Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 MAKT 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Gazete Müdafaa-i
Hukuk
Müdafaa-i Hukuk dergisi
uzun süredir bir gazete
çıkarma çabası içindeydi.
Geçen günlerde
Antalya'da toplantılar
yapldı ve 19 Mayıs'tan
itibaren "Anadolu"nun sesi
olarak haftalık "Gazete
Müdafaa-i Hukuk"un
yayımlanması karariaştırıldı.
Gazete Müdafaa-i Hukuk, her
hafta cuma günleri
yayımlanacak.
Geniş bir yazar kadrosuna
sahıp olmayı hedefleyen
gazetenin genel ilkeleri de
şöyle açıklandı:
"Gazete Müdafaa-i Hukuk,
Atatürkçülerin, başta
laiklik ve ulusçuluk olmak
üzere onun ilke ve
devrimlerine sahip çıkanlann
gazetesi olacaktır.
Dün olduğu gibi, 'Gazete
Müdafaa-i Hukuk' demek,
yoksulluğun, sömürülmenin
ve ezilmenin bir yazgı
olmadığının bilincinde
bulunan Anadolu'nun tüm
bunlara direnişi demektir".
IŞIKJANSU
£cumhur!yet7i
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Baka-
nı Yaşar Okuyan'ın, kendi sorumlu-
luğu altındaki SSK'yi köpemesinin
ardındaki asıl neden belli oidu. Ver-
gi teşvikleriyle, SSK'nin öngördükle-
rine oranla çok daha çekici koşullar-
la "özel emeklilik" gündeme getirili-
yor. Taslağı da hazır.
Amaç çok açık: Sosyal devlet ilke-
si gereği SSK'nin hizmetlerini iyileş-
tirme, işlevlerini arttırma yerine, sos-
yal güvenlik "kâr alanı" haline dö-
nüştürülecek.
Özel emeklilik ne anlama geliyor?
Prof. Dr. Alpaslan Işıklı "Devlet ve
Demokrasi" adlı kitabında özel si-
gortacılığın sonuçlarını şöyle özetli-
yor:
- Sosyalgüvenliğin temelamacı, en
çok korunmaya muhtaç olanlan gü-
venlik şemsiyesinin kapsamı altına
almaktır. Oysa, kâramacıyla işleyen
özel sigorta kurumlan, satın alma gü-
cü en yüksek olan kesimleri hedef
alıriar.
- Özel sigorta kurumlan, sigortalı-
Şili Rüzgârı
nın katkısı oranında hak sağlar ve
yardıma en çok muhtaç olanlara en
yüksek oranlarda prim uygulama eği-
limi gösterir. Kuruma daha çok mas-
raf yüklemeleri ihtimali daha yüksek
olduğundan işsiz kalma, hasta ol-
ma, ölme gibiriskleredaha fazla ma-
ruz görülenlerden daha çok prim alır-
iar. Bu da en zayıf durumda ve en çok
ihtiyacı olanlann en çok prim ödeme-
leri veya ödeyememeleri halinde kap-
sam dışı kalmalan sonucunu doğu-
rur.
- özel sigorta uygutamasında, dev-
let katkısı ve işveren katkısı yoktur. Do-
layısıyla, sosyal güvenliğin vahık ne-
denlerinin başında gelen, gelirin ye-
niden dağılımının sağlanması amacı
Yerelleşme, son yıllarda "demok-
ratikleşme"ri\n bir adımı olarak al-
gılanır oldu. Bütün yetkileri yerel yö-
netimlere bıraktık mı, bütün kötü-
lüklerden kurtulacağız, demokra-
tikleşmemizi gerçekleştirecek, dü-
ze çıkacağız...
Oysa mahalli idarelerle ilgili ha-
zırlanan yasa taslaklarına bakıldı-
ğında yerelleşmenin daha çok özel-
leşme ile eşdeğer tutulduğuna ta-
nık oluyorsunuz.
Sözgelimi 2464 sayılı "Belediye
Çöpten yağ çıkanmakGelirleri Kanunu"nda şöyle bir de-
ğişiklik öngörülüyor: "Belediyeler,
kat atıklann toplanmast, değerlen-
dirilmesi ve imhası hizmetleri kar-
şılığında katı atık üretici kişi ve ku-
ruluşlardan belediye meclisince
belirlenecek tarifeye göre ücret
tahsil etme yetkisine sahiptir."
Maddeyi günlük dile çevirirsek şu
anlama geliyor: Yurttaşlan tıpkı su-
da, elektrikte, doğalgazda olduğu
gibi "çöp" için de belirtenecek ta-
rifeye göre her ay tıkır tıkır para
ödeyecek. Yani, çöp toplama hiz-
meti paralılaşacak.
Bu kadaria da kaJınmıyor. Deği-
şikliğe bir fıkra daha eklenmiş:
"Belediyeler, belediye meclist ka-
ranna istinaden katı atıklann top-
lanması, değerlendirilmesi ve im-
hası hizmetlerini ayn ayn veya bir
bütün olarak yap-işlet-devret mo-
deli ile şirketlere gördürebiliher. Bu
takdirde, bu hizmetler karşılığında
alınacak ücretlerin tespit ve tahsil
şekli, belediye ile ilgili şJrket arasın-
da yapılacak uygulama sözleşme-
sinde gösterilir."
Yani çöp toplama hizmeti, bele-
diyenin bir "kamusal" görevi ol-
maktan çıkartılıyor, para karşılığın-
da şirketlere devrediliyor. Demok-
ratikleşme bunun neresinde?
tamamen terkedilmiştir. Ayrıca, her-
kese kendikatkısı oranında bir hak ta-
nındığı için, toplumun değişik kesim-
leri arasında ve değişik nesiller ara-
sında dayanışma amacı da rafa kal-
dınlmış olmaktadır.
Işıklı, özel sigortacılığın uygulandı-
ğı ABD'den örnek veriyor:
"ABD'de 1600 kadar özel sigorta
şirketi daha fazla müşteri çekebilmek
için rekabet halindedirier. Ancak, nü-
fusun sigorta kapsamına girmeyen
bölümü giderek büyümektedir. Son
yıllarda ABD 'de hemangi bir sigorta
programına dahil olmayanlann sayı-
sı375 milyona ulaşmıştır. Öteyandan,
yetersiz ölçüde sigortalı olanlann sa-
yısı, bunun yaklaşık iki katı kadardır."
Ya Şili'de durum ne? Oraya da bir
göz atalım: "Şili'deyürüriüğe konul-
muş bulunan özel sigorta uygulama-
sına göre, yalnızca işçilerden alınan
katkılaha sistem yürümektedir. Işçi-
lerin katkılanyüzde 10 emeklilik, yüz-
de 7 ölüm ve diğer sigorta dalları için
olmaküzereyüzde 20 oranındadır. Ül-
kenin yoksulluğu ve esasen bozuk
olan gelir dağılımının sonucu olarak
tüm işçileri kapsayan bir uygulama-
yı sağlamanın olanaksızlığı hızla ken-
disini göstermiştir. Şili'de işçilerara-
sında düzenli prim ödeyenlerin ora-
nı 1983'te yüzde 76 iken, 1990'lar-
da yüzde 50'ye düşmüştür."
Şili'de Çalışma Bakanı Jose Pine-
rat, özel emekliliği faşist cunta lide-
ri Pinochet döneminde uygulama-
ya geçirmişti. Türkiye'de de bu uy-
gulamaya geçme başarısı Başba-
kan Bülent Ecevit döneminde
ANAP'lı Yaşar Okuyan'a ait olacak.
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞLU
Az Sonra!
• Ankara'nın telefon kodu de-
ğiştıriliyor! Konu hakkında açıkla-
ma yapan Başbakan Ecevit, "Er-
bakan hakkındaki karardan son-
ra 312 'den başka birşey konuşul-
muyor. Bıktık usandık. Biz gün-
demden düşürmeye çalışıyoruz
ama Ankara'nın kodu 312 olarak
kşjğıkça bp konu gündemden, fa-
lan düşmez. Dünyanın dörtbirya-
nından Ankara, 312'yle aranıyor!
Bu gidişle kimseye unutturama-
yız bu maddeyi" dedi! Az sonra!
• Kenan Evren'den Attilâ ll-
han'a sert eleştıri! Marmaris Dal-
las Büfe'de yaptığı basın toplan-
tısında, "Türkiye'deyaşayanlann
yüzde 20'sınin açıkya da gizli 'eş-
cinsel' olduğunu" ıddia eden At-
tilâ Ilhan'a çatan Evren şunları
söyledi: "Sayın yazara bu iddiayı
hiç yakıştıramadım. Onun hesa-
bına göre, Türkiye'de yaşayan 5
kişiden 1 'ieşcinsel. Bizde 12 Ey-
lül'de beş kişi darbe yapmıştık.
Bu durumda o beş kişiden bıri
eşcinsel mi oluyor şimdi? Çok
ayıp. Aramızda kesinlikle eşcinsel
yok ve olamaz. Derhal iddiasını
düzeltsin veoranı6'da 1 yapsın!"
Az sonra!
• Jef Fadıl'öan yeni otomobıl!
"Şekli var kendi yok" arabalany-
la tanınan, Proton 5X5'in patro-
nu Fadıl Akgündüz, yeni dızay-
nı Demırel 5+5'i dün medyaya ta-
nıttı! Yeni otomobil tasarımının
özelliklerinden bazılan şöyle: Yol-
lan aşındırmaz, yolda kalmaz, kal-
sa bile "3 kişinin" itelemesiyle ye-
niden yola koyulur, tekerde bile
"yedeğe "tahammülü yoktur, sağ
şeritten başkasındagidemez, kim-
seye yol vermez, kamyon tipi ağır
vasıtalarla "derin uyum" gösterir,
benzinıni kendilığinden ıçer, ma-
nevra kabiliyetı yüksektir, zirveyi
güzel tırmanır, kendıliğinden en gü-
venlı yerlere park edebilir, aile
konvoylannda başı çeker, "geri
geri" de hızlı gider! Az sonra!
• Kıbns'a köprü projesine va-
tandaşlardan büyük destek! Mı-
mar Ahmet Vefik Alp'in proıesı-
ni çizdiği Türkiye ile Kıbns arasın-
daki 60 km'lik köprü fikrinin ha-
yata geçirilmesi için hertürtü yar-
dımda bulunacaklarını söyleyen
bir grup vatandaş dün yürüme
eylemi yaptı. Grup adına konuşan
Bestami Hararet adlı vatandaş
yunları söyledi: "Buköprü mutla-
ka yapılmalıdır. Intihar için sırada
bekleyen bir sürii insan var. Is-
tanbul'daki iki köprü, talebı karşı-
layamaz oldu. O köprülerde atla-
yacak milim yer kalmadı. Kıbns
köprüsünü heyecanla bekliyoruz
Hatta Büyükada köprüsünebile ra-
zıyız!" Az sonra!
• Hürriyet ile Star gazeteleri
arasındaki "Telsim" kavgası bü-
yüyor! Israrla "Telsim satılıyor"
haberini veren Hürriyet'ın üst bir
yetkilisi, "Sağlam kaynaklanmız
var, Telsim kesinlikle satılacak,
hatta aldığımız duyumlara göre
Cem Uzan veyakın çevresi 542 'İi
telefonlannı satıp 532 'ye geçmiş-
ler" derken Star'dan bir yetkili,
"Hüniyetyalanyazıyor, Telsim sa-
tılmayacak. Biz sadece, gazete-
mizdeki seri ilanlann etkisini öl-
çebilmek için yalandan 'Satılık
Şebeke' diye küçük bir ilan koy-
duk, gördükki çok okunuyormuş.
Telsim'i falan satmıyoruz. Hüm'yet
bunun haberini bıraksın da, güzel
bir teklif versin, belki de satanz"
şelınde konuştu! Az sonra!
• Ulusal Geyik Konseyi, ma-
gazin muhabirlerini ardına taka-
rak camide ezan okumaya giden
Prestijgin "haftanın dallaması"
ilan etti! Az sonra!
• Şok gelişme! AB pes etti!
AB'nin üst düzey yetkilisi Johann
Faber Jr. yaptığı açıklamada,
"Daha önce Türklere 'Sokakta
hayvan kesmeyin' demiştik. Ama
gördük ki, bir insan kurban ke-
serken kendisiniyaralamış. Bu bi-
ziçok şaşırttı. Rahatolun, sokak-
ta hayvan keserken stresegirme-
yin. Ama kendinizi kesmeye de-
vam ederseniz, siziAB'ye alama-
yjz. Insanlarkendilerinistandartşe-
kilde yaralamair dedi! Az sonra!
• Nesin Vakfı F£|topf»
zor durumda. ' •"
1 M
»
B
«•
Oradaki çocuklarAziz Nesin'in
yadigân; bu güzel ütopyayı ya-
şatalım, elimizden gelen des-
teği verelim... (Telefon: 0 212 -
783 60 50 / Faks: 0 212 - 783
63 59 / Hesap No: Ziraat Ban-
kası Çatalca Şubesi:
30440/624.1 - Selamiçeşme
Şubesi: 100933)
• Gazetemize bir "dinozor"
daha katıldı. Aptülika "Kedi
Levo" adlı tipiyle sizlere sesle-
niyor. Hoş geldin Aptülika!..
• Bir başka dinozor Alp Ta-
mer Ulukılıç'ın "Havuz Prob-
lemleri" adlı resim sergisi 24
Marta kadarTünel'deki Emlak-
bank Sanat Galerisi'nde izlene-
bilir... (Bayramtatilinedenkgel-
mesi talihsizlik; bu hafta fırsat
yaratıp görmenizi öneririm.)
• 9 Mart Perşembe günü,
12.00 civartarında TRT 2, da-
ha doğrusu GAP TV'de enfes
E r
"
b i r
ş ç
vardı. TRT, bu belgeseli akşam
saatlerinde tekrar yayımlaya-
maz mı?..
• Rahmetli Tekin Aral usta-
mızın adının Salacak'ta uygun
birsokağa verilmesi için Uskü-
dar Belediyesi'nden yetkiliter-
lekonuştum. °Sa/aca)c"deyin-
ce akla geien ilk isim Tekin Aral.
Yetkilıfer önerimi olumlu karşı-
lamakla biriikte konunun Bû-
yükşehir Belediyesi'nin kap-
sama alanında oiduğunu belirt-
tiler. Gırişimierim sürecek, öne-
rilerinizi ve desteğinizi bekli-
yorum, özeilikfe Salacaklı okur-
lardan... (Faks: 0 212 - 513 85
95)
• Haftalık, bağımsız mizah
dergisi Solak, kısa bir aradan
sonra yeniden çıkıyor. Aynt eki-
bin çıkardığı aylık dergi Soyta-
n da bayiterde. Destek olaiım...
• Bayramınızı kutianm...
Ne güzeldi de, biz onu sevmedik?!
Geçen hafta "Galatasaray Na-
sıl Durdurulur?!" başhklı bir yazı
yazmıştım. Anlaşıldı kı, Galata-
saray durdurulamıyor. Zaten ya-
zıyı "UEFA'dayolunuzaçıkolsun"
diye bıtirmiştım. Bir Beşiktaşlı ola-
rak Galatasaray'ı Avrupa'da tut-
mamın sebebi, Türktakımı olma-
sından çok, gerçekten iyi takım ol-
ması. Tıpkı Manchester United
gibi. Futbolu böyle güzelleştiren
takıma niye düşman olaiım ki?
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMİH POROY semihporoyiayahoo.com
âKEDİ LEVO APTÜÜKA
AVC71NIA/V VE HALKA KARJI
SOtZUMLUVUV. C7İ)$UNC£LEB
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Mart
MLAF oensz
LEKİ DONANMASI 8UHU BA$A-
ALMANYA'HIN YAMNDA
ALAN OSMAHU İ
6UNIJ £İNDİRMEK AHACtYLA
İHGİÜZ VB F8ANSI2 SAUAÇ 6&Mİ
LBRi fSTANBUL'AOOGKU YDLA
ÇJKMIŞLAKC». FAKAT, ÇAA1AKKA_
UE BO6AZIN&4 TÜKK TOf<ÇU~
SAVUNMASI l/e MA Y1MLABI İL£
YE UĞAAV4M DÛ'ÇMANINÛÇ
GEM/'SJ &A7T/. SfcÇOeu DA AĞİR
MASAH AIAKVC G£RI' ÇEK/LMİŞrl
GÖRÜŞ
Dr. EMİN GÜRSES
Clinton ve Güney Asya
ABD Başkanı Clinton 19-25 Mart günleri Hindis-
tan, Pakistan ve Bangladeş'i ziyaret edecek. 1978
yılında zamanın ABD Başkanı J. Carter'ın bölge-
ye yaptığı ziyaretten sonra başkanlık düzeyindeki
ilk ziyaret. Bangladeş ise ilk defa bir ABD başka-
nı tarafından ziyaret edilmiş olacak. Carter, Yeni Del-
hi'yi ziyaret ettiğinde Hindistan'ın nükleer deneme-
lerini gündeme getirmiş ve bu yüzden soğuk kar-
şılanmıştı. Clinton, 1998 ve 1999'da bölgeyi ziya-
ret etmek istemişti, fakat Hindistan ve arkasından
Pakistan'ın nükleer denemeleri nedeniyle bu ziya-
retini ertelemişti.
Çin'in bölgedeki etkinliğinin artmaya başlama-
sının, ABD'nin etkinliğinin azalmasına yol açacağı
hesapları VVashington'u harekete geçirmiştir. Hin-
distan ile iyi ilişkiler geliştiren ve Pakistan'ın nük-
leer silah geliştirmesine karşı sert tepki veren Was-
hington, bu davranışının Islamabad'ı Çin'e yaklaş-
tırdığını görmüş ve tehditle değil görüşmeyle Pa-
kistan'ın yeni yönetimini tarafına çekebileceği he-
sapları yapmıştır.
ABD'nin bölgedeki hesapları açıktır. 14 Mart'ta
yaptığı bir konuşmada Dışişlerı Bakanı Albright,
bölgede nükleer silahlann yayılmasının ABD'nin
bölgesel çıkarlarına ters düştüğünü, VVashing-
ton'un nükleer silahlann yayılmasını önlemek ko-
nusundaki yaklaşımının bölgesel değil global oldu-
ğunu belirtmiş ve nükleer silahlann yayılmasının ABD
için bir numaralı endişe konusu olduğunu ifade et-
miştir. Clinton'ın, kısa da olsa yapacağı Pakistan
ziyaretinin, askeri darbeyi ve General Müşerref
yönetimini tasdik etmek anlamına gelmediğini de
belirtmiş ve ABD'nin ilgisinin Güney Asya'da gü-
venliği sağlamakla sınıriı olduğunu vurgulamıştır.
Islamabad yönetimiyle çok partili seçimlerin ya-
pılması, terör konusu, nükleer silahların sınırlandı-
rılması, bölgesel güvenlik gibi konuları konuşacak
olan Clinton, Çin ile ilişkilerini geliştirmekte olan Pa-
kistan'ı dışlama riskini göze almayacaktır. Pakis-
tan için bölgede her zaman için ABD'ye alternatif-
ler vardır. ABD'nin, artan Hint-Pakistan gerginliğin-
den elde edeceği bir yararyoktur. Hindistan'ın nük-
leer silah denemelerine pek de tepki göstermeyen
ABD yönetimi, Yeni Delhi'yi Çin'e karşı bir tehdit
unsuru olarak görmekteydi. Fakat gelinen nokta,
dışlanan Pakistan'ın Çin'e daha fazla yaklaşması
ve bölgede ABD yanlılannın güç kaybetmesi olmuş-
tur.
Clinton'ın bölgeye yapacağı ziyaret sırasında
Tayvan'da başkanlık seçimleri var. Başkanlık se-
çimlerinde Demokratik llerici Parti adayı Chen
Shui-Bian'ın temsil ettiği bağımsızlık yanlılarını
uyaran Çin Başbakanı Zhu, "Tayvan'da kim göre-
ve gelirse gelsın, hiçbir zaman bağımsızlığa izin ve-
rilmeyecektır", "Seçimlerde bağımsızlık yanlılan
başanlı oluriarsa müdahale edilecektir" diye açık-
lama yapınca bölgedeki borsalarda gerginlik ya-
şanmaya başlandı. Tayvan yönetimi, borsadaki
olası ani düşüşleri engellemek için milyarlarca do-
lariık bir fon oluşturdu.
Tayvan'ın ayn bir kimlik geliştirerek zamanla Bir-
leşmiş Milletler'in bağımsız üyesi olmasının bir sü-
n \ u reç içerisinde sağlâhabileceğini ve açeleci.tavırl^
rın bölgede çatışma riskini arttıracağını bilen Was-
hington yönetiminden gelen açıklamaya göre
ABD'nin "Tek Çin Prensibi" politikası değişmemiş-
tir. Yani Çin adı altında "Çin Halk Cumhuriyeti" ta-
nınmaya devam edilecek, Tayvan ise ayn bir Çin
ülkesi olarak tanınmayacak. Üç günlüğüne Japon-
ya'ya, oradan da Güney Kore'ye gidecek olan ABD
Savunma Bakanı W. Cohen, Pekin'i Tayvan'a kar-
şı güç kullanmaması konusunda uyardı ve ABD ile
Tayvan arasında yapılan "Tayvan İlişkiler Sözleşme-
s/"ne sadık kalarak bazı savunma malzemelerini ver-
mekle sorumlu olduklarını belirtti.
Bölge, ABD'nin kontrol edemeyeceği kadar ha-
reketli. Pekin yönetimi, Cohen'in bölgedeki güven-
lik ziyaretinin ABD'nin Çin'e karşı bir güvenlik
çemberi oluşturma politikasıyla bağlantılı olduğu-
nu, batısında yer alan Tayvan Adası'nın da ken-
disine karşı bir askeri sıçrama ve tehdit merkezi
olarak kullanılabileceğini düşünerek güvenlik en-
dişesiyle sert çıkışlar yaparken, bir taraftan da
Kazakistan ve Türkmenistan ile gaz ve petrol alı-
mı konularında ilişkilerini geliştiriyor. Merkezi As-
ya'nın merkeziliği gittikçe ağırlık kazanıyor. Böl-
gede uluslararası rekabet doğrudan ve dolaylı
olarak artarak sürüyor. VVashington yönetimi, Hin-
distan, Pakistan ve Bangladeş'in de işbirliğini
sağlayarak Atlantik'ten Pasifik'e kadar uzanan
etkinlik bölgesinde bir Güney Asya koridoru oluş-
turarak hegemonik çıkarlarını korumak konusun-
da yoğun çaba harcıyor.
E-mail: emingurses(â yahoo.com
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Eskı Mezopo-
tamya'da. basa-
maklı pıramıt bı-
çimınde büyûk
tapınak kulesi.
II Büyük erkek
kardeş... Büyü-
memiş karpuz.
3/Bir tür otomo-
bil yarışı... Bir
etkinliğin geçi-
ci olarak durdu-
rulduğu süre. 4/ °
Galyum elemen- g
tınin sımgesi...
"ÇocukJar uyumuştur /
Efendi gazete okur —
-'i dikiş dikmektedir"
(OrhanVelı).5/Şalvann
üstüne gıyılen ve önde 3
uzun iki parçası olan gıy- 4
sı... Anadolu halklannın
en eski ana tannçası. 6/
Sırtta taşınan yük... Bir "
şeyin doğru olduğunu
belirtmek için yapılan 8
işaret7/Tûrkiye'ninpla- g
kaişareti... Birilimiz. 8/
Sabah yelı... lç Anadolu'nun bazı yörelennde alçıtaşı ve
jips içeren oluşuklara verilen ad. 9/ Bıtkisel ya da hay-
vansal maddelerin etkıli özü... Resım ve heykel sanatla-.
nnda varlıklann bıçımı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Iran'da etkili olan bir eskiçağ dini. 2/ Kaz Dağı'nın an-
tık dönemlerdekı adı... Yemek dışında yenilen kuruye-
miş gibi şeyler. 3/ Başa takılan elmas ya da altın iğne...
Asker. 4/ Sıcak ve nemli ıklimlerde oluşan kırmızı renk-
li toprak. 5/ Osmanlı devletınin Kuzey Afrika'daki son
topraklannı dayıtirdiği antlaşmanınadı... "İnsan bir
— misali ' Senı eken biçer bir gün" (Karacaoğlan). 6/ Ar-
jantin'inplakaişareti... Birrenk. 7/Kalabalık... DoğuAna-
dolu'ya özgü bir halk oyunu. 8/ Balık yumurtasıyla ya-
pılan bir tür meze... Bir çalgı. 9/ Afrika'da büyük bir çöl.