09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7MART2000SAU O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected] Kıyamet mi Kopar? MetinERKSAN N amıkKemal'ın(1840- 1888) "Vatan Yahut Sffistre"(1873)adlıtı- yatro oyununun kışi- İenndenbın"AbdnDah Çavuşw tur. "Abdullah Çavuş", oyunun konuşmalan ıçındeara sıra "Kıyamet mi kopar" dıye sorar. Bu tümce Türk tıyatro edebıyatının en ün- lü deyimlennden bın olmuştur. 1853- 1856 Kının Savaşı ıçınde Rus ordulan Tırna Nehn kıyısındakı "Silistre Kale- sTnı kusatır. Küçük bır Türk ordu bır- liğı ve gönüllüler müthış bir savunma sa- vaşı yapariar. Büvuk bügın Frederich En- grfs (1820-1895) "Savaş tarihinde bir benzerioknayansavunma" niteliğuıde tanımladığı bu savaşı, 25 Temmuz 1854 tanh ve 4139 sayıb "New YorkDafly Tk> bune" gazetesıne "Silistre KuşatmasT başhkh bır başyazısında belırtmıştir. NYDT gazetesi o dönem dünyanın en büyük gazetesıdır "Abdullah Çavuş* kale savunmasında savaşan Türk asker- lennden bındir. Tûrk köylüsünün ve Türk askennın "yurtse\er, bilge, cesur" bır örneğı olan "Abdullah Çavuş", sa- vaşın en umutsuz, en duyarJı (krıtık) an- lannda yüksek komutanlann ağır so- runlanna kolay çözürnler oluşturup söz- lennı u Kı>T amet mi kopar" dıye bıtınr. "TürkiyeCumlıuriyetiDevietr sıya- sal yetkeleraun yıllardan ben "Avrupa BirUgj" (AB) üyesı olmak hayalı ile avuttuğu ve oyaladığı "Türk Uhısu"nun tûm beklentılenne karşın "Tûrkiye Cum- huriyetiDevietr Avrupa Bırlığı'ne (AB) alınmazsa, "Kıyamet mi kopar"? 1989'dabırkıtapyazdım. Kıtap "Hfl" Yayınevı tarafından 1991 'de yayımlan- dı. Kıtabın adı: "Tûrkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Avrupa Topluluğu Üyesi CM- ınakHakkıvekeğDimTarihselkaynak- lan"dır. O sıralar Avrupa Bırhği'ne (AB) Avrupa Topluluğu (AT) denıyor- du. Bu kitabın başında Türkiye Cumhu- riyeti Devleti'nin kurucusu büyük Ata- türk'ün konuşmalanndan seçılmış şu tümceler vardır "Türk ulusunun yeryüzü coğrafya- sında izlediği yoL yüzyıDardan beri sü- rekli tek bir yöne doğru geliştL Biz dur- madan Doğu'dan Baü]ya doğru flerte- dik" (29 Ekım 1923). "Ulkemiziçagdaş- laşbrmak istiyoruz. TümçakşmamzTürkiye\)eçağdaşbir de\1etoJuşrurmakdüşüncesiüstüneku- ruludur. Uygar bir dünyaya girmek is- teyip BaU'ya yöndmemtş bir ulus yok- tur" (29 Ekım 1923). "Osmanh tmpa- ratorluğu'nun yok ohışu, Baü'ya karşı elde eftiği zaferlerden çok, büyük bir övünçle (mağrurlulda) kendini Avrupa uluslanna bağtevan iHşküeri kestiği gfin başlamıştır. Bu bir yanlışü. Biz bu yan- lışlığı tekrar etmeyeceğiz'' (29 Ekim 1923) "Osmaıüıİmparatorluğudöne- mindeSuttan'ın hükümederi Tûrkuhı- sıunın Avrupa ik iüşkikrine engel ol- mak için ellerinden geleni yapıruşlar, ulusun istekveistendnden (iradesinden) uzak olarak hükfimet etmişler ve Türk ulusunu geuşmeden yoksun bırakmış- lardır" (27 Eylul 1923) "Avrupa ana- karası (krtaaji, Avnıpa topluluğu ve Av- rupa uvgariığı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Doğu sınırianndan itibaren Batı'ya doğru başlar" (27 Eylül 1923). Ataturk'un bu düşüncelen "Baülıol- mayı,Batıhlaşmayt,Avrupahohnsyı,Av- rupaUaşnıa>ideğfl,çağdaşuygarhkdev- rinıiııigerçekleştirmeyigöstenBeler". Üs- teük Atatürk, Türkiye Cumhunyeu Dev- leti'nin kuruluşunun 10. yüında 29 Ekim 1933 günü Ankara'da yapılan görkem- li törende yapüğı ünlü söylevinde, "Uhı- salkültfiriunüzü çağdaş uygarbkdûze- yinmüstfineçıkaracağız" denuştır. Çağ- daş uygarlık düzeyıne enşmek başka şey, çağdaş uygarlık düzeyinın ûstüne çıkmak başka şeydir. EŞSLZ bır önder ve kökten bir devrim- cı olan Atatürk; ulusuna her seslenişin- de yaptığı gibi, bu tümce içınde en doğ- ruyu, en üstünü, en yetkını, en zorunlu olanı söylemıştır. Ben kıtabımda özetle şunlan yazmış- tım. — "Türkiye Cumhuriyeti Devteti" laık bır devleror, çağdaş bır devlettir, Baöh bır devlettir. Türkiye Cumhuriye- ti Devleti'nın tanh içındeki en yakm uzantısı "Osmanh Devteti"dir. Avrupa topraklannda bulunan Edırne 1361 'den sonra Osmanlı Devleti'nin başkenti ol- muştur. Üç anakara (kıta) üstûnde ku- rulu olan Osmanlı DevletTnın yüzöl- çümünün en büyük bölümü ve nüfus çoğunluğu Avrupa anakarası ustündedir. 16. yüzyılın ıkinci yansında Osmanlı Devleti'nin yüzölçümü yirmı milyon kılometrekare, nüfusu eÜi milyondur. Aym tarıhte Ingiltere Devleti'nin yü- zölçümü yûz otuz btn kılometrekare, nüfusu üç buçuk milyondur. Osmanlı Deyleü 1361-1918 tarihleri arası, tngıltere,' Fransa, Avusturya, Rus- ya devletlen ıle bırlıkte 557 yıl Avru- pa'nın beş büyük devletinden bindir. Itarya 1860, Almanya 1871 yılından sonra Avrupa'nın büyük devletlennden ıkisi olmuştur. Çokuluslu "Osmanh Dev- leti"; Müsİüman, Hınstıyan, Musevı di- nuıe ılışkın uyruklan olan bır devlettir. "OsmanhDevtetrnde Müsİüman, Hı- risnyan, Musevı uyruklar, devletm ve ül- kemn; sıyasal, ekonomık, toplumsal, askeri, kültürel, dinsel, hukuksal, tekno- lojik yapısı içinde ortaklaşa, özgürve ka- tılımcı bir nıtelıkte konumlanm sürdür- müşlerdır. Bu nıteüklerinden ötürü "Os- manh Devleti" Avrupah bır devlettır. "Türkiye Cumhuriyeti Devteti" ve Tür- kiye'dekı geçıcı, değışken, dönemsel sı- yasal yetkeler (otonteler) bu tanhsel gerçekleri bilip "Türkive Cumhuriyeti Devleti"m; "Devlefin, "Ülke"nin, "Uhıs''un onuruna ve çıkarlanna uygun olarak AB'ye sokmalıdır —. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chi- rac, Türkiye Cumhurbaşkanı Sülevman Demirei'e yazdığı bır mektup ıle Tür- kiye'nın Avrupa Bırlığı (AB) adaylığı- nışöylekutlamıştır "KanuniSultanSö- leyman veKral I. François döneminden beri tarihten kaynaklanan çokyönhı fliş- küerin bir sonucu olarak Fransa, Tür- kiye'niıı bu konuma ulaşması için hiç- bir çabadan kaçınmamıştır."' Türkiye Cumhunyetı Devletı'nde sı- yasal partılerin, önce ulus sonra partı, önce ülke sonra partı, önce devlet son- ra parü bağlammda bir ilkelen yoktur. TC Devleti'ndekı tüm sıyasalparüleryal- nız ve yalnız parti çıkarlannı düşünür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Av- rupa Topluluğu'na (AB) gırmesı ya da girmemesi sorunu TC Devlen'ndeki sı- yasal partılertarafından ıç sıyaset paza- rmm sunum-ıstek (arz-talep) dengesı, se- çım sandığından çıkacak reylenn sayı- sallığı düşünülerek ucuz bir konuma tn- dirgenmıştır. Bu nedenden ötürü "Tûr- krye Cumhuriyeti DevtetTnın AB üye- sı ohnak sorunu, TC Devleti'ndeki si- yasal partıler için ulusal ya da uluslara- rası bır sorun değıldır Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cum- hunyetı Devleti'ninAB'ye adayhğı(üye- liği değıl) koşullu ve onur kıncı bır ka- rarla gerçekleşmıstır. Bu koşullu ve onur kıncı karar Türk ulusunun, Türk ülke- sinin ve "Türkiye Cumhuriyeti Devle- ti"nin ulusal çıkarlanna aykın bırkarar- dır. AB'nın kurt sıyaset adamlan *Ya- nanistan Devleti"nın ısteklenne uyarak bu "tarafh" karan "Türkiye Cumhuri- yeti Devfeti"ne dayatmış ve kabul etnr- mişlerdir. TC Devleti'nin 57. hükümeti ağırko- şullar içeren bu karan olduğu gıbi ka- bul etmiştir. Büyük bır dünya devleü olan "Türkiye Cumhuriyeti Devteti'' ıle AB arasındakı ılışkiler, "AB"yı oluştu- ran devletler tarafından "Yunanistan Devleti"nın korumanhğı (vesayetı), gü- dümü (sevkı), ıstencı (ıradesı) altına ko- nulmuştur. Atatürk "Büyük Nutuk"ta şöyle demıştir: "Hoşgörü ve aoma di- lenmek ik ulus işleri, devlet işleri yürü- tâiemez. Ulusun ve devletin onunı ve ba- gımsrrfıgı sağtanamaz. Hoşgörü ve acı- nuı dflenmek gibi bir ilke yoktur. Türk ulusu veTürkrye'nin gekcekteki çocuk- b n buknrah bir an bfle unutmamahdır7 ' (B. N. s. 255. Devlet Basımevı. Ist. 1938). AB'ydı, BAB'dı, NATO'ydu, şuydu, buydu; aslında ve esasında "Türkiye Cumhuriyeti Devteti"nin şu an dünya- ya ve Yunanistan'a karşı üç öngörüşü ol- malıdır. Bır- Yunanistan, Ege Deni- zı'ndekj karasulanru altı mil olarak sap- tayacak. tki: Dünya ve Yunanistan Kıbns'ta üa devlet olduğunu kabul edecek. Üç: Türkiye Cumhunyetı Devleti'nin AB'ye girişı Yunanıstan'ın "evet" deyışıne bağ- lı olmayacak. Devletler arasındakı ılışkiler; doğru akıl, bılunsel bılgi, yontemlı düşunce, mantıksal davranış kapsamında sürdü- rülür. Tersı durumda Abdullah Çavuş'un 'Kıyamet mi kopar" deyışi gündeme geur. "Gençlık bir hafta tatilidır" de- miş Melih CevdetAnday... Sek- sen beş yaşında bir gençJ "Şair- lere ölüm Yok" diye yazmıştım. Yaşlanmak da yok! Olsa olsa bı- rikır yaşlar üst üste... Anday'ın altmış beş yılı geçen sanat serü- veni için kcx;a bir krtap yazmalı. Bir gün yazılacak da... ödüller ödülleri.. Tiyatroda, roman- da, şiirde, denemede... Bir öykü yok, nasılsa onu unutmuş ya da önem ver- memiş. Bir kısa öyküsünü "Seçilmiş Hikâyeler" dergisinde okumuştum, sürdürmedi. Ama 'Raziye', 'Aylaklar', 'GizliEmir' gibi romanlar, 'Mikado'nun Çöpleri', 'ölümsüzler' vb. oyunlar, sa- yısızdeneme, gezi; yıllarca gazetemiz- de çıkan yazılar... Ama en önde, en başta, şiirler şiirler.. 'Rahatı Kaçan Ağaç' Telegrafhane', 'Teknenın ölumü', Tanıdık Dünya' vb... Yazmak hep yaz- mak. Yaratmak! Sanat, edebiyat üstü- ne düşünmek. Yaşamı şıirle bütünleş- tirmek... Sonunda, 2000 yılının önemli basarrsını kazanmak; Aydın Doğan Şı- ir Ödülü... Yaşlı kişilere nedense hep ölüm so- rulur! Oysa o son nokta kime daha ya- kındır, bilinmez! Bakarsın gencecik bı- EVET/HAYIR OKTAY AKBAL 'Gençlik Bir Hafta TatUidir' ri çeker gider de bir başkası seksenle- ri, doksanlan devırir. Böyfe sorular ge- reksizdir, ama insanoğlu meraklıdır, so- rar! Mılliyet yazan da sormuş: "Nasıl öl- mek ıstersiniz" En münasebetsiz soru! Kişi nerden bilsin? Bilmek ister mi ba- kalım? Anday en güzel yanrtı vermiş: "Şakacıktan." Ama ben de aynı gereksiz işi yapmı- şım! Yıllar önce sormuşum bu soruyu. Belki de kendı aradığım bir yanrt oldu- ğu ıçın! Bakalım o konuda ne diyecek dıye. Işte yanrtı: "Korkudan çok merakediyotum. Hiç- liğı, yokluğu, aklım almadığı için... Da- hasını istersen ölümlülüğü yaşarken duymak, yaşamı bırhayaletlertoplulu- ğuna dönüştürüyor, bundan kurtuimak için toplumlar, içlennden büyüksanat- çılar büyük bılim adamlan yetiştiririer, onlann ölümsüzlüğü, yaşamı bırhaya- letler topluluğu olmaktan kurtanr, ona birsürektilikkazandınr. Sürektilikde gerçeklikduygusuyaratrkjşide. Bu açıdan bakılacak olursa bizım top- lumumuz daha topluluk durum- nuda sayılabilir, çünkü kimse ölüm- süzlüğe ersin istemiyoruz." Zamanı en çok resimler duyurur gibi gelir bana, eski fotoğraflar... Anday'ın ünlü şiirindekı gibi, "Beş kişi parkta çektirmıştzI Ben, Orhan, Oktay bır de Şinası I Anlaşılan sonbahar/ Ki- mımızpaltolu kımımız ceketJıI Yaprak- sızarkamızdakiağaçlar/Henüzbaba- s/ ölmemiş Oktay'ın I Ben bıyıksam I Orhan, Süleyman efendiyi tanımamış I Lakin ben hiç böyle manzun olmadım I ölümü hatırtatan ne var bu resımde I Oysa hayattayız hepimiz." Bir zamanlari.. Böyle demek mi ge- rek? Evet, yakın günlere kadar sık sık buluşup bir şiir, bir dostluk havasında geçirdiğimiz günleri anarken içimde bir sevinç uyanıyor. Sevinç, ama biraz da hüzünle kanşık bu duygu... lyi ki yaşamışız, iyi ki yaz- mışız, iyi ki Melih Cevdet'in dostu oJ- muşuz, dryorum. Sevgili Anday'ın genç- liğinın daha yıllaryılı sürmesini, yeni şi- irleıie okuriarını mutlu kılmasını dili- yorum. Hakkâri... Hakkâri... B ır kent nasıl anlatılır' 7 Nüfu- sundan, yüzolçümünden, eko- nomısınden mı başlanır? Yok- sa öncelıkle ınsanlan, töresı ve tan- hı mı açıklanır Bu sorularuı değışık yanıtlan vardır Hakkân'yıanlatma- ya ıse Testere ve Sümbül daglanyla başlanır O dağlar ki, mağaralanyla. sarp kayalanyia kuşatmışlardır Hakkâri'yı. Dayanılmaz ıklımıne karşın orda ya- şayan ınsanlar tutsak mıdırlar, yoksa hayran mıduiar görkemlı yükseklık- lere. anlaşılmaz. Ozgurluğün süreklı duyumsandığı daglann soluğunu duyarsınız Hak- kân'de. Rüzgânn ofkelı sesı geçmış- ten masallar anlaor duyan kulaklara. losanlan aldırmaz gorunur kente ay- kın düşen yabancüara Kaçan veko- valayanlann ayak ızlen vanür hâlâ acımasızca yagan karda Dağlannda ters açan laleler bıle ısyan edıyor gi- bıdırler yalnız bırakılmışlıklanna. Yü- rek gozüyle bakarsanız o dağlara, va- roluşun sevmcını duyarsınız tunı du- yu organlannızda, hele bır de Fordmı- nıbüsüyle gurur duyan bu- şoförle Van'a doğru yola çıkarsanız, Deniz Gezmiş Köprüsü'nün daglann eteğı- ne asılı kalmış yıkık görüntüsü, Ho- şap Kalesı'nın düşle gerçek arası öy- küsü, Hakkân'de Bır Mevsım'ın ya- zıldığı Pırhanı Köyü'nün turkusü ula- şınca sıze bır Kürt şoforun tümcele- nyle, artık korkutmaz olur sızı dağ- lardan esen rüzgâr, üpı, fırtına, kasır- ga. Anlamadığınız dılde çalan uzun havanın buyüsüne kapılır, bır düş ya- şarsınız gözlennız kar aİdığına ba- karken. Uğuldayarak mınıbusun ya- nından geçen hortumlar. aklara burun- müş dans edenbalennler olmuşlardır artık. Mınıbüs bır byatro salonu, dağ- lar bırer oyuncu olur, bıtmeyen bır trajedı o ak(beyaz) sahnede sergılen- meye koyulur Zap Suyu'nun her ba- har saldığı gozyaşlannın nedenı artık anlaşılır Bır çobanın kavalından dö- külen nağmeler, ruzgânn uğuldama- sından oluşan bır uzun havayla kan- şır. Tüm yoksunluklanna karşın Hak- kân'de neşelı o>ıın havalan da dınler- sınız Daglann kol kola gırerek halay çektıklennı de seyredersınız Oyun bıter, Van'ın karlı caddele- nnde ınersınız Yenı yolculuklara ve oyunlara doğ- ru yol alırken arkadaşınıza gıilüm- sersinız. JALEDEMİR Eğitımci, Almanca Öğretmem PENCERE Sakıncalı ödişat Başbakan Bûlent Ecevit, ülkede "istikrar" ge- rekçesiyle Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in görev süresinı uzatmak istiyor. Kolay değil... Cumhurbaşkanının görev süresini uzatmak için anayasayı değiştirmek gerek; anayasayı değiştir- mek için Fazilet Partisi'nin oylan gerekiyor... Süleyman Bey'e karşrt milletvekilleri de güçlük çıkanyorlar; her partide Demirei'e karşı olanlar nasıl yola getirilecekler?.. • Meşhur 'Ûçlü Paket' bunun için hazırlandı. 'Üçlü Paket'te üç anayasa maddesi var 1) Cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin madde değiştiriliyor. (Madde 101) 2) Siyasalpartilerin kapatılmasına ilişkin mad- de değiştinliyor. (Madde 69) 3) Milletvekillerinin cebine daha çok para gir- mesı yolunda anayasa maddesi değiştinliyor. (Madde 86) Aklı başında bir insan, daha ilk bakışta "gara- bet"\ görüp soracaktır: - Bu üç ayn konu bir pakette neden bir araya getirilmiş?.. _• Anayasa hocaları 'Üçlü Paketr \n iler tutar yanı olmadtğında birieşiyoriar, hukuka aykırılığını vur- guluyoriar, ılerde yaratacağı sakıncaların daha büyük ıstikrarsızlığa yol açacağını dile getiriyor- lar. Kimi anayasa profesörü 'Üçlü Paket'teki üç özelliğin attını çiziyor. Nedir onlar?.. 'Üçlü Paket'teki üç maddede bir kişiye, bir ör- güte ve bir gruba ayncalık tanınıp deyim yerindey- se "kıyak" çekıliyor. 1) Kişi (Süleyman Demirel) 2) örgüt (Fazilet Partisi) 3; Grup (Milletvekilleri) Anayasanın bir kişi için degiştirilmesini hiçbirhu- kukçu -moda deyişle- içine sindıremez. Bu amaca ulaşmak için dınci partiye rüşvet ver- mek olayı çirkinleştiriyor. Hele bu yolda gereklı oy sayısına ulaşmak ama- cıyla mılletvekıllerıne rüşvet dağıtmak, çürümüş- lügün göstergesi değilse nedir?.. "İstikrar" böyle mi sağlanacak?.. • Ecevit'in Cumhurbaşkanı Demirel'in görev sü- resini uzatmak istemesı, anlasılabılır bır şeydın çün- kü Bülent Bey başbakanlığının güvencesi gibi görmektedir Süleyman Bey'i; bu "/to//"arastnda- ki dayanışma olumlu da sayılabilir. Cumhurbaşkanı Demirel'in daha bir süre Çan- kaya'da oturması, ülke adına yararlı da görülebi- lir. Ancak bu amaçla hukuk devletinin ilke ve ku- rallannı çığnemek ve dinciliğe ödün vererek olma- dık ışler yapmak doğru mu?.. Durüst bır insanın midesi bu tür tezgâh karşı- sında bulanmaz mı?.. Süleyman Bey ne düşünüyor?.. Demirel'i seven de var.. Sevmeyen de.. Ancak Cumhurbaşkanı düşünmelidir Başba- kan Ecevit, Cumhurbaşkanı Demirel'in Köşk'te- ki süresini dincilere ödün ve mılletvekıllerine kı- yak yaparak uzatmak yöntemını uygulayarak Sü- leyman Beyiotesakıra^bffyufasüüMemiyorrnu?.. PERŞEMBE İCRA CEZA MAHKEMESÎ'NDEN DosyaNo- 1999/37 Davacı Ceyhan Demır tarafından davalı Musa Bebek aleyhıne mahkeme- mıze açılan 'Nafaka Bor- cunu ödememek' suçun- dan dolayı cezalandınLma- sı ıstemıne ılışkın davanın yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara karan geregınce, Davalı Musa Bebek, ya- pılan tüm tahkıkata rağ- men adresı meçhui olctu- ğundan ılanen tebbgat ya- pılmasına karar venlmış olup dumşmanın aölı bu- lunduğu 04 04 2000 gunü saat 10 5O'de hazır bulun- malan veya bu vekıl vast- tası ıle kendısını temsıl et- tuınesı, HMUK'mm 225 ve ÜK'nun 349 maddesi geregınce duruşmaya gel- medığınde yargılamamn yokluğunda yapılıp karar venleceğı davetıye yeıme kaım olmak ûzere ılanen tebbgolunur. 21.02.2000 Basrn 11683 Honda'nın en genç modeli HR-V olgunlaştı... Tabii ki eğlenceslnden hiçbir şey kaybetmeden. Honda HR-V, "Gerçek Zamanlı 4x4" özelliğiyle, sizi, eşinizi, arkadaşlarınızı ve hatta çocuklannızı eğlencenin tam ortasına götürmek için hazır. Geiin, bu "her zaman genç" Honda'yla tanışın, hayatın ne kadar keyrfli olabileceğini gorün. Â d m T « k b ^ Tel (0322) 441 14 8647 • h n T4. (0312) 286 83 83 l ««• Trt- (0312) 397 38 23 StMiuom.TlCTn GCreş BUttm T«l: (0312) 442 3710 Anta»ra T»o«ftlu Td (0242) 340 14 54 Ay*n T M m Tel (0256) 247 10 12 BaMMrir Vdmu - 0t»»n T*I (0266) 221 58 00 Shomroonı • Bandınıu Tal (0266)718 47 95 •una lıuliar Td. (0224) 267 13 50 Shmmmnt - Kûkürtlü Tel. (0224) 232 13 Î4-Î5 Çoriu Oevan*k Tel: (0282) 673 41 00 D M U K M I Tel (02S8) 268 24 98 Mye>be*« D W M I Tel (0412) 251 71 00 E r a n m Ç t M K T H (0442)235 48 01 E*klf«Mr Ufuk Tel. (0222) 217 42 22 rteılejHetı Ocmtor Tel (0342)337 20 84 Hatay Amakya Marin Tel. (0326) 241 55 30 Içal »IrfteyT.lı Tel (0324) 35» 61 11 l«Un»Mİ MeNepe MuOuhan Tel. (0216) 45S 58 58 SIKIMUUIII - Fenertaatifa Tel' (0216) 418 37 40 Istanfcul Muiak Çtfüiurtlar Tel (0212)276 44 16 Utenbul Tekılm Y M » I M Tel (0212)232 98 66 faUnfaul Gûne»tl P»r* Tel (0212) 6S3 94 10-18 Shooroom - B*urk6y Tel (0212)66013 77 l«ti>ul KozyaUjı Oamla Tel (0216) 464 35 66 l e l i b u l AWuna»<le Ayış.» Tel (0216)474 05 00 UlMibMİ Beykoz Kavac* Tel (0216) 425 10 60 tstanbul Topkapı C M TM' (0212) 665 64 64 hrair Terakki Tel (0232)343 38 38 I m * Çaraluran Tel (0232)265 55 55 Kmymrt «usal Tel (0352)332 36 30 KaeaeH Uzuner Tel (0262)335 37 05 Konya Koyuneu Tel (0332) 245 82 30 tejlMMl Kmot Tel (0362)438 30 00 ShoMTOOfn - Atatür* Butven Tel (0362)432 66 14 Trabzsn KatofMo«lu Tel (0462)248 23 0746 ANADOtuGtueu' Anadolu Honda Otomobılcılık A Ş bır Anadolu Grubu ve Honda Motor Co Ltd ortaklığidır 01 01 2000 tanhınden rhbaren tûm Honüa modeHen 3 yıl /100 000 km garantısıne sahıpvr «rww.honda.com.tr www.)oymachine.com YENİ HONDA HR-V 5 KAPI HAIAYSULH HUKÜK MAHKEMESt'NDEN 1999/1578 Davacı Hazıne veküı Av Hüseyın Mıskı tarafın- dan mahkememızde açıl- mış bulunan ışbu kayyun tayını davası dolayısıyla; Antakya 3 mıntıkada kaın 277 parsel sayılı taşın- maz mahkı olan Sade oğlu Cırcı, Cırcı oğlu Hanna, Cıreı oğlu Esad, Cırcı oflu Selım'ın, tüm aıamalara rağmen adreslen ya da mı- rasçılan tespıt edılemedı- ğınden ılanen tebhğme ka- rar venlmış olup, davaya konu taynmayin mallkl Sade oğlu Cırcı, Cırcı oğlu Hanna, Cırcı oğlu Esad, Cırcı oğlu Selım'ın ya da mırasçılannın ılan tanhın- den ıtıbaren en gec üç ay ıçensınde mahkememıze müracaat etmelen, aksı takdırde 3561 sayılı yasa geregınce taşmmazm ıda- resının kayyun manfetıyle yürûtüleceğı ve Hatay Def- terdarlığı'mn kayyun ola- rak tayın edılecegı hususu tebhgat yenne geçerlı ol- mak üzere ılan olunur 24 2 2000Basm 10895
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle