23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Genel Yayrn Yönetmeni: Orhan Erinç • Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya • Yazıışlen Müdürü: Ibra- tmtivaz Sahibi: Berin Nadi him Yddız • SorumJu Müdür Fik- ret tlkiz # Haber Merkezı Müdürü: HakanKara Istihbarat- Cengiz Yıldınm 0 Ekonomr Özlem Y üzak • Küttür Handan Şenköken • Spor AMülkadir Yücelman • Makaleler Sami Karaöreo • Düzeltme Abdullah YSZKI 0 Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge: Edibc Boğra • Yurt Haberien: Mehmet Faraç Yayın Kurulu tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, tbrahim Yddız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, HakanKara. Ankara Temsilcısı: Mustafa Balbay Atatüric Bulvan No. 125,Kat 4,Bakanhklar-AnkaraTel.4195020(7hat), Faks: 4195027 • Izmır Temsilcısı. Serdar Kıak, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel 4411220, Faks:44191170AdanaTemsücisı: ÇetiB Yiğenoglu, laönü Cd. 119 S. No:l Kat:l, Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdürü: Üstfin Akmen 0 Koorduıatör: Ahmet Korulsan 0 Muhasebe: Büleat Yener • idareHüseyin Gürer 0 Satış: Fazilet Knza MEDYA C: • Yönetim Kurulu Başkanı - Genel Mûdür Gûlbin Erduran 0 Koordınatör Reha Işıtman • Genel MüdürYardımcısı: SevdaÇoban Tel: 514 07 53 - 51395 80-513846O41,Faks.5138463 V i> ımla) an ve Baun: ^t enı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayuıcılık A Ş Tüfkocaiiı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 Istanbul. PK 246 - Sukecı 34435 lstanbul Tel (<l'2l2)512 05O5(20hat) Faks-(0/212) 513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 1 MAYIS 2000 îmsak:4.15 Güneş: 5.55 Öğle: 13.08 tkindi: 16.57 Akşam: 20.07 Yatsı: 21.41 'Sağım Sofun Trafflr • Haber Merkezi- BP'nin Emniyet Genel Müdürlüğü Trafîk Hizmetleri Başkanlığı işbırliği ile hazırladığı trafık eğitımi projesi kapsamında sergilenen "'Önüm, Arkam, Sağım, Solum Trafik" adlı tiyatro oyunu deprem bölgesindeki çocuklara sergilendi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle gezici tiyatro ekibi çocuk oyununu Gölcük ve Değirmendere'de üç ayn okulda sergiledi. Genç Müteşebbisler Jaycees Derneği'nde (Junior Chamber International) zihinsel engelli çocuklar için balo düzenledi. Baloda Mavi Başrak Engelliler Eğitim ve Spor Kulübü Derneği'nin açnuş olduğu okullarda eğitim gören 100 kadar zihinsel engelli çocuk gösterilerini sergilediler. 'Alo Çocuk Hatü- • İstanbul Haber Servisi - Fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik ıstısmar ve şiddete uğramış veya uğrama ıhtımalı bulunan çocuklara yardımcı olmak amacıyla 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı'nda açılan "Alo Çocuk Hattı"nı 4 gün içinde 8 kişi aradı. lstanbul Sosyal Hizmetler Müdürü Kahraman Eroğlu, kendi müdüdükleri bünyesınde kurulanve0212 512 35 35 numaralı hatta hizmet veren birime, sadece ıstismara uğrayan çocuklann değil, çocuğuyla ilgili sonmlan olan annelerin de başvurabileceklerini belirtti. AtatÜPk'ün doğduğu ev • SELANİK(AA)- Atatürk'ün 1881 yılında Selanik'te doğduğu ev, Kültür Bakanlığı tarafından restore edilecek. "Atatürk Evi" olarak düzenlenen ve müze haline getirilen, Selanik'in Aya Dimitriya Mahallesi Apostolu Pavlu Caddesi'nde 75 numaralı tarihi ev, 1981'de yapılan bakım ve onanmın ardından, bu yıl da Türkiye Kültür Bakanlığı tarafindan restore edilecek. Bodrumuyla birlikte 3 katlı olan Atatürk Evi, Türkiye Başkonsolosluğu ile aynı bahçe içinde yer alıyor. Türkiye Kültür Bakanlığı envantenne kayıtlı olan ev, Başkonsolosluk personeli tarafından korunuyor, bakım ve temizliği yapılıyor. Ğöi kıyısında susuzluk • GAZtANTEP(AA)- Gaziantep'te, içmesuyu iletım hattı Kargamış Barajı Gölü altnıda kalan 8 köyde su sorunu yaşanıyor. Fırat Nehri üzerinde inşa edilen ve enerji amaçlı bir yatınm olan Kargamış Barajı'nda su tutulmaya başlanmasından sonra Savaş lçme Suyu Gnıbu'nu besleyen kuyu, göl sulan altında kaldı. 8 köyü etkileyen sonınun (özûmü için barajda su tutulmaya başlanan 15 __Kasım 1999'dan bu yana Yapılan çahşmalardan bir sonuç almamadı. Göle kavuşmalanna karşın ceşmelerinden akan sudan »lan köylüler, su iıtıyaçlannı ilkel hıyulanndan güçlüklü karşılıyorlar. 'Matematik Gezegeni' adlı yardımcı ders kitaplan, çocuklara matematiği öğretirken sevdirmeyi amaçlıyor Matematik eglenerek öğreniliyorFtGENAIALAY "MatematikGezegenir 'nde yaşa- yan Sincap, yolun sonundaki findık- İara ulaşmak istiyor. Ama hangi yoldan gideceğini bilmiyor. öğren- ciler Sincap'a doğru yolu, çarpma işlemi yaparak gösteriyorlar. Üste- lik bu arada çok da eğleniyorlar. Yani, matematiği eğlenerek öğreni- yorlar. Matematik eğitimcileri Dr. Meb- met Çağlar ile Ülkü Doğancıoğ- hı'nun rengârenk resimlerle, eğlen- celi anlatım biçimleriyle hazırla- dıklan toplam 46 kitaphk dizinin adı "MatematikGezegeni" Dizinin adı ODTÜ Geliştirme Vakfi îlköğre- tim Okulu öğrencilerince konul- muş. ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayın- cılık ve tletişim AŞ Idari ve Mali tşler Müdürü Gûlay Karaca. "Ma- tematikGezegeni" dizisinin, ilköğ- retim öğrencilerine matematiği öğ- retirken sevdirmek, düşündürürken eğlendirmek, matematiğe ilgilerini artnrma amaçlanyla yaaldığını söy- lüyor. Dizide, anasımflan ve ilköğ- retimin sekiz yılı için hazırlanan 51 kitabm bulundugunu anlatan Ka- raca, diziye ek olarak ilköğretimin 1,2,3,4 ve 5. sınıflan için "Mate- matik Gezegeninde Tatil" adlı tatil sayılanrun da hazırlandığını sözle- rineekliyor.. 'Matematik Dünyası'na yolculuk Dizinin yazarlan Dr. Mehmet Çağlar ve Ulkü Doğancıoğlu, öğ- rencilere, öğretmenlere ve ailelere şöyle sesleniyorlar: u tnsanoğhınun binlerceyıkür sû- ren doğayı veevrenitanıma ve açık- lama çabalannda, en rvi aracm ma- Dünya Matematik Yılı 2000 yılı, Uluslararası Matema- tik Birliği (IMU) tarafından UNESCO'nun da desteğiyle "Dünya Matematik Yıh" olarak ilan edildi. Başkanlığını Sabancı Üniver- sitesi Rektörü Prof. Dr. Tosun Terzioğhrnun yaptığı Türk Ma- tematik Derneği, "Dflnya Mate- matik Yıh" nedeniyle ülkemiz- de de çeşitli etkinlikler düzen- leyecek. IMU'nun, 2000yılını "Dünya Matematik YılTilan etmesinde- kı amacı. "21. yüzyılda matema- tikçflerin çözmesibeklenenönem- H problemlerin beliıienmesi, ma- tematiğin her alandaki gefişmede oynadığı anahtar roifin benrgLn- ieşınesi" ve "matematiğin gerçek imajının khielere aktanlrnası" olarak özetleniyor. tematik oktuğu bttinmekredir. Dün- yamızın. matematiği bilen, anlayan ve yorumlayan insanlara gereksini- mi vardır. Böyle bireylerin yetişme- si için gerekli reçetelerden birisi de, matematiğeönem vermekrir. Mate- matik, modem insanmproblem kur- ma ve problem çözmesine, objektif veözgûrdüşûnmesine, özgüveninin artmasma, karşılaşacağı probiem- lerdeki sebep-sonuç üişküerini açık- lamasma yardımcı olur. Matemati- ği bilen, anlayan ve yorumlayan in- sanlar yetiştirebilmek, temel mate- matikkavTanılannınkazandınlma- smdan geçer. 'Matematik Gezege- ni' ile gerçekkştirflmesi istenen şey budur. Matematik, günlük >aşanûmızuı ve ileride seçeceğimiz meslekJerin aynbnaz bir parçasıdm Matemati- ği öğrendikçe. kendimizi uçsuz bu- caksız. yepyeni bir dünyada yokn- luğa çıkmış gjbi hissedeceğiz. Bu, matematik dünyasıdır. Orada yo- rum yapmayı, doğru düşünmeyi, düşüncemizi sistemli olarak aktar- mavT, karşılaştjğımız problemlere çözüm bulmamn yoUannı öğrene- ceğjz. Uzayçahşmalan, nükker eoer- ji alanındaki inamlmaz boyutiara varan gehşmeJer, bilgisayar ve elekt- ronik dûnyasındaki akıl ahnaz ye- nilikler, genetik, üp ve biyoloji alan- lanndaki buluşlar ve daha nice ge- Hşmeler, bilimin ve özellikle de ma- tematiğin önemini arttınnaktadır. Öyleyse, bu dünyada bizkr de yeri- mizi almanyız.n Türkiye Çumhuriyeti ve Kuzey Kıbns Türk Çumhuriyeti milli eği- tim bakanhklannın matematikprog- ramlan için öngördüğü amaç ve davranışlar doğrultusunda hazrrla- nan "Matematik Gezegeni" dizisi, "hem eğleniyorum, hem öğrenryo- rum"etkinlikleri ile zenginleştiril- miş. Çok sayıda ömek ve probleme yer verilen dizide, öğrencilerin ön- ceki öğrendiklerininpekiştirilmesi için her sayırnn sonunda değerlen- dirme testleri ve pekiştirme çalış- malanna yer verilmiş. Her sınıf dü- zeyinin son sayısı, bütün bir ders yı- lında öğrenilen konulan içerecek şekilde planlanmış, öğrencilere yaz aylannda zevkli bir uğraş kazan- dırmak amacıyla matematik soru- lan ve oyunlan ile donatılmış. Dizi, KKTC ile Türkiye'nin çeşit- li illerindeki birçok özel ilköğretim okulunda okutuluyor. Ünlü amayalnız kadınlarDış HaberierServisi- Birçok ka- dırun gıpta ile baktığı birçok ünlü isim neden yamız yaşıyor? Kimi yaşanan hayal lunklıklan, onanlması güç yaralar açıyor, sar- sılan güvenler, aşılmaz duvarlar ördürüyor. Söz konusu kadnılann, belki de birçok insanın düşlerini süsleyen yaşanülan var. Fakat hiç- bir şey dışandan göründüğü gibi de- ğil. Onlar da herkes gibi, yaşadık- lan tecrübelerin gölgesinde iz sü- rüyor, kendi iç dünyalanna kapat- tıklan endışelerinden uzaklaşma- nın yollannı anyor. Dorkas Kiefer, televizyon dizi- lerinde oynuyor ve kadın erkek ilişkilerinin tek düzeliğinden, bir gecelik masallar yaşamaktan endi- şe duyuyor. Doğru insanla karşı- laşacağını ve gerçek bir beraber- lik yaşayacağım umut ediyor. Oynadığı televizyon dizisinden 'Çiçek' ismiyle tanınan Jasmin VVagner, kendisini aldatan bir er- keğin, ona söylediği sevgi dolu sözlerin yalancısı. Çünkü geçmiş- te yaşadığı hayal kınklıklan, kar- şısındaki insana güven duyabilme- sini güçleştirmiş. SophieSchütt, kendisiyle tanışan erkeklerin dürüstlüğünden şüphe duyan bir başka kadın. Çünkü, te- levizyon oyuncusu olduğunu öğre- nen erkek, ona aşm bir ilgi göste- riyor, hatta onun sade fakat roman- tiİc duygulannı ezip geçiyor. Sylvia Leifheit için durum biraz daha farklı. Çalışma saatlerinin yo- ğunluğundan dolayı özel yaşamı- na vakit ayıramadığını belirten Sylvia, doğru insanı bulmayı umut ediyor. Pro 7 televizyonunun haber su- nucusu ChrisaaneGerborth, çekın- genliğinin kurbanı. Yalnız yaşa- maktan hoşlanmadığı halde yal- nız. Her yıl iş kazası sonucu 1500 kişi yaşamını yitiriyor Iş kazasında Avnıpa birincisiyiz ANKARA (AA) - Iş kazalan ve meslek has- talıklarında "Avrupa şampiyonu'1 olan Türİci- ye'de her yıl 1500 kişi yaşamını yitiriyor. Av- nıpa'da ise her yıl orta- lama 250 kişi ölüyor. Araştırmalara göre, Türkiye'de iş kazalan ve meslek hastalıklan so- nucunda her gün ortala- ma 4 kişi carundan olur- ken iş kazalan en çok 50 ve daha az işçi çalıştı- ran işletmelerde meyda- na geliyor. Türkiye'de son 10 yılda meydana gelen 1 milyon 318 bin 456 iş kazası sonucunda toplam 15 bin 750 kişi yaşamını yitirirken aynı süre içinde 43 milyon 945 bin 462 işgünü kay- bı oldu. Yine Türkiye'de her 6 dakikada bir iş ka- zası oluyor. îş kazalan en çok, me- tal, kömür madenciliği, inşaat, nakliyat ve teks- til işkollannda meyda- na gelırken kazalar sıra- sıyla dikkatsizlik, eği- tim düzeyinin düşük ol- ması, işyerlerinde gerek- li güvenlik önlemlerinin aluımaması ve çocuk iş- çi çalıştırma gibi etmen- lerden kaynaklanıyor. îş kazalanna uğrayanlann yüzde 67'sini 14-15 yaş grubu işçiler oluşturur- ken kazalann yüzde 72& 50 ve 50'den daha az iş- çi çalışnran işletmelerde meydana geliyor. Kazalar, daha çok sa- bahın erken saatlerinde olurken çalışma kıdemi 1 yıldan az olan işçiler en fazla iş Ica7a.<jma ugruyor. Kazalardaki ölümlerin yüzde 10'u ilk 5 daki- kada, yüzde 50'si ise ilk 30 dakikada oluyor. En çok ölümlü iş kazası in- şaat işkolunda meydana gelirken bunu sırasıyla, kömür madenciliği ve metal işkollan izliyor. Uzmanlar, Türkiye'de her yıl iş kazalan sonu- cunda 1500 kışının öl- mesine karşın, Avrupa ülkelennde bu sayının 6 kat daha az olduğunu be- lirterek Türkiye'nin iş kazalarında "Avrupa Şampiyonu" olduğunu bildirdiler. • Türkiye'de her 6 dakikada bir iş kazası oluyor. Kaza ve meslek hastalığı sonucu bir günde ölen kişi sayısı ise 4'ü buluyor. SÜYLEŞT ATTİLAİLHAN e-posta: tan @ prizma. net tr ADANA^DA İKİ GÜN SÜREN 14. DİLBtLÎM KURULTAYISONA ERDİ Dilde erkek egemenliği SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA - Çukurova Üniversite- si Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü'nce düzenlenen ve iki gün süren 14. Dilbilim Ku- rultayı'nda, kullanılan dil ve hitap tarzında bile "erkek egemenBği"nin ön plana çıktığı vurgulandı.. Kurultayuı son gününde Düzen- leme Kurulu Başkanı Prof.Dr. F. Ozden Ekmekçi'nin yönettiği otu- ruma konuşmacı olarak Kocaeli Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. BinnazBaytekin. Anadolu Üniver- sitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Işıl Açı- kabn ve Doğu Akdeniz Üniversi- tesi'nden Yrd. Doç. Dr. Güler Acar Türkerkatıldı. "GünümüzAlman veTürk GençKk YazmıÖmeklerin- deGençKızbrdaDBKuDanımı''ko- nusunda konuşan Baytekın, "Genç- Kğe özgü dil, özellikle yaşrtlan ile olan konuşmalarda ve iç monolog- larda kendini gösterirken, yetiskin- lerin onlara öğütieri sosyo-kümırel özeüikler taşunaktadır. Yürtdışuı- dan geri dönen gençler ise hem Al- manca hem de Türkçe dil edinimi ve dil kullanunında güçlük yaşa- maktadır" dedi. Türk toplumunun, özellikle üni- versitede görevli erkek eğitimcile- rin "arkadaş" sözcüğünü çok kul- landıklannı, eğitimin her aşama- sında, kadın-erkek farkınm orta- dan kalktığı mesleklerde bile kul- lanılan sözcükler ve yapılan ko- nuşmalann erkek egemenliğini or- taya çıkardığrnı belirten Işık Açı- kalın şunlan söyledi: "Erkek öğretmenlerin öğrenâ- leıie, doktorlann hastalarla ileti- şimlerinin daba kolay olduğunu saptadık. Bu arada erkeklerin, ka- dm meslektaşlan gibi yapbklannı 'Oldu mu, böyle mi olacaktf gibi sözlerie doğrulatmak gereksinimi duymamasından da anlıyoruz." Güler Acar Türker de, öğrenci- leri arasında yapılan bir araşorma- da, kız öğrencilerin, "özür dflerim, rica ederim" gibi kelimeleri çok kullandıklanm söyledi. Gözün Aydın, GaliyefI Rezaleti Trotskiy açıklamıştır "-...Kamenef, bir gün bana dedi ki: '1923te, Hak komiserteri Tatar Konseyi eski başkanı Suttan Galiyefin tu- tuklanışını hatırtar mısın? Olay, Stalin'in emriyle saygıdeğer bir 'partili'nin ilk tutuklanışrydı: Zi- novyef ve ben, ne yazık ki, buna göz yumduk..." (Stalin, Fransızca, S.577). Merkez Komitesi'nce 1938'de onaytanmış, 'res- mr Bolşevik Partisi Tarihi'nde olay şöyle geçiştirili- yor "..JCIII. Kongre'den az sonra, milliyetler so- rununu incelemek üzere, çeşitli cumhuriyetter- den bir milrtanlar konferansı toplandı; Sultan Ga- liyef ve benzeri, milliyetçi burjuva Jatar; Feyzul- lah Hocayef ve benzeri milliyetçi Özbek grupla- nnın foyası, bu konferansta ortaya çıkankJı..." (Fransızca baskı, 1949, Ş.292) Galiyef ve Galiyefçilik üzerine yaptıklan ilginç araştırmada Benningsen/Quelquejay, tutuklama- nın tarihini saptamaya çalışıriar: "...Suttan Galiyefin ilk tutukianma tarihini, ke- sin oiarak btbniyoruz; bu tutuklanma, Bolşevik Par- tisi'nin XII. Kongresi'nden sonra (17/25 Nisan 1923) olabileceği gibi, Moskova Tatar İşçi gaze- tesinin ona ilk saldırdtğı, 25 Mayıs 1923te de ola- bilir; çünkü Galiyef, sözü geçen kongrede sade- ce sabit bir gözlemci olarak yer alıyordu; bu da, daha o zaman, yan yanya gözden düştüğünü be- Krtmelctedir..."(S.136) Şu işe bakın, Stalin, Milliyetler Halk Komiserii- ği'ndeki, Müsiüman Merkez Komiserliği'nin yöne- timine, Molla Nur Vahidof ile Suttan Galiyefi 'biz- mt' getirmişti (1 Şubat 1918). Oysa şimdi Galiyefi düpedüz ihanetle suçluyor, delil olarak da GPU'nun ele geçirdiği, doğruluğu asla kanrtlanamamış bir mek- tubunu öne sün[jyordu; güya Galiyef, Ufa'daki bir dos- tuna, şunlan yazasıymış: "...merkezi hükümeti iyi bilen bir insan olarak, size şunlan söyteyebilirim ki, bu hükümetin Rus olmayan halklara karşı polrtikası, Büyük Rusya yandaşlannın eski Emperyalist polrtikasından farklı değildir. 1917'de verilen sözler, yerine ge- tirilmemiştir; bu yüzden gelecek Kongre'de or- tak bircephe meydana getirmek ve ulusal çıkar- lanmızı korumak amacıyla, Kazaklar ve Türkis- tan'lılaria birleşmek zorundayız..." (E.H. Carr, The History of Soviet Russia, Cilt IV, s.286-287) Aslında, Galiyefin uğradığı korkunç akıbet bite, yaz- dığı varsayılan mektubunda söylediklerinin, ne ka- dar doğru olduğunu kanıtlamaz mı? Tarih bir ibret! Niye yok sayariardı? Türkiye'de 'Harekefk\ 'eskileri', Mustafa Suphi'yi yere göge koyamaz, Suttan Galiyef'ten asla söz etmezlerdi. Niçin? Stalin tarafından mahkûm edildi- ği için mi? Oysa Galiyef, birçoğuna KUTV'da (Kom- munisfceskry Universitet Trudyascihsiye) hoca- lık etmiş; Mustafa Suphi'yi yanına alarak onun TKP'yi kurmasına önayak olmuştu. Benningsen/Quelqu- ejay bunu açıkça yazmıştır. 1918'de Müsiüman Merkez Komisertigi Dış Propaganda bölümü ku- ruluyor, organın yönetimi Mustafa Suphi'ye veriliyor. başlıca görevi, Türkçe 'Yeni Dünya' gazetesini çı- karmak: ilk sayısı, 27 Nisan 1918. "...Temmuz 1918'de Sultan Galiyef, Mosko- va'da Türk Sosyalistleri Konferansı'nı topladı ve bundan kısa bir süre sonra da Mustafa Suphi'nin yardjmıyla, Türk savaş tutsaklannı bir araya ge- tirerek, Doğu ve Güney Cephesi savaşlanna ka- blmak üzere, iki 'gönüllü alayı' kurmaya koyul- du Bu kişiler ilerde, Türk Komünist PartisFnin kad- rosunu oluşturacaklardı..." (S.100) Onlardan birisinin, Mustafa Suphi'nin 'askerte- rinden' 'SarT Mustafa'nın (Börklüce) 1952'de mi, 53'te mi ne; san kirpikli, kırmızı gözlerini kırpıştıra kır- pıştra, Sultan Galiyefi andığını, hayal meyal hatır- lıyorum: eski Mecidiyeköy dutluklar ve inciriikler arasındaki, köhne kır kahvesi; benim önümde gazoz, onun önünde bira; piposunun dumanlannı örtüne- rek. diyor ki: "...Kazan Tatarlan'nın 'Rehberi' Ga- liyef, Rusya Türklerini Turan Sosyalist Cumhuri- yeti'nde toplayıp, Sovyetier tttihadı'na öyte ka- blmak temâyülündeydi, Stalin bunu affetmedi." 1990da. aklanmıçtır...' Gerçekten böyle mi demişti, yoksa ben mi yakış- tınyorum, bitemem; bildiğim şu ki, Suttan Gali- yef kesinlikle çağını aşmış, geleceği pek güzel seç- miş bir Komünist aydınıdır, yoksa 1928'de şöyle di- yebilir miydi: "...Rusya arbk Devrim yolunda ilerieyemez, ama ne Marksizm'den yüz çevirebilir, ne de Dev- rim öncesine dönebilir; Rusya için tek çıkış yolu kalmıştır, yavaşça ve sessizce sağa kaymak ve böytece sağ eğilimli bir rejime zemin hazıria- mak!" (Simferqol, 1930, S.83) Aynca demiştir ki: "...bilryoruz ki insanlığın de- ğişmesi için gerekli maddi öğeler, sömürgeleş- miş ya da yan/sömürge durumundaki ülkelerin, sanayi metropolleri üzerinde diktatorya kutma- lanyla, ancak elde edilebilir. (...) Sömürgeleşmiş ülkelerin, bu dev planı gerçekleştirmeye hazır olmalan için; Komünist, ama III. Enternasyo- nal'den ayn, hatta öncekiler gibi sanayi toplum- lannın temsilcıleriyte dolu bir örgüte karşı, bir Sömürgeter Enternasyonali'nde birteşmeieri ge- reklidir. Bu Sömürgeter Entemasyonafi, tüm maz- lum milletJeri içine almalıdır. Komünist ama en- düstriyel bir güç olan Rusya, bu örgütön dışında bırakılmalı, ancak Rusya'nın Müsiüman toprak- lan bu örgüte dahil edilmelkür..." (Gabidulin, Ta- tarstan Za Sem'let, Kazan 1927, S.93) Benningsen/Quelquejay bunlan aktardıktan son- ra ne mi diyoriar, kelimesi kelimesine, şunu; "...Sö- mürgeler Entemasyonali'nin •( aşamaa, Rusya'da büyük bir ulusal Tûrk devletinin kurulmasıydı: Turan Cumhuriyef. (S.145) Ya, işte böyle! Böyle bir yazıya, niye mi gerek gördüm? O Moskova ha- berini, öyleyse okumadınız: "...Stalin dönemi kı- yımlannı incelemekle görevli Polrtbüro Komrte- si: Stalin'ce, Suttan Galiyefe yöneralen tüm suç- lamalann asılsız olduğuna, karar vererek; Gali- yef'in tüm haklannı ve Parti üyeliğini, iade etme karan aldı..." (Güneş, 1 Haziran 1990) suttan caliyef 'aUannuş1 oldu. öyte mi? Meraklısj için Not 8 Temmuz 1990 tarihli bu 'söy- leşi', Galiyef 'aklandıktan' hemen sonra, tara- fımdan yazılmış ve yayımlanmıştı; Stalin 'tutsağı' bazı kafaiann, onu hâlâ 'Parti tarafından cezalandt- n/m^'gördüğünüfarkettiğimden,tekraryayınlama- yı uygun buldum: üzülecekler ama, gerçek bu: Mir- seyit Suttan Galiyef, Partisi tarafından -geç de ol- sa- 'aklanmış' bir Bolşevikiir. http^/www.prizma.nettr/AlLHAN http^/www.bilgryayınevi.com.tr7aahan Faks/0-212/2601988
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle