Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S MAYIS 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Atatünk Orman
Çrttliği 75 yaşında
Orman Mühendısleri Odaa ve Ata-
türkçü Düşünce Vakfı, geçen şubat
ayında düzenledikleri Atatürk Orman
Çiftliği'nin (AOÇ) geleceğine ilişkin
toplantının sonunda kamuoyuna bir
bitdiriyayımlamışlardı: "Idari ve tek-
nik şartnamelerin hazırianarak, mad-
dikaynakyaratlmaksuretiyle tapu ka-
dastro kayıtlanna göre AOÇ'nin sı-
nııiannın ve alanlannın kesin tespiti
yapılmalıdır. Mevcut yasaya temel
olan karar, Atatürk'ün vasiyetidir.
Aslolan bu yasanın uygulanması ve
yasaya karşı hile yollannın kapatıl-
masına ilişkin tüm tedbirlerin alın-
masıdır. AOÇarazisine ilişkin sabn al-
ma, satma, yapma, yaptırma, kiraya
verme işlemlehne ilişkin yönetmeli-
ğin bazı maddeleriyle ilgılı olarak Da-
nıştay 10. Dairesi'nin verdığı ıptal ka-
ran 21 Şubat 2000'de Başbakanlığa
tebliğ edilmiştir. Gerekeninyapılma-
sı hukuka saygılı bıridare ıçin her şe-
yin başlangıcı olacaktr."
AOÇ'nin 75. kuruluşyıldönümün-
de Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü
Yusuf Gökalp, bundan böyle çiftlik
arazisinin azaltılmayacağını, başka
kişi ya da kuruluşlara devredilme-
yeceğini açıkladı. AOÇ'nin arazileıi-
ne zarar verilmemesi için artık kesin
kurallar konulmalı. Bu yönde atılan
adımlar sözde kalmamalı.
ISIK KANSl
3 Mayıs "Dünya Basın özgürtüğü
Günü"r\de üzerinde durulan ana
temalar; sermayenin medyaya
egemen olması, medya
birleşmeleri, tekelleşme,
gazetecilik meslek ilkelerini
uygulanamaz hale getiren ticari
baskılardı.
Türkiye Gazeteciler Sendikası
Gene! Başkanı Ziya Sonay,
Uluslararası Gazeteciler
Federasyonu'nun (FIJ) 1998'deki
genel kurulunda, medyada
"serbest pazar" ilkelerinin egemen
olması gerektiğine inanan
siyasetçi, yayıncı ve medya
kuruluşlarının uyarılmasının
karaıiaştırıldığını anımsatarak
şunları söyledi:
"Bu zamana kadar ekonomik güç
sahibi olmak politik güç sahibi
olmakla eşdeğer görüldü. Ancak
medya gücü, politık gücün de kat
kat üzerinde bir gücü ifade
Piyasa fikirleri
etmektedir. öyte ki, medya
sahipleri, iletişim teknolojisindeki
gelişmelerin de sağladığı
avantajlaria, siyasi iktidardan çok
daha ustaca manipülasyonlar
yapabilmektedir. Bu güç
sayesinde, medya sahipleri, ,
sadece basın özgürfüğü üzerinde
değil, sadece siyasi iktidarlar
üzerinde de bûyük bir tehdit haline
gelmiştir."
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin
yayımladığı bildirideki vurgu da
çok anlamlıydı:
"Gazetecilik; ilan-reklam
piyasasının ve kâr-borsa
oyunlannın basit bir uzanttsı haline
sokuluyor. Her özelleşprme
ihalesinde medyayı görmemiz
rastlantı değil.
Bir zamanlar demokrasi ve onun
aynlmaz parçası olan basın
özgüriüğü en azından 'fıkirler
piyasası' olarak adlandınlırken
bugün 'piyasanın fikirleri*
gazeteciliği ve basın özgüriüğünü,
dolayısıyla demokrasiyi de
tahakkümü aftına alıyor."
Her ıkı açıklama da, son dönemde
medyada, iki Cumhuriyet'e ve iki
Cumhuriyet'in önderierine dönük
gerici-liboş ittifakından yönelen
saldırıların gerisinde yatan
rahatsızhğı gün ışığına çıkarıyor.
Nedir iki Cumhuriyet? llki, 1923
devrimi ile yeşeren halk yönetimi
Cumhuriyet. Diğeri, Cumhuriyet
devriminin sürekliliğini savunan
halkın gazetesi Cumhuriyet.
"Piyasanın fıkirieri'mn
sıradanlığında çırpınanlara göre
her iki Cumhuriyet de "dinozor".
Kendilerini çağa pek
"uyduranlar"\n unuttuklan küçük
bir ayrıntı: Halk, aydınlar,
gazeteciler "koyun" değil ki
"piyasa fıkirieri" doğrultusunda
kopyalansın...
Istanbul DGM Başsavcısı Oktar
Çakır'ın geçirdiği trafik kazası ile ye-
ni ilişkıler ağı ortalığa dökülüverdi.
Çakır'ın birlikte olduğu ve kazada
ölen Melik Giray'ın silahlı tehdit, kar-
şılıksız çek verme, adam kaçırma gi-
bi olaylara karıştığı anlaşıldı.
Kaza sonrası doğal olarak Istanbul
DGM Başsavcısı'nın geçmışı irdele-
niyor. Oktar Çakır, 1980'li yıllann ikin-
ci yartsında Adalet Bakanlığı Ceza
ve Tevkif Evlerı Genel Mudurü olmuş.
Bu atama, Turgut Özal'ın adalet me-
kanizmasının yenidenyapılandırma"
Çok boğumlu düğüm
gerekçesiyle yozlaştınlması sürecin-
de adından çok söz edilen eski Ada-
let Bakanlığı Müsteşan Arif Yüksel
dönemine denk geliyor. SHP-DYP
koalisyonu sırasında görev yeri de-
ğiştirilen Çakır, uzun süredir Istan-
bul'da çeşrtli bölgelerde savcılık ya-
pıyor.
Bundan bir ay önce Istanbul DGM
Başsavcısı ErdalGökçen, Hâkimler
ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafın-
dan Yargıtay'a üye seçiliyor. Sızan
bilgilere bakılırsa, Adalet Bakanlığı,
Gökçen'den boşalan yere Susurluk
davasını yürüten savcı Aykut Cen-
giz Engin'i öneriyor. Hâkimler ve Sav-
cılar Yüksek Kurulu ise, göreve Ok-
tarÇakır'ı uygun görüyor. Çakır'ın, Me-
lik Giray'ın arabasında geçirdiği ka-
za sonrası yardım için cep telefonu
ile aradığı ilk kişi Engin Doğu oluyor.
Engin Doğu da, Çakır'ı Istanbul DGM
Başsavcıltğı'na atayan Hâkimler Sav-
cılar Yüksek Kurulu'nun Başkanve-
kili.
Bilindiği üzere, DSP'li bakanlann
üzerine titredikleri "atamalara siya-
set kanstırmamak, gölge düşürme-
mek" gibi ilkeleri var!
Geçmişteki görevlerine ilişkin kimi
ipuçlanna değindiğimiz Çakır'ın ge-
çirdiği kazanın ardından ortaya çı-
kan çok boğumlu düğüm, şimdi DSPH
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün
elinde. DSP'nin ilkeleri çerçevesinde
çözülmeyi bekliyor.
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞLU
5 Gezegen, Yeni Cumhurbaşkam
İçin Hizaya Geçti!
Köşeyi yazmaya başladı-
ğımda, iki "muamma" konu
açıklığa kavuşmuş değil. Bi-
rincisi, Türkiye'nin 10. cumhur-
başkanının kim olacağı. (Oy-
lamaya iki saat var.) Gerçi tüm
işaretler Ahmet Necdet Se-
zer'i gösteriyor ve asıl sürp-
riz Sezer seçilemezse yaşana-
cak, ama hep söylendiği gibi
"Burası Türkiye!"
Cumhurbaşkanlığının en
güçlü adayı Sezer çok tanın-
mıyor. Bununla birlikte "ne"
olmadığı belli: Herhangi birsi-
yasal partiye angaje değil, as-
ker kökenli değil, devlet işle-
rine yabancı değil, şaibeli söy-
lentilere adı kanşmış değil ve
de önceki üç Köşk sakini gi-
bi, "daha koltuğa otunvadan
imajı yıpranmış" değil! Tüm
bunlar, bu koşullarda Sezer'in
kötü bir seçim olmadığını gös-
teriyor. Aynca o makam huku-
ka feci susamış halde ve Se-
zer de bir hukukçu!
Diğer "muamma" konu da-
ha global: Bu köşenin yazıldı-
ğı gün (5.5.2000), beş geze-
genin art arda dizileceği ve bu
durumun felaketlere yol aça-
cağı söyleniyordu. Hatta 5 Ma-
yıs'ı "Kıyamet Günü" olarak
niteleyenler de çıktı. Yakın ta-
rihimizde, benzer birsosyopo-
litik kodlama var: 555 K (5.
ayın 5. günü saat 5'te Kızı-
lay'da) şeklinde. Bakalım bu-
nun kozmik versiyonu nasıl
sonlanacak?
Yıne de bir Türkiye yurttaşı
olarak şunu söyleyebilirim:
Yan yana gelip, Anayasa'ya
aykın şekilde darbe yapan 5
generali atlatmışız biz, 5 ge-
zegen bize hiçbir şey yapa-
maz!
V.Ö. Kanalı
"/ Love You" adlı virüs,
bilgisayahan kilitledi...
"Sanal dünya, her şey
bomboş,
Çetçi sarhoş, sörfçü
sarhoş!.."
•••
Demirel, anılarını kitapta
toplayacak:
"12 Mart Muhtırası ve
Ihtiyar Heyeti!.."
• • •
Şiirden özür dileyerek:
Nankörlük ki,
en çok yakışanmış size!..
•••
"MHP törelerinden" bir
türkü:
"Ben bakanı tokat ile,
ben bakanı tekme ile,
ben bakanı yumruk ile
döverim!.."
• • •
5 yüzyıl sonrası için
'atasözü'adaylan:
• Halı sahada ofsayt
olmaz!..
• Her XL giyen, adam
dövemez!..
• Reytingi düşenin dostu
olmaz!..
Bizi Büyütenler - 2
ORHAN AYHAN
Çocukluğumda, televizyon-
dan sabaha karşı boks maçları
gösterilırdi. Amerika saatiyle can-
lı olan yayınları her seferinde ev
halkıyla beraber seyretmek için
bekler, ama hep uykuya yenik
düşerdim. Büyüdükçe boks ba-
na vahşi geldi, boksu konu alan
filmleri ve eldiven geçimneden
önce ellerini sargı beziyle sıkı sı-
kı sardıran, soyunma odasında
maça konsantre olan, borno-
zuyla ringe çıkan boksör imajını
sevmeme rağmen, boksun in-
sanoğluna uygun bir spor olma-
dığı kanısına vardım. Buna rağ-
men, hâlâ rastladığım zaman
boks maçlannı izlemekten ken-
dimı alıkoyamıyorsam, sebebi, bu
maçları Orhan Ayhan'ın anlatı-
yor olmasıdır! Orhan Ayhan, o sı-
cak ses tonuyla maça öyle bir ruh
katıyor ki ben boksörleri değil, Or-
han Ayhan'ın neler söyleyeceği-
ni merak ediyorum. Teknik bilgi-
—teri, kendine özgü esprileriyte
—naTmantaması,1)lz1m kuşagrço-
—cutduğuna götürüyor
Elbette Ayhan'ı asıl olarak, rad-
yodaki futbol maçlarının cantı
yayınından tanıdık. özellikle Be-
şiktaş maçlarında kimbilir kaç
kez duymuşuzdur ondan, "mü-
temadiyen" yapılan ataklan, "de-
niztarafındaki kale"y\, rutin bağ-
lantılardaki "dakika ve skor"u.
Gol olduğunda yapılan acil bağ-
lantılarda ise, anlattığı golde eme-
ği geçen oyuncularda saptayıp
vurguladığı ustalığın benzerini
maç naklinde gösterdi Orhan
Ayhan. TRT-2 televizyonunda,
'eski' oyuncuları konuk ettiği
programını da, rastladıkça zevk-
le izledim. özelinde futbolun,
genelinde sporun 'kültür' haline
gelmesinde önemli yeri olan bir
isim.
Son olarak, geçen hafta Orhan
Ayhan'ın anlattığı 'Beşiktaş-Bur-
saspor' maçını dinledim radyo-
dan. Tatlı ve heyecanlı anlatımı-
na isabetli yorumlar ekledi Ay-
han. Beşiktaş tribünlerinın "Bur-
sa kümeye" şeklindekt tezahü-
ratını "ağır" olarak niteledi. Be-
şiktaş, aynı anda üç oyuncu bir-
den değiştirdi; Munch, Yasin ve
Nihat oyundan alındı. Tribünle-
rin alkışı üzerine Ayhan şu yoru-
mu yaptı: "Alkışa sadece Alman
oyuncu Munch, alkışla karşılık
veriyor. Çünkü iyi oyuncu olmak
yetmez, olgun oyuncu da olmak
gerekir. Genç Nihat ve Yasin, du-
ıvmu yeni anladı ve onlar da al-
kışlıyor. Zamanla genç futbolcu-
larda olgun taviriargösterecek-
tir.şuanbazışeylerinfarkındade-
ğilleri"
Ondan maç dinlemek çok
zevkli. Orhan Ayhan, sadece iyi
ve ilginç bir sunucu değil, aynı
zamanda olgun bir sunucu.
Üç Anadolu'nun
turkutorı
Biryay çizin Doğu'dan Ba-
tı'ya. Baharçiğdeminden so-
run Kars'ı. Sabah seherinde
mor dağlarından geçin To-
kat'ın. Ege'ye gül aşılayın Ça-
nakkale'de.
Biri Karslı: Ali Seçkiner Alı-
cı. Biri Tokatlı: Erkoç Torun.
Biri Çanakkaleli: Nedim Yıl-
dız. Üç Anadolu yani. Saz,
keman, piyano, kemençe, vi-
yolonsel, davul, dümbelek.
Yeryüzünü dillendiren insan
sesi birde...
Karadenizli "NoktaHatâ"n\r\
"GülAli"s\ için yaktığı içli ağı-
dın ucuna tutunup uçuverin
Bolu'ya. "Seyaz Giyme Toz
Olur" derken Muğla'daTürk-
men kızı "Feraye"ye vurulu-
verin. Uygar çok ses, âşık
atışmasını andırsın.
Yere düşsün fes Eskişe-
hir'de, alamayasın. Çigan ile
caz buluşuversin anonim halk
türkülerinde.
Kütahya'da çömüverin:
"Çömüdüm vay..." Orta Ana-
dolu'ya şaşıverin:
"Abarooo..."
ODTÜ Koleji Vakfı salonun-
da geçen hafta ilk konserini
verdi "Üç Anadolu" grubu.
Doğal olanı sıradışılıkla har-
manlayıp türkü söylediler:
"Beni benden uzaklaştır-
ma' diyen türkülerin sesleri-
ni, o türküyü yakanlann ateşi
sanyoriçimizi. Mevsimlerbo-
yu yaylada 'gözel'/n/' bekle-
yen çobanın sabnnı, nazlı yâ-
rini yad ellere kaptırmış yiği-
din semaha duruşunu görü-
yoruz da, dilimiz tutuluyor."
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net
ÇÎZGlLİK KÂMİL MASARACI
HAKBİ SEMİHPOROY semihporoy@yahoo.com
MIRMIRLAR UĞVR DVRAK
^ ^ ,
TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 6 Mayıs
U/NDENBURG FACİASI!
tS37'D£ BUGÜN, AL4A/4N ZEPLIMİ HtHOEN-
Büee, AME8İKA 'OAHI MEW JEieZEV HA -
VAACAN'M&A y-AMAKAKl OÜŞMÛŞTÜ. HIM-
£>EA/SUGS, PAH/1 ÖNCB N/ÇB/K AKSAK-
İ./K OLA*AOW, ATZs*£ OKVANUSLl'NU37
KEZ AŞMlÇTf. SBSSI2.ce YOL ALAN D£V
HAVA SEMİSİ, Ye>LCULAG'At
RİN es/ LÜKC KDŞt/LtA&A/t
S/e HAI/ADA, ALANDAKJ
İ
LİNİN /ÇİA/O£C/ HİDROTEN SAZI ANİ0SAİ
eA /Ş, SUNU
. YOİ.CU ¥&
KAOA VAÇAMlHt
GÖRÜŞ
EMİN GÜRSES
Almanya ve Kafkasya
Putin, yeni Rus dış politikasında yapmaya çalış-
tığı düzenlemelere ABD'nin tepkilerini ölçmeye ça-'
lışırken, Almanya dışlanmış olduğu Kafkasya'ya
uzanmak için bunu bir fırsat olarak görmektedir. Bi-
raz uzun süren geçici birşaşkınlık döneminden son-
ra Almanya tekrar toparlanıp bölgedeki gelişmele-
re katılmayı ve buradaki paylaşımdan payını alma- •
yı hesaplıyor.
Gürcistan'daki 9 Nisan başkanlık seçimlerinden
önce Tiflis'e giden Alman Başbakanı Schröder,1
Gürcistan Meclisi'nde bir konuşma yaptı. Schrö-
der, Şevardnadze'nin kardeşinin de Alman ordula-
nna karşı direnirken yaşamını yitirdiği Ikinci Dünya
Savaşı'nda çekilen acılar için özür diledi ve bu ara-
da 40 bin Alman kökenli vatandaşın Gürcistan'dan >
Stalin'in emriyle sürgüne gönderildiğini hatııiatma-
yı da unutmadı.
Schröder'in ziyaretine Gensher de katılmıştı.
1989'da Şevardnadze Sovyetler Birliği Dışişleri Ba-
kanı iken Gensher Alman Dışişleri Bakanıydı. Eski-'
den kalma dostluklan sürüyordu. Gensher, Şevard-
nadze'ye Mart 1992'de Tiflis'e dönüp yönetime geç-
mesi için telkinde bulunmuş, Avrupa Komisyo-
nu'ndan da Şevardnadze'ye destek sağlamıştı. Al-
manya, Gürcistan'a şimdiye kadar 350 milyon mark-
lık kredi sağlamıştı. Schröder, 60 milyon marklık bir
kredinin yakında hazır olacağını iletti bu ziyaretin-
de. Alman sermayesi Kafkasya'da etkinlik için siya-
si otoriteye görev verdi. Putin'in Slav birliği çağnsı.
ve Kafkasya'yla yeterince ilgilenilmediği ve artık ye-
ni bir dönemin başlayacağı mesajlannın yarattığı
gergin ortamı Almanya uygun bir fırsat olarak gör-
mektedir.
Gürcistan, ABD için çok önemli bir ülke. Seçim-
den kısa bir süre önce yine Tiflis'e CIA Direktörü Ge- •
orge Tennet gelmış ve Şevardnadze ile değişık
alanlarda işbirlıği yapılabılmesinin koşullarını ko- •
nuşmuştu. Şevardnadze'nin değişik zamanlarda,!
2005'e kadar NATO'ya dahıl olmak isteğini açıkla-:
ması önemli. Azerbaycan zaten NATO birlıklerinin,
Azerbaycan topraklannda bulunmasına yeşil ışık-
yakmıştı. Azerbaycan ve Gürcistan'ın herhangi bir
şekilde NATO'ya dahil edilmesi, ABD'nin güvenlik.
hattını Atlantik'ten Hazar'a kadar uzatmasını sağ-
layacaktır. Putin buna direnmeye çalışıyor, faka^
ABD'nin bölgede etkinliğini bildiği için Vvashing-
ton'a dolaylı olarak yanaşmayı ve işbiriiği kurmayı-
da istiyor. Bunun için Batı'ya ilk gezisini, en iyi eko-
nomik ilişkileri olduğu Almanya'ya değil de ABD'nin,
Kafkasya ve Hazar'daki baş müttefiki Ingiltere'ye yap-
tı.
Rusya'nın, 'ABD'nin etkinliğini engellemeyi be-:
ceremezsem hiç olmazsa ortak olayım' düşüncesiy-
v
le hareket etmeye başladığı bir dönemde Almanya'nım'
geleneksel yakın ılışkısi olduğu Gürcistan'a yanaş-î
ması akıllıca bir tutumdur. Fakat Gürcistan'ın eko-.
nomik olarak ABD'den kopmak gibi bir yola girme-
si, Tiftis'in Abhazya, Güney Osetya ve Acaristan so-
runlan nedeniyle de bu bölgelenn Rusya ile yakın
ilişkilerini gözönüne alarak Moskova'ya sırt çevirme-
si mümkün görünmüyor şimdilik.
ABD Başkanı Clinton'ın özel temsilcisi Momings-
tar, Nisan 1997'de ABD'nin bölgedeki çıkarlannı-
ekonomik işbiriiği, enerji kaynaklarının güvenliği,
ekonomik-siyasalreformlarve ABD şirketleri için uy-
gun koşullann yaratılması olarak açıklamıştı. Azer
1
-'
baycan-Gürcistan-Türkiye üzerinden geçen boru
hattı enerji kaynaklannı kontrole alırken, NATO'nun
Gürcistan ve Azerbaycan'a kadar uzanması hesap-,
lan Türkiye hattıyla tamamlandığında enerji kaynak-
lannın güvenliği de sağlanmış olacaktır.
Moskova'nın Kuzey Kafkasya'daki riskli bölgele-
ri dışlayarak inşa edeceği boru hattıyla Avrupa'ya'
petrol ve doğalgaz sağlama çabalanna Slav birliği
söylemini katması, kendisinin dışlanamayacak bir
güç olduğunu gösterme çabasıdır. Ukrayna'nın bu
biıiiğe katılması şimdilik söz konusu değil. Zaten Uk-
rayna, ABD açısından NATO'ya alınması gereken bir
ülke olarak görulmekte ve ekonomik yardımlar bu
1
hesaplara göreyapılmaktadır. Ermenistan Komünist
Partisi'nin bu biriîğe katılmak için Koçaryan yöne-
timine baskı yapması ise bölgede izole olma kor-
kusundan ileri gelmektedir.
Rusya, ABD'nin bölgesel çıkarlanna zarar verme-
diği takdirde bölgede işbirtiğine dahil edilecektir.
Almanya ABD'ye uzak durup Rusya üzerinden böl-
gede bir 'aya^c' elde etmeye çalışıyor. Rusya bunu
ABD etkinliğine karşı bir denge unsuru olarak gör-
düğü için memnun. Tiflis ise ABD ve Rusya'nın böl-
gesel konularda anlaşmalanyla ülkenin ekonomik ve
siyasal sorunlannın çözümünün kolaylaşacağını dü-
şünmektedir. Almanya Tiflis'e bakarken, Tıflis'in
özellikle ABD'ye baktığını unutuyor.
E-mail: emingurses(5 yahoo.com
B U L M A C A SEDAT YAŞAYÂN
SOLDANSAĞA:
1/ Anado-
lu'nun bazı
yörelerinde
alageyiğe ve-
rilen ad. 2/
Notada durak
işareti... De-
nizcilikte
"açıktan geç,
yaklaşma"
anlamında
kullanılan te-
rim. 3/ Ege
Bölgesi'ndebirdag...
"O" gösterme sıfatı- -\
nıneskibiçimi.4/Du- 2
man lekesi... Pazar ya
da panayır kurulan .
gün. 5/ Yank, çatlak...
Sebze fidesi ve üzüm
çubuğu dikmek için
hazırlanan çukur. 6/ '
VücuttakiAIDSvirü- 8
sûnü saptamakta kul- 9
lanılan test... Bir işi yerine getirme. 7/
sönüyorperde perde / Atlılar kayboluyor güneşin bat-
tığı yerde" (Nâzım Hikmet)... tzmir yöresinde bir
çeşit böreğe verilen ad. 8/ Coğrafyadaki kıyı tiple-
rinden biri... Halk dilinde babanın faz kardeşine ve-
rilen ad. 9/Uzaklık işareti... Argoda eteğin açılma-
sıyla bacağın görünmesine verilen atL
lYUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Elmaya benzer meyvesi olan dikenli bir ağaç. 2/
Baston... AkdenızBölgesi'ndebirakarsu.3/tzmir'in
bir ilçesi. 4/ Roma mitolojisinde savaş tannsı... Ba-
ğışlama... 5/ Muğla'nın bir ilçesi... Eski dilde kapı.
6/ Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken...
Asya'da bir ırmak. II Kromun simgesi... Içinde katı
bir madde enmış bulunan sıvı. 8/ Açık alanlardan
ve kalabalık yerlerden korkma. 9/ Közlenmiş patlı-
can, sanmsaklı yoğurt ve kıyma ile yapılan bir yemek.