Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2000 CUMARTESİ
HABERLER
DÜIVYADA BUGUN
ALt SİRMEN
DahaOtuzFırınEkmek...
Aslında Türkiye'de yaşayan ve ülkemizde cere-
yan eden olayları kanıksayan biri, bu olayı yadır-
gayanları yadırgayacaktır.
Üstelik, Türkiye'de yaşayan ve ülkede neler ol-
duğunu bilenler için, ortada öyle büyütülecek bir
olay da yok. Ortada ne dayak var, ne işkence, ne
de şimdilik açılmış bir dava.
Öykümüz, Ankara'nın ilçesi, zaman zaman Bat-
man'ın uzantısı, Sincan'da43 metrakarelik küçük
bir evde başlıyor.
Bu evde Hasan Ali Topbaş oğlu ile birtikte ya-
şamaktadır.
Hasan AJİ Topbaş, hem birçok ödül kazanmış,
has bir yazardır, hem de Maliye'de memur.
Ne yapsın, Hasan Ali Topbaş? Kerizmaya gönü!
vermiş, TV reytingi ile yaşayan birtoplumda roman
yazarak para kazanılmaz ki...
Namuslu Maliye memuru, başkentin Çankaya,
Oran, Gaziosmanpaşa semtlerinde oturamaz ki...
Yazmadan edemeyen adam, ödül alır, ama ödül
karın doyurmaz.
Hatta kimi zaman baş belası olur ödül Türki-
ye'de insanın başına.
Daha önce Cumhuriyet Gazetesi'nin Yunus Na-
di Ödülü'nü kazanan Hasan Ali, son olarak da
Cevdet Kudret Edebiyat ödülü'nü kazanmış.
Ne olmuşsa da ondan sonra, daha doğrusu
ödüllü yazar ile yapılan TV programı sonrasında ol-
muş.
•••
Hürriyet'te yayımlanan habere göre, TV'de ken-
disiyle röportaj yayımlandıktan sonra, Hasan Ali
Maliye'deki işine gittiğinde, bir polis memuru ge-
lir çalıştığı yere ve sorgu başlar:
- Sen bir şeyler yazıyormuşsun, ne yazıyorsun?
Ardından da ekler memur bey:
- Kitabından bana bir tane versene.
Hasan Ali kestirir atar:
- Kitapçılarda satılıyor, istersen gider alırsın.
Yazı yazan ukala vatandaş çizmeyi aşmaktadır.
Kibarca karakola davet edilir. Kalkar gider. Ora-
da kötü muamele ile karşılaşmaz. Hatta Komiser
Bey, kendisine çay ısmariar. Sonra sohbet başlar.
Konuştukça, görevli anlar ki bu Topbaş'ın ne ilk
kitabıdır ne de ilk ödülü.
Bunun üzerine Komiser Bey, biraz telaş, biraz da
görevini hakkıyla yerine getirememiş bir insanın st-
kıntısıyla,
- Vay be, der, meğerse biz uyuyormuşuz.
• • •
Sevgili okurlar,
Bizde sıradan vatandaşı, hiç mi hiç şaşırtama-
yacak olan olay sadece bundan ibaret.
Üstelik kötü bir muamele de yok. Tam tersine,
çay bile ısmarlamışlar kendisine.
Olaya bu açıdan bakılınca, büyütecelc, yadfrga-
nacak bir yan olmadığı bile söylenebrlir.
Ama çağdaş bir demokraside, bir insanın salt ki-
tap yazdığı, ödül aldığı için karakola çağnlması bi-
le, gazetelerin çoğunda manşetten verilir, TV'ler-
de birinci haber olur. Ve de bunu ilk haber alanlar,
gözlerine kulaklanna inanamazlar.
Dikkat buyurunuz, olayda talimat falan da yok.
Polis memuru kişisel inisiyatifini kullanmıştır. Ve
bana sorarsanız işin en düşündürücü yanı da bu-
dur.
Işte 21. yüzyılda kitap yazan adama bakış açısı
bu.
Bir de oturup, Türkiye'yi iyi tanıtamadığımızı,
imajını doğru dürüst yansrtamadığımızı söylüyo-
ruz.
Doğru dürüst yansıtsak ne olacak? Aslolan ne
ki, imajı ne olacak?
"2004 yılında AB'ye gireriz" diyor Başbakan.
Ben de diyorum ki: "Çağdaş herhangi bir kuru-
luşa tam üyelik için daha otuz fınn ekmek yeme-
miz gerekiyor."
İşin garibı çoğu kişi, olaya kızmayacak da olayı
anlatıp yorumlayanlara kızacaktır.
Çünkü bu ülkede olmaz olmaz.
Damştay'a basvuru
Asgari ücrette
brüt-net davası
tstanbul Haber Servisi -
Marmara Cniversitesi öğ-
retım üyesı Prof. Fehim
Üpşık, brüt 109 milyon
800 bin lira olarak belirle-
nen asgan ücretin net ola-
rak düzeltılmesı için dava
açu.
Prof. Fehim Üçışık, Ça-
lışma \ e Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'nın Iş Kanu-
nunun 33. maddesi uya-
nnca Asgan Ücret Tespit
Komısyonu aracıhğıyla
H» milyon 800 bin lira
olarak belirlediği ve 31
Aralık 1999'da Resmi Ga-
zete'de yayımlanan asgari
ücret miktannın brüt de-
ğıl net olduğunun tespiti
\eyürütmenin durdurul-
ması ıstemiyle Danıştay'da
davaaçtı.
Asgari ücretin insan
hasJarına aykın olduğu
ge-ekçesiyle de TBMM
Inan Haklannı Inceleme
Kmısyonu'na başvuruda
büinan Prof. Üçışık, Da-
ni;Ta>'a verdığı dava di-
leiçesınde, asgari ücret
he-aplamalarınm, vergi,
sc--yal sigorta primi ve di-
ğc'kesıntiler hesaplanma-
daa \apıldığını kaydetti.
tfPrcf. Üçışık, davasını şu
<<grekçelere dayandırdı:
}
. "Asgari ücretin hesap-
lanmasmda,karardabeJir-
tildiği ûzereönce birişçmin
günlük ihthacı olan 3540
kaloriyi sağlayan besin
harcamalan bulunmuş,
daha sonra bu besin için
harcamalann Dcvietİsta-
tistik Enstitüsü'nün 1994
yıh Türkiye Geneii Hane
Halkı Gettr ve Tûketim
Harcamalan Anketi so-
nuçbnna göre topfeun har-
camalann yüzde 36.4'ünü
teşkil ettiği göz önünde tu-
tularak toplam harcama-
lann tutan ortaya konmuş
ve böylece asgari ücretin
miktan 109.800.000 lira
olarak belirtenmiştir. Bu
tutar kamuoyuna brütola-
rak açıklanmısür.Oysaka-
rarda, anılan anketin orta-
ya koyduğu oranlar kulla-
nıiarak bulunantutar,ver-
gi, sosyal sigorta primi ve
diğer kesüıtileri kapsama-
maktadır. Asgari ücret he-
saplanmasında bu kesinti-
ler göz önünde tutulma-
Prof. Üçışüc, 1982 Ana-
yasası'nm 55. ve 49. mad-
delerinin, Iş Kanunu'nun
33. maddesının ve Idari
Yargılama Usulü Kanu-
nu'nun ilgili maddelennin
yasal dayanaklar olduğunu
bildırdi.
Gaziantep Emniyet Müdürü, balistik incelemelerinin önümüzdeki günlerde sonuçlanacağını söyledi
Hizlıııllah^ııı tüııı silahları ldrlîVurt Haberieri Servisi - Gaziantep Em-
niyet Müdürü AM Kalkan. Hizbullah'ın
cephaneliğinde eJe geçen siJahlann tama-
mının "kirli'' olarak nitelendirilen, çeşıtlı
olaylarda kullanılmış silahlar olduğunu
tahmin ettüderini belirtti. Diyarbakır Ba-
hkçılarbaşı semti Savaş mahallesi Küçük
Kavas Sokağı'ndaki Hizbullah'ın mezar
evinden çıkanlan cesetlerden binnın daha
JdmJığı belirlendi.
Gaziantep Emniyet Müdürü Kalkan,
söz konusu sılahlann Batman'da kayıp
olan silahlar oJup olmadığı konusunda bir
şey söylemenin mümkün olmadığını belir-
terek şöyle konuştu:
"Ele geçirilen silahlar kirlL Ancak sa>>
ca çok olduğu için hangi eylemlerde kufla-
nıknğına ihşkin balistik inceiemenin sonu-
cu önümüzdeki günlerde beDi olur. Genel-
UkJe örgütün tüm eylemlerini Güneydoğu
Anadohı Bölgesi'nde yoğunlaştırdığını bi-
Kynnıy- Rıı dbhlann lîa nrarfa kııllanılma-
sı ihtimaü çok fazla. Silahlann seri numa-
ralan ahnarak ilgili tüm yeriere fakslar çe-
kildi. Bu konuda ciddi bir inceleme yapıb-
yor. BunJarcihathanrhğıiçerisindeier.Ör-
gütün Gaziantep'teki sijasi kanadından
sonra askeri kanadını da çökerttik. Lojis-
tik desteğini bitirdik. Finans kaynaklannı
araşOnyoruz. En kısa sürede bu çahşmayı
da tamamlavacağız.''
Hizbullah'ın cephaneliğınin çıkartıldı-
ğı Iüks villada dün yeniden kazı çalışma-
lan başlatıldı. Kent merkezinde. Emek
Mahallesi'nde bir camı karşısında bulunan
ve örgütün Gaziantep sorumlusu Sadık
Arslan'ın beraber yaşadığı Adile Çiçek
üzerine kayıtlı evin, ekim ayından bu ya-
na satılık olduğu öğrenildi. Aynı semtte
emlakçilik yapan bir kişi, adının "Haa"
olduğunu söyleyen birinin Iüks villasım
satmak için kendisine başvurduğunu söy-
ledi. Emlakçi. "Kendisine ulaşabtfeceği-
miz bir numara vermesini istedim. Bu tek-
üfe yanaşmadı. Her müşteri çıküğında fi-
yab yükseltii. MOaya son müşteri çıknğın-
da 275 bin mark istiyordu" diye konuştu.
Bu arada, cephanelik olarak düzenlenen
evin müteahhidinin ve işçilerin isimlerinin
belirlendiği, yakalanmalan için çahşmala-
nn aralıksız sürdürüldüğü öğrenildi.
Yurtgenelınde Hizbullah'ayönelik ope-
rasyonlar aralıksız devam ederken, Gü-
neydoğu'da sürdürülen operasyonlarda gö-
zaltına alınan ve sonjulamalan sonucu
DGM'ye sevr
kedilensanıklarhakkında id-
dianamelerhazırlanıyor. Diyarbakır DGM
Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede,
sanıkSedatErdoğan'uı 1988-1989 yılla-
nnda örgüte girdiği belutiliyor.
İddianamede samğuı, Şanlıurfa Meslek
Yüksekokulu laşaat Bölümü 'nde öğrenim
görürken, örgüt mensubu Cemal Tutar'ın
yardımcısı olarak faaliyetlerde bulunduğu
ve okul sorumluluğuna, okulu bitirdikten
sonra da Diyarbakır'da cami sorumlulu-
ğuna getirildiği bildinlerek "Samğm 1993
yıhnda Dharbaku-'uı Silvan ilçesinde Hiz-
bullah örgütünün örgütienmesi içerisinde
yer aldığı, bir süre Sihan KayTnakamhgı
Yaa Işleri Müdürlüğü'nde geçici görev
yapbğL bflgBayar kayrtianna girerek baa
yaâlan 3 adet diskete kopyaladığı, bunla-
n çözüm için örgüte gönderdiği, düzenü
oiarak sorumluianna rapor \erdiğl Bat-
man. Mardin, Istanbul'da ele geçirilen ör-
güte ait evkrdeki bflgisavar kayıdan çö-
züm tutanaklan ve dosya kapsamıyla tes-
pit edflmiştir'' denıliyor.
Malatya Emniyet Müdürlüğü'nün açık-
lamasında, Hizbullah'ın Ilim grubuna
mensup olduklan gerekçesiyle gözaJtına
alınan 19 kişinin DGM'ye se\k edildiği,
bu kişiler arasında örgütün il istihbarat so-
rumlusu M. Zeki Eminoğhı'nun da bulun-
duğu bildırildı. DGM'ye sevk edilenler
arasmda aynca, Malatya Ticaret ve Sana-
yi Odası Yönetim Kurulu üyesi ve 18 Ara-
hk 1999 tarihinde yapılan FP Malatya II
Kongresi'nde Yönetim Kurulu üyeliğine
seçilen Hasan Dündar'ın yanı sıra Turgut
Özal Tıp Merkezı'nde görevli Dr. Kemal
Ateş: TSK cıımhııriyeti koruyacak
Çok yönlü soruşturma
BAV'ın dış
bağlantılan
inceleniyor
ANKARA (Cumhurh'et Bürosu) - Ka-
muoyunda "Adnan Hoca" olarak bilinen
Adnan Oktar'ın onursal başkanlığını yap-
tığı Bilim Araştırma Vakfı (BAV) çok yön-
lü olarak soruşturuluyor. Soruşturmamn
Ankara ayağında Devlet Denetleme Kuru-
lu üyeleri, Mülkiye müfettişleri ve Emni-
yet görevlileri yer aiırken, Istanbul"daki so-
ruşturmayı da Istanbul II Emniyet Müdür-
lüğü ile birlikte çalışan Vakıflar Genel Mü-
dürlüğü müfettişlen sürdürüyorlar.
BAV soruşturması kapsamında özellik-
le "Vakfin gerçek amacı, yurtdışı bağlantı-
lan ve mali kaynaklan" inceleniyor. Vakıf
organizasyonunun çok iyi olduğunu, bu ne-
denle "açik'' bulmakta zorlandıklannı be-
lirten yetkililer, bu gibı bir organizasyonun
"Türkive ik sınırh oiamayacağuu", vakfin
' yurtdışı bağlantüannı da ınceledıklerini di-
İe getinyerlar. BAV'm "görünnrdeçokzen-
gfn bir knrutuş ohnadığınr anJatan yetki-
liler, vakfin bağlantılı olduğu şirketlerin
araştmhnasıyla, birçok noktanın aydınlatı-
lacağını kaydediyorlar. Yetkililerin verdik-
leri bilgiye göre, Harun Yabya takma adıy-
la yazdığı "evrim karşıtı
n
kitaplanyla ta-
nınan Adnan Oktar, bu iş için de etraflna
topladığı gençlerden yararlanıyor. Müritle-
rinin tamanuna yakınını eğitimli ve zengin
ailelerden toplayan Oktar, böylelikle hem
mali sorunlannı çözüyor hem de yurtdışm-
da yayımlanan evrim karşıtı kitaplan Türk-
çe'ye çevirterek yayunlatıyor. Adnan Ok-
tar'ın, gençleri "dini ve cinsel yönden sö-
mürdüğünü" dıle getu-en yetkililer, "vak-
fin neyeparavan olduğunun" aydınlatılma-
sı gerektiğini vurguluyorlar.
Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Atilla Ateş, 196 şchit veren Kayseri 1. Koman-
do Tugayı Komutanlığı'nda "İç Güvenlik Şebitleri Anıü^nı açü. (AA)
Hizbullah itirafçısı: Kuran kursu öğrencileri şarkılanma vokal yaptı
KasetLer camilerde dolduruldu
MAHMUT ORAL
DİYARBAKIR - Hizbullah'ın propa-
ganda kasetlerini eko sisteminden yarar-
lanmak için camilerde kaydettiğı, örgütun
şarkıcılanna Kuran kursu öğrencilerinin
vokal yaptığı belirlendi. Hizbullah'ın ilk
itirafçısı Vecdi Şeran'ın aym zamanda ör-
gütün ilk şarkıcısı olduğu ve "Şuheda"
adlı kaset dizisini doldurduğu beliriendi.
Itirafçı Şeran, Diyarbakır Emniyet Mü-
dürlüğü'nde verdiği ıfadede. Hizbullah
içerisinde ilk olarak 1989'da kaset doldur-
maya başladığını anlattı. Şeran, propagan-
da kasetlerini Diyarbakır'ın Bağlar sem-
tindeki Iskender Paşa Camii'nde kaydet-
tiklerini ifade ederek şunlan anlattı:
"Kasetieri doldunırken caminin eko-
sundan vararlandık. Kuran dersi ahnaya
gekn çocuklarla ben \e Hacı kasetJeri dol-
durduk. Orgüt içindeki 2. kasetimi de bu
camide doldurdum. 3. kaseti hangi cami-
de doldurduğumu bilmhorum. Daha son-
ra bu kasedere "Şuheda" adı verildi. Dol-
durdugum kasedere Sadık, Hacı Elelçi,
Hanıdullah. Mehmet Ali Oğuz ve Şahin
Elelçi isinüişahıslarkoro oiarakkatridriar."
Şeran. örgütün Diyarbalor'daki yapılan-
masım "Şehir örgütienmesi ile Bağlar ör-
gütienmesi" şeklinde ayn ayn tuttuğunu
belırterek. "Orgüt Bağkr semtine ağniık
vermekte>di" dedi Hüseşin Veooglu. Edip
Gümüş, İsa Haa Bayancık ve Şaban Elaî-
tunter'ınsüreklı oiarak Bağlar'da bulundu-
ğuna dikkat çeken Şeran şöyle konuştu:
" \elioğlu bu semtte devamh dersler ve-
riyordu. Derslere üst düzev örgüt roensup-
lan katüabiliyordu. Mahmut Kaya. Ahmet
Ank gibi şahKİar sürekii Veooğhı ilebnük-
teydüer. Daha önceleri biz örgütknme ça-
uşması yapmak üzere Milli GençBk Vak-
fi'na gider,örgütkme çahşması yapardık.''
KAYSERİ (AA) - Kara Kuvvet-
leri Komutanı Orgeneral Atilla
Ateş, "Son günlerde gerçek yüzteri
ortaya çıkanirtkai terörörgütfcri de
Atatürk'ün kurduğu laik, demok-
ratik Türkrve Cumhuriyeti'niyıka-
rak, gelişmesini ve çağdaşhk yolun-
da ileıiemesini, güçlenmesini önle-
meye çaüşnıaktadn-" dedi.
Orgeneral Ateş. 1. Komando Tu-
gay Komutanlığfndaki törene katı-
larâk Iç Güvenlik Operasyonu'ndan
başanyla dönen fugay personeüni
kutladı. Orgeneral Ateş, burada
yaptığı konuşmada, Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin yüce milletimizin
daima engin sevgi ve güvenini ka-
zandığını ve ondan aldığı destekle
her gün daha da güçlendiğini belir-
terek "Türk Silahlı Knvvetleri, dün
olduğu gibi bugün de ülkemizin, bö-
lünmez bütünlüğümüzün tenıinafr-
dır" dedi. Türk Silahlı Kuvvetle-
ri 'nin terörle mücadelede büyük ba-
şan sağladığını vurgulayan Orgene-
ral Ateş, şunlan söyledi:
'Mûcadeleye devam'
"Bu başannuzm miman yüce
milletimiz veonun evlaüan olan siz-
lersjaiz. Gekcekte d« ülkenin bü-'
tfinlüğone kastedenlere karşı gözü-
nüzü kırpmadan mücadeleye de-
vam edeceksiniz. Kimsenin bir ka-
rtştoprağmdagözümüzohnadığıgi-
bi, verecek bir kanş toprağumz da
yoktur."
Ateş, iç ve dış hainlerin bu ülke-
yi bölınek istediklerini belirterek
şöyle devam etti:
"Bunda başansız olunca bu mü-
letin baa insanlanm azuıhğa çevir-
me ga>reri içine girmişlerdir. Son
günlerde gerçek vüzleri ortaya çı-
kan irticai terör örgütleri de Ata-
türk'ün kurduğu laik, demokratik,
Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkarak,
gelişmesini ve çağdaşhk yolunda
ikrieyerek güçlenmesini önlemeye
çahşmaktadırlar. Bütün bu olanla-
nn tek maksadı, miDeti böferek ge-
leceği parlak olan Türkive'nin geli-
şimine engel olmaknr. Türk milleti
bugüne kadar gSsterdiği basireti
bundan sonra da göstererek bu
oyunlara gelmeyecektir.'' Orgene-
ral Ateş, bugün yaşanan sıkmtılan
aşmada en büyük gücümüzün ka-
der, tasa ve kıvançta tek yürek ol-
mak olduğuna işaret ederek "Yüce
nüHetin bağnndan çıkan Türk Or-
dusu var oldukça bu devlet ve mil-
leti künse bölemeyecek ve Ata-
türk'ün gösterdiği yoidan döndüre-
meyecektir" dedi.
Orgeneral Ateş, hangi kesimden
gelirse gelsin, terör icra edenlerin
ve destekleyenlerin gaflet içinde ol-
duklanm ve bu millete ihanet ettik-
lerini bildirdi.
Ertaş. Inönü Üniversitesı'nde araştırma
görevîisi MuhammetBakiı'VImaziie Cen-
gizÇiçek,Ahmet Sıcakkanh, Mahmut Yay-
la, Agit Işık, Cengiz Yıldınm, Kenan Yıl-
dınm. MehmetBaUa,Ağa Apuhaa Serdar
Kıhç, Özcan Günti Erkan Dönmez, Bay-
ram Ayaz. Rıdvan ÖzeL Engin Uslu ve
Cebrail Öz bulunuyor.
Elazığ'daki operasyonlarda, Hizbul-
lah'la bağlantılan bulunduğu gerekçesiy-
le biri kadın 3 kişi daha tutuklandı. Kadın
teröristin adı açıkJanmazken, diğerlerinin
AM Ergüven ile ErolPakdemir olduğu be-
lirtildi. Denizli'de 2 örgüt sempatizanı gö-
zaltına alımrken Artvin'de örgütle bağlan-
tısı olduğu belirlenen bir kişi tutuklandı.
Konya Anıt Alanı'nda bugün saat
12.00'de, sivil toplum kuruluşlannjn kaü-
lımıyla Hızbuliah'ı kınamak amacıyla
'Türkive Kamuoyuna' adlı basın bildırisı
okunacak. Hizbullah, Gaziantep'te, içinde
cephanelik bulunan villanın karşısındaki
camide verilen cunıa hutbesinde kınandı.
DNA ile belirlendi
Üsküdar'daki
cesetlerden
biri Yeter'e ait
tstanbul Haber Servisi - Şeriatçı terör
örgütü Hizbullah'ın Üsküdar'daki me-
zarevinin bahçesinde bulunan ve teşhis
edılemeyen cesetlerden birinin daha
kimliği belirlendi. Cesedin, reklam pro-
mosyon şirketuıde çalışan 24 yaşındaki
Şuayip Yeter'e ait olduğu DNA testiyle
ortaya çıktı.
Cesedin 17 Kasım 1999'dan beri ka-
yıp olan Şuayip Yeter'e ait olduğu, Ye-
ter'ınannesı Faöna Yeter ilebabasından
alınan kan örneklerinin Yeter'in cese-
dinden alınan kemık iliğiyle karşılaşü-
nlarak yapılan DNA tesri sonucu anla-
şıldı. Yeter'den, 17 Kasım günü işyerin-
den çıktıktan sonra bir daha haberalına-
madığı belirtildi. Yeter'in cenazesi, dün
dayısı Abdullah V ıkünm ve akrabalan
tarafından Adli Tıp Kurumu Mor-
gu'ndan alınarak memleketi olan Adıya*|
man'ın Kâhta ilçesine götürüldü. Ab-
dullah Yıldınm, Yeter'in kaçınlma ne-
denini bilmediklerini belirterek, "Kea-
| djsinin herhangi bir örgütle, deraekle )«.
4tyakıflaba|lantısı>T)ktu*'dedi. " v |
Yeter'in cesedinin teşhis edilmesîyl^r
Adli Tıp Kurumu'nda teşhis edileme-
yen 9 ceset kaldı.
Hizbullah'ın
bilgisayarcısı
tutuklandı
tstanbul Haber Servisi- Şeriatçı terör
örgütü Hizbullah'a yönelik Istanbul 'da-
ki operasyonlar sırasında hücre evlerde
ele geçirilen dokümanlarda adı geçen
bilgisayar fırmasının gözaltına alınan 3
yöneticisinden biri tutuklandı. Terörle
Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki sor-
gulan tamamlanan Maruf Üdürgöcü,
Murat Yusuf Uzunoğkı ve Vahya Kefeş,
Istanbul DGM Cumhunyet Başsavcılı-
ğı'na sevk edildi. Sorgulanan 3 kişi,"Ya-
saffeşa örgüte \arthni ve yataknk etmek"
suçundan tutuklanmalan istemiyle nö-
betçi mahkemeye gönderildi.
tstanbul 4 No'lu DGM'de hâkım kar-
şısına çıkan MarufÜdürgücü tutuklana-
rak cezaevine göndenlirken diğer 2 kişi
tutuksuz yargılanmak üzere serbest
buakıldı.
Terör örgütü Hizbullah tarafından ka-
çmlıp öldürüldükten sonra cesedi Kon-
ya'da bir hücre evinde bulunan işadamı
Şaban Uyar'ın akrabalan, Uyar'a ait
otomobıli almak için Istanbul Emniyet
Müdürlüğü'ne geldi. Uyarailesi, işlem-
ler tamamJanamadığı için otomobili ala-
tnadan emniyetten aynldı.
SlFIR NOKTASl /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
"Siyasal Islam" deyimi, özellikle
Batı dünyasında kullanılan birdeyim.
Siyasal Islam deyimi, Islamiyeti bir
iktidar ideolojisi olarak gören siyasi
hareketler için kullanılıyor. Önceki
gece Siyaset Meydanı'ndaki Hizbul-
lah tartışması, sonunda siyasal Is-
lam tartışmasında düğümlendi.
Tartışmayı şu temel noktalarda
özetlemek mümkün: 1. Islamiyet, si-
yasetten bağımsız olabilir mi? 2. Is-
lamiyet, demokratik bir sistem için-
de kendisine bir yer bulabilir mi? 3.
Siyasal Islam, Islamcılığın yanlış bir
uygulaması mıdır, yoksa kaçınılmaz
bir sonucu mudur? 4. Fazilet Partisi,
Hizbullah, siyasal Islamcı akımlar mı-
dır? 5. Islamın şiddetle bir ilişkisi var
mıdır?
Islamiyet gerçekten, siyaset dışın-
da kalabilir mi? Buna iki tür cevap ve-
rilebilir. Çoğunluğu Müslüman olan
bu ülkede, herkesin siyasi bakış açı-
sı farklı olduğuna göre Islami inanç-
ları, siyasi tercihlerin dışında bırak-
mak mümkündür. Yani yaygın de-
yimle politikaya dini sokmamak ge-
rekir. Bir tez bu. Islamiyetin siyasete
sokulması ülkede büyük soruniara
neden oluyor, bu nedenle önünün
Siyasal Islam Üzerine
kesilmesi şarttır.
Bir başka tez ise; Islamiyet, zaten
siyasi hedefleri olan bir din olarak or-
taya çıktı. Aslında Hıristiyanlık, Mu-
sevilik gibi tek tanrılı diğer dinler de
siyasi dinlerdi. Islamiyet, siyasi bir
din olduğu için önderi peygamber
döneminde bir devlete dönüştü. Ku-
ran-ı Kerim, bu devletin anayasası-
dır. islamiyeti siyasetin dışında dü-
şünmek mümkün değildir, gerçekçi
de değildir. Ancak siyasi Islamcılar,
demokratik sistemin bir parçası ola-
caklar mıdır, olmayacaklar mıdır?
Sorun buradadır.
Türkiye'deki tartışmayı da bu ek-
sen üzerine oturtmak gerekir. Önem-
li olan, Islamcı kimliğiyle siyaset ya-
panların, demokrasiye ne kadar yat-
kın olup olmadıkları. Ne yazık ki bu-
güne kadarki deneyler, en büyük si-
yasi Islamcı akımın henüz demokra-
siyi içinde sindiremediğini, laikliği bir
ortak payda olarak kavrayıp ona uy-
gun bir siyasi kültür geliştiremediği-
ni gösteriyor.
Bu durumda şu soruya cevap ara-
malıyız? Siyasi Islam, demokratik bir
sistem içinde kendisine yer bulabi-
lecek referanslara sahip mi? Bir id-
diaya göre hayır. Kuran-ı Kerim'de
ve peygamberin hadislerinde ortaya
çıkan temel Islam anlayışı, dogma-
tiktir. Allah'ın emirlerini içerdiği için
üzerinde tartışılamaz, konuşulamaz.
Bu nedenle Islamcılann demokrasi-
yi kabul etmeleri mümkün değildir.
Bir başka görüş ise şu: Islamiyetin
neye ne kadar açık olduğunun temel
ölçüsü, o toplumun gelişmişlik düze-
yidir. Ömeğin Suudi Arabistan'da ve-
ya Kuveyt'te, Islamcılann demokra-
tik referanslan olamaz, çünkü o top-
lumlann demokrasiyi geliştirebilecek
bir altyapılan yok. Ama Türkiye gibi
nispeten gelişmiş ülkelerde, Islami-
yet demokratik çokseslilik içinde
kendisine bir yer bulabilir. Bugün
Türkiye'deki Islamcı akımlann krizi
de burada düğümleniyor. Onlar, eğer
yasal politika yapmak istiyorlarsa,
değişmek ve gelişmek zorundalar.
Türkiye, onları değiştirecek gelişkin-
liğe sahiptir. Bu yüzden değişecek-
lerdir.
Siyasal Islam, Islamcılığın yanlış
bir uygulaması değildir. Hizbullah da
Fazilet Partisi de siyasi Islamcı akım-
lardır. Ancak kullandıklan yöntemler
farklıdır. Hizbullah, siyasi çizgisini
şiddete dayalı olarak geliştirmeyi he-
defliyor, Fazilet Partisi de henüz, si-
yasal demokrasinin gereklerini içsel-
teştirebilmiş değil. Parti içindeki kav-
ga da bunun delili. Burada temel çık-
maz, Islamcılara "Siyaset yapmayın"
demek.
Çünkü bu mümkün değil. Türki-
ye'de Islami siyasette referans ola-
rak kabul eden bir siyasi gelenek var.
Önemli olan, bu geleneğin demokra-
si içine girip girmeyeceği.
Batı'daki Hıristiyan Demokrat ge-
lenek Türkiye'de gerçekleşemez mi?
Aslında Hıristiyanlığın temel yaklaşı-
mı da demokrasiye uygun değildir.
Ancak Avrupa'da yüzyıllarsüren bü-
yük mücadelenin sonrasında kilise
kendi içine çekilmiş, siyasetle uğra-
şan siyasi akımlar ise demokratik-
leşmişlerdir.
Aynı süreç Türkiye'de de yaşana-
bilir. Bu, Türkiye'nin gelişmesinin ve
demokratikleşmesinin de bir unsuru
haline gelecektir.
Siyasi Islamla ilgili tartışmayı bu
köşenin sınırlan içine sığdırmak çok
zor. Örneğin, Islam şiddete karşı mt-
dır, sorusu? Islamın kuruluş dönemi-
ne baktığımızda; zor, Islam devletinin
gelişmesinin ana unsurlanndan biri-
si olmuştur. Dört halifeden üçünün
iktidar kavgaları içinde öldürülmele-
ri bunun en temel delilidir.
Bugünün dünyasında Islamiyeti,
herkes biraz da durduğu yere, da-
yandığı ekonomik güce göre yorum-
luyor.
Dün Anadolu'da orta büyüklükte-
ki esnafın Istanbul büyük burjuvazi-
sine karşı gelişen ideolojisi olan siya-
sal Islam, bugün Anadolu Aslanlan
adı verilen, daha gelişmiş bir sanayi
veticari güce sırtını dayıyor. Islamcı-
lann, çoksesliliğe yatkın ve toplumun
diğer kesimleriyle daha banşık söy-
lemler geliştirmesi biraz da böyle bir
ekonomik arka plan sayesinde ger-
çekleşebilir.
Daha söylenecek çok söz kaldı.
Sonra devam etmek umuduyla...