Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
• ŞUBAT 2000 CUMARTESİ CUMHURfYET SAYFA
HABERLER
L (Cmnhnriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, ABD'de
beyin cerrahisi alanında
"Yüzyıkn Adamı" seçilen
Prof. Dr. Gaa Yaşargiİ'e bir
mektup göndererek kutladı.
Yürüttüğü başanlı
çalışmalan ıle tıp
dûnyasında çığır açan Prof.
Dr. Yaşargil, 1999'da
ABD'de nöroşirürji
alanında " Yüzyılın Adamı"
seçildi.
fiüneydoğulu
öğrencflere
yemek
• ANKARA(Cnmhııri>«<
Bürosu) - Kara Kuvvetlen
Komutanlığı'nın davetlisi
olarak Ankara'da bulunan
Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinden
gelen başanh öğrencilere
Kara Kuvvetlen Eğitim ve
Doktnn Komutanhğı
(EDOK) Sosyal
Tesisleri'nde dûn üst düzey
komutanlann da katıldığı
bir yemek verildı.
Kürtsorunu
kitapçtğına
toplatma
• İstanbul Haber Servisi -
Evrensel Yayınevi'nce
yayımlanan 'Kürt Sonmu
ve Demokratıkleşme'
başlıklı 25 sayfalık kıtapçık
toplatıldı. Yayınevi sahibi
Songül Ozkan'ın da ifadesi
alındı. Evrensel Yaytnevi,
"Kürt sojununun .
demokratik' çözümünü
s$\âian Iritapçığın "
r
toplanlması, devletin
;
sonmu yok saymaya
yönelik tutumımu
sürdürdüğünü gösteriyor"
açıklamasını yaptı.
Betetiye^'ten
CHP'yeziyaret
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP Genel
Başkanı Altan Öymen dün
Belediye-lş Sendikası
Genel Başkanı Nihat
Yurdakul ve beraberindeki
şube başkanlannı kabul etti.
Yurdakul burada yapnğı
konuşmada, baa CHP'li
belediye başkanlannın
'sendıkasızlaşnrmaya'
gıtmelennden yakmarak
"Bunlan bırileri yapabilir,
ama 'ben emekten yanayım'
diyen bir partinin
mensuplannın yapmaması
gerekir" diye konuştu.
TMMOB'den
İstanbul Haber Servisi-
TMMOBOrman
Mühendislen Odası
Marmara Şubesi'nin 5.
Olağan Genel Kurulu'nda
yapılan seçim sonucu
oluşan yönetim kunılu
açıklandı. Prof. Dr. Kadir
Erdın başkan, Onnan
yüksek mühendisi Fikret
Erdoğan 2. Başkan, Or.Yük.
Müh îlker Yurtseven
Yazman, Or.Yük.Müh.
Cemalettin Tunca Sayman,
Or.Yük-Müh. Faruk Boyacı
üye seçildi.
İslamcı örgüt
davası
• lstanbul Haber Servisi -
Cumhunyet'ın 75.
yıldönümü kutlamalannm
yapüdığı 29 Ekim 1998'de
Anıtkabir'e uçakla intihar
saldınsı düzenlemeyi ve
Fatih Camii'ni işgal etmeyi
planlayan Anadolu Federe
Islam Devleti örgütûne üye
olduklan ileri sürülen 29
sanığın yargılanmasına
devam edildi. Mahkeme,
sanık avukatlannın son
savunmalannı yapması için
duruşmayı erteiedi.
Gazeteci Turtian
yaşammı yitirdi
• lstanbul Haber Servisi -
Gazeteci Ender Turhan dün
yaşamını yitirdi. Basın şeref
karü sahibi Ender Turhan 'm
cenazesı bugün Kartal
Maltepe Camısi'nde
kılmacak ıkındı namazının
ardmdan toprağa verilecek.
Tahkimin geriye işletilmesi, firmalann sözleşmelerinin değişmesini zorunlu kıldı
Enerjide yetki kredi vereuînFATMAKOŞAR
Enerji Bakanlıği, tahlcimin ge-
riye işletihnesine olanak tanıyan
yasanın getirdiği değışiklikler
doğrultusunda firmalarla yapılan
sözleşmelen yenıleme hazırlıkla-
rmı sürdürürken bundan sonra
yüklenıci fırma değil kredi veren
kuruluş muhatap alınacak. Tahki-
min geriye işletihnesine olanak ta-
nıyan 4501 sayılı yasanın 7. mad-
desiyle sözleşmelerin "özd hu-
kuk hukümlerme göre" yeniden
düzenlenmesi, kredi veren kurulu-
şa ıstedığı anda işletıcı firmayı de-
ğıştırebilme olanağı tanınacak.
Enerji Bakanlığı ve TEAŞ ise
isletme devri
söz konusu finansörün sözünden
dışan çıkamayacak. Sennayeye-
tersizlıgi nedenıyle ihaleyi kaza-
nanlann taksıtlerini yaurmamala-
n, enerjide iplerin, tamamen kre-
di veren kuruluşlann eline geçme-
sine yol açıyor. Tahkimin geriye
işlerilmesine olanaktanıyanyasa-
nın 7. maddesının işletilerek "söz-
leşmelerin, uluslararası finam-
man kriterieri temini dikkate ab-
nıp özdhnknk hükümlerinegöre"
yeniden düzenlenmeye başlaması,
enerjide "sömürge hukukmnur
yerleşmesinin başlangıcı anlamı-
na geüyor.
Uzmanlar Türkiye'nin enerji-
de, çünento sektöründe bulundu-
ğu noktaya doğru yol aldığma dik-
kat çekerek "Türkiye uiuslarara-
a taahhütamna girecek ve yaban-
a b r eimentoda olduğu gibi getis-
mişütkeierdekuuamlacakelektri-
ği de burada ürettirme yoiuoa gi-
decekkr" uyansında bıilundular.
Devlet Planlama Teşkilatı'nın
(DPT) öngörülerine göre 2003 yı-
lında elektrik fazlası olacağını
anımsatan TMMOB Elektrik Mü-
hendisleri Odası'nın avukatı Gök-
han Candoğan. "Aynca.zaten var
olan devietin ahm garantisi, söz-
kşmelerin özei hukuk hükümleri-
ne göredüzenlenmesrvleüretilme-
yen elektrik için de geçerü olabile-
cek. Yani üretikn'gösterikn,ancak
gerçekte üretilmeyen elektrik için
de para ahnanın yollan açıbyor.
Otmayan ürünün de parasını ver-
mek zorunda kalabinriz" dedi.
Güçlü yertiJer dönemi
Tahkimin geriye işlerilmesine
olanak tanıyan yasayla, yabancı-
lara satış ortamının sağlanması
için yerli yannmcının devre dışı
kahnası beklenirken, güçlü yerli-
lerin "yabancı kreditörlerin yön-
lendinnesmde" işleticı olabilece-
ğine dikkat çekiliyor.
thalelerin ıptalinı ısteyen Dün-
ya Bankası'nın "önerikrinin" de
aslmda tahkimin geriye işletihne-
sine olanak tanıyan yasanın 7.
Enerjide v
çelişkili
açıklamalar
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
Hazıne Müsteşan Sdçuk Demiralp.
hükümetın, Hazine'nin ve Enerji Ba-
kanhğı'nın, ışletme hakkı devır iha-
lelerini iptal etme nryeti olmadığını
söyledi.
Başbakan Büknt Ecevk'ın Dünya
Bankası'nın istemi doğrultusunda
enerji ihalelerinin iptal edileceği ha-
berkrini yalanlamasına karşın Ener-
ji ve Tabü KaynakJar Bakanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Cumhur Ersümer,
iptal de dahil önerilenn değerlendi-
rileceğini açıkladı. TEAŞ Genel Mü-
dürû Mozaffer Sehi de, Dünya Ban-
kası'nın enerjide yeniden yapüanma
ve özelleşürme önenlen ıçeren ra-
poruna en kısa sürede cevap verecek
şekilde bakanhkta bir çahşma sürdü-
rüldüğünü söyledi.
Hazine Müsteşan Selçuk Demi-
ralp, Dünya Bankası'mn raporuna
ilişkin ilk bilgiler geldiğinde kesin
bir dille yalanlanmamasının nedeni-
oı, "Çokacete bir otaych. En az 100
tane Dünya Bankaa'nm raporu var.
önemH oian hükfimet, Hazine ve
Enerji Bakanhğı'nmsürdûrdnğûpo-
Btikalar. Bizün böyle bir nhetimiz
yok" dıye açıkladı. Demiralp, söz ko-
nusu raporun, Dünya Bankası'mn
1999 yıl sonuna doğYu verdiği rapor
olduğunu, ancak ihalelerin iptalinin
söz konusu olmadığını söyledi.
Bakan Ersümer, Bakanlar Kunılu
çıkışında, Dünya Bankası'nın öneri-
leri arasında yer alan BOTAŞ ve TE-
AŞ'm bölünmesine ilişkin kararna-
melerin hazırlandığmı anımsaltı. Er-
sümer, "Öneriler arasmda yer alan
enerji santndhn işletme hakbnnm
devirierminiptaiive diğer önerilerB-
güi bakanhklar arasmda >*apüacak
çahşmalarta değerlendiraecek" dedi.
TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer
Selvi,TEAŞ'm 1999yıhm24triryon
lira zararla kapattığını belirtirken
"TEAŞ'm zarannı karşüay^bOmek
için tarifemi mutlaka artürmak m-
rundaynn'' dedi. Selvi, TEDAŞ'tan
1 miryar dolar tutanndakı alacaklan
bulunduğunu, TEDAŞ'm da halk,
belediye ve kamudan yaklaşık aynı
tutarda alacağı olduğunu söyledi.
Selvi, işletme hakkı devir ihalele-
rinde başvuran şirketlerin elektrik sa-
üş anlaşmalan çalışmalannın hızla
sürdüriildüğünü belirtirken hava ko-
şullannın kötü gitmesi durumunda
yeniden elektrik kısınülara gıdilme-
sinin olası olduğunu söyledi.
ADD Ümraniye Şubesi tarafindan 'Nûkfcer Enerji ve R«ğımg7iık' konulu bir panel dûzenlendi
'Enerjikaynaklan yeterli9
Türkiye 'ye 700yıl yetecek kömür bulunduğu ve akarsu
potansiyelinin yüzde 70 'inin kullanılmadığı belirtildi
lstanbul Haber Servisi - Eski
Enerji Bakanı Erban Işü\ toplu-
mun elektnk kesıntileriyle korku-
tulduğunu belırterek, nükleersant-
rallardan iddia edıldıği gıbı yerli
sermaye kunıluşlarmın değil, sa-
dece yabancı sermaye kunıluşlan-
mn faydalanacağını söyledi. Eskı
Dünya Enerjı Konseyi Üyesi Ünal
Erdoğan, son 10 yılda Tûrkiye'de
elektriğe yüzde 1 miryon
700 bin oranında zam ya-
pıldığını vurgularken, Ata-
türkçü Düşünce Derneği
(ADD) Genel Baskanı Yek-
ta Gungör Özden de, Tür-
kiye'ye yapılmak istenen
nükleer santrallann 'Baûh
ülkekrinçöpteri' olduğunu
belirtti.
Atatürkçü Düşünce Derneği
Omraniye Şubesi'nin düzenlediği
'Nükleer Enerji ve Bağunsıznk'
konulu panelde konuşan eski
Enerji Bakanı Erhan Işıl, Avrupa
ve ABD'de yapılan nükleer sant-
rallann en hızlı 9 yılda bitinlebil-
digine dikkat çekti. Işıl, Tûrkiye'de
enerji nakil hatlanndakı yüzde
25'lik kaybin yansımn tasanuf
edümesi durumunda 4 nükleer
santralm üretebileceği enerjinin
karşılanmış olacağmı belirtti. Tûr-
kiye'de enerji kaynaklanmn çok
genış olduğunu kaydeden Işıl şöy-
le konuştu:
"RezervieregöreTürldye've 700
yıl yetecek kadar kömür bulunu-
yor. Akarsulanmızdan elektrik
enerjisi karşılama kapasitesi de
yüzde 30'lardadır. Biz akarsu po-
tansivefimizin vüzde 70 ini kuDan-
mryoruz, ondan sonra da birfleri
• ADD Genel Başkanı
Yekta Güngör Özden
Türkiye'nin uluslararası
sermayeye teslim edilmek
istendiğini belirtti.
çdap enerji kaynaklan kıtnr diyor.
Bu laf masakür, ash astan .voktur."
Dünyada en pahalı elektnk tan-
fesi uygulayan Mkenm Türkiye ol-
duğunu vurgulayan Işıl, yabancı
sermayenin içeriden pay almaya
çalıştığını beürtti.
ADD Genel Başkanı Yekta
Güngör Özden de, globalleşme ve
tahlrim yasası üe Türkiye'nin Sevr
dönemine çekilmek istendiğini
kaydederek, kendilerine müh'yetci
diyen bir kesimin Türkiye'nin do-
ğal kaynaklanna sahip çıkmadığı-
nı ve bu kaynaklan yabancılara
devretmekten mutlu olduğunu sa-
vundu. Türkiye'nin uluslararası
sermayeye teslim edilmek istendi-
ğini belirten Özden, bunun küre-
selleşme adı alünda gerçekleştiril-
meye çalışıldığnu ifade etti.
Eski Dünya Enerji Konseyi Yö-
netim Kunılu Oyesi Ünal Erdoğan
da, Tûrkiye'de yapılması düşünü-
len nükleer santrallann top-
lam maliyetının 800 mılyar
dolar olacağmı belirterek,
böylece Türkiye'nin 200 yı-
lının ipoteğe alınmış olaca-
ğmı kaydetti. Bütçede
elektriğin payının 10 katril-
yon olduğunu, bunun 10 yıl
sonra 100 katnlyona ulaşa-
cagmı anlatan son 10 yılda Tûrki-
ye'de elektriğe yüzde 1 miryon 700
bin oranında zam yapıldığını, bu
oranm Ahnanya'da sadece yüzde
17'dekaldığını belirtti.
MAI Karşıtı Çalışma Grubu
Sözcüsü Gaye Yıhnaz ise kapita-
üzmin kûresellesmeye dönüştüğü-
nü belirtti. tlk şirket evuTiğinin
1901 de ABD'de gerçekleştiğini
belirten Yümaz, Türk ekonomisi-
nin de 24 Ocak 1980 sonrası ulus-
lararası sermayenin güdümûne so-
kulduğunu kaydetti.
maddesinin ışletümesiyle yerine
getirildiğine işaret ediliyor. Söz
konusu 4501 sayılı yasanın 7.
maddesinde, "Yapdmış olan söz-
leşme uluslararaa finansman kri-
terieri ve idarenin vflrürlükteki
benzer uygulama sözfcsmeleri de
dikkate âhnarak özel hukuk hü-
knmlerine göre, Bakanlar Kuru-
hı kanmnm >^>imından hıbaren
üç ay içinde yeniden düzenlenir"
deniyor.
Enerji Bakanlığı, bu doğrultu-
da ihale sözleşmelerini kamu-
oyundan gizli bir bıçimde düzen-
leme "otanagma kavuşurken",
Dûnya Bankası'nm istekleri de
yerine getiriliyor.
Bakû-Ceyhan
Görüşmelere
7 Şubat'ta
devam ^;;
edilecek -
BAKÛ(AA)-Bakû-Cey-
han Bonı Hatö Projesi ko-
nusunda Azerbaycan, Gür-
cıstan ve Türkiye çalışma
gruplan arasuıdaki görûş-
melere, 7 Şubat Pazartesi
günü Ankara'da devam edi-
lecek.
Bakû-Ceyhan bonı hatö-
nın hayata geçırilme sûre-
cinde, Azerbaycan ile Gûr-
cıstan arasmda ortaya çıkan
pûrüzleri ortadan kaldumak
amacıyla yapüacak toplan-
tılara, konsorsiyumun ope-
rasyon şirketı AIOC yetkili-
len de kablacak.
Petrol çevreleri, taraftann
son kez masaya oturacağmı
ve transıt tarife ücreü soru-
nuna bir çözüm bulunacağı-
m ûmit ettıklerinı söylediler.
Yetkılıler, görüşmelerde bir
çözüme ıılajiltnüsı halinde,
ılgüi ûlkelenn yaönmcı fir-
malarla anlaşma zeminine
geçeceğinı belirttiler.
Bu arada yatınmcı şirket-
lerle görüşmelere, Azerbay-
can, Gürcistan ve Türkiye
arasında imzalanan anlaş-
manın ilgıli ülke parlamen-
tolannda onaylanmasından
sonra başlanabilecek.
Azerbaycan ile Gürcistan
arasmda sûren görüsmeler-
de, "yapan sırasmda ve son-
rasmda" meydana gelebile-
cek aksaklıkların sorumlu-
luğu ile daha önce hat bo-
yunca varil başma 2.58 do-
lar olarak belırlenen transit
tarife ücretinin paylaşımı
konulanndaki sorunlara çö-
züm buhınmaya çahşdıyor.
Azerbaycan ile Gürcistan
arasında sorunyaratan4 ana
konudan ikisi olan, hattın
geçeceği güzergâhm kulla-
nımı ve çevre güvenlıği
maddelennde ortak bir fik-
revanlmıştı. Taraflar arasm-
da anlaşmaya varüamayan
diğer iki maddeyi ise transit
tarife ücretleri ile hattın ya-
pnnı ve yapun sonrası Gür-
cistan sımriannda meydana
gelebilecek aksakiıklarm so-
rumluluğu konulan oluş-
turuyor.
Türkiye Barolar Birliği
'Kıyak emeklilik
yasalara aykın'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türkiye Ba-
rolarBtrliğı (TBB) Başka-
m Prof. Dr. Eralp Özgen.
Anayasa Mahkemesı'nce
8 kez iptal edilmesine kar-
şın TBMM'den geçirilen
"tayak emekfiMk" yasası-
nın, son iptal edilen yasa-
nın başka yollardan yeni-
den yürürlüğe konulması
mteliğinde olduğunu vur-
guladı. Özgen, anayasaya
ve Anayasa Mahkemesi
kararlarma "açtkça" aykı-
n olan yasanın savunulma-
sı ve kabulünün mümkün
ohnadığmı söyledi.
Özgen, '1982 Anayasa-
a'nm 158/son maddesiae
göre,Anaj-asa Mahkemesi
kararian yasama organmı
bağlayıa nhenkte olınaa-
na karşm, TBMM' nin. ip-
tal edilen hükümiere ben-
zer, hatta daha ileri hatdar
yaratanyasayıkabuletme-
sinin savunuîacak bir yanı
yoktur" görüşünü kaydet-
ti. Yasada temsil tazminat
miktarlannı beürleme yet-
kisinin Bakanlar Kuru-
hı'na verihnesînin, anaya-
sanın, mahkemelerin ba-
ğımsızlığı hakkındaki 138.
maddesine de aykmhk ya-
ratüğmı kaydeden Özgen,
şu değerlendirmeyı yapü:
"Yasamaveyürutmeor-
ganlan, hâkim ve savcria-
nn, Türk SOahh Kuvvede-
ri ve Yüksek Oğretim Kn-
rumu mensuplannın özlük
haklannı da iyileştirmek
istryorsa, bununyoiu yasa-
ma üyesi emeknierine da-
ha fazta özlük haktan sag-
fauMbğnn gizlemek amaay-
b çıkanbn yasamn yürür-
tüğünü sağbmak için do-
lambaçh youara sapmak
değüdir. Bunlarm kendi
yasabumda değtşüdik ya-
pdması normai yoldur.
Ozeükle anayasanm 140.
maddesî hâkim ve savcdar
youünden bdyle bir yasa-
nm çıkanhnasmı emret-
mektedir. Keza bu madde
ile devlet memurbui TSK
ikYÖKûzermdebaskıuy-
gulanmaayohı açdmakta-
dn-. Anayasaya ve Anayasa
Mahkemesî kararlarma
açıkça aykm olan bu >-asa-
nut savunuhnasıve kabuhı
mümkün değSdir. Saym
Cumhurbaşkanı'nnı bu
yasayı veto etmesini veya
Anayasa Mahkemesi'ne
götnnnesini istiyor ve bek-
nyonB."
Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı 'na, Tekstil Sendikası tarafindan ödül
'YtlınşovmenV Yaşar OkuyanIstanbui Haber Servid -Devrimci
îşçi Sendikalan Konfederasyonu'na
(DÎSK) bağh Tekstil îşçileri Sendi-
kası (Tekstil), Çalışmave Sosyal Gü-
venlik Bakanı Yaşar Oknyan'a "yt-
ho şovmeni" ödûlünü verdi. Tekstil
Sendikası Genel Başkanı Süleyman
Çetebi. Okuyan'm, "SSK'fiye cenne-
^ û
le layık görüldüğünü belirterek "BH
xe göre ydm şovmeni Yaşar Oka-
yan\kr.Ashndabuödümsermaye 9-
aa vermesi lazmun, ancak
termaye anmo kadar kadirşinas ol-
madığıiçinonlarmadınabizödülve-
" dedi.
Tekstil îşçileri Sendikası'na ûye
yaklaşık 100 işçi, dûn Merter'dekı
DlSK Genel Merkezi önünde topla-
narak "Vtır vur infesm, Ankara din-
lesm". tt
Caneycaneycaneyişteme>'-
daney, sovmen Yaşar nerdesin ha-
ney", "Işçi, memur d efc, gend gre-
ve" ve "\Wdle kryak, işçfye dayak"
sloganlan ata. Tekstil Genel Başka-
nı Süleyman Çelebi, Bakan Oku-
yan'm SSK'ye karşı özel sigortacı-
lık modelini dayatbğını, ancak bu-
nun Şiü'de iflas ettiğini belirterek,
emekçilen sosyal güvenlikten yok-
sun, hastanelere gidemeyen ve has-
tane kuyruklannda ölen kitleler ha-
line getirmek istedığini savundu. Çe-
lebi, Yaşar Oknyan'a, SSK'yi özel-
leştirme girişimleri, sosyal güvenlik
yasasını depremifirsatbilerekMec-
lis'ten geçirdiği, işçiye "Mezarda
emekKfik", vekıle "kryakemektifik''
verdiği, sendikasızlaştırma çabatan
ve kayıt dışı işçi çahştınhnasına ka-
yıtsız kaldığı için ^yıhn şovmeni''
ödülû verdiklerini vurguladı.
Daha sonra yüzüne üzerinde Ya-
şar Okuyan'ın fotoğrafi bulunan ve
'•Çalısamn çamna ot akayan" yazılı
maske geçirmiş bir kişiye, sembolik
olarak asgari ücret karşıhğı olan 80
miryon liralık erzak ödül venldi.
ARAY1S
TOKTARDŞ ATEŞ
Güzeliflramakve
Savunmak.. . .
17 Ağustos depf81
™ sonrasında toplumumuz,
biryandan derin afılana sarsılırken, biryandan da
umutfilizleri yeşertnişti. Gerek bölgedeyaşayan-
lardan artakalanlar gerek onlara yardım için çırpı-
nanlar ve gerekse felaketi uzaktan ızleyerek bir
şeyler yapmaya çabalayanlar, "Bu iş artık böyle
gitmez" düşüncesırıi serpiltmeye başlamışlardı.
Fakat aradan neredeyse 6 ay geçti. Siyasa! yaşa-
mımızda her şey eskisi gibi gidiyor. Yani eski tas,
eski hamam...
Yıllardırestirilen "şoven" rüzgârlar, gençlerimiz
arasında abartılmış kimi duygular ortaya çıkarttı.
Bu rüzgânn etkisi attında kalmayan gençlerimiz
ise, kelimenin tam anlamıyla sahipsiz durumda. Bir
zamanlar toplantılanna büyük mutluluk ve heye-
canlarla katıldığım DSP Gençlik Komisyonlannın,
sesi soluğu çıkmryor. İşçi Partili ve CHP'li gençler,
yavaş yavaş Kemalizmin bayrağı altında toplanı-
yor. Ama sayılan az- Gerek ODP gerek SİP ve ge-
rekse diğer sol partiler, gençlerin enerjilerinden
beslenmekle biriikte, gençlere "iktidar olma" ko-
nusunda ışık tutarnıyorfar. (Zaten bu partilerden bi-
ri, "sosyalist" olmadığını, "altematif" olduğunu di-
legetirmişti...)
Bu partilerin yapamadıklannı, bazı sivil toplum
kuruluşlan yapmaya çalışıyor. Leman, öküz, L-
Manyak ve Git dergileri çevresinde toplanan genç-
ler, siyasete "sıvanacak" gibi görünüyor. Öküz der-
gisinin, Şubat 2000 sayısında yapılan bir "soruş-
turmaya" verilen yanıtlar, bunun işaretlerini taşıyor.
özellikle sevgili Lütfi Oflaz'ın yanıtlannda, bu ha-
vayı gördüm.
Ne diyelim, hayırlısı olsun.
•••
Yılmaz Güney'le ilgili tarhşmalan üzüntüyle iz-
liyorum. 2000 yıllannın Türi<iyesi'nde, 1960'lann ve
1970'lerin koşullannı unutarak tartışıyortar. Çok
yazık...
ryi bir sinema izleyicisi değilim. Hele hele sine-
ma eleştirmeni olmaktan çok uzağım. Bu bakım-
dan, Yılmaz Güney'in sinemacılığını tartışamam.
Ama Türkiye'nin son 40 yıllık toplumsal depremi-
nin içinde kavrulan bir siyaset bilimciyim. Genç-
lerimizin tarih diye okuduklannın çoğunu, içinden
yaşadım.
Yılmaz Güney'in, birinci dereceden yakın çev-
resinde de değilim. Ama çok erken yaşta ve çok
verimli olabıleceği bir dönemde yitirdiğimiz, yakın
dostum Artan Küçükyalçın'ın anlattıklannın tanı-
ğıyım. Kendisinin bir de "Yılmaz Güney" başlıklı
krtabı vardı.
Aslmda bir sanatçıyı, kişisel zaaflanyla anımsa-
manın ne derece doğru olduğunu bilemiyorum.
örneğin, Türktiyatrosunun en büyük isimlennden
biri olan Cahide Sonku'nun son dönemlen tam
bir dramdır. Şimdi salt bu dönemlerini anımsaya-
rak, "Bınakın bunu..." mu diyeceğız?
Gerek edebiyat alanında, gerek plastik sanatlar-
da vb. alanlarda, küttür ve uygarlığa büyük katkı-
larda bulunan pek çok sanatçı ve bilim adamı, ya-
şamlannın bazı dönemlerinde fırtınalar geçirmiş-
lerdir. Fakat onlan bu zaaflanyla değil, ürünleriyle
anımsıyoruz.
Yılmaz Güney'e "katil" yaftasını taktıran olay,
tümüyle siyasal bir tartışmanın sonucudur. Olayın
siyasal içerikli olması, "cinayet" özelliğini elbette
ortadan kaldırmaz ve öldürülen kişinin de, ardın-
da bıraktığı bir ailesi vardır. Fakat o günkü Tûrki-
ye'de, bu türden çabşmalar neredeyse "olağan-
dı". Bunu yazarken, içim ürperiyor ama; bugünle-
re, işte o günlerden geldik...
Rlm çekmek için Adana'da bulunan Yılmaz Gü-
ney ve arkadaşlan, bir lokantada içki içerken, yan
masada ailesiyle bıriıkte oturan ve tümüyle farklı
görüşlerde olan bir hâkim, bunlara laf atarak taciz
ediyor. Tacizin sürmesi üzerine, Yılmaz Güney
bunlann yanına gidiyor ve tartışma kavgaya dö-
nüşüyor. Sonu malum...
Altan Küçükyalçın, mahkeme sırasmda çırpı-
nıp durmuştu. Zira Yılmaz Güney'in müdafaası, si-
yasal bir savunma değildi. Eğer siyasal bir savun-
ma yapılsaydı, sonuç değişir miydi, bilemiyorum.
Ama olay, tartışmasız "siyasal bir o/ay"dı.
Yılmaz Güney'in ilk filmlerinde çizdiği tipleri,
olumlamam mümkün değil. Fakat onlar; Güney'in
değil, yapımçı ve yönetmenin ve belki biraz da se-
naristin çizdiği tipler idi. Yılmaz Güney, "Umutla
birlikte Yılmaz Güney oldu ve kim ne derse desin,
Yılmaz Güney olarak kalacak. Başlangıç noktala-
nna bakarsanız, ne günümüz Ajda Pekkan'ını ta-
nıyabılirsinız, ne günümüz Türkân Şoray'ını. Ama
bakılması gereken nokta; başlangıç noktası değil,
bugün vanlmış olan noktadır.
Toplumsal kavgamızda kazanılmış neyimiz var-
sa, har vuaıp harman savuruyortar. Sol hareket si-
linme noktasına geldi. Bağımsızlık, ulusal onur, e-
mek mücadelesi vb. gibi "bizi biz yapan kavram-
lar", sürekli saldın altında. Atatürkçü olmak, di-
nozoriuk sayılryor. Turgut Özal, yukarlarda bir yer-
de kıs kıs gülüyordur herhalde...
Türk sinemacılığının (Tünk sineması demtyorum)
en pespaye ve utanç verici örneklerinin, "fanfas-
tik Türk sineması" başlığıyla yücettildiği günümüz
Türkiye'sinde; Yılmaz Güney ve Yılmaz Güney gi-
biler, elbette aşağılanmak istenecektir.
Ama Yılmaz Güney hep izlenecektir. Beğeni ve
heyecanla...
Posta çahşanlarına
sürgüne protesto
lstanbul Haber Servisi
- Haberleşme ve îleuşım
Çabşanlan Sendikası
(Haber-Sen) Genel Baş-
kanı Ismafl Çınar, Kon-
ya'da Posta Dağıtım Mer-
kezi'nde görevli sendika
üyesi kamu çahşanlarına
yönelik anayasa ve insan
haklanna aykın uygula-
malar yapıldığım, bazüa-
nnın sürgüne gönderildı-
ğini öne sürdü. Ismaıl Çı-
nar yapüğı yazılı açıkîa-
mada, üstlendüderi göre-
vi zor şartlar altında bü-
yük bir özveriyle yerine
getiren posta çalışarüan-
na, kamu çalîşanlannm
taribinde göriilmeyen
ağır cezalar verildiğini
belirtti.
Bunun son örneğinin
Konya Posta Dağıtım
Merkezi'nde yaşandığmı
ifade eden Çınar, burada-
ki görevülere önce bir ye-
rine iki dağıtım bölgesi
verildiğini ve daha sonra
da APS dağıtımı yaptınl-
mak istendiğini kaydetti.
Çınar, bu sorunu diya-
log yoluyla çözmeye ça-
lışan posta dağıtıcılarına
önce maaşlanmn yansmı
kesme cezası venldiğini
ve ardmdan da Antah/a,
Ankara ve Bolu illerine
"sûrgüne" gönderildikle-
rüıi bildirdi.