karan verilen karma komisyon
raporlannın görüşülmesi yeni yasa-
ma yılına kaldı. DSP Ankara Millet-
vekili Tayfun lçK bazı milletvekille-
ri ile ilgili kovuşturmanın milletve-
killiğinin sona ermesine dek erte-
lenmesine karar veren karma ko-
misyon raporlanna muhalefet şerhi
koydu. Içli, "Dokunulmazuk kald»-
rüıp millervekillerinin aklanmalan-
na olanak tanuunahdu-" dedi. So-
ruşturma komisyonu raporu oyla-
malannda Yüce Divan'a sevk is-
temlerine karşı oy veren Içli, "Bu
tavnnız çelişkUi değfl mi" sorusuna
"Soruşturmalar farkh, onlarsryasi"
yanıtmı verdi.
Tfim üderier karşı
Tüm liderlerin bu yönde görüş
bildirmesine karşın dokunulmazlık-
lann sınırlandınlmasına ilişkİD-bir
anayasa değişikligi de gerçekleştiri-
lemedi. Anayasa ve adalet komisyo-
nu üyelerinden oluşan karma ko-
misyona, geçen yasama dönemin-
den kalanlarla birlikte 150 dokunul-
mazhğın kaldınlması tezkeresi gel-
di. Bunlardan 90"ı dönem sonuna
ertelendi, 14'ü komisyonda bekli-
yor, 5'i hükümete iade edildi. 41'i
de genel kurul gündeminde bekli-
yor. Karma komisyonun. aralann-
da Aydın Ayaydın, Nazh llıcak, Se-
dat Bucak ve Mehmet Ağar'ın da
bulunduğu bazı milletvekilleri hak-
kında verdıği dokunulmazlıklannın
kaldınlmasına ilişkin raporlar genel
kurulda görüşülmedı.
Anayasanın 83. maddesinde ya-
sama dokunulmazlığının kaldınl-
ması ile ilgili objektif ölçülerinbe-
lirtilmediğine dikkat çeken Tayfun
Içli, "Bir suç isnadı ciddi ise, siyasi
ereklere uygun ise yahut üyenin şe-
ref ve haysiyetini koruma yönünden
dokunulmazlığın kaldınlması zaru-
ri ise yasama dokunulmazhğı kakta-
nhnahdır" dedi. Içli, dokunulmaz-
lığın amacınm yasama görevini yü-
rüten milletvekillerine gelebilecek
baskılan, Meclis iradesinin çarpıtıl-
masını önlemek olduğunu söyledi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
kunuhnazlığınuı sınırlandınl-
masına ilişkin kendi partisi ve
diğer partilerin çahşmalanrun
tamamlandığını anlatarak "Bir
uzlaşı ortamı içerisinde bunlan
Meclis açıür açümaz değerien-
direceğiz''dedi.
Yılmaz'ın hükümet üyeliği
konusunda kendisine koyduğu
engelin ortadan kalktığını be-
lirten Ecevit, "Ben başmdan
beri bu soruşturmalan bekle-
meye gerek oknadığuu, Bakan-
lar Kurulu'nda yer almagnm
uygun olacağuu söylemiştim.
Bu engel ortadan kalküğj-
na göre herhalde kendisi
hükümete de kaulacaknr.
Bu, koalisyona daha iyi iş-
lerfikkazandu-acaknr" di-
ye konuştu. Yılmaz'ın hü-
kümete girme tarihinin
netleşip netleşmediğinin
sorulması üzerine Ecevit,
"Önümüzdeki günlerde
bir doruk toplanusı yapa-
cağız. Orada aydınhğa ÇH
kar" dedi. Yılmaz'ın "AB
Gend Sekretertiği'nden mi
sorumhı oiacağı''mn sorul-
ması üzerine ise Ecevit, bu
aynnülan değerlendirme-
dıklerini söyledi.
Göstenneük anayasa
atağı
ANAP, Meclis soruştur-
malanrun "siyasallaşdğr
gerekçesiyle hazırladığı
anayasa değişiküği öneri-
lerine destek için Meclis
tatilinden 1 gün önce ha-
rekete geçti. Anayasanın
dokunulmazhklarla ilgili
83. ve Meclis soruşturma-
lanyla ilgili 100. madde-
siyle ilgili anayasa deği-
şikliğini parti grubunda
imzaya açan ANAP, par-
lamentodaki partilerin de
desteğini alabılmek için
görüşmelere başladı.
ANAP Grup Başkanveki-
li Beyhan Aston, dün DSP,
MHP, FP ve DYP grup
başkanvekilleri ile görüşe-
rek hazıriadıklan önerüe-
re destek istedi.
Aslan, anayasa değişik-
ligi önerisini Meclis Baş-
kanhğı'na sunacaklannı,
ancak diğer partilerle or-
tak bir metin üzerinde de
uzlaşmaya varabilecek-
lerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Sezer, Polis Akademisi mezuniyet törenine katıldı
'Insan haklan ihlaUeriiııkâredüemez'ANKARA (CumhuriyetBü-
rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, Polis Akademisi
mezunlanna seslenirken, insan
haklan ihlallerinın inkâr edile-
meyecek bir gerçek olduğuna
dikkat çekti. Sezer, "Hukuk
herkes için geçerlkür. Aynma-
hk kesintikle kabul edöemez'"
dedi. Içişleh Bakanı Sadedin
Tantan, polisin yaptığı her ic-
raatın devlete mal edildiğini
belirterek dikkat edilmesi ge-
rektiğini söyledi.
Sezer, dün 1999-2000 yılı
eğitim öğretim yılı Polis Aka-
demisi 55. dönem mezunlan-
nın yemin ve diploma törenine
katıldı. "Uygulamalarda insan
haklanna verilen değer. ulusla-
nn uygarük alanında ulaşnkla-
n düzeyin göstergesidir" diyen
Cumhurbaşkanı Sezer, özgür-
lükçü demokrasilerin en önem-
ü ilkesinin devletin insan için
varolduğu anlayışı olduğunu
kaydetti. Yasada öngörülen ko-
şullar dışında kimsenın "hare-
ket serbestisinden yoksun bu-a-
küamayacağuıa" işaret eden
Sezer, "Bütün bu düzenlemeler
'insani' değerlerdir'' dedi. Se-
zer, Türkiye'nin her alanda Av-
rupa ölçütlerini yakalamak zo-
nında olduğunu vurgularken
"İnsan hak ve özgüriüklerini
korumakla yükümlü olan ka-
mu görevlilerinin bu hak ve öz-
gürhıkkri ihlal etmeleri kabul
edikmez. Bu doğnütu aynı za-
mandaTürkhe'ninAB'yetam
üyelik ereğrvle de uvıımludur "
görüşünü dile getirdi.
Türkiye'nin uluslararası
alanda karşı karşya kaldığı id-
dia ve suçlamalann "görüntü
aşmmasına" yol açtığını kay-
deden Sezer, "Suçlamalann
geçertffiğini yitirmesi için bazı
aohmları gerçekleştirmek zo-
rundayız" dedi.
Emniyet Genel Müdürü Tu-
ran Genç, "Organize suçörgüt-
leri ve terör örgütleri tehdh ol-
ma özefliğini sürdürmektedir.
Mücadelemiz kararh şekilde
sürmektedir" dedi
tçişleri Bakanı Sadettin
Tantan, mezun olan komiser
yardımcılanna "Yapugınızher
icraat devlete mal edilecekrir.
Vatandaşlara örnek olun, akh
seüm hareket edin" diye ses-
lendi.
IRMIKI AYDIN ENGtN '•..«-U.4?' f l . V aengin@doruk,nettr.
Tartışmasız önderliğini Fet-
hullah Gülen'in yaptığı "Gü-
len Cemaati", kendilerini "Nur
telebeleri" olarak gören siya-
sal Islamcı hareketin en büyük
ve tartışmasız en önemli kolu.
öteki kollar, silik "Yeni Asya
Cemaati" ile Muhammed dö-
nemi Arap yaşamının bağnaz
savunucusu "Aczimendi-
ter"den oluşuyor...
Gülen cemaatini, Cumhuri-
yet okuyucusu artık iyi tanıyor.
Hikmet Çetinkaya bu konu-
da yıllardır bıkıp usanmadan
yazıp çizmekte. Aynca halen
sürrnekte olan "Bilinmeyen Is-
lam" dizisi de Gülen cemaati-
nin kuruluşu, büyüyüşü, gel-
mişi geçmişi üstüne, kendile-
rinin bile bilmediği ayrıntılan
sergiledi.
O yüzden biz kestirmeden
gidip yalnızca "Gülen okulla-
j " n ı tartışabiliriz.
Doğru anımsıyorsak, Gü-
len'in yurtiçinde ve dışında
toplam 330 okulu var.
Yurtdışındaki okullann coğ-
rafi dağılımı ilginç ve anlamlı.
Ağırlık Asya'da: Sibirya,
Başkırtistan, Kazakistan,
Türkmenistan, Kırgızistan,
Azerbaycan, Nahcivan, Tata-
ristan, Tacikistan, Gürcistan,
Çeçenistan, Dağıstan, Moğo-
listan, Abhazya, Çerkezistan,
Sibirya, Bangladeş, Pakistan,
Fethullah Gülen Okullan (2)...
Hindistan, Rusya.
Bu, güneyden kuzeye, Kaf-
kas dağlanndan Çin Seddi'ne
koskoca Asya anakarasının
neredeyse tamamı demek.
Sonra Avrasya'nın Avrupa
kesimi var: Amavutluk, Bos-
na, Romanya.
Sonra Afrika: Nijerya aklı-
mızda kalanı; birkaç ülke da-
ha var.
Sonra Amerika; ABD'de de
Gülen okullan var.
Avrupa'da şimdilik yok. 01-
mayışı Avrupa ülkelerinin izin
vermeyişinden.
Biz olanlara bakalım. Akıl al-
maz büyüklükte bir coğrafya-
ya dağılmış yüzü aşkın okul.
Birkaç "istisna"y\ bir yana bı-
rakın, tamamı Müslüman ül-
keler. En azından Müslüman
nüfusun güçlü oldugu ülkeler.
Besbelli ki okullann açılış
stratejisinde ve planlamasın-
da Istam "etkeni belirleyici rol
oynamış.
Aksi gibi, biz bu okullardan
Islamiyetin hiçbir ağırlık taşı-
madığı Moskova ve Lenin-
grad'daki Gülen okullannı ge-
zip görebildik.
Aynntılar üstünde durmak il-
ginç olabilir. örneğin Rus-
ya'daki okullarda bile karma
eğitimeyanaşılmaması üstün-
de durulabilir.
Okullarda tamamı genç er-
kek öğretmenlerden oluşan
kadronun inançlı ve iddialı bi-
rer Müslüman oluşlanna dik-
kat çekilebilir. Patron konu-
mundaki Tolerans Vakfı'ndan
başlayıp okullardaki öğret-
menlere kadar uzanan kadro-
larda, Leninci partileri çağnş-
tıran mutlak bir merkezi disip-
linin altı çizilebilir.
Ama bütün bunlar aynntılar-
la oyalanmak olur.
• • •
Biz, dünkü yazının sonunda
yer alan iki soruyu yanıtlama-
ya çalışalım:
Büyükelçi rapoıianyla da
onaylandığj gibi "Gülen okul-
lapnda" kalite flerçek]ten_çok
yüksek mi?
Öğretimin kalitesinin yük-
sekliği belli oluyor. En azından
benzeri okullarla aralarında
açık ara var. Ama "öğretim"\e
"eğitim" kavramlan arasında
önemli bir fark var.
Gülen okullarında, iyi "öc>
renim "görmüş, tutkulu, inanç-
lı, coşkulu ve gönüllü cemaat
militanı olduklan besbelli öğ-
retmenler, iyi "öğretiyorlar".
Zekâca keskin öğrenciler da-
ha okula alınırken, en baştan
özenle ve sistematik olarak
seçiliyor ve yanş atı yetiştirir-
cesine iyi bir "öğrenim "den
geçiriliyorlar.
"Eğitim"\r\ kalitesine gelin-
ce...
Rus öğrencilerin ne öğretim
düzeylerini, ne eğitim düzey-
lerini doğrudan ölçme olana-
ğımız tabii ki yoktu.
Ama bir gösterge olarak öğ-
retmenler alınabilir.
Hepsi erkek, Hepsi de Tür-
kiye'de, lise ve üniversite öğ-
renimleri sırasında "birinci"o\-
muş gençler. Çoğu daha orta-
öğrenim dönemlerinde cema-
atin yurtlannda kalıp, kolejle-
rinde okuyup, üniversite sıra-
sında mali olarak da destekle-
aip "partak" birer öğrenci ola-
rak mezun olmuşlar. öğrenim
kaliteleriyle kolaylıkla iyi para-
lı işler bulabilecekken onlar
inançlı bir "misyoner" gibi, ül-
kelerinden binlerce kilometre
uzakta, Sibirya steplerinde,
Kazakistan çöllerinde, Kaf-
kasyadağlannda, Newa Irma-
ğı boylannda, cemaatlerine ait
bir lisenin öğretmenliğini yeğ-
lemişler.
Kimileri ile gezi boyunca sık
sık birlikte olduk. Kimileriyle
okul gezisi sırasında kapı ara-
lığında, koridorda ayaküstü
sohbetler yapma olanağı bul-
duk.
Koyu bir dinsel inancın hu-
rafeleri ile bilimin verilen ara-
sına sıkışmış gibiler. Kimya
öğretmeni, astde banılan tur-
nusol kâğıdının renk değiştir-
mesine "Allahın bir hikmeti"
diye bakıyor; fizik öğretmeni
ışığın kınnımı deneyini, inşal-
lahla, maşallahla destekliyor.
Genç öğretmenlerin en ye-
nisi, en az üç yıldır Rusya'da
yaşıyor ve 75 yıllık Sovyetler
Birliği üstüne bilgilen ya yok,
ya yüzeysel bile denemeye-
cek kadar sığ. Hatta yanlış.
Kestirme bir deyişle öğre-
nim görüp uzmanlaştıkları
meslek dallannda zengin bir
bilgi donanımlan var. Ama ta-
rihsel ve siyasal bilinçleri ço-
cuksu. Ansiklopedik bilgiden
on alırlar. Genel kültürden sı-
nıfta kalırlar.
öğretmenler bir göstergey-
se, Gülen okullannın "kalite"s\
de bu ölçüye vurulabilir.
Gelelim can alıcı soruya:
Bu okullar niçin kuruldu?
Kim, niye, ne amaçla, hangi
hedefe hizmet etmesi için bu
muazzam, devlet gücü gerek-
tiren eğitim yatınmlannı ger-
çetdeştirdi?
Yanna...
POLİTtKA GÜINLÜĞÜ
HÎKMET ÇETİNKAYA
Dicle Üniversitesi...
Dicle Üniversitesi'nde neler oluyor...
Prof. Dr. Mehmet Özaydın, rektörlük koltuğunda
dört yılını doldurduğu için yeniden seçimler yapıldı.
Özaydın, diğer adaylann önüne geçerek 214 oy al-
dı. Prof. Dr. Fıkri Canoruç 186 oyda kaldı. Diğer
adaylar Prof. Dr. Cetalettin Keleş, Prof. Dr. Çetin
Aytekin, Prof. Dr. Yusuf Çelik ve Prof. Dr. Ensar Al-
tun'a birer oy çıktı... '&
Elimde önemli bir rapor bulunuyor... ^"*
Dicle Üniversitesi tarikatçı kuşatma altında...
Yüze yakın tarikatçı eteman Dicle Üniversitesi'nde
çaltşıyor...
Dicle Üniversitesi'nde 1993-1997 yıllannda Hiz-
bullah'ın örgütlendiği bilinen bir gerçek...
Dicle Üniversitesi'nde Hizbullah adlı yasadışı dinj-
ci terör örgütünün yapılanmasına neden göz yu-
muldu?
Ibrahim San adını anımsayanlar olabijir, anımsa-
mayanlar için belirtelim:
San, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi sekreteriydL
Hizbullah militanıydı. 1999 yılının şubat ayında orter
dan kayboldu. Altı ay kadar arandı. Sonra, şu haber
yayıldı: ;
"Konca Kuriş'/e evlendi, Iran'a kaçtı..."
17 Ocak 2000'de Hizbullah operasyonu Istan-
bul'da başladı. Kartal, Konya, Tarsus, Içel, Diyarbar
kır ve Gaziantep'te mezarevler bulundu. Ibrahim Sa-
n'nın ölüsü de Diyarbakır'da bir evde bulundu...
Ibrahim San, Hizbullah'ın ilim kanadında uzun yıl-
larçalışmış, Dicle Üniversitesi'nde yapılanmayı sağ-
lamış, daha sonra örgüt içi hesaplaşma sonucu ka-
çınlmıştı...
Ibrahim San, Hizbullah'ın Diyarbakır'da kadınlara
yönelik saldınlannda önemli rol oynarken aynı za-
manda SÖZ TVde dini programlar yapıyordu...
• • •
Yukanda anlatöklanmız Dicle Üniversrtesi 'nde gö-
revli Atatürkçü, yurtsever ve demokrat öğretim üye-
lerince YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'e bir
mektupla (2 Şubat 2000) aktanldı...
Mektupta özetle şöyle deniliyordu:
"Ülkemizdeki irtica kadrolannın bu tür hamileri
sayesinde devletin bütün kurumlanna sızma çaba-
lan kamuoyu tarafından iyi bilinmektedir. Ancak siz-
lergibi gerçek Atatürkçü ve gerçek laiklik anlayı-
şına sahip değerii bilim adamlan sayesinde bu ça-
balann boşa çıkanlacağına olan inancımızla Dicle
Üniversitesi Rektörü hakkında açacağınızı umdu-
ğumuz soruşturma ile Sn. özaydın'a aşağıdaki so-
rulann da sorulmasını diliyoruz.
1 - Ülkemizdeki bütün üniversitelerde türbanlı öğ-
rencilerDanıştay karahanyla_ üniversitelerin kampu-
suna bilealınmazken Dicle Üniversitesi'nde türban-
lı öğrenciler derslere ve sınavlara nasıl bu kadar ra-
hat girebilmektedir? Üniversite hastanesinde tür-
banlı sağlık personelinin gece vardiyasına alınarak
gözlerden kaçınldıklan doğru mudur? (Bunlar fo-
toğraflar ve video kasetlerle ispatlıdır.)
2- Türbanlı öğrenci ve personel hakkında göster-
melik birkaç savunma dışında engelleyici bir önlem
alınmış mıdır? HakJanndagöstermelik birkaç soruş-
turma yapılan kişilerle ilgili ne gibi karahar alınmış-
ttr?"
• • *
Dicle Üniversitesi kampusuna bir cami yaptınlı-
yor...
Camiyi yaptıran kışi Diyarbakırlılann çokyakından
tanıdığı ışadamı Mehmet Ali Arbndağ
Altındağ, devlet ihalelen alan, ancak şirketleri hak-
kında ihale yasağı bulunan SÖZ TV'nin sahibidirl.
Rastlantılar ne kadar ilginç değil mi?..
Arkadaşımız Mehmet Faraç, Dicle Üniversitesi
Rektörü Mehmet Özaydın'la konuştu olup bitenler
hakkında... .;
Özaydın şöyle dedi:
"Ibrahim San 1983te üniversiteye gelmiş. Ça-
lışkanlığıyla herrektörden takdır almıştır. Ben ordu-
dan aynlıp geldiğimde sekreterdi. Bu süre zarfında
herhangi bir olayıgörülmedi. SÖZTV'de kendiadıy-
la yayın yapıyordu. Müsaade etmediğimi, televiz-
yona çıkmamasını istedim. Söz gazetesibu neden-
le bana cephe aldı. San kaçıniınca, biz emniyete
Hizbullah 'tan şüphelendiğimizi söyledik. Iran'a kaç-
mış, Konca Kuriş'le evlenmiş gibi dedikodular ya-
yılmıştı. Emniyet daha sonra Hizbullah bağlantısı-
nı doğruladı. O kaçakken görevıne son verdik, dev-
let de terör kurbanı diye ailesine 13 milyar tazmi-
nat verdi. Türban olayında ise iddialar yanlış. 6%5
türbanlı öğrencinin sayısı ikna yoluyla 84'e düşû-
rüldü. Şu anda 23 türbanlı var, soruşturmalan sü-
rüyor. Türbanlı hemşire de yok. Camiye gelince bu-
nu halk yaptı. Henüz bitmiş, ibadete açılmıştır. Al-
tındağ Derneği camiyi bitirdi. Bir gün baktık Altın-
dağ El Fetih Camisi diye tabela asılmış, hemen in-
dirdik. Söz gazetesi 7 ay bizi yazdı. Ün\versitem\z-
de bini aşkın öğretim üyesi açığı var, hocalar gelrn-
yor."
Evet... Dicle Üniversitesi'nde yaşananlar Türki-
ye'nin o bilinen gerçeğini yansıtıyor...
Acaba YÖK ne yapıyor?..
hikmetcetinkaya@cumhuriyet.conn.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 ^
Suçlayanlar akladı, liderler rahatladı
Mehmet Ağar'a
jet aklama
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DYP ve
ANAP liderleri, hakla-
rmdaki soruşturmalann
karşılıklı uzlaşma sonu-
cu kapatılmasıyla rahat-
ladı. Oylamalarda birbir-
Ieri aleyhine önerge ve-
ren DYP ve ANAFhiar
işbirliği sergiledi. DYP
Genel Başkanı Tansu ÇU-
ler'in örtülü ödenekten
Yüce Divan'a sevki için
önerge sahibi ANAP'tan
bir tek milletvekilinin bi-
le oy vermemesı dikkat
çekerken, DYP'den de
yalnız Tunceli Milletve-
kili KamerGenç oylama-
larda Yılmaz'ın Yüce Di-
van'a sevki yönünde oy
kullandı. Çete savlan ne-
deniyle hakkında soruş-
turma komisyonu kuru-
lan eski Içişleri Bakanla-
nndan Mehmet Ağar'la
ilgili komisyonun Yüce
Divan'a sevke gerek ol-
madığına ilişkin rapor
hiçbir görüşme olmadan
2 dakıkada bcniınseudi.
Çiller, Meclis'in ana-
yasa ıhlalini önlediğini
savunarak, kimilerinin si-
yasi oy hesaplanyla hu-
kukun üstünlüğünü hiçe
saymaya yöneldiğini be-
lirtti. Çiller. "Biz Mec-
lis'te parmakla değil, ba-
ğrnısız Türk adaleti tara-
findan aklandık. Herke-
sm >aprnası gereken degi-
dip Türk adaletine teslim
olnıaktır" dedi.