27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 MAYIS 2000 PAZARTESİ HABERLER Oral Çelik yine kurtuMu • ANKARA(AA)-Oral Çelik'in, Malatya'da 1980 öncesi bir öğretmeni öldürmek, birini de öldürmeye teşebbüsten yargılandığı davada verilen beraat karan kesinleşti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Malatya Ağır Ceza Mahkemesi'nin beraat karannı onadı. Malatya AğırCeza Mahkemesi'nde, 1980 öncesinde öğretmen "Nevzat Yıldınm'ı öldürmekten, Mustafa CankuTu öldürmeye teşebbüs, ahaliyi birbiri aleybjne silahlandırarak mukateleye teşvik etmekten ve izinsiz silah taşımaktan" yargüanan Oral Çelik, delil yetersizliğinden beraat etmişti. Dünya Basın • ANKARA (AA)- Tüıkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Türk-lş, "3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü" dolayısıyla "Avrupa Birliği Uyeliği Sürecinde Tûrkiye'de Basın Özgürlüğü ve Gazetecilerin Çalışma Koşuüan" konulu bir panel düzenleyecek. AnkaraOteli'nde çarşambagûnü gerçekleştirilecek panelin açılışında Türk-tş Genel Başkanı Bayram Meral'in yanı sıra • Başbakan Bülent Ecevit, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımoısı Devlet Bahçeli. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kııtan ve Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Tansu Çiller'in de birer konuşma yapmalan bekleniyor. Ali Gülmez'in idam istendi • ANKARA (AA)- AnkaraDGM Cumhuriyet Başsavcılığı, dönemin Çankın Valisi Ayhan Çevik.'e düzenlenen bombalı saldın olayının talimatını verdiği ve olayda kullanılan bombayı yaptığı öne sürülen TlKKO örgütünün Karadeniz Bölge Sekreteri Ali Gülmez hakkında "Örgüt üyesi olduğu, örgüt adına eylem ve faaliyetlerde bulunduğu" gerekçesiyle idam istemiyle dava açtı. TEMA geleceğini tartrçtyop • tstanbul Haber Servisi -TEMAVakfi,ilkkez geleceğe yönelik vızyon, strateji ve hedeflerini belirlemek üzere 28-30 Nisan tarihleri arasında "Arama Konferansı" düzenledi. Silivri Klasis Otel'de gerçekleştirilen konferansta, toplumun her kesiminden gönüllülerin ve üyelerin katüdığı tartışma gruplan oluşturuldu. Sfüçuk, Çorlu ADirde • ÇORLU (Cumhuriyet) - Çorlu Atatürkçü Düşünce Denıeği'nin (ADD) geleneksel dayanışma yemeğine katılan gazetemiz yazarı llhan Selçuk, ADD'nin "Türkiye'nin her tarafına dikip yollan aşmaya, • saptamaya ve trafık ışıklannı koymaya aday olarak ortaya çıkan bir demek" olduğunu söyledi. Hasret Güttekin anıldı • ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - 2 Temmuz ~ 1993 Sıvas katliamında yaşamını yitiren sanatçı Hasret Gültekin, 29. do- ğum gününde Kültür Ba- kanlığı, Hasret Gültekin K-ûltûr Merkezi ile Pir Sultan Abdal Kültür Der- neği'nin ortaklaşa düzen- lediği "Otay Dinletileri" adlı etkinlikle anıldı. Atamalar ve rant kavgası, parti yönetimi, bakan ve milletvekillerini birbirine düşürdü MHP'de iklKlar savaa'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Devlet Bakanı Sadi So- muncuoğhı'nun cumhurbaşkanı adayhğının engellenmeye çalı- şılmasıyla MHP'de su yüzüne çıkan iç çatışmanın boyutu bü- yüyor. tlk olarak Çorum Millet- veİcili VabitKayına'nın, Saglık Bakanı Osman Durmuş'u döv- mek istemesiyle ortaya çıkan kadrolaşma kavgasına, MHP Genel Sekreter Yardımcısı Ah- met Erol Ersoy'un Yozgat Ba- yındırlık Müdürü Fevzi Aykaç'ı tehdit etmesiyle ihaleler de ek- lendi. Meclis'te yaşanan olayla- nn ardından MHP Genel Baş- kan Yardımcısı Şevkat Çetin ile MHP Grup Başkanvekili Ömer lzgi arasında geçen söz düellosu ise parti içindeki iktidar müca- delesini gözler önüne serdi. Bir- çok milletvekilinin bakanlar ve parü yönetimiyle kavgah oldu- ğu belirtüirken bazı milletvekil- leri, yönetimi "proje üreteme- meîde" suçluyor. Devlet Bakanı Sadi Somun- cuoğlu'nun cumhurbaşkanlığı- nın engellenmeye çahşılmasıyla MHP'de patlak veren iç çahşma- jun temelinde kadrolaşma, iha- lelerin paylaşımındaki kavga ile parti ıçındekı ıktidar mücadele- sinin yatUğı belirtildi. Partide atamalarla ilgili ilk kavga, hü- kümetin kurulmasmdan kısa bir süre sonra yaşandı. Çorum Mil- letvekili Vahit Kayıncı, MHP grup toplantısından çıktıktan sonrakuliste Sağlık Bakanı Dur- muş'un üzerine yürüdü. Seçim bölgesine yapılan bir atamaya tepki gösteren Kayıncı, küfretti- ği Durmuş'u dövmek istedi. Tiınca Toskay'a sakhn Bu olayın ardından bu kez Or- du millervekili Cemal Engin- yurt, Devlet tstatistik Enstitü- sü'nde ıstediği atamalann yapıl- mamasına sinirlendi ve Devlet Bakanı Tunca Toskay'ın maka- mmı silahıyla bastı. Toskay'ın genel merkeze kaçarak MHP li- deri Devlet Bahçefi'nin özel ka- lemine sığınmasıyla olay yaüş- tınlabildi. Marmara Bölgesi'nde yaşa- nan depremin ardındangeçici ve kahcı konutlann yapımı konu- sunda iki MHP'li bakanlık ara- sında yoğun bir çekişme yaşan- dı. Somuncuoğlu, fazla miktar- da prefabrike konut yapımına karşı çıkarak deprem bölgesin- de yapımı süren kooperatiflerin bitirilmesi için kredı verilmesi ve kamu kuruluşlannın tesisle- rinden yararlanılmasını önerdi. Bu öneriyi benimsemeyen Bayındırhk ve tskân Bakanlı- ğı'nın yaptığı prefabrike konut- lann bir bölümü, istek olmama- sı nedeniyle boş kaldı. Kahcı konutlannyapımı konusunda da Esld SHP Ankara MflUetvekfli Satanan Kaya, 1 Mayıs 1994 kuüamalannda polisten meydan d^ağı yedı. Solcııyııdövenpotis,MHPTkkndayaky&fi tstanbul Haber Servisi- Emniyet görevlüeri, milletvekillerine de partisine göre farklı davranıyor. MHP Ordu Milletvekiii Cemal Engmyurt, geçen günlerde cumhurbaşkanlığına adaylık dilekçesini vermek üzere TBMM'ye gelen Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğhı'nu korumakla görevli polisleri " B a mflletvekiliyiın ulan" sözleriyle tehdit edip dövdü. Savunmasız kalan polislenn tek yaptığı şey, dövüldüklerine dair rapor almak oldu. Ancak bundan tam 6 yıl önce, 1 Mayısl994'teise Ankara'da binlerce kişinin ve kameralann önünde bu kez bir millervekili polislerce feci şekilde dövüldü. Yedıği dayak sonucu yüzü gözü kan içinde kalan, ycrlerde süriiklenen milletvekilinin görüntüsünü milyoniarca kişi TV ekranlanndan, gazete manşetlerinden izledi. Dövülen milletvekiii 1 Mayıs kutlamalanna katılan SHP Ankara Milletvekiii Satman Kaya idi. Üstelik, Kaya'nm mensup olduğu parti iktidar ortağıydı. O olayda çaresiz, savunmasız kalan milletvekiii oldu. Sonra ne mi oldu? Görüntülerini milyonlann ızlediği dayakçı polısler saptanamadı! Ahmet Necdet Sezer'in cumhurbaşkam adaylığma AB'den destek Ozan Ceyhun: Demokrasi sorunu var ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AB Parlamento Üyesi Ozan Ceyhun, cumhurbaşkanlı- ğına aday gösterilen Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'in Avrupa'da ya- kından tanınan bir isim olduğu- nu belirterek "Kendisinin yaptı- ğı kimi konuşmalar AB Paria- mentosu'nda alınûlar yapüarak kuUanıhnaktadn-.Çokdeğeriibir hukuk adanudır. DUeğimiz her şeyin yolunda grtmesi Seçüirse çok muthı oluruz" dedi. 12 Eylül döneminde işkence altmda alınan ifadelerle hakkın- da adam öldürmekten dava açı- lan ve duruşmalan sürmekte olan AB Parlamenteri Ozan Ceyhun, 19 yü aradan sonra Tür- kiye'ye geldi. Yurtdışmdaki resepsiyonlarda dönemin başbakanı Tansu ÇU- ler ile el sıkışırken 1998 yılında Türkiye'nin ifadesini almak için çıkardığı kırmızı bülten ile Al- manya'da tutuklanması büyük skandal yaratan Ozan Ceyhun, Türkiye'ye geknek için 19 yıl beklemesinin gerekçesini şöyle anlatıyor: "Türkiye-ABffişkilerininben- den dolayı herhangi bir zarara uğramaması için gehnemeyi ter- cih ettim. Havaalanında 2 saat gözaltma ahnarak kahraman olabiUrtüm, ama bunu isteme- dim." Yazar Demirtaş Cey- hun'un oğlu olan Ozan Ceyhun, Cumhuriyet'in sonılanna özet- le şu yanıtlan verdi: Demokrasi sorunu: Türki- ye'nin bir numaralı sorununun Kürt sorunu olduğuna inanrru- yorum. Demokrasi sorununu Kürt sorununa endekslemek bence Türkiye'deki hiçbir soru- nun çözümlenmemesini berabe- rinde getirır. Avrupah meslek- taşlanrruzın yaptığı önemli hata Türkiye'deki demokrasi sorunu- nu Kürtlerin sorunu durumuna getirmek. 'Azmbk kavrannna cakılma- yahnı': Tartışmalar yürütülürken azınlıklar gibi kavramlara çakı- lı kalmanm doğru olmadığmı düşünüyorum. Konuşabildiğimiz konular üzerinden konuşmanın şu anki hassas konumda daha doğru bir çizgi olduğuna inanıyorum. Tür- kiye'de yaşayan Türkiye Cum- huriyeti yurttaşı Kürtlerin sorun- suz yaşamalanmn doğru oldu- ğuna inanan bir kişiyim. Türkiye, Kürtçenin konuşul- masından, Kürtçe TV'nin dile getirilmesinden rahatsız olma- malıdır. Bu alandaki sorunlan çözen Türkiye, bundan kârh çı- kacaktır. iki bakanlık karşı karşıya geldi. Dünya Bankası'nın vereceği krediyle yapılacak konutlan hangi bakanhğın yapacağı so- run oldu. Bu noktada devreye gıren Başbakan Bülent Ecevit, Dünya Bankası kredisiyle ilgili işlemlerde yetkiyı Başbakanhğa verdi. Atamalar konusunda çok sa- yıda milletvekilinin birbirleri, bakanlar ve parti yönetimiyle kavgalı olduğu beürtiliyor. Ta- nm ve Köyişleri Bakanlığı'nda yapılan atâmalardan rahatsızlık duyan MHP'li bir millervekili, partisüıin genel başkan yardım- cılarından birini suçlarken "Ba- kanlığın bazı birimkrinin ihale- lerinde trilyonluk yobuz- hık yapddL Ancak buna göz yumuhıyor ve sorum- hı Idşfler görevden ahnmı- yor. Herhalde rüşvet ah- yoriar ki görevden ahnma- smıistemiyoıiar'" dedi. Parti içindekı kadrolaş- ma ve ihale kavgasında sonörnekYozgat'ta yaşan- dı. Somuncuoğlu'na yapı- lan saldında silahına dav- ranan Genel Sekreter Yar- dımcısı Ahmet Erol Ersoy, Yozgat Bayındırlık ll Mü- dürü FevziAykaç'ı odasın- da tehdit ederek ihale işle- rinde MHP Yozgat tl Baş- kanı AhmetGüner'in em- rine uymasmı istedi. Er- soy'un, Bayındırlık ve İs- kân Bakanı Aydın ve Dev- let Bakanı Şuayip Üşen- mez'e küfrettiği belirtilir- ken Üşenmez, konuyla il- gili olarak Bahçeli ile gö- rüşeceğini söyledi. Üşen- mez, vahliğin yapacağı in- celemenin sonunda iddi- alann somutlaştınlması durumunda gerekeni ya- pacağmı kaydederek "Kimsenin yaptığı yanına kalmaz" dedi. tktidar savaşı . Somuncuoğlu'nun cumhurbaşkam adayhğı- nın engellenmek istenme- sinin ardından yaşananlar ise parti içindeki iktidar mücadelesını su yüzüne çıkardı. MHP Genel Baş- kan Yardımcısı Çetin, olaylardan bir gün sonra Somuncuoğlu'nun töreyi çiğnediğini ve istifasuıın istendiğini belirtirken, En- ginyurt' a da. "Ulköcü tav- nnıortav-akoydu" diyerek sahip çıktı. MHP Grup Başkanvekili Ömer lzgi iseBahçeli'nin olayla ilgi- li inceleme yapıhnası em- rini verdiğini belirtirken, Somuncuoğlu'nun istifa- sının istenmesinin söz ko- nusu olmadığım ve Çe- tin'in açıklamalanmn ki- şisel görüşü olduğunu söy- ledi. Çetin, bu açıklamaya "Ben, partinin teşkDattan sorumhı genelbaşkan yar- dımasryım. Partinin mûs- tahdemi değaûn" derken lzgi, "Partinin yetkfli or- ganlan genel başkan, MYK, MKK ve parti gnı- budur" diye yanıt verdi. Devlet Bakaru Üşenmez de, Çetin'in açıklamalan- mn partinin görüşü olama- yacağını belirterek "Hiç bir şev yanhşlann üzerine bina edflemez" dedi. Partinin il ve ilçe örgut- leri üzerinde çokbüyük et- kisi olan Çetin, partinin "şahinler kanadTnda yer alıyor. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar9yahoo.com Partilerin cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak bir aday üze- rinde anlaşmasını, Başbakan Bülent Ecevit, 'büyük bir uz- laşı' olarak niteledi. Necdet Sezer cumhurbaşkanı seçilir- se ilk kez böylesine büyük bir uzlaşma sonuç vermiş olacak. Şimdi Meclis kulislerinde, cumhurbaşkanı seçimi sonra- sı yapılacak değişikliklerden ve yeni hedeflerden söz edili- yor. Af kanunu ve anayasa deği- şikliği, görüldüğü kadanyla Meclis'in önümüzdeki günde- mini oluşturacak. Af kanunu tte anayasa değişikliği arastfi- da da bir ılrşki olduğunu biliyo- ruz. Çünkü yürüriükteki ana- yasaya göre siyasi suçlara af getirilmesi engelleniyor. 12 Ey- lül cuntacılan, siyasi muhalff- leri ve solu ezmeyi ve yok et- meyi arnaçladıklan için hazır- ladıklan anayasaya da bu ko- nuda af çıkanlamayacağı hük- Af Kanunu ve Uzlaşma münü koymuşlardı. 12 Eylül sonrası kurulan hü- kümetler ise cuntacılann bu türden hükümlerini değiştir- meyi düşünmediler. Düşünse- ler bile Meclis içinde yeterti ço- ğunluğu bulamadılar. Bülent Ecevit, affı da bir uzlaşma ola- rak görüyor. Öyle görmekte de haklı. Ancak, Tûrkiye'de ger- çekleştirilecek bir uzlaşma, si- yasi tutuklu ve mahkûmlan içeride bırakıp adli tutuklulan serbest birakarak gerçekteşe- bilir mi? Türkiye, Güneydoğu'da bin- lerce insanımızın yaşamına mal olan 'düşük yoğunluklu savaş'ı geride bırakıyor. Mil- yoniarca insanın yerinden yur- dundan olmasına, bütçenin önemli bir kısmını tüketmesi- ne, iç kamplaşmayı kışkırtıp gerilimin artmasına neden olan bu savaşın yaralannın sa- nlması kolay değil. Sorun, ba- zı siyasilerin düşündüğü gibi, yalnızca ekonomik de değil. Ankara Ulucanlar Ceza- evi'nde, eli kolu bağlı tutuklu- lan öldüren görevliler hakkın- da ciddi bir soruşturma bile açılmadı. Onlar görevlerine devam ediyorlar. Siyasi tu- tuklu ve mahkûmlar, cumhur- başkanı seçiminden sonra hücre tipi cezaevlerinin gün- deme geleceğinin tedirginli- ğini yaşıyorlar. Böyle bir giri- şimin cezaevlerinde yeniden kanlı otaylara neden olmasın- dan korkuyorlar. Her gün tu- tuklu ve mahkûm aileleri bu endişelerini dile getirmek amacıyla gazeteye geliyorlar, telefon ediyorlar, mektuplar yazıyorlar. Içeridekiler de benzer bir endişeyi mektup- lanna yansıtıyoriar. ••• Türkiye'nin bir uzlaşmaya ve geleceği yeniden düzenle- meye ihtiyacı olduğu açık. MHP'nin değiştiğini söyleyen- ler, eski kan davalannı sürdür- menin anlamı olmadığı uyan- sını yapanlar, iş içerideki sol- cu tutuklu ve mahkûmlara ge- lince de aynı tutumu göster- meliler. Sırf duvara yazı yazdı- ğı için, pankart açtığı için, bil- diri ve gazete dağrttığı için 'fe- rörörgütü üyesi' sayılıp onlar- ca yıl cezaya çarptınlan bin- lerce genç içeride yatıyor. Çı- kanlacak af kanunu içinde on- lar düşünülmüyor. Siyasileri içine almayan bir af kanunu, toplumdaki gerilimi azaltmak bir yana, arrtıncı bir sonuç yaratır. Bülent Ecevit'in sözünü ettiği büyük uzlaşı, an- cak bir genel afla aşılabilir. Tür- kiye, hâlâ 'före' peşinde ko- şan ve birçoğu çeşitli öldürme ve yaralama olaylannın sanığı ve hükümlüsü MHP'lilerle uz- laşıyor, onlann devletin en te- pe noktalannda görev alması- nı içtne sindiriyor, ama pankart açan genci 'terörisf' diye içe- ride tutuyor. Böyle bir uzlaşı olabilir mi? Evet, artık acılı bir dönemi geride bırakmak istiyoruz. Bu- nun gerçekleşebilmesi için cunta anayasasının toptan de- ğişmesi, gerici kanunların ayıklanması ve siyasileri de içi- ne alan bir af kanunu çıkanl- ması gerekiyor. Siyasileri hüc- relere tıkmaik için hazırlık yap- mak yerine, onlan serbest bı- rakacak yeni bir sayfa açma- ya ihtiyaç var. İktidar partileri uzlaşma ko- nusunda samimi iseler önce bu noktadaki durumu bir göz- den geçirsinler diyoruz. 2000^Lt YILLARDA ERDAL ATABEK hsan VMden KeşfeıByor... 20. yüzyıl, uzaktan iletişim (telekomünikasyon) ve biyoteknoloji alanlarında yaşanan gelişmelerle 'ar- tıkinsanın modasının geçtiğine' ilişkin bir kanıyla ka- panıyordu. Artık 'akıllı robotlar1 vardı, insanlann pek çok işi- ni onlar yapacaktı, insanlar da kapı dışan editiyor- du. Bir şirkette 'bilgisayara geçmek', birçok kişinin işten atılması demekti. 'Akıllı kapılar' sahibini tanı- yarak açılıyor, 'akıllı evler' sahiplerinin isteklerine programlanıyor, 'akıllı biletler' ücret tutannı hesap- lıyordu. İnsanın hayat içindeki yeri de 'hazırianmış programlara göre biçimleniyor', dünya üzerindeki yeri tarihsel önemini kaybediyor gibi görünüyordu. Yapay zekâ çalışmalan, gen klonlanmast gibi ye- ni teknoloji yöntemleri, insanı 'modası geçmiş do- ğal ürünler arasındaki müzelik yerine' mi kaldınyor- du? İnsanın binlerce yıllık tarihi, gitgide getişen insan beyni, 100 milyar beyin hücresi, binlerce milyara ulaşan hücreler arası bağlantılar (sinapslar), beynin elektriksel ve biyokimyasal etkinlikleri, o her an de- ğişen duygu zenginliğimiz, sezgi gücümüz, irade gücümüz, zortuklan yenme becerilerimiz, sorun çöz- me ustalıklanmız mikroçiplerle hızlı iletkenlere mi devredilecekti? İnsan da kendi yaptıklannın kurba- nı olarak tarihin çöplüğüne mi atılacaktı? ••• Bugün 1 Mayıs 2000. Bu toplumun belleğine '7 Mayıs'lan 'işçilerin yürüyûşü' - 'çatışmalar - kan dö- külmesi' çağnşımlanyla yerieştirmiş olan sağ politj- kalann gelmiş geçmiş bütün kuruculan, yöneticile- ri, yandaşlan insanlara emeklerini unutturmaya ça- lışmışlardır. Insanlan emeklerine yabancılaştıran bir sömürü mekanizması, bilimsel-teknolojik gelişme- leri de bu mekanizmayı pekiştirmek için kullanmış- tır. Savaşteknolojileri dünyanın 'egemen ülkelehni' güç kullanarak üstünlük sağlayacak duruma getirir- ken üretim teknolojileri de ınsanlan üretim alanlann- dan işsizlik çukurlanna süpürmek için kullanılmaya başlanmıştır. Ama bugün bu politikalann iflas ettiği gorülmek- tedir. İnsan yeniden kazanmaktadır İnsanın insana yaptığı ihanet ortaya çıkmaktadır. Robotlann insanlann yerini tutmadığı anlaşılmak- tadır. Bu durum her alanda böyle olacaktır. Banş mücadelesi savaş ideolojisini yenecektir. İnsanlann 'programlanmış tüketim robotlan' ha- line getirilmesi projesi yavaş yavaş iflas edecektir. İnsanlar, kendilerinin ticari çıkariar uğruna 'alışve- riş maymunlan' durumuna getirilmek istenmesine karşı çıkacaklardır. (Alışveriş maymunlan, götürül- dükleri pariak şeylerle dolu yerlende her şeyi almak isteyen, ihtiyaçlanndan kopanlmış reflekse dayalı davranışlar sergilerler.) İnsan yeniden kazanmaktadır. Bu değtşimin somut kanıtlan ortaya çıkmaktadır. ••• Japonya'nın Honjo şehrindeki NEC fabrikası, montaj hattındaki robotlann yerine insanlan çalıştır- maya başlamıştır. Çünkü insanın esnekliği ve zekâ- sı değişimle başa çıkmakta daha başanlı olmalannı sağlamaktadır. Yeni bir mobil telefon montajı için in- sanlar hedef verimlilik düzeyine 8000 birim ürettik- ten sonra ulaşmışlardır (Oysa bu sayı robotlar için 64.000'dir) ve her ikisi de verimlilikte en üst nokta- ya ulaştıktan sonra insanlar, makinelerden yüzde 45 oranında daha fazla üretim yapmaktadıriar. Model değiştirmenin maliyeti 9.5 milyon dolardan 1 -2 mil- yon dolar arasında bir rakama düşmüştür. NEC'in geçmişte olduğu gibi her iki yılda bir değil de her al- tı ayda bir model değiştirmekte olduğu göz önüne alındığında bu çok önemli bir tasarruftur. NEC'in Sa- itama Fabrikası Başkanı Tomiaki Mizukami şöyle demektedir "Önce insan çalıştırmaktan vazgeçip robotlan devreye soktuk. Ama şimdi insan zekâsın- dan yararianmak zorundayız. Robot kullanmak iyiy- di ama şimdi farkına vanyoruz ki insanlaha çalışmak gerçekte daha hızlı oluyor. Yalnızca mekanik bir iş olduğu düşünülen montaj hattı işi bile insan uzman- lığının deneyimlerinden, becerilerinden ve uyum yeteneğinden yarar gömnektedir." Bir ödemeler danışmanlığı firması olan Loder Drew & Associates'in başkanı Richard Loder bu- na şöyle bir yorum getirmektedir: "ödemeler bö- lümlerinin çalışanlanna sezgi gücü, gûçlü bir hafı- za ve isabetli tahminler yapma yeteneği bağışlan- mıştır. Bu konularda bilgisayarlar bireraptaldır." Matsushita Electric Ltd.'nin kurucusu Konosuke Matsushita da "... şirketlerin var olmayı sürdüre- bilmeleri, her zekâ kınntısının her gün yeniden ha- rekete geçirilmesine bağlıdır" demektedir. 21. yüzyılda 'insan yeniden kazanıyor'. 21. yüzyıl, insanın yeniden keşfedildiği yeni bir yüzyıl olacaktır. 1 Mayıs 2000, insanlara bir kez daha kutlu olsun. Kaynak: İş Dünyasında Bilgi Yönetimi - T. Daven- port, L Prusak - Bankapital Yayını, 2000. E-mail: erdal.atabek@mynetcom.tr Fax: 0212 213 90 98 Gerger Belediye Başkanı Aksoy ve yanındaki üç kişinin cesedi bulundu ADIYAMAN- (AA) - Adıyaman'm Gerger il- çesi Belediye Başkanı İzzet Aksoy ve berabe- rindeki 3 kişinin cesedi bulundu. Adıyaman Emniyet Müdürü Ertuğrul Kara yaklaşık 7 aydan beri kayıp olan İzzet Aksoy ve beraberindeki 3 kişi- nin cesetlerinin içinde bulunduğu 42 AU 204 plakalı otomobilin An- talya'nın Gazipaşa ilçe- si yakınlarındaki Zeyti- nada mevkiinde yer alan 25 metrelik bir uçurum- da bulunduğunu söyle- di. Kara, otomobilde bulunan 4 cesetten İzzet Aksoy ve Gaffar Gö- kalp'in teşhis edıldiğı- ni, diğer iki cesedin ise Nilüfer Sancı ve Meb- met Hamdi Yûcd'e aıt olduğunun tahmin edil- diğini bildirdi. Aksoy'un yeğeni AM Aksoy, geçen günlerde yaptığı yazılı açıklama- da, tzzet Aksoy'un 10 Ekim 1999'da, Ger- ger'den Adıyaman'a gitmek üzere belediye- ye ait hizmet aracı ile aynldığını anımsatmış- tı. Ali Aksoy, İzzet Ak- soy'un aynı gün, saat 22.00 sıralannda Adı- yaman Serdaroğlu Ote- li'nden "Antalya'ya gj- dryorum" diyerek Meh- met Hamdi Yûcd'e ait 42 AU 204 plakah oto- mobil ile aynldığını be- lirtmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle