Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 MAYIS 2000 PAZARTESİ
8 HABERLERİN DEVAMI
CüMHURtYET'TEN
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
• Baştarafi 2. Sayfada ''
Yolsuzluk konusunda Türkiye'nin dışandan görü-
nümü de iç açıcı değil. Etik Uygulamatar Merkezi'nin
(ERC) yaptığı araştırmanın ortaya koyduğu sonuç-
lardan bir bölümünde yer alan yargılar düşündürü-
cü boyutta.
• Devlet, kamu görevlilerine geçinebilecekteri ka-
dar maaş vermediği için rüşvet olağan karşılanıyor.
• Kamu görevlileri, hediye teklif edilinceye kadar
trtiz davranıyor.
• Emekli olan devlet memurian, daha önce iş yap-
tıklan şirketlerde görev alıyor ya da hisse ediniyor-
lar.
Bu yargılann tüm kamu görevlileri için geçerii ol-
duğunu varsaymak ne kadar haksız olursa, yok say-
mak da o kadar olanaksızdır. Denecek odur ki, yol-
suzlukla savaşımda önemli bir adım atılmıştır. Ancak
Cumhuriyet okurlan, üma Bildirgesi'nin, yolsuztuk-
la savaşımın başan koşullarını belirleyen şu cümle-
sini anımsayacaklardır (13 Ekim 1997).
"Yolsuzluktan sabıkalı kişilerin politik makamlara
ve kamu güvenliğı ile ilgilı yeriere atanmasının ön-
lenmesi."
Bunu beceremezsek Tantan'ın iyi niyetli girişimi
yalnızca "girişim" düzeyinde kalabilir.
•
ûnümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir
hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla.
Cumhurbaşkoru
Rau: Göç
ALİYILDIRIM
BERLİN - Alman
toplumu içinde bir ya-
bancı düşmanlığı oldu-
ğu ve hatta yer yer ya-
bancılardan nefret eden
çevrelerin de bulundu-
ğu belirtilerek, her ko-
nuda her kesime görev
düştüğü, bu kez ülkenin
en üst düzey temsilcisi
tarafından hatırlatıldı.
Federal Almanya Cum-
hurbaşkanı Johannes
Rau, geleneksel nitelik-
teki ve Almanya'da ya-
şayanlara yönelik bu
yılki başkent konuşma-
sını yabancılar sorunu-
na ayırdı.
Geniş ılgi gören ve te-
levizyonlardan da naklen
yayımlanan konuşma-
sında, "Göç hem bir yûk
hem de bir zengmkşme-
dir" diyen Rau, görece
karamsar bir tablo çizdi.
Yabancılara karşı saldır-
gan bir hoşgörüsüzlük,
yabancı düşmanlığı ve
hatta 'yabancılardaıı nef-
ret duyan' çevreler bu-
lunduğunu söyleyen,
bunlann görmezlikten
gelinemeyeceğini hatır-
latan Rau, buna karşılık
bir de yanlış anlaşılmış
bir yabancılar dostluğu-
nun var olduğunu belirt-
ti. Alman Cumhurbaşka-
nı,"Yanlış anlaşıbmş ya-
bancüar dostluğu, biriik-
teyaşamanın getirdiği so-
runlan dikkate alnuyor.
Davranış biçimlerimizi
birbirine bağlayan, açık
temel değertere ihtiyaa-
mızvar" şekJınde konuş-
tu.
50 dakika süren,
'Korkmadan ve Düşe
Kapdmadan: BirMkteAl-
manya'daYaşamak' baş-
lıklı konuşmasında, Al-
manlann da, yabancıla-
nn da bu sorunlar karşı-
sında yeterince mücade-
leci olmadığı görüşünü
dile getiren Rau, yaban-
cılann da uyum için pek
atak olmadığından ya-
kındı. Cumhurbaşkanı,
"Biz buradakDer ile şu-
radaküer arasmdaki çe-
lişkryi demokratik bir
toplum uzun süre taşrya-
maz" dedi. Rau, aşın
sağcılann şu sıralarda
ulusal olarak kurtanlmış
bölgelerden söz etmele-
rinin, hukuk devletı için
de, demokrasi için de bir
alarm işareti, aynca tûm
gerçek yurtseverler için
de birutanç nedeni oldu-
ğunu kaydederken "Kim
saklırgan hoşgörüsüzlük
karştsında susarsa, suça
ortak olmuş olur" dedi.
Rau, göç ile sığınma-
cılar sorununun birbiri-
ne bağlanamayacağını
savunurken "Göçdüzen-
lemesi özçıkara dayanır,
sığınma hakkının ise öz-
çıkarla bir ilgisi yoktur.
Almam a. ölüm korkusu
altında yaşayan insanlar
için bir güvenlikli adres
olmalı ve öyle de kat-
mandır" dedi.
Bokankktm
okıılhıra uycın
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Millı
Eğitim Bakanhğı. 18
Haziran 2000'de yapıla-
cak ÖSS öncesinde ge-
reklı hazırlıklann yapıl-
ması için okullara 7
uyanda bulundu.
Meslek seçeneklerinin
artması ile gerçekçi se-
çim yapmanın da zorlaş-
nğına işaret edilen genel-
gede, şu uyanlarda bulu-
nuldu:
- Okul yöneticileri,
rehberlik servisleri, reh-
ber öğretmenler ve sıruf
öğretmenleri; öğrencile-
- rin OSS'ye^ıaznianma-
lannda azami gayreti
göstereceklerdir.
• ÖSYM tarafından
_ yayunlanan "Üniversite-
— lerYûkseköğretinıProg-
ramlan ve Meslekler
Rehberi't
nden öğrencile-
^ ^ rm ve vehlerrn yaıaılaıı-
ilan sağlanacakOf.
•Oküllâf, rehberlik ve
araştırma merkezleriyle
±
eöcin bir işbirliğinde bu-
lunacaklardır.
• Mesleklerin tanıtıl-
ması konusunda, gerek-
tiğinde İş ve Işçi Bulma
Kurumu Meslek Damş-
•'Jm bürolanyla ilişki ku-
rulacaktır.
•Öğrenciler, yükse-
köğretime yerieşmede
avantajlı olacaklan prog-
ramlara yönlendirilecek,
yönelecekleri alanlan se-
çerken; duygusalhktan
uzak, ilgi, istek ve yete-
nekleri doğrultusunda
ÖSS sonuçlanndaki pu-
an türlerine göre, başan
yüzdesi ile tercih edece-
ği yükseköğretim prog-
rammın öğrenci yerleş-
tirmedeki yüzdeliği dik-
kate alınarak uygun
programlan seçmeleri
sağlanacaktır.
~ •Smavtara hazırianma
teknikleri, öğrencilerin
mezun olduklan alan-
bölümün ağırlıklı orta-
öğretim puanına etkisi,
özel yetenek smavı ile
öğrencı alan, ek puandan
yararlanılan programlar,
burs ofemağı, ÖSYM ile
yazışmalar gibıkonuîar-
^Jâ öğrencrve veliler ay-
dınlatılacaktır.
^Ders kesiıııııfö Kauar
ortaöğretim kurumlan
müdürlüklerince özel bir
çaüşma plan ve programı
yapılarak, rehberlik et-
kinliklerinin gerçekleş-
tirihnesi sağlanacaktır.
FP'de mücadele sürecekSEBAHATKARAKOYUN
ANKARA-"MffliGörBş'>
çizgi-
sinin 30 yıllık geçmışınde rastlan-
mayan liderlik yanşma sahne olan
FP'nin 1. Büyük Kongresi'nde Ge-
nel Başkan Recai Kutan seçımı
zorlanarak kazandı. Kutan, 633 oy-
la yeniden seçilirken yenilikçilerin
adayı Kayseri Mılletvekili Abdul-
lah Gül, kongreden beklenenin üs-
tünde bir başanyla çıkarak 1154
geçerli oyun 521 oy aldı. Siyasi ya-
saklı Necmettin Erbakan'ın başın-
dan beri ortaya koyduğu kesin tav-
ra karşm yenilikçilerin yapnğj çı-
kış, FP'de yeni bir dönemin başlan-
gıcı oldu. Aldıklan oya karşın blok
liste uygulaması nedeniyle parti
yönetiıninden tümüyle tasfıye edi-
len Gül ve ekibinin, parti içi iktidar
mücadelesine hız vermesi bekleni-
yor.
ASKİ Spor Tesisleri'nde topla-
nan kongrede sık sık "Mücahit Er-
bakan", "Erbakannerede,bizon-
davtz" sloganlan atıldı, konuşma-
lar sırasında tansiyon yûkseldi. Er-
bakan'ın mesajı okunurken kürsü-
nün arkasındaki dev ekrandan
"MöcahitErİMÜuuı9
yazısınınge-
çirilmesi, yenilikçilerin "Bn bizi
kapatnu davasuıda sıkmüya so-
kar" tepkilerine neden oldu. Gele-
nekçiler de Gül ve ekibini *S«fi«si2-
Uda ve kartd medyas taranndan
yönlendinlınekk'' suçladılar.
Kongre salonuna ilk gelen Gül
oldu. Beraberinde kendisine des-
tek veren milletvekilleriyle salona
girişinde, "Başbakan Abdullah"
sloganlanyla karşılanan GüTün tu-
ru sırasında Kutan yanlılan "Er-
b a k u nerede, biz ontdıyız'' slo-
ganlan ve ıslıklarla tepki gösterdi.
FP lideri Kutan da baa parti yö-
neticileriyle birlikte yoğun alkışla
salona gırdı ve tnbündekı partilıle-
ri selamladıktan sonra protokol sı-
ralannda kendisine aynlan yerde
Abdullah Gül'le yan yana oturdu.
Kutan'ın salona girişi sırasında de-
legelerin bir bölümünün alkışlarla
destek verdiği gözlenirken tepki
vermeyenlerin sayısının fazlalığı
da dikkat çekti.
Kongre, FP Genel Başkan Yar-
dımcısı \^ysel Caodan'ın konuş-
masıyla açıldı. Daha sonra gele-
nekçilerin önergesiyle Erbakan'ın
isteği doğrultusunda Çorum Mil-
letvekili Yasin Hatipoğlu Divan
Başkanı, eski milletvekillerinden
Hayrettin Dilekcan ve Konya ll
Başkanı Tahir Akyürek de başkan
yardımcılıklanna seçildi. Kongre
öncesinde uzlaşma arayışlan so-
nuçsuzkahnca, Hatipoğlu'nun kar-
şısına Bûknt Annç'ı aday göster-
meyi planlayan yenilikçiler, kong-
re başlar başlamaz yaşanacak yan-
şın dengeleri olumsuz etkileyeceği
kaygısıyla bundan vazgeçtıler. Ye-
nilikçiler listelerin delinmesini ön-
lemek için 5 Mayıs'ta yapılan tü-
zük değişikliğinin gözden geçiril-
mesi amacıyla önerge verdiler. An-
cak önerge kabul edihnedi.
Ankara Büyükşehir Belediye
Başkadı Metih Gökçek'in parti yö-
netımını hedef alan açıklamalan,
kongredekı gerilimi ateşleyerek
tansiyonu bir anda yükseltti. Parti-
nin anamuhalefet görevini yapa-
madığını, iktidan yerden yere vu-
ramadığmı kaydeden Gökçek,
"DeJegeııin ona göre dûşûnmesi la-
zmı. Birlik ve beraberük içinde bu
seçimden çıkmanuz lazım" dedi.
Gökçek, günlerdir kongrede tek
liste çıkanlması için çaba gösterdi-
ğıni, ancak bunda başanlı olamadı-
ğmı söyledi. Başkanlık divanının
oluşturuhnası yöntemine de tepki
gösteren Gökçek, "Sayın Gûl, 10
tane tsim vereyim, bunlardan biri-
si seçflstn razıyım, dedL Buna rağ-
roen raa otunmadı" dedi. Bu ara-
da salondan "yuh" sesleri yüksel-
di. Gökçek, "küçük okun, benim
oisun" düşüncesinin yanlış oldu-
ğunu belirterek "Büyük obun, he-
pimizin dsun" diyekonuştu.
Hatipoğlu, Gökçek'in açıklama-
lanna sert tepki gösterdi. Hatipoğ-
lu, delegelere dönerek "Busizinoy-
lanmza saygBLzhk değil mi" diye
seslendi. Hatipoğlu da Gökçek'e
"Zaüâliniz, belediye mecnsi üyete-
rini nasd beüriediniz" diye sordu.
Hatipoğlu, Gökçek'e tepki göstere-
rek bir süre divandan aynldı. Vey-
sel Candan da, Gökçek'in eleştiri-
lerine yanıt verirken "Sayın Gök-
çek, önceki gfin beni aradL 'Benim
isteklerim kabul edilmezse, çıkar
aleyhinizde konuşma yapanm' de-
di" diye konuştu. Gül'ün, adayh-
ğını erken bulanlara "Neremizgenç
arnk? 70 yaşuıa geMikten, heyeca-
nnnız pörsüdükten sonra mı aday
oiahm" diye yanıt vermesi, Erba-
kan yanlılannın tepkilerine neden
oldu. Şanlıurfa Belediye Başkanı
Ahmet Bahçrvan, genç diye parti-
lerinin başına getinlen Tansu ÇD-
ler ve Deniz Baykal'ın aldıklan oy-
lann ortada olduğunu belirterek
"Bizdeki hadise genç hadtsesi değil,
partiyi bötane hadisesidir. FP itaat-
kârdır, bölünmez" dedi.
Yenilikçilerin önde gelen isimle-
rinden Bûlent Armç da konuşma-
sıyla şimşekleri üzerine çekti.
Annç, kendüerine tepki gösteren
gençlere 'Sizöncekendinizebakm.
Biz mifli gençükyetiştirmekiçin yo-
laçıknuşük,tamtama gençlik değfl.
GurüMnüzlebastmnay^çaltşsanız
da ben Galile gibi konuşmaya de-
vam edeceğbn. Dûnya dönüyor, ha-
beriniz wk SJZUI" diye çıkıştı.
"Erbakan polis gücüyle OdaJar
Birtiği'nden atüdığında kaptsının
önünde nöbettutan 10gençten biri-
yim* diyen Annç, "Bağhhkgöster-
diğiııiz m«nııı kaptsmda 30 yıldan
ntdabağhlıkgösternüs birinsanola-
rak söyhlvorum ki, ben onu sizden
daha fazia seviyorum" dedi.
Gül'ün san, Kutan'm yeşil renk-
li listelerinin dıvana sunulmasın-
dan sonra oylamaya geçildi. Istan-
bul Mılletvekili NevzatYalçıntaş'ın
her iki listede de yer alan tek isim
olduğu dikkat çekti. Kutan'ın GÎK
listesinde, Erbakan'ın ağır topla-
nndan yalnız AKOğuzve Rıza Uht-
cak'ın yer almadığı, diğer isimle-
rin yerlerini koruduklan görüldü.
1236 delegeden 1195'i 20 sandık-
ta oy kullandı.
Kutan, sonuçlan değerlendirir-
ken "Seçim sonuçlannı en iyi şekil-
deokumakzorundayız. En iyi şekil-
de okunacak ve değeriendirilecek-
tir. FP'yi tek başına iktklara getir-
mek için her tûriü önlem ahnacak-
t r " diye konuştu. Partilılerin "Ab-
duDab-Recai omuzomuza" slogan-
lan üzerine Gül kürsüye geldi. Gül
de, "Biz partimizin emrindeyiz, bi-
ze verilecek görevleri yapmaya ha-
zmz" dedi. Konuşmalann ardından
Kutan ve Gül, partilileri birlikte se-
lamladı.
Kışlah cınayeti çözülüyor
• Baştarafi 1. Sayfada
ma ve emniyet bırimleri Yüksel'i
gözaltına aldı. Yüksel, ilk ifade-
sinde Kışlah suikastındaki so-
rumluluğunu itiraf ederken
Mumcu operasyonunun ardından
panığe kapılarak örgütün silah-
lannı Sincan'da Yenipeçenek Kö-
yü Santarla bölgesinde bir tarla-
ya bıraktıklanm söyledi.
Yüksel, Kışlah suikastını ör-
gütün üst düzey yöneticilerinden
Ferhan Özmen'le birlikte planla-
dıklanm bildirdi. Bunun üzerine
tstanbul-Fatih'te bir takip sonucu
gözaltına alınan Özmen, Istanbul
tstihbarat Şubesi'nde sorgulan-
dıktan sonra dün aksam saatle-
rinde Ankara'ya getirildi.
Emniyet yetkilileri, suikast
emrini verdiİderi belirtilen tran-
lılarla bağlantıyı kurduğu samlan
adı açıklanmayan bir kişüıin de
gözaltmda bulunduğunu bildir-
Mumcü cinayetinin
zanlılan cezaevinde
M Baştarafi 1. Sayfada
Mumcu suikasü faille-
ri YusufKaraku^Ab-
dûlhamit Çeiik, Meb-
aMtAMTeÛa,Metamet
Şabiıı, Taüp ÖzçeBk,
ArifTan,H«sanKibç,
Fatft Aydm ve MaaS-
ferDağdevirenDGM-
ye getırildiler. Sanıklar
tutuklama istemiyle
Ankara DOM Yedek
Hâkimliği'ne sevk
edıldıier.
Karakuş ve Çelik,
"L'ğur Mumcu dnaye-
Üoe kanşöklan"; Tan
ise "Uğur MıuncB d-
navetine vanbm ve y»-
takhk yapüğı'' gerek-
çesiyle tutuklandı.
Dağdeviren, Aydın,
Şahin, Tekin ve Ozçe-
likde
tt
YasadtpTevbid
örgütüüyesioldııldan
n
gerekçesiyle tutuklan-
dılar. Hasan Kılıç'a ise
Kışlalı suikasü ile ilgı-
li ifadeleri nedeniyle
ek gözaltı süresi veril-
di. Tutuklanan zanlüar
Ankara Merkez Kapa-
h Ceza ve Tutukevi'ne
götürüldüler.
'Mollalara yaptınm
uygulanmalı'
• Baştarafi 1. Sayfada
ran'a yaptınm uygula-
ması gerektiğini vurgu-
ladı.
Kışlalı'run eşi Nilü-
fer Kışlah, son geliş-
menin Türkiye açısın-
dan önemli bir adım ol-
duğunu vurgulamakla
yetindi. Nilüfer Kışlah,
hiçbir şeyin Ahmet Ta-
ner Kışlah'yı geri ge-
tirmeyeceğini söyledi.
Prof. Dr. Kışlalı'run
kızı Dolunay Uluç da
sessiz kalarak emniyet
güçlerinin işini kolay-
laştırdıklannı belirtti.
Uluç şunlan söyledi:
"Onayetierin ardm-
da Tahran var. MoUa-
lardan emir akuklannı
zanlüar itiraf edryortar.
Devlet adamlannın
moUalaradaharazlata-
viz vermemea gerekir.
Dtşişleri'nin tran"a no-
ta verilmesi yeterti de-
ğıldir. Tahran'a daha
ciddibiryapünmbek-
«yoruz.Knklalan değfl,
ipleri eDerinde buluo-
duraniar cezalaodınl-
mabdır."
diler.
Içişleri Bakanı Sadettin Tan-
tan, dün gece saat 22.00 sıralann-
da Ankara Emniyet Müdürlüğü
Terörle Mücadele Şubesi'ni zi-
yaret ederek yakalanan zanlılar
hakkmda bilgi aldı. Tantan'a
operasyonu yürüten emniyet yet-
kilileri tarafından brifing
verildi. Ankara Emniyet
Müdürü Kemal İskender,
Emniyet Müdür Yardım-
cısı Yaşar Afcbaş, Terörle
Mücadele Şube Müdürü
Cavit Çevflc ile Istihbarat
Şube Müdürü Ömer Yü-
maz'ın da hazır bulundu-
ğu brifmgde operasyonun
geldiği aşama anlatıldı.
Cinayeti aydınlatan polis-
leri kutlayan Tantan, saat
23.00 sıralannda Ankara
Emniyet Müdürlü-
ğü'nden aynldı.
Necdet Yüksel dün ge-
ce saat 23.45'te Keçi-
ören'de bulunan Adli Tıp
Kurumu'na götürülerek
sağhk kontrolünden geçi-
rildi. Yüksel daha sonra,
sorgulanmak üzere yeni-
den Ankara Emniyet Mü-
dürlüğü'ne getirildi.
]ran
9
m suç dosyası kabank• Baştarafi 1. Sayfada
lanan rapora göre, 1981 yılından bu yana ger-
çekleştirilen birçok uluslararası terörist ey-
lem, lran Devrim Muhafizlan'nm merkezi
tran'da bulunan ya da lran tarafından destek-
lenen terör örgütleri ile bağlantılı olduğunu
kanıtladı. lran, Türkiye'de yaptığı gibi, bazı
eylenüerinde de ülkede mevcut örgütlerini ta-
şeron olarak kullandı.
Iran, politik hedefleri doğrultusunda IRA,
ETA ve PKK gibi terörist örgütlerle de işbir-
liğini sürdürüyor. Banlı istihbarat binmlerinin
raporlanna göre, Roma ve Vatikan'daki lran
büyükelçilikleri Avrupa'daki terör eylemleri-
nin merkezi durumunda bulunuyor. lran bağ-
lantısının ortaya konulduğu
terörist eylemlerden başhca-
lanşunlar:
Itâiya: Italya Başbakanı
Bettino Crari'nin başlattığı
soruşturma sonunda, İran'ın
Roma ve Vatikan büyükelçi-
lıkJennde calışan birçok dıp-
lomatın terörist eylemlerle
ilişkilen saptandı ve bunlar
sınırdışı edildi.
Fransa: 1982 ve 1986yılla-
n arasında Fransa, 70 Iranlı
diplomat ve öğrenciyi terörist
eylemlere destek verdikleri
için gımrHi'ji ettL 1983 yıhn-
da Fraasız polisi, tranlı mili-
tanlann hücre evlerine yaptı-
ğı baskında silah ve propagan-
da malzemesı ele geçırdi.
Ahnanya: Almarrya'da 1992
yüında Kürt muhaliflerin öldü-
rühnesi olaynun arkasından
lran çıkü. Sonışturmayı yürü-
ten savcı, cinayetin arkasında
olan lran Ulusal İstihbarat Ba-
kanı AK FaDahivan için tutuklama karan çıkardı.
Ispanya: 1994 yılında Madrid'den havala-
nan Suudi Arabistan Havayollan'na ait uçağa
gerçekleştirilen bombalı saldınnın arkasında
tran'ın olduğu saptandı.
Palrîstan: Iran'm, büyükelçiliği aracıhğıy-
la komşusu Pakistan'daki Şii gruplan örgüt-
lediği ve silahlandırdığı ortaya çıktı. 1983 ile
1986 yıllannda 90 Iranlı diplomat suıır dışı
edildi.
Mmr: Eski Devlet Başkanı Enver Sedat'ın
öldÜTÜlmesi ve Devlet Başkanı Hüsnü Müba-
rek'e yönelik başansız suikast olaylannı üs-
tlenen Islamcı terörist örgütlerin tran'la iliş-
kileri ortaya konuldu. lran destekli Islam Top-
lran basını soruşturmayı çarpıtıyor
'Türkiye kimükbunalımında'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-
îran basını, Uğar Mmncu soruşTur-
masmda lran bağlantılannın ortaya
çıkmasının ardmdan gerçekleri çar-
pıtarak süreci reformculara karşı kul-
lanmaya çahşıyor.
tngilizce yayımlanan lran Daily
gazetesinde "Miütarizm ve Gerçek-
ler" başhklı başyaada, "Turkiye'de
fcHtttTOİ Ve
ğu iddia edildi.
ifanDafly'rıin yorumunda, Türki-
ye'nin, Tahran'ın sürekli olarak içiş-
lerine müdahale ettiği şeklindeki ifa-
delerinin gerçeği yansıtmadığı savu-
nularak "Islam devrimmin ardmdan
birçok kereler Tûrk devlet adamlan-
nın k çebşkBeri Be ügüî olarak bunla-
nn lran bağlanbh oktoğu şekBnde
sistem nedeniyle iürio-
ye'nin mevcut gerçekleri ile yûzleşe-
medgp öne sürüldü. Yorumda, de-
mokratik eksıklık nedeniyle ülkenin
bir kimlik bunalımına girdiği, kritik
bir durumda bulunduğu savunularak
"şöphdlsııikastiu-ıır gerisınde Tah-
ran'ın değil "âyooist rejimin" oldu-
EUBU iddia ede&kr, asbnda kamu-
oyundan gerçeği gizfcyerekiç cefişki-
kri derinlesürTnektedirier" denildi.
iki ülke arasında iyi komşuluk iliş-
kilerinin geliştirilmesinin gereklili-
ğinin vurgulandığı yorumda, Türki-
ye-lran ilişkilerinin bozuhnasmın
yalnızca siyonist rejime yarar sağ-
layacağı görüşü kaydedildı.
lumu Örgütü, 1996 Nisanı'nda Kahire'de bir
turist otobüsünü bombalayarak 18 Yunan
yurttaşını öldürdü.
Suudi Arabistan: lran, üçüncü dünya ülke-
lerindeki terörist örgütleri kullanarak ABD
hedeflerine saldınlar düzenlemeyi tercih edi-
yor. Haziran 1996'da Dahran'daki ABD üssü-
ne gerçekleştirilen bombalı saldında 23 ABD
askeri öldü, 400'ü yaralandı.
Lübnan: Beyrut'taki ABD üssüne Islami
Cihad örgütünce gerçekleştirilen saldında 241
ABD askeri öldürüldü.
Irak: Kerkük-lskenderun boru hattma sabo-
taj, bir dizi suikast ve bombalama olayınm,
lran destekh Hizb-ül Dawa örgütünce gerçek-
leştirildiği belırlendi.
Bahreyn: tran, Bah-
reyn'de 1981 ve 1996 yılla-
n arasındaki başansız dar-
be girişimlerinin ve Ku-
veyt'teki bombalama olay-
lannın arkasında yer aldı.
Senegal: Hükümet, 1984
yılmda lran Büyükelçili-
ği'ni, devrim ihraç etme ça-
balan nedeniyle kapatma
karan aldı.
Hong Kong: Hong Kong
güvenlik güçleri, Ocak
1984'te, ülkeye bir dizi sa-
ıılıınmak
gönderilen 14
l d
amacıyla
Iranlı teröristi yakaladı.
Güney Amerika: 1983
yılında Venezuela'yı ziya-
ret eden lran heyetinin ra-
dikal tslamcı gruplarla te-
masa geçtiği, Trinidad ve
Tobago Adalan'nda eylem
planlannı yaptıklan ortaya
çıkü.
• • ^^^
G U N D E M MtSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
nuçtu.
Necmettin Erbakan destekli Recai Kutan yan-
lılan açık-kapalı sohbetlerde yeri gelse de gelme-
se de şunu söylüyoriar:
"Biz geçen seçimde aslında çok başanlıydık.
Herkes 1995 seçimlerinde alınan sonuçlara bah-
yor. Oysa hareketin genel çizgisine baktığımızda
yözde 15iyidir..."
Recep Tayyip Erdoğan destekli Abdullah Gül
de dünkü konuşmasında sık sık bu konuya degin-
di; "Tabana danışılsaydı daha farklı birsonuç olur-
du" dedi...
Genel başkan adaylannın ve taraftartannın ko-
nuşmalannda "neyaparsak, nasıl hareket edersek
tek başımıza iktidara yürûrüz" sorusuna yanrt ara-
nıyordu. Kongreye geliş sürecinde olduğu gibi, sa-
londaki konuşmalarda da iki aday arasında ideolo-
jik bir fark olmadığı ortaya çıkıyordu.
FP çizgisinin büyük kongrelerinde hep oklar dı-
şa dönük olur; batıl zihnıyetten girilir, düzenin par-
tilerinden çıkılırdı... Dün ise oklar daha çok içe dö-
nüktü. Siyasette geçerli yaklaşımlardan biri şudun
İktidara yürüyen partilerin iç sorunlan öne çık-
maz!
Dün iktidara yürüyen bir partinin kongresi yok-
tu. Daha çok birbirinin üzerine yürümeye hazıria-
nan bir hava vardı.
Tribünler biraz "taşıma", biraz "kaşıma" koku-
yordu. Taraflar arasında olağanüstü bir gerginlik
dikkati çekmiyordu, ama "Erbakan nerede bizora-
dayız" sloganını atanlann öfkesi, eskisi gibi "dü-
zen partilerine" değil, "iç düzeni bozanlara" idi!
'Erbakan devrimi'
Erbakan'ın gölgesi hemen her köşede hissedi-
liyordu.Tribünde, "One diyorsa, o'sloganı... Kür-
sünün en başında, "Prof. Dr. Necmettin Erbakan"
yazılı kocaman bir çelenk... Dışanda Erbakan'ın
kitaplan. Bunlardan birini satın aldım. Adı şu:
"Erbakan Devrimi..."
Içindeki konu başlıklanndan bazılan şöyte:
Bir kahramanın öyküsü, şanlı bir mücadelenin ta-
rihçesi, Erbakan ve Kıbns zaferi, Erbakan gerçeği,
Erbakan'dan altın kurallar, Erbakan geliyor...
Kitabın arka kapağına ise Erbakan'ın şu tanıdık
sözleri yazılmış:
"Türkiye'nin şu anda bir şeye karar vermesi la-
zım; Adil Düzen'e geçilecek, bu kesin şart! Bu ge-
çiş dönemi yumuşak mı olacak, sert mi olacak?
Tatlı mı olacak, kanlı mı olacak? Altmış milyon bu-
na karar vereceğiz!"
Başında FP bantlı genç, kitaplan yan yana dizmiş,
tanesi bir milyona satıyordu...
Hemen ötedeki seyyar kasetçide satılanlar da
kongrenin havasına uygundu:
Dayan Mücahit, Zikirli Kaside...
Kongre salonu çevresi satıcılan uyanıktır. Nerede
ne satacaklannı bilirler. Karşıyaka mezarlığının he-
men karşısındaki ASKİ tesislerinin önünde "şifalı
bitki" satıcılan da tezgâhını kurmuştu. Otlar yan ya-
na dizilmiş, üzerlerine adı ve neye iyi geldiği yazıl-
mış:
Karabaş otu (damar sertliğine), oğul otu (tansiyo-
na), yaban dağ kekiği (şekere), sinameki (kabızlığa)...
Ağır kokulan yan yana dizen bir başka satıcı da
bunun hemen yanına lespihleri ve misvaklan diz-
miş...
Yeniden salona dönelim...
Kongre haremlik-selamlık biçiminde düzenlen-
mişti. Kadınlara, salonun kürsüye göre sol ilerisin-
de yer aynlmıştı. Hemen tümü kapalı kadınlar ken-
dilerine aynlan bölümün dışına çıkmamaya özen
gösteriyoflardı...
Salonun yaş ortalaması orta yaşın üzerindeydi.
Salonun görevlileri ise lise-üniversite düzeyi genç-
lerden oluşuyordu. Zaten partiler gençlere genel
olarak, pankart asma ve koruma yapma görevini uy-
gun görüyorlar!
Tribünlerde ağırlığı ise daha çok 1995'te RP'yi
Türkrye'nin birinci partisi yapmış kesim oluşturuyor-
du.
Onlar da usul usul orta yaşa doğru yürüyorlardı...
Çizgi yaşlanryor...
7. ayda doğan
yeniumut
I Baştarafi 1. Sayfada
bilinin kapısun açarken
sol eliyle paketi aldığı
sırada patlama gerçek-
leşti. Benzer faili meç-
hul cinayetleri kamu-
oyunun belleğinde fihn
şeridi gibi yineleyen ha-
in saldın, bir aydmlan-
ma savaşçısını daha
aramızdan aldı.
Jandarma Kriminolo-
ji Laboratuvan'nda ya-
pılan incelemelere göre
suikast, bira kutusunun
altı delinerek içine
"CompositB'' denilen,
hem C-4'ün hammad-
desi olan "RDX" hem
de "TNT" kanşımı
bombayla gerçekleşti-
rildi. Benzer düzenek,
18 Ekim 1999'da Istan-
bul'da Diyanet Işleri
Vakfı Kitabevi'nin ka-
pısının önüne bırakılan
bombayla mekanik dü-
zenek açısından hemen
hemen aym özellikleri
gösteriyordu. Kitabevi-
ne bırakılan patlayıcuıın
da saat ateşlemeli, elekt-
rikli fünyeli, parça etki-
li, el yapunı, saatli boru
bomba olduğu belırlen-
mişti.
- Kışhrfr suikastında
kullanılan bombayla
aynı düzeneği taşıyor-
îu, ancak farklı miktar-
larda patlayıcı malzeme
içeriyordu. Composit
B, RDX ile TNT'nin
aynı kap içinde bir ara-
ya getirilmesinden olu-
şuyor. Özellikle Al-
manya ve Ingiltere'de
üretimi yapılan bomba,
NATO standardma sa-
hip. Patlayıcı, Ortado-
ğu ülkelerinde terör ör-
gütleri tarafindan kulla-
nıhyor. Suikastın ardm-
dan Türkiye'den çıkış
yapmak isterken kuşku
üzerine 3 tranlı gözaltı-
na alındı, 12 saat sorgu-
landıktan sonra serbest
bırakıldı.
tranlılann gözaltına
ahnmalan, Ankara ile
Tahran arasında yoğun
diplomatik girişimlere
neden oldu. tranlı yetki-
liler, "Gerekaz yere gö-
zaltına akiınız" derken
Türkiye, "Bu ldşflerden
resmi pasaport çıkmadL
Pofis görevini yerine ge-
tirdi" yanıtını verdi.
Soruşturmayı yürü-
ten güvenlik birimleri,
çalışmalan sonunda
çizdîkleri 1 *i bayan 3
robot resmi basma da-
ğıtmışlardı.
Hizbullah'a yönelik
operasyonlann Ankara
ayağında Etimesgut'ta
hücre evinde yapılan
aramada Kışlalı suikas-
tında kullanılan düze-
neğin ayrusı ele geçiril-
di. Ancak sonuç alına-~
madı. Jandarma Alay
Komutanlığı'nın so-
rumluluk alanındaki
Kışlalı suikastında,
Uğur Mumcu cinaye-
tinde yaşananlann ter-
sine delıller tıtızlıkle
toplandı ve incelendi.