Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 Ş U B A T 2 0 0 0 C U M A R T E S İ C U M H U R İ Y E T S A Y F A
KULTUR kultur(« cumhuriyet.com.tr 15
' Sıradan Bir Gün', teknolojinin getirdiği iletişimsizlikle gitgide yalnızlaşan insanı anlatıyor
Seyret, konuşma, dokunma!• "Sürekli seyretmeye
endeksliyiz. Her şeyi
seyrederek yaşamı spotlar
olarak algılamaya başlıyoruz.
Hayatlanmızm televizyona
indirgenmişliğini, seyrede
seyrede bir görüntüye
dönüşebileceğimizi anlatmak
istedim.Sadece seyrediyoruz,
dokunmuyoruz,
konuşmuyoruz."
YEŞtM AKYÜZ
'Anladınu. geç, ama anladım, bu dün-
yada yaşamak tümüyk' bir uyum sağla-
ma sorunu. Gelenekleri kabul etme...
oyu na katılma— Ama benim de katlana-
madığun bu oyun işte. Her şey öylesine
acımasız. aşağüık, vahşi ve kaba kL. ve
her şey yirmi dakikada çözülü>t>r.- tele-
vizyon fîlmlerindeki gibi_" Sadrı Alışık
Tiyatrosu"nun yeni oyunu, Dario Fo'nun
'Sıradan BirGüıT'ündeki yalnız ve mut-
suz Giulia, yaşamm anlamını sorguluyor
ve intihar etmek istiyor Çolpan İlhan' ın
Giulia'yı canlandırdıgı oyunda öteki
oyuncular Gökçe YigHeL Vlğit Sertdemir
ve Ozgürol Oztürk. Egemen Berköz'ün
çevirdiği 'Sıradan Bir Gön"ü NefrİH
Tokyay sahneye koydu.
Oyun, teknolojinin getirdiği meka-
niklikle. iletişimsizliğin yaşandığı gü-
nümüzde ınsanlann gitgide yalnızlığa
itildiğini anlatıyor.
- Tek kişilik bir oyun oynamanın ne gi-
bi güçlükieri var?
ÇOLPAN İLHAN- Bütün oyunun gra-
fığini olduğu gibi kafanızda tutmanız
gerekiyor. 65 sayfa ezberledim. Hepsi-
ni duygusu, sıralaması ile seyırcıyle kon-
tağı koparmadan sunmak esas olan. Ay-
nca, tüm oyun boyunca sahnede sadece
ben vanm, yeni bir yüz gelmiyor. Bun-
lann hepsi handikaptır. Ama, Dano Fo,
metin ile bu sıkmtılann üstesinden gel-
miş. Aynı zamanda, telefonla ve polisle
konuşma sahneleri oyuna tempo ile can-
lılık katıyor.
- Sizi yıllarca sinemada hep giiçlü ka-
(Fotoğraf: KADER TUĞLA)
Sadri Abşık Tryatrosu'nda Netrin Tokyay'ın sahneye koyduğu Dario Fo'nun'Sıradan Bir Gün'ündeÇolpan İlhan o\ nuyor.
dın rolterinde izledik. 'Sıradan Bir Gün'
ünGiulia'sıiçinneterdüşünüyorsunıız?
İLHAN - Giulia yalnız yaşayan, bu-
nahm içinde çaresiz bir kadın. Kendini
güzelleştirmek istemiş, diyetler yapmış,
sigarayı ve alkolü bırakmış. Aynca çev-
resiyle de uyum içinde değil. Evi elekt-
ronık aletlerle doldurmuş, ama mutlu
değil. Çünkü bu dünyayı çok acımasız
buluyor.
Evliliğinde yenilmiş ve kocastnın da
canını acıtmak istiyor. Bu yüzden de in-
tihar etmeden önce bir kaset dolduruyor.
Gıulıa'nın boşluğunu, yalnızlığını çok lyı
hissedebıliyorum. Her şeye rağmen ne
kadar özgür de olsak, beraber bir hayat
paylaştığımız erkeğin rolü çok önemli.
Ben de 35 yılhk eşimi kaybettım ve onun
boşluğunu korkunç hissedıyorum. Bu
boşluğu işle doldurmaya çalıştım. Ama
Giulia bunu başaramamış. Ancak ben-
zeştiğimiz noktalar var. Ashnda, Dario
Fo oyunu oynamayı hep istiyordum. Çün-
kü bu tiyatroda hep ciddi oyunlar oy-
nandı. Bu kez de komedi oyunu olsun di-
ye düşündük.
'Giulia düzene karşı çıkıypr'
- Başka projeniz var mı?
İLHAN - Son iki yıldır televizyon di-
zilerinden uzak kalmaya çalışıyonım,
ama ağabeyim Attilâ Dhan'ın senaryo-
sunu yazdığı 'Bay kuşlann Saltanan' ad-
lı dizide rol alacağım Dızidekı üç kadm-
dan bıri olan Cumhunyet dönemı kadı-
nını canlandıracağım. Aynca bir de fılm
teklifi var.
- Dario Fo'nun bu oyununu neden seç-
tiniz?
NEFRİN TOKYAY - Dario Fo, halk
tiyatrosundan gelen bir gelenekle seyir-
ciyle doğrudan ilişki kuruyor. Çok ev-
rensel konulan işliyor, olağan olaylarda-
ki olağandışıyı dofru bir matematikle sah-
neye getiriyor.
En önemlisi, bu oyun, yaşadığımız
iletişimsizliği, teknolojinin üstümüze
gelmesini, bütün bunlann karşısındaki
trajik ve saçma konumumuzu çok güzel
sergiliyor. Kadın-erkek ilişkısinden çok,
bu yanını vurguladım. lletişimsizlik var-
sa ilişkilere ve evliliklere de yansıyor. Te-
levizyon karşısına geçip, konuşmadan sa-
dece seyredilen bir ilişki biçimine dönü-
şüyor ve bitiyor. Bu vahşi. kaba ve acı-
masız düzenın içindeki varolma sorun-
lan, onunla çatışmamız, içıne düştüğü-
müz saçma ve gülünç durumlar ilgimi
çekti.
- Metinde sesie belirtilen sevişme sah-
nesi, sahnede göige oyunuyia canlandın-
hyor. Bununla birlikte ışıklı pano ve mo-
dern bir dekor var. Bu tür değişiklikleri
ne amaçla yaptmız?
TOKYAY - Bütünüyle Dario Fo'nun
metnine sadık kaldik. Sahnelemede ba-
zı şeyleri değiştirdik tabii. Ama halk ti-
yatrosunun geleneğinin dışına çıkma-
dık. Eğer bunu yapsaydık çok fazla gro-
teske yönelmiş olurduk.
Çiftin sevişmesinin sesi duvardan ge-
liyor, ama zamanla sesleri görüntü ola-
rak algılıyoruz ve seslerde bile bir sey-
retme yaratıyoruz. Bu yüzden bh" gölge
oyunu koydum. Çünkü televizyonla bağ-
lantısı vardı. Sürekli seyretmeye endeks-
liyiz. Her şeyi seyrede seyrede yaşamı
spotlar olarak algılamaya başlıyoruz.
Aynı zamanda, kadın ve erkek aslında
kendi kendileriyle sevişiyorlar. Dokun-
manın yok oluşunu ya da belli estetik-
lere, fîlmlerden görünen resimlere dö-
nüşmesini göstermek istedim. Diğeri de
finaldeki televizyon ekranmdaki boş-
luk... Hayatlanmızın ona indirgenmişli-
ğini, seyrede seyrede bir görüntüye dö-
nüşebileceğimizi anlatmak istedim. Te-
meldeki iletişimsizliği ön plana çıkart-
tım. Sadece seyrediyoruz; dokunmuyo-
ruz, konuşmuyoruz. Televizyon ve elekt-
ronik aletler bıze bunu getirdi.
Ev dekoru içindeki multivizyon, elekt-
ronik aletler ve ışıklı pano bizim haya-
tımıza giren şeyler. Her şey reklama in-
dirgenmiş. Bu da yalıtılmışlığı getiri-
yor. Muhteşem bir ev düzeni içinde ya-
payalnız yaşayabiliriz, her şeyi tüketime
dönüştürerek. Zaten Giulia da bu yüz-
den mutsuz. Çünkü oyuna katılamıyor,
bu düzene karşı çıkıyor.
- Cinsdlige göndermeleri izleylci nasıl
karşılayacak sizce?
TOKYAY -Bu tür esprileT bütün fık-
ralanmızda ve ortaoyunu geleneğimız-
de vardır. Çok açık bir toplumuz. Çün-
kü hayatın içinde bunlar bulunuyorsa, ha-
yatın aynası da sahneyse ve Dario Fo da
bunu yazdıysa benım yumuşatrrram ya
da oyundan çıkarmam doğru olmaz. Se-
yircınin bunu hoş karşılayacağını umu-
yorum. Ancak belden aşağı konuşmala-
n ya da kürurleri çok gülünür diye ter-
cih etmedim. Erkek egemen toplumun
ürettıgi cinsellikle ılgili espnleri ya da
sözcükleri bir kadına söyletmekle de
başka bir anlam yüklemiş oluyoruz.
Bu fllmle amlmaktan bıkan Anita Ekberg kutlama etklnllUerine katılmıyor
fatlı Hayat' 40 yaşındaKühür Servisi - Federico
Fellini'nin ünlü filmi 'Tath
Hayat1
40. yılında çeşitli kut-
lamalarla ltalya'da anılıyor.
Filmın unutulmaz oyuncusu
Anita Ekberg ıse bu etkınlık-
lenn hıç bınne katılmama ka-
ran aldı. tlk gösterimi 5 Şu-
bat 1960 yılında yapılan fil-
mi anmak için 'FeUini Vakfi'
tarafindan haarlanan ve oyun-
cularla ropörtajların ve fil-
mın çekimiyle ılgili kısa dö-
kümanterlenn yayınlanacağı
özel bir televizyon programı-
na bile katılmayı reddeden 68
yaşındaki Isveçli efsanevı
oyuncu, sadece 'Tath Hayaf
fılmi ile anılmaktan bıktığı
ve gerçek değerinin anlaşıl-
madığını düşündüğü için kut-
lamalarda yer almadığını açık-
ladı.
Fılmin yapımcısı Amedeo
Pagani oyuncunun arhk 'Tat-
lı Hayat' fılmı hakkında ko-
nuşmaktan bile kaçındığını
ifade etti. Gerçekten de, ilk de-
fa 'paparazzf kavramının ya-
ratıldığı filmde bir gazeteci-
yi canlandıran Giulio Paradisi. Ek-
berg'in onlann gözünde bir vücuttan
başka bir şey olmadığını ve filmde
canlandırdıgı 'sanşuvseksikadın" ıma-
jını üzerinden atmasmın olanaksız ol-
duğunubelırtiyor. Aynı kaderi payla-
şan Marilyn Monroe ile özdeşleştiri-
len Ekberg. hatta Monroe'nun Bob
Hope'unprogramından aynlması üze-
rine onun yerini alması için Amerika'ya
çağnlmıştı.
Fellini'nin filmlerinde de ' arzula-
Ekberg, 'seksi kadın' imajından kurtulamadL
nan sanşın âşık'ı oynadıktan sonra
bu imajdan kurrulamayan aktris Sand-
ra.Miloda Ekberg ekatılıyor: "Zama-
nın senden alıp götürdüğii bir görün-
tü üzerine düş kuran erkeklerin dün-
yasında kahcı ohnakneredeyse imkân-
SE. Bu yüzden bir dönem baş tacı edi-
lip sonra bir anda öksüz gibi bırakıb-
yorsunuz. Anita'nuı sadece 'Tath Ha-
yat" la anılması da bu rüyanın bir par-
çasızaten. Halbuki "Sa\aş \e Banş' fil-
minde de çok etkikyici ve başanhy-
4." 'Amadeo' adlı filmde Ek-
berg'le çalışan yönetmen VVT1-
ma Labate göre ise Ekberg çok
başansız bir oyuncu. O kadar
kı rol arkadaşlan Lauren Ba-
calL Robert Mitchum ve Frank
Sinatra'yı beceriksızlığı çıle-
den çıkartmış.
Oyuncu arkadaşı Valeria Ci-
angottini ıse Fellini 'nin fılmının
kadınlar için çok farklı bir an-
lam taşıdığını ve yaşamlarına
yeru bir bakış açısı getirdiğıni dü-
şünüyor ve özellıkle Ekberg'in
herkesı etkıleyen bir güzellıği
olduğunu söylüyor. Bu yüzden
oyuncunun sadece kocaman bir
göğüs olarak hatırlanmasının
büyük bir haksızlık olduğunu
ifade ederken " Ama Anita bir
çift göğüs demekti" diye belir-
tıyor Fellınrnın filminde Mar-
cello Mastroianni ile kavga sah-
nesinı canlandıran oyuncu La-
ura Betti: "Bir cstetik abidesi idi
ama arkasında koskocaman bir
boşluk vanu. Fellini bize ashn-
da var olamayan bir Ekberg ar-
mağan etti. Şu anda köydeki
evindesüslii eşyalan ve şarap ile
uğraşırken daha gerçekbirgörüntü ser-
giliyor aslında."
Filmde Fanny'i oynayan MagaliNo-
el ise Ekberg'in başka bir Italya'da da-
ha farklı değerlendireceğini düşünü-
yor. Emma karakterini canlandıran ve
halen Hollyvvood'da yaşayan oyuncu
Yvonne Foumeau\ ıse : "Anita 'Ital-
yan düşüne' bağımlı bir imajının için-
de hapsolup kakü. Eğer sinema Ani-
ta'yı yaratmışsa Anha kendiniyeni bir
stil ile yeniden yaratn."
Beckwith, West End'deki
sekiz tiyatroyu satın aldı
Kfiltür Servisi -Peter Beckwith'in
başında bulunduğu Ambassador Ti-
yatro grubu, 18 mılyon pound karşılı-
ğında. Crescent'in sekiz güçlü portfö-
yüne sahip oldu. Pkcadilh> YVyndham's,
Albery'nin yanı sıra ünlü oyuncu Ni-
cole Kidman'ın çıplak sahnesiyle yan-
kılar uyandırdığı 'Mavi Oda' oyunu-
nun sahnelendiğı Donmar Tiyatrosu
da bu lısteye dahil. West End'deki ıkin-
ci büyük tiyatro grubu Crescent, 15 ta-
ibinin arasından sıynlarak öne çıkan
\mbassador ve petrol milyarderi, Ame-
rikah girişimci Max Weitzenhoffer'in
aldu.
Yedi bölgesel tıyatrosundaki başa-
nlı yeni dramalarla üne kavuşmuş olan
Ambassador'un diğer yöneticileri ara-
sında emprezaryo ve oyuncu Susan
Hunpshire'ın eşi Eddie Kulukundis
/eBBC Worldwide'ın başı RupertGa-
vin bulunuyor. Rocky Horror Show'un
tüm haklanna sahip olan Ambassa-
dor'un Simon Calkm, Sir Richard Ey-
re ve Stephen Daldry, ile düzenlı bı-
çimde çalıştığı Kraliyet Sahnesi'yle de
biryapım ortaklığı var. West End'de ye-
ni kuşak tiyatro izleyicilerini salonla-
nna çeken yapımlara yer veren Ambas-
sador'un başan profılme, Ben Ehon'un
'Popcorn', PatrickMarber'ın 'Ooser'
ve Alan Bennett'ın 'Karavandaid Ka-
dın' oyunlan örnek gösterilebilır. Am-
bassador'dan önce, Lord Uoyd Web-
ber, Avustralyalı mirasçı Janet Hol-
mes'tan 85 milyon pound karşılığında
Stofl Moss tiyatro grubunu almıştı. Ge-
çen ağustos da Amerikan sporlan ve
pop-promosyonlan grubu SFX, Avru-
pa'daki en büyük tiyatro grubu Apol-
k) Leisure'ı 160 mılyon pounda satın
almıştı. Nicole Kidman, 'Mavi Oda'da.
BrooMyn Köprüsü
urhan
Doğançay'ın
fotoğrafi, New
York Kenti
Müzesi'nde
açılan "New
York Yüzyılı:
Dünyanın
Başkenti,
Kentimiz,
1900-2000"
başlıklı
sergide yer
alıyor. Sergi,
kentin son
100 yılhk
geçmişine
damgasını
vuran olaylara
toplu bir bakış
niteliği taşıyor.
Müenyum sergisinde
Kültür Servisi-Nev, York kentinin önem-
li simgelerinden biri olan Brookryn Köp-
rüsü, kentin tarihine ilişkin kapsamlı bir
sergide, sanatçı Burhan Doğançay'ın bir
fotoğrafıyla temsil ediliyor.
Bu yıl dünyanın birçok kentinde düzen-
lenen 'milenyum' etkinlikleri çerçevesın-
de New York Kentı Müzesi'nde açılan
"New York Yüzyüı: Dünyanın Başkenti,
Kentimiz, 1900-2000" başlıklı sergi, ken-
tin son 100 yıllık geçmişine damgasını vu-
ran olaylara toplu bir bakış niteliği taşıyor.
Sergide, sanattan gündelik kültüre, spo-
ra, mimariye ve kentleşmeye ilişkin 100
nesne, maket, heykel, resim ve fotoğraf,
açıklamalı yazılar eşliğinde kronolojık bir
sıralama içinde ve kentin 'ızgara' planını
yansıtan bir düzenlemeyle izleyicilere su-
nuluyor. Kentin 20. yüzyıldaki gelişimine
ayna tutan bu sergi, 9 Temmuz 2000 tari-
hine dek açık kalacak.
New York"un 100 yıllık tarihinde çok
önemli bir yeri olan Brooklyn Köprüsü, bu
sergide Burhan Doğançay'ın fotoğrafıyla
temsil ediliyor.
On dört yıllık bir inşaat sürecinin ar-
dmdan 1883 'te açılan Brooklyn Köprüsü,
Henry James. Thomas VVblfe, HenryMîl-
ler, John Dos Passos, \ ladinıir May akos s-
ki, Hart Crane gibi birçok yazar ve şaire
esin kaynağı oldu. Joseph Stella, John Ma-
rin, Albert Gleizes, Childe Hassam ve
Marsden Harfley gibi sanatçılar tarafindan
da betimlendi. 'Dünyanın sekizinci harika-
sı' olarak anılan Brooklyn Köprüsü, bir-
çok ünlü fotoğrafçı tarafindan belgelenmiş,
ancak müze, koleksiyonunda bulunan 500
bin fotoğrafın içinden Doğançay'ın köp-
rünün onanmı sırasında farklı bir bakış
açısıyla çektıği fotoğraflanndan birini seç-
ti.
Burhan Doğançay, Brooklyn Köprüsü fo-
toğraflanyla bir süredir New york'un gün-
deminde. Brooklyn Köprüsü dizisi çerçe-
vesinde sanatçının 19fotografi, 1998'inson
aylannda JFK Uluslararası Havaalanı'nın
duvarlannda sergilenmeye başladı, sergi is-
tek üzerine 2000'in sonbahanna dek uza-
tıldı. Aynı diziden 57 fotoğraf, 6 Kasım-
4 Aralık tarihleri arasında Chelsea'deki
Radio Hause Galerisi'nde sanatseverlerle
buluştu. Aynı tarihlerde Phillip Lopate'in
giriş yazısıyla yayımlanan ve sanatçının 53
fotoğrafinı ıçeren Bridge of Dreams, Bro-
oklyn Tarih Derneği ve ünlü kitabevi zin-
ciri Barnes & Noble'ın çeşitli şubelerin-
de tanıtıldı.
Ressam Burhan Doğançay'ın fotoğraf
çalışmalan, Brooklyn Köprüsü ile smırlı
değil. Sanatçı, 1970'li yıllardan bu yana
sürdürdüğü 'Dûnya Duvarian'projesi çer-
çevesinde Helsinki'den Johannesburg'a,
Buenos Aires'ten Tokyo'ya dek uzanan
geniş bir coğrafya üzerinde 107 ülke do-
laştı ve dünya duvarlannı belgeleyen bin-
lerce fotoğraf çekti. .. .
„, I
t
Snowboyf
Babylon'da
• Kühür Servisi - Mavi Jeans,' Şehirler ve
Müzikleri' temalı konserleri kapsamında, bu kez
Ingiltere'nin en ünlü Latin perküsyoncusu
Snovvboy'u ağırhyor. Sıcak Latin ezgileriyle müzik
ve dansseverleri coşturacak olan 'Snowboy' ile
grubu 'The Latin Sectıon', 11 ve 12 Şubat'ta
Babylon'da vereceği konserlerde, asit caz ve Latin
müziğı örnekleri sunacak. Lisa Stansfıeld ve James
Taylor gibi pek çok ünlü sanatçıyla birlikte çalışan
Snovvboy, 'Dıscorga Mambito', 'Ritmo Show' ve
'Somethings Coming' parçalanndan oluşan
derlemesi 'The Bestof Snovvboy' ile lngiltere'de
Latin cazın önde gelen isimleri arasına yerleşmişti.
'The Latin Section'; kongada Snowboy, basta Nico
Gomez, davul, timbal ve vokalde Davide Giovannin,
bongoda Peter Eckford, trompette Sid Gauld, tenor
saksofonda Gary Plumbey, trombonda Paul Taylor
ve klavyede Neil Angilley'den oluşuyor.
Hindistan'ın ünlü tabla müzisyeni
Üstad Allarakha Han öMü
• BOMBAY-Hmtlılerin en ünlü tabla müzisyeni 81
yaşındaki üstat Allarakha Han. geçen salı kalp knzi
sonucunda yaşamını yitirdı. Allarakha Han, ünlü
sitar ustası Ravı Shankar'la, dünyanın en iyi keman
virtiözlerinden Yehudi Menuhin'le, Beatles ve Mick
Jagger'ı da içeren efsanevi pop yıldızlanyla aynı
sahneyi paylaşmıştı ve verdiği konserlerle dünya
çapında tanınmıştı. Allarakha Han'ın adını babalan
gibi tabla müzisyeni olan üç oğlu yaşatacak.
Sanatçının en büyük oğlu Zakir Hüseyin de pek çok
yabancı müzisyenle çalışan bir tabla müzisyeni
olmanın yanı sıra Julie Christie gibi yıldızlarla
Hollyvvood filmlerinde rol almış bir oyuncu.
Orhan Taylan'ın sergisi
Ankara'da açılıyor
• Kültür Servisi -
Orhan Taylan'ın yeni
yapıtlanndan oluşan
sergisi 10 Şubat'ta
Türkiye Iş Bankası
Ankara Sanat
Galerisi'nde açılacak.
Günlük dilın 'sıradan
betimlemeciliğin'
karşısmda durarak,
'daha kahcı' birdil
peşinde olduğunu
söyleyen sanatçının
sergisi 24 Şubat'a dek
devamedecek. 1962- ı>
1966 yıllan arasında Roma Güzel Satlâtiar'
Akademisi'nde özellıkle desen çalışan sanatçı duvar
resmiyle tanıştıktan sonra ilk sergisini 1968'de
istanbul'da gerçekleştirdi. Aynca Vasıf öngören'in
oyunlan için sahne dekoru yapan Taylan kısa metraj
fılm denemeleri ve seramik çalışmalanna da imza
attı. Yurtıçi ve yurtdışında çok sayıda sergisi yer
alan sanatçı 80'lerde yağlıboya çalışmalannı,
90'lann başında ise 'Gumhuriyet Öncesinin Mirası'
temalı yapıtlar üretti.
Irlamtab yazar ve şair Francis
Stuartöldü
• DUBLIN (AFP) - Irlandalı yazar ve şair Francis
Sruart 97 yaşında öldü. Aralannda 'Black List,
Section H' (Kara Liste, Bölüm H), 'Memorial'
(Hatıralar) ve 'Redemption'ın (Kurtarma) da yer
aldığı 30'un üzerinde roman yazan Stuart,
1940'lann Nazi Almanyası sırasında Almanya'dan
trlanda'ya radyo yayını yaptığı için Nazi destekçisi
ve Yahudi düşmanı olduğu suçlamalanyla karşı
karşıya kalmış, ancak bütün suçlamalan reddetmişti.
Yazann ölümü üzerine açıklama yapan şair dostu
Paul Durcan, bu iddialann Stuart'ı susturmaya
yönelik olduğunu belirttı. Francis Stuart, Irlanda
devletine bağlı saygın sanat kurumu Aosdana'ya
kabul edilerek 'Saoi' (bilge kişi) unvanıyla
onurlandınlmıştı. Ancak 1997'de trlanda
Cumhuriyet Ordusu ve Yahudi karşıtlığı ile ilgili bir
belgeselin televizyonda yayımlanmasmın ardından
başlayan karşı kampanyayla Aosdana üyeliğinden
çıkanlmıştı. Şair Seamus Heaney ve oyun yazan
Samuel Beckett'in de kabul edildiği kurum, üyeliğe
aldığı Irlandalı sanatçılann vergiden muaf
tutulmasını sağlıyor.
BUGÜN
• BİLGİ ÜNİVERSİTESİ'nde saat 17.00'de
yönermenlığinı Joel Cohen'nin yaptığı Fargo ile saat
19.00'da yönetmen Raoul Ruiz'in Üç Yasam ve Tek
Bir Ölüm adlı filmleri gösteriliyor. (216 23 15)
• AKMERKEZ MUSIC VVALL'da saat 17.30'da
Fatih Erkoç'un söyleşisi yer alıyor.
• BEYOĞLU ADA KLLTÜR'de saat 15.00'te
'Müzik, sinema ve edebiyatta bilim kurgıf konulu
panel Ue saat 21.00'de Nail Kırmızıgül'ün tek kişilik
gösterisi izlenebılir. (251 38 78)
• NÂZIM KÜLTÜREVİ'nde saat 18.00'de Doç,
Nevin Eracar'ın 'Müzik ve Ruh Sağhğı' konulu
uygulamalı semineri yer alıyor. (245 04 81)
• MEBA SANAT EVİ'nde saat 15.00'te Mine
Ergen'in Hasan Hüseyin'in Şiuieri üzerine söyleşisi,
saat 20.00'de 'Ortaçağ Tijatrosu' üzerine panel ve
21.30'da 'Gruplarla Tiyatro' atölye çalışması
izlenebilir. (547 13 35)
POLOIMYA FİLM HAFTASI'NDA BUGUN
• SİNEMA TÜRSAK'ta saat 18.30'da Marek
Serafınski'nin yönettiği 'Yanş' ve yönetmen
MariuszTrelinski'nın 'Narin Yaraük' adlı filmleri
ile saat 21.00'de ZbignievvRybezynski'nin
yönetmenliğinı üstlendiği 'Tango' ve yönetmen
Adek Drabinski'nin ikinci sinema filmi olan
'Tuzak' izlenebilir. (325 72 88)
• AKM'de saat 15.00'te VVltoldGiersz'in
'Kırmızı ve Siyah' ve Wladlyslaw Pasikovvski'nin
yönettiği 'Köpekier' adlı filmler; saat 18.00'de ise
Piotr Dumaia'nın filmi 'Franz Kafka' ve Maciej
Dejczer'in yönetmenliğini yaptığı 'Brute' adlı film
gösteriliyor. (251 56 00)