Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ŞUBAT 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Telefondaki
vızıpdama
Ulaştırma Bakanlığı,
1998 yılında iki cep
telefon lisans hakkını
medya alanında da boy
gösteren iki ayrı özel şirkete
devredince zil takıp
oynamıştık:
"Devletîn kasasına 250
trilyon lira girdi."
Oh be! Devlet küçülmüş, bir
kamburdan daha
kurtulmuştuk.
O cepten bu cebe kuşlar gibi
bıcırdayabilirdik artık.
Aradan iki yıl geçti.
Bıcırdama vızırdamaya
döndü:
"Bu kadan da olmaz ki,
cep telefonları için hiç
konuşmasak bile
ayda 2 milyon 173 bin
912 lira sabit ücret
ödüyoruz."
Tüketici Haklan Derneği
Başkanı Turhan Çakar
hesabını yaptı:
"8 milyon cep telefonu
tüketicisi olduğunu
varsayarsak, herhangi bir
hizmet verilmeden her ay
alınan sabit ücret toplamı
17 trilyon liranın
üzerindedir."
Sabit ücret, özelleştirmenin
bedelinin kamulaştırılmasıdır.
Hani iki yıl önce cep
telefonu lisans hakkının
devri için devletin kasasına
girdiği söylenen 250
trilyon var ya, bugün
o parayı taksit taksit
kamu, yani toplum
ödemeye devam ediyor.
Eh, çağın gereğidir,
katlanacaksınız artık.
ISIK KANSl"
'..X.
Tarım iflasa gidiyorözerkleştirme adı altında Ziraat
Bankası'nın çiftçiyi destekleme
işlevi daraltılıyor, Tanm Işletmeleri
Genel Müdürlüğü'nün CTİGEM) çok
geniş tanm araztleri özelleştirme
kapsamına alınıyor, tanmı
destekleme yönteminden
vazgeçiliyor, yerine çiftçiyi
üretimden koparan "doğrudan
gelir desteği"ne geçiliyor...
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, geçen günlerde partisinin
bir toplantısında IMF ve Dünya
Bankası patentli tanm politikasının
sonucunun ne olacağını şöyle
açıkladı:
"Bu politikalara yönelen tepkiler
nedeniyle sokağa çıkamaz hale
geleceğiz."
Iktidar sahiplerini "sokağa
çıkamayacak", ülkeyi tümüyle
bağımlı kılacak, Türkiye'yi kendi
yurttaşlarını doyuramaz duruma
getirecek "Yeni Tanm Düzeni"nin
ne anlama geldiğini DİSK Genel-lş
Sendikası'nın çıkardığı "MAI
Nedir? Neden Karsıyız?" adlı
kitapçığından öğrenelim:
"Hedef, verimli topraklann
ulusötesi tohum tekellerinin
eline geçmesinin yolunu açmak,
ülkeleri kendi gıdasını üretebilir
konumdan çıkartarak tanm
ürünü rthalatına bağımlı hale
getirmek ve devletin ulusal
ekonomiden tamamen çekilmesi
suretiyle de yönetimi tamamen
ele geçirmektir. Dünyanın tüm
azgelişmiş ülkelerinde arbk
tanm desteklemelerinin ne
kadar olacağı, taban fiyatın
hangi düzeylerde tutulacağına
IMF karar vermektedir.
Yaklaşık 10 yıl kadar önce hektar
başına daha fazla verim aldığı
için atalanndan beri kullanmakta
olduğu tohumdan vazgeçip
kendisine sunulan yeni 'ithal'
tohumu kullanmaya başlayan
çrftçi, ürün hasadından artık
tohumluk ayıramadığını, bu yeni
tohumun 'intihar eden' bir tür
olduğunu görmenin şokunu
yaşıyor." Genel-lş'in
kitapçığındaki bilgilere göre çrftçi
ürünü yetiştirecek, ardından belki
de eskisine oranla daha yüksek
fiyatlarla satabilecek.
Nereye kadar? Söz konusu ürün
çeşidinin herkes tarafından
üretilmeye başlanmasına kadar.
Dahası, ve belki de en önemlisi,
çiftçi, bu üründen tohumluk
alamadığı için o tohumu üreten
çokuluslu tanm şirketine
mahkûm olacak!..
DYP-SHP ortaklığı
döneminde Başbakan
olan Tansu Çiller,
Batman Valisi Salih
Şarman'a koruculardan
oluşan "özel biriik"
kurması ve silah ithal
etmesi için özel onay
vermiş. İthal edilen
silahların parası da
SHP'li Bakan'ın
sorumluluğundaki
Toplu Konut Idaresi
(TOKİ) fonundan
ödenmiş.
Olayı, aynı dönemde
Başbakan Yardımcılığı'nı
Hükümet olmuşlap... Ya iktidar?
üstlenmiş bulunan eski
SHP Genel Başkanı
Murat Karayalçın'a
sormuşlar, "Bir valiliğe
silah ithali için özel
izin verildiğinden
haberim yoktu. O
dönemde Içişleri ve
Milli Savunma
Bakanlığı da yaptıkları
uygulamalar
konusunda hükümet
ortağı olan bize
danışmaz ve aynntılı
bilgi vermezdi" demiş.
Eski TOKİ Başkanı Yiğit
Gülöksüz ise kurumun
fonlanndan yapılan
harcamalar konusunda o
dönemde "denetleme
yetkisi"nin kendi
ellerinde olmadığını ifade
etmiş.
Çiller'in Başbakan
olduğu DYP-SHP
koalisyonu sırasında,
SHP'nin hep DYP'nin
ardından sürüklendiği
söylenip dururdu. Şimdi
bu sav kanıtlanmış
oluyor.
öyle anlaşılıyor ki; halkı
yoksullaştıran 5 Nisan
kararlarından, gümrük
birliğine cumburlop
girilmesinden,
özelleştirmelerin bir an
önce
gerçekleşmesinden
haberdar olup bu
gelişmeleri "aslanlar"
gibi savunan
sosyaldemokratlar
hükümet olmuşlar, ama
iktidar olamamışlar...
Çarpma öyküsü
Algan Hacaloğlu'nun
eşgüdümünde çalışmalarını
sürdüren "CHP Ekonomi
Masası"nın hazırladığı
"Ekonomide Son Bir
Hafta" adlı bülten, ileri
sürüldüğünün tersine,
ekonominin pek tıkınnda
olmadığını belirliyor.
Hacaloğlu, ekonomik
gelişmeleri kuru muhalefet
anlayışıyla değeriendirme
yerine, daha bilimsel
yöntemlerie yorumlama
amacında olduklarını
söylüyor.
5. sayısı geçen hafta
yayımlanan bültende yer
alan "Neoliberal bir başan
öyküsü" ilgımizı çekti:
"Bakan olarak, sana bağlı
olan genel müdürün
karşısına otur ve kendi
şirketinin Ziraat
Bankası'na olan trilyonluk
borçlanm konsolide ettirt!
Bankanın içini boşalt,
sonra bankana devlet el
koysun ve senin
boşalttğın trityonlan
Hazine yerine koysun!
Siyasi ağıriığın azalınca,
hakkında bu konuda dava
yolu açılsın, ancak her
şeye rağmen, senin tekelci
ekonomik çarkın dönmeye
devam etsin, belirli
çevrelerde itibann
çoğalsın! Artan rtibaria
'Çankaya'nın aile
fotoğrafında yerini al' veya
Maliye Bakanı'nın elinden,
'Vergisini peşin ve eksiksiz
ödeyenler' namına vergi
şükran plaketi al!"
Işte Türkiye'nin çarpık
ekonomisinde yaygın bir
çarpma öyküsü!"
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMtROĞLU
Az Sonra!
• Çete'nin tayini çıktı! Susur-
luk Çetesi olarak bilinen devlet
içi çetenin, "Kırat, avrat, kayıp
silah" olayından sonra Batman
Çetesi olarak anılmasına karar
verildi! Mehmet Ağar'la baş
başa görüştükten sonra konu
hakkında açıklama yapan Tan-
-aU-Çüto şunlan söyledi: "Evet,
çâtenin tayini çıkttğı doğnıdur.
Bu bir devlet çetesi olduğuna
göre, herhangi bir devlet birimi
gibi ara sıra yer değiştirmesinor-
maldir. Çünkû bizim çetemizin
kapsama alanı bütün Türkiye'dir.
Görevim boyunca 'kutsal çete'
prensibinden hiç aynlmadım. Bu
durumlara kimse şaşırmamalı-
dır. Ben o makamlara gelecek-
tim de başka ne yapacaktım?
Şimdi çetemiz şark hizmetiniya-
pacak. Zaten ben Batman'ı ol-
dum olası sevdim. Bana Ameri-
ka 'nın ünlü tipi Batman 7 hatıha-
tıyor. Göğüslerimigere gere söy-
lûyorum, Batman forever! Yani
sonsuza kadar çete! Aynca Hiz-
bullah'a yüklenenler haksızlık
yapmasın, depremlerde mezar
evlere hiç bir şey olmamıştır!"
Az sonra!
• Yılmaz Güney karşıtı köşe
yazarlarından manifesto! Yılmaz
Güney'e "katil, lumpen, maço"
gibi sözlerle saldırıda bulunma-
ya çalışan yazarlar tarafından
ortaklaşa kaleme alınan manifes-
todaözetle şöyle denildi: "Yılmaz
Güney asla bir kültür adamı ola-
maz ve dünya sanatında Türki-
ye'yi temsil edemez! Çünkü bu
ülkenin gerçek kültür eiçisi Tar-
kan'dır. Gerçek kültüradamı po-
pülerişleryapmalı, dünyanın her
yennden kızlan.kendine hayran
bırakmalı ve asla insanlığın du-
rumuyla ilgili çalışmalaryapma-
yıp sabun köpüğü işlerle uğraş-
malıdıri Tarkan, Güney'in aksine
hiç dnayetişlememiştir, lümpen
değil cikstir ve sürmeli gözleriy-
lemaçonun tam aksine efemine-
dir. Gerçek kültür eiçisi odur. In-
sana insanlığını hatıhatan boz-
guncu sanatçılar ise düşmanı-
mızdır. Böylelerine ölmüş olsa-
lar bile saldırmaya devam ede-
ceğiz!" Az sonra!
• Çillerler BTV'yi geri alıyor!
Fadıl Akgündüz'e sattıklan ka-
nallarını geri almay_a kararlı ol-
duklarını belirten Özer Çiller,
bu karann gerekçesini şöyle an-
lattı: "Şu anda bir tv kanalına
çok ihtiyacımız var. llk fırsatta
Hizbullah kasetlerinin tamamını
yayınlayıp rating rekorlan kıraca-
ğız. Çünkü o kasetlerde dolaylı
olarak çok hakkımız var. Spon-
sonı olduğumuz örgütün kaset-
leri bizim kanala yakışır!" Az
sonra!
Minl Test
14 Şubat Sevgiiiler Günü'nün ekonomik yorumu
aşağıdakilerden hangisidir?
,a) Aşkı sömürüp insanlara daha çok eşya satmak
b) Sevgiyi sömürüp insanlara daha çok eşya satmak
c) Sevdayı sömürüp insanlara daha çok eşya satmak
d) Romantizmi sömürüp insanlara daha çok eşya
satmak
e) Hepsi!
5+5'e Alternatü Çankaya Formülleri
• 8-8 Onaltı, Hakem Verdi
Penarb Formülü: Çankaya Köş-
kü'nün bahçesinde Demirel'in
geçtiği kaleye Hagi, 8 penaltı
çekecek. Kurtardığı her şut ba-
şına Demirel'in Cumhurbaşkan-
>ğı bir yıl uzayacak. Cumhur-
isaşkanı, Hagi topa vurmadan
•arâket ettiğindeve "Iska-pıska"
diya bağırdığında görev süre-
sirden iki ay düşülecek. Sinyor
Can Bartu'nun önerdiği bu for-
•nüün uygulanması esnasında
Hüsnû Çil ve Ali Can lakot gö-
:etnen olarak bulunacak!
« Yerde Ne Var, Yer Boncuk
Fomülü: Köşkte gözü olan mil-
etekilleri Kumkapı Akıllı Bıdık
3par Tesisleri'ndeki halı saha-
da buluşup, "Yerde ne var yer
soıcuk, gökte ne var gök bon-
zut, kaldır beni hoppacık" diye
na'kırarak Demirel'i kaldırmaya
jğ-aşacak. Başarılı olan millet-
/etili, direkt cumhurbaşkanı ola-
;». Başan sağlanamazsa, De-
nrel'in süresi, kırılan her kabur-
gaoaşına 13 ay uzatılacak! (Ka-
ırur Genç'in bu formül kapsa-
nndabaşanlı olmak için çok sı-
<j calıştığı ve günde 4.5 saat ha-
asnın gürbüz üçüzlerini indirip
odırdığı öğrenildi.)
• Horoz Dövüştürmece For-
milû: Çevik Bir'in horozu (Ku-
mandan) ile Demirel'in resmi ho-
rozu Ispartalı Yiğit, Meclis lo-
kantasında kapıştınlacak. Eğer
Baba'nın horozu, rakibini yener-
se görev süresi uzayacak. Süre,
atılan didik sayısının 6 ayla çar-
pılmasıyla elde edilecek!
• Çarkrfelek Bana Yapta Ke-
lek Loo, Boğazına Düşsün
Ham Çökelek Formülü: Süley-
man Demirel, canlı yayında Çar-
kıfelek'e katılacak. Çevirdiği çark-
ta hangi rakam gelirse, süresi o
kadar uzatılacak. Iflas gelirse,
Mehmet Ali Erbil cumhurbaş-
kanı olacak ve Demirel, Islam-
köy'e yerleşip. Cavrt Çağlar'la
biriikte sera sincabı yetiştirecek.
Çarkı tornavidayla kurcalayıp hi-
le yaparsa, Kadir Çelik'le 5+5
yıl boyunca Zincirbozan'da ay-
nı evi paylaşmaya mahkûm edi-
lecek!
• Tekme Tokat Formülü: Ta-
rihini Anayasa Mahkemesi'nin
belirlediği bir anda Demirel'in
üstüne 20 kişi birden çullana-
cak. Baba'nın kavga esnasında
devirdiği her adam başına görev
süresi birbuçuk yıl uzatılacak.
Dört veya daha fazla adam ko-
maya girerse Demirel'in görevi 39
yıl uzatılacak! (Halkın "sinir sü-
resi" ise hiç bitmeyecek gibi
görünüyor.)
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakio turk.net
\r\
ÇtZGlLÎK KÂMtL MASARACI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12 Şubat
GAZİ'NİN EGE VAPURU'YLA GEZİSİ..
1331"DE BUGÜfiJ, GAZI MUSrAFA t££/U4i., TÜKKİYE
Kiytots/A/M rAPrrğı uza/J DCNIZ YOLCULU-
ĞUYLA İLS/Lİ OLA&4K,MER£/M'OE,EGE l/rt-
PURU OEFrEGİHE Sr&C4
, özercE, t93o SOA/U ıse
, E6E
A4, EGE ISAPt/fZU
YE&PİĞt H/ZMETE &/Ş ff
O YtU-AGCM
r
SEmt/SEfil4W
ş
BAĞU OLAM ESE YOL-
CM I/E YUK G£MİSf S27S TOMLe/K-
TU..
- . - •• ,. İ L A N
T.C.
ŞİŞLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1999/109
Davacı Seher Bingül vekili tarafından davalı Ömer Bingül aleyhine ikame olunan boşanma davası sebebiyle,
Türbe Çeşme Sokak No: 8 Sanyer-İst. adresinde mukim davalı Selman Ömer Bingül adına ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş
olduğundan,
Mahkememızın 1999/109 esas sayılı dosyasında verilen 28.12.1999 tarihli karar gereğince Istanbul, Sanyer ilçesi, Büyükdere Mah.
Cilt:001-l 1, Sayfa: 63, Kütük: 1306'da nüfüsa kayıth, davacı Mustafa kızı Seher Bingül ile aynı nüfusa kayıtlı davalı Ziya oğlu Selman
Ömer Bingül'ün MK'nun 134. maddesi gereğince boşanmalanna, müşterek çocuk Mine Bingül'ûn velayetinin davacı annesine veril-
mesine, velayeti annesine verilen müşterek çocuğu her sene 1 Temmuz ile 30 Temmuz arası davahnnı yanına alabılmesıne, şahsi müna-
sebetlerin bu şekilde idamesine, masrafın davacı üzerinde bırakıknasına, kanun yollan açık olmak üzere 28.12.1999 tarihinde karar ve-
nlmış olduğu, karar tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 6325
tLAN
T.C.
ALİAĞA SULH HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN
Tereke Defter No: 1998/1 Resmi Tasfıye
27.10.1993 tarihinde vefat eden ve son ikametgâhı Kazım Dirik Mahallesi, 372 Sokak, No: 8 Aliağa-lzmir adresinde bulunan Mus-
tafa oğlu, 1943 d.lu, Hüseyin Koç terekesinin resmi tasfıyesine Alıağa Adliyesi Yazı Işleri Müdürii Seracettin Aydın tayın edılmıştir.
Tereke defterinin tanzım, mallannın idaresı. tedbirlerin alınması, alacaklann tahsili, tereke mallannın paraya çevrilmesi ve bedelle-
rinin tahsili, mal vasiyetlerinın yerine getirihnesınde görevli ve temsil yetkili bulunmaktadır.
Keyfıyet ilgililerin bilgi edinmeleri için ilan olunur. 07.02.2000 Basın: 6301
GÖRÜŞ
Dr. EMİN GÜRSES
Ayrupa'da Yabancı
Düşmanlığı
Heider'in göçmen karşıtı, Nazi sempatizanı, Doğu
Avrupa ülkelerinin AB'ye alınmasına karşı çıkan, Hit-
ler'in "Yahudi toplama kamplan"n "ceza kamplan"
olarak nitelendiren yabancı düşmanı, ırkçı "özgüriük
Partisi'rt'm yeni Avusturya hükümetinde koalisyon or-
tağı olması Israil, ABD ve AB başkentlerinde tepkiyle
karşılandı. Kurt Waldheim'ın cumhurbaşkanlığı dö-
neminde de (1986-92) VValdheim'ın eski bir Nazi su-
bayı olduğu gerekçesiyle Avusturya yine aynı merkez-
lerin tepkileriyle karşılaşmıştı.
Sosyal Demokratlar ile Halk Partisi uzun yıllar ikti-
darda kalmış, taraftaıian ise partilerinin kendilerine
yarattığı olanaklan kullanarak bürokrasinın her kade-
mesine yerleşmiştir. özgüıiükçü Parti, özellikle bu sü-
reçten dışlanmışlar arasında destegini arttırmıştır.
Avusturya'nın küçük ve orta düzeydeki kuruluşlannın
Doğu Avrupa'nın ucuz mallanyia Avrupa pazannda
yanşa girmesi, Avrupa'da sosyal güvenlik kesintileri-
nin artmasına doğru bir eğilimin güç kazanması, Avus-
turya'nın güney bölgesinin AB'nin tanm politikalann-
dan olumsuz etkilenmesi, özellikle att ve orta sınrfta
maddi güvenlik ve sosyal statülerinin tehlikeye düşe-
ceği korkusunu arttırmış ve bu aşın-sağ politikacılar-
ca kullanılmıştır. Heider "sessizliğin sesi" olduğunu
öne sürüyordu. 1988-1998 yıllan arasında Avusturya'ya
405 bin mülteci gelmesi ırkçı, yabancı düşmanı söy-
lemlerin kullanılmasını arttırmıştır.
Demagog Heider'in önyargılara, hislere hitap eden,
toplumsal korkulan şovenist kanallara yönlendiren,
yabancılan suçun nedeni olarak gösteren politikalan
belirli nedenlerle yine belirli toplumsal katmanlardan
destek görmüştür.
Avrupa'da yabancı düşmanlığının yükselişe geçti-
ği dönemlerde sadece ırkçı partilerdeğil, merkez-sağ
partilerin de yabancı düşmanlığını oy toplamak ama-
cıyla dolaylı olarak kullandığı bilinmektedir. Heider'e
tepkinin temelinde Yahudi düşmanlığı önemli rol oy-
namaktadır, yoksa tek başına yabancı düşmanlığı de-
ğil, Avusturya Halk Partisi ile Ozgürlük Partisi arasın-
daki koalisyon, uluslararası mali çevrelerde Yahudi
sermayesinin gücünden çekinen Avusturya'nın bazı
büyük şirketlerinı de tedirgin etmiştir. Bu şirketler ve
Avusturya Sanayiciler Federasyonu, gelişmelerin ken-
di uluslararası bağlantılannı tehlikeye sokmasını en-
gellemek için özellikle çaba göstermektedirler.
Avrupa'da örtülü Heider'ler cirit atmaktadır. 1994 'te
Italya'da muhafazakâr hükümette kökeni Mussoli-
ni'nin faşist partisine kadar giden Ulusal Biriik koalis-
yon ortağı olarak yer aldığında Avrupa'dan pek önem-
li bir eleştın gelmemışti. Aradaki fark Heider'in Yahu-
di düşmanlığından gelmektedir. Fakat Müslüman,
Türk, Afrikalı düşmanlığı Avrupa'da bir tepki doğur-
mamaktadır yönetimlerde.
1982'de Batı Almanya'da 16 üniversite profesörü,
Hıristiyan Batı Avrupa değerlerini korumak için göç-
men işçilerin geldikleri yerlere geri gönderilmelerini
talep eden bir bildiri yayımlamışlardı. Avusturya'da
merkez-sağ Halk Partisi "Vıyana vlyanalılanndır" slo-
ganını kullanmaktan çekinmemiştir. Ingiltere'de John
Major 1991 yılındaki Muhafazakâr Parti konferansın-
da, "Biz bütün gelenlere açık olmamalıyız" sözüyle
yabancı karşıtlanna göz kırpmakta yarar görmüştür.
Isveç'te merkez-sağ, "Kapalı tut ki, biz dışanya çıka-
lım" sloganından medet ummuştur. Yine Isveç'te ba-
zı insanlar "Çıngene babasının kaypaklığını almış" ifa-
desiyle fişlenmışlerdir. Fransa'da Chirac'tn göçmen-.
ler için "Kaiabaiık aıleler 50 bin frank sosyal güvenlik
yardımı alıyorlar" ifadesi aşın sağ'a giden oylan top-
lamayı hedeflemıştir. Bu yaklaşımlann, Heider'in "Vı-
yana Şikago olmayacak" sloganıyla pek de çelişme-
diğı açıktır. Jacques Chirac'ın Heider karşıtlığının te-
melinde özellikle Fransa'da Jean- Marie Le Pen'in
daha da güçlenmesi korkusu yatmaktadır. Avrupa'da
ne zaman ki merkez-sağ güç kaybeder, oylann bir
kısmı aşın sağ partilere gıtmekte ve bunlara iktidar yo-
lunu açmaktadır. Avusturya'daki koalısyona 'aşın sağ'ın
ortak olması, diğer Avrupa ülkelerinde aşın sağı ce-
saretlendirecek, zaten var olan yabancı düşmanlığını
artan oranda körükleyecektir. Merkezi ülkeierde bazı
siyasiler nedense, göçmenlerin işsizlik maaşı aldıkla-
n ya da sıradan tşlerde çalıştıklan için işsizliğe yol aç-
tıklannı sürekli vurgulamaktadırlar. Fakat bu ınsanla-
nn geldikleri ülkelerden, uluslararası şirketleri aracılı-
ğıyla Avrupa ülkelerinin ne kadar kâr transfer ettikle-
rinden pek söz etmezler. Avrupa kendi liberal kapita-
list demokrası anlayışına tehdit oluşturabilecek her tür-
lü sağ ya da sol radikalleşmeyi tasfıye etmek için ça-
ba göstermektedır. Bugün aşın sağ partilere karşı bir-
leşen Avrupa merkez- sağ ve sol'u, yarın sistemin
transformasyonunu hedefine koyan bir sol partinin
iktidara ortak olmasını da engellemeye çalışacaktır. Bu-
gün Avrupa, Yahudi dayanışmasının sert kayasına
çarpan Avusturya'nın Haider'ini uysallaştırmaya çalı-
şıyor ki dünyaya satmaya calıştığı "Avrupa değerle-
ri"n\n yüceliğini savunmaya devam edebilsin.
E-mail: emingurses(« yahoo.com
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Bir bütün
olarak varlığ
ele alan ve var
olanlann en te-
mel nitelikleri- 3
ni inceleyen fel- A
sefedah.2/Tat-
4
lı su levreği...
Büyük erkek
kardeş. 3/Hay-
vanlann vücu-
dunu örten de-
ri, kıl, tüy, pul °
gibi dokulann g
tümü. 4/ Soya-
çekiın... Havva'nın Ba-
tı dillerindeki adı. 5/
Belli bir yerde mezan
olan, dogaüstü gücü bu-
lunduğuna ve insanla- 3
ra yardım ettiğine ina- 4
nılanölü... Nâzun Hik-
met'in soyadı. 6/ Trab-
zon'un bir ilçesi... Ma- «
vi renkli değerli bir ko-
rindon türü. II Afri- Q
ka'da bir ırmak... Ma- g
caristan'da üretilen ün-
lü bir şarap. 8/ Tıp dilinde "yumru" anlamında kul-
lanılan tenm... Bir gösterme sıfatı. 9/ Meşin keskisi...
" Söz ola ağulu aşı bal ile —• ede bir söz" (Yunus Em-
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Borç senetlerinin bankalara ödenmesi için vade tari-
hinden başlayarak tanınan iki gün. II Bir soru sözü...
lnceltilmiş, fazlalıklanndan anndınlmış. 3/Tekelci ka-
pitalizme özgü şirketler birliği... Teniste topu rakibin ar-
kasına düşürmeyi amaçlayan vuruş. 4/ Aşıboyası... Sa-
hip... Adın durum eklerinden biri. 5/ Bir kimse, bir ko-
nu, bir sonm üzerine yazılmış kitaplarm tümü. 6/ Ko-
nut... Tavuğun istenilen yere yumurtlamasını sağlamak
amacıyla kullanılan beyaz taş. 7/ Bir filmin ya da tele-
vizyon programınm hazırlanmasında emeği geçenlerin
adlanm içeren bölüm. 8/ Düşünce... " — Sevdası":
Recaizade Mahmut Ekrem'in romanı. 9/ "Insan bir
—-misali/Seniekenbiçerbirgün" (Karacaoğlan)... Es-
ki Türklerde ölüler için yapılan tören.