23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
• ŞUBAT 2000 CUMARTESİ CUMHURfYET SAYFA HABERLER L (Cmnhnriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ABD'de beyin cerrahisi alanında "Yüzyıkn Adamı" seçilen Prof. Dr. Gaa Yaşargiİ'e bir mektup göndererek kutladı. Yürüttüğü başanlı çalışmalan ıle tıp dûnyasında çığır açan Prof. Dr. Yaşargil, 1999'da ABD'de nöroşirürji alanında " Yüzyılın Adamı" seçildi. fiüneydoğulu öğrencflere yemek • ANKARA(Cnmhııri>«< Bürosu) - Kara Kuvvetlen Komutanlığı'nın davetlisi olarak Ankara'da bulunan Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden gelen başanh öğrencilere Kara Kuvvetlen Eğitim ve Doktnn Komutanhğı (EDOK) Sosyal Tesisleri'nde dûn üst düzey komutanlann da katıldığı bir yemek verildı. Kürtsorunu kitapçtğına toplatma • İstanbul Haber Servisi - Evrensel Yayınevi'nce yayımlanan 'Kürt Sonmu ve Demokratıkleşme' başlıklı 25 sayfalık kıtapçık toplatıldı. Yayınevi sahibi Songül Ozkan'ın da ifadesi alındı. Evrensel Yaytnevi, "Kürt sojununun . demokratik' çözümünü s$\âian Iritapçığın " r toplanlması, devletin ; sonmu yok saymaya yönelik tutumımu sürdürdüğünü gösteriyor" açıklamasını yaptı. Betetiye^'ten CHP'yeziyaret • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Başkanı Altan Öymen dün Belediye-lş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul ve beraberindeki şube başkanlannı kabul etti. Yurdakul burada yapnğı konuşmada, baa CHP'li belediye başkanlannın 'sendıkasızlaşnrmaya' gıtmelennden yakmarak "Bunlan bırileri yapabilir, ama 'ben emekten yanayım' diyen bir partinin mensuplannın yapmaması gerekir" diye konuştu. TMMOB'den İstanbul Haber Servisi- TMMOBOrman Mühendislen Odası Marmara Şubesi'nin 5. Olağan Genel Kurulu'nda yapılan seçim sonucu oluşan yönetim kunılu açıklandı. Prof. Dr. Kadir Erdın başkan, Onnan yüksek mühendisi Fikret Erdoğan 2. Başkan, Or.Yük. Müh îlker Yurtseven Yazman, Or.Yük.Müh. Cemalettin Tunca Sayman, Or.Yük-Müh. Faruk Boyacı üye seçildi. İslamcı örgüt davası • lstanbul Haber Servisi - Cumhunyet'ın 75. yıldönümü kutlamalannm yapüdığı 29 Ekim 1998'de Anıtkabir'e uçakla intihar saldınsı düzenlemeyi ve Fatih Camii'ni işgal etmeyi planlayan Anadolu Federe Islam Devleti örgütûne üye olduklan ileri sürülen 29 sanığın yargılanmasına devam edildi. Mahkeme, sanık avukatlannın son savunmalannı yapması için duruşmayı erteiedi. Gazeteci Turtian yaşammı yitirdi • lstanbul Haber Servisi - Gazeteci Ender Turhan dün yaşamını yitirdi. Basın şeref karü sahibi Ender Turhan 'm cenazesı bugün Kartal Maltepe Camısi'nde kılmacak ıkındı namazının ardmdan toprağa verilecek. Tahkimin geriye işletilmesi, firmalann sözleşmelerinin değişmesini zorunlu kıldı Enerjide yetki kredi vereuînFATMAKOŞAR Enerji Bakanlıği, tahlcimin ge- riye işletihnesine olanak tanıyan yasanın getirdiği değışiklikler doğrultusunda firmalarla yapılan sözleşmelen yenıleme hazırlıkla- rmı sürdürürken bundan sonra yüklenıci fırma değil kredi veren kuruluş muhatap alınacak. Tahki- min geriye işletihnesine olanak ta- nıyan 4501 sayılı yasanın 7. mad- desiyle sözleşmelerin "özd hu- kuk hukümlerme göre" yeniden düzenlenmesi, kredi veren kurulu- şa ıstedığı anda işletıcı firmayı de- ğıştırebilme olanağı tanınacak. Enerji Bakanlığı ve TEAŞ ise isletme devri söz konusu finansörün sözünden dışan çıkamayacak. Sennayeye- tersizlıgi nedenıyle ihaleyi kaza- nanlann taksıtlerini yaurmamala- n, enerjide iplerin, tamamen kre- di veren kuruluşlann eline geçme- sine yol açıyor. Tahkimin geriye işlerilmesine olanaktanıyanyasa- nın 7. maddesının işletilerek "söz- leşmelerin, uluslararası finam- man kriterieri temini dikkate ab- nıp özdhnknk hükümlerinegöre" yeniden düzenlenmeye başlaması, enerjide "sömürge hukukmnur yerleşmesinin başlangıcı anlamı- na geüyor. Uzmanlar Türkiye'nin enerji- de, çünento sektöründe bulundu- ğu noktaya doğru yol aldığma dik- kat çekerek "Türkiye uiuslarara- a taahhütamna girecek ve yaban- a b r eimentoda olduğu gibi getis- mişütkeierdekuuamlacakelektri- ği de burada ürettirme yoiuoa gi- decekkr" uyansında bıilundular. Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) öngörülerine göre 2003 yı- lında elektrik fazlası olacağını anımsatan TMMOB Elektrik Mü- hendisleri Odası'nın avukatı Gök- han Candoğan. "Aynca.zaten var olan devietin ahm garantisi, söz- kşmelerin özei hukuk hükümleri- ne göredüzenlenmesrvleüretilme- yen elektrik için de geçerü olabile- cek. Yani üretikn'gösterikn,ancak gerçekte üretilmeyen elektrik için de para ahnanın yollan açıbyor. Otmayan ürünün de parasını ver- mek zorunda kalabinriz" dedi. Güçlü yertiJer dönemi Tahkimin geriye işlerilmesine olanak tanıyan yasayla, yabancı- lara satış ortamının sağlanması için yerli yannmcının devre dışı kahnası beklenirken, güçlü yerli- lerin "yabancı kreditörlerin yön- lendinnesmde" işleticı olabilece- ğine dikkat çekiliyor. thalelerin ıptalinı ısteyen Dün- ya Bankası'nın "önerikrinin" de aslmda tahkimin geriye işletihne- sine olanak tanıyan yasanın 7. Enerjide v çelişkili açıklamalar ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Hazıne Müsteşan Sdçuk Demiralp. hükümetın, Hazine'nin ve Enerji Ba- kanhğı'nın, ışletme hakkı devır iha- lelerini iptal etme nryeti olmadığını söyledi. Başbakan Büknt Ecevk'ın Dünya Bankası'nın istemi doğrultusunda enerji ihalelerinin iptal edileceği ha- berkrini yalanlamasına karşın Ener- ji ve Tabü KaynakJar Bakanı ve Baş- bakan Yardımcısı Cumhur Ersümer, iptal de dahil önerilenn değerlendi- rileceğini açıkladı. TEAŞ Genel Mü- dürû Mozaffer Sehi de, Dünya Ban- kası'nın enerjide yeniden yapüanma ve özelleşürme önenlen ıçeren ra- poruna en kısa sürede cevap verecek şekilde bakanhkta bir çahşma sürdü- rüldüğünü söyledi. Hazine Müsteşan Selçuk Demi- ralp, Dünya Bankası'mn raporuna ilişkin ilk bilgiler geldiğinde kesin bir dille yalanlanmamasının nedeni- oı, "Çokacete bir otaych. En az 100 tane Dünya Bankaa'nm raporu var. önemH oian hükfimet, Hazine ve Enerji Bakanhğı'nmsürdûrdnğûpo- Btikalar. Bizün böyle bir nhetimiz yok" dıye açıkladı. Demiralp, söz ko- nusu raporun, Dünya Bankası'mn 1999 yıl sonuna doğYu verdiği rapor olduğunu, ancak ihalelerin iptalinin söz konusu olmadığını söyledi. Bakan Ersümer, Bakanlar Kunılu çıkışında, Dünya Bankası'nın öneri- leri arasında yer alan BOTAŞ ve TE- AŞ'm bölünmesine ilişkin kararna- melerin hazırlandığmı anımsaltı. Er- sümer, "Öneriler arasmda yer alan enerji santndhn işletme hakbnnm devirierminiptaiive diğer önerilerB- güi bakanhklar arasmda >*apüacak çahşmalarta değerlendiraecek" dedi. TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Selvi,TEAŞ'm 1999yıhm24triryon lira zararla kapattığını belirtirken "TEAŞ'm zarannı karşüay^bOmek için tarifemi mutlaka artürmak m- rundaynn'' dedi. Selvi, TEDAŞ'tan 1 miryar dolar tutanndakı alacaklan bulunduğunu, TEDAŞ'm da halk, belediye ve kamudan yaklaşık aynı tutarda alacağı olduğunu söyledi. Selvi, işletme hakkı devir ihalele- rinde başvuran şirketlerin elektrik sa- üş anlaşmalan çalışmalannın hızla sürdüriildüğünü belirtirken hava ko- şullannın kötü gitmesi durumunda yeniden elektrik kısınülara gıdilme- sinin olası olduğunu söyledi. ADD Ümraniye Şubesi tarafindan 'Nûkfcer Enerji ve R«ğımg7iık' konulu bir panel dûzenlendi 'Enerjikaynaklan yeterli9 Türkiye 'ye 700yıl yetecek kömür bulunduğu ve akarsu potansiyelinin yüzde 70 'inin kullanılmadığı belirtildi lstanbul Haber Servisi - Eski Enerji Bakanı Erban Işü\ toplu- mun elektnk kesıntileriyle korku- tulduğunu belırterek, nükleersant- rallardan iddia edıldıği gıbı yerli sermaye kunıluşlarmın değil, sa- dece yabancı sermaye kunıluşlan- mn faydalanacağını söyledi. Eskı Dünya Enerjı Konseyi Üyesi Ünal Erdoğan, son 10 yılda Tûrkiye'de elektriğe yüzde 1 miryon 700 bin oranında zam ya- pıldığını vurgularken, Ata- türkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Baskanı Yek- ta Gungör Özden de, Tür- kiye'ye yapılmak istenen nükleer santrallann 'Baûh ülkekrinçöpteri' olduğunu belirtti. Atatürkçü Düşünce Derneği Omraniye Şubesi'nin düzenlediği 'Nükleer Enerji ve Bağunsıznk' konulu panelde konuşan eski Enerji Bakanı Erhan Işıl, Avrupa ve ABD'de yapılan nükleer sant- rallann en hızlı 9 yılda bitinlebil- digine dikkat çekti. Işıl, Tûrkiye'de enerji nakil hatlanndakı yüzde 25'lik kaybin yansımn tasanuf edümesi durumunda 4 nükleer santralm üretebileceği enerjinin karşılanmış olacağmı belirtti. Tûr- kiye'de enerji kaynaklanmn çok genış olduğunu kaydeden Işıl şöy- le konuştu: "RezervieregöreTürldye've 700 yıl yetecek kadar kömür bulunu- yor. Akarsulanmızdan elektrik enerjisi karşılama kapasitesi de yüzde 30'lardadır. Biz akarsu po- tansivefimizin vüzde 70 ini kuDan- mryoruz, ondan sonra da birfleri • ADD Genel Başkanı Yekta Güngör Özden Türkiye'nin uluslararası sermayeye teslim edilmek istendiğini belirtti. çdap enerji kaynaklan kıtnr diyor. Bu laf masakür, ash astan .voktur." Dünyada en pahalı elektnk tan- fesi uygulayan Mkenm Türkiye ol- duğunu vurgulayan Işıl, yabancı sermayenin içeriden pay almaya çalıştığını beürtti. ADD Genel Başkanı Yekta Güngör Özden de, globalleşme ve tahlrim yasası üe Türkiye'nin Sevr dönemine çekilmek istendiğini kaydederek, kendilerine müh'yetci diyen bir kesimin Türkiye'nin do- ğal kaynaklanna sahip çıkmadığı- nı ve bu kaynaklan yabancılara devretmekten mutlu olduğunu sa- vundu. Türkiye'nin uluslararası sermayeye teslim edilmek istendi- ğini belirten Özden, bunun küre- selleşme adı alünda gerçekleştiril- meye çalışıldığnu ifade etti. Eski Dünya Enerji Konseyi Yö- netim Kunılu Oyesi Ünal Erdoğan da, Tûrkiye'de yapılması düşünü- len nükleer santrallann top- lam maliyetının 800 mılyar dolar olacağmı belirterek, böylece Türkiye'nin 200 yı- lının ipoteğe alınmış olaca- ğmı kaydetti. Bütçede elektriğin payının 10 katril- yon olduğunu, bunun 10 yıl sonra 100 katnlyona ulaşa- cagmı anlatan son 10 yılda Tûrki- ye'de elektriğe yüzde 1 miryon 700 bin oranında zam yapıldığını, bu oranm Ahnanya'da sadece yüzde 17'dekaldığını belirtti. MAI Karşıtı Çalışma Grubu Sözcüsü Gaye Yıhnaz ise kapita- üzmin kûresellesmeye dönüştüğü- nü belirtti. tlk şirket evuTiğinin 1901 de ABD'de gerçekleştiğini belirten Yümaz, Türk ekonomisi- nin de 24 Ocak 1980 sonrası ulus- lararası sermayenin güdümûne so- kulduğunu kaydetti. maddesinin ışletümesiyle yerine getirildiğine işaret ediliyor. Söz konusu 4501 sayılı yasanın 7. maddesinde, "Yapdmış olan söz- leşme uluslararaa finansman kri- terieri ve idarenin vflrürlükteki benzer uygulama sözfcsmeleri de dikkate âhnarak özel hukuk hü- knmlerine göre, Bakanlar Kuru- hı kanmnm >^>imından hıbaren üç ay içinde yeniden düzenlenir" deniyor. Enerji Bakanlığı, bu doğrultu- da ihale sözleşmelerini kamu- oyundan gizli bir bıçimde düzen- leme "otanagma kavuşurken", Dûnya Bankası'nm istekleri de yerine getiriliyor. Bakû-Ceyhan Görüşmelere 7 Şubat'ta devam ^;; edilecek - BAKÛ(AA)-Bakû-Cey- han Bonı Hatö Projesi ko- nusunda Azerbaycan, Gür- cıstan ve Türkiye çalışma gruplan arasuıdaki görûş- melere, 7 Şubat Pazartesi günü Ankara'da devam edi- lecek. Bakû-Ceyhan bonı hatö- nın hayata geçırilme sûre- cinde, Azerbaycan ile Gûr- cıstan arasmda ortaya çıkan pûrüzleri ortadan kaldumak amacıyla yapüacak toplan- tılara, konsorsiyumun ope- rasyon şirketı AIOC yetkili- len de kablacak. Petrol çevreleri, taraftann son kez masaya oturacağmı ve transıt tarife ücreü soru- nuna bir çözüm bulunacağı- m ûmit ettıklerinı söylediler. Yetkılıler, görüşmelerde bir çözüme ıılajiltnüsı halinde, ılgüi ûlkelenn yaönmcı fir- malarla anlaşma zeminine geçeceğinı belirttiler. Bu arada yatınmcı şirket- lerle görüşmelere, Azerbay- can, Gürcistan ve Türkiye arasında imzalanan anlaş- manın ilgıli ülke parlamen- tolannda onaylanmasından sonra başlanabilecek. Azerbaycan ile Gürcistan arasmda sûren görüsmeler- de, "yapan sırasmda ve son- rasmda" meydana gelebile- cek aksaklıkların sorumlu- luğu ile daha önce hat bo- yunca varil başma 2.58 do- lar olarak belırlenen transit tarife ücretinin paylaşımı konulanndaki sorunlara çö- züm buhınmaya çahşdıyor. Azerbaycan ile Gürcistan arasında sorunyaratan4 ana konudan ikisi olan, hattın geçeceği güzergâhm kulla- nımı ve çevre güvenlıği maddelennde ortak bir fik- revanlmıştı. Taraflar arasm- da anlaşmaya varüamayan diğer iki maddeyi ise transit tarife ücretleri ile hattın ya- pnnı ve yapun sonrası Gür- cistan sımriannda meydana gelebilecek aksakiıklarm so- rumluluğu konulan oluş- turuyor. Türkiye Barolar Birliği 'Kıyak emeklilik yasalara aykın' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türkiye Ba- rolarBtrliğı (TBB) Başka- m Prof. Dr. Eralp Özgen. Anayasa Mahkemesı'nce 8 kez iptal edilmesine kar- şın TBMM'den geçirilen "tayak emekfiMk" yasası- nın, son iptal edilen yasa- nın başka yollardan yeni- den yürürlüğe konulması mteliğinde olduğunu vur- guladı. Özgen, anayasaya ve Anayasa Mahkemesi kararlarma "açtkça" aykı- n olan yasanın savunulma- sı ve kabulünün mümkün ohnadığmı söyledi. Özgen, '1982 Anayasa- a'nm 158/son maddesiae göre,Anaj-asa Mahkemesi kararian yasama organmı bağlayıa nhenkte olınaa- na karşm, TBMM' nin. ip- tal edilen hükümiere ben- zer, hatta daha ileri hatdar yaratanyasayıkabuletme- sinin savunuîacak bir yanı yoktur" görüşünü kaydet- ti. Yasada temsil tazminat miktarlannı beürleme yet- kisinin Bakanlar Kuru- hı'na verihnesînin, anaya- sanın, mahkemelerin ba- ğımsızlığı hakkındaki 138. maddesine de aykmhk ya- ratüğmı kaydeden Özgen, şu değerlendirmeyı yapü: "Yasamaveyürutmeor- ganlan, hâkim ve savcria- nn, Türk SOahh Kuvvede- ri ve Yüksek Oğretim Kn- rumu mensuplannın özlük haklannı da iyileştirmek istryorsa, bununyoiu yasa- ma üyesi emeknierine da- ha fazta özlük haktan sag- fauMbğnn gizlemek amaay- b çıkanbn yasamn yürür- tüğünü sağbmak için do- lambaçh youara sapmak değüdir. Bunlarm kendi yasabumda değtşüdik ya- pdması normai yoldur. Ozeükle anayasanm 140. maddesî hâkim ve savcdar youünden bdyle bir yasa- nm çıkanhnasmı emret- mektedir. Keza bu madde ile devlet memurbui TSK ikYÖKûzermdebaskıuy- gulanmaayohı açdmakta- dn-. Anayasaya ve Anayasa Mahkemesî kararlarma açıkça aykm olan bu >-asa- nut savunuhnasıve kabuhı mümkün değSdir. Saym Cumhurbaşkanı'nnı bu yasayı veto etmesini veya Anayasa Mahkemesi'ne götnnnesini istiyor ve bek- nyonB." Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı 'na, Tekstil Sendikası tarafindan ödül 'YtlınşovmenV Yaşar OkuyanIstanbui Haber Servid -Devrimci îşçi Sendikalan Konfederasyonu'na (DÎSK) bağh Tekstil îşçileri Sendi- kası (Tekstil), Çalışmave Sosyal Gü- venlik Bakanı Yaşar Oknyan'a "yt- ho şovmeni" ödûlünü verdi. Tekstil Sendikası Genel Başkanı Süleyman Çetebi. Okuyan'm, "SSK'fiye cenne- ^ û le layık görüldüğünü belirterek "BH xe göre ydm şovmeni Yaşar Oka- yan\kr.Ashndabuödümsermaye 9- aa vermesi lazmun, ancak termaye anmo kadar kadirşinas ol- madığıiçinonlarmadınabizödülve- " dedi. Tekstil îşçileri Sendikası'na ûye yaklaşık 100 işçi, dûn Merter'dekı DlSK Genel Merkezi önünde topla- narak "Vtır vur infesm, Ankara din- lesm". tt Caneycaneycaneyişteme>'- daney, sovmen Yaşar nerdesin ha- ney", "Işçi, memur d efc, gend gre- ve" ve "\Wdle kryak, işçfye dayak" sloganlan ata. Tekstil Genel Başka- nı Süleyman Çelebi, Bakan Oku- yan'm SSK'ye karşı özel sigortacı- lık modelini dayatbğını, ancak bu- nun Şiü'de iflas ettiğini belirterek, emekçilen sosyal güvenlikten yok- sun, hastanelere gidemeyen ve has- tane kuyruklannda ölen kitleler ha- line getirmek istedığini savundu. Çe- lebi, Yaşar Oknyan'a, SSK'yi özel- leştirme girişimleri, sosyal güvenlik yasasını depremifirsatbilerekMec- lis'ten geçirdiği, işçiye "Mezarda emekKfik", vekıle "kryakemektifik'' verdiği, sendikasızlaştırma çabatan ve kayıt dışı işçi çahştınhnasına ka- yıtsız kaldığı için ^yıhn şovmeni'' ödülû verdiklerini vurguladı. Daha sonra yüzüne üzerinde Ya- şar Okuyan'ın fotoğrafi bulunan ve '•Çalısamn çamna ot akayan" yazılı maske geçirmiş bir kişiye, sembolik olarak asgari ücret karşıhğı olan 80 miryon liralık erzak ödül venldi. ARAY1S TOKTARDŞ ATEŞ Güzeliflramakve Savunmak.. . . 17 Ağustos depf81 ™ sonrasında toplumumuz, biryandan derin afılana sarsılırken, biryandan da umutfilizleri yeşertnişti. Gerek bölgedeyaşayan- lardan artakalanlar gerek onlara yardım için çırpı- nanlar ve gerekse felaketi uzaktan ızleyerek bir şeyler yapmaya çabalayanlar, "Bu iş artık böyle gitmez" düşüncesırıi serpiltmeye başlamışlardı. Fakat aradan neredeyse 6 ay geçti. Siyasa! yaşa- mımızda her şey eskisi gibi gidiyor. Yani eski tas, eski hamam... Yıllardırestirilen "şoven" rüzgârlar, gençlerimiz arasında abartılmış kimi duygular ortaya çıkarttı. Bu rüzgânn etkisi attında kalmayan gençlerimiz ise, kelimenin tam anlamıyla sahipsiz durumda. Bir zamanlar toplantılanna büyük mutluluk ve heye- canlarla katıldığım DSP Gençlik Komisyonlannın, sesi soluğu çıkmryor. İşçi Partili ve CHP'li gençler, yavaş yavaş Kemalizmin bayrağı altında toplanı- yor. Ama sayılan az- Gerek ODP gerek SİP ve ge- rekse diğer sol partiler, gençlerin enerjilerinden beslenmekle biriikte, gençlere "iktidar olma" ko- nusunda ışık tutarnıyorfar. (Zaten bu partilerden bi- ri, "sosyalist" olmadığını, "altematif" olduğunu di- legetirmişti...) Bu partilerin yapamadıklannı, bazı sivil toplum kuruluşlan yapmaya çalışıyor. Leman, öküz, L- Manyak ve Git dergileri çevresinde toplanan genç- ler, siyasete "sıvanacak" gibi görünüyor. Öküz der- gisinin, Şubat 2000 sayısında yapılan bir "soruş- turmaya" verilen yanıtlar, bunun işaretlerini taşıyor. özellikle sevgili Lütfi Oflaz'ın yanıtlannda, bu ha- vayı gördüm. Ne diyelim, hayırlısı olsun. ••• Yılmaz Güney'le ilgili tarhşmalan üzüntüyle iz- liyorum. 2000 yıllannın Türi<iyesi'nde, 1960'lann ve 1970'lerin koşullannı unutarak tartışıyortar. Çok yazık... ryi bir sinema izleyicisi değilim. Hele hele sine- ma eleştirmeni olmaktan çok uzağım. Bu bakım- dan, Yılmaz Güney'in sinemacılığını tartışamam. Ama Türkiye'nin son 40 yıllık toplumsal depremi- nin içinde kavrulan bir siyaset bilimciyim. Genç- lerimizin tarih diye okuduklannın çoğunu, içinden yaşadım. Yılmaz Güney'in, birinci dereceden yakın çev- resinde de değilim. Ama çok erken yaşta ve çok verimli olabıleceği bir dönemde yitirdiğimiz, yakın dostum Artan Küçükyalçın'ın anlattıklannın tanı- ğıyım. Kendisinin bir de "Yılmaz Güney" başlıklı krtabı vardı. Aslmda bir sanatçıyı, kişisel zaaflanyla anımsa- manın ne derece doğru olduğunu bilemiyorum. örneğin, Türktiyatrosunun en büyük isimlennden biri olan Cahide Sonku'nun son dönemlen tam bir dramdır. Şimdi salt bu dönemlerini anımsaya- rak, "Bınakın bunu..." mu diyeceğız? Gerek edebiyat alanında, gerek plastik sanatlar- da vb. alanlarda, küttür ve uygarlığa büyük katkı- larda bulunan pek çok sanatçı ve bilim adamı, ya- şamlannın bazı dönemlerinde fırtınalar geçirmiş- lerdir. Fakat onlan bu zaaflanyla değil, ürünleriyle anımsıyoruz. Yılmaz Güney'e "katil" yaftasını taktıran olay, tümüyle siyasal bir tartışmanın sonucudur. Olayın siyasal içerikli olması, "cinayet" özelliğini elbette ortadan kaldırmaz ve öldürülen kişinin de, ardın- da bıraktığı bir ailesi vardır. Fakat o günkü Tûrki- ye'de, bu türden çabşmalar neredeyse "olağan- dı". Bunu yazarken, içim ürperiyor ama; bugünle- re, işte o günlerden geldik... Rlm çekmek için Adana'da bulunan Yılmaz Gü- ney ve arkadaşlan, bir lokantada içki içerken, yan masada ailesiyle bıriıkte oturan ve tümüyle farklı görüşlerde olan bir hâkim, bunlara laf atarak taciz ediyor. Tacizin sürmesi üzerine, Yılmaz Güney bunlann yanına gidiyor ve tartışma kavgaya dö- nüşüyor. Sonu malum... Altan Küçükyalçın, mahkeme sırasmda çırpı- nıp durmuştu. Zira Yılmaz Güney'in müdafaası, si- yasal bir savunma değildi. Eğer siyasal bir savun- ma yapılsaydı, sonuç değişir miydi, bilemiyorum. Ama olay, tartışmasız "siyasal bir o/ay"dı. Yılmaz Güney'in ilk filmlerinde çizdiği tipleri, olumlamam mümkün değil. Fakat onlar; Güney'in değil, yapımçı ve yönetmenin ve belki biraz da se- naristin çizdiği tipler idi. Yılmaz Güney, "Umutla birlikte Yılmaz Güney oldu ve kim ne derse desin, Yılmaz Güney olarak kalacak. Başlangıç noktala- nna bakarsanız, ne günümüz Ajda Pekkan'ını ta- nıyabılirsinız, ne günümüz Türkân Şoray'ını. Ama bakılması gereken nokta; başlangıç noktası değil, bugün vanlmış olan noktadır. Toplumsal kavgamızda kazanılmış neyimiz var- sa, har vuaıp harman savuruyortar. Sol hareket si- linme noktasına geldi. Bağımsızlık, ulusal onur, e- mek mücadelesi vb. gibi "bizi biz yapan kavram- lar", sürekli saldın altında. Atatürkçü olmak, di- nozoriuk sayılryor. Turgut Özal, yukarlarda bir yer- de kıs kıs gülüyordur herhalde... Türk sinemacılığının (Tünk sineması demtyorum) en pespaye ve utanç verici örneklerinin, "fanfas- tik Türk sineması" başlığıyla yücettildiği günümüz Türkiye'sinde; Yılmaz Güney ve Yılmaz Güney gi- biler, elbette aşağılanmak istenecektir. Ama Yılmaz Güney hep izlenecektir. Beğeni ve heyecanla... Posta çahşanlarına sürgüne protesto lstanbul Haber Servisi - Haberleşme ve îleuşım Çabşanlan Sendikası (Haber-Sen) Genel Baş- kanı Ismafl Çınar, Kon- ya'da Posta Dağıtım Mer- kezi'nde görevli sendika üyesi kamu çahşanlarına yönelik anayasa ve insan haklanna aykın uygula- malar yapıldığım, bazüa- nnın sürgüne gönderildı- ğini öne sürdü. Ismaıl Çı- nar yapüğı yazılı açıkîa- mada, üstlendüderi göre- vi zor şartlar altında bü- yük bir özveriyle yerine getiren posta çalışarüan- na, kamu çalîşanlannm taribinde göriilmeyen ağır cezalar verildiğini belirtti. Bunun son örneğinin Konya Posta Dağıtım Merkezi'nde yaşandığmı ifade eden Çınar, burada- ki görevülere önce bir ye- rine iki dağıtım bölgesi verildiğini ve daha sonra da APS dağıtımı yaptınl- mak istendiğini kaydetti. Çınar, bu sorunu diya- log yoluyla çözmeye ça- lışan posta dağıtıcılarına önce maaşlanmn yansmı kesme cezası venldiğini ve ardmdan da Antah/a, Ankara ve Bolu illerine "sûrgüne" gönderildikle- rüıi bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle