Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2000 PAZAR
10 P A Z A R YAZELARI dishab@cumhuriyet.com.tr
Selçuklulann yeni başkenti AmiensFransa 3 bininci yıllan, 2000, hatta 21. yüzyılın
resmi başlangıcı kabul edılen 2001 yıllan
boyunca kutluyor. "Kfiftûr" hava su gibi
elzem. Onlann iyisi, temizi gibi pahalı! llle ki
vesile bulalım! Ustelik vesile "küKürel
kutiama" oldu mu. Fransa'da küçük büyük
kent aynmı da kalmıyor. Pans'in merkez il
olduğu "tle-de-France - Fransa AdasTyla,
Manş Denizi'ne bakan Normandiya bölgesi
arasında hiç de sıkışıp kalmamış Picardie
bölgesinin 150.000 nüfuslu merkezi Amiens
(Amyen okunur ve Paris'e 150 km uzaklıkta)
bu kutlamalara kendi çapında, 14 milyon
Franklık (yaklaşık 1 triryon 200 milyar TL) bir
bütçeyle katkıda bulunur. "Amiens 2000 - Les
Couleurs du Monde - Dönyanm Renkleri"
festivali Aralık 1999'da başladı, Aralık 2O01'de
bitecek. Dûnyanın merkezinin yalnızca
"Fransa" olmadığına inanan bir "taknn", tam
birer kültür adamı Amiens Belediye Başkan
Yardımcısı Frederic ThoreTle festival
koordınatörü Christian de La Simone, Picardie
Müzesi'nin genç ve dınamık müdürü Matnieu
Pinette kafa kafaya venp özgün bir proje
üretmişler "BeMemizden kalkıp evrenseJe nasıl
vannz" sorusunu. ıçinde Türkiye'nin de
oldugu "5 krtada, 5 ülke ve 5 kenti Amiens'de
ağırhyarak" diye yanıtlamışlar. Fransa'nın en
saygıya değer sağ kişiliklennden Belediye
Başkânı ve tarihi bir çalışma yasasının miman,
isim babası (Fransa'da bazı yasalar hazırlayan
Bakan 'ın adıyla anılır) eski bakanlardan
milletvekılı Glles de Robien'in Türkiye'ye
yakınlığının bu gınşımde payı olduğunu
sananlar kocaman bir yanılgıya düşerler.
(Üstelik Bay Robien'in 2. başkanı oldugu
Fransa'nın 2. büyük sağ partisı UDF'nin
başkanı, eski eğıtım bakanlanndan Françots
Bayrou, 2 ay önce Türkiye'nin Avrupa
Birliği'nde yerinin olamayacagmı, Türkiye'nin
bir Avrupa ülkesi olmadığmı söylemişti.) Ama
hiçbir bıçımde karşı da çıkmamış, zaten Bay
Robien Türkiye'nin Avrupalı kimliğini çoktan
teslım etmış bir zat. Amiensli modern ve
evrensel üç ahbap çavuş
tasanmcı, "bekJeJerinpı'' sahip
oldugu "Doğu ve Hnrt" bilgi ve
tekniklerinin dahil oldugu bir
yaklaşımla 13. yüzyılda ınşa
edilmiş, dûnyanın en büyük
gotik katedrali, Amiens Notre-
Dame Katedrali'nden esınlenen
bir "metafor"la, 5 kıtayı
temsilen 13. yüzyılda ~ " " ~ ~ " ~ '
Afrika'dan Mali ve Nijer vadisi
yerleşimleri, Amenkalardan Meksika ve
Chichen Itza, Asya'dan Çin ve Hangzou,
Okyanusya'dan Avustralya ve Sidney ve de
Avrupa'dan Türkıye ve Konya'yı seçmişler.
Yanlış duymadınız Konya! Kökü îkonyum
oldugu için bile değil! 13. yüzyıida Konya'da
"Hoşgörünün DedesT Meviana Celâleddin
Rumîyaşadığı ıçin. Doğu'yu Batı'ya, Batı'yı
Doğu'ya taşıyabilmiş; "bağnazhğm" henüz
boğamadığı, dini mekânlar hanç her yaşadığı
mekâna. "insan" ve resmini taşıyabilen bir
Jslama sahip Selçuklulann başkenti Konya
oldugu içın! Tasanmcılar kapı kapı
PARİS
dolaşmışlar! Meksıkalılann bir kovmadığı
kalmış, Avustndyalılar burun kıvırmışlar,
Çinliler casus muamelesi yapmışlar, Malilileri
bulmakta bile zorluk çekmışler.
Ve Türkiye ve Türider! Adamlar mest! "Hangi
kaptyı çakhksa bir ikram, bir izzet, bir
yakmhk!'' Başta Paris Büyükelçiliği ve Kültür
Ataşeliğı olmak üzere "şaprtıcı bir Ugi ve
yakmkk". Sonuç: 6 aylık programla bütçenin
yansından fazlası Türkiye bölümüne. Tüm
Amiensliler seferber.
Kütüphaneler, sinemalar, kültür
merkezleri, okullar, manalle
derneklerine kadar...
Kolokyumlar, konferanslar,
UĞUR sınema-tiyatro haftalan,
HÛKÜM edebıyat-okuma günleri, sergıler,
vs... Arka planını turkuaz ve
mavi kanşımı bir renk
^ - — ^ — cümbüşünün süslediğı, o güzelim
müzenin görkemli salonunda
"Sdçaldıı Hnkfimranhgı ve Konya" başlıklı bir
sergi ömeğın Başta Konya Mevlânâ, Ankara
Etnografya ve Anadolu Medeniyetleri
müzeleri, Louvre Müzesi, Beyşehir
Kufbadâbad Sarayı, Ince Minare Medresesi ve
diğerlerinden, kürnbetlerden, türbelerden,
mihraplardan toplanmış 300'ün üstünde
kabartma, minyatür, çini, ev ve süsleme
eşyalan, savaş aletlen, el yazmalan,
Kurarukerim'ler, Mesnevi ve daha niceleri...
Modern müzecilik ve sergıcılığın çok güzel bir
örneği, bu gerçekten önemli serginin
(Selçuklular üzerine Avrupa ve Fransa'da
düzenlenen ilk sergi) dibıne eklenmiş bir
küçük salonda, 13. yüzyılda Amiens'de olup
bitiyormuş, anlanlmış, Hınstiyanlık dünyası
Haçlı seferleri heyecanında... Paralelde "bir
parmak balhk" bir de çağdaş sergi var.
"Bogazici Geçkti" başlığı altında SeJda Asal,
Seim Birsd ve Gölsün Karamusta&'nın
yapıtlanndan minık bir derleme. Yîne geçen
hafta. Emre Koyuncuoğlu'nun sahneledıği
Perihan Mağden'm "Mntfak Kazalan", üç
kadın oyuncusunun başanlı oyunuyla da -
Türkçe olmasına rağmen- Arnienslileri
heyecanlandınyor ve şaşırtıyordu. (Yaaa
Türkiye'de böyle oyunlar oynanabilir miymiş?)
Nasreddm Hoca, Karagöz gösterileri; 13.
yüzyılda etyazma sanatlan, Fransa'da Türk
Göçünün Anısı (Elele Derneği), Istanbul'un
Kapılan (Marmara Oniversitesi), 75 Yıllık
Cuinhuriyet'ın Sanat Hayan (Bılim Sanat
Galerisi), Türk Çizgı Romanı, El Sanatlan,
Türkiye'de Hıristiyanlık, Anadolu Halılan
sergileri; Semâ Ayini ve Konya Mevlevileri
Gösterisi, Şivan Penver, Kudsi Erguner,
Nekropsi topluluğu konserleri, 40'ın üstünde
faaliyetten bir demet... Bize de bu örnek
işbirİiği ve çabayı kutlamaktan başka bir şey
kalıyor Gönül dilerdi ki Türk ve Türkiye
basınının Paris'teki, Fransa'daki değerli
temsilcilerinden bir tek kişi de şu
faalıyetlerden bir tanesıne katılsın. 2 Nisan'a
kadar sürüyor... Selçuklular'ın yeni başkenti
Amiens'den serginin duvarlannı süsleyen dev
bir Mevlânâ alıntısıyla birirelim: "Varohnak
Sevmektir."
Ezansız
namaz
kılmak
SYDNEY
HÜSEYtN
KTVANÇ
Auburrı, Sydney'in büyükçe bir semti.
Özelliği, Türkiyelilerin yoğun olarak
yaşaması. Küçük Türkiye demek yanlış
olrnaz. Ana caddeye çıktığınızda her türden
Türkçe tabelalarla. Türkçe ticari sgotiajjg ve4
sloganIarlakarşılaşmakmünüain.CYine*na •
caddeye çıktığınızda Türkiye trpi msânlarla
karşılaşmak mümkün.
Auburn'da şeriatçılar da agırükta.
Karaçarşafh kadınlar, tesettürlü genç kızlar
ve başı örtülmüş kız çocuklan Auburn
caddelerinin siluetlerinden.
Aynca Avustralya'da yaşayan şeriatçılar
(ınanç sahibi dindarlar değil) elbirliğiyle
Aubum'a büyücek bir cami yaptırmışlar,
ikişer şerefeli iki minareyi de dikmişler.
Minareler ne içindir? Ezan okumak içindir.
Yanı inananlan namaza çağırmak içindir.
Ama Auburn'da ezan okumak yasak... Yani
orada namaz kılmak isteyenler, minareden
ezan sesini duyamıyorlar. Çünkü Avustralya
genelinde kilise çanı çalmak, minareden
ezan okumak yasaklanmış. Kendilennı din
savaşçısı olarak gören bizim şenatçılar da
bu yasağa kuzu kuzu uymuşlar. Ezam,
namaz kılınan salonda okuyoriar ama '
kimsenin duyduğu yok.
Peki şeriatçılar, Türkiye'de yapüklan
eylemlerde nasıl slogan anyorlar? "Ezanlar
susmaz." Sidney'de ezan bal gibi susmuş.
Namaz kılınan salonda okunuyor sadece.
Peki, o minare niye dikilmiş Auburn'da.
Hiçbir işlevi yok. Peki minareden ezan
okuma yasağına niye uymuş oradaki
şeriatçılar? Niye "Ezanlar susmaz" diye
slogan aüp şiddet eylemlerine
yönelmiyorlar orada... Kendi ülkelerinde
ezanlar susturulmadığı halde "Ezanlar
susmaz" diye slogan atanlar, ezanın
susturulduğu ya da salondan okutulduğu
Avustralya'da niye sus pus oturuyorlar?
Yoksa ezanın serbestçe okutulduğu
Türkiye'ye gönderümekten mi
korkuyorlar?..
Baykuşlar
ağırbaşlıdır!
Rusya'nın Saint
Petersburg
kentindeki
>
bahçesinin 135.
kurulus yıldönümü
kutiamyor.
Kurlamalar
çerçevesinde
hayvanlann
fotoğraflan
çekilirken
bahçenin
baykuslanda
büyûkbir
ağû-başhlık ve
dddiyetk
kameralara poz
bahçesinde 417
farkh türden 200©
hayvan banmyor.
(Fotoğraf:
REUTERS)
Sorumlu ve
mutlu ol sevgilimDeniz kıyısında, bir tepenin
üzerinde, parmaklıklann arkasında
duruyordu. Paltosunun etekleri
rüzgârda savrulurken, koyu lacivert
gökyüzüne bakıyor, işte içinden
geçenler "Sevgüiın, şu sıkınbh
günümde, gözterimi buhıdara
çevirdiğim an, senin haj-alin ve
yoğunbirsızıkapfayoriçinıL
Ofketiyim, (argmım. Boğaznnda bir
dûğüm, gözlerinı aiev alev_
Duynury'acakgn, ettmi
tutmavacaksm bffiyorum. Obun,
ben de kendi etimi tutanm—
AvTialara söyienirim. Se\ da>»
küserim. Kendime danhr, bir
gonca>la banşırun. YoDara vurur da
her tökezledigimde \üreğime sanhr,
yenklen dikilirim ayağa. Kendisiyle
böykane kavgalı ben, şairin de
dediği gibi, ö.vie pınl pıru bir çiçek
açanm ki görme>i beceren gözier
kamaşır. So da korkuyia ei eie
gjtmez, sevgilim, korku sevdanın
oimadtğı yerde baş verir.
Seni 'özgürlüklenn
efendısı" diye
anımsryt>rum hep.
Dağlara vurmuşsun
kendini, adaklar
adanuşsm kendi
yolunun haonna.
Hatta adını herkesin
adı yapnuşsın, seni
kısıuamasın diye. Bir
mutiuluk oyunu
oynııyorsun sanki. Ama yine de
davanamayıp itiraf ediyorsun,
yaşamını kapiadtğını iddia ettiğin
sevpyi paylaşacak birini aramaku
olduğunu hâlâ. Yürekii ve cüretkâr
görünüyorsun, ama gerçekten öyle
mi?" Rüzgânn hızı artn. Paltosunun
yakasını kaldırdı. Yüzüne inen
saçlannı savurdu. Eski bir öyküyü
hanrlarken, yeni bir öykünün içinde
yürüdüğünü fark etti birden. Yoksul
günlerinde kendini ısıtan ve mutsuz
eden sevdalannı geçırdi içinden:
"Nasd bir öyküydü biznnldsi? Ben
sana vunddum, sen bir kaduım
gözierindeki kendine kimbiür
kaçma kez vuruldun. Bakbğmı
gören gözier acunasız ohır, e> se*gili.
bek de kendi yansımasından
korkmaktaysan içten içe. Sevgiyle
baknkça daha da net gören bu
gözier özenle ördüğün o kahn
du\arlannı salladı korkusuzca. Ah o
ince ince seçilmiş, çeşith' bov, ebat ve
renkte tuğJalar ne de ahmh bir
görüntü yaratryor. Ah o güzelim
desenlerin gözferimdeki aksi seni
nasıl da muthı edhor- Kendine
havT-anhğm nasıl da tath besleniyor.
Ama o da ne; ben o tuğialan bir bir
sorgubdıkça -«enin özünü' başka
nasıl sevebinrim?- desenlerin o
BRICHTON
ÜMİT
DENlZ
kusursuz güzeDiğı yavaş yavaş
kayboflivor. Sevgi>e teslim olsan
farklı tuğlalaria, yepveni, pınl pml
bir desen çıkacak ortaya. Ve bunun
bir adını ötesüıde tuğlalara gerek
kalmayacak zaten. özün pariayacak.
Ama sen sevgm1
değil korku\a
teslim oldun, ev kendi yansımasına
davanamayan sevgilim. Tuğlaianna
yapışun kaltlın, benim gözierimi
firİaüp aitın. Sen hem aşka bem
kendi özüne ihanet ettin, ev yüreği
kendine dayanamayan, kendini
gözkrimde gördüğünde eli ayağına
dotaşan sevgüun." tki gün önce
Uluslararası Çalışma Orgütü'nın
bınasındaki bürosunda "istihdam
sorunu" üzerine çalışırken, aklı
ansızın o eskimış sevdaya
takılmıştı. Aşkla bile çözülmüyor
dünyanuı sorunlan diye düşünmüş,
sonra, \ine de demıştı "Sen hiç
Antoine de Saint-Empery'nin
'Küçük Prens'ini okudun mu,
sevgiMm? Altm sansı saçbn
rüzgârda
savrulurken tflkiden
aldığı bir dersi
tekrariar ve der ki:
"Gülümden ben
sorumıınum.' 'Gül'
ardına düştüğümüz
her şeyi simgeler. Sen
kendi güUerine ihanet
ettin. ev göderi
korkudan kararmış
sevgilim. Jjündi küçük Prens
burada olsa sana çok kızardı. Kendi
gezegeninde sevdalandığı biricik
gülünü pilot dostuna çizdirdiği
koyundan korumanın carelerni
ararken dosrunun duyarsıztığı
karşısmda öfkcden beınbeyaz
kesilnıemiş nıivdi? Sen Küçük
Prrns'e nsisıl besap lereceksin, ey
sorumluluğu mahkûmiyet sanan
yauuzsevginm benim? Sevginerede
başlar. bilivor nıusun? Sınuian
kaldırmav ı göıe aldığmda. Sanma ki
ruhun istilaya uğravacak. Tam
tersine, ruhun nefes alacaknr
bmlesi büyühi bir özgürlük içinde.
Sen ki özgurlüklenn efendısi', nasıJ
göremezsin bunıı? İnsanın kendi
yoluna müdahale etmemelı sevda'
demektesin bir de. Sevda yoluna
çiçek saçar, yoluna dolaşma/ ev aşkı
teslimiyet sanan yurgun sevgihîn.
Senin yoluna dolasan kendi
korkulanndan başkası değil!
1
'
Bırazdan gece tünıüyle uıecek
Bnghton'a. Yann yıne yorucu ve
uzun bir yolculuk başlayacak. '
CenevTe'de gözlenni rakamlara ve
ıstaüstiklenn gölgesıne
çe\ ıreceksuı Olsun. Hayat güzel ve
eskimiş bütün sevgılenn rengiyle
büyüleniyor alaca karanlık...
Yaşam, yaşamaya değmedikçe.Toronto Üniversitesi'nin dev
salonlanndan birinde, laîk inançlı Iranlı
öğrencilerin derledığı bir düşünce
forumuna gelmiştik. Duvarlan Sokrat'tn
gerçeği ve aklı onurlayan deyişleriyle
donatmışlardı. Iri harflerle belirlenen en
büyük bezden yaftada şu deyiş
okunuyordu: "Sorgulanmayan vaşam,
yaşanmaya değmez." Bilginin gizem dolu
labirentlerinden, çağlar boyu ışık saçan
Atinalı Sokrat'ın, kürsünün ön
bölümündekı bir başka deyişinde, o anıt
fîlozofun, hâlâ dilimizden düşmeyen
ironi dolu şu sözleri okunuyordu: "En
sonunda öğrendiğim tek şey, hiçbir şey
bflmediğimdL"
Bir başka duvardaki deyiş, ta yüzlerce yıl
sonra Rönesans'ta, rasyonel düşününün
yadsmmaz görkemini simgeleyen
Descartes'in "Kuşku dıryun, sorgulayın"
sözcükleri yer almıştı. Hiçbir yazılı yapıt
bırakmayan Sokrat'uı insanlığa onur
veren tüm felsefesini, yazdıklan
yapıtlarla binlerce yıl sonra bilincimize
aktaran sevgili öğrencileri Ptaton ile
Zenafon ve deli gibi sevdiği eşi
Zanthip'ın temsili resimleri, dev
panolarla tam karşımızdaydı.
Oturduğum koltuğun hemen yanıbaşında,
beni görür görmez yüzü ekşiyen
Pakistanlı bir ilahiyat profesörüyle uzun
yıllardu- tanıdığun tutucu Türkler
otunnuştu. Son yıllarda çember sakal
buakan yüzü gülmez Tüiklerle, daha
önceki bir toplanuda "ateistim" demek
zorunda kaldığun profesöre, başımla
selam verdim, selamımı görmemezlikten
geldiler hepsi. Gâvurluğunu kabullenmış
bir zmdıkla ne alışverişleri olabüirdi?
Toplantının konusu, Iran'da son aylarda
düşünsel fırtına yaratan sosyolojik btr
araştınnayı içeriyordu. 1999'da Tahran'da
tam 14. baskı yapan ve 15. baskısı
matbaaya verilen "Jameşsenasiye
Nokhbeb Koşi dar Iran - Iran'da Eüt
Tabakanın Ötdürülüşü"adını taşıyan
araştırmayı, tran'ın laik
topİumbılimcilerinden Ah' RezagoB
yazmıştı. Kitabın Ingılizcesinı sunan
Iranlı aydın, "İran'ın toprağmda,
reforma, reformcu ve laik düşûnûrkre
yaşam hakfcı veren bir ortam
TORONTO
ENGİN
AŞKLN
buhımadığı'' savuun sürekli altını çizen
sosyolog Ali Rezagoli'nin, sayısı gıttikçe
artmaya başlayan cesur yüreklerden biri
olduğunu vurguladı.
Hemen her sayfasında yorgun bir
karamsarhğı yankılayan Iranlı
toplumbilimcınin yapıü, sayfa sayft
seçümiş bölümlerle okunuyor ve
çoğunluğu Iranlı olan dinleyici
kalabalığında belirgin bir sıkıntı
izleniyordu.
Şöyle diyordu Tahranlı Ali Rezagoli:
"Tbphımun gericiKk açmazmdan ışığa
yöneünesi ülküsünde ortaya çıkma
cesaretini gösteren her öncü ya suikasta
uğradı ya da fldidardan devrildi" 2500
yıldır sürüp giden Iran gerçeğinin,
gelenekçiükle, aşiret ve eşraf kültürüyle
aşılmaz bir bağnazlık yarattığuu öne
süren Ali Rezagoli'ye göre "Dış güçler,
siyasal düzeysiztik, düşünsel tembeüik,
tüm aydınlanma lapırülaruu daima yok
etmişti."
"tran'da Etit Tabakanın Öktürülüşü" adlı
240 sayfalık araştrmasında, "laikbir
öndere bir-ild yıkian çok tahammülü
ohnayan lran tophımunun, aydmlanma
bayrağuu efc aian başbakan Makam
Farshani, Amir Kebır ve Muhammed
Musaddık'ı ayTuıalan birbirine benzeyen
komplolaria yok ettiğini" yazan Iranlı
sosyoloğun, girişimlerin yenilgiyle
noktalanmasında, 'adam ohnaz' saydığı
kendi toplumunu suçladığı izleniyor.
îran toplumunda "erkek-egemen
bagnazhğının çağlardan sarkan
davatmacıhğnu, devietten korkma
kükürünü, büyükler daha rvisini bflir
saplantısuıı", her atılımın temel engelleri
olarak mteleyen bılimci, "Musaddık'ı,
tran'ın yiririien en büyük düşü" olarak
tanımlıyor. Yapıtın tarüşmaya açıldığı
bölümde, îran'da büyük birsosyal
depremın büyüdüğü gerçeğine değinildi.
Hatemi'nin tüm ılımlı ve reformcu
eğılimlerine karşın, dın kökenli bir lider
olmasınuı, aşılması gereken engeller için
iyimser duyular yaratmadığuıı savunan
bir lran göçmenı. "Tahran'da taksi
şoförkrinin cüppeli din adamı yolcuian
ahnadan geçip gjrdğmi" \ urgularken.
Iran'm din ve şenat baskısından rümüyle
bıktığını ilen sürüyordu. "Büyük bir
kurtancı arayan lrannlan kesin bir düş
kmkfağuun beklediğini" yazan sosyolog
Ah Rezagoli, "her rürlü ohımhı aülıma
karşıiL, eninde sonunda tüm beklentilerio,
gelenekçflik ve hoşgörüsüzlük açmazmda
yokolacağuu" savunan, yoğun bir
karamsariık bildirisine imza atmıştı.
Konuşma kürsüsünün üst bölümünde.
Platon'un dev boyuttaki sımgesel resmi,
binlerce yıl ötesinden bir şeyler söyler
gibiydi. Aklın yadsmmazlığıru,
düzensellığm görkemini fisıldıyordu
sanki. Yaşamı yaşanmaya değer kılan tüm
güzelliklen. her çıkarcıl dogmaya
haykırmak ıster gibiydi.
_ ^ VEFAT
Bir yaşam boyu onuru ve dürüstlüğü bize öğreten
sevgili eşim ve babamız
YAŞARÜN'Ü
kaybettik.
Sevenlerinin bası sağolsun.
Cenazesi 20.02.2000 (bugün) öğle namazını
müteakıp Karacaahmet Camii'nden kaldınlarak
Kanlıca MezarlığVna defbedilecektir.
AlLESt
Alpay Kabacalı
SAHİBİNDEN SATILIK
106 Pequeot XN 1100 Motor
Tel: 512 05 05-485/486
Ev: 0212 4310065
Cumhuriyet Mahallesi birinci kısımda
SATILIK ARSA
438 m2
, 345/11
Tel: 0532 456 69 50
Yakın Tarihimizden
BÜYÜK DÖNEMEÇLER
Alpay KsbacrAı
BUYUK
DÖNEMEGLER
Atatürk'ten Demirel'e cumhurbaşkanı seçimlerinin
perde arkasını bulacağınız güvenilir bir kaynak.
Çağ Pazariama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41
BB5 (34334)Cağaloğlu-lstanbul Te): (212)514 01 96
YAKIN TARIH
GÖZDEN
KAÇMASINÎ
T ı r m ı k a T ı r m ı k , A y d ı n t -:
Aydın Engm yaşadığımız
günlerin kitabını yazdi:
Tırmık'a Tırmık.
OdO
•-- ~ ^ . İ L A N , •
T.C.
KOVANCILAR KADASTRO
MAHKEMESİ'NDKN
Sayı: 1998/6
Davacılar Süleyman Arslan, Şadiye Yağcı, müdahil davacılar Bego Arslan, Bah-
ri Yüdınm tarafından davalılar Hazine ve Hüseyin kızı Zöhre aleyhine açılan tes-
pite itiraz ve tescil davasuıın mahkememizde yapılan yargılaması sırasmda verilen
ara karan gereğince:
Davacı Süleyman Arslan mirasçılanndan Zeynep- Alı-Galip-Naime-Fatma- Ha-
lil-Namık-Nezaket-Nevbahar-Nurhayat-Erdan- Tekinalp-Fatma-Taylan Özgür-Ey-
lem Arslan'a ve müdahil davacı Bahri Yıldmm'm adreslerine yapılan tebligatlar
bila tebliğ iade edilmiş, yapünlan zabıta tahkikatına rağmen adresleri tespit edile-
memiş olduğundan ilanen tebligat yapılmasına karar venlmiştir.
Yukanda adı geçen ilgiülerin, Kovancılar ilçesi Karabörk köyünde kain 240 no-
lu parsel başında 23.03. 2000 günü saat 10.30'da keşif yapılacağından hâkim için
6.188.000 TL, kâtip için 4.128.000.TL, mübaşir için 3.094.000.TL, zıraat bilirkı-
şisi için 12.000.000.TL, fen bilirkişisi için 12.000.000. TL, araç için 12.000.000.
TL, bilirkişi davetıye gideri 2.500.000. TL olmak üzere toplam 51.910.0O0.TL'yi
tebliğ tarihinden başlayarak keşfm yapılacağı tarihe kadar venlen kesın süre içeri-
sinde Kovancılar Kadastro Mahkemesi Yazıişleri Müdürlüğü'ne bu miktan öde-
mek için müracaat etmesi; aksi takdirde 3402 sayılı kanunun 36. maddesı gereğin-
ce keşif ile ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılarak toplanan delillere gö-
re karar verileceği davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 21.01.
2000 Basın: 4730
SATILIK EV
Sanyer Demirciköy Basın Yayın
Kooperatifi C tipi Tripleks.
Tel: 0212 246 30 24
KALBİNİZ SİZİNİÇÎN ÇALIŞIYOR, YA SİZ?
TÜRKKALPVAKFI
Muayene, teşhis, îedavi ve kontrol 19 Mayıs Cd. Wo. 8 Şişii/İSTANBUL
Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) Faks: (6 212) 212 68 35