Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 ŞUBAT 2000 SALJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Banş Manço'ya
mevlitli anma
• İstanbul HaberServisi-
Barış Manço'nun ölümünün
1. yılında dün Sultanahmet
Camiı'nde Banş Manço
Sevenler Demeği'nce mevlit
okutüldu. Mevlidin ardından
basın mesuplanna açıklama
yapan Manço'nun eşi Lale
Manço, bu anlamlı günü
herkesle birlikte
paylaşmaktan mutJuluk
duyduğunu söyledi.
TVlavi Akım Rus
ekonomisini
bağımlı yapar'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Cumhur
Ersümer, Mavi Akım Projesi
ile Rus ekonomisinin
Türkıye'ye bağımlı hale
geleceğini ileri sürerek,
"Rusya, Samsun'da teslim
edeceği Mavi Akım'dan
gelecek gaz için 2.5 milyar
dolar yatınm yapacaktır"
dedi. Ersümer, FP Kayseri
Milletvekili Salih
Kapusuz'un yazılı soru
önergesine verdiği yanıtta,
inşaatın SAİPEM adlı
Italyan firmasına
yaptınlacağını bildirdi.
Rusya'nın enerji pazanndaki
payının 2005 yılında yüzde
59. 2010 yılında yüzde 52,
2015 ve 2020 yıllannda
yüzde 43 olacağını kaydeden
Ersümer, orta ve uzun
vadede Rusya'nın Türk gaz
pazanndaki payının giderek
düşeceğıni dıle getirdi.
Oğretim
üyelerinin
emekliliği
M XNKARA'(AA)-#NAP
Manisa Milletvekili Ekrem
Pakdemirli, öğretim
üyelerinin emeklilik yaşı
sınınnın 72 olması için
hazırladığı yasa teklifıni
TBMM Başkanlığı'na
sundu. Teklif,
Yükseköğretim Kanunu'nun
geçici 41. maddesinin
değiştirilmesini öngörüyor.
Teklifte, öğretim üyelerinin,
2010 yılı sonuna kadar
görev almalan veya göreve
devam ediyor olmalan
halinde, sağlık durumlannın
elverişli olması şartıyla 72
yaşını doldurduklan tanhte
emekli olabilmeleri hükmü
getinliyor.
Depremzedetere
pehabütasyon
merkezi
• İSTANBUL (AA)-
Marmara depreminin
ardından halen zor günler
geçiren depremzedelere, bir
el de İnsan Kaynağını
Geliştirme Vakfı'ndan
(İKGV) uzaülıyor. İKGV
Genel Müdürü Demet Güral,
depremzedeler için
Gölcük'te kurmayı
düşündükleri rehabilitasyon
merkezinde çocuklar ve
kadınlar için çeşitli kurslann
olacağını aynı zamanda
fıziksel ve psikolojik destek
verileceğini söyledi.
Projenin 400 bin dolara mal
olacağını kaydeden Demet
Güral. bu paranın
karşılanabilmesi için bir
konser düzenleyeceklerini
belırtti. Güral, 26-27
Şubat'ta yapılacak ve
aralıksız 18 saat süreyle
devam edecek konserin
Bostancı Gösteri
Merkezi'nde yapdacağını
bildirdi.
SDHD'nin Ocak
2000 sayısı çdctı
• İstanbul Haber Senisi-
Sosyal Dcmokrat Hareket
Dergısi'nin (SDHD) Ocak
2000 sayısı çıktı. "Türkiye
Kurumsal Reformlar
Projesi" ve "Nasıl bir sol
parti, nasıl bir sol ıktıdar"
çahşmalarmı yürüten Sosyal
Danokrat Hareket'in, 4
yıldır yayımladığı dergide,
CHP Genel Başkanı Altan
Öymen'le yapılmış söyleşi,
esti Dışişleri Bakanı ve CHP
Sansun Milletvekili Murat
K2rayalçın'ın "Binyıl
S(syalizmi" başlıklı bir
yansı ve sosyal demokrat
düıyadan haberler yer alıyor.
Sırma'run sevgisi yettnedi
U
çak havalanalı bir sa-
ate yakın olmuştu..
Sırma küçük pencere-
ye yaklaşarak gecenin
karanlığrnda sekizbin metre aşa-
ğıda kalan yeryüzünü gönneğe
çalışn. Büyülenmiş gibi bir kaç
saniye harika görüntüye bakakal-
dı. Üzerinden uçtuklan kentin
ışıklan siyah kadife üzerinde ser-
gilenen birbirinden güzel motif-
lerle bezenmiş pırlanta kolyelerin
pınltılannı yansıüyordu. Arkası-
na yaslandı. Iri siyah uzun kirpik-
li gözleri nemliydi. Bir kaşı kavis-
le kalktı. Duygulannı kontrol al-
tına alıp derin bir nefes alarak
gözlerini kapadı. Ince bakımlı
elindeki alyansla oynayarak dü-
şünüyordu. Tepeden gelen ışıkla,
yüzünü çevreleyen dalgalı siyah
saçlan laciverte dönüşmüştü. In-
ce güzel yüzünde yaşından bek-
lenmeyen derin çizgiler oluştu.
Yaşam yolunun tam ortasmdaydı.
Tıpkı şu anda iki ülkenin arasın-
da olduğu gibi. Arkasında gelece-
ği, önünde ise geçmişi vardı. Ters
yöndeyim diye düşündü. Altı ay
önce bu yolda ve doğru yöndey-
di. Arkada bıraktığı ve önünde
bekleyenler arasmda karmaşa ya-
şadı. Altı ay önce mutlu bir gele-
cek kunnak üzere geldıği Alrnan-
ya'dan onu bir daha görememek
üzere uzaklaşıyordu. Göğsünden
boğazına doğru yükselen sessiz
çığlığı basürmak ister gibi boy-
nunda şık bir biçünde düğümledi-
ği küçük eşarbı gevşetti. Eşini
anımsadı. Bir tatıl beldesinde yaz-
lığı olan ablasında bir kaç hafta
kalmak üzere gittiğinde tanışmış-
lardı. llk görüşte birbirlerinden
hoşlanmış tatil sonuna kadar da
aynlmamışlardı. Ekonomi oku-
yan adam Almanya'ya dönünce
aşklannı keşfetmişler, hergûn ya-
pılan telefon konuşmalarmın so-
nunda evlenmeye karar vermiş-
ler. Adam bir haftalığına geldi-
ğinde nişanlanmışlardı. Mektup
ve telefonlarla pekiştirdikleri aşk-
lanna bir sonraki yaz tatılınde
noktayı koyup evlenmişlerdi. Sır-
ma işinden çıkmış, çeyizler ba-
vullara yerletirilmiş ve düğün gü-
nü gelmışti.
Eşlnden suçlama
Tatil beldesinde yapüan muh-
teşem bjr düğünle gökyüzünün
yedinci katına çıkmaya hazırdı-
lar. Büyüklerle vedalaşıp balayla-
nnı geçirecekleri oteldeki odala-
nna yerleşmışler, ama onlan mut-
luluğun doruğuna uçuran beyaz
güvercin beyaz kanatlannı yavaş-
latarak bulutlu ve serin bir yerde
durmuştu. Gelin yatağında bazı
aksaklıklar olmuş ve eşi birden
onu suçlamaya başlamıştı. Sırma,
önce şaşırmış, şaşkınlığı kızgın-
lığı dönüşmüştü. Tecrübeli ol-
makla suçlanıyordu. Sırma'nın
aylann özlemi ile sanldığı eşi onu
fazla cüretkâr bulmuştu. Oysa
Sırma o anı aylarca düşlemiş, öz-
lem ve arzulannı fantazilerle süs-
leyerek o gecenin unutulmaz ol-
ması için kendini hazırlamıştı.
Pek tabii okuduklan, film ve te-
levizyonda gördûklerini fiüe dö-
nüştürecek kadar modern bir kız-
dı. Pembe rüyalann sonunda, gü-
vercinin beyaz kanatlannda cen-
nete yaptıklan yolculuk cehenne-
min kapısında sona ermişti. Otel-
de kaldıkJan her dakika serin son-
bahar rüzgânna dönüşmüştü.
Dönmeyekarar verdikleri gece a-
dem havvanın çekkiliğınde suç-
lamalan unutarak tabiatın insa-
noğluna sundugu olanağı gerçek-
leştirmişti. Sırma için belkide ya-
şamı boyunca anımsamak iste-
meyeceği bir am olacaktı. Ertesi
Yaşam yolunun tam ortasmdaydı
Ince güzel yüzünde yaşından beklenmeyen derin
çizgiler oluşmuştu. Altı ay önce mutlu bir gelecek
kurmak üzere geldiği Almanya'dan onu bir daha
görememek üzere uzaklaşıyordu. Kocasına ilk
görüşte âşık olup evlenmişti. Ama gelin yatağında
bazı aksaklıklar olmuş ve eşi birden onu suçlamaya
başlamıştı. Sevgisi ve mücadelesi evliliğini
kurtarmaya yetmemişti Sırma'nın. Bir süreliğine
akrabalannrn yanrna gönderilen Sırma gelinin
bavulu iki gün sonra kapıya bırakılmıştı.
gün ailelerinin yanına dönmüş-
ler, henüz vize alamadığı için Sır-
ma yaşlı gözlerle eşini Alman-
ya'ya yolcu etmişti. Her şeye rağ-
men evlerinde bu pürüzün kalka-
cağını, anlaşan bir çift olacakla-
rmı umut ediyordu. Bu kez Sırma
ailesinin yaşlı gözleri ile yolcu
edildi. Kendi kendine eşinin mo-
ralini bozacak hiçbir şey yapma-
maya yemin etmişti. Eşinin aile-
sinin dairelerinin üzerindeki evi-
ne yerleşti. Eşi ile arasındaki uçu-
rumu aşmak için sabırla bekliyor-
du. Normal olmayan bir durum-
du. Gündüz, ailesinin yanında ne-
genç adam sonunda ağlayarak
kendisinin de yeni fark ettiği şok
bir açıklama yaptı.
Ayrılmak Istemedl
Kadınla cinsel ilişkiye girme-
sinin mümkün olmadığım, bunu
evlendikJeri gün fark ettiğini söy-
ledi. Sırma'nın sırça sarayı tuzla
buz olmuştu. Peki şimdi ne ola-
caktı. Eşinin ailesine açılmaktan
başka seçenek göremedi. Ertesi
gün eşinin annesine durumu an-
lattığı zaman ummadığı bir sır
öğrendi. BUiyorlardı! Bu yüzden
landı. Olayın hukuksal yönü araş-
tınldı. Sırma aynhnak istemiyor,
eşıne onun istediği kadar zaman
vermege hazır olduğunu söylü-
yordu. Değil evine gitmek eşine
telefonla bile ulaşmak mümkün
olmamıştı. Akrabalar takılan is-
tedi. Kabul görmedi. Nafaka ta-
lebi geri çevrildi. Üç yıl evli kal-
dıktan sonra aynlmalan önerildi.
Eşinin ailesi kabul etmedı. Zaten
onJar Türkiye'de mahkemeye
vermişlerdi! Sırmaçaresizdi, şaş-
kındı. Oysa aylarca sevgi ve aşk-
tan konuşmuşlar, evlenrae ısteğı
eşinden gelmişti. Eşinin ailesi,
şeli, mutlu görünen genç adam
dairelerine çıkar çıkmaz değişi-
yor, Sırma'ya küsmek için mut-
laka bir neden buluyordu.Günler
geçti.
Sonunda Smna'nın sabn taşo,
tüm canhlann yaşadıkJan, cinsel-
liği neden yakalayamadıklannı
sordu. Tartıştılar ve küstüler.
Günler geçti. Suma bu konuyu
başka bir kentte kalan akrabala-
nna açtı. Üstüne gitmesini, nede-
nini öğrenmesini önerdiler. Sır-
ma'nın ısranna daynamayan
de pisikoljik tedavideydi. Sırma
bu sım akrabalanna anlatınca or-
talık kanştı. Eşi ve ailesi onur ko-
nusu yaparak Smna'ya cephe al-
dı. Bir akşam genç adam Sır-
ma'dan kendisini ve düşünceleri-
nı toplaması için uzaklaşmasmı
istedi. Bir kaç günlüğüne akraba-
lanna gönderilen Sırma, iki gün
sonra kapımn önüne konulan ba-
vuluna şaşkın gözlerle bakrı. Eşi
onu istemiyordu. Aynlmalıydılar.
Ücisi için de en iyisiydi.
Smna'nın akraba meclisi top-
oğullannın dunımunu kimsenin
bilmesını istemediği için Sır-
ma'yı karalamaya başladı.
Ahlak değerleri tophımda her
zaman yankı bulduğu için genç
evliliğin neden bu kadar çabuk
bittiğini soranlara, Smna'nm er-
kek arkadaşı olduğunu anlatryor-
lar, çevreleri de Sırma'yı kımyor-
du. Akrabalanmn yanında uzun
süre evıne dönmek için savaşım
veren Sırma sevgilerine güveni-
yordu. Sonunda sevgiye olan
inancı yitti. Türkiye'ye dönüp
dönmemek arasında çelişki yaşa-
dı. Korkuyordu. Türkiye'deki in-
sanlann değer yargılanndan, dul
bir kadın olduğunu öğrenere kon-
dan faydalanmak için başını ağ-
ntacak erkeklerden korkuyordu.
Artık doğduğu kentte hiç bir şey
eskisi gibi olmayacaktı O yaşan-
madan bıten bir evliliğin sonuna
gelmjştı. Çok sevdiği eşinin ko-
lunda uyanmadan, el ele nehırke-
nannda gezip ilk karşılaştıklan
günü birlikte arumsayamadan,
mum ışığmda yağmurun sesini
dinleyemeden, yüzünü sevdiği
adamın omzuna gömüp dans ede-
meden bitmişti. Gözpınarlannda-
ki hüzün inci tanelen gibi donup
kahruştı. Gözlerini sıkıca yumun-
ca düzgün teninden sessiz haykı-
nşlarla süzüldüler. Muntazam
burun delikleri genişleyerek eşi-
nin kokusunu aradı. Nışanlandık-
tan sonra birlikte geçırdikleri bir
t^ftaA» <ğz dize oturduklanndan
geTen bir alışkanlıkJa dız kapak-
lan ona dokunamamın özlemi ile
arandı. Özlem, hayal sükûtü ve
reddedilmenin keskin çarklanmn
arasmda çırpındı.
şanssız gelin
Çantasmdan çıkardığı resme
buğulu gözlerle uzun uzun bak-
n. Sırma gelin ve damat mutlu-
lukla gülümsüyordu. Parmağı-
nın ucuyla resimdeki damadın
alnından başlayarak yanağrn ve
çenesini incitmekten korkar gi-
bi okşadı. "Sırma gelinin şanstz
eşi" dedi sessizce mınldanarak.
"Ben kendime yeni bir dünva
kurmaya çahşacağun, ya sen?
Sen bunu nasıl başaracaksın?
Neden sana yardım etmeme tzin
vermedin? Butu^ bafaratiık.
Sevgjmiz öncûmâzohırdu. Aflen
gerçekleri yadsıyarak istemeden
de oba sana a a verebüir. Kendi-
ni kanıtlaman için bir başka SlT-
ma gelin bulurlar. Onu da beni
sevdiğin kadar çok severmisin?
Lütfen ne kendine de başka bir
Sırma geline de acı verme. Sen
seviüp terk edilmenin acısuu bil-
mezsin»''
Srrma eğer hostesin kemerle-
ri bağlaym uçusa geçiyoruz uya-
nsı gelmeseydi, belki sevdiği
genç adamın resmıne kalbinin
derinliklerine gömeceği pek çok
şeyi dile getirecekti. Resmi çan-
tasına özenle yerleştirerek ke-
merini bağladı, küçük pencere-
den dışan bakü. Bildik tarudık
ışıklar, doğup büyüdüğü kent
uzaktan göründü. Sanki gele-
cekle geçmiş yeniden yer değiş-
tirmişti. Bir kaç ay önce ya$h
gözlerle onu yolcu eden ailesi
bu kez yaşlı gözlerle onu karşı-
layacaktı. Smna üçbin kilomet-
re geride bıraktığı kalbinin aüş-
lannı hissetmeden kalktı, kol-
tuklann arasmda inmek için sı-
ra bekleyen ınsanJara kanşarak
çıkışa doğru yürüdü.
Sürecek
17 Aralık 1996 tarihinde ihaleye çıkan Akkuyu için liderlerin görüş farklılıklan gideriteiîieai
Akkuyu nüldeersantmhnayeniden eıieleıne
• Teklif değerlendirme süresi dün dolan Akkuyu Nükleer Santralı
ihalesi yine ertelendi. DSP'nin turizm ve deprem kaygılan,
ANAP'ın ihale için Westinghouse, MHP'nin ise AECL desteği
değerlendirmede düğüme neden oldu. Turizm Bakanı Erkan
Mumcu ise, Akkuyu'nun turizm merkezlerine 120 kilometre
uzaklıkta bulunduğunu söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Akkuyu'da yapılması planlanan nükleer
santral ihalesinde 1 Şubat'a kadar
uzatilan teklif değerlendirme süreci
tamamlandı. Ihalenın yeniden
ertelenmesi kesinlik kazınırken liderlerin
Akkuyu'ya yapılması planlanan nükleer
santral ihalesine üişkin görüş farklılıklan
da giderilemedi. DSP'nin turizm ve
deprem kaygılan taşıdığı Akkuyu nükleer
santralı ihalesinde, ANAP'ın
Westinghouse, MHP'nin AECUe destek
vermesi düğüme neden oldu. Turizm
Bakanı Erkan Mumcu, Akkuyu'nun
Içel'deki turizm merkezlerine 120
kilometre uzaklıkta bulunduğunu, söz
konusu alanda bakanlıklannın hiçbir
çalışması olmadığım söyledi.
Dün gerçekleştirilen liderler zirvesinde
elektrik kesintilerine dikkat çeken Enerii
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur
Ersfimer'in enerji açığının
karşılanabilmesi için ek potansiyel
kaynaklan yaraülması gerektiğini,
nükleer santrallann da bu kapsamda
zorunlu olduğunu söylediği ögrenildi.
Liderleri ikna etmeye çalışan Ersümer, 17
Aralık 1996 tarihinde ihaleye çıkan
Akkuyu nükleer santralı ihalesinde 3
büyük konsorsiyumdan teklif almdığmı
belirterek şu noktalar üzerinde durdu:
Uç konsorsiyumdan teklif
- thalenin sürekli ertelenmesi, Tfirldye'nin
güvenfliıiiğini zedeler.
- Dünyada toplam 35 ünite tesis
aşamasmda, 434 santral da üretim
halinde. Projeksiyonlara göre 2100
yılında nükleer kapasite, mevcut kurulu
gücün 10 katına, dünya elektrik
üretimindeki paynım da yüzde 17'den
yüzde 46'ye çıkacağı hesaplanmıştu".
Türkiye, bu koşullara uyum sağlamalıdır.
- Nükleer santrallann turizmi olumsuz
yönde etkUemesi düşünülemez. Örneğin
turizm bakurundan en yoğun ülkelerden
ABD'nin Florida eyaleti, Fransa ve
tspanya incelendiğinde Fiorida'da 4 adet
nükleer santral, Fransa da Akdeniz'e
açılan Le Rhone nehri üzerinde kurulu 15
adet nükleer santral ve İspanya'da
doğrudan Akdeniz kıyı şeridi civarmda 4
adet nükleer santral var.
- Nükleer enerjinin sera etkisi, asit
yağmurlan, ozon delikleri gibi cevre
problemlerine uygun bir çözüm olması,
çevrede arsenik, kurşun, civa gibi kanser
yapıcı zehirli metallerin birikmesini
önlüyor.
- Elektrik enerjisi fiyaüannda istikrar,
enerji takbinin karşüanmasuıda güvence,
fosfl yakıt tuketiminde a7alma,
endüstrinin geüşmesi, ihracaon ve rekabet
gncünün artması, nükleer santral ile olur.
Turizm Bakanı'ndan savunma
Pek çok bilim adamı ise nükleer
santrallann kurulduğu bölgede turizme
darbe vurulacağı uyansmda bulunuyor.
Tekırdağ Milletvekili Bayram Fırat
Dayanıkh, Turizm Bakanı Erkan
Mumcu'nun yanıtlaması istemiyle
verdiği soru önergesinde; Akdeniz kıyı
şeridinde oluşacak turizm kaybuu sordu.
Turizm Bakanı Erkan Mumcu Içel'in
Akdeniz'de turizmi destekleyen önemli
bir potansiyele sahip olduğuna dikkat
çekerken Akkuyu'nun turizm
merkezlerinden 120-140 kilometre
uzaklıkta bulunduğunu bildirdi. Içel'de
Melleç Turizm Merkezi, Ortaburun
Turizm Merkezi, Kargıcık Turizm
Merkezi, Ovacık Turizm Merkezi, Tarsus
Kıyı Kesimi Turizm Merkezi
bulunduğunu kaydeden Mumcu, "Anüan
merkezler, sahip oiduklan doğal ve
fıziksel potansiyel nedeniyle turizm
açısiBdan birinci derecede önem arz
etmektedir. Bahse konu olan bölgede
öncelikle koruma-kullanma dengesmin
gözetihnesi ve bulunduğu alanla bir bütün
olarak değerlendirUmesi gerekmektedir''
dedi.
Mumcu, Akkuyu'nun turizm
merkezine yaklaşık 120-140
kilometre uzaklıkta konumlandığma
işaret ederek "Yapjmı planlanan
santrahn doğusunda yer alan Ovacık
Turizm Merkezi, baüsmda ise
Ortaburun Turizm Merkezi yer
almakta, ancak söz konnsa alanda
şu an bakantağnnız bânyesûıde
sürdürnlen bir çahşma
buiunmamaktadır" yarutuu verdi.
DUZYAZI
ORHAN BtRGtT
Fazilet Partisi'ni
Bekleyen Tehltke
Hizbullah'ın işlediği cinayetlerle ilgili sayısal ra-
kamlan, "Sabah" gazetesi tıpkı genel seçim so-
nuçlannı anımsatır bir tablo halinde veriyor.
O tabloda , "Açılan mezar sayısı", "Çıkan Ce-
set Sayısı", "Cesetlerin illere göre dağılımı" gibi
aynntılar, ister istemez, ber seçim çevresinde "açı-
lan sandık sayısı", "oylann toplamı" ve "oytann
partilere göre dağılımı" türünden deyimleri çağ-
nştınyor.
İstanbul, Konya, Tarsus, Diyarbakır, Ankara ve
Adana gibi yerieşim bölgelerindeki cesetleri gö-
rünce ne yalan söyleyeyim, aynı bölgelerde kaç
seçimdirradikal Islamcılann politik tercihlerini yan-
srtân sandık sonuçlan beynimin bir köşesinden
bana sesleniyor:
"MSP, ya da Refah veya Fazilet Partisi'nin, Hiz-
bullahla ilgili sonışturmalaryüzünden nasıl biraç-
maza girişinin nedenini hâlâ çözmüyor musun?"
Cumartesi günü, kendisini terör konusunda uz-
man bir araştırmacı olarak kanıtlamış olan arka-
daşım Ercan Çitiioğlu, NTV de Ismet Solak'la
yaptığı söyleşide, Hizbullahçıların, sözde derin
devlet tarafından korunduğu savlarını ters yüz e-
den sayısal bilgiler verdi. Bununla da kalmadı. Ay-
larca önce, Hürriyet gazetesinin kendisinden iste-
diği bir yazı dizisi için girtiği yörede, gördûklerini
anlatarak, unutkan bellekleri harekete geçirdi.
Silvan'da Yolaç köyünde, Hizbullahçıların ya
devletin güvenlik güçleri ile yada kendi aralannda-
ki çatışmalarda ölen bireylerini gömdüğü mezar-
lıklar, Ercan'ın anlattığına göre bir zamandan be-
ri, ziyaretgâh halinde kullanılıyordu. Geçen Kurban
Bayramı'nda bu kabirziyaretlerininin çığrından çı-
kartılarak, adı ile söyleyelim on beş bin insanı yol-
lara düşürdüğünü gören 9. Kolordu Komutanlığı,
olağanüstü hal yasasının verdiği yetki ile tıkanmış
yolu açmaya çalışınca, genç yaşlı, kadın erkek "zi-
yaretçiler" bir anda bulundukları yerde bağdaş
kurup kuran okumaya başlamışlar.
Amaç, hiç kuşku yok ki trafiği açmaya çalışan
askeri, Kuran okumaktan başka hiçbir günahı ol-
mayan yurttaşının, din kardeşinin üstüne yürür
göstermek! Böylece bir adım daha ileri giderek,
Mehmetçiği yanımıza çekebilir, üste karşı gelme-
sini sağlayabilir miyiz hesabı içindeki bu utanmaz
girişimi yürütemeyince, 18 Nisan seçimlerinde
FP'li adaylar salvo halinde kürsülerde "Veysel Ka-
rani Hazretleh'nin türbesindebirfatiha okumamı-
zı bile önlüyoriar" gibısinden propagandayla oy ti-
caretine kalkışmışlar.
Oysa, hiç kimsenin Veysel Karani türbesini zi-
yareti önlemek gibi bir amacı yok. Ama Fazilet ka-
fasının propaganda için dayanağı, sadece bu tür
duygulan sömürmek olunca, elbette o tabanda
artık toprağın taşımadığı cesetler için "suni gün-
dem yaratmak" gibi bir bahane ile olup biten göl-
gelenmek isteniyor.
önceki gün, Atatürk Havaalanı'nın VIP salonun-
da, bayağı düşünceli bir görünüm içinde uçağını
bekleyen FP'li Cemil Çiçek'le selamlaştım. Çi-
çek, Anavatan Partisi'ndeyken bu partinin en sağ
ucunda yer almış bir pariamenter görünümündey-
di. Şimdi FP'nin içinde ılımlı uyanlan yüzünden ne-
redeyse, saf dışı edilecek. Ayaküstü bir iki daki-
kalık konuşmamızda çok şey paylaştığımızı sanı-
yorum.
Yanılmıyorsam, Cemil Çiçek, bugünkü yönetimi
ve bugünkü stratejisi ile FP'nin, adeta "Binmiştibir
alamete, gider idi kıyamete" diyen arnavut hacı
adayının çölde arkadaşını semti meçhule kaçıran
devekuşu üstündeki sergüzeşti anlatan tekerie-
mesinde söylenilenleri tekrarlayacak gibiydi.
İBDA-C imiş.. Hizbullahmış.. ya da başka isim-
lerle ortaya çıkan ve çıkacak olan öteki terör odak-
lanymış.
Isteyenler, diledikleri kadar kendilerini "derin
devlet" hayalleri ile oradan oraya atsınlar. Atatürk
Cumhuriyeti, bu tür odaklann tümü ile, PKK ile
başa çıktığı gibi çıkar.
Ama ya o tür odaklara umut bağlayan, anlı san-
lı politik kuruluşlanmızın demokrasi yanşı içinde-
ki gelecekleri ne olur?
Bu sorunun yanıtını kendi kendilerine vermekte
güçlük çekenler varsa, buyursun bir kamuoyu
araştırması yaptırsınlar.
Aldıklan sonucu, olduğu gibi açıklayacak gücü
bulamayacaklanna bire bin bahse girerim. Bence,
bu "derin devlet", onlara en büyük yardımı şu ün-
lü çetenin sorgu timlerinin kasetlerini televizyon
ekranlanna vermemekle sağlıyor. DevJet Bahçe-
li'yi neredeyse hasta edip yataklara düşüren bu te-
rör kasetlerinin gösterildiği bir kampanyada, bu tür
adamlarta uzak yakın ilişkileri olduğu sözü edilen
a^Jayİar, sandıklara gömülür kalıriar.
Faks:0212 677 07 62
E-Mail:orhan.birgit(gdo.net.tr.
HAYATİMIZ VE
Cumhuriyet
k ı t a p I a r ı
Değerlerimiz sürekli mı değişiyor? Deger değişimi
dünyamızı da değiştirir mı? Kahcı degerîenmiz hiç mi
yok? Her değişen iyi ya da degişim kötü müdûr1
.' Çok geç
lcalmadan. gelin bu konulan konuşalım. Ama konuşmadan
önce. bu kitaptaki yanıtlara bakatım.
^fcumhurtytt ÇağPazartamaA.Ş.Türkoca§ıCa<i. No:39/41
^ kftapkul&iî (34334)C^ak#ı-islant>ui Tef: (212)514 01 96