25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MAYIS 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Orman yangınlari • ANKARA (AA)- Orman Bakanı Nami Çağan, 2000 Yılı Orman Yangınlanyla Mücadele Eylem Planı'nı açıkladı. Çağan, herhangi bir sürprizle karşılaşmamak için her zamankinden daha dikkatli ve daha bıhnçlı olmak gerektiğini söyledi. Çağan, orman yangınlanyla mücadelede son yıllarda olumlu sonuçlar alındığmı, ancak 5 Nisan 2000 tarihinde çıkan yangınlann orman teşkilatının moralinı bozduğunu ifade etti. Deımrel, Adana ve Mersin'de • ADANA (Cumhuriyet Gûney tDeri Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Trakya Cam Sanayıi'ne ait tesislerin açılışını yapmak üzere Adana ve Mersin'e gelıyor. Demırerin açılıştan hemen sonra Kuzey Kıbns Türk Cumhunyeti'ne gideceğı bildirildi. Trakya Cam Sanayii Fabrikalan'nın yaklaşık 3 yıl önce faaliyete geçen tesislerinde bazı bölümlen açmak üzere bugün uçakla Adana'ya gelecek olan Cumhurbaşkanı Demirel, karayoluyla Mersin'e gidip tesislerin açılışını yaptıktan sonra tekrar Adana'ya dönecek ve uçakla Kıbns'a hareket edecek. Askeri müfettişler • ANKAfiA(ANKA)~ ~- A'SkeYi ıfyerlerinin ~""'' denetım ve teftişi, askeri iş mûfettişleri tarafindan yapılacak. Askeri Işyerlenyle Yurt Emnıyeti İçin Gerekli Maddeler Imal Olunan Işyerlerinin Denetim ve Teftişi Hakkındakı tûzükte değişiklik yapıldı. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe gıren değişikliğe göre Millı Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıklan, Jandarma Genel Kûmutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı'nca doğrudan doğruya işletılen askeri işyerlerinin denetim ve teftişi, askeri ış mûfettişleri tarafından yapılacak. DHKirden santrala tepki • İSTANBUL(AA)- Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD), Mıllı Park olmasıyla ılgılı yasal sürecı devam eden Küre Dağlan'run yam başındaki Amasra'da yapılması düşünülen termik santral projesine karşı çıktı. DHKD'den yapılan açıklamada, Küre Dağlan'nuı, yaşlı ormanlan, biyolojik çeşıtlilıği, yaban hayan zenginliği ve el değmemiş doğal güzellikleriyle doğa koruma açısmdan ulusal ve uhıslararası öneme sahip olduğu belirtildi. Bektrik kesintisi • Istanbul Haber Servisi - Sefaköy'de, trafo merkezlennde yapılacak bakım çalışmalan nedeniyle bölgedeki bazı yerlere yann, 7 saat süreyle elektrik verihneyecek. Boğaziçi Elektnk Dağıtun AŞ Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, pazar günü 06.00-13.00 saatlen arasmda elektriği —kesriecekyerler şunlarr—~~ ^fahmutbey: Merkcz^ Mahallesi, Göztepe Mahallesı, Kemalpaşa Mahallesi ve Fatih Mahallesi'nin bir kısmı. Kırazlı: Demirkapı Mahallesi, Fevzi Çakmak Mahallesi'nin bir kısmı, Kırazlı Eston Bloklan ve Ürosan fabnkası. Dünyanm çeşitli bölgelerinde uluslararası düzeyde 8 operasyon düzenlendi Türk ıjolisi yurtdışındaİSTANBUL (AA) - Türk po- lisinin, geçen yıl ABD, Belçi- ka, Almanya, Suudi Arabistan, Romanya, Ingiltere, Rusya, îs- rail ve Perulu meslektaşlanyla gerçekleştirdiği ortak operas- yonlarla uyuşturucu tacirlerine darbe vurduğu bildildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suç- larla Mücadele Daire Başkan- lığı'nın 1999 yılı faaliyetrapo- runda ABD, Belçika, Alman- ya, Suudi Arabistan, Roman- ya, tngiltere, Rusya, tsra.il ve Peru güvenlik görevlileriyle "8 müşterekoperasyon ve kontro*- lö tesnmat uygulamalan" ya- pıldığı belirtildi. Rapora göre bu operasyonlardan biri, Belçi- ka makamlanndan alınan bilgi- ler doğrultusunda 7 Nisan 1999 tarihinde Istanbul'da gerçek- leştirildi. Bu operasyonda 45 • Türk polisi geçen yıl ABD, Almanya, Belçika, Suudi Arabistan, Romanya, Ingiltere, Rusya, îsrail ve Peru güvenlik kuvvetleriyle ortak operasyon yaptı. Bu operasyonlarda, 9 ton 480 kilo asetik anhidrit, 46.5 kilo eroin, 50 kilo kokain, 10.5 kilo afyon sakızı ve 10 adet uyuşturucu hap ele geçirildi kilogram eroin ele geçirilirken olayla ılgılı 8 kişi yakalandı. Romanya ve lngiltere ma- kamlan, 1999 yılı Şubat ayı içinde Romanya'dan Türki- ye'ye asetik anhidrit maddesi kaçakçılığı yapılacağmı bildir- di. Asetik anhidrit maddesini taşıyan TIR, Romanya'dan ha- reketle Türkiye'ye gelişine ka- dar Romanya ve Bulgaristan görevlilerince takip edildi. Bu araca yönelik 24 Nisan 1999 tarihinde gerçekleştirilen ope- rasyonda 3 ton 180 kilogram asetik anhidrit maddesi ele ge- çirildi. 1999 yılı Temmuz ayı içinde elde edilen istihbari bil- gide de, Rusya 'nın Novoros- sisk limanından hareket eden Ro-Ro gemisiyle Samsun li- mamna gelecek bir TIR' ın giz- li bölmelerinde büyük miktar- larda uyuşturucu madde olaca- ğı öğrenıldi. Bunun üzerine Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan kontrollü teslımat karan alındı. Ancak, Samsun Gümrük Muhafaza Müdürlüğü görevlileri, aldık- lan başka bir bilgi nedeniyle söz konusu TIR'a müdahale ederek 4 ton 300 kilogram ase- tik anhidrit maddesi ele geçir- di. Novorossisk limanında ay- m organizasyona ait başka bir TIR'da 2 ton asetik anhidrit maddesi daha elde edildi. DEA ik işbirliği Amerika'nın uyuşturucuyla mücadele teşkilatı DEA, 28 Temmuz 1999 tarihinde, Türk- menistan'a 1.5 kilogram eroin maddesi sokmak isterken ya- kalanan Afganistan uyruklu bir kişinin, uyuşturucuyu posta yoluyla lstanbul'dan ABD'de- ki bir adrese göndereceğinı söylediğini bildirdi. Bunun üzerine DEA görevlilerinin pa- keti tstanbul'daki konsoloslu- ğa ve daha sonraki bir tarihte de ABD'ye götürmeleri sağlandı. Bu ülkede gerçekleştirilen ope- rasyon sonucu da bir kişi yaka- landı. 1999 yılı Kasım ayı içinde DEA'nın Ankara Bürosu'ndan alman bir bilgide de, 17 Kasım 1999 tarihinde South Carolina Charleston limanında bir kon- teynerde dişli çarklar içerisin- de yaklaşık 50 kilogram koka- in maddesi yakalandığı ve kon- teynerin alıcısının Türkiye'de bir şirket olduğu, aynca Îsrail irtibat görevlisince de Îsrail uy- ruklu bir şahsın, bir Türk va- tandaş ile 100 kilogramlık ko- kain kaçakçüığı planladığı öğ- renildi. Ankara DGM'nin karan ile ABD'de yakalanan kokainin 5 kilogramının Türkiye'ye tes- lim edilmesi sonucu Içel'de ya- pılan operasyonda 10 kişi ya- kalandı. Kutancılar baskı hazırlığında Gelaıekçüer GüVükıışıtiti ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - FP kongre- si için gen sayım başlar- ken, gelenekçiler olarak bılınen Recai Kutan ve ekibi, genel başkan aday- lanndan Abdullah Gûl'ün seçümesıni önle- mek için delegeler üze- rinde kuşatma girişimı başlattı. Necmettin Erba- kan'ın da ağırhgmı koy- masıyla işi zorlaşan Gül'ün başını çektiğı ye- nilikçi kanat, tabloda de- ğişiklik obnazsa parti yö- netimine etkin olmak amacıyla Genel tdare Kurulu (GİK) listesini delmeye çahşacak. " ÎT'nin 14 Mayıs'ta ya- pılacak kongresi önce- sinde başta Oğuzhan Asûtürkolmak üzere ge- lenekçılenn adaylıktan çekilmesi yönündeki baskılanna direnen Ab- dullah Gül, cumhurbaş- kanlığı seçinu nedeniyle ara verdiği yurt gezileri- ni sürdürecek. FP kulis- lerinde Erbakan ve Asil- türk'ün parti örgütlerinı ablukaya almaları nede- niyle Gül'ün liderlik ya- nşındaki şansuun zayıf- ladığı görüşleri ağuiık ta- şımaya başladı. Çarşaf liste önerileri parti yönetimi tarafından kabul edilmeyen yenilik- çiler yanşı kaybettikleri takdirde parti yönetimin- den tamamen dışlanma- mak için yeni formüller geliştırdiler. Buna göre Gül'ün GtK listesınden belirlenecek isimler kar- şı listede saptanacak ba- zı isimlerin yerine yazıla- cak. FP yönetiminin ise Istanbul'da yapılan bir il- çe kongresınde üzerinde çizik bulunan lıstelenn geçersiz sayıldığına iliş- kin bir seçim kurulu ka- ran üzerinde durduğu öğrenildi. FP yönetimi aynca sandıklan abluka- ya alarak liste delme ope- rasyonunu başansız kıl- ma planlan da yapıyor. Alman bilgiye göre genel merkez kongreye dönük olarak şu girişim- lerde bulunuyor: • Genel ve yerel se- çimlerde FP'nin seçmen elde etmek için uyguladı- ğı strateji, bu kez genel merkezin emriyle delege kazanmak için uygulanı- yor. • Gelenekçilere ait olan şirketlerde çalışan delegelere baskı yapıla- rak Recai Kutan lehinde oy kullanmalan ıstenir- ken, diğer delegelere de iş vaadinde bulunuldu. • FP'lilerin genelde mensubu bulunduğu Nakşibendi tarikatı gele- nekçiler lehine tavır ko- yarak, Kutan'a oy veril- mesinın dini bir yüküm- lülük olduğunu öne sür- dü. Tonga ve Fiji'deki yanşma için geri sayım başlarken Türkiye'yi Arif Gûrdenli ve Murat Koray temsil edecek. CameVda Türk-Yunan dostluğıı Dünyanın en büyük serüveni olarak bilinen Camel Trophy'nin yeni dönemdekı ilk organizasyo- nu Tonga- Fiji 2000 içın genye sa- yım başlarken, Türkiye'yi temsil edecek 2 kişilik ekip de belli oldu. Ingiltere'de yapılan ve 8 sporcu- nun katıldığı uluslararası seçme- lerde başanlı olan yelkenci köken- li Arif Gürdenti ve Serkan Murat KorayGüney Pasifik'tekı finaller- de mücadele etme hakkım yakala- dılar. Bu ikilinin yedeği ise eski yelkenci Zeynep Atabay. Bu üçlü önümüzdeki günlerde Yunan eki- bi ile Ege adalannda bir eğitim tu- runa katılacak.İskandinav ülkeleri, Benelüks ülkeleri, Rusya, Güney Afrika ve Portekizli sporculann katıldığı Ingiltere elemelerinde ba- şanlı olan ve diğer takım arkadaş- lanna üstünlük sağlayan 3 sporcu, önümüzdeki ay içinde de Ege ada- lannda, Yunan sporcu ve gazeteci- lerle eğitim yapacaklar. Atina'dan başlayacak eğitim tu- ru, Krthnos, Milos ve Thira adala- nnda devam edecek ve bu prog- ram içinde sporculann yam sıra medya mensuplan da aktif olarak yer alacak. Eğitim programında denizcılik, deniz haritası okuma, küresel yer belirleme, dalış ve ilk- yardım derslen de yer alıyor. Camel-Trophy Türkiye sorum- lusu Okan GaUp Çam, Tonga-Fi- ji'deki büyük serüvende bu yıl bir hayli iddialı olduklanm vurgular- ken şöyle konuştu: "1998'deçokiyibirekibimizvar- du Şanssızhk yakamızı bırakmadı. Bu kez oümpiyat deneyimi olan Arif Gûrdenli, Serkan Koray Mu- rat ve yelkenci Zeynep Atabay'dan oiuşan uyumlu bir takım kurduk. tngîltere'de gördük ki başa güreşe- cek bir ekibiz. Bu yıl Türkiye ük sı- ralan zorlar." Su medeniyeti sempozyumu 'Hatiç'teikiyü ^ — içindeyüzülebilecek' Istanbul Haber Servi- si- Istanbul Büyükşehır Belediye Başkanı Ali Müfıt Gürtuna, Istan- bul'un su sıkıntısıru çözmek için 7 büyük baraj inşa edildiğini söyledi. Gürtuna aynca Haliç'in temizleneceğı- ni belırterek "tki yıl için- de burada yüzûlebile- cek" dedi. Istanbul Büyükşehir Belediyesi Su ve Kana- lizasyon Idaresi (İSKÎ) taraftnda düzenlenen "OsmanhSu Medeniye- tiSempozyumu" Fesha- ne Festival Sarayı'nda başladı. Sempozyumda konuşan Gürtuna, Os- manlı kültürünün ban- şı, huzuru, sükûnu, este- tiği ifade ettigini, haya- tın kaynağı olan suyu medeniyetin orta nokta- sına koyduğunu ileri sürdü. Gürtuna, 1950'li yıllarda göç nedeniyle çarpık yapılaşmanm ve susuzluk problemleri- nin meydana geldiğini behrterek şunlan söyle- di: "6yıl içinde 7 tane bü- yük baraj inşa edildi. Dev su yoDan, isale hat- lan yanıkn. Kentin su şe- bekesi yüzde 90 yenilen- di. tstanbul tenüz, sağ- hkh suya kavuştu." Halıç'i temizleme ça- lışmalan hakkında da bilgi veren Gürtuna, Haliç'in yeniden tarihi ve doğal güzelliğine ka- vuşması için çeşitli pro- jeler gerçekleştirecekle- rini söyledi. Gürtuna aynca, eski Galata Köp- rüsü'nü okullar kapan- dıktan sonra kaldırmayı düşündüklerinı de ifade etti. Gürtuna, "Haliçte bu yıl kürek yanşlan başlatacağız. 2 yıl sonra da yüzmeyanşlanyapa- caöz" dedi. ISKİ Genel Müdürii Veysel Eroğlu da Os- manlının su ile ilgüi bü- yük bir medemyet kur- duğunu, zaman içinde tahrip edilen çeşme, şa- dırvan, sebilleri tarihi dokusuna uygun olarak onardıklanm kaydetti. Haliç Projesi'nin dün- yanın en büyük çevre projesi olduğunu iddia eden Gürtuna, bu proje için İSKİ ve Büyükşe- hir Belediyesi'nin 300 trilyon harcadığmı, bu- gün itibanyla Haliç'in altyapı çalışmalanmn tamamlandığını, artık üstyapı çalışmalanna başlayacaklanm ifade etti. BAM TELI TAYFUN TALIPOGLU TELLER MAZIDAGI'NDA KOPUYOR ONCE MILYARLAR HARCANARAK FOSFAT TESİSLERİ KURULDU SONRA DA ZARAR EDİYOR DİYE KAPATILDI www.ntv.com.tr BU AKŞAM 21: CIMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Değişimin Diyalektiği Oktay Akbal perşembe günkü yazısında "de- ğişmek-değişmemek" kavramlarını irdelıyor ve değişmenin kaçınılmazlığını vurguladıktan sonra soruyor: "Her değişim iyi midir? Her değişmeme kötü müdür?" Onun da belirttiği gibi fiziksel de- ğişmelerin, gençliği yitirmenin, bu anlamdaki de- ğişmenin hüzün verici bir yanı olduğunda kuşku yok. Ya öteki tür değişmeler? Gömlek değiştırir gi- bi ahlak, düşünce, ınanç degiştirmeler? Oktay Ak- bal'ın bu konuda, toplumumuzdan, yaşadığımız günlerden verdiği örnekler düşündürücü, öğreti- ci, ibret verici. Değişimleri çıkarlanna ayarlı nice in- san tanıdık, tanıyoruz. Fakat sadece bu kadar mı? Oktay Akbal'ın yazısını okumadan önce de bu haf- taki yazım için tasariadığım konu buydu. Oktay Ağabeye bir mertıaba demek fırsatı da veren bu girişten sonra şu "değişme-değişmeme" konusu- na farklı açılardan ve farklı bir alandan örneklerle bir kez de ben değinmek istiyorum... ••• "Paris Düşerken"\n Lucien'ini anımsar mısınız? Ehrenburg'un ünlü romanının kahramanını? En hızlı komünistken, "partili"komünistleri, "sıradan" emekçileri küçümserken, sonunda azgın birfaşist olup çıkan Lucien'i? Ehrenburg, kahramanının ki- şiliğini ilmek ilmek dokuyor ve sonuçta okuru da şu kanıya vardınyon Lucien'in değişimi kaçınıl- mazdı. Çünkü onun başlangıçta göründüğü kişi- lik, olmak istediği, olduğunu sandığı kişi olabilme- si olanaksızdt... O tüm yaradılışıyla, eğilimleriyle, mizacıyla, değer yargılanyla, sonradan olacağı ki- şinin (asıl kişiliğinin) özünü içinde taşımaktaydı.. Bu anlamda, Lucien'deki değışımı olumlu ya da olumsuz kavramlanyla değerlendirmek anlamsız- dır... Olaylar onun asıl kımliğını, başlangıçta ken- disinin de bilincinde olmadığı gerçek kişiliğini or- taya çıkarmıştır... Peki, ya Gorki'nin "Ana "sının, yaşadığı olaylar sonucunda bilinçli bir devrimciye dönüşen o "sı- radan" halk kadınının değişimi? Bu örnek için de söylenebilecek şey, kanımca, sınrfsal kökeniyle, erdemlenyle, o halk annesinın de sonuçta olması gerekeni olduğu; yaşadığı olaylar sonucunda asıl özünün, kimliğinin ortaya çıktığıdır... • • • "Gerçekçiliğin Tarihi"nde Boris Suçkov, Bal- zac ve Stendhal'in gerçekçiliklerı arasındakı ay- nma geniş yer ayınr. Suçkov'a göre, Balzac'ın kah- ramanlannın sonuçta "yöneticı sınıftan biri" olup çıkmalannın nedenı, tüm gerçekçıliğine karşın Bal- zac'ın "devrim" düşüncesini reddetmesidir. Bal- zac'ın toplum çözümlemesi, onu, burjuvazinin er geç zafer kazanacağı sonucuna götürmüştür. "De- mokratik ihtilalci harekete düşünsel olarak güçlü birşekilde bağlı bircumhuriyetçi" olan Stendhal (ve kahramanlan) içinse durum böyle değildir. "Kı- zıl ve Kara"n\n kahramanı Julien Sorel de tıpkı Balzac'ın {"Insanlık Komedyası"nm) kahramanla- n gibi, amacına ulaşmak için aynı silahlara başvur- muş, fakat sonuçta yönetici sınıftan biri olup çık- madığı gibi, toplumsal çevreyle arasındaki çatış- ma bir çözüme (değişime) ulaşmamıştır... Çünkü bu çatışma sınıfsal uzlaşmazlığa dayalıdır... Durum böyleyse eğer, çatışma çözüme ulaş- mamış da ahlak, duygu, öğreti değiştiren; ya da zaten bulunması gerekli konuma gelen kendiniz- seniz; daha açık bir deyişle, bir zamanlarki solcu- luğunuz bir gençlik yanılgısından başka bir şey değildiyse; şimdi, "değişmediier" diye başkalan- na kızmanız, çamur atmanız neden? • • • Cahit Srtkı Tarancı fiziksel değişmenin hüznü- nü çok güzel anlatır: "Neden böyle düşman gö- rünürsünüz I Yıllar yılı dost bildiğim aynalar..." Ruhsal, ahlaksal değişmeleri gösteren bir ayna ise henüz keşfedilmedi. Bu bızim kendi vicdanımız, sağduyumuzdur... Tabii o datümüyle değişip, çar- pılıp, ya da büsbütün yok olmadıysa... Uluslararası sempozyum 'tdarede katdım ilkesi uygulanmak' tstanbul HaberServisi- tdarede demokratikleşme ve saydamlığın gerçek- leştirihnesi içm idari usu- lün gerekli olduğu belirti- lerek idarenin demokra- tikleşmesinde katıhm ve açıklık gerektiği vurgu- landı. Istanbul Barosu, Mal- tepe Üniversitesi, Avus- turya Kültür Enstitüsü, Fredrich Ebert Vakfı ve îstanbul Goethe Enstitüsü tarafından düzenlenen, i- ki gün süreli "İdarenin Demokratikleşmesi Süre- ci OlarakSaydamlık" ko- nulu uluslararası sempoz- yum başladı. İTÜ Maçka Sosyal Te- sisleri'nde gerçekİeştiri- len sempozyumda konu- şan Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesı ögretim üyesi Prof.Dr. AB Ülkü Azrak, idarenin demok- ratikleşmesinde temel il- keler olan katılım ve açık- lığın, hukuken desteklen- miş bir idari usulün de il- keleri olduğunu söyledi. Azrak, Türk ıdaresinin nükJeer santral yapımı için halk oylaması yap- mayıp genel etkili ve top- lumsal yaşamda çok önemli etkiler yapabile- cek bir konuda katılım il- kesini uygulamadığmı söyledi. Türk idaresinin açıklık iUcesinin gereği olan kişi- ye kendisiyle ilgili olan ve olmayan belgelen incele- me iznı de vermediğinı vurgulavan Azrak. hazır- lanan "idari Usul ve Bilgi Edinme Yasası Ön Tasla- ğı"nm açıklık iUcesini ya- şama geçirebilecegini söyledi. Açıklık ilkesi gereği ıl- giliye gerekçenin de bıl- dinhnesı gerektiğıne dik- kat çeken Azrak. Danış- tay'ın bugüne kadarkı çe- şitli kararlannda idarenin ilgiliye gerekçe bıldirme- mesini hukuka aykın say- masmakarşın 1997 tanh- li bir karannda bunun gö- rülmediğini kaydetti. 'Sakatlıklar yasa\la giderilir' Almanya Düsseldorf Heinrich Heine Üniversi- tesi öğretim üyesi Prof.Dr. Michael Sachs ise usul sakatlıklan nede- niyle hukuka aykın ış- lemlerdeki sakatlıklann, yasayla belirlenmiş hal- lerde giderilebileceğini kaydetti. Sachs, usul sa- katüklannm giderilr nin yargı aşamasmda bile- olanaklı olduğunu anlattı. Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretun üyesi Prof.Dr. tlhan Ozay ise idarenin demokratik- leşmesi için idarenin etki alanındaki herkesın bilgi edinme ve idari usul hak- kına sahip olması gerek- tığim vurguladı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle