27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
"S MAYIS 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Çemişkezek ateıtimleri Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bir başmüfettiş rutin görev gereği Tunceli'nin Çemişkezek ilçesine gidiyor. llçenin eğitim sonınlanna ilişkin hazıriayacağı rapor için okullan geziyor, .—.N okul müdürferi 4;. ^ > ile konuşuyor, V - ^ öğretmenlerle - ^ toplantılar düzenliyor. Başmüfettiş çalışmalannı bitirdikten sonra nasıl bir rapor hazırladı bilemiyoruz ama teftiş sonrası kimileri zil takıp oynarken bazı öğretmenler de iki izlenim ediniyor: "Birincisi: Başmüfettiş imam hatip okullannın kapatılmasına karşı. Ikincisi: Başmüfettişten zaman zaman irticai faaliyetlere karıştıklan iddia edilen okullan incelemesi de isteniyor ve başmüfettiş bu okullara gider gitmez daha kapı eşiğinde gördüğü temizlik ve düzenden öyle etkileniyor ki ayakkabılarını çıkanp içeri gjrmek zorunda kalıyor ve 'Bu okullar devletin okullanndan daha ileri, neden kapatacakmışım' diyor." Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Etektronik posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr - IMF, Türkiye'yi Ankara'dan izleyecekmiş... "Avnmız aavnmız kalmadı! ürkiye, sürprizler ülkesi... Aynlıkçı terör ör- gütü PKK'nin lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanmasından ve dinci terör örgütü Hiz- bullah'ın lideri Hüseyin Velioğlu'nun si- lahlı çatışmada öldürülmesinden sonra beklenme- dik bir noktaya daha geldik... Ayrılıkçılardan şeriatçılara kadarterörün hertürü- nü, çeteleri, siyasetin kirli yüzünü, uyuşturucu ve si- lah kaçakçılarını, demokrasi ve cumhuriyet düş- manlannı açığa çıkarmak için yaşamını ortaya ko- yan gazetecı ağabeyimiz sevgili Uğur Mumcu'nun katil zanlıları ele geçirildi. Uğur Mumcu suikastına ilişkin operasyonlar ve gö- zaltındakilerin sorgusu sürüyor... Umarız, Uğur Mumcu'nun katilleri bu kez bulunur ve katıllerin arkasındaki güçler günışığına çıkartılır. Içışleri Bakanı Sadettin Tantan'ı kutluyor ve işi- nin ne denli güç olduğunu görüyoruz. Tantan'ın işi gerçekten güç çünkü devam eden so- (K) Umut ruşturmalar için koyduğu gizliliği esas alan ilkelere rağmen operasyon, bazı kişilerin sorgu aşamasına geldıği sırada basına sızdırıldı. Belki bir "kaza" belki de "kasıt" ama sızdırıldı! Geçmişte Uğur Mumcu cınayetinin tanığı olarak ortaya çıkan bir kişinin, devletin televızyonu kulla- nılarak nasıl yozlaştırıldığını bildiğimiz için "sızdır- ma" ya da "sızma"dan tedirgin oluyoruz. Kaldı ki getirilen yayın yasağının da bir işe yara- madığını ibretle görüyoruz. Fotoğraflar, isimler, ör- gütler, gözaltındakiler, aranan kişiler, ilişkiler, iç ve dış bağlantılar... Her şey ortada... 24 Ocak 1993'teki suikasttan hemen sonra dev- let ve hükümet büyüklerinın "olay yerini ziyareti" nedeniyle Karlı Sokak'ta yerler süpürülmüştü... Çok önemli ipuçlan verebilecek kanıtlar süpürgenın ucun- dan çöp sepetine gitmışti. içişlen Bakanı Sadettin Tantan'ın tıtizliğine ve sav- cılığın yayın yasağına rağmen şimdi de her şey or- taya saçılıyor. Polisten alındığı belli olan bilgilerle araştırmacı gazetecılık adına söylenmedik, yazılmadık bir şey kalmadı gibi. Gözaltındaki zanlılardan birinin sorgu tutanağı bile yayımlandı; Pışmanlık Yasası'ndan ya- rarlanmak istiyormuş. Uğur Mumcu cinayetinin aydınlatılmasını gerçek- ten isteyenler ne yazık ki, medya sahnesinde yıldız- larını parlatmak gibi ilkel bir dürtüyle büyük pişman- lıklara neden olacak birtutum sergiliyor. Beykoz'daki Hizbullah operasyonu televizyondan naklen yayımlandıktan sonra bazı dersler alınmıştı. Uğur Mumcu cinayetinin aydınlatılması ıçın başla- tılan ve (K) Umut adı verılen operasyon dilerız acı dersler çıkanlmasına neden olmaz. SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Günübırlık sıyaset yapıyor gündelıkçı polıtikacılanmız' Olümcül gezileri kim denetlemiyor! Istanbul'daki bir grup doktordan bir faks geldi... Bu hafta Halkalı Camisi'nin ve Kayışdağı Camisi'nin önünden üçer otobüs hareket edecekmiş: "Camilerde, çoğu 65 yaş üzeri olan vatandaşların sağlık koşullan gözetilmeksizin 'kutsal yerleri ziyaret' adıyla iran, Irak, Suriye ve Ürdün gibi ülkeleri kapsayan turistik geziler düzenleniyor. Geziye katılanlardan kişi başına 1.000-1.500 dolar ücret alınıyor. Hac kafilelerınde 65 yaş üzerındekilerden sağlık raporu istenirken bu gezide herhangi bir sağlık kontrolü söz,konusu olmuyor. Edindiğimiz bilgiye göre, sağlık ve yol koşulları iyi olmayan bu ülkelerde düzenlenen geziye doktor da refakat etmiyor. Gezinin mayıs ayında düzenlendıği düşünülürse ve gidılen ülkelerin sıcak ıklim koşullan göz önüne alınırsa yaşlı insanlann ciddi risk altında bulundukları görülüyor." Doktorlar, yetkililerin bu tür gezilere müdahale etmediğini söylüyor. İran, Irak, Suriye ve Ürdün'ü kapsayan 'kutsal yerler gezisi" ile kimi yurttaşların "ölümüne bir gezi"ye çıkartıldığını birileri biliyordur mutlaka... Hem de yetkili olarak! Konu, turizm ve sağlığın dışında ülke güvenliğını bile ilgilendiriyor olmalı; Iran'da Hizbullah turu gibi! Hasan Fehmi Cünes 'CHP en köklü ve en güçlüpartidir' tstanbui Haber Servisi - CHP PM Üyesi Hasan Fehmi Güneş. partide ve ülkede altı okun özenle yerleştirilmesi du- ruiftüı^ia sorünlann aşıîacaği- nı belırterek. "Biz 16 kuruşluk dilekçe ile değil, birinci kurul- tayını Sıvas Kongresi ile ger- çekleştiren Kuvayı Milliye'nin ve Atatürk'ün kurduğu bir partiyiz" dedı CHP Bayrampaşa tlçe Orgü- tü'nce düzenlenen panelde ko- nuşan Hasan Fehmi Güneş, oy oranı ne olursa olsun, Türki- ye"nın en büyük. en güçlü ve en köklü partısinın CHP olduğu- nu ifade ederek, Atatürk'ün yo- lunu ızlemeleri durumunda tek başına iktıdar olabıleceklenni vurguladı. CHP"nin solcu, ıle- ricı, devrimci. Kemalıst. ve al- tı okçu ılkelenn üzennde dur- ması gerektığını belırten Gü- neş. "CHP emperyalizme, sal- tanata ve hilafete baş kaldı- ran siyasal geleneğin partisi- dir" dedı. Eskı tlçe Başkanı Halil Öz- den'ın yönettiği panelde konu- şan eğitımcı-yazar Neşe Dos- ter de gençlerin ve kadınlann aydınlanma sürecine katılma- mâsi durumunda başanya ula- şılamayacağını söyleyerek, ay- dınlanmanın eğitim kurumlann- da başladığını kaydetti. Doster, Köy Enstitüleri'nin kapatılma- sının aydınlanmaya ve çağdaş eğıtime vurduğu darbeyi anım- satarak, "Köy Enstitüleri'nin kapatılmasıyla ortadan kal- dırılan. yalnızca çağdaş, üret- ken ve laik kareler değildir, ya- ratıcılık. katılını. kö\lü-ay- dın ruhu da yok edilmiştir" diye konuştu. Doster, Köy Ens- titüleri'nin, Kuvayı Milliye gi- bi halk hareketi olduğunu be- lirterek, Atatürk'ün ışığından korkanlann, ülkeyi gericiliğe teslim ettiklenni vurguladı. CHP Bayrampaşa tlçe Baş- kanı Niyazi Şentürk ıse CHP'li olmanın büyük bir onur oldu- ğunu ıfade ederek, partihler- den her koşulda altı oka sahip çıkmalannı istedı. Yurtlarda kalan yaklaşık 30 çocuk, fstanbul Vali Yardımcı- sı Bülent Karaçöl'ü makamında ziyaret etti. Sokak çocuğu emniyette gördüğü işkenceyi anlattı İstanbul Haber Servisi - tl Soîyal Hi7metler Müdürlü- ğü'ne bağlı Yeldeğırmeni Ço- cuk ve Gençlık Merkezı'nde kalanii yaşmdaki C. K., İs- tanbul Valı Yardımcısı Bülent Karaçöl'e, Bursa Emniyet Mü- dürlüğü'nde elektriklı işken- cegördüğünü anlattı. Cocuk Hakları Sözleşme- si'nın kabul edilişinin 10. yılı nedeniyle II Sosyal Hizmetler ^Midürlüğü'ne bağlı yurtlarda -kalan yaklaşık 30 çocuk. Valı elektrık verıldığını söyledi. Olayın geçtiği tarihte sokakta yaşadığını kaydeden C. K. "4 kişiydik. 'Hırsızlık yapıyor- sunuz' dediler, elektrik ver- diler" şeklınde konuştu. C. K., Karaçölün "Yetkililere başvurdun mu" sorusuna "Korkudan söyleyemedim" yanıtını verdi. Ziyaretın ardından tl Sosyal Hizmetler Müdürü Eroğlu ile Valılılc Basın Odasına gele- rek cazetecılerle konusan C. JCataçöl'ü jnaka- t ç mnda ziyaret etti. tl Sosyal Hıanetler Müdürü Kahraman Enğlu ile Karaçöl'ü ziyaret eden çocuklar. yaşadıklan so- ruru anlattılar. Zıyarette söz alan 15 yaşındaki C. K. yak- laşk i yıl önce Bursa Emnı- yeıMüdürlügü'nde vücuduna JC^tJzeriıni soymadılar ama ayak parmaklarıma elektrik verdiler. Orada 2 gün kal- dık. Arkadaşlarımdan biri hırsızlık yapmış, 4 kişi ora- ya götürüldük. Korkudan şi- kâyet edemedim. Yine yaka- larlar. döverler diye kork- tum" dedı. HAYVANLAR ISMAÎL CVLGEÇ V/\HM V ÇİZGÎLÎK KÂMİL MASARACI r o?\W ) \ H A R B İ SEMtH POROY semihporoyfa yahoo.com /UCSUUİT, VUİDUUUZ MU; BULUT BEBEK MIUYÇİFTÇİ Meclıs tımhı 031 hesaplan KEDt LEVO APTİÜKA &E:LECEK... TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN 9 Mayıs GAZETECİ. KARA KITAYf KE$f£ Ç/K/TOK. 1SO4'T£ BUSUN UMLU INGILIZ KAfÎF HEMRr MO&TZMV STANLEY ÖL Dr. L tl/tMGSTTOME 'U SULMAKLA GÖ£EVCENDlRll.EH STANLEr^ O PEĞIfT£tRAOAM BİR MuHASlRPl.GEMÇ GAZEreCİ, Blfi YtLA YARMADAN OMU BULMUŞ; ANC/K, BU KEZ PE KA£A t£J7Xyi K£ŞF£TME 7~U7-/aJ£UM4 KONGO HEHKl VE ÇEtS/eESlMI LK BEY/4Z Ot-AI£AtC BUYUK ÜM SlhJglR GUÇLUĞE eÖĞUS Oie.T/4 AFKIKA WW KEÇFIMPE ONEMU ROL. OYNAMtÇn. DAHA SOtJG* SELÇlfCA *X/>LIHlH KUGAM £7XMLEY, YAZOlSl GÖRÜŞ M. ATA AKSOY İstanbul Valı Yardımcısı Lalenin Anavatanı Muş'tur Son günlerde, Turizm Bakanlığı tarafından yaptırılan Türkiye'nin yeni tanıtım logosunun birkaç yönü ile tartışma yarattığını görüyoruz. Ko- nunun bir yönünün yanlış bilgilerle tartışıldığını görmekten üzgünüz. O da logodaki lale çiçeği- nin Hollanda'nın sembolü olduğu, bu nedenle Türkiye'yi çağrıştırmadığı savı ile yapılan yo- rumlarla ilgilidir. Bu yaklaşımın, tamamen bilgi eksikliğinden ve yurdunu tanıyamamaktan ileri geldiği düşünce- sindeyiz. Bu bilgi eksikliği, lalenin anavatanının Doğu Anadolu olduğu, daha da özele indirger- sek Muş ve çevresinin bir doğal biteyi (florası) olduğunu bilememekten kaynaklanmaktadır. Bugün, kültürçiçeği olarak lale deyince elbet- te tüm dünyanın aklına Hollanda gelmektedir. Ama Hollanda'da doğal ortamda lale yetişmez. Belirttiğimiz gibi Hollanda'da çok önemli bo- yutlarda lale ve lale soğanı üretimi vardır. Hol- landa'da lalecilik büyük bir sektördür. Hollanda lale ve lale soğanı dışsatımından yılda milyar- larca dolar kazanmaktadır. Aynı zamanda Hol- landa laleyi ulusal simgelerinden biri olarak dün- yaya tanıtmıştır. Bunlar doğrudur. Ama bir bü- yük doğru daha vardır: Lale, Hollanda'ya, Tür- kiye'den gitmiştir. llkokul düzeyinde tarih bilgi- si olanlar bile bunu bildiğinden, burada anlat- mayagerek görmüyorum. Zaten Hollandalılarda bunu inkâretmemektedirier. Biz, Akyazı Kayma- kamı olarak Hollandalılara bir değerli dostum ve_ hemşerimle çiçek seraları yaptırırken bunların' hepsini defalarca konuştuk. Adamlar hiçbir komplekse kapılmadan, lalenin Türkiye'den (Ba-| tılılar Osmanlı'ya Türkiye diyoriar) gittiğini ken-, dileri söylüyorlar. Dolayısıyla bu bir tartışma de-' ğildir. Kabul edilmiş bir gerçektir. Hollandalıla-; ra teşekkür etmek gerekir ki bir Anadolu çiçe- ğini bu kadar değerli ve popüler yapmışlardır. ' Bizim asıl şaşırdığımız husus, Türkiye'de k o t nunun uzmanı olduğunu sandığınız pek çok ki- şi dahil, çok büyük bir kesimin, lalenin bugün Muş ve ilçesi Bulanık ovalarında doğal olarak yetiştiğinı bılmemeleridir. Evet, mayısın ikinci-, haftası Muş Ovası'nda, üçüncü haftası da Bu- lanık Ovası'nda; çayırlarda ve tarlalarda milyon-^ larca lale görürsünüz... Rengi, pembe ve tonla-^. rıdır. Yöre halkı lale demez, adı yazık ki "ıt so-' ğanı"dır. Insanlanmızın geleneğinde çiçek gibî yaşama dönük variıkların pek önemi olmadığın- dan, değeri hiçbir zaman anlaşılmamıştır. Sakın ola ki doğal ortamda yetiştiği için zayıf ve gös- terişsiz göründüğünü sanmayın. Tam tersine,* Emirgân'daki lalelerden, hem boylan hem de ka- fası, iki kat daha büyüktür. 1981 yılında Muş lli Bulanık Kaymakamı bu- lunduğum sıra, bu çiçeğin değerini herkesean^ latabılmek içîn, Bulanık'ta "lafe festivali "yaptfk! Ulusal basına da davetiyeler gönderdik, ancak hiç kimsefestivalimizekatılmadı. Bu nedenle de yeteri kadar tanıtamadık. Ama son zamanların "güncel tartışması" olan lale, beni böyle bir ya- zı yazmaya adeta zorladı. Bu vesile ile açıklıyorum ki lale ile ilgili olarak^ Hollandalılara bir proje sunmuş ve isterlerse;' Muş ve Bulanık ovalarında dünyanın en ucuz la-> lesinin ve lale soğanının ortak olarak üretimini yapabileceğimizı söylemiştim. Belirtmeliyim k» Muş ve Bulanık ovalarında, açık tarlalarda dün- yanın en ucuz üretim yöntemiyle lale ve lale so J ğanı ile başkasoğanlı bitkileri üretmek mümkün- dür. Hatta su içimi kadar kolaydır. { Ciddi bir proje uygulamasıyla ve pazarı elin- de tutan ortaklarla, beş yıl içinde yılda bir mil- yar dolarlık lale ve soğan üretimi kesinlikle ha- yal değildir. Hollandalılar o yıllarda, bu proje ile* çok ilgilendiler. Ancak benim atanmam nedeniy-* le her şey başlamadan sona erdi. Içimde de bir ukde olarak kalmaya devam etmektedir. llgile- nebileceğini sandıgım herkese anlattım ve an- latmaya devam ediyorum. Umarım, bir gün birileri bunu gerçekleştirir. - ' BULMACA SEDAT YAŞAYAN 8 9SOLDAN SAĞA: 1/ Bilecik yö- resinde yeti- şen ve şarap 2 yapımında kullanılan bir çeşit beyaz üzüm. 2/ Ni- ne... Belli bir bölgede yaşa- yan hayvanla- rın tümü. 3/ Kapı ve pen- cerelerin üst eşiği... Dinsel tören ve kurallan. 4/ Kro- 1 mun simgesi... Tuna 2 j Irmağı'nda kullanı- 3 lan bir çeşit yolcu ka- 4 yığı. 5/ Lokmanru- hu... Bir nota. 6/ ABD'nin iki eyaleti- nin ortak adı. 7/ Tes- . pihterin baş tarafına geçirilen uzunca par- " I ça... Ağzımızdaki dişlerin birbölümüne verilen ad. 8/ Ev giysileri ve sabahlık yapımında kullanılan dö-> kümlü bir kumaş... Iskambüde bir kâğıt. 9/ Lüfeij, bahğının küçüğü. •• YUK.\RIDAN AŞAĞIYA: 1/ Fethiye'nin on iki km. güneyinde içmeleriyle de tanınnıış bir koy. 2/ Tifoya neden olan basilin adıT" ^Saçın küçükTütamlar biçtnîînde değîşik rerikTerdei boyanmı^dxırumuT3rGîysî kolu... "Aşağılık kinî-^ seler, alçaklar" anlamında eski sözcük. 4/ Tombulv iri yapıh. 5/Zihin ve bedence ortaya konan çaba..r Güney Amerika yerlilerinin kullandığı yedi delik- li kaval. 6/ Eski Mısır'da güneş tannsı... Telefon sö-. zü... Bir renk. II Bıldırcın sökünü. 8/"'— Batur": Şair ve yazanmız... Osmanlı ordusunda ve donan- masında hafif piyade askeri. 9/ Kâğıtlan bir arada tutmaya yarar çengel... Sahip.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle