Katalog

20 ŞUBAT 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Adalet sistemi çağdaşlaşıyor1 • TRABZON-Temel yasalarla ilgili çok ciddi hazırlık içinde olduklannı belirten Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, hazırlannıakta olan Tûrk Ceza Yasasrnın (TCY) çağdaş ve evTensel ölçülerle ülke gerçeklerinı göz öniinde bulunduracak bir yasa olacağını söyledi. Türk, yeni yasanın "istinaf mahkemelen" ve "kamu denetçiliği" sistemini getireceğıni açıkladı. Cezaevlerinde hızla modenıizasyona gittikJerini, idealindeki sistemin tek odalı sistem olduğunu belirten Türk, yeni sistem devreye girdiği ölçüde örgütlerin egemenliğinin sona ereceğini savundu. F tipi cezaevine tepta • İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) - F Tipı Çezaevi uygulamalanna ÖDP'liier ve IHD Izmir Şube yöneticileri yaptıklan basın açıklamalanyla tepki gösterdi. ÖDP'liier Başbakan Bülent Ecevit'e faks çektiler. Izmir ll Başkanı Haluk Tekeli, yaptığı basın açıklamasında, F Tipi Cezaevi adı altında "hücre" tipi sisteminin yaşama geçirilmeye çahşıldığrnı savundu. Tekeli, Ecevifi, insan haklan savunuculannın, tutuklu yakınlannın sesıne kulak vermeye çağırdı. Vasat operasyonu • KAHRAMANMARAŞ (AA) - Kahramanmaraş'ta, Emniyet Müdürlüğü'nce terör örgütü Vasat'a yönelik düzenlenen operasyonlarda, 13 kişi yakalandı. Örgütün Kahrarnanmaraş sorumlusu Mus'ab kod adlı Orhan Çam ve isimleri açıklanmayan 12 üyesi gözaltına alındı. Açıklamada. örgüt üyelerinin Adana Cezaevi'nde tutuklu bulunan terör örgütü Vasat lideri Şah Merdan San ile görüşerek aldıklan talimatlan halka anJattıklannın ve taraftar kazanmayı amaçladıklannın belirlendiği kaydedildi. Okuyan'dan suciama ı (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan. dün, "21. Yüzyılda Yeni Politikalar" başlıklı ANAP teşkilat ıçi eğitim programına katıldı. Okuyan, Sosyal Güvenlik Refonnu'nun "işsizlik sigortası'" ile "sigortasız işçiçahşünna yasağV'nı içeren bölümlerinin "kasıth" olarak gündeme getihlmediğini ılen sürdü. Okuyan, sosyal güvenlik sisteminin 1965'te popülist politikalarla değiştirildiğini belirterek. " 1992'de de aynı kadrolar sisteme darbe vurdular. Türkiye'nin geleceğini kararttılar" dedi. Kutan'dan ;Btair' benzetmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Genel Başkanı Recai Kutan, dün FP Ankara tl Hanımlar Komisyonu'nun düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada, fngiltere'de son seçimlerde iktidara gelen Tony Blair'in partisinin ortaya koyduğu dünya görüşünün FP'nin görüşleriyle benzeştiğini savundu. Kutan, partilerini kapatma davasının "Demokles'in kılıcı gibi FP'nin tepesinde durduğunu" söyledi. Keçeciler Umman'da • İstanbul Haber Servisi - Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, Umman'rn Suhar kentinde modernizasyon ç-alışmalan bir Türk fînnasınca tamamlanan dktnir-çelik fabikasının dtevreye alınması nedeniyle düzenlenen törene kaülrnak üzere Umman'a gitti. Cumhurbaşkanlığı seçiminde yapılması düşünülen anayasa değişikliği zora girdi Çankaya için ildtıci zirveANKARA (Cumhurrvet Bürosu) -Hükü- met ortaklan, FP'nin "Erbakan pazarhğT nedeniyle cumhurbaşkanlığı seçımi için anayasa değişiklığinin zora girmesi üzerine ikinci bir zirve yapma karan aldı. Liderler, bu hafta içinde yapılması beklenen zirvede Altan Öymen 'Kimse adayını ağzında gevelemesin' ALİAYAROĞLU ZONGULDAK/DEVREK - CHP Genel Başkanı Altan Oymen. TBMM'de grubu bu- lunan partilerin cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda samimi davranmadıklaruıı öne sürdü. Öymen, "Kim adaysa ya da kimi a- day göstermek istiyorsa ağzında gevekme- sin, açıkça soylesin" dedi. Oyinen, CHP'li belediyelerin çeşitli açı- lış törenlerine katılmak üzere geldiği Zon- guldak'ın Devrek ilçesinde, cumhurbaşkanı seçimine ilişkin sorulan yanıtladı. Mayısta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi önce- sinde ortaya çıkan tabloyu çok samimi bul- madığını ifade eden Oymen, bu konuda par- tilerin daha açık tavır ortaya koymalannı is- tedi. "Cumhurbaşkaalığına kün adaysa ya da kimi aday göstermek istiyorsa ağzında ge- velemesin, açıkça söylesin ve o isimler açıkça tarüşılsın" dıyen Öymen, cumhurbaşkanlı- ğı mevkiinin çok önemli olduğunu ve bu ma- kama gelecek kişınin, gerek geçmişteki ge- rekse bugünkü tavuiannın kamuoyu önün- de tartışılması gerektığini ifade etti. Tartışmalann. cumhurbaşkanlığı maka- mına oturacak kişınin gelecekte neler yapa- cağı ya da yapmayacağı konusunda kamu- oyuna ipuçlan vereceğinı kaydeden Oymen, tartışmalann bir an önce başlamasında bü- yükyarargördüğünü söyledi. Öymen. "Biz, Türkiye'nin demokratiklesmesi açısından di- ğer birçok kanun maddesiyie biriikte T- CY'nin 312. maddesinin de değiştirilmesin- den yanayrz. Ancak bu bir demokratikleşme konusudur. Pazarhkmeselesi olamaz. FP, her mesekji pazarbkkonusuhalinegetinneaiış- kanhgınrfan vazgeçmefidir" dedi. "5+5" ile "halk seçsm" önerilerinın birleş- tirilerek görüşülmesi ile anayasa değişikh- ği oylamasında referandum tehlikesinin oluşması durumunda nasıl bir yöntem izle- necegirü belirleyecekler. Hükümetin MHP kanadı. referandum riski oluşsa bile öneri- nin geri çekilmemesi gerektiğini bildirdi. FP'nin "Erbakan pazarhğma" girmesi, DYP. DSP, ANAP ve MHP içinde frre ola- sılığı cumhurbaşkanınm 5 yılhğına 2 kez seçilmesıne yönelik anayasa değişikliğini zora soktu. Hükümet ortaklan, ikinci kez ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART VAR..ANLAM1VO&UM (ÇlM KÜÇÜK &İR OB.&İ- Î zirve yapma karan aldı. ANAP Genel Baş- kanı Mesut Yılmaz, gazetecılenn "Anayasa değişikliği mctnini hükümetortaklan olarak ne zaman imzala> acaksnuz" sorusu üzerine, "Bu konuda muhalefetpaıüermmfarkhgö- rüşleri ortaya çıkü. Sanıyorum daha önce vermiş olduklan önergeyle bunun birleşririimesi yönün- de taJepJeri var. Bu konuda kısa sürede bir liderler top- lantısı yaparak, durum de- ğertendirinesi yapacağunızı sanıyonım" dedi. Yıhnaz, bir başka soru üzerine, muhalefet partileri- nin iki önergenin birleştiril- mesi yolunda istekte bulun- duklannı ymeleyerek "Her Ud önergenin ayn ayn oylan- ması şektinde daha önce bir prosedür üzerinde mutabık kahnmıştL Şimdi farkh bir y- ol izlenmesiisteniyor. Sanıyo- rum bukısasüredeçözümle- necek" diye konuştu. MHP referanduma hazır Sosyal demokrat görüşlü öğretim üyeleri CHP'ye nasihat etti 'Zamanınızı iyi değerlendirin9 tstanbalHaber Senisi-CHP is- tanbul ll Başkanhğı'nın düzenledi- ği bir panele katılan ve kendilerini sosyal demokıat olarak niteleyen profesörler Aysd ÇefikeL Burhan Şenatalar ve Ulkü Azrak. partinin parlamento dışında kalmasının ar- tık önemh olmadıgını. ancak yeni seçimlere kadar geçecek süreyı çok iyi değerlendirmeleri gerekti- ğini söylediler. MHP ve DSP'nin yelkenlerini şişirecek bir PKK rüz- gân kaimadığı saptamasını yapan hocalar, CHP'nin halktan aldığı ızın sırasında daha donanımlı ola- rak geri dönmesüü beklediklerini kaydettiler. MYK üyesi Algan Hacaloğ- ha'nun yönettiği "Yeni yüzyılda Türldye'de siyaset ve hukuksa! du- zen arayışı'' konulu panelde konu- şan 1Ü Siyasal Bılgiler Fakültesı öğretim üyesi Prof. Burtıan Şena- talar, AB aday üyeliği nedeniyle Türk siyasetinin çok yaşamsal bir dönemeçte olduğunu belirterek, "Ya oyunu kuraDanna göre oyna- yıp gerekli uyum sûrecini çahştıra- cağız >"a da sonsuza kadar ada> ola- rak kalacağız" dedi. Şenatalar, şunlan söyledi: " PKK bitirijmiştir. Bu Doğn so- nunmun bittiği anlamma gefaniyor. Türkhf tophıınu rotasuu beBrie- miştir. Bu Avrupa Birliği rotasıdır. Bundan sonra başanh olacak par- ti de bu hedefe doğru yürüyecek birparndir.MHP'niıı iktidara gd- mesi PKK"yle ilgili> di Aşm mUB- )etci bo parti ne kadar kadroiaş- maya çataşma çahşsın, PKK otana- dan konumunu konıvamayacakbr. MHPnin AB hedefine yönelik ne yapacağı konusunda bir bügi yok. DSP de Apo'nun yakabmmasıvla yükseüşe geçti. CHP'nin önüne bir firsat konulmuştur ama CHP bu- nu değerlendirebiMr mi, tarüşıhr." IÜ Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Aysel Çelikel de CHP'nin ban gruplar tarafindan Atatürkçülük adı altında "faşist- Kk" yapüğının savunulduğunu söyledi. Atatürkçülük söyleminin baskıcı uygulamalareşliğınde kul- lanılmasının, gençler tarafindan gerçekten de baskıcı bir ideoloji olarak algılanmasına yol açacağı- nı ifade eden Çelikel, CHP'nin bu izlenimi verecek tutumlardan uzak durması gerektiğini kaydetti. Esfa, Genel Başkan Baykal, Konya'dapartililerle görüştü 'CHP Türkiye'nin temel taşı* KONYA (AA) - Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bu aşamada genel başkanlık arayışı içinde olması- nın söz konusu olrnadığını belirterek "CHP için üzerimize düşen her şeyi yaptynruz,bundan sonra da yapanz r dedi. Başsağlığı ziyareti ve eski bir mil- letvekilinin oğlunun düğunüne katıl- mak için dün Konya'ja gelen Baykal, CHP D Teskilatj'nda partiliJerie gö- rüştû. Son siyasi gelişmeler konusun- da açıklama yapmaktan kaçınan Bay- kal, gazetecilerin ısrarh sorulan üze- rine, "CHPbagânTariaye'desiyase- tm çdoşnoktasmda buhınan bü~ parti olarak gözüküyor. Bu anlaşıhnıştır. CHPikagilianfayTşvetaMrlardegiş- meye başlamtştır. Bu önemli bir olay- dff" diyen Baykal. CHP'nin savlan- nın haklıhğının. geride bırakılan dö- nemde açıkça ortaya çıktığını kaydet- ti. Baykal, tek sosyal demokrat parti olan CHP'nin Türkiye siyasetinin te- mel taşı olduğunu, bundan sonra da öyte kalacağmı belirterek "CHP, ge- leceği pariak oian bir partid&-" dedi. DYP ve FP'nin "halk seç- sm" önerisinin "5+5" öne- risiyle birieştirilerek TBMM Adalet Komisyonu'nda gün- deme gelmesi ve muhalefe- tin önerisinin reddedilmesi bekleniyor. Hükümetin MHP kanadı referandum ris- kini göze alrruş görünüyor. MHP Grup Başkanvekili Ömer lzgi, anayasa değişik- liği önerisinin bu hafta imza- ya açılacağını ve 127 imza- nın hazır olduğunu söyledi. ANAP Grup Başkanveki- li Aslan, liderlerin şu anda anayasa değişiklığinin 'oia- bflirüği' üzerinde durdukla- nnı kaydederek, partilerin grup karan alamaması nede- niyle önerinin çıkmasının riskJi olduğunu söyledi. As- lan, "Her Ud öoeri de Adalet Komisyonu'nda görüşülür. O>1ama sırasında referan- dum olasıhğuun görülnıesi üzerine öneri çekinr. liderler referanduma götürmezler" dedi. Baskent kulisleri 'Güniz Sokak' -••- açıklamasına tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- TBMM'de anaya- sa değişikhği önerisi tarüşı- urken, Demirel'in yeniden seçilememesi durumunda Güniz Sokak'a döneceği yönündeki açıklamalan başkent kulislerini dalga- landırdı. ANAP Merkez Karar Yönetim Kurulu üye- si Oltan Sungurlu, u Bu- günkrdeMecfc'te anayasa- nın değiştrrümesi zor görü- lüyor. Çünkü bütün siyasi partilerde tereddütler var. 367 oy bulunmadığı takdir- de siyasi partilerin referan- dumu tercih edeceklerini zannetmiyorum. Cumhur- başkanı potttikaya geri dö- nebün-" dedi. ANAP MUletvekili N«s- rin Nas da. "Türkiye, keşke Cumhurbaşkanlığı seçimi yaşamak zorunda kalina- saydL Demirei'üı shusetege- ri dönmesi,dengeierindegıs- İ antafnına getir" dedi. IRMIKIAYDEV ENGİN [email protected]. KOLN - llksöz, "Eee, yettiartık, Av- nıpa'yı komşu kapısına çevirdin. Ha- bire sürtüyorsun. Otursana oturduğun yerde" diyen ya da bu yazıyı okuyun- ca diyecek olanlara: Vallah billah, bu kez sürtmeye gitme- dim!.. Türkiye'deki Müslüman Demokrat- lar (?) artık sıkıntı vermeye başladı, şu Batı Avrupa'nın Hıristiyan Demokrat- /ar"ının halini bir göreyim, dedim. Bizimkiler demokratlığı birtürlü içle- rine sindiremiyorlar; demokrasiye yal- nız kendi canlan acıyınca sanlıyorlar; ömeğin, konuşurken, yazarken seçtik- leri sözcüklerde ölçüyü tutturamayıp şu kara ünlü 312. maddeden içeri dü- şen solcu takımını, ellerini oğuştura- rak izlerierken, içlerinden biri 312. maddeden hüküm giyince yaygarayı basıp, gazetelerinde, ekranlarında "372. madde antidemokratiktir, der- hal kaldınlmalıdır" sızlanmalanndan, bu maddenin demokrasi standartlan- na uymadığını söylemeye başlamala- nndan midem bulandı. Gideyim birba- kayım, şu demokrasi standartlan yük- sek Batı Avrupa'nın Hıristiyan Demok- ratlan ne diyorlar bir dinleyeyim, de- dim. Geldim. Oh-hooooo, burası toz duman. Al- man merkez sağının lokomotifı Hıristi- yan Demokratlar'ın (CDU) hali harap. Adamlar sosyal demokrat SPD ile bir Bizde 5+5, Almanya'da 4+4... "tahterevalli demokrasisi" kurduklan- nı düşünüp, uzun süre iktidarda, kısa süre de muhalefette kalarak günlerini gün etmeyi hesaplarken hukuk devle- tinden bir tokat yediler ve eşekten düş- müş karpuza döndüler. Her şey yürekli birkaç savcının °me- mur" gibi değil, "yurttaş", bir hukuk devletinin yurttaşı gibi, medyada at koşturan kimi gazetecilerin de televo- le muhabiri gibi değil, halkın anayasal hakkı olan haberalma özgürlüğünü ete kemiğe büründürmek için bıkıp usan- madan çabalamalanyla başladı. Medya, CDU'yayapılan bağışlan di- dikledi, savcılar CDU'nun gelir gider- lerini büyüteç altına aJdılar ve olan ol- du: CDU'nun harcadıklan ile kasasına girenler birbirini tutmuyordu. Var oldu- ğu harcandığından belii kimi gelirler kayıtlarda görünmüyordu. Bir incecik ipliğin ucundan tutuldu ve çorap sökülmeye başladı. Iplik önce ipe, sonra halata, şimdi de bilek kalın- lığında palamara dönüştü. Alman tutuculuğunun Igericiliğinin diye de okuyabilirsiniz) ana partisi C- DU, salt seçim propagandası için kay- nağı karanlık bağışlar almamış, 16 yıl- lık iktidarian sırasında silah tüccartann- dan büyük emlak komisyonculanna, enerji yatınmcılanndan borsaspeküla- törierine, kimyasal atıklan ortadan kal- dırmak isteyen sanayicilerden iki Al- manya'nın birieşmesinden sonra eski Doğu Almanya'nın "özelleştirme" adı altında yağmalanmasına kadar uzanan çok geniş bir alanda suç ve ahlak sı- nırlannın epey ötesinetaşan ölçülerde at koşturmuşlardı. llkin partinin simgesi olan, neredey- se "IkiAlmanya'yı birleştiren, yani Do- ğu Almanya'yı ilhak eden politikact" olarak anıtı dikilecek gibi yıldızı parla- yan Helmut Kohl gitti. O da başlangıç- ta bizim Alaattin Çakıcı gibi "susma hakkı "nı kullanıp paçayı sıyırmayı de- nedi.. ama tutmadı. Türkiye'den farklı olarak, Almanya'daki savcılar ve yar- gıçlar işlerini, hukuku ve devleti ciddi- ye alıyorlardı. Kohl kendi partisi tara- findan kapının önüne konulacağını an- layınca teslim bayrağını çekip istifa et- ti. fTam "Kohl gitti, iş bitti, CDU temiz- lendi" numarası ile kitlelerin öfkesi ya- tıştınlmaya çalışılırken, "faili meçhul" kavramına yabancı Alman hukukçula- n ve gazetecileri, meçhul kalmış baş- ka "fiilleh" de kurcalamaya devam et- tiler ve CDU'nun en tepesi gümbür gümbür devrildi.) Almanya'ya yabancı olanlar için bir örnek verelim: Benzet- megibi olmasın ama, örneğin DYP'nin tepesindeki "kadıncağız" gitmekle kal- madı, o partinin MKYK'sinde ne kadar kalburüstü siyasetçi varsa hepsi birden tepetaklak gittiler, siyaset yaşamından pılılannı pırtılannı topladılar (gibi düşü- nün). CDU önümüzdeki haftalarda parti içinde (bulunabilirse) kirienmemiş ve doğal olarak fazla adı sanı da duyulma- mış, siyasi hünerieri, marifetleri henüz soru işaretleri taşıyan politikacılardan yeni bir yönetici kadrosu oluşturmaya çabalayacak. Eh, yeni işbaşı yapacak "acemiler mangası" ile gelecek seçimlerde yeni- den iktidara geleceklerine bugünlerde kendileri bile inanmıyoriar. Bir başka deyişle, iktidardaki sosyal demokrat SPD ile Yeşiller koalisyonu- na altın tepsi içinde, en azından bir se- çim dönemi daha "iktidar" sunulmuş oldu. Sosyal demokratlar, bu kendili- ğinden oluşmuş ve bizim "5+5" for- mülünü andıran iktidar armağanını na- sıl kullanırtar; o çok bilinen "muhalefet- te güçlü, iktidarda iktidarsız" sosyal demokrat geleneği bozabilirier mi? Henüz bu sorulann yanıtını verecek kadar gözlem ve dedikodu biriktireme- dim. lyisi mi bana birkaç gün fırsat ta- nıyın, ben de buralarda birkaç gün da- ha sürteyim. Zor iş biliyorum. Ama çaresiz katla- nacağım. Tırmık okuyuculan ve halkım için nelere katlanmadım ki?.. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HÎKMET ÇETtNKAYA Gözlerini KapaL. PARİS - Derin gözlerini kapa. Gece kanatlanır göz- lerinde... Biraz Pablo Neruda oluyorsun yorgun akşamlar- da; biraz da Attila Jozsef oluyorsun aşkın güzelliği- nitadarken... Gecenin kanat çırptığı derin gözlerin, belki ölüm- süz bir akıntıyı taşıyor... Tren alıp götürüyor beni... Sanageliyorum... Kimbilir, belki bugün kavuşmak üzere... Alnımda yangın söner böylece... Bir sis bulutu inıyor denize doğru, kuşlar havalanı- yor çatılann üzerinden... Kapı komşum Senghor, öfkeli bir kasırgada, şim- şeğin gürültüsünde kayboluyor ansızın... Oysa ben, Miguel Hernandez'i bulup çıkanyorum sessizliğin içinden... Su kenarına götürmek istiyorum seni; fışkıran de- nizi andıran türkünü dinlemeyi... Sahi Philip Larkin'i tanır mısın? Aşk, o sözü sık sık edilen göz kamaştıncı ışık... Ve dinle, uzun sevişmelerin ardından; sus, konuş- ma, duymasın hiç kimse: "Aşklar akıp gidiyor şu akarsu gibi; akıp gidiyor aşklar..." Istersen kapat perdeleri... Işıkları yakma, gözlerin bana yeter!.. Yüz yüze duralım böyle, elin elimde kalsın, bizi Apollinaire kıskansın... Bak kıpış kıpış gözlerindir kımıldayan dallar; tüm güzellığinden, tatlılığından her yanda bir şeyler var... Şimdi otur yanıma, bir şeyler çalsın gramafon... Kış iyi, gökyüzü mavi; onu ver bana, ver geri... İzin kâğıdımsın benim; izinsizliğimsin nöbetim... Senin aşkın sırtımdaki giysi... ••• Marsilya'da derin ve sessiz bir akşamın boşluğun- da, tüm hüzünleri topluyorum sarhoş gemici çığlıkla- nnda... Bembeyaz masalarda evrenin gökkuşağı rengine kin ve korkuyu sakhyoruz usulca... Ne bir kıskançlık gölgesi, ne kötücül düşünceler var çevremizde... Biraz Nikolay Zabolotski ve biraz da Edip Can- sever'le konuşuyoruz... Bir genç kız geçiyor yanımızdan, iri siyah gözleriy- le keskin bakışlar firiatarak... Içimizde taptaze bir sevimlilik, avuçlanmızda bir tutku yaz güneşinden kalma... Inanmak istiyorum, bu yürek oyuncak değildir... Belki yıkıcılar geldiler yıktılar duvarlan, belki de te- mel kaldı geriye birkaç tuğla kınğı... Oysa güzel anılar biriktirmiştim senden, duyduğun- da solgun gülücükler getiren... Metin Attıok'tan şiirier okudum; Arthur Rimba- ud'nun sevdalar çağıyla avundum; Necati Cuma- lı'nın açık penceresinden giren rüzgânnda bir iyonya düşü kurdum... Dedim ki: "Artık geri dönmeyeceğini bilsem de Olan biteni çoktan unuttum Alışmıştım sana bir kere ^^ ^ w - ^,,. Her tek başıma kaldığım yerde """ "'•"•**"" Birden karşıma çıkmanı bekliyonım." Derin ve sessiz bir akşamın boşluğundaydım; bir nihavent şarkının içindeydim... Biliyordum zaman acımasızdı... Bir temmuz akşamı büyüyen sevdalar ırmaklan içi- yordu... Ren Nehri sarhoştu, sulanna asmalar vurmuştu... Kız simsiyah kısa saçlanyla tüm rüzgâriara kafa tu- ruyordu... Kız sevda yüklüydü, kız hiç okunmamış bir şiir gi- biydi... Adamsa Pavel Matev'in dizelerinde geziniyordu: "Ateşsiz aşk olur mu hiç? Kavga olur mu hiç gözû kara girilmeden Ateş! Kaygılanmdadır yaşadığımız her günün Benim içten esinlemelerimdedir." ••• Derin gözlerini kapa, gece kanatlanır gözlerinde... Ellerimi tut, bana bir şeyler anlat... Susma, konuşL Hangi soluk ay saat dokuzda, çekeryanaklanndan kanı? Federico Garcia Lorca'dan söz et bana, söyle nasıl bitkindir o karanfil, mısır yığınlannda duran!.. Gece uyku girmez oldu gözlerinize; bakın sallanı- yor yıldız çiçekleri; alev alev rüzgâriar; ay kömür ol- muş nedense... Otuzdan fazla gemi, belki kırk tane uçak... Portakal yüklü yelkenler... Denizden bulutiara, bulutlardan denize... Kalkıp gürültü kentinden, bu uykulu sıcak kasaba- ya geldim... Başak burcu kadınlara gülümsüyor, akrep burcuy- la buruk dalgamı geçiyorum... Tuz tadı var tanyerinin dudaklannda; gözlerinde sevgiye dönük yarınları görüyorum... Derin gözlerini kapa!.. Konuş ne olursun!.. hikmet.cetinkayafn cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Ayaydın: Başkanın arkasındayız ANAP-Gürtuna ılortu suruyor İstanbul Haber Servisi- Yenibosna-Atatürk Hava- limanı hafıf metro inşaaö- nın temeli, İstanbul Bü- yükşehir Belediye Başka- nı AB Müfit Gürtuna ile ANAP İstanbul Milletve- kili Aydm A>-a\dm tarafin- dan törenle atıldı. Gürtu- na, lstanbul'a 2000 >ıhn- da 1 milyar dolarlık yatı- nm yapmayı planladıkla- nnı söyledi. Ayaydnı ise Istanbul'la ilgili sorunlan çözmek için partisinin Gürtuna'nın arkasında ol- duğunu vurguladı. Gürtuna, trafik sorunu- nu çözmek için ulaşım plam hazırladıklannı kay- detti. Deniz ulaşımı Ûe raylı sistemin de birbirine entegre edileceğini kayde- den Gürtuna, Kabataş'tan Taksim'e tünelle bir bağ- lantı kuracaklarını ifade etti. Anadolu yakasından gelen hatla Avrupa yaka- sından gelen hatlann Yeni- kapı'da birleştirileceğini anlatan Gürtuna. "Bu nok- tada Boğaz tüp gecişi son derece önemlidir" dedi. Gürtuna, siyasilerin ve bü- rokratlann, çalışmasına gölge etmemelerini istedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekrete- ri Adem Baştürk de, bin 832 metreden oluşan hat- tın 1998 yıhnda 15.5 mil- yon dolar ile Gülermak- Yertaş ortak girişünine ıhale edildiğini kaydetti.