16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ŞUBAT 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Istanbul Gümrükler Başmüdürü Nazım Bilican'ın soruşturmaya izin vermediği ileri sürüldü Bavul ticareti hayali üıracat kapısı BANUSALMAN • Atatürk Havalimanı Çıkış Gümrük Müdürlüğü'nün yaptığı incelemede Epengle Döşemecilik Kumaş Sanayii'nin 273 bin 680 dolarlık sahte beyanda bulunduğu ortaya çıktı. Istanbul Gümrükler Başmüdürü Nazım Bilican'ın Atatürk Havalimanı Çıkış Gümrükleri Müdürü Server Özer'tn ısrarlı inceleme istemini yok saydığı belirlendi. ğal deriden tnamul 299 adet pardesü, 450 adet kaban, 248 adet kaban olarak beyan ettıği eşyaların. "uraş, bıçağı, manto, ter- Bk.çanıa.kazak.esarp. kotpantokm,göm- lek, gecelik.reket,kadife pantoloa, t-shirt, dhan örtusü, iç çamaşm. yün" olduğu sap- tanarak el konuldu. Şirket, etiketlemenin yanlış yapıldığını ileri sürerek kendı tnal- lannın C Termınali'nde oldugunu iJen sür- dü. C Terminalı'ndeki mallann şırkete ia- desıne 7 Nısan 1999'da karar veren Bakır- köy 1. Ağır Ceza Mahkemesi nin yarulnl- dığı ılen sürülüyor. C Terminali'nin yol- cu bölümü olduğu, yanlış etıketlense bıle mallann TASlŞ'in sundunnasında bulun- tnası gereku'ği belirtiliyor. Atatürk Havalimanı Çıkış Gümrük Mü- dürü Özer, 26 Nisan 1999 tanhlı yazısın- da, 11 Ocak 1999 tarihli tutanakla Epeng- le'nın kendısine aıt mallann ambarda ANKARA-Bavul ticaretinin, hayali ih- racatın yeru adresi olduğu belirlendi. Em- niyet Genel Müdürlüğü'nden Merkez Va- liliği'ne çekıJen Necati BÜican ın amcası- nın oğlu. Istanbul GümrükJer Başmüdürü Nazun Bffican'ın, eski DYP Millervekili Sedat AloğJu nun şırkeü Epengle'nın ba- vul ticaretıai hayali ihracat ıçin kullandı- gı olayını örtbas etriği ortaya çıktı. Bilican, Atatürk Havalimanı Çıkış Gümrükleri Müdürü Server Özer'in 26 Nisan, 13 Ma- yıs, 1 Haziran 1999 tarihli yazılannda ıs- rarlı inceleme istemini yok saydı. Atatürk Havalimanı Çıkış Gümrük Mü- dürlügü'nün yaptığı incelemede Epengle Döşemecilik Kumaş Sanayii'nin 273 bin 6S0 dolarlık sahte beyanda bulunduğu or- taya çıku. Şirketin, 29 Aralık 1998'de do- mevcut olduğu iddiasının doğru olmadı- ğının, komisyoncunun ihban üzerine de 9 Ocak 1999 tarihli tutanakla C Termina- li'nde de bu eşyalaruı ohnadığının saptan- dığını bildirdi. Tutanaklar Cumhuriyet Başsavcılığı'na üetilmesınekarşınmahke- menin 12 Mart 1999'da beyanname kap- samı eşyalan Ç Termınab'nde tespit etti- ğini belirten Ö2er, buraya mallann ne za- man ve kimler tarafindan konulduğunun araştınlmasını istedi. Yaada, eşyalann pe- rakende saüşı yapılabilecek, kaçak eşya sürümünü kolaylaştıracak ve mahkeme el koymaya karar verirse piyasadan toplana- mayacak cinsten olduğu uyansı yapıldı. Sahte beyandald imza Şirketin sahte beyanında ımzası olan Gümrük Komisyoncusu ŞahmAkü, Istan- bul Gümrükler Başmüdürlüğü ve Çıkış Gümrük Müdürlüğu'ne Mart 1999'da gönderdiği dilekçesinde, C Terminali'ne mallann K h3e''amacıylakonulduğunuan- latö. Aktı, fırmalann amacuun dışsahm taahhütlennı yerine getırmek ve KDV ia- desı sağlamak olduğunubelirtti. Aktı, fir- malann sahadaki mallarla kâğıt üzerinde ilgüı olduklannı, mallara el konulduğu 8 Ocak akşamı C TerminaFne beyana uy- gun 85 koli mal konulduğunu, bunun bir kısmının Özbek Havayollan'nca uçurul- ması nedenıyle şirketlerin tespit yapüra- madıklanm anlattı. Akü, eksik mallann terminale sokulacağı ihban üzerine Güm- rük Muhafaza Müdürü Irfan Pakyürek'in 85 koli malın 8 Ocak akşamı Moskova'ya gidecek yolcu eşyası olarak C Termina- ü'nden alana sokulduğunu, bu mallardan mevcut 53 kolinin tutanak altına alındığı- m bildirdığıni aktardı. Özer, 13 Mayıs 1999 tarihli ıkınci yazı- sında, mahkeme karan uyannca C Termi- nali'ndeki mallann 6 Mayıs 1999'da şir- kete teslim edildıgi bılgisine yer vercrek inceleme istemini yineledi. Istanbul Güm- rükler Başmüdürü Bilican ise 14 Mayıs 1999'da, mahkemenın karan dışında ta- sarrufta bulunmaması ^erektığı yamtuu verdi. Nazım Bilican, Özer'in 1 Haziran 1999 tanhli tnaJlann C Tenninali'ne nasıl sokulduğuyla ilgili inceleme istemini 3. kez gözardı ederek, 3 Haziran 1999 tarih- li yanıt yazısında, Epengle şirketinin ye- niden ihraç istemini gerçekleştirecek uy- gulamalar istedi. Çıkış Gümrük Müdürlü- ğü'ne, denetım talebine "mahkemekara- rmmüzeriııdeberiuuıgibirişiemvapilm»- a suç oluştunır" yarutı venlen yazıyı, GümrüklerBaşmüdür Yardımcısı Avni Er- taş, üzerine el yazısıyla, "îdari inceleme ve denetmı efemanı taJebinin Gümrülder Gend Mödürföğü'ne iktibnesT gereğini belirterek imzalamadı. Başmüdür Yardım- cısı Bölent Eryıimaz'ın parafladığı Güm- rükler Genel Müdürlüğü'nden C Termina- li'ndeki mallarla ilgili araştırma isteyen yazıyı, Başmüdür Bilican imzalamadı. Böylece inceleme talebinden genel mü- dürlüğun haberi bile olamadı. 'Tehditteybealmdı' Epengle Şirketi Genel Müdürü Höseyin Gergerfioğlu, komisyoncunun mallann sonradan C Ternunalı'ne konulduğu ıddi- asını, kendilennden para almak ıçin orta- ya atüğını, kendılennı tehdıt eden ifade- lerini teybe de aldıklannısöyledi. Gerger- lioğlu, mallann C Terminali'nde bulun- madığına ilişkin tutanak olmasma karşm daha sonra mahkemenin aynı yerde mal- lan tespit etmesıni, "kendi maflannm ot- duğn böiümöB gasteribnemea, şfrketde- manmm da bu koouda batafc ofenaayla" açıkkmaya çahştı. . .• • • •. •.; Bazı delegeler yaralandı Pankobirlik Genel Kurulu'nda kavga ANKARA (Cumharij^t Börosu) - Pankobirlik'in 27. Olağan Genel Kunılu kavgalara sahne oldu. Ankara SSK. lokalinde yapılan seçimli olağan genel kurulda, Konya Pancar Ekim Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı RecepKonuk başkanlığındaki grup ile halen Pankobirlik yönetimınde bulunan HaHAslan başkanlığındaki grup arasında kavga çıktı. Tanıflann bırbirine mikrofon. sandalye, bardak fırlattığı kavga sırasında, çeşıtli partilerden millervekillen güçlükle salon dışına .çıkoJar.Gene/ kurulda, ilk tartışmalar Çorum kooperatıfınde bu >ıl yapılan seçımın tekrarlaamasnla oluşan yeru yöneümin, Pankobırlık yönetimınce kabul edılmeyerek genel kurul salonuna alınmaması ile yaşandı Yaklaşık 1 saat gecikmeyle başlayan genel kurulda kürsüye çıkan Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Halil Aslan, divan seçimi için iki ayn h'ste bulunduğunu, bunlardan bir tanesinde kendisinin de yer aldığını ve 14 kooperatifîn imzasuu taşıdığım, diğer listenin ise Çorum ve Türkşeker harıç 13 imzalı olduğunu ve bu listeyi okumaya gerek olmadığını açıkladı. Itirazlar üzerine Aslan, ikinci listedeki isımlen okuduktan sonra 13-14 oy hesabıyla, kendi lıstelerinde drvana seçılenlerin yerine oturmasım istedi. Oivana seçılenler yerlerine giderken, rnuhalif gruptakiler, kendi lıstelerinde Çorum ve Türkşeker dahil 13 değıl 15oyolduğımu, Türkşeker ve Çorum yönetimının yasal olarak oy hakkı bulunduğunu belirterek dıvana oturmak istedıler. Bu andan itibaren karşıuldı protestolar başladı. Ardından her ikı listenin taraflarlan yumruklaşt) ve birbirlerine bardak, sürahi, mikrofon, sandalye ftrlatülar. Bazı delegelerin yaralandığı salonda kargaşa, polislerin müdahalesi ile yatıştınldı. Cebeci Asri Mezartğı'nda düzenJenen törene, Aksoy'un aflesi ve yakınlan kaükü. Aksoy'un mezarmda nmmbr yakıkfa, anıt çiçekkrk donaüldı Prof.Aksoy katledilisinin 10. yüında anütyor HaberMerkezi- ESKJCHP millervekili, An- kara Barosu ve Türk Hukuk Kunımu'nun eski baş- kanı, Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Kurucu Ge- nel Başkanı ve Ankara Üniversıtesi Siyasal Bılgı- Ier Fakültesi Öğretım Üyesi Prof. Dr. Muammer Aksoy, katledilisinin 10. yıldönümünde anıldı. CHP Parti Mechsı (PM) üyesi önder S«v, Türki- ye'yi karanlığa sürüklemek isteyen güçlerin Ak- soy gibi birçok aydını katlettiklerini anımsatarak "Aksov 'un ükelerini savunmaya devam edeceğüne, mezan başmda yemin ediyorum" dıye konuştu. Konuşmalann ardından Aksoy'un mezannda mumlar yakıldı, anıt çiçeklerle donatıldı. Aksoy için Cebeci Asri Mezarlığı'nda düzenle- nen anma törenine, Aksoy'un ailesi ve yakmlan- nın yanı sıra, CHP Merkez Yürütme Kurulu üye- si Mustafa Gazaka, ADD Genel Başkan Yardım- cısı Aydemir Ce>tm, Türk Hukuk Kurumu Baş- kanı TeoMn E n t a ve CHP Parti Ç Önder Savıle CHP Ankara ll Başkam Leveot Gök katıldı. TSrende konuşan Levent Gök, Aİsoy'l^Ş* çok renkli bir kişilığe sahip olduğunu anlatarak, : • "Türk aydmlanmasmın ve demokrasi harekeânİB deferM insuum, öKunûnün 10. yıfanda bir kez da- ha amyonız'' dedı. Aksoy'un aılesı aduıa bir ko- nuşma yapan Önder Sav, Türk aydınlannın, 24-31 Ocak tarihlerini "yürflen değerkri anmaJd»" ge- çırdıklennı behrtti. Akso> r 'un yen doldurulamaya- cak bir insan olduğunu vurgulayan Sav. "O'mm, 1961 Anayasaa'na omuz verişmi, Türk öğrrtmeır hareketini ha^ı»tmfiqm, yabancı petrol şirketfcrtj- k möcadek edişini umıtarmyoruz. Aradan 10 yi geçtneane kaıjm öflcemtz azalmntır. KarJBeıi bn- hnunadıkça da artacak" dedi. Sav, Aksoy'un ka- tillerininj'akalanamamasının, üğur Mıımcu'yu, Bahriye Uçok'u ve Ahmet Taoer KışJalı yı öldü- *le getirerek "Kafflerbu ı diye konuştu. Aksoy, doğum yeri olan Antarya'nın Ibradı îlçesinde aruîdı. ADD tarafindan düzenlenen törende konuşan Müdafaa-i Hukuk Dergısi Genel Ykyın Yönetaeni Çetin Yetldn, aydın kişinin, toplinnun vıcdanının sesi olduğunu belirterek "l?te 'Aksoy da budur" dedi. Izmir'de toplanü CHP tzmir tl Örgütü de Aksoy ve Abdilpckçi cinayetleriyle ilgili bir toplantı düzenledi. Toplanöda konuşan tzmir Gençlik Kolu Başkanı Ceyhan Kayhan, aydınlann öldürülmüsuıden son- ra başlanlan soruşturmalarda tanıklann susturul- duğunu, zanlılann bulunamadığıru, belgelenn tahrif edildiğini söyledi. . -~v TOPRAKBANK ANONİM ŞİRKETİ YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN ORTAKLARIMIZA RÜÇHAN HAKKI KULLANIMI İLE İLGİLİ DÜZELTME DUYURUSU Bankamızın 27.1.2000 tarihli OlağanöstO Genel Kurul Toplantısında, ödenmiş sermayesinin 33.720.000.000.000.TL'den 45.Ş22.000.000.000 TL'ye artırılmasına karar verilmiştir. Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı'ndan alınan ön izine istinaden, sehven, ortaklarımıza, sözkonusu sermaye artınmına ilişkin rüçhan haklarıni 29 Ocak 2000 tarihli Cumhuriyet ve Yeni Binyıl gazetelerinde yayımlanmış olan ilanda belirtilen tarihler arasında, belirtildiği şekilde ve belirtilen şubelerimizde kullandırılacağı basın yolu ile duyurulmuştu. Ortaklarımızın, Bankamız sermaye artınmına ilişkin rüçhan hakları, 31.01.2000-15.02.2000 tarihleri arasında kullandırılmayacak olup; sermaye artırımımızın, Sermaye Piyasası Kurulu'nda kayda alınmasından sonra yayımlanacak olan sirküler ile orfaklarımıza yeni pay alma tarih ve yerleri duyurulacakhr. TOPRAKBANK ISTANBUL 6 NO'LU DGM Türkbank davası Evcü'e kilitlendi Istanbul Haber Servisi - Türk Ticaret Bankası'nın resmi ihalesine fesat kanşnrdıklan, cürüm işlemek amacıyla oluşturulan teşekküle üye olduklan ve teşekküle yardım ettikleri âae sürülen işadamlan Korkmaz Yiğit ile Hayyam Garipoğhı'nun da aralannda bulunduğu 8 sanığın yargılandığı dava Erol Evcfl'e kilitlendi. Dava, Evcfl hakkmdaki hazırlık soruşturmasının sonucunun beklenmesi amacıyla ertelendi. Istanbul 6 No'lu DGM'de görülen davanın dünkü oturumuna, tutuksuz samklardan eski millervekili Mehmet Kocabaş ve işadamı Korkmaz Yiğit kanidı. Davianın diğer tutuksuz sanıklan Hayyam Garipoğlu, Mehmet Emîn Cankurtanuı, Yavuz Ataç, Doran Akbufaıt, Aydoğan Semizer ve AÜb Yıkhnm ise gelmedı. Davada söz alan sanık Mehmet Kocabaş, Erol Evcil'le hiçbir ilişkisinin olmadığını söyledi. Politikacı ve işadamı olduğunu belirten Kocabaş "Duruşmabra gffç çıkarak prestijim sarshyor" dedi. Duruşmalara gehnesinin iş hayatnıı olumsuz etkilediğini de belirten Kocabaş, bu nedenle duruşmalardan vareste tutulmasını istedi. Sanık Korkmaz Yiğit'in avukaü Köksal Bayrakrar da müvekkilinin davalardan vareste tutulmasını istedi. Kısa bir aradan sonra, Kocabaş ve Yİğit'm duruşmalardan vareste tutulma yönündeki istemlerini reddeden mahkeme heyeti, Erol Evcil hakkında yürütülen hazırlık soruşturmasının sonucunun beklenmesi amacıyla duruşmayı erteledi. Cuclukonak Katliam için suç duyurusu Isranbul Haber Servisi - Düşünce SuçunaKarşı Giri- şim Platformu, 15 Ocak 1996'daŞımak'abağlıGüç- lükonak beldesi yakınlann- da 11 kişinin ölümüne yol açan katliamın faillerinin yargı önûne çıkanlması için dün Istanbul Adliyesi'ne suç duyurusunda bulundu. Platform adına sanatçı Şanar Yîırdarapan tarafin- • dan îstanbul Adliyesi önün- de yapılan basın açıklama- sında, Güçlükonak yakınla- nnda 11 kişinin bir minibüs- te kurşunlandıktan sonra minibüsün roketlerle yakıl- dığı anımsatıldı. Açıklama- da olayın Genelkurmay söz- cüleri tarafindan PKK katü- amı olarak açıklandığı an- cak, ölenlerin yakınlannın bu failgiieri doğrulamadığı belirtildi. Güçlükonak katlianunın kişi özgürlülderinin en baş- ta geleni olan yaşama hak- kına yönelik açık bir ihlal olduğu anlatılan açıklama- da, 4 yıl boyunca yakalana- mayan faiÛerin toplumsal vicdaru kanatmaya devam etriği ifade edildi. Sorumlular hakkında so- ruşturma açümastnm talep edildıgi suç duyurusuna, Afi Nesm, Ercan Kanar, Fîkrrt Başkaya,HasanSan,Hûsnfi öndöl, thsan Arsbn, kma- a Arslan, Leyb Ftkfo, Mi- ıürCeyfauı,TahD-Hatiboğlu, Vırfck Özmenek, VeH Özde- mir ve Şanar Yurdatapan'ın ' da aralar ında bulunduğu bir grup aydın imza attılar. ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ Seçılenler mi Yonetecek, Atananlar mı? Birtoplumda 'kimlerin" yöneteceği, çok temei bir sorudur. (Kimi zaman da, bir sorundur.) Zaten "ki- min, nasıl, ne kadar süre için vb." yöneteceği so- rusu, siyasal düşünce tarihinin temel konusudur. Siyasal düşünce tanhinin kanşık labirentleri ara- sında dolaşmak gibisinden bir niyetim yok. Hatta, yönetme "yetkisinin" kaynağı tartışmasına da hiç girmeyeceğim. (Oysa ki pek severim). Bugünkü ni- yetim, Türkiye gerçeği çerçevesinde, bazı konulan ele almak ve değerlendirmek olacak. Cumhuriyetimizin, "halkegemenliğine dayanan" bir devlet yapısı oluşturmak niyet ve amacından kimsenin kuşkusu olmasa gerek. Ve önceleri, fazla merkezı olmayan bir yapı oluşturma niyetinin, işa- retlerini de görüyoruz. Fakat özellikle Doğu ve Gü- neydoğu'daki toplumsal yapı ve ayaklanmalar, mer- kezı bir yapının oluşturulmasını, (belki de) zorunlu kılacaktır. Aradan yaklaşık 80 yıl geçtıkten sonra, şimdi bu konuda bazı tartışmalar yapılıyor. Acaba bu "mer- keziyapı", gerçekten demokrasinin önünü kesiyor mu? Acaba yeref ağıriıklı bir demokrasi, daha öz- güriükçü bir Türkiye ortaya çıkarttr mı? Bunlar, yanıtlanması zor sorular. Kimi "muhte- remler", bu sorulan çok kolay yanrtlıyor. Merkezi- yetçiliğin suiistimallere yoJ açhğını söylüyorlar. Doğ- ru. Doğaı fakat, acaba bunun altematifi ne? Yerel ağırlıklı bir demokrasinin ortaya çıkartacağı sakın- calar, acaba günümüzdeki sorunlardan daha mı az? Hiç sanmryorum. Günümüzde kimilerinin, dillerine pelesenk ettik- leri bir söylem var: "Devletin yeniden yapılanması gerek..." Bu söytemi dile getirenlenn iki de gerekçeleri var. Bunlardan biri, merkezi yapının hantalhğı; öbürü de, "kamugörevlilerininyetersizliği". Elhakdoğıu Hem merkezi yapı hantal, hem de kamu görevlıleri yeter- li değil. Ama bana öyle geliyor ki; merkezi yapının hantal olması da, kamu görevlilerinin yetersizliğinden kay- naklanıyor. Kamu görevlilennın yetersizlığinin ne- deni de, daha önceki "seçilmişlerin" bu konudaki aymazlıklan ve dar görüşlüfükleri. Garip bir istih- dam anlayışryia, 1 kişinin yapacağı işj bugün, 3 ki- şi yapryor. (Daha doğrusu yapamıyor.) Bunun ardın- daki sryasal beklentileri de, tartışma dışı tutuyorum. Bugün özellikle büyük kentlerdekı devlet memur- lanmn büyük bir bölümü, maalesef rüşvetle geçin- mektedir. Dünyada memuruna, "Nereden buldun" sorusunu sormayan, belki tek ülke Türkrye'dir. Bu soruyu soramamaktadır, zira yanıtj ortadadır. Orta- lama 150-200 milyon lira alan memurlann, büyük kentlerin fiyatlanyla yaşaması mümkün değildir. Peki, "yeniden yapilanma" gereğini ileri süren muhteremler, acaba kamu görevlilennın ücretlerine üç dört kat zam yapılmasını sağlayabilecekler mi- dir? Kaldı ki; Türkiye'de rüşvet verenlenn önemli bir bölümü, "haksız avantaj" sağlamak amacıyla bu parayı vermektedir: Acaba halkımızın "toplumsal ahlakı" bu hate fletırildikten sonra, yerel ağırlıklı bir yapı oluştumlduğu takdirde, haksız kazançlar en- gellenebilecek midir? Geçenlerde bir televizyon programında, TB- MM'nin bir üyesi şikâyet ediyor ve Susurluk ve ka- yıplar için kurulan komisyonlara bilgi verilmemesi konusunda yayınlanan bir bıldirgeden söz ediyor- du. Korkunç bir şey bu. Eğer bu türden komisyonlara verilen bilgiler, "git- memesi gereken" y&rtere gidiyorsa, bunun sorum- lulannın derhai saptanması ve en ağır biçimlerde ce- zalandınlması gerekirdi. Yok eğer böyle şeyler söz konusu olmamışsa; o zaman, "seçilmışlere" bu say- gısızlığı yapanlann cezalandınlması gerek. Fakat bunlann hıçbın yapılmryor ve ınsanlar ko- nuştuklanyla kalıyorlar. Olacak iş değil... Aslında, "Devletin yeniden yapılanması gerek" söylemini dile getirenterin haklı eleştirileri var. Fakat işin ilginç yanı, bu söylemi dile getirenlerin, bu du- rumun birinci dereceden sorumlusu olmalan. Kaldı ki; neyi ve nasıl düzelteceklerini de dile getirmıyor- lar, getiremiyorlar. Bu sütunda, "Yeni Dünya Dûzeni" adı verilen ve bizim gibi ülkeleri felakete sürükleyebilecek olan anlayışı, defalarca sergiledim ve defalarca eleştir- dim. Yeni Dünya Düzeni'nin, "Yeni Demokrasi" adıyta empoze etmek istediği siyasal model, yerel ağırlıklı ve yan doğrudan bir demokrasi modeli. Ge- ne aynı model çerçevesinde, alt kimlikler ön plana çıkartılmak isteniyor. Türkiye'de merkezi yapıdan şikâyet edenler ve kamu görevlilennin yetersizliğini dile getırenler, "ye- terii" personeli acaba nereden bulacaklar? Acaba dünyanın bilmedığımız köşelerinde, bilemediğimiz "Yeni Prensler" mi saklı tutuluyor? (Eskilerin neler yaptklannı ürpererek hatJriıyorum da...) Yerel yönetimlerimizin önemli bir bölümünün pe- rişanlığı ortada. Pek çok belediye, inanılmaz borç- larla karşı karşıya. Üstelik bu borçları bırakanlar, atananlar değil, seçilenler. Galiba işin doğrusu; ister atansın, ister seçilsin, "nitelikliinsanı" arayıp bulmakta. Ve bunun yönte- mi de, "toplumsalahlak" ve "toplumsalbilinç'i ge- liştirmek. Bu da, sanıldığı kadar kolay değil. Hava-is Sendikası 6 THY, taşeron yapıbııak isteniyor' îstanbul Haber Serröi- Türk Hava Yollan (THY) çalışanlannın örgûtlü ol- duğu Türk-lş'e bağlı Ha- va-Iş Sendikası, THY'nin özeUeştırilmesinın sivil havacılık sektörüne en ağır darbeyi vuracağını belirtti. Hava-lş Sendikası Yö- netim Kurulu'ndan yapı- lan açıkJamada, THY çah- şanlannin sendıkalanyla bir bütün olarak THY'nin özeUeşnnlmesineengel ol- mak için mücadelelennı sürdürecekleri belirtildi. USAS ve HAVAŞ'ın da özelleştirildikleri anımsa- tılan açıklamada, "Özd her zaman en i>ismi yapar manbğını savunanlar, her- haMe son yıllarda batan özd ha\a>t)flan sajısını bfl- memektedir" denıldı. Açıklamada, THY ça- hşanlannın sendikalanyla bir bütün olarak THY "nin özelleştirilmesine engel ohnak için mücadeleleri- ni sürdürecekleri ıfade edilerek şöyle devam edil- di: "THY ulusalsrvil hava- cüığunızıo sigortasıdır. Ancak şimdi hepsiyie her konuda boy öiçüştûğü şir- kedere taşeron edflmek ts- tenmektedir. THY, özd- leştirme kapsamuıdan ç> karulmak sivasi baskılar- dan vesi\asilcre bağlıyan- hş yönetim anlayışlann- dan anndmhtıahdır.'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle