Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 ŞUBAT 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Istanbul Gümrükler Başmüdürü Nazım Bilican'ın soruşturmaya izin vermediği ileri sürüldü
Bavul ticareti hayali üıracat kapısı
BANUSALMAN
• Atatürk Havalimanı Çıkış Gümrük Müdürlüğü'nün
yaptığı incelemede Epengle Döşemecilik Kumaş Sanayii'nin
273 bin 680 dolarlık sahte beyanda bulunduğu ortaya çıktı.
Istanbul Gümrükler Başmüdürü Nazım Bilican'ın Atatürk
Havalimanı Çıkış Gümrükleri Müdürü Server Özer'tn ısrarlı
inceleme istemini yok saydığı belirlendi.
ğal deriden tnamul 299 adet pardesü, 450
adet kaban, 248 adet kaban olarak beyan
ettıği eşyaların. "uraş, bıçağı, manto, ter-
Bk.çanıa.kazak.esarp. kotpantokm,göm-
lek, gecelik.reket,kadife pantoloa, t-shirt,
dhan örtusü, iç çamaşm. yün" olduğu sap-
tanarak el konuldu. Şirket, etiketlemenin
yanlış yapıldığını ileri sürerek kendı tnal-
lannın C Termınali'nde oldugunu iJen sür-
dü. C Terminalı'ndeki mallann şırkete ia-
desıne 7 Nısan 1999'da karar veren Bakır-
köy 1. Ağır Ceza Mahkemesi nin yarulnl-
dığı ılen sürülüyor. C Terminali'nin yol-
cu bölümü olduğu, yanlış etıketlense bıle
mallann TASlŞ'in sundunnasında bulun-
tnası gereku'ği belirtiliyor.
Atatürk Havalimanı Çıkış Gümrük Mü-
dürü Özer, 26 Nisan 1999 tanhlı yazısın-
da, 11 Ocak 1999 tarihli tutanakla Epeng-
le'nın kendısine aıt mallann ambarda
ANKARA-Bavul ticaretinin, hayali ih-
racatın yeru adresi olduğu belirlendi. Em-
niyet Genel Müdürlüğü'nden Merkez Va-
liliği'ne çekıJen Necati BÜican ın amcası-
nın oğlu. Istanbul GümrükJer Başmüdürü
Nazun Bffican'ın, eski DYP Millervekili
Sedat AloğJu nun şırkeü Epengle'nın ba-
vul ticaretıai hayali ihracat ıçin kullandı-
gı olayını örtbas etriği ortaya çıktı. Bilican,
Atatürk Havalimanı Çıkış Gümrükleri
Müdürü Server Özer'in 26 Nisan, 13 Ma-
yıs, 1 Haziran 1999 tarihli yazılannda ıs-
rarlı inceleme istemini yok saydı.
Atatürk Havalimanı Çıkış Gümrük Mü-
dürlügü'nün yaptığı incelemede Epengle
Döşemecilik Kumaş Sanayii'nin 273 bin
6S0 dolarlık sahte beyanda bulunduğu or-
taya çıku. Şirketin, 29 Aralık 1998'de do-
mevcut olduğu iddiasının doğru olmadı-
ğının, komisyoncunun ihban üzerine de 9
Ocak 1999 tarihli tutanakla C Termina-
li'nde de bu eşyalaruı ohnadığının saptan-
dığını bildirdi. Tutanaklar Cumhuriyet
Başsavcılığı'na üetilmesınekarşınmahke-
menin 12 Mart 1999'da beyanname kap-
samı eşyalan Ç Termınab'nde tespit etti-
ğini belirten Ö2er, buraya mallann ne za-
man ve kimler tarafindan konulduğunun
araştınlmasını istedi. Yaada, eşyalann pe-
rakende saüşı yapılabilecek, kaçak eşya
sürümünü kolaylaştıracak ve mahkeme el
koymaya karar verirse piyasadan toplana-
mayacak cinsten olduğu uyansı yapıldı.
Sahte beyandald imza
Şirketin sahte beyanında ımzası olan
Gümrük Komisyoncusu ŞahmAkü, Istan-
bul Gümrükler Başmüdürlüğü ve Çıkış
Gümrük Müdürlüğu'ne Mart 1999'da
gönderdiği dilekçesinde, C Terminali'ne
mallann K
h3e''amacıylakonulduğunuan-
latö. Aktı, fırmalann amacuun dışsahm
taahhütlennı yerine getırmek ve KDV ia-
desı sağlamak olduğunubelirtti. Aktı, fir-
malann sahadaki mallarla kâğıt üzerinde
ilgüı olduklannı, mallara el konulduğu 8
Ocak akşamı C TerminaFne beyana uy-
gun 85 koli mal konulduğunu, bunun bir
kısmının Özbek Havayollan'nca uçurul-
ması nedenıyle şirketlerin tespit yapüra-
madıklanm anlattı. Akü, eksik mallann
terminale sokulacağı ihban üzerine Güm-
rük Muhafaza Müdürü Irfan Pakyürek'in
85 koli malın 8 Ocak akşamı Moskova'ya
gidecek yolcu eşyası olarak C Termina-
ü'nden alana sokulduğunu, bu mallardan
mevcut 53 kolinin tutanak altına alındığı-
m bildirdığıni aktardı.
Özer, 13 Mayıs 1999 tarihli ıkınci yazı-
sında, mahkeme karan uyannca C Termi-
nali'ndeki mallann 6 Mayıs 1999'da şir-
kete teslim edildıgi bılgisine yer vercrek
inceleme istemini yineledi. Istanbul Güm-
rükler Başmüdürü Bilican ise 14 Mayıs
1999'da, mahkemenın karan dışında ta-
sarrufta bulunmaması ^erektığı yamtuu
verdi. Nazım Bilican, Özer'in 1 Haziran
1999 tanhli tnaJlann C Tenninali'ne nasıl
sokulduğuyla ilgili inceleme istemini 3.
kez gözardı ederek, 3 Haziran 1999 tarih-
li yanıt yazısında, Epengle şirketinin ye-
niden ihraç istemini gerçekleştirecek uy-
gulamalar istedi. Çıkış Gümrük Müdürlü-
ğü'ne, denetım talebine "mahkemekara-
rmmüzeriııdeberiuuıgibirişiemvapilm»-
a suç oluştunır" yarutı venlen yazıyı,
GümrüklerBaşmüdür Yardımcısı Avni Er-
taş, üzerine el yazısıyla, "îdari inceleme
ve denetmı efemanı taJebinin Gümrülder
Gend Mödürföğü'ne iktibnesT gereğini
belirterek imzalamadı. Başmüdür Yardım-
cısı Bölent Eryıimaz'ın parafladığı Güm-
rükler Genel Müdürlüğü'nden C Termina-
li'ndeki mallarla ilgili araştırma isteyen
yazıyı, Başmüdür Bilican imzalamadı.
Böylece inceleme talebinden genel mü-
dürlüğun haberi bile olamadı.
'Tehditteybealmdı'
Epengle Şirketi Genel Müdürü Höseyin
Gergerfioğlu, komisyoncunun mallann
sonradan C Ternunalı'ne konulduğu ıddi-
asını, kendilennden para almak ıçin orta-
ya atüğını, kendılennı tehdıt eden ifade-
lerini teybe de aldıklannısöyledi. Gerger-
lioğlu, mallann C Terminali'nde bulun-
madığına ilişkin tutanak olmasma karşm
daha sonra mahkemenin aynı yerde mal-
lan tespit etmesıni, "kendi maflannm ot-
duğn böiümöB gasteribnemea, şfrketde-
manmm da bu koouda batafc ofenaayla"
açıkkmaya çahştı. . .• • • •. •.;
Bazı delegeler yaralandı
Pankobirlik Genel
Kurulu'nda kavga
ANKARA (Cumharij^t
Börosu) - Pankobirlik'in
27. Olağan Genel Kunılu
kavgalara sahne oldu.
Ankara SSK. lokalinde
yapılan seçimli olağan
genel kurulda, Konya
Pancar Ekim Kooperatifi
Yönetim Kurulu Başkanı
RecepKonuk
başkanlığındaki grup ile
halen Pankobirlik
yönetimınde bulunan
HaHAslan
başkanlığındaki grup
arasında kavga çıktı.
Tanıflann bırbirine
mikrofon. sandalye,
bardak fırlattığı kavga
sırasında, çeşıtli
partilerden millervekillen
güçlükle salon dışına
.çıkoJar.Gene/ kurulda, ilk
tartışmalar Çorum
kooperatıfınde bu >ıl
yapılan seçımın
tekrarlaamasnla oluşan
yeru yöneümin,
Pankobırlık yönetimınce
kabul edılmeyerek genel
kurul salonuna
alınmaması ile yaşandı
Yaklaşık 1 saat
gecikmeyle başlayan
genel kurulda kürsüye
çıkan Pankobirlik
Yönetim Kurulu Başkanı
Halil Aslan, divan seçimi
için iki ayn h'ste
bulunduğunu, bunlardan
bir tanesinde kendisinin
de yer aldığını ve 14
kooperatifîn imzasuu
taşıdığım, diğer listenin
ise Çorum ve Türkşeker
harıç 13 imzalı olduğunu
ve bu listeyi okumaya
gerek olmadığını
açıkladı. Itirazlar üzerine
Aslan, ikinci listedeki
isımlen okuduktan sonra
13-14 oy hesabıyla, kendi
lıstelerinde drvana
seçılenlerin yerine
oturmasım istedi. Oivana
seçılenler yerlerine
giderken, rnuhalif
gruptakiler, kendi
lıstelerinde Çorum ve
Türkşeker dahil 13 değıl
15oyolduğımu,
Türkşeker ve Çorum
yönetimının yasal olarak
oy hakkı bulunduğunu
belirterek dıvana
oturmak istedıler.
Bu andan itibaren
karşıuldı protestolar
başladı. Ardından her ikı
listenin taraflarlan
yumruklaşt) ve
birbirlerine bardak,
sürahi, mikrofon,
sandalye ftrlatülar. Bazı
delegelerin yaralandığı
salonda kargaşa,
polislerin müdahalesi ile
yatıştınldı.
Cebeci Asri Mezartğı'nda düzenJenen törene, Aksoy'un aflesi ve yakınlan kaükü. Aksoy'un mezarmda nmmbr yakıkfa, anıt çiçekkrk donaüldı
Prof.Aksoy katledilisinin 10. yüında anütyor
HaberMerkezi- ESKJCHP millervekili, An-
kara Barosu ve Türk Hukuk Kunımu'nun eski baş-
kanı, Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Kurucu Ge-
nel Başkanı ve Ankara Üniversıtesi Siyasal Bılgı-
Ier Fakültesi Öğretım Üyesi Prof. Dr. Muammer
Aksoy, katledilisinin 10. yıldönümünde anıldı.
CHP Parti Mechsı (PM) üyesi önder S«v, Türki-
ye'yi karanlığa sürüklemek isteyen güçlerin Ak-
soy gibi birçok aydını katlettiklerini anımsatarak
"Aksov 'un ükelerini savunmaya devam edeceğüne,
mezan başmda yemin ediyorum" dıye konuştu.
Konuşmalann ardından Aksoy'un mezannda
mumlar yakıldı, anıt çiçeklerle donatıldı.
Aksoy için Cebeci Asri Mezarlığı'nda düzenle-
nen anma törenine, Aksoy'un ailesi ve yakmlan-
nın yanı sıra, CHP Merkez Yürütme Kurulu üye-
si Mustafa Gazaka, ADD Genel Başkan Yardım-
cısı Aydemir Ce>tm, Türk Hukuk Kurumu Baş-
kanı TeoMn E n t a ve CHP Parti Ç
Önder Savıle CHP Ankara ll Başkam Leveot Gök
katıldı. TSrende konuşan Levent Gök, Aİsoy'l^Ş*
çok renkli bir kişilığe sahip olduğunu anlatarak,
:
•
"Türk aydmlanmasmın ve demokrasi harekeânİB
deferM insuum, öKunûnün 10. yıfanda bir kez da-
ha amyonız'' dedı. Aksoy'un aılesı aduıa bir ko-
nuşma yapan Önder Sav, Türk aydınlannın, 24-31
Ocak tarihlerini "yürflen değerkri anmaJd»" ge-
çırdıklennı behrtti. Akso>
r
'un yen doldurulamaya-
cak bir insan olduğunu vurgulayan Sav. "O'mm,
1961 Anayasaa'na omuz verişmi, Türk öğrrtmeır
hareketini ha^ı»tmfiqm, yabancı petrol şirketfcrtj-
k möcadek edişini umıtarmyoruz. Aradan 10 yi
geçtneane kaıjm öflcemtz azalmntır. KarJBeıi bn-
hnunadıkça da artacak" dedi. Sav, Aksoy'un ka-
tillerininj'akalanamamasının, üğur Mıımcu'yu,
Bahriye Uçok'u ve Ahmet Taoer KışJalı yı öldü-
*le getirerek "Kafflerbu
ı
diye konuştu.
Aksoy, doğum yeri olan Antarya'nın Ibradı
îlçesinde aruîdı. ADD tarafindan düzenlenen
törende konuşan Müdafaa-i Hukuk Dergısi Genel
Ykyın Yönetaeni Çetin Yetldn, aydın kişinin,
toplinnun vıcdanının sesi olduğunu belirterek "l?te
'Aksoy da budur" dedi.
Izmir'de toplanü
CHP tzmir tl Örgütü de Aksoy ve Abdilpckçi
cinayetleriyle ilgili bir toplantı düzenledi.
Toplanöda konuşan tzmir Gençlik Kolu Başkanı
Ceyhan Kayhan, aydınlann öldürülmüsuıden son-
ra başlanlan soruşturmalarda tanıklann susturul-
duğunu, zanlılann bulunamadığıru, belgelenn
tahrif edildiğini söyledi. . -~v
TOPRAKBANK
ANONİM ŞİRKETİ YÖNETİM
KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN
ORTAKLARIMIZA RÜÇHAN HAKKI
KULLANIMI İLE İLGİLİ
DÜZELTME DUYURUSU
Bankamızın 27.1.2000 tarihli OlağanöstO Genel Kurul
Toplantısında, ödenmiş sermayesinin
33.720.000.000.000.TL'den 45.Ş22.000.000.000 TL'ye
artırılmasına karar verilmiştir.
Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı'ndan alınan ön izine
istinaden, sehven, ortaklarımıza, sözkonusu sermaye artınmına
ilişkin rüçhan haklarıni 29 Ocak 2000 tarihli Cumhuriyet ve
Yeni Binyıl gazetelerinde yayımlanmış olan ilanda belirtilen
tarihler arasında, belirtildiği şekilde ve belirtilen şubelerimizde
kullandırılacağı basın yolu ile duyurulmuştu.
Ortaklarımızın, Bankamız sermaye artınmına ilişkin rüçhan
hakları, 31.01.2000-15.02.2000 tarihleri arasında
kullandırılmayacak olup; sermaye artırımımızın, Sermaye
Piyasası Kurulu'nda kayda alınmasından sonra
yayımlanacak olan sirküler ile orfaklarımıza yeni pay alma
tarih ve yerleri duyurulacakhr.
TOPRAKBANK
ISTANBUL 6 NO'LU DGM
Türkbank davası Evcü'e kilitlendi
Istanbul Haber Servisi - Türk Ticaret
Bankası'nın resmi ihalesine fesat
kanşnrdıklan, cürüm işlemek amacıyla
oluşturulan teşekküle üye olduklan ve
teşekküle yardım ettikleri âae sürülen
işadamlan Korkmaz Yiğit ile Hayyam
Garipoğhı'nun da aralannda bulunduğu 8
sanığın yargılandığı dava Erol Evcfl'e
kilitlendi. Dava, Evcfl hakkmdaki
hazırlık soruşturmasının sonucunun
beklenmesi amacıyla ertelendi.
Istanbul 6 No'lu DGM'de görülen
davanın dünkü oturumuna, tutuksuz
samklardan eski millervekili Mehmet
Kocabaş ve işadamı Korkmaz Yiğit
kanidı. Davianın diğer tutuksuz sanıklan
Hayyam Garipoğlu, Mehmet Emîn
Cankurtanuı, Yavuz Ataç, Doran
Akbufaıt, Aydoğan Semizer ve AÜb
Yıkhnm ise gelmedı.
Davada söz alan sanık Mehmet Kocabaş,
Erol Evcil'le hiçbir ilişkisinin olmadığını
söyledi. Politikacı ve işadamı olduğunu
belirten Kocabaş "Duruşmabra gffç
çıkarak prestijim sarshyor" dedi.
Duruşmalara gehnesinin iş hayatnıı
olumsuz etkilediğini de belirten Kocabaş,
bu nedenle duruşmalardan vareste
tutulmasını istedi. Sanık Korkmaz
Yiğit'in avukaü Köksal Bayrakrar da
müvekkilinin davalardan vareste
tutulmasını istedi. Kısa bir aradan sonra,
Kocabaş ve Yİğit'm duruşmalardan
vareste tutulma yönündeki istemlerini
reddeden mahkeme heyeti, Erol Evcil
hakkında yürütülen hazırlık
soruşturmasının sonucunun beklenmesi
amacıyla duruşmayı erteledi.
Cuclukonak
Katliam
için suç
duyurusu
Isranbul Haber Servisi -
Düşünce SuçunaKarşı Giri-
şim Platformu, 15 Ocak
1996'daŞımak'abağlıGüç-
lükonak beldesi yakınlann-
da 11 kişinin ölümüne yol
açan katliamın faillerinin
yargı önûne çıkanlması için
dün Istanbul Adliyesi'ne
suç duyurusunda bulundu.
Platform adına sanatçı
Şanar Yîırdarapan tarafin-
• dan îstanbul Adliyesi önün-
de yapılan basın açıklama-
sında, Güçlükonak yakınla-
nnda 11 kişinin bir minibüs-
te kurşunlandıktan sonra
minibüsün roketlerle yakıl-
dığı anımsatıldı. Açıklama-
da olayın Genelkurmay söz-
cüleri tarafindan PKK katü-
amı olarak açıklandığı an-
cak, ölenlerin yakınlannın
bu failgiieri doğrulamadığı
belirtildi.
Güçlükonak katlianunın
kişi özgürlülderinin en baş-
ta geleni olan yaşama hak-
kına yönelik açık bir ihlal
olduğu anlatılan açıklama-
da, 4 yıl boyunca yakalana-
mayan faiÛerin toplumsal
vicdaru kanatmaya devam
etriği ifade edildi.
Sorumlular hakkında so-
ruşturma açümastnm talep
edildıgi suç duyurusuna, Afi
Nesm, Ercan Kanar, Fîkrrt
Başkaya,HasanSan,Hûsnfi
öndöl, thsan Arsbn, kma-
a Arslan, Leyb Ftkfo, Mi-
ıürCeyfauı,TahD-Hatiboğlu,
Vırfck Özmenek, VeH Özde-
mir ve Şanar Yurdatapan'ın
' da aralar ında bulunduğu bir
grup aydın imza attılar.
ARAYIŞ
TOKTAMŞ ATEŞ
Seçılenler mi Yonetecek,
Atananlar mı?
Birtoplumda 'kimlerin" yöneteceği, çok temei bir
sorudur. (Kimi zaman da, bir sorundur.) Zaten "ki-
min, nasıl, ne kadar süre için vb." yöneteceği so-
rusu, siyasal düşünce tarihinin temel konusudur.
Siyasal düşünce tanhinin kanşık labirentleri ara-
sında dolaşmak gibisinden bir niyetim yok. Hatta,
yönetme "yetkisinin" kaynağı tartışmasına da hiç
girmeyeceğim. (Oysa ki pek severim). Bugünkü ni-
yetim, Türkiye gerçeği çerçevesinde, bazı konulan
ele almak ve değerlendirmek olacak.
Cumhuriyetimizin, "halkegemenliğine dayanan"
bir devlet yapısı oluşturmak niyet ve amacından
kimsenin kuşkusu olmasa gerek. Ve önceleri, fazla
merkezı olmayan bir yapı oluşturma niyetinin, işa-
retlerini de görüyoruz. Fakat özellikle Doğu ve Gü-
neydoğu'daki toplumsal yapı ve ayaklanmalar, mer-
kezı bir yapının oluşturulmasını, (belki de) zorunlu
kılacaktır.
Aradan yaklaşık 80 yıl geçtıkten sonra, şimdi bu
konuda bazı tartışmalar yapılıyor. Acaba bu "mer-
keziyapı", gerçekten demokrasinin önünü kesiyor
mu? Acaba yeref ağıriıklı bir demokrasi, daha öz-
güriükçü bir Türkiye ortaya çıkarttr mı?
Bunlar, yanıtlanması zor sorular. Kimi "muhte-
remler", bu sorulan çok kolay yanrtlıyor. Merkezi-
yetçiliğin suiistimallere yoJ açhğını söylüyorlar. Doğ-
ru. Doğaı fakat, acaba bunun altematifi ne? Yerel
ağırlıklı bir demokrasinin ortaya çıkartacağı sakın-
calar, acaba günümüzdeki sorunlardan daha mı az?
Hiç sanmryorum.
Günümüzde kimilerinin, dillerine pelesenk ettik-
leri bir söylem var: "Devletin yeniden yapılanması
gerek..."
Bu söytemi dile getirenlenn iki de gerekçeleri var.
Bunlardan biri, merkezi yapının hantalhğı; öbürü de,
"kamugörevlilerininyetersizliği". Elhakdoğıu Hem
merkezi yapı hantal, hem de kamu görevlıleri yeter-
li değil.
Ama bana öyle geliyor ki; merkezi yapının hantal
olması da, kamu görevlilerinin yetersizliğinden kay-
naklanıyor. Kamu görevlilennın yetersizlığinin ne-
deni de, daha önceki "seçilmişlerin" bu konudaki
aymazlıklan ve dar görüşlüfükleri. Garip bir istih-
dam anlayışryia, 1 kişinin yapacağı işj bugün, 3 ki-
şi yapryor. (Daha doğrusu yapamıyor.) Bunun ardın-
daki sryasal beklentileri de, tartışma dışı tutuyorum.
Bugün özellikle büyük kentlerdekı devlet memur-
lanmn büyük bir bölümü, maalesef rüşvetle geçin-
mektedir. Dünyada memuruna, "Nereden buldun"
sorusunu sormayan, belki tek ülke Türkrye'dir. Bu
soruyu soramamaktadır, zira yanıtj ortadadır. Orta-
lama 150-200 milyon lira alan memurlann, büyük
kentlerin fiyatlanyla yaşaması mümkün değildir.
Peki, "yeniden yapilanma" gereğini ileri süren
muhteremler, acaba kamu görevlilennın ücretlerine
üç dört kat zam yapılmasını sağlayabilecekler mi-
dir? Kaldı ki; Türkiye'de rüşvet verenlenn önemli bir
bölümü, "haksız avantaj" sağlamak amacıyla bu
parayı vermektedir: Acaba halkımızın "toplumsal
ahlakı" bu hate fletırildikten sonra, yerel ağırlıklı bir
yapı oluştumlduğu takdirde, haksız kazançlar en-
gellenebilecek midir?
Geçenlerde bir televizyon programında, TB-
MM'nin bir üyesi şikâyet ediyor ve Susurluk ve ka-
yıplar için kurulan komisyonlara bilgi verilmemesi
konusunda yayınlanan bir bıldirgeden söz ediyor-
du. Korkunç bir şey bu.
Eğer bu türden komisyonlara verilen bilgiler, "git-
memesi gereken" y&rtere gidiyorsa, bunun sorum-
lulannın derhai saptanması ve en ağır biçimlerde ce-
zalandınlması gerekirdi. Yok eğer böyle şeyler söz
konusu olmamışsa; o zaman, "seçilmışlere" bu say-
gısızlığı yapanlann cezalandınlması gerek.
Fakat bunlann hıçbın yapılmryor ve ınsanlar ko-
nuştuklanyla kalıyorlar. Olacak iş değil...
Aslında, "Devletin yeniden yapılanması gerek"
söylemini dile getirenterin haklı eleştirileri var. Fakat
işin ilginç yanı, bu söylemi dile getirenlerin, bu du-
rumun birinci dereceden sorumlusu olmalan. Kaldı
ki; neyi ve nasıl düzelteceklerini de dile getirmıyor-
lar, getiremiyorlar.
Bu sütunda, "Yeni Dünya Dûzeni" adı verilen ve
bizim gibi ülkeleri felakete sürükleyebilecek olan
anlayışı, defalarca sergiledim ve defalarca eleştir-
dim. Yeni Dünya Düzeni'nin, "Yeni Demokrasi"
adıyta empoze etmek istediği siyasal model, yerel
ağırlıklı ve yan doğrudan bir demokrasi modeli. Ge-
ne aynı model çerçevesinde, alt kimlikler ön plana
çıkartılmak isteniyor.
Türkiye'de merkezi yapıdan şikâyet edenler ve
kamu görevlilennin yetersizliğini dile getırenler, "ye-
terii" personeli acaba nereden bulacaklar? Acaba
dünyanın bilmedığımız köşelerinde, bilemediğimiz
"Yeni Prensler" mi saklı tutuluyor? (Eskilerin neler
yaptklannı ürpererek hatJriıyorum da...)
Yerel yönetimlerimizin önemli bir bölümünün pe-
rişanlığı ortada. Pek çok belediye, inanılmaz borç-
larla karşı karşıya. Üstelik bu borçları bırakanlar,
atananlar değil, seçilenler.
Galiba işin doğrusu; ister atansın, ister seçilsin,
"nitelikliinsanı" arayıp bulmakta. Ve bunun yönte-
mi de, "toplumsalahlak" ve "toplumsalbilinç'i ge-
liştirmek.
Bu da, sanıldığı kadar kolay değil.
Hava-is Sendikası
6
THY, taşeron
yapıbııak isteniyor'
îstanbul Haber Serröi-
Türk Hava Yollan (THY)
çalışanlannın örgûtlü ol-
duğu Türk-lş'e bağlı Ha-
va-Iş Sendikası, THY'nin
özeUeştırilmesinın sivil
havacılık sektörüne en ağır
darbeyi vuracağını belirtti.
Hava-lş Sendikası Yö-
netim Kurulu'ndan yapı-
lan açıkJamada, THY çah-
şanlannin sendıkalanyla
bir bütün olarak THY'nin
özeUeşnnlmesineengel ol-
mak için mücadelelennı
sürdürecekleri belirtildi.
USAS ve HAVAŞ'ın da
özelleştirildikleri anımsa-
tılan açıklamada, "Özd
her zaman en i>ismi yapar
manbğını savunanlar, her-
haMe son yıllarda batan
özd ha\a>t)flan sajısını bfl-
memektedir" denıldı.
Açıklamada, THY ça-
hşanlannın sendikalanyla
bir bütün olarak THY "nin
özelleştirilmesine engel
ohnak için mücadeleleri-
ni sürdürecekleri ıfade
edilerek şöyle devam edil-
di: "THY ulusalsrvil hava-
cüığunızıo sigortasıdır.
Ancak şimdi hepsiyie her
konuda boy öiçüştûğü şir-
kedere taşeron edflmek ts-
tenmektedir. THY, özd-
leştirme kapsamuıdan ç>
karulmak sivasi baskılar-
dan vesi\asilcre bağlıyan-
hş yönetim anlayışlann-
dan anndmhtıahdır.'