23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2000 PAZAR HABERLERİN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edime Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Y PB Y PB A A A A 20 24 18 23 25 26 27 26 Sinop Zonguldak Y 16 Marmara'rnn doğusu, Karadeniz, Iç Anado- lu, Doğu Akdenız ıte Doğu Anadoiu'nun kuzey ve batısı gök gürûltûtü sağanak ya- ğışlı, ötekı yerter az bulutiu geçecek. Ya- ğışlar Karadenız ile yurdun iç kesimlenrv de yer yec etktlı o)a- cak. Hava stcaklığı tüm yurtta azalacak. DIS MERKEZLE Osk> Helsinki StockhoJm Londra Amsterdam Brüksei Paris Bonn Y Y Y A A A A A 20 18 18 26 25 25 28 27 Münih A 25 Zürih Beriin Budapeşte Madrid Vjyana Belgrad Sofya Roma Atina A A A A A A A PB 26 23 30 24 25 20 26 29 A 24 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Y A A PB PB Y PB A 19 36 27 34 27 32 27 35 A 36 tÇokbuMtu \tA**J Kart b Sulu kar > Gök gürültüü G Ü N C E L C C K E Y T ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada lan başanya ulaşır ve hükümet çökerse?.. Bu olası sonucu nasıl karşılarsınız? örneğin, uluslararası arenada "dünyanın en ça- lışkan peuiamentosu" damgasını yiyen TBMM'nin bağnndan çıkan bu hükümeti düşürecek girişimi, globalleşen dünya düzenine uygun bir davranış diye niteleyebilir misiniz? Bakmayın istikrar ve uyumun gerçek anlamda var olmadığını kanıtlamaya çalışanlara. Eski de- yimle onlar "birer münafık". Türkçesi, arabozan onlari Uyum mu?.. Âlâsı var hükümetimizde. Buyuru- nuz örneğe: MHP, terör bitmeden (aslında Öcalan idam edilmeden demek istiyoriar ya) idam ceza- lannın kalkmasına karşı. Başbakan ise "idam cezalannın kısa sürede kal- dınlacağını" ilan ediyor. Evet ama, koalisyonun bel kemiğini oluşturan i- ki parti; biri sağa öteki sola doğru zrt istikamette, tam bir uyum içinde yürüyorlar. Yüce Divan tartışmalannda da MHP ile DSP, bir- birinin tam tersi bir anlayış içinde. Ecevit'e göre, Yılmaz'la ilgili Yüce Divan dos- yalannın "içi kof". Doğru dürüst sağlam kanıtlara dayanmıyor. Bahçeli ise dosya içeriğindeki doyurucu bulgu- lara dayanarak komisyonlarda MHP'lilerin Yılmaz aleyhinde "vicdanlannı dinleyerek oy kullandıkla- nn/" söylüyor. Bu aynmlı görüşlere karşın, hükümet tam anla- mıyla uyum içinde! Ülkede -Demirel'in cumhur- başkanlığı sürmezse yok olup gideceği söylenen- istikrar yerli yerinde! Taze ömek ise; Ecevit'in yolsuzluk savlannı yar- gıya havale etmeyi öneren anayasa değişikliğinde de dosta düşmana layık uyum sergileniyor. llkeye evet, diyor MHP. Ne çare, Ecevit'in 83. ve 100. maddelerde değişiklik getiren yasa metnin- de iki parti arasında "anlaşma sağlanamadığı" ga- zete sütunlarında. 1990'larda fiili politikadayken Demirel'in geliştir- diği bir formül vardı. Iktidar olarak istediği nokta- ya varamadığı zamanlar hükümetçiliğin de demok- rasinin de "demokratik sabır" istediğini söyter, çev- reyi rahatlatırdı. Ecevit'te "demokratik sabnn" maşallahı var. Gerici tayfasına da gün doğdu, ama Allah'tan Başbakanımızda demokratik sabır tamam! O çevreler son gelişmeleri "imha plant" diye ta- nımlıyorlar. Neymiş imha planı? Yılmaz'la Çiller'i MHP Yü- ce Divan'a gönderecek ve FP kapatılacak. Eeee, sonra? MHP orta sağın üzerine oturacak! Daha ne istersiniz? Aklınla bin yaşa Yeni Şafak! Peki ama, gazete- de planı kimin yaptığı yazılmıyor. Sakın sıkıştırmayın; plan "derin devlet'm malı derse aksini nasıl ispatlayacağız? Türkiye gibi ülkelerde kıymet-i harbiyesi her za- man yüksek olan uluslararası kuruluşlann övgüle- ri yetmezmiş gibi; Ecevit hükümeti "istikrar" adı- na büyük patronlardan Rahmi Koç'un da deste- ğini aldı. "MHP'den kaynaklanan son tutumun koalisyo- nun geleceğini nasıl etkileyeceğini" Koç, durak- samaya meydan vermeyecek açıklıkta yanıtlıyor: "Bizim bütün arzumuz" diyor, "hükümetin bo- zulmaması. Aldıklan bütün karariaryürüyor. Dış ff- nans dünyası da bundan çok memnun. Koalisyo- nun bozulması uzun vadeli zarariara yol açar. Te- lafısi mümkün olmayan zarariara uğranz. Bundan da çok üzülürüm." Yok, yok! Rahmi Koç'u üzmemeliyiz. Üzme Ece- vit, üzme Bahçeli! Ecevit'le aynı gerekçeleri söyleyen büyük bir işa- damının görüşlerini kulak ardı etmek de doğru de- ğ i |. Görüyorsunuz işte: Içimiz dışımızla, dışımız içimizle kaynaşmış bir ülkeyiz. Daha ne istersiniz? Oi'dıı gibi öı*güt• Baştarafi 1. Sayfada meyni'nin doğrudan emri üzeri- ne kuruldu. Birlik önce DMO'nun istihbarat ünitesi ola- rak ortaya çıktı, daha sonra tran'ın desteklediği bütûn yurtdı- şı operasyonlann gerçekleştiril- mesinde görevlendirildi. • Kudüs Kuvvetleri, yurtdış.ın- da "SAVAMA" istihbarat örgütü- nü bünyesinde bulunduran a ls- tihbarat ve Emniyet Bakanb- ğı"yla güç yanşı içinde. Kudüs Kuvvetleri kendi ülkesinde ikti- dara gelebilecek unsurlan ajite ederek kazanmayı hedeflemekte- dir. Öncelikle, Iran'ın silahlı mü- cadelesine destek vermekte veya ülkesinde silahlı muhalefet hare- keti başlatabilecek gruplar üze- rinde çahşmalannı yoğunlaştır- maktadır. En geniş uygulamayı Lübnan ve Afganistan'da yap- maktadır. Körfez ülkeleri ve Av- rupa'da da aktiftır. • Kudüs Kuvvetleri, geniş ma- li kaynaklara sahiptir. Mali kay- naklar, Iran hükümetinin kontro- lü dışında dini lider ve yönettiği güçlü vakıflardan kaydınlmakta- dır. Lübnan Hizbullahı'na yılda 100 tnilyon dolar, diğer örgütle- re 2-3 milyon dolar yardım yap- maktadır. • Kudüs Kuvvetleri 'nin yurtdı- şı operasyon görevleri; özel kuv- vetlerin genel görevleri ile su- ikast görevlerinin bir kanşımıdır. Bunlar, "yan askeri eğitim ver- me, tslami gruplara ve hükümet- kre yardım, propaganda faaliyet- leri,istihbarat toplama, ajanlann elde edilmesi, adam öMürme" operasyonlandır. • Kudüs Kuvvetleri, dini lider Ali Hamaney'in dogrudan kont- rolü altındadır. Dini lider, bu kontrolü, teşkilatın komutanı üzerinden sağlamaktadır. • Kudüs Kuvvetleri, her türlü operasyonu Cumhurbaşkanı Mu- hammed Hatemi'nin bilgisi dı- şında icra etmektedir. • Dini lider Hamaney, Şubat 1998'de Tuğgeneral Kasım Sü- leymani'yi, DMO'nun yüksek rütbeli subaylan arasından seçe- rek Kudüs Kuvvetleri Komutan- lığı görevine getirmiştir. Süley- mani, politik olarak etkili bir ki- şiliktir. Öğrenci olaylannda yö- netimin gevşek davrandığı, etki- li olamadığı konusunda bir mek- tubu Hatemi'ye göndermiştir. • Tuğgeneral Süleymani'nin kişisel özellikleri: Saldırgan, acı- masız ve sert, askeri istihbarat konulannda oldukça bilgili bir kişi. • Kudüs Kuvvetleri, Iran için çok önemli olan coğrafı bölgele- ri kapsayacak tarzda bölgesel ola- rak teşkılatlanmışur. Kudüs Kuv- vetleri, 8 bölgesel komutanlık şeklinde yapılanmıştır. Bölgesel komutanlıklar; Irak, Afganistan, Lübnan, Körfez ve Arap ülkele- ri, Afrika, Bosna-Balkanlar, As- ya, Kafkaslar-Türkiye'dir. • Kudüs Kuvvetleri'nin yurtdı- şında özel ve adam öldürme ope- rasyonlan için ayrı bir bölümü bulunuyor. Her sorumluluk böl- gesınde 3 özel tim çeşidi oluştu- rulmuştur. - Erkek suikast timleri; her bi- ril8kişilik20tim. - Kadın suikast timleri; her bi- ri 10-15 kişilik 35 tim. • özel operasyon timleri; 1 tim olup uçak kaçırma, rehin alrna ve diğer terörist faaliyetleri gerçek- leştirmektedir. • Kudüs Kuvvetleri'nin adam öldürme ve terörist operasyonla- nnı bizzat kendilennın yapma- dıklan, planlanan operasyonlar için daha önce belirlenmiş, elde edilmiş ve eğitimleri yapılmış ye- rel ajanlan kullandıklan saptan- PASDARAN'ın dış çalışmalan ANKARA (Comhuriyet Bö- raa) - Çok ayaklı tran istihba- rat örgütlenmesinde PASDA- RAN'a bağh olan Kudüs Kuv- vetleri ülke dışındakı operas- yonlardan sorumlu bulunuyor. PASDARAN'ın personeli; tica- ri fmnalarm işçi ve temsilcileri, bankalar ve kültür merkezleri içetisinde veya "Baskı GSra»- fervcMahnımEdfimiskr\%k- fi" ve »ŞelAler Vakfi" temsilci- leri olarak eylem ve çalısmala- ra katılıyorlar. Iran'ın yanı sıra Afganistan, Bosna, Irak ve Sudan'da da eği- tim çalışmalannı sürdüren Ku- düs Kuvvetleri aynı zamanda hedef seçme ve saldın planlan- nın gerektirdiği bilgileri topla- maktan sorumlu bulunuyor. Bu çalışmalann Kuveyt, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikle- ri'ndeki etkisi belirgin şekilde önemli oldu. PASDARAN'ın Türkiye ve Mısır gibi ülkeler dışındakı di- ğer çalışma alanlan ise Lübnan, Kuzey Irak, Ürdün ve Filis- tin'dekı Hizbullah kollannın desteklenmesi. Bu daire PAS- DARAN'm Körfez Bölümü ta- rafından Kudüs Kuvvetleri'nin bir parçası şeklinde Körfez Ta- buru olarak kuruldu. Nisan 1995'te Japon Kızıl Ordusu, ASALA, PKK, Irak Dava Parti- si ve Bahreyn'in Kurtuluşu İçin Islami Cephe, Hizbullah gibi uluslararası terör örgütleri ile bir toplantı düzenleyen Kurtuluş Hareketleri Dairesi, bu örgütle- re askeri, mali ve lojıstık destek güvencesi verdi. „t . ., mıştır. Yerel ajanlar, hedef ülke- den ya da geçici görevle hedef ül- kede görevlendirilen Iran uyruk- lu kişiler olabihnektedir. • Tahran, Kazvin ve Kum kent- lerinde olmak üzere üç ayn yer- de ana eğitim merkezi bulunmak- tadır. Özel kuvvet unsurlan, hem îran içerisinde hem de yurtdışm- da görev yapabilecek şekilde eği- tiliyor. Ideolojik eğitimin süresi 5 ay. • Tahran'da bulunan kampın aynı zamanda özel operasyon ka- rargâhı konumunda olduğu, terö- rist faaliyetlerin buradan yönetil- diği ve istihbarat teşkilatlanyla koordineli olarak çalıştığı bilin- mektedir. Aynca 8 bölgesel ko- mutanhğın her birinin eğitim kamplan bulunmaktadır. Kamp- lar, ortalama 500-600 kişi kapa- sitelidir. Türkiye'ye yönelik fa- aliyet gösteren "Hamza" grubu- nun kamp merkezlerinin Urumi- ye ve Khoy olduğu belirlenmiş- tir. • Kudüs Kuvvetleri, eleman- lannı belirlerken şu ölçütleri göz önünde bulunduruyor: "Tüm adaylar Müshiman oJ- mah, tslam devrimi ideolojisi ve potitikalanna inanmah, hem et- nik olarak hem de ahlak açısm- dan da uygun otanah. Adaylar ge- neffîkle maddi açıdan zorluk çe- kenkr arasından beürlenryor." • Sayılan ölçütler göz önünde bulundurularak elemanlar ya da gruplar belirlendikten sonra, eği- tilmeleri için genellikle Iran'a gönderiliyorlar. Elemanlara ge- nel olarak; istihbarat, personel ve bilgi güvenliği, Islam devrimini ve Iran'm politikalannı tam ola- rak benimsetecek dini ve ideolo- jik eğitim, hafif silah eğitimi, pat- layıcılar ve tahrip metotlan, te- rörist eğitimi gibi askeri ve yan askeri eğitim verilmektedir. Karanhk. iüşkiler aydnılatılaıııatlı • Baştarafi 1. Sayfada lahlann onda dokuzu NATO ülketerinde üreti- len silahlardır. Yalntzca bu olgu bile terörtrafiğin- deki ilginç göstergeler- den biridir. İşte bu eski CIA görev- lisi Frank Terpil, Ameri- ka'da yaptığı bir televiz- yon konuşmasında Tür- kiye'de silah sattığı bir Türkün adını açıklamıştı: Murat Bayrak. Işadamı ve eski millet- vekili Murat Bayrak, MHP'nin son genel idare kurulu üyelerinden biriy- di. 12 Eylül 1980 saba- hında başlayan "Bayrak harekâtı" sonunda MHP'nin bütün genel idare kurulu üyeleri teker teker evlerinden alınıp Ankara Merkez Komu- tanlığı'na götürülürken Murat Bayrak, bu ope- rasyonlann dışında tutul- muştu. Bayrak, daha sonra bilinmeyen elterin yardımı ile yurtdışına kaçtı, bir süre Ameri- ka'da yaşayan Murat Bayrak, daha sonra Fe- deral Almanya'ya yerieş- ti. "Bayrak harekâtı"nda- ki bu akıl almaz "Bayrak sırn" bugüne kadar açık- lanmadı. Ağca, Kartal Maltepe Askeri Tutukevi'nden na- sıl kaçınlmıstı? Hiç kuşku yok, cezaevi görevlileri- nin yardımı ile... Bu go- revlilerden yalnızca bir er mahkûm oldu. Ya ötekiler? Ağca, Italya'da Türk savcılanna yaptığı açık- lamada kendilerine yar- dımcı olan bir MİT görev- lisinin adını vermişti: Şahin Tolunoğlu. Korku ve yılgınlık bir- çok kişiyi teslim almıstı. Bu karanhk ilişkileri ay- dınlatmaya çalısanlar da en aşağılık, ilkel ve kaba suçlamalarla karaianmak istenditer. Agca'yı Kartal Maltepe Askeri Tutukevi'nden ka- çtran Oral Çelik'in istih- barat örgütleri ile bir iliş- kisi var mıydı? Kimdi bu OralÇelik?YediTtPüye- si genci öldüren Abdul- lah Çatlı, nasıl olmuştu dayurtdışına kaçabilmiş- ti? Çatlı, 22 Şubat 1982 günü Zürih'te yakalan- dıktan sonra neden he- men serbest bırakılmış- tı? Bu kuşkular, Roma'da- ki Ağca davasında daha daartmıştı. Agca'yı, ikinci davanın açılmasına yol açan ifa- deyi vermesi için zorla- yan ttalyan gizli istihba- rat örgütü SISMI'nın Baş- kan Yardımcısı General Mussumici ve arkadaş- ları 1980 yılı Ağustos ayında seksen kişinin ölümü ile sonuçlanan Bologna Tren Istasyo- nu'nun bombatenması olayı ile ilgili bir suç nede- niyte yargılanıyorlardı. Bologna Gan, faşist ör- gütter tarafından bömba- lanmıstı. General Mussu- mici ve üst düzey SISMI yetkilileri, suç kanıtlannı değiştirerek suçu sol ör- gütter üzerine yıkmışlar- dı. General Mussumici ve arkadaşlan bu suçlan ne- deniyte çeşitli hapis ce- zalanna çarptınldılar. Roma'daki Ağca dava- sı ile Trieste'deki General Mussumici ve arkadaşla- n aynı günlerde yargılan- dılar. Bir avukat, bu iki dava arasında mekik dokudu. Bu ttalyan avukatının adı D'fvidio'ydu. D'lvidio, hem eski SIS- MI sorumlulannın avuka- tıydı hem de Ağca'nın! Bu bir rastlantı mıydı? Yoksa, D'lvidio, bir örgüt avukatı mıydı? örgüt avukatıydı da bu yüzden mi Ağca'nın avukatlığını üstlenmişti? Bugün bütün bu konu- lar, Fransa'da başka bir adlayaşadığı ileri sürülen Oral Çelik'in tutuklu bu- lunduğu cezaevinde ko- nuşmasıyla çözülebilir. Itatyan savcı Mariniy, tutuklu bulunan kişinin Oral Çelik olduğuna ina- nıyor. Bu gibi konulan, olay- lar yaşanırken o günlerde incelemek gerekirdi. Ba- zılanmız bu görevi yaptı, bazjlanmız da bu yayınla- n gözlerinin ucuyla izle^ diler.. Bir kısmı da çeşitli neden ve komplekslerle, bu karanhk ilişkilerin ve örgütlerin üzerine giden gazetecileri sırtlarından hançerlemeye çalıştı. Gladyo.. Kontrgerilla.. Şu, bu... Daha önce ne- relerdeydiniz beyler; be- yoğlu beyler? Nereler- deydin'ız? G U N D E M MLSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada miş: - Iniş aşağı giderken frenim patladı. Yolun sağın- da pazar yeri vardı, kalabalıktı. Solunda ise az ile- ride bir kişi yürüyordu. Direksiyonu sol tarafa kıra- yım dedim, kırdım da.. Yargıç dayanamamış, araya girmiş: - Ama sen, sadece bir değil, pazarda 20 kişiyi öldürdün... Şoför devam etmiş: - Tam sola kırmıştım ki adam pazar yerine kaçtı! Bu fıkra, ne yazık ki önceki gün Ankara'da ger- çek oldu. Karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir ka- dına çarpmamak için direksiyonu kıran kişi, karşı yönden gelen araçla çarpıştı, iki aileden beş kişi öldü... Trafik kazalannda, yeryüzünde sürmekte olan 40'a yakın iç savaşın çoğundan daha fazla kayıp veriyoruz. Kazalann büyük çoğunluğunda birinci suçlu in- san unsuru. Ölümlerin yüzde 50'si ilk bir saatten sonra olu- yor. Erken ve sağlıklı müdahale gerçekleşebilse çoğunun yaşamı devam edecek. 22 yaşındaki kızı Selin'i trafik kazasında kaybe- den Boray Uras, çareyi, eline bastonu alıp Anka- ra'ya yürümekte buldu. Ince bedeni çelikleşmiş olmalı ki, eğilip bükülmeden elindeki bastona taş çıkartacak duruşuyla uzun yollara meydan okuyor. Yol boyu, trafik polislerinden turistlere, yerel halk- tan gazetecilere her kesimden yurttaş onu selam- lıyor, "Yürü, arkandayız" diyor. Ama Boray Uras yalnız! 10 gün önce başlayan yolculuğunun ilk günün- de kendi kendime şöyle demiştim: "Belki yolda Boray Uras'a katılanlar olur. Belki yavrusunu, eşinikaybetmişacılıyüreklerçıkar, 'Biz de seninleyiz. Haydi Ankara'ya birlikte yürüyelim' der..." Herkes Boray Uras'ın arkasında, ama Boray Uras yalnız! Baston hepimize Yol boyu anılarını anlatıyor Boray Uras... Küçük bir kız çocuğu "Amca" demiş, "şu yolda karşıdan karşıya geçerken bir arkadaşım öldü. Buraya bir köprü yaptınr mısın? Devlet yapmadı, belki sen yaptınrsın!" Uras'ın bu anısını dinlerken kentleri inşa ediş bi- çimimizdeki çarpıklıklar geçti gözümün önünden. Kent bir yöne doğru gelişiyor... Hemen fırsatçı- lar harekete geçiyor. Orada birden binalar yükse- liyor... 10 kata, 15 kata bana mısın demiyorlar... Da- ha inşa aşamasında pazarlama başlıyor. Bu siteyi gören öteki fırsatçılar hemen etrafını yeni gökde- len temelleriyle örüyorlar... Yerleşim başlıyor... A, o da ne? Sitenin yolu yok... Dar, çarpık yollann bir- den artan yoğunluğu kaldırması olanaksız. Trafik kazalannda birden fazla kişi ölmeye başlayınca, yöre sakinleri devletin kapısını çalıyon "Heeey devlet baba, uyuyor musun? Burada yılda 10-15 kişi ölüyor!" Elbette planlama olarak devlet kurumlannın da suçu var. Ancak, buraya yerleşenlerin daha başta sorumlulara baskı yapması gerekmez mi? Ya kent içindeki yaya kazalarına ne demeli? Kı- zılay'a çıkan yollarda karşıdan karşıya geçen in- sanlara bakıyorum. Insan, tarlada daha dikkatli yü- rür. Acaba, yerde ayağıma takılacak taş-tümsek var mı diye bakar. Ama Kızılay'da kendisine çar- pabilecek araçlara dikkat etmez, durmayan şofö- re de çıkışır! Şoförlükte ise "usta" olmaya bakıyoruz. Istan- bul-Ankara arasını en kısa sürede alan, en usta şo- för! Usta şoför değil, kurallara uyan şoför olarak ye- tışmemiz gerekmez mi? Konu trafik olunca kentlerden yollara, insan eği- timinden araç kalitesine pek çok unsur var... Ama asıl olan insan! Boray Uras sanlmış kızı Selin'e... Isyan ediyor trafikteki kan seline... Boray Uras'ın elindeki, toprağa, taşa, asfalta vurduğu baston sadece devlete değil, hepimize! Milyonlarca kişi Boray Uras'a hak veriyor, ama Boray Uras yalnız! Boray Uras Ankara'ya da yalnız mı girecek? balbay@cumhuriyet.com.tr Mikroplar dünyayı tehdit edîyor EMİNE KARAKtTAPOĞLU CENEVRE - Mikroplann gün geç- tikçe ilaçlara daha dirençli hale gekne- si, tıpta elde edilen gelişmelerin, en- feksiyon hastalıklan karşısında etkisiz kahnası tehlikesini ortaya çıkardı. Ilaç- lann plansız ve rasgele kullanılmasıy- la ortaya çıkan dirençli bakteriler, bilün adamlannın geliştirdikleri antibiyotik- lerin aynı hızda etkisiz hale gelmesine yol açıyor. Geliştırilmesi 20 yıl alan pe- nisilin, birçok Güney Asya ülkesinde genital hastalıklann tedavisinde yüzde Q* Aranmda y?"" 1 sagl'""q^k' > nj Tay- land'da sıtma tedavisinde kullanılan 3 i- laç tamamıyla etkisiz hale geldi. Dünya Sağlık Orgütü WHO. yapılan son araş- tırma sonuçlarının dünyanın alarm du- Irumuna geçmesini gerektirecek veriler içerdiğinı açıkladı ve herkesi antibiyo- tikleri "akılh"' kullanmaya çağırdı. ilarm vpriimpgi ile her vakada tıfeksiyona yol açan mikrobun öldü- ~gunden emin oiunması ise, direncin hale gehneye başladığını ortaya koyu- yor. Örgüt, dünyanın karşı karşıya oldu- ğu tehlikenin büyüklüğünün ilk kez bu raporda net bir şekilde ortaya çıktığını vurgularken, doğru teşhis-doğru ilaç- uygun doz-gerekü tedavi süresi'nin sağ- lanması ve gelişmekte olan ülkelerdeki ilaç sıkıntısının giderilmesi için ilgili herkesi "ckhJi" şekilde mücadele etme- ye çağırdı. WH0 Başkanı Dr. Gro Brundthland,rapora ılışkin olarak yap- tığı açıklamada, mikroplann direnç ka- zanmasının önüne geçilmezse, yakuı bir gelecekte felaketlerin yaşamlmasının 4eaçfflrimaz olacağını betirteret*E|er dünya enfeksiyon hastahklannın teda- visiİçin ckldi çâba sarfetmezse, mikrop- lann ilaçlara direnç kazanmasryla, anti- hjynrigm kpşfpıtihnpdigi yamanlam ı)nn- me tehükesryie karşı karşıyaya" uyan- sında bulundu ve ilaçlann "daha etkfli ve daha yaygm" kullanımının benim- senmesini istedi. önüne geçilmesi için en önemli müca- dele stratejisı olarak gösteriliyor. Mer- kezi Cenevre'de bulunan WHO'nun ön- ceki gün açıkladığı Enfeksiyon Hasta- lıklan Raporu "Overconnng Antinıic- robial Resisteııce"', ilaç direncınin gün geçtikçe artmasıyla, enfeksiyon ve sal- gın hastalıklann tedavisinin olanaksız -Şu anda, yapıfam aıaşfaı mahum«>- nucuBdageliştirflmişne yeni bir aynede feksiyon Hastalıklan Raporu'na göre en önemli enfeksiyon hastahklan, yavaş an- cak kesin bir şekilde ilaca dayaruklı ha- le geliyor. Estonya, Litvanya ve Rus- ya'nın bazı bölgelerinde tüberküloz va- kalannın yüzde 10'u en güçlü iki ilaca hiçbir şekilde yanıt vermezken, Tay- land'da sıtmayı tedavi eden en yaygın 3 ilaç tamamıyla edcisiz hale gelmiş du- rumda. Yeni geliştirilen ve Hepatit B te- davisinde kullanılan "lamuvidine" ilacı- nın ise hastalann yüzde 30'unda, teda- vinin birinci yıhndan sonra tedavi edici özelliğini kaybettiği belirlenmiş. Hin- distan'da ise tropikal enftkstyon hasta- lıklannın yüzde 60'ının ilk grup ilaçla- ra dirençli olduğu ortaya çıkmış. WHO, dünyanın enfeksiyonlan yok etmek için zamanla yanşüğını, en fazla 10 ya da 20 yıl içerisinde enfeksiyon hastalıklanmn yok edihnesi gerektiğini vurgulayarak aksi halde hastalıklann ilaçlan yok ede- -cefine dikkat çekiyet Mıkroplann dırençh hale genneien, yeni bir ilaç var" diyen WHO Bulaşıcı Hastalıklar Programı Başkanı Dr. David Heymann da "Eğer, yeni çıkacak Baçla- raveaşılarabeibağla>'arakelimizdekiet- kiHilaçlanakıllıveyaygra birşekfldekul- lanmayı ihmal edryoirsak, kamu sağhğı ile riski çok yüksek bir knmar oynuyo- ruz" dedi. VVHO'nun yayunladığı En- ilaçlai'uı plansız ve lasgele kullaıulına- sından kaynaklanıyor. uaçlara direncin giderekyaygınlaşması ise K paradoksaln bir durumu yansıtıyor. Gelişmemiş fa- kir ülkelerde, bilinçsizlik, maddi sebep- ler veya kıtlık yüzünden ilaçlann gere- ken dozun altında ahnması dirence yol açarken, gelişmiş ülkelerde fazla kulla- nım, ilaca direnci körüklüyor. RaifErtem yann toprağa veriliyor tstanbuiHaberServ'i- â-Gazetemiz yazan, şa- ir, av ve doğa yazan, si- yasetçi, hukukçu Raif Ertem yann (Pazartesi) toprağaverilecek. Ertem için yann ilk tören saat 11,00'de gazetemızın bahçesinde yapılacak. Ertem, törenin ardından Ataköy 5. Kısun Ca- mii'nde kıhnacak öğle namazından sonra Ça^ talca'daki aile mezarij- ğuıda toprağa verüeceL Adalet Bakanı Prof. Dr.HikroetSamiTürk, yaptığı yazıh açıkla- mayla Raif Ertem'in ölümünden duyduğu -izüat&yü ifade eder«k yakınlanna başsağnğt Ekonomiye futbol dopîngî dilcdi. • Baştarafi 1. Sayfada nin üzerinde bir genişleme gös- tereceği tahmin ediliyor. Otel, restoran, her çeşit eğlence yerle- rini de içeren bu sektörde, 1996 yıhnda Ingütere'de, maçlann ya- pıldığı ikinci 3 aylık dönemde yüzde 3'ün üzerinde bir ciro ar- tışı sağlandıgı, bu gelişmenin bu yıl Hollanda ve Belçika'da tek- rarlanabileceği belirtiliyor. Avrupa şampiyonasuun sade- ce Hollanda ekonomisine 200 ile 600 milyon florinlik bir ek gelir sağraması bekleniyor. Rotterdam'daki Hollanda Ekonomi Enstitüsü'nden yapı- lan açıklamalarda, bu tür bir şampiyonanın, ülkenin dünya pazarlannda tamtımı açısuıdan büyük olanaklar anlamma gel- diği vurgulandı ve böyle bir rek- lamın başka türlü sağlanması- run çok güç olduğuna dikkat çe- nin, Hollanda ekonomisine ilk elde sağlanacak 200 milyon flo- rinin üzerindeki bir ek gelirden çok daha önemli olduğu da sa- vunuldu. Şampiyonadan UEFA'nın en kârlı kurum olarak çıkacağma kesin gözüyle bakıhyor. Maç bi- letleri, sponsor ve televizyon haklanndan elde edilecek gelir- lerin önce UEFA'nm kasasuıı dolduracağı belirtildi. UEFA, gelir kalemleri konu- sunda resmi bir açıklama yap- maktankaçınirken7yapıîan tah- minlerde, 150 milyon florinin biletlerden, ilk elde sağlanacak 200 milyon florinin Avrupa Radyo ve Televizyon Birliği 'nin (EBU) yayın haklan için öde- melerinden, 280 milyon flori- nin de Isviçreli bir spor malze- TnarTnTnasT OIHII TürkGençliğineHiz- met Vakfı adına bir açtklama yapanDr. Hfr- sametün Canöztârk de Ertem'i yitirmenin acı- sı içinde olduklannı belirtti. Idldî: Turnuvanm normal koşullar- da yürümemesı durumunda ise bir 'bumerangetkisi'yle karşıla- şılabileceğinden, olaylar çıkrna- sı halinde, beklenenin tersine, olumsuz bir ımajla damgalaml- maktan korkuluyor. Enstitünün açıklamasmda, reklam efektı- ISL'den sağlanacağına dikkat çekildi: Sadece bu kalemlerin 630 milyon florini bulduğu, bu ne- denle de UEFA'nın bu şölenden en kârlı çıkacak kurum olduğu ileri sürülürken, yapılan harca- malann önemli gider kalemleri içerdiğinin göz ardı edilmeme- si gerektiği hatırlatıldı. Düzenlemeyle ilgili harcama- lann yanı sıra katılımcı ülkele- re 164 milyon Hollanda Florini ödeme yapılacak. 1996 yılında Ingiltere'de ya- pılan rurnuvayı 56 milyon mark kârla kapatan UEFA'nın, bu şampiyonada daha yüksek bir rakama ulaşacağına kesin gö- züyle bakıhyor. Tumuva Direktörü Alain Co- urtais basına yaptığı açıklama- larda, maliyetlerin Hollanda ve Belçika'nın üzerine yüklendiği yöTundaki yorumlan reddede^ rek UEFA'nın düzenli giderleri bulunduğunu, bu turnuvamn da ek bir maliyet kalemi olduğu- nun unutulmaması gerektiğini söyledi. Courtais'e göre hakemlerin eğitimi gibi etkinlikler sadece tîEFA btrtçesinden karşıtanD=- ken, sağlanacak bir fazlanın7~ mali gucu duşuk Azerbaycan ve Moldova gibi UEFA üyelerine gitmesi de normal. Stadyumlarda, broşürlerde, basın merkezlerinde katılımcı üUcelerin bayraklannın değil, firma flamalannm dalgalanma- sının normal karşılanması ge- rektiği belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle