Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2000 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Kaldırım -.-...• . - - f • • j - - ' f
Sevgili,
llkokuldan başlayarak lise son sınıfa kadar, ço-
cukluğum ve ilk gençliğim yatılı okulda geçti. Doğ-
rusu birtür hapislik olarak algıladığım bu duaıma
tam olarak alışmam yıllanmı aldı.
Gerçi yatılı yaşamın yarannı hiç görmedim de-
ğil. Ama o yarı esaret yıllannın ne işe yaradığını an-
lamam için, hapse düşmem gerekti. Yedi yaşından
başlayarak yatılı okuyan insan hapise düştüğü za-
man bir. "deja-vu" (daha önceden görmüşlük) duy-
gusuna kapılıyor.
Yatılılık yıllanmda, hafta tatili şimdi olduğu gibi
cuma akşamından değil, cumartesi öğleden son-
ra başlardı.
Aslında benim için özgürlük anlamına gelen ta-
til günlenmin, sonradan başkalan da eklense, baş-
tan sona değişmeyen üç meşgalesi, sinema-tiyat-
ro, Galatasaray maçlan ve de illa sokak sürtmek-
ti.
0 günlerin Istanbulu'nun Kadıköy yakasının bü-
tün sokaklannı sürttüm, Avrupa tarafının çoğunun
da...
Hatta Büyükada'nın, çok büyük çoğunluğun
arabayla tamamiadığı, büyük turunu da yayan
yapmıştım.
Yürümek, o zamanın kendi mantığı içinde daha
tutarlı olan kentin, güzel yapılarını, manzaralannı,
bahar çiçeklerini görmek bende özgürlük duygu-
su uyandınyordu.
• • •
Artık, birkaç semt ve köşe hariç, yürümüyor, yü-
rüyemiyorum.
Gücüm elvermediğinden, tabana kuvvet sürt-
mek şimdi hoşuma gitmediğinden değil.
Yürüyemememin nedeni basit ve artık herkes
için geçerli:
Kentimizde yürüme olanağı yok. Ortada kaldı-
nm diye bir şey kalmadı.
Güya var olan çarpık çurpuk yamru yumrulann
üstüne ise arabalar park ediyor.
Kimi yerlere salt Habitat toplantısı için yapılan
göstermelik kaldınmlann ise arabalar üstüne çık-
masın diye kenarlan öyle yüksek tutulmuş ki, bu
kez de, kıyısına arabayı park ettikten sonra, kapı-
yı açıp, dışan çıkmak olanaksızlaşıyor.
Eh kendi insanına saygıyı kendi düşünmeyip,
bunu yabancıya yaranmak için yapan bir toplum,
ki ne yazık ki, bir dönem dışında Tanzimat'tan be-
ri bu hep böyle, defi bela kabilinden yaptığı işi de
ya yanm yamalak ya da yanlış yapıyor.
Şimdi, benim yaşadığım kentin garip bir görün-
tüsü var. Kaldırımlan arabalar istila etmiş, sokak-
ların ortasından da umarsız insanlar, arabaların
arasında slalom yapargibi ya da gelen geçen araç-
lara, çalan klaksonlara kulak asmadan, fütursuz
ağır aksak yürüyorlar.
• • •
Kısacası, ülkemize gelen bir insan metropolü-
müzün sokaklannda şöyle bı'r dolaşsa, toplumsal
yaşamda bir çarpıklık olduğunu şıpın işi kavrayı-
yerir.
Evet, kimi küçük olaylar toplumsal yapının bü-
yük göstergeleridir.
Çarpık kentleşmenin ürünü olarak, zaten istis-
nalar dışında hiçbir zaman geniş caddelere, bul-
varlara sahip olmayan, ezelden değilse de, yüzyıl-
lardan beri çarpık çurpuk sokaklan olan kentin kal-
dınmlan, kimi zaman zorunluluktan, kimi zaman
sorumsuzluktan gittikçe küçülür oldu.
Bir zamanlar insanına daha fazla saygı duyan ve
öncelik tanıyan Istanbul'da, öncelik insandan ara-
ca kaydı.
Araç önceliği o hale geldi ki, kıyıları halka açtık-
lannı ileri sürenlerin aslında araçlaraaçtıklannı kim-
se göremez oldu.
İnsanına öncelik vermeyen, üstünlüğü araçlara
bahşeden kentlerle dolu bir ülkenin, insana say-
gıyı birinci sırada tutan demokrasiyi başarması
mümkün mü?
Onun için şairin sözünü biraz değiştirip yakın-
mamı yadırgamazsın sanınm:
"Kaldınmı olmayan kente aşina değiliz."
CHP PM üyesi Karayalcın
'Kayıp silahlarla SHP'li
bakanlann ilgisi yok'
IstanbulHaberServisi-
CHP PM üyesi Mnrat
Karayalcın. DYP-SHP
koalisyonu döneminde
YPK kararıyla ithal edi-
len ve bir bölümü kayıp
olan silahlar konusunun
TBMM tarafından da ele
alınıp soruşturulması ge-
rektiğini belirtti. Karayal-
cın, SHP"lı bakanlann uy-
gulamayla ilgisi olmadı-
ğını kaydetti. Karayalçuı,
Türkiye'nin en temel so-
rununun gelir eşitsizliği
olduğunu söyledi.
Partisınin Zeytuıbumu
İlçe Örgütü'nce düzenle-
nen "Yeniyüzyılda Türld-
ye'nin Sorunlanve SolBa-
İaş" konulu panelde ko-
nuşan Karayalcın. kayıp
silahlarla ılgilı olarak,
kendısının, başbakan yar-
dımcılığı görevı yapan
Hikmet Çetin ve Deniz
Baykal'ın sılah alımlany-
la ilgilı çeşitli YPK karar-
lanna ımza attıklannı be-
lırttı. Ancak Içışlen Ba-
kanlığı ile alımı gerçek-.
leştiren Gümrük Müste-
şarlığf nın, koalısyon dö-
neminde partisinin görev
alanlannda bulunınadığı-
na işaret eden Karayalcın.
"Uygulamaylaflgilibenim
bir bilgim yok. Sosyal de-
mokrat bakanlann da ilgi-
si söz konusu değil. Sade-
ce silah gereksinimi talebi
ortaya konıümuştur" de-
di. Basında yer alan iddı-
alara göre, 500 bin dolar-
lık bölûmü "kayıtdışı'' ol-
duğu öne sürülen silahlar
hakkında soruşturmanın
sürdüğünü anımsatan Ka-
rayalcın. "CHP olarak,
konunun TBMM tarann-
dan da ele alınıp soruştu-
rulması gerektiğini düşü-
nüyoruz" dedi.
Karayalçın, "JİTEM"
ile ilgili bir yorum yapa-
mayacağını. Cumhıirbaş-
kanı Demirel'in "Devkt
rutinin dışına çıkabilir"
sözlerinin de "tartışmaya
muhtaç" bir açıklama ol-
duğunu dile getırdi.
Karayalcın, cumhur-
başkanhğı seçimı ile ilgi-
li olarak "5+5 formûlü,
yan-başkanlık kurunıu-
nun bir aracı olarak par-
lamenter demokratik sis-
temin içine yerleştirüme-
ye çahşilıyor. Burada bir
'dokuuyuşmazlığı' olaca-
ğı kaygısuu taşr> orum. Bi-
zim tercihimiz,sayuı Erdal
tnönü'nün cumhurbaşka-
nı adayı olmasıdır" şeklın-
de konuştu.
Esenyurt Belediye Baş-
kanı Gürbüz Çapan da,
panelde yaptığı konuşma-
da, CHP'nın "Cumhuri-
yet'in anasT olduğunu be-
lirterek, yurttaşlann par-
tıye üye olmasını ve sahip
çıkmasını istedı. Çapan,
"Siz-biz ayrımı partiyi
mahvetti. Örtak, biıükte,
el ele iş \apmalı>Tz" dedi.
Ulucanlar Cezaevi'ndeki olaylarda ölenlerin yakınlanndan basın açıklaması
'Koğuşlara saldırddar9
tstanbul Haber Servi-
si - Ankara Ulucanlar
Cezaevi'nde 26 Eylül
1999 günü 10 kişinin
ölümüyle sonuçlanan
olayın tanıklanndan Yü-
dınm Donat, olay günü
koguşlarda herhangi bir
direniş olmadığını ve
koğuşlannda uyudukla-
n sırada kendilerine sal-
dınldığını öne sürdü.
İnsan Haklan Derneği
(İHD) ve Çağdaş Hu-
kukçular Derneği
(ÇHD), Ulucanlar Ceza-
evi'ndeki olaylarla ilgilı
olarak açılan davada,
mağdur olan tutuklu ve
hükümlülerin sanık ola-
rak yargılanması kınadı. .
İHD Istanbul Şube- ' " D
ve ÇHD, tutuklu ve hükümlülenn sanık olarak yargüanmasını kınadı.
si'nde dün Ankara Ulucanlar Ce-
zaevi'ndeki olaylarda ölenlerin ya-
kınlannın katıldıgı bir basın top-
lantısı düzenlendi.
10 kişinin ölümüyle sonuçlanan
olaylar sırasında tutuklu bulunan
Yıldınm Donat, 26 Eylül 1999 gü-
nü sabah 04.00 sıralannda sesler-
le uyandıklannı ve bir anda özel
kıyafetli askerlerin kendilerine
kurşun yağdırdığmı anlattı.
Kurşunlanmadan sonra havalan-
dırmaya sığındıklannı anlatan Do-
nat şöyle devam ettı:
"Kapı açıkn. Herhangi bir sa-
vunma ve sakün içinde olabilme-
miz, bir direniş yapabilmemiz za-
ten mümkün değildi. Her şey ani-
den olmuştu. Megafonla bazılan-
nın isimlerini bağınyorlardı. Adı
okunanJardan sadece bir iki kişi
kurtuldu. İlk yaralananlar Ümıt
Altıntaş. Halıl Türker ve Abuzer
Çat yığıldı. EUerinde çrvili sopalar,
neşterler, taşlar vardı. Üzerimize
taşlaryağdıriyorlardı. Havalandır-
manın bir köşesine toplanıp yarah
arkadaşlanmızla ttgüeniyorduk.
Askerler kulelerden kurşun yağdı-
nyorlardı. Koğuşlara da gaz bom-
balanatmışlartü. Kurşunlaölme-
seniz bile hepinız sonradan ölecek-
siniz' diyorlardı. Hepimizyan bay-
gin duruma gelmiştik."
'200 raetre sürüklendiler'
Yıldınm Donat, bir kısmmın da-
ha sonra ikiyüz metrelik bir kori-
dorda sürüklenerek hamam denı-
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
eöNtz iöMM m
Sadettin Tantan ve bölge valileri iç güvenlik toplantısı yaptı
Van'da Hizbııllalı zirvesi
VAN (AA) - îçişleri Bakanı Sadet-
tin Tantan'm başkanlığında dün
Van'da gerçekleştirilen iç güvenlik
toplantısuıda, bölgedeki terör örgütü
PKK ve Hizbullah'a yönelik mücade-
le faaliyeti göriişüldü.
Toplantı sürerken yapılan yazılı
açıklamada, bölgedeki 11 ılde PKK
ve Hizbullah terör örgütleri öncelikli
olmak üzere yürütülen terörle müca-
dele faaliyeti, her türlü güvenlik so-
rununun değerlendırildiği belırtildi.
'Önlemler gözden geçirildi'
Açıklamada, bölgenin huzur ve gü-
venliğinde sağlanan başanlarm kalı-
cı kılınnıası ve geliştirümesi için alın-
ması gereken önlemlerin yeniden
gözden geçirildiği belirtilerek "Ulke
geneünde milletiınizin huzur ve gü-
venUğine musallat olan terorizmin
gündemden çıkanlması için çalışma-
lar yoğunlaşhnlacak. benzer bölge
toplantılanna bir plan dahüinde de-
vam edilecektir" denıldı.
1757 gözalft
İçişlen Bakanlığı'ndan yapılan ya-
zılı açıklamada, Hizbullah terör örgü-
tüne yöneük operasyonlar konusunda
aynntılı bilgi verildi. Operasyonlaıın
17 Ocak 2000 tarihinde başladığı ve
54 ilde sürdürüldüğü belirtilerek 19
Şubat 2000 tarihi itibanyla 1757 kişi-
nin gözaltına alındığı kaydedildi. 192
kişinin sorgulamasının devam ettiği
belirtilen açıklamada, adliyeye se\k
edilenlerden 858'min tutuklandığı,
707 kişinin ise serbest bırakıldığı bil-
dirildi. Operasyonlarda 7 terönstin ölü
ele geçirildiği, çeşitli illerde örgütün
öldürdüğü 59 cesedın bulunduğu kay-
dedılen açıklamada, Van'daki operas-
yon sırasında 5 polis memurunun şe-
hit edildiğine dikkat çekildı.
Açıklamada, 19 ilde gerçekleştiri-
len operasyonlarda 179 uzun namlu-
lu sılah, 290 kısa namlulu silah, 14 av
tüfeği, 48 bın 404 adet fişek, 933 el
bombası. 31 adet dınamit lokumu, çe-
şitli tıpte patlayıcı maddeler, 31 roke-
tatar, 1 havan, 642 roketatar mermi-
si, 6 adet bombaatar ve 3 adet mayın
ele geçirildiği bildirildi.
Öte yandan, Şanlıurfa'da Hizbul-
lah'a yönelik operasyonlarda gözal-
tına alman 7 kişiden 2'si imam, 2'si
öğretmen 4 kişı tutuklandı; 3 kişi ise
tutuksuz yargılanmak üzere serbest
bırakıldı.
len yere götürüldüğünü,
hamamdan sürekli çığlık
sesleri yükseldığini belir-
terek "Arkadaşlanmızuı
sesleri kurşun sesleriyle
kesildi İsmet Kavaklıoğ-
lu'nun 'insanlık onuru iş-
kenceyı yenecek' slogam
kurşun seshle yanm kat-
dı. Bizleri yedi saat sonra
hastaneyegötürdüler. Da-
yak hastanede de sürdü.
Bazı doktorlar engel ol-
mak istediler ama sözleri-
ni dinletemediler" diye
konuştu.
Donat, ölen tutuklula-
nn çoğunun yanlanndan
alındıklannda hayatta ol-
duklannı öne sürdü.
Ulucanlar C_eza-
evi'nde ölenlerden Ümit
Altıntaş'ın eşi Melek Ahmtaş, eşi-
nin ilk ölenler arasmda olduğunun
söylenmesine rağmen vücudunun
ışkence izleriyle dolu olduğunu
belirterek "Ölüye işkence yapnuş-
lar" dedi.
k
Olay bir katliamdır'
Istanbul Barosu'na bağlı avukat-
lann oluşturduğu "Ulucanlar Kat-
bamı Davası Hukuk Komitesi" de
Çağdaş Hukukçular Derneği'nde
yaptığı basın açıklamasında, sağ
kurtulabilen tutuklulann 5
arkadaşlaruıı öldürmek de
dahil pek çok suçlamayla
karşı karşıya olduklan be-
lırtildi.
Açıklamalannda soruş-
turmanın ne kadar hukuk
dışı olduğunu 22 Şubat Sa-
lı günkü ilk dunışmada
gözler önüne serecekierinı
belirten a\oıkatlar "Anka-
ra'nın ilçelerinden toparia-
narakoluşturulan özel tim-
le bir savaş hazuiığı yapıla-
rak planlı şekilde çaülar-
dan bacalardan gece yansı
gehp 'biz arama yapacak-
tık, karşı durdular" iddiala-
nna Idmsenin kanmayaca-
ğı açÜ4ör" dediler.
Destek
Ulucanlaı- Katliamı Da-
vası Hukuk Komitesi'nin
açıkJamasına Çağdaş Hu-
kukçular Derneği Istanbul
Şube Başkanı MuratÇeKk
İHD, ÖDP, SES temsilci-
leri, şair Ruhan Mavruk
katılarak destek verdi.
Tutuklu ve Hükümlü
Aileleri Yardunlaşma
Derneği de (TAYAD) An-
kara Ulucanlar Ceza-
evi'nde 10 tutuklu ve hü-
kümlünün ölümüyle so-
nuçlanan operasyon son-
rasında sağ kalan tutuklu
ve hükümlülere dava açıl-
masını kınadı.
Iddianame
26 Eylül 1999 günü An-
kara Ulucanlar Ceza-
evi'ndeki olaylar sırasında
AzizDönmez, Abuzer Çat,
Ümit Altıntaş. Halil Tür-
ker, Mahir Emsalsiz, Ön-
der Gençaslan. Ahmet Say-
ran, Nevzat Çiftçi, Habip
GüL İsmet Kavakhoğm, ve
Zafer Kırbıyık isimli tu-
tuklular hayatını kaybet-
mişti.
Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından ha-
zırlanan iddianamede Az-
iz Dönmez, Habip Gül,
Zafer Kırbıyık, ismet Ka-
vaklıoğlu, Onder Genças-
lan'ın ölümünden ve bazı
askerlerin yaralanmasın-
dan 85 tutuklu ve hüküm-
lü sorumlu tutuldu.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Hizbullah operasyonları
Türkiye büyük bir
tehlikeden döndü'
Yurt Hanerieri Senısi -
Şeriatçı terör örgütü Hiz-
bullah'a karşı son bir ayda
yürütülen operasyonlarda,
669 kişinin tutukJandığı
bildirildi. Siirt'in Şirvan il-
çesi Halk Eğitim Merkezi
Müdürü Kenan Çaphk da
operasyonlar kapsamında
gözaltına alındı.
tstanbul Beykoz'da 17
Ocak'ta kanlı terör örgütü-
nün başı Hüseyin Veüoğ-
lu'nun öldürüldüğü ope-
rasyonun ardından, >r
urt
genelinde güvenlik güçle-
rinin çalışmalan sürüyor.
Polis 50'den fazla ilde şe-
riatçı teröristleri belırle-
meye çalışıyor. Güvenlik
güçlerinin son bir ayda
yaptığı operasyonlarda gö-
zaltına alınanlardan
1366'sı adli makamlara
göndenldı. Bunlardan
669'u tutuklanarak ceza-
evlerine konuldu.
Bilanço
Hizbullah'la ilgili 1991-
99 yıllan arasında 997 olay
meydana geldi. Güvenlik
güçleri, bu yıllar arasında
örgüte karşı 780 operasyon
gerçekleştirdi. Bu operas-
yonlarda, 4 bin 505 kişi ya-
kalandı. Bu kişilerden 4
bin 501'i adliyeye sevke-
dildi. Mahkemelerde yar-
gılanan terör örgütü men-
suplanndan 72'si hüküm
giyerken, halen 108'i tu-
tuklu bulunuyor. Cezaev-
lerinde 2 bin kadar Hizbul-
lahçı terönstin bulunduğu
bildirildi.
Bitlis'te, terör örgütü
Hizbullah'a yönelik sür-
dürülen operasyonlarda,
aralannda 2 memurun da
bulunduğu 9 kişi gözaltına
alındı. Polistekı sorgula-
malan tamamlanan 9 kişi,
dün Cumhuriyet Savcılı-
ğı'na sevk edildi. Tutukla-
ma istemiyle Bıtlis Sulh
Ceza Mahkemesi'ne gön-
derilen 9 kişi, tutuklanarak
Bitlis E Tipi Cezaevi'ne
konuldu.
Hizbullah'a yönelik Si-
ırt Emniyet Müdürlü-
ğü'nce sürdürülen operas-
yonlarda, örgütle bağlantı-
sı bulunduğu gerekçesiyle
gözaltına alınan Şirvan il-
çesı Halk Eğitim Merkezi
Müdürü Kenan Çaplık'ın
Kübra mahallesindeki
Halk Eğitim Merkezi bi-
nasındaki odasında, çok
sayıda örgütsel doküman
ele geçirildi. Gözaltına alı-
nan Çaplık'ın polistekı
sorgulaması sürdürülüyor.
Trabzon'da açıklamalar-
da bulunan Adalet Baka-
nı Hikmet Sami Türk. Hız-
bullah'la ılışkıde oldukla-
n gerekçesiyle 4 hâkim
hakkında soruşturma. 2
savcı hakkında da ıncele-
menin sürdüriildüğünü
söyledi. Hızbullah'ın çok
tehlikelı bir örgüt olduğu-
nu, Türkıye'nın büyük bir
tehlikeden döndüğünü be-
lirten Türk, ülke çapında
bir taraftan emniyetin ope-
rasyonlannın devam ettı-
ğini ve dığer taraftan
DGM savcılannın hazırlık
soruşturmasını yürüttüğü-
nü belirtti.
Aydmlık dergisi
'MİT'te Hizbullah
temizliği başlatıldı'
IstanbulHaberServisi -
Milli lstihbarat Teşkila-
tı'nda (MÎT) başlatılan
kapsamlı soruşturma so-
nucu 22 MİT yöneticisi-
nm Hiztnıllah'la ilişkisı
olduğunun saptandığı ile-
ri sürüldü."
Ayduüık dergisinin bu
haftaki sayısında yer alan
haberde, MİT Iç Operas-
yonlar Birimi'nden bazı
yetkililerin polisle girdiği
çatışmada öldürülen şen-
atçı terör örgütü Hizbul-
lah lideri Hüseyin Velioğ-
hı ile düzenli olarak gö-
rüştükleri öne sürüldü.
MİT Personel Dau-e
Başkanlığı'nda bazı yet-
kililerin Velioğlu'na ımza
karşılığı para verdiğınin
ıleri sürüldüğü haberde.
22 MİT yöneticısının gö-
revlennden uzaklaşnnldı-
ğı ıddia edildi. MlT'teki
temızlik operasyonunda
^öndeliğin. başında Mdlt-
mut Eymür'ün bulundu-
ğu MİT Konrr-Terör Mer-
kezi'ne venldiği belirtilen
haberde, irticai örgütlerle
ilişkısi saptanan Roman-
ya, Almanya, Iran ve Su-
riye'de görevli MİT yetki-
lilerinin merkeze çağnldı-
ğı vurgulandı. Haberde,
MİT'te sözleşmeli onlarca
personelin sözleşmesinin
iptal edildiği ve bu perso-
nelin, DPT. Diyanet Işleri
Başkanlığı ve Türk Tele-
kom gibi kunımlara iade
edildikleri belırtildi.
9 aylık sessizlik
PKK'nin kaçırdığı
öğretmenlerden haber yok
tstanbul Haber Servisi -
Eğitim-Sen'li öğretmen-
ler, 9 ay önce Van'da PKK
tarafindan kaçmlan ve bu-
güne dek kendilerinden
haber alınamayan öğret-
menler Cengiz Tan ve tb-
rahim Tannoğlu nun du-
rumlan hakkında resmı
açıklama yapıhnası iste-
miyle faks eylemi gerçek-
leştirdi.
Kadıköy Postanesi
önünde dün bir araya gelen
Eğitim-Sen'li öğretmenler
ve kaçınlan öğretmenlenn
yaknılan. Van'uı kırsal
alanında PKK üyelerince
kaçınlan öğretmenlenn
yaşayıp yasamadığı konu-
sunda yetkililerin açıkla-
ma yapmasını istediler.
Eğıtün-Sen Istanbul 2
No'lu Şube Başkanı Alaat-
tin Dinçer, kaçınlmalan-
nın üzerinden 9 ay geçme-
sıne karşın Tan ve Tann-
oğlu'nun durumlan hak-
kında bugüne dek resmi
makamlarca tatmin edicı
bir açıklama v apılmadığı-
nı vurguladı.
oralcalislar@yahoo.com
Süleyman Demirel'in süresinin
beş yıl daha uzatılması amacıyla ya-
pılan siyasi arayışlar, gün geçtikçe he-
yecanlı hale geliyor. Demirel'in tartışıl-
dığı şu günlerde hafızaları tazelemek-
te yarar var. Süleyman Demirel,
196O'lı yılların başında siyaset sahne-
sine çıktığında bizim kuşak lise öğ-
rencisiydi. O gün bugündür Süleyman
Demirel'le yaşıyoruz. Sanıyorum Fi-
del Castro'dan sonra dünyanın yöne-
timde en uzun kalan liderlerinden.
Süleyman Demirel'in siyasi iniş çı-
kışlan, hayatımızın aynlmaz bir par-
çası. Adalet Partisi içinde liderlik mü-
cadelesine girdiği andan itibaren De-
mirel, Türkiye'nin önemli birfigürü ol-
du. Adalet Partisi'nin başına geldiği,
Başbakanlık yaptığı 19601ı dönem,
Türkiye'de demokrasi dalgasının yük-
seldiği yıllardı. Demirel, bu dalgaya di-
renen tutuculuğun başrol oyuncusuy-
du. ABD'nin Vietnam'da yürüttüğü
bastırma savaşına karşı dünya çapın-
da bir destek dalgasının oluştuğu
günlerde Demirel, Amerikancılığıyla
ün yaptı.
ABD karşıtı gençlik gösterilerini ba-
san "milliyetçi gençler" o dönemde
AP himayesındeydiler. Demirel o gün-
lerde "Bana sağcılar cinayet işliyor
Demirel'le Geçen Kırk Yılımız
dedirtemezsiniz" diyerek döneme
damgasını vuran siyasetlerini açıkla-
mıştı. Süleyman Demirel'in 196O'lı yıl-
lardaki temel hedeflerinden birisi de
27 Mayıs Anayasası'nın özgürlükçü
hükümlerini temizlemekti. 12 Mart
1971 askeri darbesine kadar buna
pek fırsat bulamadı.
Demirel, o yıllarda Türkiye'de anti-
konünizmin ve demokrasi karşıtlığının
önderiydi. 1968 üniversite işgallerinde,
yürüyüşlerde, mitinglerde ortaya ko-
nan özgürlükçü havanın önünü kes-
meyi, Türkiye'yi bir baskı sisteminin
cenderesi içine sokmayı hedefliyordu.
Kuran Kurslan, Imam-Hatipler bu an-
layışın ürünü olarak geliştirildiler.
12 Mart 1971 askeri darbesi Demi-
rel'i iktidardan düşürmüştü ama, ona
hedeflerinin gerçekleşmesi konusun-
da olanaklar sunmuştu. 12 Mart dö-
neminde AP'lilerin çoğunlukta olduğu
bir Meclis faaliyetini sürdürdü. Işte bu
dönemde 1961 Anayasası'nın özgür-
lükçü hükümleri budandı. Bu dönem-
de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve
Hüseyin Inan ıdam edıldiler. Demirel,
bunlann gerçekleştıri(mesinde aktif bir
rol oynadı.
12 Mart 1971 askeri darbesi orta-
mından çıkışta Bülent Ecevit'in ken-
disine önerdiği ittifakı kabul ederek,
cuntanın cumhurbaşkanı adayı Faruk
Gürler'in saf dışı edilmesinde ise
olumlu birrolü oldu. Sonra 1970'li yıl-
lara geldik. Demirel'in bu dönemdeki
siyaseti, solun yükselişinin önünü ke-
sebilmek amacıyla geliştirdiği gergin-
liksiyasetiydi. Türkiye'nin bilınçli bir iç
kargaşalığın içine sokulduğu günler-
de, uzlaşma önerilerini reddettı ve ge-
rilimden medet umdu.
Türkiye'nin 12 Eylül askeri darbesi-
ne yuvarianmasında Demirel'in siya-
si ufuk yoksunluğunun ve gerginlik
stratejisinin önemli bir rolü olduğunu
kabul etmek gerekir. Türkiye, askeri
darbenin kapısındayken cumhurbaş-
kanlığı seçimlerinde uzlaşmayı red-
deden bir çizgi izlemesi, tam bir siya-
si basiretsizlıkörneğiydi. Darbecilerin
ekmeğine yağ sürecek ne varsa yap-
tığı söylenebilir.
12 Eylül'de siyasi yasaklara karşı
mücadele döneminde, bazılan muha-
lif tutumuna bakarak onu demokrat
sandılar. 1991 seçimlerinden başany-
la çıkıp, uzun aradan sonra oturduğu
başbakanlık koltuğundaki ilk icraatı
ise; Diyarbakır'a gidip "Kürt realitesi-
ni tanıdığım" söylemesiydi. Bu dedik-
lenni kısa sürede unuttu.
Özal'ın ölümüyle idealindeki koltu-
ğa oturma fırsatını elde etti. Cumhur-
başkanlığı onun uzun siyaset yolculu-
ğunun son durağıydı. Gergin ve iniş çı-
kışlarta dolu bir dönemde, kuvvet ve
denge hesaplarını iyi ayariayarak her
tarafı idare etmesini bildi. Askerleri ya-
tıştırırken, siyasilerle diyalogunu da
kuvvet dengeleri içinde sürdürdü.
Düne kadar dinin siyasi hayatta ge-
lişmesinin mimarianndan birisiyken,
bir anda laikliğin gerçek savunucusu
rolünü üstlendi. Ancak hiçbir zaman
demokrasiyi tam anlamıyla içine sin-
diremedi. Kritik dönemlerde; ömeğın
Terörle Mücadele Yasası'nın değişti-
rilmesi tartışmalannda, siyasi partile-
rin kapatılmasında, düşünce özgüriü-
ğünün önünün açılması konulannda
statükoculuktan vazgeçmediğini ka-
nrtladı.
Süleyman Demirel, biraz da şansı-
nın yaver gitmesiyle, ama asıl olarak
var olan duruma adapte olma yetene-
ğiyle, 40 yıla yakın bir zamandır siya-
setin en tepelerinde dolaşmayı başar-
dı. Birkaç ay yine onun geleceği üze-
rine yapılacak tartışmalarla günümü-
zü geçireceğiz.
Demirel'in yeniden seçilmesini is-
teyen Bülent Ecevit, onunla siyasi is-
tikran korumayı amaçladığını söylü-
yor. Türkiye'de önümüzdeki dönem-
de Demirel olmazsa nasıl bir istikrar-
sızJık yaşanabilir? Bu parlamento bir
cumhurbaşkanı çıkaramaz mı? O
cumhurbaşkanı işieri birbirine mi ka-
nştınr?
Bir de şöyle düşünelim: Türkiye'nin
son 40 yılı askeri darbelerle, acılarla,
gerilimlerle geçti. Demirel'in bu 40 yıl
içinde, Türkiye'nin önünün açılması-
na ne ölçüde katkısı oldu? Zorluklann
bu kadar katmerienmesinin baş so-
rumlularından birisi o değil miydi?
68'li bir profesör arkadaşım, "Artık
Demirelsiz bir Türkiye'de yaşayalım.
Bu Türkiye'ye yeni bir enerji kazandı-
racak" diyerek bizim kuşağın duygu-
lannı dile getiriyordu.