27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2000 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGÜN ALİSİRMEN İki 'Dinozor!' Yazar Sevgili, Mîna Urgan, "Bir Dinozonın Antlan"rn yaz- masaydı, yakınlan dışında kim bilebilecekti, bu Ingiliz edebiyatı uzmanı, yazarın hasının yaşa- mının gergefini, ihmalkârgörünen biçemine kar- şın, böyle özenle dokuduğunu? Her insanın yaşamı, başkalannınkine çok benzese dahi yine de eşsizdir. Ama Mîna Ha- nım'ınki daha da bir eşsizdi. O yaşamı eşsiz kılan içindeki güzeilikler miy- di, yoksa onların da kaynağında bulunan Mîna Hanım'ın dünyaya yaklaşımı mı? "Bir Dinozonın Anılan"n\ okuduktan sonra görmedim onu. Ama ortak dostlanmız ve ba- sın, anılannın göndüğü ilgiden çok hoşnut olma- dığını belirttiler. O, Ingiliz edebiyatı, Virginia Woolf üzerindeki özgün, değerli yapıtlarından çok, anılannın ilgili görmesini yadırgamıştı. Oysa sevinmesi gerekirdi. Değerlerine onun gibi bağlı insanları Dinozor diye sınıflandıran, bellek ve değer yoksunu bir toplum, Mîna Ha- nım'ın kişiliğinde Dinozor diye nitelendirdiği de- ğerier bütününe bir anlamda saygı sunuyordu. Bir türlü dinozoıiaşamayanlann, dinozoriuğa gizli hayranlıklan, onların yine mutat hoyratlık- lanna dönmelerini engellemeyecekti, ama ne gam.. kısa bir süre için de olsa, kendi kısır ka- buklan dışındaki özveri, kendiyle tutarlılık ve değerlere saygıdan oluşan bir yaşamın hariku- ladeliğini, sonradan unutmak üzere de olsa duymuşlardı ya. ••• Kendini dinozor olarak yorumlayıp, dinozor edebiyatıyla inceden gırgırını geçen Mîna Ha- nım yok artık. Onu saygıyla uğurluyoruz. Mîna Urgan'ın ölüm haberini bir başka dino- zor yazannki izledi. Raif Ertem'i de yitirdik, bir gün arayla. Raif, dünyayı değiştirmek için yaşam yoluna çıkmışlardan biri olduğuna göre, bugünkü sınıf- landıımadaki dinozor yerini sapına kadar hak etmişti. Onu önce uzaktan sonra yakından, altmışlı yıllann öğrenci hareketinin lideıierinden biri ola- •raktanıdığımda, on yıl sonra yazgımızın bizi ön- ce 1. Şube'de, sonra, o sıralarda hapishaneye dönüştürülmüş, Ankara Mamak Muhabere Okulu ve Davutpaşa Kışlası'nda birieştireceği- ni, sonu beraatla bitse bile bin siyasi dava yü- zünden aylarca birlikte hapis yatacağımızı dü- şünemezdim. O davada hapis yatıp yargılananlardan, ölen- leryaşayanlardan çok artık. önce Doğan Avcıoğlu, ardından llhami Soysal, sonra Madanoğlu gitti, Raif'i de cuma günü yitirdik. Ettore Scola'nın, Vıttoria de Sica'nın anısı- na adadığı "Birbirimizi O Kadar Sevmiştik ki" filmi, dünyayı değiştirmek için yaşam yoluna çıkanlann buruk öyküsünü anlatır. Orada, sonuç kadar harcanan çabanın da önemli olduğunu görür ve buruk kınk yaşama hiç yüksünmez de, çabayı takdir etme duygu- sunun öne çıktığını hissedersiniz.. dünyayı de- ğiştiremeyince, karşısında olduğu pisliğe ayak uydurana ise kızmaz, yalnızca acırsıntz. ••• Raif'in av yazıları bana, avcının bir öldürücü değil, doğa tutkunu olduğunu öğretti. Zaman zaman tek sözcüklü tümceler oluştu- ran üslup sahibi, gerçekten has bir yazar olan Raif'in yazılarında, hem bir üslup güzelliği bu- lurdum hem de yaşam ve doğa sevinci. Çok şükür ki, kendisine bu beğenimi, yazıla- nna olan hayranlığımı, çok kez ifade etmek ola- nağını buldum. Bir yazara, hesap peşinde koşmayan, çıkar gözetmeyen içten bir hayranlıktan başka ne su- nabilirsiniz ki? Sevgili, Bugün IstanbuPda değilim, Mîna Hanım'ı son yolculuğuna uğurlayacak olan dostları arasın- da bulunamıyorum. Amayarın Raif'i uğuriayanlararasındaolaca- ğım. i Bu iki sevgili "Dı'nozor/"un kaybı üzerine tek tesellim, bizim onlann kadrini sengi musallada bilmeyip çok daha önceden fark etmiş olma- mızdır. Meclis sorusturmaları Yılmaz ve Çiller'in 'zorunlu' işbirliği ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - ANAP ve DYP, liderlerinin 'siyasi geleceğuü" belirleyecek olan Meclis soruşturma- sı raporlanmn TBMM Genel Kurulu'ndaki oy- lamalan için 'zorunlu' iş- birliğine hazırlanıyor. DYP içinde bazı millet- vekilleri, MHP'yi 'pro- etmek içü kuruldakı görüşmelere katümayacaklannı belırt- mesine karşîn her iki par- ti yönetimi, 'MHP'nin si- yasi oyununu bozmak' atnacıyla işbirliğinin zo- runlu olabileceğine dik- at çekiyorlar. DYP Grup_ _Başkanvekili Turhan 'karyhktı alria- Hükümet ortaklan ara- sında çatlağa neden olan Meclis soruşturma ko- tnisyonu raporlanmn, TBMM Danışma Kuru- lunda farklı bir karar çıkmadıkça 22 Haziran Perşembe gününden iti- baren Meclis Genel Ku- rulu'nda görüşülmeye başlanması bekleniyor. Ancak TBMM Başkam Yıldınm Akbuhıt'un. araya tatil girmcmesi du- rumunda tartışmaların artacağını da dikkate ala- rak 27,28.29 Haziran ta- rihini önereceği dile geti- rildi. Meclis snnıştıınTial.in- ma' gibi bir anlayışlan olmadığını belirtirek "A- ma ortada siyasi bir oyıın varsa, siyasi amaçla bir takım şeyler yapılıyorsa biz de bu oyunu bozanz" diye konuştu. JUU gcnd kurukla görü- şiflrrm tarihi yaklaştıkı kulis faaliyetleri de yo- ğunlaştı. MHP'nın, oyla- malara katılmayarak ya da aleyhte oy kullanarak ANAP ile DYP'yi birbi- rine 'aklatma' taktiği iz- leyeceği ifade edıhyor. Sıvas katliamının 7 yıl süren davasındaki müdahil avukatlan karan değerlendirdi 'Orgütlü başkalchrı tescülendi 9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sıvas kat- liamının 7 yıldır süren davasına müdahil olarak katılan avukatlar, olayuı, cumhuriyetin temel il- kelerine yönelik örgütlü bir başkaldın olduğu- nun yerel mahkemenin son karanyla onaylan- dığını vurguladılar. Avukat Erdal Merdol, ilk kararda olayuı ba- site indirgenerek adam öldürme gibi değerlen- dirildiğini anımsatarak "Bu son derece tehfikeü bir gelişmeydi. Yargrtay 9. Ceza Dairesi, olayı derhaJ doğru yönergesine oturtan bir kararla ilk karan ortadan kakhrdı" dedi. Avukat Erşen Şansal, benzeri davalann siya- set izini taşıdığını kaydederek bu davada da bu niteliğin olumsuz yanıyla görüldüğünü söyledi. 2 Temmuz 1993 günü Sıvas'ta 37 kişinin ölü- • Sıvas katliamının cumhuriyetin biçimine ve değiştirilmesi bile önerilemeyen temel değerlerine yönelik bir örgütlü başkaldın olduğuna dikkat çeken müdahil avukatlanndan Erdal Merdol, mahkeme karanyla bunun belirlendiğini vurguladı. müyle ilgili açılan davanın müdahil avukatlan, Yargıtay'ın yerel mahkemenin karannı iki kez bozmasının arduıdan Ankara DGM'nin önceki gün verdiği üçüncü karan değerlendirdi. Avukat Erdal Merdol, toplu eylem konulan suçlarda sanıklann tamamının hiçbir zaman ya- kalanıp yargılanamadığına dikkat çekerek "Pek çok eyleme etidli şekilde kanlımş sanığm yaka- lanamadığuu, yakalanamayacağuu, en azından adlanmn dahi bilinemey ecegini bizler biliyoruz. Asıl mesele, bu davanın ortaya koyduğu, bu ola- yın hukuksal,siyasal nh eüğinin ortaya konulmuş olmasT dedi. Davada verilen ilk karann yanlış olduğunu belirten Merdol, Türk Ceza Yasası'nın (TCY) 450. maddesinde yazılı adam öldürme- nin nitelikli biçimi olarak kabul edilen yakarak öldürmenin esas aündığını; Aziz Nesin'in yap- madığı, yayımlamadığı konuşmalar ile yazılar için TCY'nin 51. maddesindeki "tahrik" fiili- nin uygulandığını anunsatn. Bunun son derece tehlikeli bir gelişme oldu- ğunu vurgulayan Merdol, Yargıtay 9. Ceza Da- iresi 'nin doğru yörüngeye oturtan bir kararla ilk karan ortadan kaldırdığmı kaydetti. Sıvas katliamının cumhuriyetin biçimine ve değiştirilmesi bile önerilemeyen temel değerle- rine yönelik bir örgütlü başkaldın olduğuna dik- kat çeken Erdal Merdol, mahkeme karanyla bunun belirlendiğini vurguladı. Müdahil avukatlanndan Erşen Şansal, "Tür- kiye'de dini bir partinin lideri başbakanlık dûzeyine kadar çıkü. Bu etkiler varken Sıvas davasının bunlardan uzak kalacağı düşünüle- mez. Sonradan Adalet Bakanı olan Şevket Kazan bu davada avukathk vaptı. Elbette siyasi etkilerden uzak düşünemeyiz" diye konuştu. Şansal, yerel mahkemenin verdiği karann doğ- ruluğuna katıldıkJannı söyledi. Bayrampaşa Cezaevi'nde çatışmaya katılanların ifadeleri haftaya alınacak Aramalarda 3 silah ele geçirîldi RTÜK Kurulda üye sorunu tstanbul Haber Servisi- Bayrampa- şa Cezaevi'nde 2 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayda kullanılan 3 ta- bancanın ele geçtiği bildirildi. Bayrampaşa Cezaevi'nde önceki gün çıkan olayda kullanılan tabanca- lardan 3'ünün cezaevi yönetimine teslim edildiği belirtildi. Olayda kullanılan başka silah olup olmadığı konusunda araştırmalannı sürdüren cezaevi yönetimi, geniş gü- venlik önlemleri altuıda dün sabah genel arama gerçekleştirdi. Arama- Cezaevi calısanları 'Güvenliğimiz sağlanmah' tstanbul Haber Servisi - Tüm Yar- gı ve lnfaz Kurumlan Çalışanlan Sen- dikası (Tüm Yargı-Sen) üyeleri, can güvenliklerinin sağlanmasını istedi- ler. Cezaevi çalışanlan, can güvenlik- lerinin sağlanmaması halinde "anah- tar" bırakacaklannı da belirttiler. Bayrampaşa Cezaevi'nde 2 hüküm- lü ve tutuklunun ölmesi, 6'sının yara- lanmasıyla sonuçlanan çatışmada Sa- vaş Tunan ve Dursun Abakay adlı ın- faz memurlarının da yaralanmasına Tüm Yargı-Sen üyeleri tepki gösterdi. lstanbul Şubesi Basuı Yayın Sekre- teri tsmail Karabulut, Tüm Yargı-Sen adına yaptığı açıklamada, "Dünkü o- lay bir rant çaüşmasıdu; Kimin çetesi olduğu önemli değil, paylaşüamayan bir ranbn hesaplaşmasıdır. Kökten bir çözüm getirilmedikce Türkiye'de çete brtmez" dedi. Ismail Karabulut, içeriye cihazla ve fiziksel yollarla defalarca aranarak girdiklerini, bu nedenle cezaevine si- lah sokulmasından sorumlu tutulama- yacaklannı vurgulayarak "Yetkiıniz obnamasma karşın çok sorumluluğu- muz var. Silahın içeri nasd girdiğini burayı yönetenlere sorun" diye konuş- tu. "Bu olay ne'ılktir ne de son olacak- nr. Derhalacfl önlemleralmmazsa, ce- zaevi tutuklu, hükümlü ve çahşanlar için bir girdap olacakür" diyen Kara- bulut, cezaevlerinin çok başlıhktan kurtanlıp sivil idareye teslim edilme- sini istedi. Karabulut, Bayrampaşa Cezaevi'nde olaylann bitmediğini be- lirterek "Akşam 17.00'den sonra sa- yun vermeme yoluna gidikfi" dedi. Karabulut, can güvenliklerinin sağ- lanmaması halinde "anahtar" bıraka- caklannı belirterek "Işyerlerimizde huzurvestandarüara uygun bir ortam istiyoruz" şeklinde konuştu. larda, herhangi bir suç unsuruna rast- lanmadığı kaydedildi. Orhan Pala ve Mahmut Boyacıoğ- hı adlı tutuklulann öldüğü, 6 tutuklu ile 2 cezaevi görevlisinin yaralandı- ğı olaylara kanştıklan büdirilen D-10 koğuşundaki tutuklulann, bulunduk- lan koğuştan ayn bir bölüme alındık- lan öğrenilirken bu tutuklulann her- hangi bir saldın olasılığına karşılık ziyaret ve havalandırma boşluğuna çıkmalanna iztn verihnediği kayde- dildi. lstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitki dün sabah cezaevinde incelemelerde bulunurken olayla il- gili soruşturmayı yürüten Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı'nın çatış- maya katılanlann ifadelerini önü- müzdeki günlerde alacağı bildirildi. AdB Tıp'ta otopsi Orhan Pala ile Mahmut Boyacıoğ- lu'nun cesetlerine Adli Tıp Kurumu morgunda dün sabah otopsi yapıldı. Ülkücü mafya lideri Sedat Pe- ker'in avukatı ÖmerYeşjlyurt da mü- vekkilinin olayla ilgisinin bulunma- dığını söyledi. Bayrampaşa Kaymakamı Celalet- tin Ozdalga, cezaevınin Bayrampa- şa'dan kaldınlması gerektığiru söyle- di. Özdalga, "Bu cezaevi şehrin orta- smda, Bavrampasa'ya ve tstanbul'a yük hafine geidl O cezaevinin yerinin tapusu Sultan Beyazıt admadır. Oye- re Sultan Beyazıt adına üniversite kurulmabdır" şeklinde konuştu. ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN AKTÖRDÜM! Çolako^u: Iş dünyası istikrar bekliyor İZMİR (AA) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sanayi Konseyi Başkam Kemal Çolakoğhı, son dönemde siyasette yaşanan tar- tışmalann iş dünyasıru olumsuz et- kilediğini ve bunun sünnesi halinde istikrarsızlık doğabileceği endişesi- ni taşıdıklannı söyledi. Colakoğlu, hükümetin siyasete ve ülke yönetimine istikrar getirdiğini ve bunun devamı için toplumun her kesi- minin üzerine düşen fedakârlığı gö- ğüslediğini belirtti. Bunlann boşa git- memesi gerektiğini vurgulayan Cola- koğlu, siyasi çekişmelerin toplumun tüm kesimlerinde umutsuzluk ve endi- şe yarattığıru anlatarak "Türk seçme- ni arok bu tür siyasi çeldşmelere prim vermediğini seçînüerde gösterdi Bu çalkanolardan yarar bekleyenler bu- nu dikkate almah" dedi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oratcafislar9yahoo.com Timur Selçuk işadamı, geçen dönemin DYP Iğdır ll Başkam. He- pimizin bildiği müzisyen Timur Sel- çuk değil bu. Bu ülkücü Timur Sel- çuk, hani şu Çiller'in "vatan için kur- şun afan"lardan dediği ülkücüler- den. Timur Selçuk, Ağca'nın ceza- evinden kaçınlmasına katılan ülkü- cülerden. Ipekçi'nin gazetesi Milli- yet'e, Ipekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca'yı bugün yine kaçırabileceği- ni söylüyor. Biraz daha nızını alama- sa, "Türkiye onunla gurur duyuyor" diye bağıracak. Bazı anlar var ki, insan bu ülkede doğduğuna, bu ülkede yaşadığına pişman olur. Çekip başka diyarlara gitmek, bu ülkeyle bütün bağlannı kesmek ister. Ağca'yı kaçıranlardan Timur Selçuk'un Milliyet'e yaptığı -açiktamayt okurken böyle bir duygu- Ağca'yı Yine Kaçınrmış... -ya kaprtdım. Ahp başırrubu ülkeden kaçmak^istedim. Kendimi Abdi Ipekçi'nin eşi Sibel tpekçi'nin, kızı Nükhet Ipekçi Izet'in yerine koydum. Dahadoğru- su koymak istedim. Bu kadar yüz- süzlük, bu kadar insan onurunu ayaklar altına alan olaylar acaba bu yüzyılda başka ülkelerde de yaşanı- yor mu diye kendi kendime söylen- dim.Timur Selçuk, cezasını çekip çıktığını söylüyor. Nasıl yargılandı, 12 Eylül döneminde nasıl sorgulan- dı, hangi koşullarda cezaevlerinde kaldı bilemiyorum. Benim öfkem ve isyanım ona değil. Onun gibi yüzler- ce insan var. HakU oterak "Cezamf yatıp çıktım" diyor. Benim isyanım, "V7ne kaçınnm, yaptığımla onurdu- yuyorum" diyen anlayışa. Burada, bu ülkede hâlâ şu ger- çekle yüz yüzeyiz: Abdi ipekçi'nin, bu ülkenin en büyük gazetecisinin öldürülmesinin hesabı görülemedi. Bu cinayetin tetikçileri Ağca hanç, 20 senedir gözümüzün içine baka- rak devlet içtndeki güçlerce koru- nup kollandılar, itibarlı ve paralı yurt- taşlar olarak yaşadılar. Eğer Ağca, cezaevinden kaçıp Papa'yı vurmasaydı, belki o da şim- di bir holdingin başında olacaktı. Belki de DYP, MHP, ANAP gibi sağ- cı partilerimizden birinin il başkam seçilecek, belki de genel başkan adayı olacaktı. ••• Ipekçi cinayeti, hepimiz biliyoruz ki, 12 Eylül askeri darbesinin ön ha- bercisiydi. CHP, 1977 seçimlerinde yüzde 41.8 oy alınca korkuya kapı- lan ABD ve onun Türkiye'deki ayak- ten, darbenin düğmesine bashtar. Türkiye'de ciddi bir sola kayış var- dı, bunun durdurulması ve önünün kesilmesi gerekiyordu. 12 Eylül öncesi tarihi, bu gözle in- celediğimizde her şey yerti yerine oturuyor. Katillerin ortalıkta uçuşan yeşil pasaportlan, uluslararası ce- zaevterinden ellerini kollannLsaUaya-- rak kaçabilmeleri, işte böyle bir pla- nm parçası ntrltjklan içindi. - "kardeş kavgasına son vermek için " bir gece yansı bizi kurtarmaya geldi- ler. Kurtardılar da. Artık "sol tehlike- si" kalmadı. Askeri darbe, 12 Eylül Anayasası'yiageleceğimizi belirtedi. 20 senedir bizi onlar yönetiyor. Dar- benin generali, ülkemizin 7. Cum- hurbaşkanı olarak her yerde itibar görüyor. Daha önce Türkiye'yi kur- tardı, şimdi Marmaris'i kurtanyor. ödüller alıyor, nutuklar atıyor. -^^= irtrk Timur Selçuk, Ipekçi'nin katilini "şimdi de kaçınnm" diyor. Herhalde bir bildiği var. Onlar, yaptıklannın_kar- şılığını hep aldılar. Savcı Doğan Öz'ü öldürdüğü mahkemece defalarca saptanan, ancak 12 Eytül'de Yargrtay Genel Kurulu'nda bir oy farkla bera- at ettirijen kışj^rrjdjişadamı.. bir ara MHP'ye genel başkan adayı oidu. ••• ••• Ipekçi'yi öldürdüler. Kahraman- maraş katliamını gerçekleştirdiler, 1 Mayıs 1977 toplu kınmını planladılar, ülkenin önde gelen aydınlannı kurşu- na dizdiler. Şehirierde insanlan soka- ğa çıkamaz hale getirdiler, sonra da Kendinizi bu ülkenin öldürülen ay- dınlannın yakınlannın yerine koyun. Çünkü onlar bizim yakınlarımız. Sonra bu ülkede bir şeyler olmuyor- muş gibi yaşamaya devam edin. Edin bakalım, ne kadar mutlu ola- caksınız. yasasında çözümyokANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTLJK) yönelik eleştiriler üzerine hazırlanan yasa tasansında 9 kişilik kurulda karar verme çoğunluğunu oiuşturan 5 üyenin yine siyasi parti- lerce aday gösterilmesi öngörülerek, siyasi yapı sorununa çözüm getıril- rruyor. Tasanyla. Yüksek Denetleme Kunılu'nun incelemesı altına alın- ması istenen kurulun daıre başkanlı- ğı sayısı da 7'ye düşürülüyor. RTÜK'ün siyasi karar verdiği id- diası ve yayın kuruluşlanna uygula- nan kapatma cezalannın yoğun eleş- tiri alması nedeniyle başiatılan yasa değişikliği çahşmasında hedef saptı- nldı. Radyo ve Televizyonlann Ku- ruluş ve Yaymlan Hakkındaki Yasa Tasansı, kurulun 5 üyelik kontenja- nmı yine siyasi partilerin gösterece- ği ve Meclis tarafindan seçilecek adaylara ayınrkea televizyoa sahibi • holdinglerinkamuıhaleleriveborsa- • ya girişüıdeki sınırlamalann kaldı- nlmasını sağlayacak bir düzenleme olarak ortaya çıkanldı. Tasanya göre, 9 kişiden oluşacak kurulun diğer 4 üyesi de çeşitli ku- ruluşlann göstereceğı adaylar arasın- dan Bakanlar Kurulu'nca seçilecek. Bakanlar Kurulu, YÖK'ün kurul üyesi olmayan, elektrik-elektronik, üetişim-kültûr ve basın-yayın dalla- nndan göstereceği 4 aday arasından 2; en çok basın kartı sahibi üyesi bu- lunan iki gazeteciler cemiyeti ile Ba- sın Konseyi'nin ortaklaşa gösterece- ği 2 aday arasından I ve MGK Ge- nel Sekreterliği'nin göstereceği ba- sın-yayın konusunda uzman iki aday arasuıdan 1 kişiyi seçecek. Tasanda, üst kurul üyelerinin gö- rev süresi 6 yıldan 4 yıla düşürülür- ken 65 yaş sının getiriliyor. Yeni Başkan Kayış 'Medya devletle iş yapmamalı' ANKARA (CumhuriyetBürosu)- Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Nuri Kayış, kuru- lun yeniden yapılandınlmasına iliş- kin yasa tasansında Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'na ince- leme yetkisi verümesini eleştirerek "RTİJK bu kunüca denetlenmeye başlanırsa idari ve mali özerkKğini tümüyle yitirecektir'" dedi. Nuri Kayış, Radyo ve Televizyon- lann Kuruluş ve Yaymlan Hakkında- ki Yasa'da değişiklik öngören ve bu hafta Meclis te görüşülmeye başla- nacak olan tasannın bölücü, ırticai ve yıkıa yayınlar için ağır yaptınm- lar getirmesine olumlu baktıklannı kaydetti ve medyanın devletle iş yap- manıası gerektiğini söyledi. Kayış, tasannın bölücü, yıkıcı ve irticai olmayan, ancak yasadakı dı- ğer ilkeleri çiğneyenler için de tele- vizyonun değil, programın yayınının durdurulmasının öngörüldüğüne dikkat çekti. Kayış, tasanda RTÜK'- ün 9 üyesinden yalnız 5'inin Meclis tarafindan seçilmesi hükmünün ge- tirihnesine karşı çıktıklannı söyledi. Tasanyla RTÜKJiin denetiminin Başbakanlık YüLsek Denetleme Ku-_ ruiu'na verihnesıni de elestiren Ka- yış, üyeleri Bakanlar Kurulu tarafin- dan seçüen bu kurulun Başbakanlı- ğın vesayeti altında olduğuna işaret etti. Kayış, RTÜK"ün bu kurul tara- fından denetlenmeye başlanması ha- linde idari ve mali özerkliğini tü- müyle yitireceğini kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle