23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART2000SALJ CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP HBÇ projesi CHP Anadolu yolkmnda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP'de, tû- züktaslağmın tartışılması ve "Halkla Biriikte Çözüm" (HBÇ) projesinin yasama geçirilmesi amacıyla düzen- lenen bölge ve il toplanüla- n 11 Mart'tan itibaren baş- layacak. CHP yönetimi bu kapsamda, 5 ayda 110 ü ve bölge toplantısı gerçekleşti- recek. HBÇ ile yerel yöne- timlerin de politika üretme sürecine kaülması amaçla- nırken, tüzük toplanülanyla da örgütûn tüzük çerçeve taslağı ile ilgili görüşlerinin alınması hedefleniyor. Yeniden yapılanma çahş- malannı sûrdüren CHP yö- netimi, partinin politika üretme süreçlerine örgütû de dahil etmek için hareke- te geçti. Parti yönetimi, bu amaçla 11 Mart ve 22 Tem- muz arasındaki dönemı Anadolu'da geçirmeyi he- defliyor. Parti meclisi (PM) üyesi Prof. Dr. Yakup Kepe- nek tarafından hazırlanan "Halkla Biriikte Çözûm" projesı kapsamında planla- nan 12 bölge toplantısının ilki 11 Mart 2000 Cumarte- si günü Giresun'da gerçek- leşnrilecek. HBÇ toplanü- lan 22 Temmuz 2000 günü sona erecek. Projeyle, il ve ilçe öıgütlerinin, yörelerinin sorunlan ve bu sorunlara çözüm bulma konusunda daha etkin ve verimli çalış- malan, il ve ilçelerde sivil toplum örgütleriyle işbirliği ve dayanışmanın daha ve- rimlı duruma getinlmesi ve CHP programı hazırlık ça- lışmalanna katkı sağlanma- sı amaçlanıyor. HBÇ kapsa- mında yapüacak bölge top- lantılan ve tarihleri şöyle: 1. Bölge: Giresun, 11 Mart; 2. Bölge: Çanakkale, 25 Mart; 3. Bölge: Diyarbakır, 8 M- san; 4. Bölge: Kars, 22 Ni- san;5.Bölge:Sıvas,6Mayıs; 6. Bölge: Kastamonu, 20 lUayıS; 7.*B5!ge: Afyon,' 3 ' Haziran; 8. Bölge: Antak- ya, 17 Haziran; 9. BöJge: Iz- mir, 1 Temmuz; 10. Bölge: Ankara, 15 Temmuz; 11. Bölge: tzmir,22 Temmuz. Orgütün eylülde yapıla- xcak kurultayı öncesinde tü- zük çerçeve taslağını tarnşa- bilmesi amacıyla da "Tü- zûk 2000" adıyla 17 tüzük bölge; 81 tüzük il toplantısı yapüacak Tüzük bölge top- lantılanna Genel Başkan AhanÖvmea, Genel Sekre- ter Tarhan Erdem ya da Ge- nel Sekreter Yardımcısı Yi- ğjt Gülöksüz'ün yanı sıra bir merkez yönetim kurulu üye- si ve bir hukukçunun katıl- ması öngörülüyor. Mahkeme RP'ye üçkoldan inceleme ANKARA (ANKA) - Ka- patılan Refah Partisi'nin si- yasi yasaklı genel başkanı Necmettin Erbakan'ın da aralannda bulunduğu ve 79 sanıklı davada mahkeme 3 ayn konuda büirkişi heyeti kurularak inceleme yapü- masmı kararlaştırdı. Partiye 1997 yüında ya- pılan tnlyonluk yardımı il örgütlerine dağıtıhnış gibi göstererek kamu kurumunu dolandırdıklan gerekçesiy- le sanıklann 10 yıl 6'şar aya vaıan ağır hapis cezasına çaıptınlmalan istenen da- vada Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, RP kayıtlan- TIIT maliye-muhasebe, ana- yasa ve Siyasi Partiler Yasa- sı ie yazı ve imzalarm ger- çediğinin anlaşüabilmesi içü grafolojik araştırma ya- pıkbümesi amacıyla bilir- kia heyetleri oluşturulma- sın benimseyerek duruş- rruyı mayıs ayı başına bı- raitı. Sanıklardan sadece esd RP Kayseri II Başkanı Ş»an Bayrak'ın katıldığı dıruşmada 6 sanık avukatı vtbir müdahil Hazine avu- lca haar bulundu. Sanık avukatlanndan Ya- şarGürkan, Maliye Bakan- lmıı'nın 23 Temmuz 1998 taıhinde hazırladığı ve da- v-&a esas oluşturan raporu- r»n Milli Emlak Tebliği'ne gsre hazırlandığını iddıa et- tnBu tebliğin 1990 yıhnda y^rürlükten kalküğını savu- ran avukat Gürkan, raporun te nedenle hukuksal olma-' dile getirdi. îkmal Tesisleri Dairesi Başkanlığı'nın POAŞ'tan ayrılması için çalışmalar sürüyor NATOiçîn özelyasa• POAŞ'ın yüzde 51 hissesinin satışına ilişkin ilk ihale 1998 yılında yapılmış olmasına ve aradan 2 yıl geçmesine karşın stratejik önemi olan ANT sorunu hâlâ çözülmedi. BANUSALMAN ANKARA- Askeri NATO îk- mal Tesisleri Daire Başkanlı- ğı'nın (ANT), Petrol Ofisi Ano- nim Şirketi'nden (POAŞ) aynl- ması için yasal düzenleme ge- rekiyor. Hükümetin, ANT'ın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması için 1325 sayılı ba- kanlığm görev ve teşkilatına ilişkin yasada değişiklik yap- mak yerine özel bir yasa üzerin- de çalışüğı öğrenildi. Ozel yasayla ayn bir birim oluşturularak, ANT'm bu biri- me bağlanması öngörülüyor. POAŞ'ın yüzde 51 hissesinin satışına ilişkin ilk ihale 1998 yı- lmda yapılmış olmasına ve ara- dan 2 yıl geçmesine karşın ANT sorunu hâlâ çözülmedi. ilk ihalede de Genelkurmay Başkanlığı özelleştirme önce- sinde ANT'm POAŞ'tan aynla- rak Milli Savunma Bakanlı- ğı'na bağlanmasını istiyordu. Ancak bu konuda yasal deği- şiklik yapılması gerektiği orta- ya çıktı. Genelkurmay Başkanlığı'nm yasal çalışmalann hızlandırıl- ması taleplerine karşın aradan geçen 2 yıl içinde ANT'm ay- nlması sağlanmadı ve stratejik önemde olan ANT birimi aynl- madan POAŞ'ın ikinci kez sa- üş ihalesi gerçekleştirildi. Genelkurmay Başkanlığı, ikinci ihaleden önce de ANT'ın aynlarak Milli Savunma Ba- kanhğı'na bağlanmasını ıstedi Ancak IMF'yle yapılan s- tand-by çerçevesinde pek çok yasayı kısa sürede TBMM'den geçıren hükümet, bu sorunun çözümüne yönelik yasa deği- şikliğini özelleştirme öncesinde gerçekleştirmedi. POAŞ Genel Müdürü Meh- metBedriGültekin'in, ANT'ın 5 yıl süreyle POAŞ'a bağlı ola- rak çalışabileceği açıklaması da bu birimin hemen aynlamaya- cağmı ortaya koyuyor. Aynca ANT'm POAŞ'tan fi- ziki olarak aynhnasımn da ola- naklı görüknediği belirtiliyor. Hükümetin, 5 yıl süreyle ANT'ın POAŞ'a bağlı olarak çalışabileceği düşüncesi de im- tiyazlı hisse düzenlemesinden kaynaklanıyor. tmtiyazlı hisse POAŞ'm satışından itibaren imtiyazlı hisse yürürlüğe gire- cek ve 5 yıl süreyle geçerli ola- cak. imtiyazlı hisse kapsamın- da POAŞ'ı alan şirketin Yöne- tim Kurulu'nda temsilci bulu- nacak ve bu temsilcinin onayı olmadan şirket yönetimi ANT 'la ilgili karar alamayacak. ANT'm POAŞ'tan aynlarak oluşturulacak ayn bir birime bağlanmasına ilişkin özel bir yasa taslağı üzerinde Başbakan- lığm çalıştığı öğrenildi. ilk iha- le öncesinde de "Askeri NATO TeskUatı Başkanhğı'nm Kuru- luşu ve Görevleri Hakkmda Ka- nun" taslağı hazu"lanmıştı. Bu taslakla Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı tüzel kişili- ği haiz özel bütçesi olan bir teş- kilat olarak ANT yeniden yapı- landınhyor ve POAŞ'm Merzi- fon tesislerinin bulunduğu 15 bin 970 mettekarelik arsası ve Etimesgut deposu, baa bina ve lojmanlann bedelsiz devri de öngörülüyordu. Özelleştirme tepkisi CHP: Vurgunun hesabı sorulacak ANKARA (Cumhu- riyet Bürosn) - CHP, stratejik nitelik taşıyan Petrol Ofısi'nin (PO- AŞ) çoğunluk hisseleri- nın satümasınnı ve stra- tejik bir alanda "özel te- kd" yaratılmasının ka- mu yaranna aykın oldu- ğuna dıkkat çekti. CHP Ekonomi Masası, hazır- ladığı haftalık raporda, POAŞ'm -harac-me- zat" satışına sert tepki göstererek hükümeti ve Rekabet Kurulu'nu uyardı. Rekabet Kuru- lu'nu "bir kez otsun" görevini yapmaya ve ihaleyi iptal etmeye ça- ğıran CHP, TBMM'nin de derhal işleme el koy- masmı istedi. Ekonomi Masası'nm raporunda, "Aksi halde bu defterler er^eç yeniden açüacak, bu ve benzeri vurgunla- nn hesabı sorulacakar" denildi. CHPGenel Başkanı Altan Öymen de Bur- dur'da yaptığı açıkla- mada, POAŞ'ın btrçok açıdan stratejik madde niteliği taşıyan ürünler ürettiğüıi belirterek özelleşnrihnesine karşı olduklarmı söyledi. Öy- men, sağ iktidarlann özelleştirmeyi ideolojik hale getirdiklerini kay- detti. CHP Ekonomi Masa- sı, haftalık raporunda, POAŞ 'ın satışıyla kamu yarannın çiğnendiğini vurgulayarak özel tekel yaratıldığına dıkkat çekti. Istanbul Borsa- sı'nda oluşan bedele gö- re piyasa değeri 4 mil- yar 521 milyon dolar olan POAŞ'ın 1 milyar 260 milyon dolara satıl- dığının vurgulandığı ra- porda, POAŞ'm yüzde 51 hissesinin bugünkü borsa değeriyle 2 mil- yar 306 milyon dolar tuttuğu belirtildi. PO- AŞ'm birim hissesinin 130 bin lira olmasına karşın, özelleştirmede ohışan birim hisse frya- tmın sadece 71 bin lira olduğunun altı çizildi. Raporda, "Hükümet POAŞ'ın çoğunluk his- sesini değerinin yansuıa satmısür. Üstelikbeddi- nin yüzde 40'ıpeşin,ba- kiyesi 20 taksiüe, 3 yıl içinde ödenecek. Bu açıkça hûknmeanicaze- tiyte kamu malınm yağ- malanmasıdu-' denıldı. Ismet İnönü'nûn, Istanbul f nrversitesi'ni avaretinin 61. yıta nedenrvie anma toplantısı düzenlendi Alemdaroğlu: Tahkimle biriikte kapitülasyonlar geri geldi 'Değederyokediliyor'İstanbul Haber Servisi - Istanbul Üniversitesi (tO) Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu. Atatürk ve Is- met İnönü'nûn 1920 lerde ülkemize kazandırdıklan değerlerin, 2000'li yıl- larda kaybedume noktasına geldiğini belirterek, "2000 yıhnda biz, demok- ratikhayaun vazgeçümez unsuru olan syasi partfleri gerici de olsa, bölücû de oba yaşatmak için 'uzlaşma komıs- yonlan' kuruyonız. 1920lerde kapitü- lasyonlar kaldırümıştı. Ama bugün uhıslararası tahkimle biriikte kapitü- lasyonlar geri gekfi" dedı. Rektörlük, 6 Mart 1939'da 2. Cum- hurbaşkanı lsmet İnönü'nûn. tstanbul ÜniveTsitesı'ni ziyaretinm 61. yılı ne- deniyle ilkkez bir anma toplantısı du- zenledi. IÜ Fen Fakültesi'nde düzen- lenen toplantıda konuşan Alemdaroğ- lu, lÜ'nün, İnönü'nûn ziyaret ettiği ilk bilun kurumu olduğunu ammsatarak, tnönü'nün bu ziyaret sırasında yaptı- ğı konuşmada, çok partıli hayata ge- çişın ışaretlenni verdiğini söyledi. tnönü'nün damadı, gazeteci-yazar Metin Toker de, İnönü'nûn dolu dolu yaşadığı hayaü boyunca gerçekleşûr- diği pek çok şeyi, başkalarmın da ya- pabıleceğüıi belirterek, "Ama İnönü, kendisinden başka kimsenin yapama- yacağı iki şey yapo: Türkiye'yi 2. Dün- ^ ya Savaşı'ndü jcak tuttu ve Türld- * It'yi çok partiMiıayata geçirdi Bunu sabn \« kendine olan güveniyte başar- dı" dıye konuştu. IÜ Ikltsat Fakültesi öğretim üyesi ProfDr. Mhnat Mefcn'in, lnönü'yle dgili anılannı anlatmasının ardmdan, tnönü'nün 6 Mart 1939'da yapöğı ko- nuşmadan bölümler okundu. Törene, tnönü'nün çocuklan Erdal İnönü, Ömer İnönü, Özden Toker ile 1946- 1950 döneminin milletvekülerinden Ekrem Amaç da katüdı. Devlet satmadan önce güçlendirdi POAŞ'ta sermaye arttınmı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Petrol Ofisi Anonim Şirketi'nin (POAŞ) yüzde 51 hissesinin saOş ihalesinden hemen önce sermaye artonmı gerçekleştirerek sattığı kurumu daha güçlü hale getirdi. POAŞ'm kayıtlı sermayesi 20 trilyon liradan 100 trilyon liraya çıkanldı. Ortaklarm katkılan, kânn eklenmesı gibi yöntemlerle yapılan sermaye arttınrmyla, sonuçta devlet kendi kasasmdan yaptığı aktanmla özel sektöre daha güçlendirilmiş bir şirket bırakmış olacak. Bu durumun değer tespiti ve ihalede oluşan fryat açısmdan dikkate ahnması gereken bir unsur olduğu belirtildi. Kayıtlı sermaye tabanı 80 trilyon lira arttınürken şirketin 1998 yılı ihalesinde oluşan fiyattan yamızca 57 trilyon lira (100 milyon dolar) daha yüksek fiyatla satümış olduğuna dikkat çekildi. POAŞ'm kayıtlı sermaye tabanı, yüzde 51 blok satış ihalesinin yapıldığı 3 Mart tarihinden 3 gün önce 20 trilyon liradan 100 trilyon liraya yükseltildi. Ûdenmiş sermayesinin 17 trilyon lirası bedelli, 13 trilyon lirası bedelsiz olmak üzere arttınlarak 20 trilyon liradan 50 trih/on liraya yükseltilmesı sağlandı. Türkiye'de turizm ilkbaharda başlayacak Alanya Alman basınında DışHaberier Servisi-AlmanBıld gazetesinin haberine göre, bu yılki Türkiye turizminin ilkbahar aylannda başlaması bekleniyor. "Alabiköğine uzun sahülerin, rüzgâriaria yeflenen palmiyelerin insanı dinkndirdiği Türkiye'nin güne> sahiflerinde SKakhk, şimdiden 20 fle 26 derece arasında değişivor. Bir yanda karanSl kokulan, diğer yanda geçmiş mevshnin portakal ve mandalina ağaçlannda biten bembeyaz çjçekler, yaseminler, nergisler; mart aytnda, Alanya ile Kemer arasında uzanan sahil şeridi boyunca açan sayısız bitküerden yalnızca birkaç tanesi" sözleriyle tanıülan güney sahillerinde, daha bu aylardan başlayarak turizmın canlanması bekleniyor. Frankfurt'taki Turizm Acenteleri Birliği yetkilisi Rad Karaca. Türkiye sahillerine yapılan turistik gezılerin ilkbahar aylanndan başlayarak teşvik edihnesine üç yıl önce başladıklanm beurtiyor. Bu yıl içinde 120 bin Alman turisün ülkemizi ziyaret etmesini beklediklerini söyleyen Karaca şunlan söylüyor: "Buranın ikBmine cezbolan Almanku; tatiüeri boyunca birçok değişik yer görebiliyor ve asla sıküacak vakti bulamryoriar." ARADABİR Prof. Dr. TUBKKAYA ATAOV Başkanlık Uzatması Cumhurbaşkanının görev süresinin anayasa deği- şikliğiyle uzatılmak istenmesi ve sergilenen bazı ta- vırlarda subjektif çıkar izleri kamuoyunun dikkatini çe- kiyor. Bazı bireyler sırrtan kişisel çıkarları bir istikrar savıyla örtüyoriarsa da, siyasal yaşamda istikrar bi- le yerleşmiş kurum ve kurallaria olur. Örneğin, "en es- ki demokrasi" diye artılan Britanya'da tek bir metin olarak yazılı bir anayasa yoktur. Ama köklü ve benim- senmiş çizgiden ufak bir sapma bile yurttaşı "Ana- yasa çiğneniyor" diye ayağa kaldırır. Tanımlanması çok güç olan "Taç" bile yetki ve sorumluluklarını bi- raz aşsa vaveylâ kopar. Ülkemizde ileriye dönük siyasal yaşamın temelle- rini cumhuriyet rejimi attı. Marifet anayasa değiştir- mek değil, anayasal ilkeleri sokaktaki adamın sindi- rebilmesidir. Herhangi birrejimde ilkelerin bazıları za- man içinde geri kalır, eskirvedeğişebilirde, ama hep sindirerek. Orneğin, Britanya'da bugün de bir bütün olarak yazılmamış o anayasanın parçası olan 1215 tarihli "Magna Carta" zamanımızın gereksinimlerini karşılamazsa da, eksiklikleri onu izlemiş olan çağdaş yasalar yok eder. Amerika'da da anayasa aynıdır. Ba- zan, kısa "değiştirgeler" eklenir. Bazan, lâfzı aynı ka- lır da, aıhu değişır - hatta daha kötüye doğru! Asıl dik- kat edilmesi gereken de degişikliğin yönüdür. Sanınm, bizdeki olay, istikrar endişesinin yanıba- şında birkaç çevrenin kişisel hesapianna da dayanı- yor. Dünya tarihi siyasal iktidardan vazgeçebilenleri de gördü. örneğin, Osmanlıların devletini ve ordusu- nu örgütleyen büyük sultanlardan İkinci Murat taht- tan vazgeçmiş, ancak yeni bir haçlı seferi karşısında göreve bir çeşit dönmüş, gene de oğlu İkinci Meh- med'i padişahlıkta bırakmıştı. 1917'de son Rus Ça- n İkinci Nikola başka çıkar yolu kalmayınca, karde- şi Mihail adına istifa etmiş, o da çarlığı kabule ya- naşmamıştı. Ingiltere'de Sekizinci Edvvard da hem Katolik hem de eşinden aynlmış Bn. Simpson için tacı-tahtı bıraktığını açıklamıştı. Bu görüşe göre de, işçi haklan için maden ocaklannda birkaç söz etti di- ye istifaya zorlanmıştı! Iktidara yapışanlar içinde bazılan, dışan kaçıp ya- bancı güçlerle kendi ülkesine karşı yazıya dökülmüş komploları ele geçince idam edildiler. Iran Şahı Rıza Pehlevî Ingiliz ve Sovyet baskılarına direnebilmek için kapılan Nazi Almanyası'na da aralayınca alaşa- ğı edilmişti. Oğlu iki kez kendiliğinden kaçıp gitti, bi- rinde CIA onu geri getirip gene koltuğuna oturttu, a- ma ikinci kaçışında ne ömrü yetti ne de CIA'nın gü- cü. Tunus'ta Burgiba yaşlılık nedeniyle bunamış, a- ma koltuğuna da sımsıkı sanlmıştı. Sabahları saray bahçesinde "mûtad yürüyüşünü yaptığı" gazetele- rin ilk sayfalannda yer alırdı. Ara sıra da, televizyon- da anılannı nakledeyim derken saçmalardı. Bir dar- beyle düşürüldü. Amerika'da Başkan F.D. Roosevelt'in konumu, bu örneklere bir istisnadır. İkinci seçilişinde (Maine ve Vermont federe devletlerinin verdiği) 7'ye yarşı 542 oy alan Roosevelt, ülkeyi tüm sermayeci dünyayı et- kileyen ekonomik bunalımdan çıkardığı içtrijMr c u ve sürüp giden İkinci Dünya Savaşı koşullanndan ötürü de dördüncü kez başkanlığa getirildi. Ameri- kan Anayasası, herhangi birinin toplam 8 yıl ve en faz- la iki dönemden daha fazla başkanlık yapmasını is- temiyor, kişinin diktatoryaya yönelme yolunu engel- liyordu. Ancak, Roosevelt ömeği, iç ve dış politika yönlerinden o zaman için gerekli sayılabilirdi. Türki- ye'deki durum, acaba Roosevelt yıllannın olağanüs- tü güçlüğüne mi benzetilmek isteniyor? Yani, "o öy- le başanlı, öylesine vazgeçilmez, öylesine bir istikrar öğesidirki, bugünkü ortamda onsuzyapamayız!" gi- bilerden. Roosevelt örneğinde iç ve dış bunalım, kı- saca ekonominin sıfıriaması ve bir dünya silahlı ça- tışmasında birinci derecede sorumluluk söz konu- suydu. Türkiye'deki durum hemalde bir hayjlfârklı. Ama Sayın Demirel'in siyasal yaşamımızda seçkin bir yeri kuşkusuz var. Ancak, Britanya Kraliçesi'nin, birileri için "doğduklanna pişman ederim" sözünü sarf edecek olursa tahtını hemen kaybedeceğini kay- detmek isterim. Toplumumuz içte ve dışta saygınlık yaratacak baş- ka kişilerden yoksun değil. Aydınlık kişiliğiyle iz bıra- kanlardan uzun bir liste oluşur. Hukukçu deseniz Yekta Güngör Özden'in başını çekecegi bir liste. Küttür adamları çevresinden Talât Halman iyi bir cumhurbaşkanı olmaz mı? Bunlann bir bölümü aktif siyasete hiç girmemiş de olabilir. Hatta, bir hanım cumhurbaşkanının sırası çoktan geldi derseniz, çağ- daşlaşma girişimlerinin bir önemli adı Türkan Say- lan ya da Türkiye'deki yüksek bir akademik kurulun başkanı Ayhan Çavdar akla gelebilir. Daha önceki çizgisiyle içte ve dışta olumlu imaçlar yaratmış olan, dahası iktidar saplantısı da bulunmayan başka ay- dınlanmız da var. Örneğin, adında çok kimsenin bir- leşeceği fizik profesörü Erdal İnönü. Bu seçenekler hem anayasayı zorfamamak için hem de adaylanmı- zın sanıldığı gibi kısıtlı olmadığını göstermesi bakımın- dan üstünde durulmaya değerdi. '69. maddede yapüacak değişiklik olumsuz sonuçlar doğuracaktır' Tophuıııuı beklentileri düşünülmeli Prof. Dr. Zafer Gören Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekam Son günlerde kamuoyunu, cumhurbaşkam seçimine ilişkin 101. maddede yapılması düşünü- len değişiklikler konusundaki tartışmalar meşgul etmektedir. 101. madde üzerinde partiler arasında muhtemelen uzlaşma sağlanamayacağı varsayımı ile anayasanın 86. ve 69. maddele- rinde de değışıklikler yapıknası gündeme gelmiştir. Yasama or- gam, hiç kuşkusuz Türev kuru- cu iktidar olarak ülkenin anaya- sasında o anayasada belirlenmiş yöntemlere uymak koşulu ile de- ğişiklikler yapabilir. 1982 Anayasası sert bir anaya- sadır. Yani anayasanın değiştiril- mesi, kanunlann değiştirilme- sinden daha güç koşullara bağ- lanmışür. Anayasanm değiştiril- mesi her ne kadar yeter sayısının sağlanması ile gerçekleşebil- mekte ise de yasama organı, sos- yolojik olarak anayasa değişik- likleri konusundaki toplumun beklentisini ve kamuoyunun tep- kilerini hesaba katmalıdır. Ana- yasamız, şekil açısmdan bir ka- nun olnıakla bırlikte, egemenli- ğin sahibi olantüm seçmenler ta- rafından gerçekleştirihmş bir halk oylamasuun ürünüdür. Bu- na uygun olarak anayasanm de- ğiştirilmesi konusunda yetküi kı- hnnıış olan parlamento bu yetkı- sini yasa koyan bir Meclis olarak değü, anayasa koyan bir ulusal Meclis olarak kullanacaktır. 1961 Anayasası için geçerli olan bu temel ilke, 1982 Anayasası için de geçerlidir. Halkın büyük çoğunluğunun üzerinde uzlaşma sağlamadığı bir konuda anayasa değışikliği yapmak toplumsal huzurun bozulmasına yol açabi- lir. Çünkü halkm kendisinden kaynaklandığı ve halka zorla ka- bul ettirilmediği sürece o anaya- sanın demokratik meşruluğun- dan söz edilebilir. Anayasa değişikliğine konu olan anayasanm 101. maddesi, cumhurbaşkanının nitelikleri ve tarafsızlığı başlığını taşmıakta- dtr. 1982 Anayasası hazırlanır- ken cumhuıbaşkanına 7 yılhk bir süre için ve yamız bir defaya mahsus ohnak üzere görev veri- lirken cumhurbaşkanınm taraf- sızlığının ve partiler üstü niteli- ğinın sağlanması amaçlanmıştır. 7 yılhk görev süresi TBMM'nin görev süresi olan 5 yıl ile çakış- mamaktadrr. Böylece cumhurbaşkanı gö- rev süresi içinde parlamento içindeki farklı siyasal çoğunluk- larla çalışacak, tarafsız ve parti- ler üstü bir tutum sergileyecek- tir. Cumhurbaşkanının 2 defa se- çilemeyeceğine ilişkin kural da cumhurbaşkanınm tarafsız kal- masına yöneliktir. Böylece cum- hurbaşkanı tekrar seçilebihnek için parlamento içindeki belli si- yasal gruplan memnun etme ça- bası içine girmeyecektir. Klasik bir parlamenter rejim için örnek oluşturan Federal Ahnanya Ana- yasası'nm 54. maddesine göre cumhurbaşkanı 5 yıl için seçile- bümektedir. Ancak cumhurbaş- kanınm bir defaya mahsus ohnak üzere tekrar seçilmesi mümkün- dür. Bununla biriikte Federal Al- man Anayasası'na göre Federal Parlamentonun görev süresi 4 yıldır. Federal Ahnan anayasa koyucusunun 1982 Türk anaya- sa koyucusunun taşıdığı kaygı- larla hareket ettiği görülmekte- dir. Italya'da da cumhurbaşkanı- nın görev süresi 7 yıl, parlamen- to periyodu 5 yıldır. Yunanis- tan'da cumhurbaşkanuıın görev süresi 5 yü, parlamento periyo- du 4 yıldır. Bununla biriikte gö- rev süresi içinde tarafsız ve par- tiler üstü niteliğini anayasanm uygulanmasmda ve devlet or- ganlannın düzenli ve uyumlu ça- lışmasmm gözetümesinde kanıt- lamış ve Türkiye Cumhuriyeti'ni ve milletin birliğini başanyla temsil ettiği konusunda kamu- oyunda bir konsensüs oluşmuş olan cumhurbaşkamna yapıla- cak bir anayasa değışikliği ile bir kez daha seçilmesi yolunun açıl- ması, ulusun çıkarlan ve yöne- timde istikrann korunması açı- sından olumlu karşılanabilir. Toplumda doğuracağı olum- suz ve vahim sonuçlar açısmdan en önemli değişiklik önerisi ana- yasanm 69. maddesine ilişkin olanıdır. Tahkimle ilgili anayasa değişikliği sırasında Siyasi Par- tiler Kanunu'nun (SPK) 101, 102 ve 103. maddelerinde de de- ğişikükler gerçekleştirilmiştir. Sürecek Cumhuriyrt . kitap kulübû I TIYATRO GUNy TAKSİM SERGİ SALONU'NDA 8 Mart Çarşamba(Yann, FÜGEN KIVILCIMER DOnya Kadmlar Günü nedeniyle sanatçı ve arkadaşlan Tamer Aydos yönetiminde 5 kısa oyun sergiliyor. ıFranstz Konsolosluğu yanı/Taksim
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle