17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
I MAYIS 2000 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Mervecik Yuvaya Döndii Cici beylerin gözbebeği "Mer- vecik", vatandaşı olduğu Ameri- ka'ya yerleşeceğini açıklamış. Türbanı ile TBMM'de olay çıkar- maya kalkışan Merve Kavakçı, VVashington'da Hıristiyan-Müs- lüman Anlayış Merkezi ile Araş- tırma ve Çalışmalar Birteşik Ce- miyeti'nin düzenlediği "21. Asır- da Islami Görüş" toplantısında konuşmuş. Toplantıya katılanla- nn arasında Graham Fuller de varmış. Graham Fuller kim? Rand Kor- porasyon'da senyör üye ve Ame- rikan haber alma örgütü CIA'nın eski istihbarat Konseyi Genel Başkan Yardımcısı. Fuller ne demişti? Anımsaya- lım: "Liderler sonsuza kadar ya- şayacak ürûn vermedıler. Oysa ıncil ve Kuran veriyor. Udenerölü- yor, önce bedenleri, sonrazaman içinde düşünceleri siliniyor. Oysa Incil ve Kuran yaşıyor. fşte Mus- tafa Kemal'/n başına gelen de her tarih yazmış liderin başına ge- lenden farklı değildir." Mervecik, yuvasına geri döndü. ISIK KANSl [email protected]. 'Habeglence'Medyanın Galatasaray-Leeds Uni- ted maçına gösterdiği abartılı ilginin eleştirilmesi, kimi yazarları rahatsız etti. Galatasaray maçına dönük haber- ciliğin doğal bir "yansı" olduğunu sa- vunanlar oldu. Sosyal-lş Sendikası'nın genel kuru- luna sunulan çalışma raporunda oku- duk. ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Raşit Kaya, demokrasi ile medya iliş- kilerini değerlendirmiş. Şöyle diyor: "Medya üzerine yapılan araştırma- lar bilgi ve düşünce aktanm işlevinin, tüm dünyada, medya etkinliği içeri- sinde ikinci plana düştüğünü göster- mektedir. Artık, medya içerikleri, özel- likle görsel-işitsel medyada esas itiba- nyla eğlenceye, eğlendirmeye nasre- dilmektedir. Çünkü, hâkim anlayış çer- çevesinde medyayı yönlendiren piya- sa kurallandır." Raşit Kaya, demokrasiyi gözetecek bir medyanın belirli bir gazetecilik ve kamu yaran anlayışına dayanmak du- rumunda olduğunun da aJtını çiziyor: "Piyasa kurallanna teslim edilerekyal- nızca bu kaygıyla işletilen medya, böy- le bir gazetecilik anlayışına sahip ola- mamaktadır. Nitekim, doğru, yansız ve düzenli haberdar kılma işlevi, yaJın fakat duıvma çok uygun bir anlatım- la, yerini 'abesle ve sululukla dolu' ya da 'vurdulu-kırdılı' bir içeriğe bırak- mıştır. Artık medyanın, enformasyon sağlama işlevi yerini 'haber' ve 'eğlen- ce' sözcüklerinin birleştirilmesiyle oiuş- tunılan 'habeğlence' işlevine bırak- mıştır." Bir düşünün, Galatasaray'ın spor- daki hakiı başansı da, "habeğlence'ye dönüştürülmemiş midir? Tıpkı, Ecevit- ler'in ince eleyip sık dokuyarak siya- set dünyamıza kazandırdığı Mail Bü- yükerman'a cumhurbaşkanlığı seçi- mi sürecinde gösterilen ilgide olduğu gibi... Devrede Ülke Çapında tabip odası seçimleri yapılıyor. Bu dönem, MHP'Iİ Osman Durmuş'un sorumluluğundaki Sağlık Bakanlığı, odaların seçimiyle yakından ilgili. Sağlık Bakanlığı yetkilileri listelere gıriyor. ll sağlık müdürleri, bakanlığa bağlı hastanelerin başhekimleri kendilerine yakın hekimlerin oluşturduğu listelerin yönetimlere gelmesi amacıyla hummalı bir çalışma içindeler. Sağlık Bakanı Osman Durmuş tabip odalarını "siyaset yapmak"\a suçlamıştı ya, "Siyaset yapılacaksa eğer, onu da biz yapanz" demeye getiriliyor... Tüketici Hakları Derneği Hakkâri Şubesi Başkanı Sadık Karaman, Ankara'ya geldi. Gazetecilerie, milletvekilleriyle, yetkilileıie görüştü. Sorunlan aktardı: "Hakkâri'nin nüfusu, son yıllarda 20-30 binden 65-70 bine yükseldi. Yoksulluk ve işsizlik had safhada. Beledıye yetehnce hizmet alamıyor. Sağlık Hakkâri ile Dayanışma MOdüriüğü'nün 20 açık kadrosu olmasına karşın ilde yalnızca ikisi cerrah, biri kadın doğum uzmanı olmak üzere toplam üç uzman doktor bulunuyor. Hakkârililer, sebze, meyve, et, sağlık gibi temel alanlarda tüm gereksinimlehni Iran'dan karşılamaya çabalıyorlar. Hakkâri Valiliği, 5 bin insana yemek yardımı yapıyor. Üniversiteye giriş sınavında Hakkâri en geri sırada." Sadık Karaman soruyor: "Hakkâri'ye yatınmla, sanatla, kültürie, eğitimle, sağlıkla, iş olanaklan ile gelinemez mi?" Hakkâri halkı ile dayanışmak, onlann sorunlarının çözümü için çare aramak isteyen demokratik kitle örgütleri, sağlıkçılar, eğitimciler, yurttaşlar ve siyasetçiler için Tüketici Haklan Derneği Şubesi'nin adresini verelim: "Altay Caddesi No: 14/3 Hakkâri. Tel: 0-438-211 80 78." ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI Y1LMAZ ŞİPAL Bağ-Kur'dan SSK'ye Geçiş Soru: 1954 doğumluyum. 1978'de SSK'ye ilk kaydım yapıl- dı. 1980-1984 arası Almanya'da çabştım. Ancak, yur- da döndüğümde bu süreyi borçlanamadım. 1988 yılı itibanyla, 2760 işgününü SSK'de doldurdum. 1989'da SSK'ye ara verdiğim sırada eşim ile biıiikte kendi işyerimizi kurduk. Bu işyerinde benim payım yüzde 55'tir. Ancak, Bağ-Kur'a girmedim. Uç yıl sonra, önce başka bir işyerinde, birkaç ay sonra da kendi işyerimde SSK'den sigortab oldum. Bu du- rumda, SSK'den emekli olmak için son 5-6 yıl işyeri ortakhğından ayrılmam gerekir mi? (G.D.) YAN1T: 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız ' Çahşanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Yasası'nın (kısa adı Bağ- Kur Yasası) 24. maddesınde kimlerin Bağ-Kur kapsarruna alına- cağı açıklanmaktadır. Bu açıklamaya göre: Yasayla ya da yasalann verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşlan dışmda kalan ve herhangi bir işvere- ne hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabma ba- ğımsız çahşanlardan: "a) Esnaf ve sanatkârlar, tüccar, sanayici ve borsa ajan ve acenteleri, mimar ve mühendisler, sigorta prodüktörieri ve eksperleri, eczacılar, tabipler, veterinerler. gümrük komis- yoncuları gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı do- layısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, esnaf ve sanatkâr siciline kavıtlı bulunanlar veya ka- nunla kurulu meslek kuruluşlarma usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar, b) Kollektif şirketlerin ortaklan, « c) Adi komandit şirketlerin komandite ve komantider or- taklan, d) Limited şirketlerin ortaklan, e) Sermayesi paylara bölünmûş komandit şirketlerin ko- mandite ortaklan, f) Donatma iştirakleri ortaklar, g) Anonim şirketlerin kurucu ortaklan ile yönetim kuru- lu üyesi olan ortaklan" 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası gereğince Bağ-Kur sigortalısı ol- mak zorundadır. Yukanda gösterilen konumda olup: "a) 18 yaşını doldurmamış olanlar, b) Türk asıllı yabancüar hariç, yabancı uyruklular, c) Kanunla kurulu veya kanunun verdiği yetkiye dayana- rak kurulu sosyal güvenlik kuruluşlanna prim veya kesenek ödeyenlerle bu kurumlardan malullük veya yaşlılık aylığı ile daimi tatn işgöremezlik geliri almakta olanlar, aylık veya ge- lir bağlanması için talepte bulunmuş olanlar (Dul ve yetim aylığı veya Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan geçici veya sü- rekli kısmi işgöremezlik geliri alanlar hariç), d) Tanm işi yapanlar (tarım sanatlanna ait işleri yapan- lar hariç)" Bağ-Kur'un zorunlu sigortasının kapsamı dışında bırakılmış- tır. Eşinizle birlikte kurduğunuz iş, Bağ-Kur sigortalısı olmanızı gerektiren işlerdendir. SSK sigortalısı olarak prim öderken bu işe başlamış olsaydınız, Bağ-Kur sigortalısı olmanız gerekme- yecekti. Ancak, işi kurduğunuzda SSK sigortalısı olmayışuuz Bağ-Kur sigortalısı olmanızı gerektirir. Bağ-Kur sigortalısı ol- manızı gerektiren işinizde çahşırken SSK sigortalısı olmanız, Bağ-Kur sigortalısı olma yükûmlülüğünüzü ortadan kaldırmaz. Yargı, konuya açıklık getirmiştir: (*) "Özet: Bir kimsenin sosyal güvenlik kurumlanndan birinin kapsamında çahşmalarını sürdürmekte iken, diğer bir sosyal güvenlik kapsamına girecek biçimde çalışmaya başlaması, önceden başlayıp devatn edegelen sigortahlığım hemen sona erdirmez ve kişiyi yeni çabşmalarına göre yeni güvenlik kurumu kapsamına sokamaz. Başka bir anlatımla, kişinin ekonomik yaşamında baskın ve etken olan çalışma düzeni de dikkate ahnarak hangi sosyal güvenlik kurumu kapsamında olacağı belirlenir..." (Yargıtay Genel Knnılıı, 14 12.1994 Tarih, 1994/10-583 Hsas ve 1994/854 KararV Özetle, Bağ-Kur sigortalısı olma yükümlühlğünüz sûrerken, SSK kapsamında çahşmamz geçersiz sayılır. SSK'den emekli olabilmeniz için öncelikle yasal biçimde Bağ-Kur sigortalılığı- nı sona erdirmenız gerekir. Sonra da emekli olmadan önce, SSK sigortalısı olarak en az 3 yıl 6 ay 1 gün (1.261 gün) prim ödeme- niz gerekecektir. (*) Kaynak: Lebib Yalkın Yayınlan, Cilt AA/13, Sıra No: 445. DSPHer Bayram Edyor DSP'li 30'a yakın milletveki- li, yakalanna birer kırmızı ka- ranfil takarak basın toplantısı düzenlediler: "1 Mayısemeğin bayramı olarak yasalaşsın!" Türkiye, kara mizah ülkesi... Basın toplantısı düzenleyen milletvekillerinin içinde, çoku- luslu şirketlerin dileğini yerine getirmek uğruna uluslararası tahkimin anayasa hükmü ol- masına oy verenler var. Sosyal Güvenlik Yasası'nda değişiklik yapılarak emeğin haklannın da- raltılmasına parmak kaldırmış olanlar var. "Uluslararası ser- mayenin anayasast" olarak ta- nımlanan Çok Taraflı Yatınm Anlaşması'nın (MAI) hükümle- rini içeren ABD ile Türkiye ara- sındaki ikili anlaşmayı kabul et- mışler var. Geriye dönük tahkim anlaşmasını savunmuşlar var. DSP'li Başbakan Bûlent Ece- vit'in başkanlığındakı iktıdar, IMF'ye niyet mektubu vermiş, demiş ki, "Işçi, memur, emekli aylıklannı belli bir oranda don- duracağım. Çıftçileriçinyasam- sal önemdeki tanm destekle- melerini kaldıracağım, çalışan- lan mağdureden özelleştirme- leri hızlandıracağım." Bu prog- ramı da uygulamaya geçirmiş. DSP'li milletvekillerimiz, ya- kalanndakaranfil, 1 Mayıs'ı kut- lasınlar, türküler eşliğinde: "Karanfil ekermisin cananım I Balınan şekermisın cananım. Dünyada ettiğini cananım I Ahrette çeker misin?" Çok alkış alırlarsa, bir ikinci- sıne geçsinler: "Karanfilli yâr, allıyâr/ Hoop karanfilli karanfil- li yâr, allıyâr." HAYVANLAR ISMAÎL GÜJLCEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK [email protected] i i H A R B t SEMİH POROY [email protected] KEDt LEVO APTÜUKA TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 1 Mayıs BÛYÛKB/RKA$İf/N OLUMU.. 1873'7E 8U6ÛN, ÜNLÜ KAŞİF OT MWD UVIN6- STBUE 6O YA$INDA Ateusrt'CM ÖLÛÜ. YAPTIİI &£- ZİtOflM, BU KITANIN SİRÇOK YE/SİMİ K£ŞF£D£M J.1I//MGSTONE, YAŞAMIMI AFRl&İVA AOAA4t$T/.. ZATEN PEK ıY> OLMAYAflJ SA6LIGI, SON YOLCU- LUKLARl StRASINDA BÜS8UTÛN KÖ7ZJLEŞMİŞ, ÜSTELİIC DİZANTSR.IYC YAKALANMlŞTI. YOLA ANCAK,SAPIK ADAMLARlNIN /AHOIMffLA DEVM4 EPEBİLİyoeDU.SONUNM ACJLABA OAYAMAM/- YA8AK PuePU. ÖUJMÜ UZUAJ SÛKMBDİ. ÇOİC ÜZÜLEM AFRHCAULAR, C£SEOlHİ VE BŞYALA- RlNI lneicmeE'YE GÖND£fİlLM£K ÜZERE ZAN_ ZİBAR'A_ GÖTÜRÜRKBN, KAL8İNİ ÇJKA&P 81R ASAC/fiJ ALTINA GÖMDÜl£ft.. KALBİUİN AFRIKA'DAN AYRlLAMlYAC*6lUA İNANMIŞlAZDl'. GÖRÜŞ Prof. Dr. TURKKAYA ATAOV Ermeni Olayları ve Yahudiler Geçen günlerde Türkiye dışındakı bazı Erme- niler gösteriler yapar, hatta Atina'dakiler Türk bayrağını yakarken, Israil'de de bir bakan dahil, bazı Yahudi çevreleri 1915 olaylannı "soykınm" olarak nitelediler. Bazı Yahudilerin bu görüşü za- man zaman ileri sünmeleri ve 1915'teki Türk- Er- meni ilişkileri ile Nazilerin yıllar sonraki Yahudi soykınmını birbirine benzetmeleri yeni bir olay değildir. Bu benzetmeyi kolaylaştıran birtakım Batılı çevreler de "1915 olaylan olmasaydı, Nazi- lerin Yahudi soykınmı olmazdı" biçiminde bir sav da geliştirdiler. Hitler'in "Ermenilerin öldürülmüş olduklannı şimdi kimsenin anımsamadığına" iliş- kin (22 Ağustos 1939 tarihli) bir sözünün varlığı- nı da ileri sürdüler. Ben bu savlan (kanımca) çürüten bir araştırma- mı, küçük kitaplar boyutunda ve birkaç yabancı dilde ayn ayn tam onaltı yıl önce yayımladım. Bunlarda Yahudi soykınmının Nazi döneminin iç çelişilennden kaynaklandığını, Hitler'e belirli ta- rihte atfedilen sözlerin de güvenilir metinlerde bulunmadığını ve ayrıca bazı Ermeni çevrelerinin Nazilerie işbiriiği yaptıklarını belgelerle kanıtla- dım. Iki olay arasında kurulmaya çalışılan benzetme, pratik hedeflere ulaşma amacını güdüyor. Gös- terilerde dağıtılan küçük el ilanlan, bir yazının başlığına ya da krtabın üstüne oturtulan ve Hit- ler imzasının da kondurulduğu tek bir cümle, ta- rih olaylanndan habersiz siyasetçilerin bir aracı olmuştur. Artık hiçbiryönüyle onaylanmayan Hit- ler, üstelik söylemediği bir cümle yüzünden sık sık anılıyor, giderek Ermeni sorununun sanki ka- rar verici kaynağı gibi görünüyor. Bu yanlış tavır- lar iki olayı ızah edemedikten başka, siyasal ve pratik amaçlarta yüklüdür. Hitler bazı yetenekleri olan ama bilgisiz bir adamdı. Filmcilikten frengiye dşğinbirçok konu- ya değinen Kavgam adlı kitabı cahilliğinin de ka- nıtıdır. Tarihçi olmadıktan başka, heleTürk-Erme- ni ilişkileri konusunda en ufak bir bilgiye de sa- hip değildi. Yabancı parlamentolarda söz alan bazı siyasiler, "Nüremberg zabıtlanna göre Hitler dedi ki" palavrasını sıkıyorlarsa da. Polonya'ya sal- dırmadan bir hafta önce, 22Ağustos 1939'da, bi- ri sabah ve biri de öğleden sonra yaptığı iki ko- nuşmada, Nüremberg Mahkemesine sunulup "USA 29 ve 30" (sonra PS Y98 ve ID 14) olarak numaralanan ve güvenilir doğru metinler diye ka- bul edilen belgelere göre. böyle bir cümle kesin olarak yoktur. Ben o zabıtlara baktım ve ilgili bel- geleri kitaplanmın içinde bir daha yayımladım. O belgelerde söz konusu cümle yoksa da, 24 Ka- sım 1945 tarihli New York Times ve London Ti- mes gazetelerindeki Ingilizce çevirisinde böyle bir cümle eklenmiş, yani bir belge sahtekârlığı yapıl- mış görünüyor. Tekrarlanıp duran, işte, çevirenin yaptığı bu sonraki eklemedir. Hangi okuyucu, çe- virisi yayımlanan bir belgenin Almanca aslını ara- yıp onunla karşılaştınr? Neden bu zortama? Gerçek bir soykınm olan Yahudi katliarnıyla ona benzemeyen 1915 olay- lan arasında bir bağlantı yaratabilmek ve güçlü Yahudi lobilerinin eteğine tutunup bir yerlere uîa- şabilmek için! Türk-Ermeni ilişkileri 1915'teki nok- taya gelmeseydi, başka bir ortamda yıllar sonra gerçekteşen Yahudi soykınmının olmayacağına ina- nan bazı kişiler de çıkıyor. Oysa, Yahudi soykın- mı Alman toplumunun yarattığı bir ıç çelişinin, bü- yük sermayenin bazı "suçlan" aşağı orta sınıfta yer alan Yahudi kitlesinin sırtına yüklemesinin so- nucuydu. Günümüz Almanyası'nda da Yahudile- re ve (Türkler dahil) yabancılara karşı gene şah- lanan bir düşmanlık var Kaldı ki, Nazi Rejimiyle Daşnak İşbiriiği baş- lıklı kitabın da belirttiği gibi, bazı Ermeni grupla- nn Yahudilere karşı eylemleri de söz konusudur. 19, 20 ve 21 Ağustos 1936 tanhli Ermeni Haire- nik gazetesindeki yazılar Yahudileri "aşın milliyet- çi ve ırkçı" olarak niteleyip "kan dökümünü do- ğal" saymış, "diktatöhüğün onlardan kurtancı bir rol oynayabileceğini" ileri sürmüştür. Ermenileri hep desteklemiş olan C.J. Vtfalker bile, kendi ya- yınında, Nazilerin 20.000 Ermeniyle ek bir ordu oluşturduğunu gizlemiyor. Geçmişte TürkJerin iki kez kucak açarak kur- tardıklan Yahudilerin bazıları bu önemlı gerçek- leri bilmiyorlar. 1915 olaylarına tek yönlü yakla- şım Yahudi soykınmı tezine ancak gölge düşü- rür. Almanya'ya sadık milyonlarca masum Yahu- dinin devlet karan ve uygulamasıyla ölüme gö- türülmesini Türk-Ermeni ilişkilerine benzetmek yanlıştır. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 SOLDAN SAĞA: 1/Tüketim. 2/ Rütbesiz as- ker... Kimı 2 ağaçlardar>el- 3 de edilerek parfumveilaç 4 sanayisinde 5 kullamlan re- çine. 3/ Padi- b şahlanngönül 7 almakveödül- „ lendirmek için birine giydir- 9 dikleri değerli kaftan... Karakter. 4/ Tırnak boyası... Hal- ' ka biçiminde mercan 2 kayaliğı. 5/ Üniversi- 3 te ve yûksekokullar- 4 da yanyıl içinde ya- 5 pılansınav... Yemişle- g rın yenilen bölümü. 6/ -, Benzendentüreyenve boya sanayisinde kul- lanılanzehirlibirmad- ^ de... Şaşma belirten bir ünlem. II Gidiş. 8/ Topra- ğın nemi... Dûşey. 9/ Bir cismin hareketi nedeniy- le kazandığı enerji. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yahudilerin Tann'ya verdikleri ad... Karaciğ rin salgıladığı acı sıvı. 2/ Özgün. 3/Tadı güzel, lez=~ zetli. 4/ "Kimine bir — vermez gıyesi / Kiminirr atına atlas çul eyler" (Yunus Emre)... Okullarda kâğıt, mukavva, tahta gibi şeylerle yaptınlan çalış- malar. 5/Darvekalıncatahta... Kutsaliinanç. 6/Pa- ramızı simgeleyen harfler... Yaşar Kemalın bir romanı. 7/Biber... Adıyaman'ınbirilçesi. 8/Yerdö- şemesi olarak kullamlan plastik madde... Adlan sı- fat yapmakta kullamlan bir yapım elci. 9/ Eski dil- de su. Doğu Anadolu'da bir göl.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle