09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7MART2000SALI HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ StRMEN 'Sivil Anayasamrz7 Hareketin başını çeken sivil girişimcilerle si- yasal bakımdan aramda büyük görüş aynlıkla- n olması, "Sivil Anayasamı Istiyorum" girişimi- nin yarariı olduğunu söylememe engel değil. Grubun kimi üyeleri daha önce de "Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık" eylemine ön- cü olmuşlardı. Eylem zaman içinde solsa, istenen sonucu veımese de iz bıraktı, demokrasi ve özgüriük is- teyen insanlara yalnız olmadıkları gerçeğini gösterdi. Türkiye'nin sivil anayasasına sahip olması da hiç kuşkusuz çok önemlidir. Tabii burada sivil sözcüğünü, giysiye bağla- mak değil amaç. Sivillik, giysi veya ait bulunulan kurumla de- ğil, yönelinen amaçla, bulunup yaşama geçiri- len çağdaş çözümle belirienir. Aksini düşündü- ğünüz zaman büyük yanılgılara düşmeniz ka- çınılmaz olur. Türkiye, olağanüstü koşullarda, 27 Mayıs ha- reketinin önderieri tarafmdan kurallan konan, bir kuaıcu meclisin hazıriadığı 1961 Anayasası ile zamanın çağdaş demokrasilerine bu alanda yaklaşan olumlu bir metne kavuşmuştu. Bu anayasayı, yalnızca sivil bir kurucu mec- lisin hazırlamış olması değil, ama aynı zaman- da getirilen çözümlerin toplumun 10 yıl boyun- ca tartıştığı demokratik istemlere uygun olma- sı da çağdaş ve bir anlamda da sivil kılıyordu. ;•" Ama yine de, "asker"\n buradaki etkisini gör- ^mezden gelemeyiz. :;; ••• -.; Ne var ki yukanda da belirtildiği gibi, olaya salt giysi ile bakınca yanılgı kaçınılmazlaşıyor. Nitekim 1961 Anayasası'na kampanyayı ilk açan, 27 Mayıs dönemini izleyen sivillerden bi- ri, Süleyman Demirel olmuştu. Sayın Demirel bu anayasa ile ülkenin yöneti- ^.Jemeyeceğini söylüyor, bireyin haklannın abar- tıldığını düşünüyordu. Demirel'in 1961 Anayasası'na muhalefeti o kerteye varmıştı ki, kendisini biraskeri darbe ile deviren Kenan Evren, darbe ile elde ettiği, son- ~ra da bir bölümünü 1982 Anayasası'na geçirt- tiği yetkilerini eleştiren Süleyman Bey'i, "Neya- rPi.. onun için iyi olan yetkileri, devletin eski Ge- ,nelkurmayBaşkanı kuilanınca mı sakıncalı olu- yor" diye yanıtlamıştı. Çok alakenan da koksa, yanıtın, yöneltilen eleştirinin tutarsızlığına ışık tutan bir yanı oldu- ğunu da yadsıyamayız. Başka bir deyişle, 1961 Anayasası'nın yerine geçen, ondaki bireyin hareket alanını genişleti- ci, özgürlükçü, çoğulcu nitelikleri kuşa çeviren 1982 Anayasası'nın miman Kenan Evren ve ar- kadaşlan olabilirler, ama fikir babası sivil olarak kabul edilen Süleyman Demirel'dir. ••• Aynı olguyu, 12 Eylül'ü izleyen "s/V//"(!) dö- nemde de görüyoruz. 12 Eylül'ün ekonomik politikasının yürütücüsü iken, sonradan aynlıp sivil polftikaya soyunan Turgut Özal'ın, 12 Ey- lül'ün yasaklı liderlerini sandıktan uzak tutmak için harcadığı çabalan nasıl görmezden gelebi- liriz ki? Körfez bunalımı sırasında, Musul ve Kerkük'ü almayı amaçlayan militarist politikası askerier tarafından engellenen özal değil midir, "Anaya- sa bir kez delinm^kle birşey olmaz" diyen ün- lü "s/V/V"(!) ve "sivil toplumcu"®... Evet, sivil anayasayı isteyenler, kimsenin kar- şı çıkamayacağı doğru bir istemi dile getiriyor- lar. Ama sanınm, kavram karmaşası içinde olan Türkiye'de sivil anayasayı istediklerini söyleye- rek ortaya çıkan ve içten olduklanna gerçekten inandığımız bu kişiler her şeyden önce, sivilin tanımını açık bir biçimde ortaya koymalıdırlar. Hemen belirteyim, yalnız bu önkoşulu ger- çekleştimneieri de, tek başına isteklerini yaşa- ma geçirmeye yetmeyecektir. Alınak'tan suc duyurusu 'Evren ve arkadaşlan idamla yargılansın' ANKARA (ANKA)- Eski Kars Milletvekili Mahmut Ahnak, 12 Eylül'ü gerçekleştirenlere yargı yolunu kapatan anayasarun geçici 15'inci maddesinin Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'nin Türkiye'nin de taraf olduğu şıkâyet hakkını düzenleyen hükümlerine aykın olduğu gerekçesiyle Kenan Evren ve konsey üyelerinin TCK'nin 146'ncı maddesine göre idamla yargılamnalan için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Alınak, Kars Cumhuriyet Başsavcıhğı aracıhğıyla gönderdiği suç duyurusu başvurusunda, Kenan Evren ve konsey üyeleri Nurettiıı Ersin, Nejat Tümer ve Tahsin Şahinkaya'nın uzun bir hazırlık yaptıktan sonra 12Eylüri980tarihinde gerçekleştirdikleri askeri bir darbeyle TBMM'şikapatıp, Bakanlar Kurulu'nu dağıttıklannı ve anayasayı ortadan kaldırdıklannı belirtti. Evren ve arkadaşlannın titizlikle gizledikleri "yasadışı faaliyetferini" 12 Eylül sonrasında Milli Güvenlik Konseyi adı altında sürdürdüklerini anlatan Alınak, 12 Eylül ile Türkiye'nin cehenneme çevrildiğini; siyasi partilerin, sendikaların, derneklerin ve meslek kuruluşlannın kapatıldığını, her türlü düşünce ve hak arama özgürlüğünün yasaklandığını, 2 milyonu aşkın insanın fişlendiğini, 650 bin insanın gözaltına alındığını ve gözaltına alınan insanlann büyük çoğunhığuna ışkence yapıldığını belirtti. Alınak, kendisinin de 12 Eylül dönemınde işkence gördüğünü ve yıllarca cezaevinde kaldıgını belirterek Evren ve arkadaşlanndan 20 milyar lira manevi tazmınat istedi. Kayseri, Sıvas ve Elazığ'da sözde 'İslami Kurtuluş Partisi' üyesi 15 militan gözaltına alındı Hizb-ut Tahrir operasyonııYiııt HaberieriServisi- Nevşehir adli- ye binasına patlayıcı yerleştiren Savaş Durmuş Kıhçkıran'ın itiraflanndan yo- la çıkan polis, şeriatçı terör örgütü Hizb- ut Tahrir'e yönelik operasyon başlattı. Kendilenni "İslami Kurtuluş Partisi" olarak tanıtan örgüte yönelik Kayseri ve Sıvas'ta yapılan operasyonlarda, arala- nnda Sıvas sorumlu.su Bülent Çakıcı'nın da bulunduğu toplam 15 kişi yakalandı. Hizbullah'a yönelik Içel'deki operasyon- larda da aralannda Konya'daki kazıda ce- sedi çıkanlan tlyasSaraç'ın imam nikâh- lı eşinin de bulunduğu 4 kişi gözaltına alındı. Elazığ'dakı operasyonlarda da bi- ri imam 3 kişi yakalandı. Kayseri'nin Mimarsinan Mahallesi ve Talas ilçesinde polis tarafından yapılan operasyonlarda, Hizb-ut Tahrir üyesi ol- duklan belirlenen Nihat Y,SeldalIt,Os- maa Y, Mustafa IC, Savaş Y, Hısayerrin K, AH O, Murat Ç . Mehmet IC Yılmaz Y., Mehmet L, CeJal C , Ömer K. ve Ömer K. gözaltına alındı. Yetkililer, sa- nıkların evlerinde yapılan aramalarda çok sayıda örgütsel belge, yasadışı yayrn ve bildiri bulunduğunu, sonışturmanın sürdürüldügünü söylediler. Örgütün Kayseri sorumlusu olduğu belirlenen bir kışinin de arandığı bildirildi. Kayseri'deki operasyonlarda gözaltı- na alınan örgüt üyelerinin verdikleri ifa- deler üzenne güvenlik güçleri Sıvas'ın Şarkışla ilçesinde de Hizb-ut Tahrir'e yö- nelik harekete geçtiler. Sanayi sitesjnde tornacıhk yaptığı belirtilen Sıvas sorum- lusu Bülent Çakıcı'nın evi ve işyerine operasyon düzenleyen güvenlik güçleri, çok sayıda örgütsel belge ele geçirdiler. llçe Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulama- sı tamamlanan Çakıcı, "terör örgütüne üyeolmak" suçlamasıyla çıkanldığı Şar- kışla Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi'nce tutuklandı. Kendilerini "Isiami Kurtuluş Partisi" olarak tanıtan terör örgütü Hizb-ut Tah- rir, ilk belirlemelere göre, bugüne kadar silahlı bir eylem ve çalışma yapmadı. Yetkililer, örgütün "Demokratik-laikdu- zeni yıkarak yerine başta Arap ülkeleri oJ- mak üzere, tüm İslam ülkelerini içine ala- cak şer'i esaslara dayah bir hilafet devle- ti kurmak" amacıyla insanlarla yüz yü- ze görüşmeler yaparak, örgütsel bildiri- ler hazırlayıp gizlice dağıtarak çalışma- lar yaptıklannı belirtti. 11 sorumlusu, il sorumlusu yardımcılan, imamlarsorum- lusu, esnaf sorumlusu, üniversiteler so- rumlusu ve ilçeler sorumlusu olarak ör- gütlenerek çalışmalar yaptığı da ortaya çıkan Hizb-ut Tahrir üyelerinin evlerin- de ve işyerlerinde yapılan aramalarda, silah ve patlayıcı madde bulunamadı. Ya- saklanmış yayın ve örgütsel belgelerin bir bölümünün Arapca yazılmış olduğu dikkati çekn. Örgütün, Ürdün, Lübnan, Suriye ve bazı Ortadoğu ülkelerinde fa- aliyet gösterdiği bildirildi. Içel Emniyet Müdürlüğü'nden yapı- lan yazüı açıklamada, 17 Ocak'taki ope- rasyon sonrasında Istanbul 'daki hücre ev- de ele geçirilen belgelerin incelenmesi sonucunda, örgütün üst düzey sorumlu- lanna özgeçmiş raporu verdikleri ve ca- milerde propaganda faahyetleri yapükla- n belirlenen 4 kişi yakalandı. Açıklama- da, Tarsus ilçesinde 1998'de Hizbullah tarafından kaçırılan ve Konya'daki kazı- da cesedi çıkanlan llyas Saraç'm imam nikâblı eşinin de aralannda bulunduğu sanıklann sorgulamalannın sürdüğü bil- dirildi. Elazığ'ın Alacakaya ilçesi Halkalı kö- yünde Jandarma Komutanlığı'nca yapı- lan operasyonlarda Hizbullah'ın Ilim ka- nadmdan olduğu belirlenen köy imamı Mehmet Kayantaş (25) ve nikâhsız eşi Yasaman Artuk (19) ile aynı köyden U- Susurluk davası sanığı, 115 sayfalık savunmasında üstüne çok gelindiğini söyledi Hahık Kırcı, Çatlryı savunduIstanbul Haber Servisi - Susurluk davası sanıklann- dan Hahık Kun, 115 sayfalık savunmasında Abdullah Çatlı'nın üzerine çok yüklenildiğini öne sürdü ve Meh- met Ağar'ı kastederek "Çadı'ya pasaport verenler roertçe buraya çıkarak ifade \ersin. Ben tanımıyorum demekle otmaz" dedı. Istanbul 6 No'lu DGM'deki duruşmaya tbrahim Şa- hin rahatsızlığı nederu\le gelmezken sanıklardan Ây- han Çarian, Ercan Ersm, Mustafa AKuook, Abdülga- ni Kızıika\-a ve Sami Hostan'ın avukatlan da, hazırla- dıklan yaalı savunmalannı mahkeme heyetine sundu. Diğer sanık avukatlan ise savunmalannı hazırlayabil- mek için süre talebinde bulundular. Kırcı ise 115 sayfadan oluşan yazıh savunmasını okumak istediğini belirtti. Kırcı, mahkeme heyetine bu sırada, kendi yazdıgı "Donmuş Zaman ManzaralarT adlı kıtabını verdi. Bu kitabın kendi dünya görüşünü çok iyi anlattığını beürten Kırcı, heyetin bu kitabı okuma- suıı istedi. Mahkeme Başkanı Sedat Karagül de bunun üzerine Kırcı'ya, u tlk savunman güzeldL Fazla savun- ma yapmana gerek yok" dedi. Savunmasında Kırcı. "Abdullah Ç aüı\ı tanırdun. Ama kimse benden Meh- met Özbav 'ın Çath olduğunu söviememi beklejemez" dedi. Çatlı'nın silah kullandığını gördüğünü anlatan Kırcı, "Benim Susurluk kazasmda oia>' yerinde okJu- ğum sö\1eni>or. Bu doğru değüdir" dıve konuştu. Kır- cı, "Susurtuk kazasmdan sonra üzerime çok geldikleri için sahte kimlik kuuanmak zorunda kaJdım" dedı. ÇatJı'nın üzerinde kokain bulunduğuyönünde iddi- alann da doğru ohnadığını öne süren Kırcı, " Çath, MİT'le değiL poüsle çahşıyordu. MİT ile daha önceden yurtdışjnda çahşmıştL Ancak, MÎT onu kuDandıktan bir Susurluk çetesi sanığı Kırcı savunınasınııı büyük bir bölümünü ÇatlTyı savunmaya ayırdı. Kırcı "Ben tanımıyorum demekle oİmaz. görev verenler gelsin hesap versinler. Çatlı ölümünün ardından çok şe> le suçlandT dedi ( AA) Mahkeme, oy çokluğuyla Kırcı'nın tahliyesine karar verdi Topaldavastndatutukhı kalmadıtstanbul Haber Servisi - Kamuoyun- da "Kumarhaııeler Krah n olarak tanı- nan Omer Lütfii Topal ın yargılandığı davanın tek tutuklu sanığı Hahık Kun "oyçokhığuyla" tahhye edildi. Ankara Bahçelıevler'de 7 TtP'hnin öldürühne- sine ilişkin 7 kez idam cezası alan Kır- cı, cezaevinden çıkamayacak. Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkeme- si'ndeki duruşmaya, davanın tek tutuk- lu sanığı Haluk Kırcı ile yargılama aşa- masında tahliye edilen özel tim görev- lisi polis memurlan Ayhan Çarian, Oğuz Yoruhnaz, Ercan Ersoy ve Musta- fa Attunok ile Topal'ın iş ortaklan AK FevziBir, Sami Hoştan ve sigortacı Ser- darÖzdağkatıldı. Duruşmada söz alan davanın tek tu- tuklu sanığı Haluk Kırcı, sadece iki ke- lime konuşacağını behrterek, "Tahüye- mi istivonını" dedi. Duruşmada daha sonra söz alan sanık avukatlan ise mü- vekkilleri hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının kaldırilmasını istediler. Mah- keme heyeri, Istanbul 6 No'lu DGM'de görülen "Susurluk Davası^na ilişkin dosyanın aynı sanıklarla ilgili olup ben- zer suçlamalar taşıması nedeniyle delil- lerin incelenmesi açısından. DGM'deki dosyanın tetkık ve iade edilmek üzere is- tenmesi için yazı yazılmasına karar ver- di. Tutuklu sanık Haluk Kırcı'nın, savun- masının ahnmış olması, dosya kapsamı ve delil durumuna göre tahliyesine ka- rar veren mahkeme heyetı, haklannda yurtdışına çıkış yasağı bulunan Ayhan Çarkın, Oğuz Yoruhnaz. Ercan Ersoy, Ali Fevzi Bir ve Sami Hoştan'ın da yurt- dışına çıkış yasakiannı kaldırdı. Duruş- ma, dava dosyasına istenen belgelerin beklenmesi için ertelendi. Yurtdışı çıkış yasaklannın kaldınl- ması ve Haluk Kırcı'nın tahliyesi karar- lan, üye hâkım Suzan Yata nın muhale- feti nedeniyle oyçokluğu ile alındı. Hâ- kim Yaltı, muhalefet şerhinde, Haluk Kırcı'ya isnat edilen suçun vasıf ve ma- hiyeti, delil durumu, dosya kapsamı ile sanığın başka suçtan hükümlü olup he- nüz Topal da\ asındaki tutukluluk duru- munun infaz edilmemesi nedeniyle tu- tukluluk halinin devamına, kanıtlarda bir değişiklik ohnaması nedeniyle de di- ğer sanıklar hşıHfinHalH yurtdışına çıkış yasağının devam etmesi yönünde görüş bildirdi. süre sonra sırnnı döndü. MTT'teki iç çekişmeler nede- niyle deşifre edildi'' dedi. 7 TİP'linın öldürülmesi ola- yına ilişkin de ceza aldığıru ve aftan yararlanarak çık- tığını anlatan Kırcı, "Dönemin Adalet Bakanı Seyfi Oktay, bunu içine sjndiremejerek hakkımda yakalama emri çıkardı'' diye konuştu. Kırcı'nın. Ömer Lütfu To- pal'ın öldürülmesi olayında ele geçınlen sılahta Çat- lı'nın parmak izlerinin bulunduğu yolundaki iddialan da doğru bulmadığını söylemesi üzenne Mahkeme Başkanı Karagül, "Sen Çath'nın sa>ıuımasuu >apr\or- sun.Etarakonu, kendisavunmanıyap"uyansında bulun- du. 1980 yılından sonra silah taşımadığım ileri süren Kırcı şöyle devam etti: "Tank Ümit'i de tanımam Çat- b'nın Ümit'i ötdürduğüne ilişkin basuıda haberler çık- ması üzerine Çatfa'yı aradun. Çath, kendisine ayun oy- nandtğını, o>Tin oynayan kişiniıı de Meh- met E>Tnür olduğunu söyledl Ümit'i ka- çıranlar, hedef olarak Çadı'jı gösterdiier. Devletin istihbarat örgütü MİT ile çahşan bir Idşinin kacıntma olayından, devletin haberdar ounamasına inanamıyorum. Ümit'in MıT'e verdiği raporlar üıcelenir- se ni>e öklürüldüğü de anlaşılacakur.'' Kırcı savunmasında. kimlerle nasıl ta- nıştığını da açıkladı. Ağar'la Elazığ'da kendisinin nişan törenınde tanıştığını ifa- de eden Kırcı, Sedat Bucak'ınadınıduy- duğunu ancak tamşmadığım öne sürdü. Samklardan Ibrahim Şahin'i, 1994 yılın- da iki defa Çatlı'yla yemek yedikleri sı- rada gördüğünü anlatan Kırcı, Korkut Eken'i hiç tanımadığını belirtti. Çarkın'la Çatlı'nın vasıtasıyla tanıştığını söyledi. Enver Uhı, Zrva BandırmahoğJu ve Ay- han Akça ile sadece tanıştıklarını, Abdül- gani Kıalkaya'yı ise ilk defa mahkeme- de gördüğünü ifade eden Korcı, Yaşar Öz'ü ise hiç tannnadığmı ileri sürdü. Sa- mi Hostan'ın Çatlı'nın iyi arkadaşı oldu- ğunu belirten Kırcı, Hoştan iJe tanışıkhk- tan öteye bir ilişkileri olmadığını bildirdi. Bu arada Hoştan, Kırcı'ya dönerek "Sfn aranmaHanftncptanı^tıgımpı hHnrt" dedi. Kırcı bunun üzerine, "Tabii 1991'den önceki dönemden bahsediyo- nun" diye ekledi. Bu sırada Mahkeme Başkanı Sedat Karagül'ün, Hoştan'a hi- taben, "Merak etmevin. o bepinizin avu- kathğmı v^prjDr" demesı, salonda güluş- melere yol açtı. Kırcı şöyle devam etti: "Mehmet Yaprak'ı flk kez bir televiz- yon programında gördüm, 'Senı kım ka- çırdı' divekendisinesorduklannda,'Kars- Erzurum şivesinde konuşan, esmer bir ki- şiydi^Zannedersem Haluk Krrcı'ydı' de- miş. Üç saattir burada konuşuyonım. Al- lah aşkına sövleyin. Ben Erzurum-Kars' şivesinde mi konuşuyonım. Yaprak'ın ka- çınlması ola\ıyla ilgim yok. Ülkücüyüm, ülkem için savaştun. Gene de savaşmm.'" Yazıh savunmasım bölümler halinde özetleyerek yaklaşık 2 saatte okuyan Kır- cı, "Bunlan Idtap hahne getirecegun" de- di. Mahkeme heyeti, verilen kısa bir ara- dan sonra, Kırcı'nın dunışmalardan va- reste tutuhnası yönündeki istemini red- dettı. Savunma yapmayan sanık avukat- lanna savunmalarmı tamamlamalan için süre veren mahkeme heyeti duruşmayı er- teledi. mur SeHm (19) yakalandı. Sanıklarla bir- likte Iran tslam Devrimi'ni övücü birçok örgütsel belge de ele geçirildi. Sanıklar çıkanldıklan mahkemece tutuklandılar. 67 kişi tutuklandı Şanlıurfa'da, son 2 ayhk dönemde Hiz- bullah'a yönelik operasyonlarda, 101 ki- şinin yakalandığı, bunlardan 67'sinin tu- tuklandığı açıklandı. Şanlıurfa Valili- ği'nden yapılan açıklamada, 3 tabanca, 16 adet mermi, çok miktarda yasak ya- ym ve örgütsel belgelerle birlikte, yaka- lananlar arasında, çeşitli eğitim lninım- lanndan öğrenciler ve kamu görevlileri- nin bulunduğu belirtildi. Açıklamada, halkm dini duygulanm istismar ederek, bazı camilerde akşam ve yatsı namazla- n arasmda küçük yaştaki çocuklara "Ku- ran oğretme" bahanesiyle taban bulma- ya çahşan Hizbullahçılann, örgüte ele- man kazandırmaya çalıştıklan bildirildi. İşkence Küçükköy Karakohı'nu bakanlık incetiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) - Içişleri Bakanhğı, TBMM Insan Hak- lan Komisyonu'nun Istanbul Küçük- köy Karakolu'nda ele geçirdiği fılis- tinaskısıyla ilgili olarak 1 polis, 2 mül- kiye müfettişi görevlendirdi. DSP'li Sema Pişkinsüt başkanlığm- daki TBNLM Insan Haklan Komisyonu geçen hafta îstanbul'da karakollara *n- yarette" bulundu. Komisyon, karakol incelemeleri sırasmda Küçükköy Kara- kolu'nda filistinaskısı buldu. Pişkinsüt, TBMM'ye getirilen filistinaskısıyla il- gili olarak Istanbul Valisi ErolÇaknr'm "Bir sopa bulmuşlar, ne olduğu beffi de- gl* değerlendirmesini "şov" olarak ni- teledı. Içişleri Bakanhğı da, olayı soruştur-. mak üzere 1 polis, 2 mülkiye müfettişi-' ni olayla ilgili olarak soruşturma ıçuı görevlendirdi. İşkence suçlan cezasız Içişleri Bakanı SadettinTantan'mD- SP Bursa Miliervekih Afi Arabacı'nın yazıh soru önergesine verdiği yanıtagö- re, 1995'ten bugüne kadar TCK'nin "körfi muamele*'yi düzenleyen 245. maddesine göre 2 bin 851 personel hak- kında adli işlem, "Sşkence" fıilini dü- zenleyen 243. maddesine göre 577 per- sonel hakkında işlem yapıldı. Idari yön- den kötü muamele nedeniyle 4 bin 668, işkence nedeniyle de 569 personel hak- kında işlem yapıldığı bildirildi. Kötü muamele nedeniyle 1.095, işkence ne- deniyle de 118 polis hakkında mes-i muhakeme karan verildi. TCK'nin kö- tü muamele fıilini düzenleyen 245. maddesi uyannca 278, işkence nede- niyle 68 polis hakkında takipsizlik ka- ran verildiği belirtildi. Kötü muamele nedeniyle 84, işkence yaptıklan için de yalnız 10 polis hüküm giydi. Kötü mu- amele nedeniyleyargılanan 480, işken- ce yaptıklan için yargıknan 195 polisin beraat ettiği kaydedildi. Kötü muamele nedeniyle haklannda idari yönden 3 personele uyarma ceza- sı, 71'ine kınama cezası, 111 'ine aylık kesımi cezası, 218'ine kısa süreli dur- durma, 8l'ine uzunsüreli durdurma ce- zası verilirken 6 polisin ise meslekten ihracına karar verildi. 453 soruştunna- run da sürdüğü belirtildi. İşkence yap- tıklan için idari yönden 1 polise uyar- ma cezası, 3 personele kınama cezası, 1 personele ayhk kesimi cezası verildi- ği, 3 personelin kısa süreli durdurma ve 4 personelin ise uzun süreli durdurma cezasına çarpnnldığı, 70'i hakkında da soruştunnamn sürdüğü kaydedildi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Dario Fo, dünya tiyatroculuğunun seçkin isimiennden binsı. Pendik'te Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri çer- çevesinde Pendik Atatürk Kültür E- vi'nde Dario Fo'nun bir oyunu sergi- lenmek isteniyor. Özgürlük ve Daya- nışma Partisi (ÖDP) Pendik llçe Ör- gütü, Dario Fo ile Franca Rema'nın yazıp Füsun Demirel'in Türkçeye kazandırdığı "Kadın Oyunlan"y\a Ka- dınlar Günü'nü kutlamaya niyetleni- yor. Gelin görün ki izleyicilerin ahlaksız- lığa düşmesini istemeyen devlet yet- kilileri oyunu yasaklıyor. Pendik Kay- makamı Haluk Tuncsu, oyunu kont- rol etmek amacryla önce oyun met- nini, Pendik llçe Milli Eğitim Müdür- lüğü'nce kurulan bir komisyona ha- vale ediyor. Komisyon oyunda 'ahla- ka aykın sözler' bulundugunu saptı- yor. Bu durumda şehrin en büyük mülki amirinin yapacağı iş, bu 'ayıp'lı duruma son vermek oluyor. Kaymakam Tunçsu, merak içinde oyunu okuyor ve sonra şunlan söy- Sağ Olasm Pendik Kaymakamı lüyor: "Oyunun içerisindeki ahlaka aykın sözcükleri şimdi size okurken inanın yüzüm kızarıyor. Bakın işte sayfa 70'te 'poposu da güzel' deni- yor. Kitap bütünüyle böyle kelimeler- den oluşuyor. Sizin yûzünüz kızarmı- yormu size okuduğum bu sözcükler- den?" Böylece Kaymakam Bey Da- rio Fo'nun ahlaksızlıklanndan Pen- dik'i kurtanyor. ••• Nobel ödüllü Dario Fo'nun dünya- nın dört bir yanında sahneye konan oyunlannın büyük çoğunluğunu Tür- çeye kazandıran Füsun Demirel, Kay- makam'a bir ihbarda bulunuyor. Da- rio Fo'nun bir oyunu da Ankara'da Devlet Tiyatrosu tarafından sahneye konuyormuş. Onu da yasaklayıp An- kara gençlerini kurtarsın, diyor. Aslında ben Pendik Kaymakamı'na karakollannda filistinaskısı olup ol- madığını sormayı düşünüyordum. Bu memleketin 'ayıp'lı insanlannı kurtar- mak için böyle konuşturucu aletler kullanıyor mu diye. Öyle ya gelenek- sel terbiye etme araçlanmızdan fala; ka sopası yıllarca Osmanlı'da kulla- nıldı. Belki bu ayıplı tiyatro oyuncula- nnı, çevirmenini, oyunu Pendik'te göstermek isteyen ÖDP'lileri terbiye etmek için gerekli olabilir. Kaymakam Tunçsu, böyle bir oyu- nun kadınlar gününde oynanmasını kadınlara hakaret olarak gördüğünü söylemeyi de ihmal etmemiş. Hem gençleri ayıptan koruyor, hem kadın- lara hakareti engellemeye çalışıyor. Tam anlamıyla ömek bir kaymakam. Önümüzdeki yıllarda onu yüksek mevkilerde görürsem şaşırmayaca- ğım. Polis karakollarında filistinaskısı boşuna mı duruyor? Biz gazeteciler nelerdüşünüp nelersöylüyoruz. Baş- bakanlık adına Susurluk Raporu'nu yazan Kutlu Savaş, faili maçhul ci- nayetlerin bir kısmının devlet görev- lileri tarafından işlendiğini raporuna yazarken, bir kısım öldürme eylemle- rini devlet adına savunuyordu. Bu ül- keyi yönetenler, her zaman bu mille- tin terbiye edilmeye ihtiyacı olduğu- nu bildikleri için hem filistinaskısını duvarlardan eksik etmiyorlar, hem de ilçelerde oynanmak istenen tiyatro oyunlannı özenle inceliyorlar. Neolur olmaz? ••• Aslında Pendik Kaymakamı önem- li bir olaya imza attı. Dario Fo'nun bir oyunundaki 'ayıbı' yakalayıp teşhir etti. Şimdi sıra diğer kaymakamlarda. Olur a! Bakarsınız onlann ilçesine de bir Dario Fo oyunu gelebilir. Kesinlik- le popolardan, ayıplı sözcüklerden bahsediyor, dikkat etsinler. Ben diğer oyunlanndan biliyorum. Beni asıl üzen, yıllardır bu memle- ketin büyükleri bu ülkenin ayıplannı temizlemeye çalışıyorlar, yine de edepsizliklere engel olamıyorlar. Rlis- tinaskısı bulundurmasınlarda ne yap- sınlar? Oyunları yasaklamasınlar da ne yapsınlar? Küçüklerimiz küfürle mi büyüsün? En doğrusu şu tiyatro, sinema de- nilen illet toptan yasaklansa da kay- makamlanmız boş yere tiyatro oyu- nu okumak zorunda kalmasalar. Ta- bii şimdi bir de Avrupa Birliği çıktı, iş- ler iyice zoriaştı. Diyecekler ki Dario Fo'nun oyunlan bütün Avrupa Birliği ülkelerinde oynuyor. Onun oyunlan- nı yasaklamak bir yana, en büyük edebiyat ödüllerine layık görüyortar. Işin zorluğu da burada. Bu Kopen- hag kriterteri de bir başka dert. Biz bi- ze ayıpsız, şikâyetsiz yaşayıp gidiyor- duk. Bunlar da nereden çıktı? Yine de Pendik Kaymakamr'nı, Pendik Milli Eğitim Müdüriüğü Ahlak Komisyonu'nu kutluyorum. Uyarıp bizi kendimize döndürdüler. Sağ ol- sunlar...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle