25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 MAYIS 2002 PAZAR HABERLER DÜINYADA BUGUN ALİSİRMEN YazKarı Hani kış yeni geldiğinde ilk kar ırfaktan ufa- ğa, biraz çekingen, bir iki tanecik atıştırmaya başlar ve sonra giderek artar ya, işte öyleydi. Kartaneleri arabanın ön camına çarpıyor, ki- mileri de tüy gibi, açık olan yan camlardan içe- ri süzülüyorlardı. Burnuma tuhaf bir koku, iç bayıltıcı ve kek- remsi bir koku geliyordu. Sonra beyaz tanecikler artmaya başladı. Mayıs ayının başındaydık. Ve ne tuhaf Istan- bul'un hemen hemen son altmış yılını anımsa- yan ben, bu garip yaz kanna yine de şaşkın şaş- kın bakıyordum. Kavakların tüylCı polenleri kar taneleri gibi uçuşuyordu havada. Doğaya yabancı degilim. Çocukluğumun ilk yıllarını bahçeli bir evde geçirdim. Gençlikten orta yaşa kadar hiç değilse bahar ve yaz ayla- rında, yine bahçeli bir evde oturdum. Ama yine de ne gariptir ki, Istanbul'da degil, Italya'da, daha doğrusu Italya'da geçen bir filmde Fellini'nin başyapıtı Amarcord'da tanı- dım, yaz karını. Sonra nedenini çok düşündüm. Belki de be- nim cocukluğumda bugünkünden daha yeşil ofan Istanbul'da, kavak ağacının fazla olmama- sından doğmuştu bu durum. ûyle ya, o canım akasyalar, erguvanlar ve leylaklann yanında kavak ağacına fazla biryer ayrılmamıştı. Zaten bende, kavak hep Orta Anadolu'yu çağrıştırır. • • • Ama son yıllarda bir yandan yozlaşıp bozla- şan Istanbul'u, bir yandan da bu yozlaşma ve bozlaşmada birinci derecede sorumluluğu olan ve birbirini izleyen belediye yönetimleri sokak ve caddelere ağaç dikerek yeşillendiriyor. Kavak çabuk ve kolay büyüdüğü için kentin merkezinde hatırı sayılır bir kavak yoğunluğu oluşuyor. Doğrusu bu yeşillendirme yalnızca belediye veya devletin çabası değil, yer yer halk da ka- tılıyor buna. Orneğin kentin merkezinde, bir yanı deniz görmesine karşın yine de bir beton yığını olan egri büğrü Başkurt Sokağı da son yıllarda öy- lesine yeşillendi ki!.. Üstelik de sokak sakinleri kendileri yapıyor- lar bunu, kimseden himmet beklemeden... Zaten, hâlâ bakkala seslenilip sipariş verilen, üst katlardan istenen malı almak için sepet sar- kıtılan, insanların birbirlerini sıksıkselamladık- ları, Barış Bakkaliyesi'nin önünde günün olay- larının tartışıldığı, dedikodularının yapıldığı, gençlerin kendilerinden daha yaşlılara saygı gösterdikleri, ortalarda kedilerin dolaştığı ve beslendiği, zaman tünelinden az değişerek geçmiş, eski Istanbul sokaklarından biri bizim sokak. Yeşili ve kedileri yüzünden her geçen gün bi- raz daha çok seviyorum sokağımı. ••• Yaz karı yağdığı gün, Cengiz Yıldınm'ın Bah- çelievler'deki evinden dönüyordum. Dostumun tanık olunması bile çok güç, ba- şına gelmeyenlerin düşlemesine bile olanak bulunmayan, acısının etkisinden kurtulama- mıştım. Sonra farkında olmadan yaz kan beni akjı, baş- kayerlere götürdü... Tarlabaşı'ndan Taksim'e doğru sapacakken çiçekçilerin ardındaki küçücük yeşil parselin üstünde 14-15 yaşlannda iki çocuk gördüm. Es- merliklerinden Güneydoğulu olduklannı düşün- düm, belki de çiçek satıcı kadınların çocukla- rıydılar. Boş bir pet su şişesi bulmuşlar, biri kaleci ol- muş, öbürü şut çekiyordu. En acı anlarda ya- şam olmadık şekillerde çıkıyordu köşebaşında karşın ıza. Bir an dalmışım... Sonra kavak polenleri ba- na bir kez daha Fellini'yi ve Amarcord'u hatır- lattı ve onlar ne zaman aklıma gelse, hemen onunla birlikte usuma düşen, sekiz yıl önce yi- tirdiğimiz Erim'i, yokluğuna kendisini bir kez da- hi görmemiş olanların bile güç katlanabileceği Berçin Yıldırım'ı düşündüm... Yaz karı yağıyordu ve burnuma yoksulluklar- dan, yoksunluklardan, yokluklardan oluşan kekremsi, tuhaf, içimi yakan bir koku geliyor- du... Çocuklar futbol oyunlannı sürdürüyorlardı... MHP'li Bayındırlık Bakanı Akcan: Derviş, hükümetin 4. ortağıgibi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Bayın- dırlık ve îskân Bakanı Abdülkadir Akcan, eko- nomiden sorumlu Dev- let Bakanı Kemal Der- viş'in, hükümetin 4. or- tağı gibi hareket ettiği- ni belirterek Derviş'in bir partiye girmesi ge- rektiğini söyledi. Akcan, Asfalt Müte- ahhitleri Derneği'nde gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Derviş'in, hü- kümetin 4. ortağı gibi davrandığını, ahlaken bir partiye girmesi ge- rektiğini söyledi. Ak- can, "En azından onu bu makama getiren ge- nel başkanlara karşı so- rumluhığundan dolayı bu yönde davranmab'' dedı. Derviş'in seçim ko- nusundakı açıklamalan- nı eleştiren Akcan, "Ha- manıa giren terler, ama Sayın Derviş hamama girmeden terlemek isti- yor. Hükümet ortaklan seçimin Nisan 2004'te yapılacağını söylerken kendisi seçim tarihinin açıklanması gerektiğini belirtiyor. Biz önce Saym Dervişekonomminzarar görmeani engelemek is- tiyor diye düşündük, ama şimdi anladık ki Derviş'in seçim çağrria- nmn arkasmda siyaset yaoyor" diye konuştu. 1982 Anayasası'nm cumhurbaşkanına tanıdığı geniş yetkilerden Sezer de yakınıyor Köşk 'herkonuda' yetkiliANKARA (Cumhurtyet Bürosu) -12 Eylül darbesinin ardından ha- zırlanan 1982 Anayasası, cumhurbaş- kanına geniş yetkiler tanıdı. Cumhur- başkanının 1961 Anayasası'ndaki "temsflT niteliği, 1982 Anayasası ile "sonımsuz", ancak "beHrleyici'' bir yapıya büründü. 1982 Anayasa- sı ile cumhurbaşkanı bir yandan "başkomutanhk" görevini üstlenir- ken yüksek yargı organlan ile dev- letin temel kurumlanna atama yap- ma görevini de üstlendi. TBMM, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in de yakındığı yetki- leri "daraltmak" amacıyla anayasa degişikliği için çalışma başlatn. Uzun • Uzun süredir TBMM Uzlaşma Komisyonu'nda bekleyen ve siyasi partilerin üzerinde henüz "uzlaşamadığı" değişiklikle, geniş yetkileri olan cumhurbaşkanının "sorumsuzluk" niteliğinin sınırlanması öngörülüyor. süredir TBMM Uzlaşma Komisyo- nu'nda bekleyen ve siyasi partilerin üzerinde henüz "uzlaşamadığı'' de- ğişiklikle, geniş yetkileri olan cum- hurbaşkanının "sorumsuzJuk" nite- liğinin sınırlanması öngörülüyor. Buna göre cumhurbaşkanının resen imzaladığı emirler ile tek başına yap- üğı işlemlere yargı yolu açıhyor. Ay- nca cumhurbaşkanının yasalan hal- koyuna sunma, Meclis içtüzüğünün ve seçimlerin yenilenmesine karar verme, YÖK üyelerini ve rektörle- ri atama yetkilerinin elinden alın- ması öngörülüyor. 1982 Anayasasf nda cumhurbaş- kanının görev ve yetkileri 3 ana bent altında çok sayıda fıkra ile düzenle- ndi. Anayasanın 104. maddesi ile cumhurbaşkanının yetki ve görevle- rinden bazılan şöyle: Yasama ile ilgili olanlar: Gerekli gördügü takdirde, yasama yılının ilk günü TBMM'nin açılış konuşması- nı yapmak, TBMM'yi gerektiğinde toplantıya çağırmak, yasalan yayım- lamak, yasalan tekrar görüşülmek üzere TBMM'ye geri göndermek. Anayasa değişikliklerine ilişkin ya- salan gerekli gördügü takdirde hal- koyuna sunmak. Yürütme alanına ilişkin olanlar: Başbakanı atamak ve istifasını ka- bul etmek, başbakanın teklifi üzeri- ne bakanlan atamak ve görevlerine son vermek, gerekli gördügü haller- de Bakanlar Kurulu'na başkanlık et- mek veya bakanlar kurulunu baş- kanlığı altında toplantıya çağırmak, yabancı devletlere Türk devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyeti'ne gönderilecek ya- bancı devlet temsilcilerini kabul et- mek. Yargı ile ilgili olanlar: Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üye- lerinin dörtte birini, Yargıtay Cum- huriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cum- huriyet Başsavcıvekili'ni, Askeri Yargıtay üyelerini, Askeri Yüksek Idare Mahkemesi üyelerini, Hâkim- ler ve Savcılar Yüksek Kurulu üye- lerini seçmek. ÇGD'den gazetemize 2ödül Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin(ÇGD) Yılın Gazetecileri ödülleri'ni kazanan gazeteciler önceki gün Sheraton Oteli'nde düzenlenen törenle ödüllerini aldı. Bu seneki Mustafa Ekmekçi ödülü'ne değer görülen gazetemiz yazan Aydın Engin ve Gazetecilik Başan ödülü kazanan gazetimiz yargı muhabiri İDıan Taşa'ya da ödülleri verildi. (Fotograf: KEREM GEZER) Doktorlar, Ecevit'i, hafta sonunu da hastanede geçirmesi için ikna etti Sağlık durumu tam açıklanmıyorANKARA (Cumhurtyet Bü- rosu) -Başbakan BülentEcevit' in hastaneye yatınldığı 17 Mayıs 2002 tarihinden sonra sağlık du- rumuna ilişkin belirsizlik sürü- yor. Ecevit'in hafta başında tabur- cu olabileceği belirtilirken dok- torlannın nekahet dönemini Baş- bakanlık Konutu'nda geçirmesi için yoğun telkinde bulunduğu kaydediliyor. Hastaneden Baş- bakan'ın sağlığına ilişkin doyu- rucu açıklamalar yerine Başba- kanlık Basın Müşaviri'nin "lyi- leşiyor, yürüme egzersizi yapı- yor" bilgilerini vermesinin ter- cih edilmesi eleştiriliyor. Geçen yıl aralık ayında nöro- lojik bir rahatsızlık olan "miyas- teni" (sinir uçlanyla kaslann bir- leştiği nokta arasındaki iletişim zayıflığı) teşhisi konulan ve kor- tizon tedavisi gören Başbakan Ecevit'in sağlık durumu her ge- çen gün yeni sorunlarla ağırlaşı- yor. İlk teşhis 4 Mayıs'ta 4 Mayıs 2002 'de de sindirim ve bel ağnsı şikâyetleriyle Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne kaldı- nlan Başbakan Ecevit'e bağır- sak gazı ve iltihabı teşhisi kon- du. Hastanede 1 gün kalan Ece- vit daha sonra Oran Sitesi'nde- ki evine geçerek 12 gün dinlen- di. Evinde dinlendiği sürece dok- tor kontrolünden geçmeyen ve kendisiyle röportaja gelen gaze- tecilere "duvaraşiddetHçarpma sonucu sıründa oluşan adale ağ- nsından" bahseden Ecevit, 17 Mayıs'ta evine gelen Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal ve doktoru Prof. Dr Turgut ZileH'nin, "hastane- ye gitmemesi halinde açıklama yapacaklan" yönündeld uyan- İan sonrasında kontrolden geç- meye ikna oldu. gibi çelişkili açıklamalar da tıb- bi çevrelerde tartışma konusu ol- du. Başbakan Ecevit'in sağlık so- runlan ve uygulanan tedavi so- nucu ortaya çıkan gelişmeler has- tane ve Başbakanlık Basın Mü- şaviri tarafindan şöyle açıklandı: 17 Majıs: Sol dokuzuncu ka- burgada travmatik kınk ve yumu- şak doku zedelenmesi, rahatsız- lık da (miyasteni) kontrol altın- • 4 Mayıs'ta bağırsak iltihabı teşhisi konulduktan ve 1 gün hastanede yattıktan sonra 17 Mayıs'ta "kaburga kınğı, yumuşak doku zedelenmesi, nörolojik rahatsızlık ve sol bacaktaki tromboflebit" teşhisiyle yeniden hastaneye yatınlan Başbakan Ecevit'in sağlık durumuyla ilgili tatmin edici açıklama yapıhnaması eleştiriliyor. Daha önce bağırsak iltihabı teşhisi ile gittiği hastaneye bir dizi sağlık sorunu ile yeniden dönen Ecevit'in haziran ayına kadarki yurtiçi ve yurtdışı tüm programlan iptal edildi. Hastahğm seyri Hastaneye kaldınldığı 17 Ma- yıs tarihinden sonra Başbakan Ecevit'in sağlık durumuna iliş- kin "yan mobflize, tam mobflize'' da. En az 1 hafta süre ile hasta- nede kalması gerekiyor. 18 Mayıs: Tedaviye olumlu yanıt ahnıyor. lyileşme süreci başladı. 19 Mayıs: Durumu iyi. 20 Mayıs: Mevcut trombofle- bit iyileşme sürecinde, bu yön- deki şikâyetler minimal düzey- de, kaburga kınğına ilişkin şikâ- yetler çok azaldı. Başbakan ya- n mobilize edilmiştir ve koltuğa oturarak günlük çalışmalannı ya- pabilmektedir. 21 Mayıs: (liderler zirvesi) Tam mobilize edilmiştir. 22 Mayıs: Durumu gayet iyi, çalışmalannı sürdürüyor. 23 Mayıs: Sağlık durumu iyi- ye gidiyor. Göz muayenesinden geçirildi. (Alınan bilgiye göre Ecevit'e yapılan muayene sonu- cunda, kullandığı ilaçlann yan etkisi sonucu çift görme teşhisi konuldu.) 24 Majıs: Tedavi gördügü oda- nın bulunduğu 7. kattaki kori- dorda 10 dakika yürüyüş egzer- sizi yaptı. 25 Mayıs: Sabah ve öğle sa- atlerinde 10'ar dakika iki kere yürüyüş yaptı. Hafta başı olabi- lir Böbrek hastası kızla sohbet Aynı hastanede böbrek nakli ameliyatı olan Esra Ergün, dün Ecevit'in yanına giderek 10 da- kika sohbet etti. Babası Etlik semtinde dekorasyon işi ile uğ- raşan Ergün'ün önceki gün ame- liyat olduğu, Rektör Prof. Dr. Haberal'ın Başbakan Ecevit'e bu konuda bilgi verdiği öğrenil- di. Bu sohbet sonrasında Ergün'ü merak ettiğini söyleyen Ecevit, "Esra'jı görmek istediğmi" ak- tardı. Ancak Ecevit, ameliyat ol- duğu için küçük Esra'yı odası- nın kapısında görmekle yetindi. IMF dayatmalarına protesto Emekçiler meydanları doldurdu Haber Merkezi- Ka- mu Emekçileri Sendi- kalan Konfederasyonu (KESK)üyeleri dün Is- tanbul, Izmir, Samsun ve Mersin'de meydan- lardaydı. Diyarbakır, Ur- fa ve Adıyaman'da dü- zenlenmek istenen mi- ting ise OHAL Valili- ği'nceyasaklandı. Istanbul Çaglayan Meydanı'nda toplanan bini aşkın KESK üye- si, 57. hükümeti pro- testo ederek "tş güven- Ugi bir an önce sağlan- mabdır. 2 mflyon kamu emekçisinin toplu gö- rüşmeyitop- hısözleşmevc çevirme sü- reci başla- nMşür" dedi. Mitingde konuşan KESK Ka- dın Sekrete- riSevgiGöy- çe, "GrevU toplusözleş- meli yasa için,tophıgö- rüşmeyitop- lusözleşnıeye dönüştür- mek için öz- gür-demokratik Türki- ye için KESK'te gerek- li kararbbk, mücadele azmi \e inisi>'atif var- dır" dedi. KESK tarafindan Mersin Cumhuriyet Alanı'nda düzenlenen bölge mitingine yakla- şık 4 bin kişi katıldı. Aralannda KESK Genel Başkanı SamiEvren'in de bulunduğu emekçi- ler saat 11.30'danitiba- ren "Genel grev, genel dimıiş-'.-Zaferdirenen emekçinin olacak", "Emekçiler değil, çete- ciler yargılansın", - Ya- şasm iş, ekmek, özgür- • KESK Genel Başkanı Sami Evren, Türkiye'de demokratik hükümetlerin oluşabilmesi için önce Siyasi Partiler Yasası'nın değişmesi gerektiğini söyledi. lükmücadelemiz" slo- ganlanyla Istasyon Ala- nı'ndan yürüyüşe geç- tiler. Cumhuriyet Ala- nı' nda emekçilere hitap eden Sami Evren," Tür- Idye'de demokratik hü- kümetkrin oluşabDme- si için önce siyasi parti- ler yasasuun değişmesi gerekir" dedi. îzmir'de de Bornova Stadyumu önünde top- lanan emekçiler slogan- larla Cumhuriyet Mey- danı'na yürüdü. KESK Dönem Sözcüsü Musa Sever, özelleştirme ve bölge mü- dürlüklennın kapatılması- na karşı çık- manın tüm emekçilerin ödevi oldu- ğunu belirti. Samsun Cumhuriyet Meyda- nı'nda ise yaklaşık 5 bin kişi bir araya geldi. KESKMYK üyesi thsan Avcı 350 bin personel açığı bulunma- sına karşın fazla kadro- lardan söz edildiğine, 30 bin memurun zorla emekli edilmek istendi- ğine dikkat çekti Diyarbakır'da da dü- zenlenmek istenen mi- tinge OHAL Valiliği izin vermedi. KESK Genel Sekre- teri Mustafa Ava yaptı- ğı açıklamada, Diyar- bakır'a izin verilmeme- si üzerine mitingi Urfa veya Adıyaman'da dü- zenlemek istediklerini, ancak yine yasak kara- nyla karşılaşnklannı be- lirtti. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com "Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor... Hafif bir kınklık hissettiğim için, kendi kendime bir günlük din- lenme ve düzelme izni verip evimden çıkmayacağım... Yazılarımı gönde- rebildiğim için pek de huzursuz de- ğilim. Tam öğleye doğruydu... Eşim ka- pıdan başını uzatarak: 'Kalkman ge- rekiyor... Gözleri cam gibi parlayan, belki de sahiden cam olan çizmeli bir adam geldi, ille de seni görmesi gerekiyormuş...Darılma ama üzerin- den şarıl şarıl sular akarken burala- ra getiremem. Salonda oturuyor, se- nin oraya gitmenden başka yol yok!" Bedii Faik, ülkemizin yaşayan en önemli gazetecilerinden. Gazeteci- lik anılannı yazdığı, "Matbuat Basın Derkeen... Medya" başlıklı kitabının üçüncü cildi Doğan Kitapçılık'tan ya- yımlandı. Günümüzün koşullarından oldukça farklı bir gazetecilik anlayı- şının egemen olduğu bir dönemi an- latıyor usta Bedii Faik. Bedii Faik'in eşinin sözünü ettiği Sait Faik'in Pasaportu evlerine gelen sulara batmış adam edebiyat dünyasının bilinen ismi Sa- it Faik'ti. Sait Faik, Fransa'yagitmek amactyla pasaport başvurusunda bu- lunmuş ve onu reddetmişlerdi. Ada vapurundan arkadaşı olan gazeteci Bedii Faik'ten yardım istemeye gel- mişti. Gerisini Bedii Faik anılarında şöyle anlatıyor: "Karşımdaki Sait Fa- ik'ten başkası değildi. Lastik çizme- lehnden süzülen sular, yan halıya ya- n döşemeye yayılarak küçücük bir bi- rikim yapmış adetal. Üzerimdeki ya- tak kıyafetinigörünce, mahcup ve çe- kingen hali büsbütün artıyor." • • • Bedii Faik, Sait Faik'in pasaportu- nu alabilmek için uğraşıyor. Sonun- da ona pasaport vermeyi kabul edi- yorlar, tek şartları Bedii Faik'in kefil olması. Üstelik soyadı benzerliği ne- deniyle Bedii Faik'in, kefaleti Sait Fa- ik'in babası yerine imzalaması gere- kiyor. Bedii Faik, kefil olmayı kabul et- mesini şöyle anlabr "Belkigerekli, bel- ki de idareten uydurulmuş bir forma- lite gereği kefil olmuştum ama, aklı- ma bir an dahi 'Ya dönmezse' diye bir küçük çengel takılmamıştır! Sa- it'in Istanbul'dan Burgaz'daki balık- çı dostlanndan, Beyoğlu meyhane- lehnin dumanlı, ekşi kokulu havasın- dan vazgeçeceğine akıl yatırmak için onu hiç tanımamak, tek hikâyesini dahi okumamış olmak belkiyeterii ola- bilir. Ama meyhanedeki şarap fıçısı- na dikilmiş gözleriyle akan şarabı 'mor' gördügünü ve böyle yazmak- la kalmayıp, bunu tuhaf bulanlara karşı, 'Sen şarabı mor görmeye ka- dar varamazsın ki, onu anlayabile- sin' diye bağınşına rastlamışsanız, Burgaz iskelesinde iki balıkçıyı görür görmez, nasıl bambaşka bir görü- nüşe bürünüp rüyaya dalar gibi on- lann dostluklanna atladığını görmüş- seniz, hele hele Türkçe küfrü, Türk- çe soluk koyverişi ve Türkçe patla- yışı ondan silip yerlerine Fransızca ke- kelemeyi, Fransızca nefeslenmeyi ve Fransızca infiali koymanın imkânsız- lığını biliyorsanız, Sait'in dönmeme- si ihtimaline değil, daha çok ve ça- buk, gidişinin suya düşme olasılığı- na rahatça yapışabilirsiniz!" Bedii Faik'in beklediği gibi olur, Sa- it Faik zorla aldığı pasaportla gittiği Paris'te on gün kalır ve döner. Bedii Faik'e şunları söyler:"...Istanbul'u sokaklan, meyhaneleri, vapuru, Ada'yı hep gözlerimin önünde bularak, Pa- ris kahvesinde oturmak gibi boktan bir duruma ancak bu kadar dayana- bildim." • • • Bedii Faik'in anılan, gazetecilikte her şeyin zaman içinde ne kadar değiş- tiğini ortaya koyuyor. örneğin Dün- ya gazetesinin patronu Falih Rıfkı Atay, eşinin bir haber nedeniyle Be- dii Faik'e tepki göstermesi üzerine eşinin hissesini Bedii Faik'e devret- meye karar veriyor. Gerekçesi de çok önemli: Yarın ben ölürsem, bunlar gazete üzerindeki hisselerine dayanarak, senden gazeteciliğe ay- kın şeyler isteyebilirier. Bu nedenle sen de gazetenin yan hissesine sahip ol ki, sesleri çıkmasın. Şimdi ise bırakın patronun isteklerini, iş takibi, yönetici çıkarlan bile gazetecilikte bir marifet sayılmaya başlandı. Aradan 60 yıla yakın bir zaman geçti. Türkiye hâlâ, düşünce özgür- lüğünü, örgütlenme özgürlüğünü çözemedi. Basın ise geçmişe göre, gerçeklerden daha fazla koptu. Sait Faik'in pasaportu zorlukla aldığı bir ülkeden, bugün nereleregelebildik? Idam cezası, Kürtçe eğitim hâlâ "vatanseverlik" kapsamında kabul ediliyor. Bedii Faik'in anılan, önemli dersler- le ve hoş örneklerle bir solukta okunuveriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle