Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2000 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALİSİRMEN
İki 'Dinozor!' Yazar
Sevgili,
Mîna Urgan, "Bir Dinozonın Antlan"rn yaz-
masaydı, yakınlan dışında kim bilebilecekti, bu
Ingiliz edebiyatı uzmanı, yazarın hasının yaşa-
mının gergefini, ihmalkârgörünen biçemine kar-
şın, böyle özenle dokuduğunu?
Her insanın yaşamı, başkalannınkine çok
benzese dahi yine de eşsizdir. Ama Mîna Ha-
nım'ınki daha da bir eşsizdi.
O yaşamı eşsiz kılan içindeki güzeilikler miy-
di, yoksa onların da kaynağında bulunan Mîna
Hanım'ın dünyaya yaklaşımı mı?
"Bir Dinozonın Anılan"n\ okuduktan sonra
görmedim onu. Ama ortak dostlanmız ve ba-
sın, anılannın göndüğü ilgiden çok hoşnut olma-
dığını belirttiler. O, Ingiliz edebiyatı, Virginia
Woolf üzerindeki özgün, değerli yapıtlarından
çok, anılannın ilgili görmesini yadırgamıştı.
Oysa sevinmesi gerekirdi. Değerlerine onun
gibi bağlı insanları Dinozor diye sınıflandıran,
bellek ve değer yoksunu bir toplum, Mîna Ha-
nım'ın kişiliğinde Dinozor diye nitelendirdiği de-
ğerier bütününe bir anlamda saygı sunuyordu.
Bir türlü dinozoıiaşamayanlann, dinozoriuğa
gizli hayranlıklan, onların yine mutat hoyratlık-
lanna dönmelerini engellemeyecekti, ama ne
gam.. kısa bir süre için de olsa, kendi kısır ka-
buklan dışındaki özveri, kendiyle tutarlılık ve
değerlere saygıdan oluşan bir yaşamın hariku-
ladeliğini, sonradan unutmak üzere de olsa
duymuşlardı ya.
•••
Kendini dinozor olarak yorumlayıp, dinozor
edebiyatıyla inceden gırgırını geçen Mîna Ha-
nım yok artık. Onu saygıyla uğurluyoruz.
Mîna Urgan'ın ölüm haberini bir başka dino-
zor yazannki izledi. Raif Ertem'i de yitirdik, bir
gün arayla.
Raif, dünyayı değiştirmek için yaşam yoluna
çıkmışlardan biri olduğuna göre, bugünkü sınıf-
landıımadaki dinozor yerini sapına kadar hak
etmişti.
Onu önce uzaktan sonra yakından, altmışlı
yıllann öğrenci hareketinin lideıierinden biri ola-
•raktanıdığımda, on yıl sonra yazgımızın bizi ön-
ce 1. Şube'de, sonra, o sıralarda hapishaneye
dönüştürülmüş, Ankara Mamak Muhabere
Okulu ve Davutpaşa Kışlası'nda birieştireceği-
ni, sonu beraatla bitse bile bin siyasi dava yü-
zünden aylarca birlikte hapis yatacağımızı dü-
şünemezdim.
O davada hapis yatıp yargılananlardan, ölen-
leryaşayanlardan çok artık.
önce Doğan Avcıoğlu, ardından llhami
Soysal, sonra Madanoğlu gitti, Raif'i de cuma
günü yitirdik.
Ettore Scola'nın, Vıttoria de Sica'nın anısı-
na adadığı "Birbirimizi O Kadar Sevmiştik ki"
filmi, dünyayı değiştirmek için yaşam yoluna
çıkanlann buruk öyküsünü anlatır.
Orada, sonuç kadar harcanan çabanın da
önemli olduğunu görür ve buruk kınk yaşama
hiç yüksünmez de, çabayı takdir etme duygu-
sunun öne çıktığını hissedersiniz.. dünyayı de-
ğiştiremeyince, karşısında olduğu pisliğe ayak
uydurana ise kızmaz, yalnızca acırsıntz.
•••
Raif'in av yazıları bana, avcının bir öldürücü
değil, doğa tutkunu olduğunu öğretti.
Zaman zaman tek sözcüklü tümceler oluştu-
ran üslup sahibi, gerçekten has bir yazar olan
Raif'in yazılarında, hem bir üslup güzelliği bu-
lurdum hem de yaşam ve doğa sevinci.
Çok şükür ki, kendisine bu beğenimi, yazıla-
nna olan hayranlığımı, çok kez ifade etmek ola-
nağını buldum.
Bir yazara, hesap peşinde koşmayan, çıkar
gözetmeyen içten bir hayranlıktan başka ne su-
nabilirsiniz ki?
Sevgili,
Bugün IstanbuPda değilim, Mîna Hanım'ı son
yolculuğuna uğurlayacak olan dostları arasın-
da bulunamıyorum.
Amayarın Raif'i uğuriayanlararasındaolaca-
ğım.
i Bu iki sevgili "Dı'nozor/"un kaybı üzerine tek
tesellim, bizim onlann kadrini sengi musallada
bilmeyip çok daha önceden fark etmiş olma-
mızdır.
Meclis sorusturmaları
Yılmaz ve Çiller'in
'zorunlu' işbirliği
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - ANAP ve
DYP, liderlerinin 'siyasi
geleceğuü" belirleyecek
olan Meclis soruşturma-
sı raporlanmn TBMM
Genel Kurulu'ndaki oy-
lamalan için 'zorunlu' iş-
birliğine hazırlanıyor.
DYP içinde bazı millet-
vekilleri, MHP'yi 'pro-
etmek içü
kuruldakı görüşmelere
katümayacaklannı belırt-
mesine karşîn her iki par-
ti yönetimi, 'MHP'nin si-
yasi oyununu bozmak'
atnacıyla işbirliğinin zo-
runlu olabileceğine dik-
at çekiyorlar. DYP Grup_
_Başkanvekili Turhan
'karyhktı alria-
Hükümet ortaklan ara-
sında çatlağa neden olan
Meclis soruşturma ko-
tnisyonu raporlanmn,
TBMM Danışma Kuru-
lunda farklı bir karar
çıkmadıkça 22 Haziran
Perşembe gününden iti-
baren Meclis Genel Ku-
rulu'nda görüşülmeye
başlanması bekleniyor.
Ancak TBMM Başkam
Yıldınm Akbuhıt'un.
araya tatil girmcmesi du-
rumunda tartışmaların
artacağını da dikkate ala-
rak 27,28.29 Haziran ta-
rihini önereceği dile geti-
rildi.
Meclis snnıştıınTial.in-
ma' gibi bir anlayışlan
olmadığını belirtirek "A-
ma ortada siyasi bir oyıın
varsa, siyasi amaçla bir
takım şeyler yapılıyorsa
biz de bu oyunu bozanz"
diye konuştu.
JUU gcnd kurukla görü-
şiflrrm tarihi yaklaştıkı
kulis faaliyetleri de yo-
ğunlaştı. MHP'nın, oyla-
malara katılmayarak ya
da aleyhte oy kullanarak
ANAP ile DYP'yi birbi-
rine 'aklatma' taktiği iz-
leyeceği ifade edıhyor.
Sıvas katliamının 7 yıl süren davasındaki müdahil avukatlan karan değerlendirdi
'Orgütlü başkalchrı tescülendi
9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sıvas kat-
liamının 7 yıldır süren davasına müdahil olarak
katılan avukatlar, olayuı, cumhuriyetin temel il-
kelerine yönelik örgütlü bir başkaldın olduğu-
nun yerel mahkemenin son karanyla onaylan-
dığını vurguladılar.
Avukat Erdal Merdol, ilk kararda olayuı ba-
site indirgenerek adam öldürme gibi değerlen-
dirildiğini anımsatarak "Bu son derece tehfikeü
bir gelişmeydi. Yargrtay 9. Ceza Dairesi, olayı
derhaJ doğru yönergesine oturtan bir kararla ilk
karan ortadan kakhrdı" dedi.
Avukat Erşen Şansal, benzeri davalann siya-
set izini taşıdığını kaydederek bu davada da bu
niteliğin olumsuz yanıyla görüldüğünü söyledi.
2 Temmuz 1993 günü Sıvas'ta 37 kişinin ölü-
• Sıvas katliamının cumhuriyetin biçimine ve değiştirilmesi bile
önerilemeyen temel değerlerine yönelik bir örgütlü başkaldın olduğuna
dikkat çeken müdahil avukatlanndan Erdal Merdol, mahkeme karanyla
bunun belirlendiğini vurguladı.
müyle ilgili açılan davanın müdahil avukatlan,
Yargıtay'ın yerel mahkemenin karannı iki kez
bozmasının arduıdan Ankara DGM'nin önceki
gün verdiği üçüncü karan değerlendirdi.
Avukat Erdal Merdol, toplu eylem konulan
suçlarda sanıklann tamamının hiçbir zaman ya-
kalanıp yargılanamadığına dikkat çekerek "Pek
çok eyleme etidli şekilde kanlımş sanığm yaka-
lanamadığuu, yakalanamayacağuu, en azından
adlanmn dahi bilinemey ecegini bizler biliyoruz.
Asıl mesele, bu davanın ortaya koyduğu, bu ola-
yın hukuksal,siyasal nh eüğinin ortaya konulmuş
olmasT dedi. Davada verilen ilk karann yanlış
olduğunu belirten Merdol, Türk Ceza Yasası'nın
(TCY) 450. maddesinde yazılı adam öldürme-
nin nitelikli biçimi olarak kabul edilen yakarak
öldürmenin esas aündığını; Aziz Nesin'in yap-
madığı, yayımlamadığı konuşmalar ile yazılar
için TCY'nin 51. maddesindeki "tahrik" fiili-
nin uygulandığını anunsatn.
Bunun son derece tehlikeli bir gelişme oldu-
ğunu vurgulayan Merdol, Yargıtay 9. Ceza Da-
iresi 'nin doğru yörüngeye oturtan bir kararla ilk
karan ortadan kaldırdığmı kaydetti.
Sıvas katliamının cumhuriyetin biçimine ve
değiştirilmesi bile önerilemeyen temel değerle-
rine yönelik bir örgütlü başkaldın olduğuna dik-
kat çeken Erdal Merdol, mahkeme karanyla
bunun belirlendiğini vurguladı.
Müdahil avukatlanndan Erşen Şansal, "Tür-
kiye'de dini bir partinin lideri başbakanlık
dûzeyine kadar çıkü. Bu etkiler varken Sıvas
davasının bunlardan uzak kalacağı düşünüle-
mez. Sonradan Adalet Bakanı olan Şevket
Kazan bu davada avukathk vaptı. Elbette siyasi
etkilerden uzak düşünemeyiz" diye konuştu.
Şansal, yerel mahkemenin verdiği karann doğ-
ruluğuna katıldıkJannı söyledi.
Bayrampaşa Cezaevi'nde çatışmaya katılanların ifadeleri haftaya alınacak
Aramalarda 3 silah ele geçirîldi RTÜK
Kurulda üye sorunu
tstanbul Haber Servisi- Bayrampa-
şa Cezaevi'nde 2 kişinin ölümüyle
sonuçlanan olayda kullanılan 3 ta-
bancanın ele geçtiği bildirildi.
Bayrampaşa Cezaevi'nde önceki
gün çıkan olayda kullanılan tabanca-
lardan 3'ünün cezaevi yönetimine
teslim edildiği belirtildi.
Olayda kullanılan başka silah olup
olmadığı konusunda araştırmalannı
sürdüren cezaevi yönetimi, geniş gü-
venlik önlemleri altuıda dün sabah
genel arama gerçekleştirdi. Arama-
Cezaevi calısanları
'Güvenliğimiz
sağlanmah'
tstanbul Haber Servisi - Tüm Yar-
gı ve lnfaz Kurumlan Çalışanlan Sen-
dikası (Tüm Yargı-Sen) üyeleri, can
güvenliklerinin sağlanmasını istedi-
ler. Cezaevi çalışanlan, can güvenlik-
lerinin sağlanmaması halinde "anah-
tar" bırakacaklannı da belirttiler.
Bayrampaşa Cezaevi'nde 2 hüküm-
lü ve tutuklunun ölmesi, 6'sının yara-
lanmasıyla sonuçlanan çatışmada Sa-
vaş Tunan ve Dursun Abakay adlı ın-
faz memurlarının da yaralanmasına
Tüm Yargı-Sen üyeleri tepki gösterdi.
lstanbul Şubesi Basuı Yayın Sekre-
teri tsmail Karabulut, Tüm Yargı-Sen
adına yaptığı açıklamada, "Dünkü o-
lay bir rant çaüşmasıdu; Kimin çetesi
olduğu önemli değil, paylaşüamayan
bir ranbn hesaplaşmasıdır. Kökten bir
çözüm getirilmedikce Türkiye'de çete
brtmez" dedi.
Ismail Karabulut, içeriye cihazla ve
fiziksel yollarla defalarca aranarak
girdiklerini, bu nedenle cezaevine si-
lah sokulmasından sorumlu tutulama-
yacaklannı vurgulayarak "Yetkiıniz
obnamasma karşın çok sorumluluğu-
muz var. Silahın içeri nasd girdiğini
burayı yönetenlere sorun" diye konuş-
tu.
"Bu olay ne'ılktir ne de son olacak-
nr. Derhalacfl önlemleralmmazsa, ce-
zaevi tutuklu, hükümlü ve çahşanlar
için bir girdap olacakür" diyen Kara-
bulut, cezaevlerinin çok başlıhktan
kurtanlıp sivil idareye teslim edilme-
sini istedi. Karabulut, Bayrampaşa
Cezaevi'nde olaylann bitmediğini be-
lirterek "Akşam 17.00'den sonra sa-
yun vermeme yoluna gidikfi" dedi.
Karabulut, can güvenliklerinin sağ-
lanmaması halinde "anahtar" bıraka-
caklannı belirterek "Işyerlerimizde
huzurvestandarüara uygun bir ortam
istiyoruz" şeklinde konuştu.
larda, herhangi bir suç unsuruna rast-
lanmadığı kaydedildi.
Orhan Pala ve Mahmut Boyacıoğ-
hı adlı tutuklulann öldüğü, 6 tutuklu
ile 2 cezaevi görevlisinin yaralandı-
ğı olaylara kanştıklan büdirilen D-10
koğuşundaki tutuklulann, bulunduk-
lan koğuştan ayn bir bölüme alındık-
lan öğrenilirken bu tutuklulann her-
hangi bir saldın olasılığına karşılık
ziyaret ve havalandırma boşluğuna
çıkmalanna iztn verihnediği kayde-
dildi.
lstanbul Cumhuriyet Başsavcısı
Ferzan Çitki dün sabah cezaevinde
incelemelerde bulunurken olayla il-
gili soruşturmayı yürüten Eyüp
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın çatış-
maya katılanlann ifadelerini önü-
müzdeki günlerde alacağı bildirildi.
AdB Tıp'ta otopsi
Orhan Pala ile Mahmut Boyacıoğ-
lu'nun cesetlerine Adli Tıp Kurumu
morgunda dün sabah otopsi yapıldı.
Ülkücü mafya lideri Sedat Pe-
ker'in avukatı ÖmerYeşjlyurt da mü-
vekkilinin olayla ilgisinin bulunma-
dığını söyledi.
Bayrampaşa Kaymakamı Celalet-
tin Ozdalga, cezaevınin Bayrampa-
şa'dan kaldınlması gerektığiru söyle-
di.
Özdalga, "Bu cezaevi şehrin orta-
smda, Bavrampasa'ya ve tstanbul'a
yük hafine geidl O cezaevinin yerinin
tapusu Sultan Beyazıt admadır. Oye-
re Sultan Beyazıt adına üniversite
kurulmabdır" şeklinde konuştu.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
AKTÖRDÜM!
Çolako^u: Iş dünyası istikrar bekliyor
İZMİR (AA) - Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (TOBB) Sanayi
Konseyi Başkam Kemal Çolakoğhı,
son dönemde siyasette yaşanan tar-
tışmalann iş dünyasıru olumsuz et-
kilediğini ve bunun sünnesi halinde
istikrarsızlık doğabileceği endişesi-
ni taşıdıklannı söyledi.
Colakoğlu, hükümetin siyasete ve
ülke yönetimine istikrar getirdiğini ve
bunun devamı için toplumun her kesi-
minin üzerine düşen fedakârlığı gö-
ğüslediğini belirtti. Bunlann boşa git-
memesi gerektiğini vurgulayan Cola-
koğlu, siyasi çekişmelerin toplumun
tüm kesimlerinde umutsuzluk ve endi-
şe yarattığıru anlatarak "Türk seçme-
ni arok bu tür siyasi çeldşmelere prim
vermediğini seçînüerde gösterdi Bu
çalkanolardan yarar bekleyenler bu-
nu dikkate almah" dedi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oratcafislar9yahoo.com
Timur Selçuk işadamı, geçen
dönemin DYP Iğdır ll Başkam. He-
pimizin bildiği müzisyen Timur Sel-
çuk değil bu. Bu ülkücü Timur Sel-
çuk, hani şu Çiller'in "vatan için kur-
şun afan"lardan dediği ülkücüler-
den. Timur Selçuk, Ağca'nın ceza-
evinden kaçınlmasına katılan ülkü-
cülerden. Ipekçi'nin gazetesi Milli-
yet'e, Ipekçi'nin katili Mehmet Ali
Ağca'yı bugün yine kaçırabileceği-
ni söylüyor. Biraz daha nızını alama-
sa, "Türkiye onunla gurur duyuyor"
diye bağıracak.
Bazı anlar var ki, insan bu ülkede
doğduğuna, bu ülkede yaşadığına
pişman olur. Çekip başka diyarlara
gitmek, bu ülkeyle bütün bağlannı
kesmek ister. Ağca'yı kaçıranlardan
Timur Selçuk'un Milliyet'e yaptığı
-açiktamayt okurken böyle bir duygu-
Ağca'yı Yine Kaçınrmış...
-ya kaprtdım. Ahp başırrubu ülkeden
kaçmak^istedim.
Kendimi Abdi Ipekçi'nin eşi Sibel
tpekçi'nin, kızı Nükhet Ipekçi
Izet'in yerine koydum. Dahadoğru-
su koymak istedim. Bu kadar yüz-
süzlük, bu kadar insan onurunu
ayaklar altına alan olaylar acaba bu
yüzyılda başka ülkelerde de yaşanı-
yor mu diye kendi kendime söylen-
dim.Timur Selçuk, cezasını çekip
çıktığını söylüyor. Nasıl yargılandı,
12 Eylül döneminde nasıl sorgulan-
dı, hangi koşullarda cezaevlerinde
kaldı bilemiyorum. Benim öfkem ve
isyanım ona değil. Onun gibi yüzler-
ce insan var. HakU oterak "Cezamf
yatıp çıktım" diyor. Benim isyanım,
"V7ne kaçınnm, yaptığımla onurdu-
yuyorum" diyen anlayışa.
Burada, bu ülkede hâlâ şu ger-
çekle yüz yüzeyiz: Abdi ipekçi'nin,
bu ülkenin en büyük gazetecisinin
öldürülmesinin hesabı görülemedi.
Bu cinayetin tetikçileri Ağca hanç,
20 senedir gözümüzün içine baka-
rak devlet içtndeki güçlerce koru-
nup kollandılar, itibarlı ve paralı yurt-
taşlar olarak yaşadılar.
Eğer Ağca, cezaevinden kaçıp
Papa'yı vurmasaydı, belki o da şim-
di bir holdingin başında olacaktı.
Belki de DYP, MHP, ANAP gibi sağ-
cı partilerimizden birinin il başkam
seçilecek, belki de genel başkan
adayı olacaktı.
•••
Ipekçi cinayeti, hepimiz biliyoruz
ki, 12 Eylül askeri darbesinin ön ha-
bercisiydi. CHP, 1977 seçimlerinde
yüzde 41.8 oy alınca korkuya kapı-
lan ABD ve onun Türkiye'deki ayak-
ten, darbenin düğmesine bashtar.
Türkiye'de ciddi bir sola kayış var-
dı, bunun durdurulması ve önünün
kesilmesi gerekiyordu.
12 Eylül öncesi tarihi, bu gözle in-
celediğimizde her şey yerti yerine
oturuyor. Katillerin ortalıkta uçuşan
yeşil pasaportlan, uluslararası ce-
zaevterinden ellerini kollannLsaUaya--
rak kaçabilmeleri, işte böyle bir pla-
nm parçası ntrltjklan içindi. -
"kardeş kavgasına son vermek için "
bir gece yansı bizi kurtarmaya geldi-
ler. Kurtardılar da. Artık "sol tehlike-
si" kalmadı. Askeri darbe, 12 Eylül
Anayasası'yiageleceğimizi belirtedi.
20 senedir bizi onlar yönetiyor. Dar-
benin generali, ülkemizin 7. Cum-
hurbaşkanı olarak her yerde itibar
görüyor. Daha önce Türkiye'yi kur-
tardı, şimdi Marmaris'i kurtanyor.
ödüller alıyor, nutuklar atıyor.
-^^= irtrk
Timur Selçuk, Ipekçi'nin katilini
"şimdi de kaçınnm" diyor. Herhalde
bir bildiği var. Onlar, yaptıklannın_kar-
şılığını hep aldılar. Savcı Doğan Öz'ü
öldürdüğü mahkemece defalarca
saptanan, ancak 12 Eytül'de Yargrtay
Genel Kurulu'nda bir oy farkla bera-
at ettirijen kışj^rrjdjişadamı.. bir ara
MHP'ye genel başkan adayı oidu.
•••
•••
Ipekçi'yi öldürdüler. Kahraman-
maraş katliamını gerçekleştirdiler, 1
Mayıs 1977 toplu kınmını planladılar,
ülkenin önde gelen aydınlannı kurşu-
na dizdiler. Şehirierde insanlan soka-
ğa çıkamaz hale getirdiler, sonra da
Kendinizi bu ülkenin öldürülen ay-
dınlannın yakınlannın yerine koyun.
Çünkü onlar bizim yakınlarımız.
Sonra bu ülkede bir şeyler olmuyor-
muş gibi yaşamaya devam edin.
Edin bakalım, ne kadar mutlu ola-
caksınız.
yasasında
çözümyokANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na
(RTLJK) yönelik eleştiriler üzerine
hazırlanan yasa tasansında 9 kişilik
kurulda karar verme çoğunluğunu
oiuşturan 5 üyenin yine siyasi parti-
lerce aday gösterilmesi öngörülerek,
siyasi yapı sorununa çözüm getıril-
rruyor. Tasanyla. Yüksek Denetleme
Kunılu'nun incelemesı altına alın-
ması istenen kurulun daıre başkanlı-
ğı sayısı da 7'ye düşürülüyor.
RTÜK'ün siyasi karar verdiği id-
diası ve yayın kuruluşlanna uygula-
nan kapatma cezalannın yoğun eleş-
tiri alması nedeniyle başiatılan yasa
değişikliği çahşmasında hedef saptı-
nldı. Radyo ve Televizyonlann Ku-
ruluş ve Yaymlan Hakkındaki Yasa
Tasansı, kurulun 5 üyelik kontenja-
nmı yine siyasi partilerin gösterece-
ği ve Meclis tarafindan seçilecek
adaylara ayınrkea televizyoa sahibi •
holdinglerinkamuıhaleleriveborsa- •
ya girişüıdeki sınırlamalann kaldı-
nlmasını sağlayacak bir düzenleme
olarak ortaya çıkanldı.
Tasanya göre, 9 kişiden oluşacak
kurulun diğer 4 üyesi de çeşitli ku-
ruluşlann göstereceğı adaylar arasın-
dan Bakanlar Kurulu'nca seçilecek.
Bakanlar Kurulu, YÖK'ün kurul
üyesi olmayan, elektrik-elektronik,
üetişim-kültûr ve basın-yayın dalla-
nndan göstereceği 4 aday arasından
2; en çok basın kartı sahibi üyesi bu-
lunan iki gazeteciler cemiyeti ile Ba-
sın Konseyi'nin ortaklaşa gösterece-
ği 2 aday arasından I ve MGK Ge-
nel Sekreterliği'nin göstereceği ba-
sın-yayın konusunda uzman iki aday
arasuıdan 1 kişiyi seçecek.
Tasanda, üst kurul üyelerinin gö-
rev süresi 6 yıldan 4 yıla düşürülür-
ken 65 yaş sının getiriliyor.
Yeni Başkan Kayış
'Medya
devletle iş
yapmamalı'
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
(RTÜK) Başkanı Nuri Kayış, kuru-
lun yeniden yapılandınlmasına iliş-
kin yasa tasansında Başbakanlık
Yüksek Denetleme Kurulu'na ince-
leme yetkisi verümesini eleştirerek
"RTİJK bu kunüca denetlenmeye
başlanırsa idari ve mali özerkKğini
tümüyle yitirecektir'" dedi.
Nuri Kayış, Radyo ve Televizyon-
lann Kuruluş ve Yaymlan Hakkında-
ki Yasa'da değişiklik öngören ve bu
hafta Meclis te görüşülmeye başla-
nacak olan tasannın bölücü, ırticai
ve yıkıa yayınlar için ağır yaptınm-
lar getirmesine olumlu baktıklannı
kaydetti ve medyanın devletle iş yap-
manıası gerektiğini söyledi.
Kayış, tasannın bölücü, yıkıcı ve
irticai olmayan, ancak yasadakı dı-
ğer ilkeleri çiğneyenler için de tele-
vizyonun değil, programın yayınının
durdurulmasının öngörüldüğüne
dikkat çekti. Kayış, tasanda RTÜK'-
ün 9 üyesinden yalnız 5'inin Meclis
tarafindan seçilmesi hükmünün ge-
tirihnesine karşı çıktıklannı söyledi.
Tasanyla RTÜKJiin denetiminin
Başbakanlık YüLsek Denetleme Ku-_
ruiu'na verihnesıni de elestiren Ka-
yış, üyeleri Bakanlar Kurulu tarafin-
dan seçüen bu kurulun Başbakanlı-
ğın vesayeti altında olduğuna işaret
etti. Kayış, RTÜK"ün bu kurul tara-
fından denetlenmeye başlanması ha-
linde idari ve mali özerkliğini tü-
müyle yitireceğini kaydetti.