27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MAYIS 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Xürkiye 8. Enerji Kongresi'nde konuşan Süleyman Demirel, Lenin'den esinlendi ^Kallvuuııaıını anahtarı elektrik'ANKARA (Cumhuriyet Büro- sıa) - Cumhurbaşkanı Süleyman Dtmirel. yıllardır bekleyen ener- ji projelennin bitirilmesini ıster- ken komünıst lıder Lenin'ın sö- ziinü anımsatarak, "Kalkuımanın aımahtanelektriktir" dedi. Demi- rel , "yanJış biryakıştırma'' yapıl- masın dıve bır ömür boyu "anti- komünist" olarak mücadele ver- digını de vurguladı Türkiye 8. Enerji Kongresi, ODTÜ'de başladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cummır Er- sümer, halen devredilebilen bir santral, dağıtım tesisı olmadığına işaret ettı Yapılan işlemlerle ilgi- • Türkiye'nin bugün orta düzeydeki sanayileşmiş ülkeler kadar dahi elektrik üretmediğini belirten Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ekonominin büyümeyi sürdürmesinin, başta yoksulluk olmak üzere pek çok temel sorunun "panzehıri" olduğunu söyledi. li 1997 yılından bu yana bakan- işlet-devret modeliyle Birecik dış borç yükünün artması nede- lık aleyhine 283 dava açıldığını bildıren Ersûmer, yalnızyasal ze- minin düzenlenmesiyle bir yere gehnemediğini, kafalann içinin de değiştirilmesi gerektiğinı id- dia ettı. Üd gaz santral Enerji yatınmlannın 1 gecede masa başında gerçekleşemeyece- ğine dikkat çeken Ersümer, yap- Barajı'njn yapıldığına ve Trak- ya'da iki gaz santralının hizmet verdiğine işaret ederek, "Doğru, pahalı dektrikverrvoriar. Ama en pahalı elektriğjn bulunmayan elektrikolduğunu, inşaOah Türld- yebirkeredahayaşayaraköğren- mek zorunda kalmaz. Eğer bu santrallar olmasaydı çok daha fazla kesinri yapmak zorunda ka- hrdık" diye konuştu. Türkiye'nin niyle bazı anlaşmalann yüriirlü- ğe konulmamasıyla karşı karşıya kalındığını anlatan Ersümer, Tür- kiye'nin karanlığa gıtmemesi mutabakatını sağlamaya çalıştık- lannı söyledi. Cumhurbaşkanı Demirel de konuşmasında enerji üretımıyle ilgıli bilgi verdi. Türkiye'nin 1 milyar kilovat saat elektrik üreti- minden bugün 119 milyar kilovat Brisa, Pirelli ve Good-Year lastik fabrikalan işçüeri dûn sabab D-l 00 karayoluna indiler. tşcflerin eylemi trafiğin aksamasına neden okhı. Işçilerden protestohı işbaşı AHMET KURT / SAVAŞ KÜRKLÜ İZMİT / ADANA - Bakanlar Kurulu'nca grevlerinin ertelenmesine tepki gösteren " Bnsâj'Pirelli ve Good-Year rşçileri düh sa- bafı karan protesto ederek bir saat geç iş- başı yaptılar. DlSK ve Lastik-tş Sendikası Genel Başkanı Yahdettin Karabay, işve- renlere seslenerek "Lastiği Bakanlar Kuru- lu değiL işçiler üretecek. Geün bu toplu iş sözleşmesüü masada bitirelim" dedi. Gre- vin ertelenmesini "Darbeci anlayışın deva- mı" olarak nıtelendiren Petrol-lş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, "Özal'a Çan- kaya'nın şişmanı, işçinin düşmanı', bazı bakanlarada' eşek' diyeıüerimizoMu. Şün- diki uygulamalara bakınca uygulayıcılar arasuida daha çok 'eşek' oMuğunu görüyo- ruz" dedi. 28 Nısan sabahı toplusözleşme görüşmelennin anlaşmazlıkla sonuçlanma- sı üzerine greve başlayan lastik işçileri 8 günlük grev sonrası işbaşı yapmak zorun- da bırakıldılar. Brisa, Pirelli ve Good-Year lastik fabri- . kalan işçileri dün sabah servis otobösle- rinden D-100 karayolunun Good-Year kav- şağında indiler. Binlerce işçinin burada inmesi trafiğin aksamasına neden olurken güvenlik güçle- ri, Lastik-lş Sendikası yöneticileri ile gö- rüşerek yolun açılmastnı ıstediler. Polisin bu uyansını anlayışla karşılayan sendika yöneticileri, işçileri Good-Year Lastik Fab- rikası otopark alanına topladılar. Grevlerinin ertelenmesine tepkili olan iş- çiler "Hükûmet fetifa", "Grev hakkımız engeDenemez", "Kahrokun IMF" "Yılgm- hk yok direniş var" sloganlannı atarak al- kışlı, ıslıklı protestolarda bulundular. Las- tik işçilerinin bu toplantısına başta DlSK ve Lastik-lş Sendikası Genel Başkanı Vahdet- tin Karabay, genel merkez yöneticileri, Türk-Iş'e bağlı Petrol-lş Sendikası Koca- eli ve Yanmca Şube Baskanı ve yönetici- len, DlSKe baglı Bîrleşik Metal'-lş Sehdi- k&Sı ŞubeBaşkanı ve yöneticileri, KESK'e bağlı sendika başkan ve yöneticileri katıl- dılar. Petrol-lş Genel Başkanı Mustafa Öztaş- kın hükümetin "Enflasyonla mücadele progranunı etküiyor" gerekçesıyle lastik fabrikalanndaki grevı "Milli güvenlik açı- sından sakuıcah" diyerek ertelemesini "Darbeci anlayışın devamT olarak değer- lendirdi. DlSK Bölge Temsilcisi Yusuf Yürekli, Türk-lş 4. Bölge Temsilcisi H. Kaya Elbek ile sendika yöneticileri ve işçilenn katıldı- ğı toplantıda Öztaşkın, SASA'da toplusöz- leşme süreci ve grevle ilgili bilgi verdi. saatlere gelindiğıni anlatan De- mirel, Türkıye'nın geldıği yerde durama\acağınıbehrttı Demirel, "Satüabilir mal üreteceksiniz, is- tihdam çıkaracaksuuz, döviz ka- zanacaksınız, hammaddenizin ol- madığı yerde satın alacaksınız. Bu gktballeşmedir, dünya ile beraber olmakür. Bugün dünyayla bera- ber olmak gecikilmemesi gereken birkarardır. Türkiye buna kendi- ni ırydurmazsa zaman kaybeder" diye konuştu. 2005'te 199, 2010'da 289, 2O15'te 398, 2020'de de 547 milyar kilovat sa- at elektrik üretimıne gereksinim olduğunu anlatan Demirel, Tür- kiye'nin bunu üretmesı ge- rektiğini vurguladı. Elektrik flretimi Türkiye'nin bugün orta düzeydeki sanayileşmiş ülkeler kadar dahi elektrik üretmediğini belirten De- mirel, ekonominin büyü- meyi sürdürmesırun başta yoksulluk olmak üzere pek çok temel sorunun "pan- zehiri" olduğunu söyledi. Enerji ıçın Türkiye'nin hıçbir şeyden çekmmeme- sı gerektiğini savunan De- mirel, "Senede 4 milyar dolar yannnı yapılması la- zımdır. Enerjiniz yoksa, büyüme. zcnginleşme gibi iddialannız da sadece laf- tan ibaret kalır. Bu coğraf- yada bannmamıan önem- İi şarn, kalkınmaya, geliş- meye devam etmememiz- dir. Zenginlik Türk milleti- nin hakkıdır" dedi. Dünya ile beraber olma konusunda demokrasi, in- san haklan ve piyasa eko- nomisı unsurlannın öne- mine işaret eden Demirel, dünyanın değiştiğinı, dev- letın üretımde, sanayide, tıcarette işi olmadığmı ile- ri sürdü. Demirel, 3 kez sürgüne gönderilen Çinli dcvlct adamı Deng Siao Ping'i örnek vererek şöyle konuştu: "Çin'de bir akil adam ğeldi geçtL O adim ' Deng dfye bir adarndL $_*-„, na 'Cüce Deng'aederler- di. En son gittiği sürgünde bunu görenler adamın bir atölyede eğe eğelemekte ol- duğunu gördüler. De\ir de- ğişti, Çin'in en önemli ada- mı haline geldi ve Çin'i içi- ne düştüğü bir büyük yan- uştan çıkardL Ekonomik bakımından neredeyse li- beralliğe >akın bir istika- mete soktu. Bunu araştır- dun. Bu, 'Kedinın siyah veya beyaz olması önemli değildir yeter ki fareyi ya- kalasın' dıyor." ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ Satın Almak "Ben bu düşünceyi satın alınm..." Yıllarca önceydi. Bir seçim akşa- mında; tetevizyon haberterinde, genç bir borsacıyla birlikte seçimlerin yo- rumunu ve olası gelişmeleri değer- lendiriyorduk. Çoğu kez olduğu gibi; seçimsonuçlan, "tahminlerime"uy- gun ve fakat maalesef, "temennile- rime" aykın bir biçimde gerçekleşi- yordu. Belki bu yüzden, biraz gergin- dim. Görüşlerimi dile getirirken karşım- da oturan genç borsacı, "Ben bu gö- rûşü satın alınm; gerçekten ben bu düşünceyi satın alınm hocam" deyi- verdi. Bak sen şu işe. Siz, Türkçenin şu hazin haline, şu elem verici saptı- rılmasına bakın... Herhalde; biraz da gerginliğimin sonucu olarak "Yeni bir dil mi uydu- nıyorsunuz" diye sordum. "Her şe- yin alınıp satıldığı bir ülkede bile ol- sak görüş ya da düşünce satın almak diye bir şey yoktur" diye sürdürdüm konuşmamı. Genç borsacı cin gibiydi, hemen kıvırttı. "Yanlış anladınız, ben öyle bir şey söylemedim.." gibisinden bir şeyler geveledi. Doğrusunu isterse- niz, ben de o sinirie fazla üsteleme- dim ve hatta, "Belki de yanlış anla- mışımdır" diye düşündüm. Fakat aradan geçen zaman için- de, devlettelevizyonu dahil, tüm bor- sa haberlerinde ve borsa "muhab- betlehnde", yeni bir Türkçenin gün- deme geldiğini görüyoruz. Sözcükle- ri farklı anlamlarda kullanarak ve ara- ya çoğu Ingilizce, yabancı sözcükler sokarak "kanva"ve "zırva" birTürk- çe egemen olmaya başladı. Biraz önce, TV 1 'de haberleri izli- yordum. Spiker hanım kızımız, "... Enflasyonun düşmekte olduğu dü- şüncesini satın alan Istanbul Borsa- s/..."deyince, bu "sıkıntımı" sizlerle paylaşmak istedim. Nereye götürü- yor bu adamlar bizi? Nereye gidiyo- ruz? Devlet televizyonundaki bu habe- rin Türkçesi, elbette o haberi okuyan spiker hanımın dili değildi. Okuduğu o "metni" bir başkası, hatta birkaç kişi kaleme alıyor ve en az bir denetçinin "parafıyla" önüne geliyordu. Ama aralarında hiçbiri, "Yahu bu ne biçim Türkçe? Kim bu jnetniıböyje kaleme-aJmış" sorusu- nusormuyordu. 'i "8orrmjyondu, çünkü artık hemen her alanda farklı bir "Türkçe" ortaya çıkmıştı. Borsa "âlemindeki" Türk- çe, işte böyle bir Türkçeydi. Aynen, "delikanlılık âleminde" bir başka Türkçe konuşulduğu gibi; aynen "s- por dünyasında" ayn bir Türkçe kul- lantldığı gibi. ••• Yukandan beri, dile getirmeye ça- lıştığım bu konudan, iki nedenden ötürü rahatsızlıkduyuyorum. Bunlar- dan biri, Türkçemizin hızla bozulma- sı; ikincisi, "satın almak" ve "satın alınmak" fıillerinin böylesine ayağa • •• düşmesi ve ucuzlaması. Ve bunlar- dan hangisinin daha "vahim" oldu- ğu konusunda karar veremiyorum. Türkçemizdeki bozulma, insanı is- yan ettirecek noktada. Herkes, her sözcüğü aklına geldiği ve canının is- tediği gibi kullanıyor. Buna ek olarak, cümle yapımızın da canına okundu. Bu konularda topluma öncülük et- mesi gereken edebiyatçılarımız ve yazarlanmız da, aynı modaya uymuş gibi görünüyorlar. Elbette hepsi de- ğil, ama öyle edebiyatçılarımız var ki sanki Türkçeyi katletmek "misyonu" ile meydana çıkmışlar. Fazla üzerie- rine gidilmeye de gelmiyor. Hemen bir "toplu saldın" başlıyor. Adamın ne "dinozorluğu" kalıyor, ne "çağdı- şı" olması... Sonrada birileriçıkıyor; "Efendim" diye ahkâm kesmeye başlıyor, Türk- çe bilim dili olamaz. Çünkü Türkçe çokyetersiz kalıyor..." Üstelik bunu dile getirenler arasında, Türkçeyi bir bilim dili haline getirme sorumlulu- ğunu taşıyanlar, görevleri Türkçeyi bir bilim dili olarak geliştirmek olan- larda var... Sonra da gelsin, "Yabancı dille eği- tim". Istanbul'da birüniversitenin bir fakültesinin, bir bölümü Ingilizce, bir bölümü Fransızca, bir bölümü de Al- manca eğitim yapıyor. Geri kalan bö- lümler, (şimdilik herhalde) eğitime Türkçe devam ediyorlar. Yakında Ja- ponca, Çince vb. başlarsa vallahi şa- şırmayacağım. Hele, fazla bir dil zen- ginliğine gereksinim duyulmayan, "mühendislik", "tıp" vb. gibi dallar- da yabancı dille eğitime geçiliyor ki buralarda yetişen gençlerimizin "ki- me hizmet" edecekleri konusuna akılfikirermiyor... Akademik kariyeryapacak olan bir hekimin ya da mühendisin, çok iyi yabancı dil bilmesi gerektiği konu- sunda hiçbir kuşkum yok. Ama di- ğerteri bu işkenceye neden katlanı- yor acaba? • • • Sözcüklerin farklı anlamlarda kul- lanılmasına gelince; bu, bambaşka bir dram. Yazıma bununla başlamış- tım, ama bu konuyu irdeleyecek faz- la yerim kalmadı. Bu "saptırmalar", önce sözcükle- rin özellikle Ingilizceden "tercümesi" ile başlamıştı. Duş almak, çay almak, taksi almak, "drink" almak derken telefonda "geri çağırmak", okuma yapmak vb. gibisinden zırvalan kul- lanmaya başladı bu toplum. Şimdi de düşünce ve görüşler, borsacılar tarafından "satın alınmaya" başlan- dı. Acaba, bu kullanım; herkesin ve her şeyin alınıp satılabilir bir "meta" olduğunun, düşünce ve umudunun bir sonucu mu? Acaba bu umudu ve düşünceyi "satın alanlar"; bir ölçüde de olsa, haklılar mı? Ben, haksız oldukları "umudunu", "satın alıyorum". Cazeteciler Sempozyumu Ülkeler arası dayanışmaXvrt Haberleri Servisi - Trakya Gazetecıler Der- negı'nın düzenlediği "Uluslararası 1. Suur Ul- kekr Gazetecileri Sem- pozjıunu'' dün Edirne'de başladı. Sempozyuma Türkiye'nin yam sıra Yu- nanıstan ve Bulgaris- tan'dan gazetecilerkatıldı. Edirne Türkan Sabancı Kültür Merkezi'nde dün başlayan konferansın açı- lış konuşmalannı Trakya Gazeteciler Demeği Ge- nel Başkanı Lütfü Kara- kaş, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman lacL Edirne Beledıye Başkanı Cengiz \arnato- pu\e Edirne Valısi Meh- m«t Canseven yaptı. Türkiye Gazeteciler Ceiuyeti Başkanı NaU Güreli'nin de bir konuş- ma yaptığı konferansta gazetecilik mesleğının so- runlanna ve ülkeler arası dayanışmanın önemine değinildi. Konferansın ar- dmdan Yrd. Doç. Dr. Mehtap Ülkücü'nün "Edirnekâri Sergjsi"nin açılışı yapıldı. Sempozyumun Ticaret ve Sanayı Odası Meclis Salonu'ndaki bugünkü bölümü ıse Edirne Fotoğ- raf Sanatı Derneğı'nın "Turistik Değerierimiz'' konulu fotoğraf sergisinin açılışı ile başlayacak. Sempozyumun son günü olan yann ıse bir değer- lendirme toplantısı yapı- lacak ve hazırlanan ortak deklarasyon imzaya açı- lacak. İster değiştiria ister yeni alın... 40 milyon kârdasınız! Nalatya'da deprem 200 evde hasar SELAHATTtN G^ÖKATALAY MALATYA - Malat- ^ a nın_Pötûrge jlçesine baîlı Omerli ve Bakımlı kö-lerinde, önceki gün ve dCn sabaha karşı meyda- riaeeîen depremlerde, ilk bejrlemelere göre 200'e yaötı evde hafif hasar olijtu. Pötürge Beledıye B iianı Haüt Eren, mer- ussü Pötürge ilçesi olan 4.4, 4.5 ve 3.6 bü- yüklüğündeki depremler- le ilgili olarak hasar tespit çahşmalanna başlandığı- nı belirtti. Eren, ilçe mer- kezindeki kanalizasyon ve içme suyu hatlannda da anzalann meydana geldiğini bildirdî. Bu arada, Malatya Va- lısi Mustafa Yıldınm da ıncelemelerde bulunmak üzere Pötürge ilçesine gitti. Şimdi Arçelikte iki fırsat bir arada. • bterseniz, eski çamaşır ya da bulaşık makinenizi getirin, 40 milyon TL'ye sayalım. Yenilerini verelim. • isterseniz, bir çamaşır ya da bulaşık makinesi alın. Yanırvda tam 40 milyonluk hediye çeki sizin. Hediye çekiniz, yıl sonuna kadar her üründe geçerli. Üstelik, t aya varan Koçflnans tüketkj kredisi avantajlanyla. £ 0 216 423 41 63 0 800 261 85 85 0 216 423 26 44 Çamaşır ve bulaşık makinelerinde hem değiştirme kampanyası, hem hediye çeki avantajı. &••: Koçfjnaı» H a y a t a
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle