Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 MART 2000 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALt SİRMEN
CHP'de Ne Oluyor?
Her ne kadar, Hürriyet gazetesi perşembe gün-
kü sayısında, araştırmayı CHP anketi olarak sun-
duysa da, aslında yayımlanan kamuoyu araştır-
ması, bu partinin Genel Sekreteri Tarhan Er-
dem'in değil, ekonomik konularda araştırma ya-
pan bir dostunun.
Tabii bu arada, Türkiye'nin şu anda bir seçim
ortamında olmadığını, bu gibi dönemlerde yapı-
lan yoklamalara çok fazla bel bağlamamak ge-
rektiğini de belirtmek gerekiyor.
Bütün bu çekincelerle şimdi araştırmanın so-
nuçlarınagözatabiliriz. Kamuoyu yoklaması, bu-
gün bir seçim yapılsa partilerin şöyle sıralanacak-
lannı gösteriyor: 1 - MHP yüzde 21.0,
2 - DSP yüzde 19.6, 3 - CHP yüzde 14.4, 4 -
ANAP yüzde 14.2, 5 - FP yüzde 13.3, 6 - DYP
yüzde 11,1 ve de diğerleri.
Şimdi, bu araştırmadan çıkan ilk sonuç, Hür-
riyet'in de manşetinde belirttiği gibi, koalisyon
hükümetinin güvenoyu aldığıdır.
Bu araştırma ile uzmanlann gözlemleri de
uyuşmakta. Ecevit başkanlığındaki koalisyon
hükümetine kamuoyunun desteği şu anda sürü-
yor.
•••
FP ile DYP'nin oranları ise seçmenin paria-
mentodaki muhalefeti hiç de beğenmediğinin
göstergesi olarak yorumlanabilir.
Meclis'te başarılı olmayan muhalefetin boşlu-
ğunu 18 Nisan seçimlerinde parlamento dışında-
ki CHP'nin doldurabilecegi görülüyor.
Gerçekten, bir yıl önce barajın altında kalan
CHP, sözkonusu araştırmada üçüncü parti konu-
muna çıkmış durumda.. üstelik, henüz gür bir
sesle ortaya atılmamış olmasına karşın...
Evet CHP henüz gür sesini yükseltebilmiş de-
ğil ve bu konuda eleştiriler alıyor.
Son anket ile ilgili olarak kendisiyle konuştu-
ğumuz CHP Genel Sekreteri Tarhan Erdem ile kı-
sa söyleşimiz sırasında ise bu partiye söz konu-
su alanda yöneltilen eleştirilerin haklı olmadığı
görüşümüz daha da pekişti.
Evet, CHP'nin varlığı şu anda kamuoyu tara-
fından fazla hissedilmiyor. Oysa, en ufak bir kı-
pırdanmada onlara önemli bir yöneliş olacağını
ise siyaset arenasını izleyenlerin hemen hepsi
görmekte.
Ancak, burada önemli bir noktayı unutmamak
gerek. Politikada önemli olan, gerekli zamanda
gerekli yerde bulunmaktır.
Bunu yapabilmek için ise, yasal kuruluşun bu
yapıya, yeni politikalar üretecek çapa ulaşması,
hatta Türkiye'deki siyaset biçimini değiştirecek
biryapılanmayı gerçekleştirmesi gerekmektedir.
• • •
CHP'nin Genel Başkanı Attan Öymen ve Ge-
nel Sekreteri Tarhan Erdem de şimdi bunun pe-
P'nin üye yapılanmasının sağlıklı hale geti-
rilmesi, parti üyeterinin dört yıkJa bir sandık ba-
şına gidip, onun dışında tribündeki seyirciler gi-
bi oturmak yerine, politikanın alttan oluşturulma-
sı amacıyla katkıda bulunmalan, bunu başaracak
eğitimden geçirilmeleri ve parti yapısının tepeden
inmeci tek adamcı oluşumdan kurtanlması sağ-
lıklı siyaset oluşturmanın ön koşullandır.
Iç yapılanmaya yönelik bu çalışmalann kamu-
oyunda, ilk ağızda büyük yankı bulması bekle-
nemez.
Ama bu yapılanmanın şart olduğunu da gör-
mezden gelemeyiz.
Bir bina yapılırken, uzaktan baktığınızda temel
çalışmalannı fazla göremezsiniz, onun üzerine
katlar çıktıkça binanın yapısı hakkında bir fikir
edinebilirsiniz. Ama unutmayalım ki, o yapının
sağlamlığı toprağın altındaki temelden kaynak-
lanır her şeyden önce.
CHP'de bu yönde umut verici gelişmeler var.
Genel Başkan'ın katıldığı Giresun toplantısı da
bunlardan biri.
Eğer bu yolda ivme kazanarak devam edilir ve
bir an önce somut üretimlere geçilip, kamuoyu
önüne sağlam yapıyla çıkılabilirse, Aftan Öymen
ve ekibi tarihle randevularına yetişerek, siyaset
sahnemize yeni bir canlılık katabilirier.
TMMOB'den maaş tepkisi
'Mühendisler
gözden çıkanldı'
lstanbul Haber Servisi-
Devlete bağlı kurumlarda
çahşan mühendisler, ka-
muda çahşan işçilerden
daha az ücret alıyor. TM-
MOB 2. Başkanı Celal
Beşiktepe, son 20 yılda ik-
tıdara gelen hükümetle-
rin, kamu kurumlarında
çahşan mühendisleri üre-
tün alanında gözden çı-
kardığını savundu.
Beşiktepe 1980'den
sonra mühendis maaşlan-
nın sistemli bir şekilde alt
seviyeye çekildiğini ve
bugün devlete bağlı ku-
rumlarda çalışan mühen-
dislerin. asgari geçim ıçin
gerekli olan 460 milyon
liranın sadece yansını ala-
bildiğini kaydetti. Mühen-
dislerin, ülkenin geleceği
ile ilgili çok önemli karar-
larda imza atmasına rağ-
men üretim alanında göz-
den çıkanldığını savunan
Beşiktepe, TMMOB'ye
bağh 200 bin mühendisin
70 bininin kamuda çahş-
ügını belirtti.
Özel şirketlerde çahşan
mühendislerin durumu-
nun, kamudaki mühendis-
lerden farksız olduğunu
anlatan Beşiktepe, mes-
lektaşlannın yüzde 35'
inin de işsiz olduğunu be-
hrtti.
DSl'de çahşan bir grup
mühendis, aldıklan maaşı
"trajik ve onur lona" ola-
rak niteledi. DSl'de çalı-
şan mühendisler yaptıkla-
n ortak açıklamada, ma-
aşlannuı çahşma banşını
bozduğunu ve hiyerarşik
yapıyı zedelediğini belirt-
tiler, "mühendishğimiz-
den utanryoruz" dediler.
Ücret dengesizhğinin adil
ve sosyal deviet anlayışıy-
la uyuşmadığıru kaydeden
mühendisler şöyle devam
ettiler: "Devtetidaresmde.
trflyonhıkprojelerde yetki
ve sorumluluk biz mühen-
dislere verilmesine rağ-
men yüksek ücretin bizie-
rin vereceği talimatlar
doğrultusunda çahşanyet-
kisi suurü ve sorumluluğu
olmayan sendikalı işçilere
verilmesi adaletsiz bir uy-
gulamadır. Vurgulanmak
istenen konu, sendikalı iş-
çilere verilen ücretin yük-
sek olması değil, hayat pa-
halılığının arttıgı ve enflas-
yonun bir türtû düşürüle-
mediği ülkemizae mühen-
dis maaşlannın komik de-
necek derecede düşük ol-
masıdır."
5 banka satıldı; Sümerbank devlete geri döndü. Özelleştirmelerle işsizler ordusuna yenileri eklendi
Ozefleştirme., iiretmri diişürüyor
BANUSALMAN
ANKARA - Türkıye'de 1985 yılından
beri sürdüriilen özelleştüme çahşmala-
nyla kamu kurumlan, üretimin ortadan
kaldınlması pahasına özel sektöre bırakıl-
dı. 5 banka satıldı, ancak saülan Sümer-
bank batık banka olarak devlete geri dön-
dü. Özelleştirmelerle, işsizler ordusuna
yenileri eklendi.
Özelleştirme Sonrası Takip Grup Baş-
kanlığı'nca 'Özelfcştirme Öncesi ve Son-
raa Faatiyet Bügileri Arahk 1999' raporu-
na göre, özel sektöre bırakılan kamu ku-
rumlannın özelleştirme sonrası durumla-
n şöyle:
ÇlTOSAN (24 çimento şirketi): Satış-
tan sonra, 6 bin 997 kişilik istihdam 3 bin
698'e düştü. 248 bin 608 ton olan dışsa-
tun, özelleştirme sonrasında 40 bin 33 'e
düştü.
Bozüyük Seramik Sanayt: 1996'da 2
milyon 74 bin metrekare, 1997 yıhrun ilk
Bakan Yalova
'ÖzeUeştirilecek
yüzlerce
kıırıım var
9
İZMİR/BURSA (AA) - Deviet Ba-
kanı Yüksel Yalova, Tüpraş'ın yüzde
15'lik kısmının halka arzının en geç
9 veya 10 Nısan tarihlerinde yapılma-
sına çahşıldığını bildirirken Deviet
Bakanı Recep ÖnaL "Bizim iddiamız
ekonomik sorunlan 3 yıl içinde çöz-
mek, sorunlanmızı çözdüğümüzde,
bizi künse tutamaz" dedı.
Deviet Bakanı Yalova, ANAP Iz-
mir tl Teşkılatı'nı ziyaret ederek, par-
tililerle bayramlaştı. Bakan Yalova,
burada yaptığı konuşmada, geçen haf-
ta başlattığı ıl ve ilçe gezilennde, ye-
rel yönetim reformunun öncelikle çı-
kanlması istemıyle karşılaştığını söy-
ledi. Yerel yönetim reformu ile ilgili
yasa tasansının, 55. hükümet döne-
minde gündeme getirildiğini, ancak o
dönemki Meclis'ten bunun geçirile-
medığıru hatırlatan Yalova, önümüz-
deki günlerde, bunun yeniden Mec-
lıs'e geürileceğinı kaydetti.
Özelleştirmede 3 yıl içinde 7.6 mil-
yar dolarük hedef olduğunu anımsa-
tan Yalova, "Bu yıl sonuna kadar 3.1
milyar dolarük nakit hedefıni yakala-
mak istiyoruz. Tüpraş ile 5 nıifyar do-
larük özelleştirmeyi sağiayacağız" dı-
ye konuştu.
Havaalanı ve Bmanlar
Yalova, Türkiye'de yüzlerce özel-
leştirilecek kurum olduğunu, bunlann
birçoğunda inceleme yaptığını belir-
terek şöyle devam ettı: "Şhndi,Kuşa-
dası, Çeşme limanlannı incetedim. 5
trihon üra>ı aşkın kapasite var. Adnan
Menderes Ha\aalanL DikilL Güllükile
Türkfve Cumhuriyeti De\let Demir-
yollan (TCDD) limanlannı özeUcstir-
me portf5\Tİne atanak isthonız. Sek-
töre yeni bir ımık açacağız."
Deviet Bakanı Önal da Bursa'da bir
işhanına taşınan DSP ll Başkanlığı bi-
nasını hizmete açtı, partililerle bay-
ramlaştı. Buradaki konuşmasında ta-
nmsal destekleme alımlanna da deği-
nerek, bu yıl Başbakan Ecevit'in tali-
matıyla köylünün alacaklannın 2 ay
içinde süratle ödendiğini vurguladı.
Devlet Bakanı Önal. gazetelerde
yer alan "Tûridye'ye kaçak yoUardan
şeker sokufanası'' ile ilgili bir soruya
da şu karşılığı verdi:
"Tûrkij'e, şekeıi düma fivatianna
bakbğmuzda 3 kat daba fazlafi>attan
\enıektedir: bu da tanmsal destekleme
uğruna yapümaktadır. Şeker stoklan-
mız \ardir, bu stoklann eritilmesi hü-
kümetin gündemine birkaç kez geML
Düma fiyadanndan ihracat için şeker
şirketine taümat verikli fakat bizim
ürettiğinıiz pancara dayanan şeker.
Kamıştan üretikn şekerin mathetidü-
şük oiduğundan ihracatta büyük sı-
kıntı >aşanmaktadır ama ne pahasına
olursa okun stoldanmızı dün>a fıyat-
tanndan pazartamak niyedndeyiz."
9 a>ında da 1 milyon 266 bin metrekare
olan karo fayans üretimi özelleştirme
sonrasında tamamen durduruldu. Bu fab-
rikanm özelleştirme öncesinde 1996 yı-
hnda 1 milyon 379 bin metrekare, 1997
yıhnın ilk 9 ayında da 1 milyon 80 bin
metrekare olan seramik üretimi ise özel-
leştirildikten sonra 1997 yılının son 3
ayında 0, 1998 yıhnda 735 bin metreka-
re olabildi. 1999 yıhmn ilk 9 ayında ise
bu üretim bile 234 bin tona indi. Özelleş-
tirme öncesinde 316 olan işçi sayısı özel-
leştirme sonrasında 107'ye indirildi.
ÇİNKl R(Çinko-Kurşun MetalSana-
yii): Külçe çinko ve alaşımlan üretimi
özelleştirme sonrasında artıyor. Çin-
kur'un, Türkiye'nin çinko-metal tüketi-
mindeki payı özelleştirme öncesi ve son-
rasında aşağı yukan ayru kaldı. İşçi sayı-
sında da değişiklik bulunmuyor. Şirketin
net satışlan özelleştirme sonrasında art-
makla birlıkte, 1998 yıh 1 triryon 769 mil-
yar lira dönem zaranyla kapatüdı.
TES1AŞ (Türkiye Elektronik Sanayü
Aydm AŞ): Şirket, 1*2 Arahk 1995 tarihin-
de 3 yıl üretim koşuluyla Tayvanh Cheng
Chung Lee'ye, 1 milyon 150 bin dolara,
yani şirketin o yılki satış hasılatı fıyatma
satıldı. Üretim sürdürülmediği gibi tesisi
alanlar şirket ana sözleşmesindeki üre-
tim yapma maddesini de çıkardılar.
Fîyos Ateş Tuğlası: Özelleştirildikten
sonraki ilk faaliyet yılında özelleştirme
öncesine göre tuğla ve harç üretimi aynı
kahrken ikıncı faaliyet yıhnda düşürüldü.
Özelleştirme öncesinde 1996 yıhnda 300
milyar lira net dönem kân olan şirket,
özelleştirme sonrasında 1997 yılında 558
milyar lıra, 1998 yılında da 952 milyar li-
ra zarar etti. Özelleştinneden önce 330
olan işçi sayısı Ağustos 1999'a geündi-
ğinde 240'a düşürüldü.
K.4RDEMİR(KarabükDemirÇelik;:
Özelleştüme öncesine göre kok ve kok
tozu, çelik, kütük üretimi azahrken sıvı
hamdemir, pik ve profil üretimi arttı.
Özelleştirme öncesinde 6 triryon 885 mil-
yar lira zarar eden şirket, özelleştirme
sonrasında 1997 yıhnda 6 triryon 322 mil-
yar lira kâr etti, ancak 1998 yıhna gelin-
diğinde 1 trilyon 404 milyar lira zarar et-
ti. Personel sayısı ise özelleştirme sonra-
sında çok az arttı.
Konya Krom Magnezit Tuğla Sanayü:
Simter magnezit üretimi özelleştirme
sonrasında çok az artarken, tuğla ve harç
üretimi azaltıldı. Şirkette 1997 yılmda
özelleştirme öncesinde 214 kişi çalışır-
ken, 30 Haziran 1999'a gehndiğinde is-
tihdam 130'a düştü. Şirket özelleştiril-
dikten sonra 1998 yıhnda net satışlar art-
masına karşın net dönem kân azaldı.
KÜ>L\Ş(Kütahya ManyeatIşleünele-
ri): Özelleştirme sonrasında üretim arttı-
nldı. Ancak 1992 yılında 269 milyar,
1993 yılında 247 milyar lira zarar ettik-
ten sonra 1994 yıhnda 762 trilyon lira kâr
eden şirketin, özelleştirme sonrasında kâ-
n önce 1996 yılmda 51 milyar liraya,
Özdeminpolis emeklileriyle bayramlaştı
Emeldikri Sosyal Yardımlasma Derneği'nin huzurevinde kalan yaslılan zh-aret ederckj bayramlarmı kutladı. Vaşh ve
çahşanlaria bir süre sohbet eden Özdemir'e, derneğin başkanı, emekli emniyet müdürû lbrahim Güneriç, çoğunluğunu
emekü polislerin oluşturduğu 70 yaşhrun w
yaşa>an tarih" olduğunu söyledi. Ozdemir'in zryareti strasında huzurevinde
kalan yaşulara tstanbul Enınrvet Müdüriüğü'nce alınan kazaklar verildi ve çiçek dağrtddı.
Bakan Irtemçelik: Bu da geçer mantığı terk edilmedikçe ilerleme sağlanamaz
6
Işkence kararblıkla çözülür9
ANKARA (ANKA) - Devlet Bakam
Menmet Ali Irtemçelik, TBMM Insan
Haklan Komisyonu'nun Istanbul'daki
karakollarda işkence aletleri buhnasırun
endişe verici olduğunu kaydederek, bu
konudaki eksikliklerin gideriknesi için
devletin söylediklennin arkasında
durduğunu göstermesi gerektiğini belirtti.
Irtemçelik. "Devlet, bu alandaki eksiklikler
nedemyle zaman zaman çok çirkin biçimde
karşımıza çıkan bu olaylann giderilebUmesi
için sözlerinin arkasında tam bir inanç,
kararhhk ve sonuç alınabilecek azimle
durduğunu göstermelidir. Bu da geçer
duygusunun tedavülde olması bu konuda
sonuç ahnayı gcciktirecektir" dedi.
Kabinenin Insan Haklanndan Sorumlu
Bakam Irtemçelik, Komisyon'un bulgulan
konusunda söylenecek yeni şeyler
olmadığını ifade ederek, gelişmelerin bu
konuda yapılacak çok şey olduğunu
gösterdiğini söyledi. Bu konudaki sözlerin
eylemle desteklenmediği zaman
• Insan haklanndan sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet Ali
Irtemçelik, işkence sorununun
çözülebilmesi, hükümetin
söylemlerinin arkasında
durduğunu göstermesi
gerektiğini söyledi.
inandıncılığını kaybedeceğine dikkat çeken
Irtemçelik, şöyle devam etti:
"Bu bir tavır meselesidir. Pek çok şey
yapuabilir, önlem ahnabUir, daha hızh, daha
çevik olunabilir. Bir tavır ahrsanız ve bu
tavnn ardmda gerçekten durduğunuz
anlaşıhrsa bu çabamn sonuç vermemesi
mümkün değildir. Eğer söyleminizi inançh
ve kararh bir biçimde desteklerseniz,
sözlerinizin ardmda durduğunuzu, samimi
olduğunuzu ve tavnmzm göstermeük
olmadığını savunabflirsiniz, İyi bir sonuç
ahnması için inançh bir tavır sergilenmesi
gerekmektedh"."
irtemçelik, Türkiye'de yasal değişiklikler
konusunda bir şey yapılmasına gerek
ohnadığıru, işkencenin bu konudaki yasal
boşluklardan firsat bulunarak
yapılmadığını belırterek, şunlan söyledi:
"Yasal düzenlemelerimiz,
yönetmeliklerimiz, Başbakammızm bu
konudaki kapsamh genelgesi bu konuya
yaklaşımın gostergesidir.' Şu yasa ya da bu
yönetmelık eksik de ondan yapamıyonız'
değil kL. Devlet ve hükümet olarak bir
eksildiğimiz yok ama sonuç alnıa açısmdan
eksiklerimiz var. Bu zaman zaman çok
çirkin olaylaria karşımıza çıkan
eksiküklerin giderilebumesi için ahnan
tavnn arkasında gerçekten tam bir inanç ve
kararuhkla durmamız lazım. Bu da geçer
nıanöğı binnetidir. Sorua, bütün bunlann
arkasında kararuhkla durulduğunun
ortaya konulup konulamadığıdır.
Başbakan'ın kararh duruşu. beklenen
sonuçlann ahnmasına katkıda
buiunacaknr."
1997 yılmda 6.4 milyar liraya, 1998 yı-
lında 5.8 milyar liraya düştü. Şirkette,
[994 yılsonunda 447 olan çahşan sayısı,
1998 yılsonuna gehndiğinde 321 'e düşü-
rüldü.
PETLAS (Lastik Sanayü): Şirketin dö-
nem kârlanna ılişkin verilerin 1997 yılı-
ni kadar var ohnası sağlıklı değerlendir-
nıeye olanaktanımıyor. PETLAS özelleş-
tirildikten sonraki 1 yıl içinde net satışı
aıtmasına karşın 1 trilyon 763 milyar li-
ra zarar gözüküyor. Petlas'ı 979 kişiyle
devralan Kombassan, Ağustos 1999'a ge-
hndiğinde toplam 279 kişinin işine son
verdi.
ORÜS (Orman Ürünleri Sanayü): 19
işletmesı satıldı. Satıştaki üretim koşul-
lannın özel sektör tarafuıdan yerine geti-
rilmedıği görülüyor. 11 bin 566 metre-
kûp taahhüdü olan Artvin, 4 bin 859 met-
reküp taahhüdü bulunan Borçka, 1852
metreküp taahhüdü olan Kahom işletme-
lerinde özel sektörün hiç üretim yapma-
dığı görülüyor. Bolu Işlet-
mesi'nin de 7 bin 14 metre-
küplük üretim taahhüdüne
uymuyor. Satilan 17 ORÜS
işletmesinde işçi sayısı en az
yüzde 42 'den başlayan oran-
larda azaltıhyor.
SÜ1VIER HOLDİNG:
Üretim taahhüdü koşuluyla
satilan Afyon Sincanlı'nm
125 ton tiftik tops üretimi
özelleştirme sonrası birinci
yılda 22 tona düşürüldü,
ikinci yılda ise üretim tama-
men durduruldu. Aksantaş
2 lşletmesi'nde 72 bin 460
olan iplik üretim taahhüdü-
ne karşın özeileştirme son-
rası ilk yılda üretim 4 bin
443 tona, ikinci yılda ise 0'a
düşürüldü. Özel sektörün
Salıhli ıçin 2 bin 88 ton va-
leks üretım taahhüdünü 57
bin tonla yerine getirmedı.
Üretim koşullannı Bünyan,
Denizli, Ereğlı, Kahraman-
maraş ışletmeleri yerine ge-
tiriyor. Üretim miktanna
ihşkin koşul konulmaksızın
faaliyete devam şartı getiri-
len işletmelerden Adana,
özelleştirme öncesinde 5
bin415 ton olan iplik vedo-
kuma üretimınin çok büyük
oranda düşürdükten sçnra
Kasım 1997'den ıtıbarenka-
patıldı. Erzincan, Eskişehiu",
Hereke, Karaman, Nevşe-
hir, Şanlıurfa tesisleri faali-
yete devam ediyor göriinü-
yor.
SEK (Süt Endüstrisi Ku-
rumu): Özelleştirilen 32 süt
işletmesinden 13'ünde artık
üretim yapılmıyor. Özel
sektör, üretim şartı sona
erer ermez. Bolu, Burdur,
Erzurum, Sinop süt işietme-
lerinde üretimi durdurdu.
Izmir'de Ağustos 1996 ve
Mayıs 1998 tespitleri, üre-
tim faaliyetinin bulunmadı-
ğını ortaya koyuyor. Bu, Iz-
mir'den çığ süt alarak işle-
yen, üreticiden aynca süt al-
mayan Balıkesir îşletme-
si'nin de kapanması anJamı-
na geliyor. Çorum lşletme-
si'nde Eylül 1997'den bu
yana üretim faahyeti bulun-
muyor. LİMANLAR: Gire-
sun, Ordu, Hopa, Rize, Si-
nop, Tekirdağ hmanlan sa-
tıldı. Limanlarda da bazı
hizmetler özelleştirme ön-
cesine göre düşürülürken
bazılan arttınlıyor. Personel
sayısı da bazılannda artıyor,
bazılannda azalıyor.
USAŞ(UçakServisiAŞ):
Özelleştirme sonrasmda fa-
aliyetleri artıyor. Personel
sayısı özelleştirme sonrasın-
da bin 632'den 857'ye ka-
dar düşürülürken şirketin fa-
aliyetlerinin arttınlmasına
koşut olarak 1998'de bin
470'e çıkartıldı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.con
Sevgili Aziz (Nesin) ağabeyle bir
gezide futbol konusunda farklı düş-
müştük. Aziz ağabey, futbolun kit-
leleri uyuşturmada afyon olarak kul-
lanıldığını söylüyor ve benim futbo-
la olan ilgimi eleştiriyordu. Haklıydı.
Şimdi daha da haklı. Galatasaray'ın
Avrupa kupalarındaki başarılann-
dan sonra hepimiz afyonlanmış gi-
biyiz.
Örneğin ben elimde gazeteler,
Galatasaray üzerine yazılmış yazıla-
n okuyorum. Övgülerden heyecana
kapılıyorum. Yabancı spor kanalla-
rından Galatasaray'a yapılan övgü-
leri dinlemekten zevk alıyorum.
Üstelik ben Fenerbahçeliyim, ço-
cukluğum ve ilk gençliğim boyunca
Galatasaray'la olan rekabet nede-
niyle bu takımın başarısını istemeye
pek de yatkın değilim. Bir süredir
kendimde bir değişiklik hissediyo-
rum. Galatasaray'ın maçlannı izliyo-
rum, seyrederken heyecanlanıyo-
rum, Azizağabeyin dediği gibi afyon
yutmuş gibi oluyorum.
Şimdi Galatasaray Yazmak...
Evet, Türkiye gibi sıkıntılan ve iç
gerilimi yüksek ülkelerde futbol in-
sanlar için bir kaçış ve boşalma yo-
lu. Birçok yerde sesini çıkarmakian,
haksızlıklara karşı çıkmaktan kor-
kan insanlar, futbol sahalannda kah-
raman kesiliyoriar. Futbol, böyle ül-
kelerde bir başka özellik kazanıyor,
başka bir işlev görmeye başlıyor.
Türkiye'nin de bu türden ülkeler sı-
nıflaması içinde olduğunu söyleye-
biliriz.
Futbolun en heyecanlı izlendiği ül-
keler Latin Amerika ülkeleri. Latin
dünyasının sıcakkanlı insanlan, fut-
bola büyük bir aşkla sarılıyoriar ve
Latin kıvraklığı içinde futbola zengin
bir estetik kazandırıyorlar. Tabii ki
kitlelerin bu kadar ilgi gösterdiği bir
spor dalı, yönetenlerin de iigi odağı
haline geliyor. Kendi egemenlikleri-
ni sürdürebilmek amacıyla futbola
olan tutkudan yararianmak istiyor-
lar.Futbola tutkunun güçlü olduğu
bir başka yöre ise Avrupa'nın Akde-
nizi. Ispanya ve Italya, Akdeniz'in bu
sıcakkanlı insanlan, futbola olağa-
nüstü bir ilgi gösteriyoriar. Franco
diktatörlüğü döneminde Ispanyol
toplumu yıllarca Avrupa'da ezici bir
üstünlük kuran Real Madrid'leyatıp
Real Madrid'le kalktı. Ispanyollar
diktatörlüğün, tepelerinde dolaşan
korkutucu etkisini futbol sahalann-
da yaşadıkları heyecanla giderme-
ye çalıştılar.
Diktatörier bu tutkudan yararlan-
dılar, bu tutkuyu kullandılar. Türkiye
gibi mafyalaşmanın geliştiği ülkeler-
de, futbolun beyleri içine de mafya-
lar girdi. Zaman zaman bazı kulüp
başkanlan kendilerini mafya baba-
sısandılar. Kulüpleri birçıkarveyük-
selme basamağı olarak kullandılar.
• • •
Galatasaray'ın başanlarını izler-
ken bir Fenerbahçeli olarak kıs-
kançlık duyduğumu da söylemeli-
yim. Fenerbahçe'yi mafya babalan
gibi yönetenler kulüpteki kardeşliği
ve dayanışmayı yıktılar. Sırf para ve
dışa dayalı bir yolla başarı kazana-
caklannı sandılarve bu anlamsıztu-
tum, milyonlann sevgilisi Fenerbah-
çe'yi büyük bir krizin içine soktu.
Futbol, estetik güzelliği, her an
değişmeye uygun sistemi ve heye-
can veren gerilimiyle, milyonlann il-
gisini çekiyor.
Bu nedenle güç sahipleri bu ilgi-
den yararianmak istiyorlar. Onların
bundan yararianmak istemesi fut-
bolun kendisinin kötü olduğu anla-
mına gelmez. Galatasaray'ın oyna-
dığı güzel futbolu ve kazandığı ba-
şanyı keyifle izlemenin kime ne za-
rarı olabilir ki? Sonuçta futbol bir s-
por ve yanşma. Futbolun faşizmle
de, baskıyla da bir ilgisi olduğunu
kabul etmiyorum.
Yarışmanın en zevkli tarafı da ka-
zanmak için yapılması, başan için
yapılması. Tuttuğun takımın başarı-
sından zevk almak, milyonlarca in-
sanla aynı heyecanı paylaşmak gü-
zel bir duygu değil mi?
Ben futbol izlemeyi seviyorum.
Gençken oynamasını da seviyor ve
zevk alıyordum. Galatasaray'ın ba-
şanlanndan keyifleniyorum. Istiyo-
rum ki, bu başarılan Fenerbahçede
göstersin.
Galatasaraylıları kıskanıyorum.
Minık Emre'nin akıl, ustalık ve hü-
nerdolu golünü defalarca izledim.
Daha da izleyebilirim.
Fjtbolun, çıkar çetelerinin elinde
yozlaşmasını değil, bunu spor ve
başarı için yapan sporcuların elinde
zenginleşmesini istiyorum. Galata-
saray'ı kutluyorum. Daha büyük ba-
şanlar diliyorum.
Böyle giderse futbol afyonu vücu-
dumuzu toptan saracak gibi görü-
nüyor.