Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ŞUBAT2000SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(p cumhuriyet.com.tr 15
Hulki Aktunç'un Türk cinselliğini incelediği kitabı 'Erotologya' 31 denemeden oluşuyor
4
Hepimiz erotolojmin öznesiyiz'
S- RAYAN YİRMtBEŞ
Hulki Aktunç'un yeni yapıtı, 'Eroto-
lo£ya', yazınımızda hiç işlenmemiş bir
alana giriş nıteliğinde. Aktunç'un, Türk
cinselliğini erotoloji yönünden incele-
diği kitap, Sel Yayıncıhk tarafından ya-
yımlandı. 'Erotologya'yı, başta sözlük
olarak tasarlayan yazar, bu düşüncesini
ertelemiş ve yorumlarla zenginleştirdi-
ği. 31 denemeyi içeren bir yapıt oluştur-
muş. (Aktunç, deneme sayısını 'herge-
lccebir rasüanti7
olarak açıklıyor.) Ak-
tunç, yapıtı için, bize, Behçet Necati-
gU'in ünlü dizesi "Çünkü baa şürler
bekler bazı yaşlan"nı anımsatarak ba-
zı kitaplann da bazı yaşlan beklediğini
belirtiyor.
- 'Erotoloji'nin. cinselbilim ve pornog-
rafi kavramlarıvla farkını açıklar nıısı-
nız?
HULKt AKTUNÇ- Cinselbilim. ka-
dırun gebeliği konusuyla ilgilenir ama
erotoloji, bu duruma özel ilgi duyan ki-
şileri araştınr. Cinselbilim, adı üzerin-
de birbilimsel disiplindir, oysa erotolo-
ji, disiplinli bir bilgi dalıdır çünkü yo-
nımlara son derece açıktır. Ömeğin, Mo-
digliani'nin bir nü çalışması erotiktir
ama orasinı burasını açmış ve kendisi-
ni araç olarak kullanan bir insanın fo-
toğrafi pomografiktir. Erotoloji erotik
olan üzerine bilgi: Insanda bir haz uyan-
dıran ancak bu anlamda cinselliği kul-
lanmak yerine onu var olduğu gibi hat-
ta estetik anlamda ortaya koymaktır.
'Pornografi ve Kûltür' başlıklı dene-
Tnemde, 'tosun' edebiyatının anlattık-
lannda bu konuya değiniyorum.
- Kitabın alt başlığı, 'Bir Türkiye Ero-
totogyasrna giriş için denemelerVEro-
totogya'nın devamını yazmaya başladı-
mzmı?
AKTUNÇ- Türk insanmın cinsel yö-
E rotolojiyi
nesneleşmenin,
yabancılaşmanm karşısında
bir mücadele yolu olarak
gören Hulki Aktunç'a göre
Türkiye'de, cinsellik
karşısında hoşgörüsüzlük,
Batı kültürünün etkileriyle
başlıyor. Hristiyanlık ile
Müslümanlığın cinselliğe
bakış farkından çok
etkilenen Aktunç, bizde
geçmişte cinselliğe çok
daha hoşgörülü ve doğal
biçimde kabullenen bir
zihniyet görüyor.
nü üzerinde birtakım denemeler yayım-
lanmıştır, ancak erotoloji girilmemiş bir
alandı. 'Erototogya'nın devamı gelmek
zonında yoksa bu alandaki çok uzun
yıllaradayalıbırikimımeyazıkolur. De-
nemeler biçiminde 'Erotologya 2'yi yaz-
maya başladım, ilk kitabı bütünleyen
yapıda bir çalışma olacak, bir indeks
koyarak sözlüksel anlamlan pekiştir-
meyi amaçlıyorum.
Türk insanınm erotologyası
- 'Erotologya 'da, cograiyavı belirieye-
meme sorunu ile karşılaşıyoruz-.
AKTUNÇ - Yapmak istediğim özel
şey, herhangi bir erotologya değil, Türk
insanınm özellikle erotologyasıydı. Bel-
ki biraz Ortadoğu. Evet, aslında öyle
coğrafyayı belirleyememe durumu söz
konusu, çünkü bazı yönlerimizle Do-
ğuluyuz, Ortadoğuluyuz bazı yönlerimiz-
le değiliz. Ben, merkez kabul ediyorum
Türkiye'yi veya Ortadoğu'nun en geliş-
mişnoktası...Kültürünbirgeçişimülke-
si.
- Kutsal Kitapiar'dan, tarihi ve çağdaş
yerli-><
abancı yazma dek, çok çeşitli kay-
naklardan alıntıları nasıl bir arava getir-
diniz?
AKTUNÇ- Okurken, fışlemehasta-
lığı vardır bende. Bu fişler, kafamdaki,
erotologya kürüphanesinde, boşluklan
doldurarak yerini buluyor. Kitabımı da
buna benzer bir şekilde çalışan üstadım
olan Salah BirseTe adadım. Hoş bir rast-
lantıyla en son yayımlanan şiir kitabım,
'Bir Şeyin Varoluşu'. 'Erotologya' ile
yakın bağlartaşıyor. Kitabın, altbaşlığın-
da 'Ortadogu Üzerinden Şiir Deneme-
leri' denilmektedır. Her iki kitapla. an-
lamlann birbirini nasıl zenginleştirdiği
görülebilir.
- Geçmişte, Türk toplumunun cinsel
anlamda, Batı'dan daha uygar olduğu-
na dair bir teziniz var. Hoşgörüsüzlüğün
başlama nedenlerini neyc bağlıyorsu-
nuz?
AKTUNÇ- Aslında, Türkiye'de cin-
sellik karşısında hoşgörüsüzlük, Batı
kültürünün etkileriyle başlıyor. Bu sap-
tamayı Attilâ llhan da yapmıştı. Hıris-
tiyanlığın cinselliğe bakışı aşın derece-
de karıdır. Halbuki, aynı dönemde, yal-
nız bizde değil islam kültürü çevresin-
de bahnameciler, besmeleyle başlarlar,
cinsel külrürün aktanldığı yapıtlara.
30 yıldır yurtdışına çıktığımda eroto-
Sinemanın 'anarşisf yönetmeni 100. yaşında İtalya'da düzenlenen etkinliklerle anılıyor
'Bunuel unutulmak istiyordu
9
• Bunuel'in sinemadaki
etkisini sürdürmek isteyen ve
bir Bunuel müzesi kurmayı
tasarlayan oğlu Jean Luis
Bunuel, babasının her zaman,
unutulmayı ünlü olmaya
yeğlediğini, yaşamda yapmayı
en çok sevdiği şeyin düş
kurmak olduğunu söylüyor.
Kfiltür Servisi- Sinemanın anarşist ve si-
nirli yönetmeni Luis Bunuel doğumunun
100. yıldönümünde italya'da Pordenone'de
düzenlenen etkinliklerle anılıyor. Endülus
Köpeği'. 'Alün Çağ'. 'Mahvedici Melek'.
'Vıridiana', 'Nazarin'. 'Gündüz Güzeli',
'Burfuvazmm Gizli Çekiciligi' gibi önemli
fılmlere ımza atmış olan Ispanyol yönetme-
nin 65 yaşındaki oğlu Jean Luis Bunuel'in
düzenlediğı etkinliklerde, yönetmen, yaşa-
mı ve fılmlerinden kesitlerle izleyicisi ile
yeniden buluşuyor. 'Leonor', 'Kırmızı Baş-
lıkh Kız' gibi fılmlerin yanı sıra televizyon
için de çeşitli çalışmalar yapan Jean Luis
Bunuel. babasının tspanya halkı için çok
önemli bir yen olduğunu, genç sınemacıla-
nn onun izinden gittiğini ve hatta tspanya'da
bir Bunuel müzesi kurma hazırlıklan yapıl-
dığını belirtiyor: "Ama babam bunlann hiç-
birine önem vermezdL Hatta bir türlü bir
araya gelip yemek yemeyi başaramayan bir-
kaç burjuva çiftinin serüvenlerini anlarağı
'Burjuvazınin Gizli Çekiciligi" ileOscarödü-
lü bOeonu hiç sevindirmemişti. Onu heyecan-
landıran tek şey vatanı İspanya'dan. dikta-
törFranco'nun halka çektirdiği acılardan ve
sürgündeki insanlara > apılan > ardımlardan
söz etmekti. Sakladığı tek ödüJ ise tutku ve
sıradışı bir aşkı konu eden fDmi 'Gündüz Gü-
zelf ile VenedikFilm Festivali'ndealdığı Al-
tm Aslan' ödülü tdi. Her zaman, unutulma-
yı ünlü olmaya tercih ettiğjni söylerdi."
Ama Bunuel Jr, babasmı unurturmamak-
ta kararlı gibi görünüyor. Yüzyılla beraber
doğan bu usta yönetmeni 2000'li yıllara ta-
şımak ve onun sinemadaki etkisini sürdür-
mek amacında. Mizahi bir yaklaşımla top-
luma ve dünyaya eleştirel bir gözle bakma-
sı Bunuel'in bu kadar büyük bir yönetmen
olmasının en önemli nedenlerinden biri kuş-
kusuz. Gençlik yıllarında Andre Breton ve
Bunuel her zaman şöyle derdi: "Sinema olağanüstü ama aynı zamanda tehlikeli bir silahtır. Ancak özgür bir sanatçının elinde ise..
gerçeküstücülük akımıyla tanışan Bunuel
için bu akım, insanın ahlaki duygulanndan
kendini tümüyle sıyıramayacağını gösteren
bir yol oldu. Filmlerinde ona yeni bir dünya
görüşü, yeni bir ahlak anlayışı aşılayan bu
akımı yansıtmaya başladı. Yenilikçi ve kış-
kırtıcı yanlannın yanmda insanı düşünme-
ye ve toplumun bozulmuşluğu üzerine kafa
yormaya çağıran nitelilderi vardı fîlmlerinin.
Bunuel Jr, yönetmenin genelde yalnız kal-
mayı sevdiğini ve nadir olarak Saura. Bar-
dem ya da sürgünde bulunan politika arka-
daşlannı eve getirdiğini belirtiyor: "Evde
asla sinemadan konuşmazdı ve her gün tek-
rariadığı bir ritüel haline gelmiş auşkanhk-
lan vardı. Her akşam saat yedide sek martj-
nisini icer ve sabahlan beşte kalktığı için sa-
at sekizde yatmaya giderdi. DisipBn onun için
çok önemliydi. Bir fihni çekerken kendini
adardı. Başka hiçbir şey düşünemezdi. Ge-
nellikie fa/la parası olmadığından yogun bir
tempo içinde çalışır, her şeyi kafasında önce-
den tasariar. hiç deneme çekimi \apmazdi.
Çünkü kaybedecek hiç zamanı yoktu. Fihni
bitirdiğinde bir daha asla konuşmazdı."
Aralannda 'Vlridiana' ve 'Burjuvazinin
Gizli Çekiciligi' filmlennın de bulunduğu
dört filmde babasına yardım eden Bunuel Jr.
yönetmenin Felüni. Bergman \e benzeri bu-
lunmayan bir senarist diye nitelediği Orson
We0es gibi ustalann filmlerini izlemekten
zevk aldığından ve özel efektli, teknolojı
ağırlıklı filmlerden hiç hoşlanmadığından
söz ediyor: "Babam film sednde çok ciddiy-
di. Hiçbir şeyi sonraya bırakmazdı. Gerek
teknik gerekse zihinsel olarak sete haar ge-
lirdi. Her şeyi kafasında önceden karariaşnr-
mış oiduğu filmin montajını üç günde biti-
rirdi."
Bunuel Jr. asla tatil yapmayan babasının
böcekleri, özellikle de örümcekleri çok sev-
diğini ve ateşli silahlara hayranlık duyduğu-
nu ama onlan avlanmak için bile olsa kul-
lanmadığını belirtiyor. "Hayattayapmayı en
çok sevdiği şe> düş kurmaktı. Ama hiçbirza-
man çok ünlü. başanh ya da unutulmaz ol-
mak gibi bir düşü olmadı. Tam tersine zafer
ya da onur gibi ka\ ramlardan nefret eder ve
her türlü tartışma ya da polemikten uzak
durmaya çahşırdı. Bu kadar önemli bir yö-
netmen olması onu hiç ilgilendirmiyordu.
Her zaman şöyle derdi: Sinema olağanüstü
ama aynı zamanda tehlikeli bir silahür. An-
cak özgür bir sanatçının elinde ise J"
'Büyücü gibi baştan çıkanyor'
Adrienne 3 ve 4 Şubat'ta konseıier verecek.
Kültür Servisi - Fransız şarkılan
geleneğinin önemli
temsilcilerinden Adrienne. 3 ve 4
Şubat tarihlerinde saat 19.00'da
Istanbul Fransız Kültür
Merkezi'nde iki konser verecek.
Adrienne konserlerinde. Edith
Piaf, Barbara, Trenet, Jacques
Brel ve daha az tanınmış
sanatçılardan parçalar
seslendirecek. Bu konserler
sırasında kendi şarkılannı da
yorumlayacak olan Adrienne'e,
Charles Trenet'nin piyanisti
Roger Poury eşlik edecek.
Fransa'da verdığı konserlerin yanı
sıra Suriye, Ürdün, Macaristan,
Mısır, Polonya, Hollanda, Sri
Lanka ve Romanya gibi çok
sayıda ülkede konserler veren
Adrienne, 1992'de İstanbul ve
tzmir'de de konser vermişti. İki
CD'si bulunan sanatçı, 1981'de
uluslararası yanşmada ödül
kazandı.
"Basit sanatçılardan öç alryor'
Le Nouvel Observateur'dan
Lucien Roux. sanatçının "büyücü
gibi baştan çıkancı" olduğunu
belirterek, sahnedeki her
hareketinde, söylediği şarkılarla
izleyiciyi tutsak ettiğini
vurguluyor. Liberation'dan Helene
Hazera ise Adrienne'i seçkin,
biraz Noailles Kontesi havasında
diye tanımlayarak "Sanatmın
dışavurumundaki aristokratik
yaklaşımıyla basit sanatçılardan
öç ahyor" diyor.
Adrienne'in konser programının
birinci bölümü, "La Danseuse Est
Creole" (J. Plante/Louigy),
-Vladame Arthur" (C. P. de
Koclc Y. Guilbert), "Stanislas"
(Ricet-Barrier/B. Lelou), "Boum''
(C. Trenet). "Les Feuilles Mortes"
(J. Prevert'J. Cosma), "Syracuse"
(B. Dimey'H. Salvador), "Dis,
Quand Re>iendras-Tu?"
(Barbara), "Le Plat Pays" (J.
Brel), "La Foule" (A. Cabral/M.
Rivgauche) başlıklı parçalardan
oluşuyor. Konser programının
ikinci bölümünde ise sanatçının
Roger Pouly ile gerçekleştirdiği
parçalan yer alıyor.
lojiyle ilgili kaynaklan inceledim ve
gerçekten çok önemli farklar gördüm.
Hıristiyanlık ile Müslümanlığın cinsel-
liğe bakış farkı beni çok etkiiemiştir.
Bizde, geçmişte cinselliği çok daha hoş-
görülü ve doğal biçimde kabullenen bir
zihniyet görüyorum. Günümüzde nasıl
çarpıtıldığını da anlatmaya çarışnm. Tür-
kiye'de Batılılaşmanın da eleştirilmesi
gereken yönleri daima var.
- Eşcinsel ya da btseksüel sanatçılann
popüler ounasmı neye bağhyorsunuz?
AKTUNÇ- Bizde çok eski bir köçek
geleneği var. Bizans'ta da bir tür köçek
kavramı var. Tiyatrolarda kadın rolüne
çıkanlar, kadın kişileştiımeler... Osman-
Iı bunu genelde olduğu gibi aimış, di-
yorum ki buna şiddetle karşı çıkan kay-
naklar da var. Örneğin denemelerimde,
EvKya Çelebi'den bir aktarma var. Mı-
sır'da resmen erkek fahişelerin çalıştı-
ğını, fstanbul'da bunlann kayıtlı olduğu-
nu, bize bunun bir tür toplumsal kurum
olduğunu söylüyor. Bu kaynaklann gü-
venilirliği de herhalde tartışma konusu
olmaz. Hemcinsellik konusu, bazı ülke-
lerde çok baskı altında, bazılannda da-
ha doğal karşılanıyor.
- Çağdaş Türk toplumunun, cinselli-
ğe yaklaşımını nasıl irdelediniz?
AKTUNÇ- Örneğin, 1968'denberi
gazete ve dergilerden kesilmiş 5 bin ci-
vannda kupür biriktirdim; bu apayn bir
çözümleme alanı aslında. Cinsel renk ta-
şıyan cinayetler, hemcinsellikle ilgili
olaylar, cinsel sorun köşeleri gibi kupür-
ler. örneğin, 12 Eylül'den sonra yasak-
lanıyor travestilerin sahneye çıkması.
Bunlardan biri Avusturya'ya gidiyor,
burada para kazanamayınca. birtakım
porno filmlerde oynuyor, kendisiyle ya-
pılan söyleşide, "Tabii ki takma Lsim
kuUandım, ben Türk erkeginin şerefîne
lekesürdûrürmüyüm" diyor. Bununa-
^ ^ ^ ^ _ sıl yorumlayacaksınız, ken-
diliğinden yorum ortada...
Erkeklik ideolojisini bu ka-
dar ironik ortaya koyan baş-
ka ne örnek bulabilirsiniz?
- 'Erotologja'da kendi de-
neyimlerinizden de söz edi-
yorsunuz—
AKTUNÇ-Hepimizas-
lında bu alanın öznesiyiz,
bir nesnesi haline geldiğimiz
noktalar da var, bunlarla da
mücadele edebilmenin
önemli yollanndan birisi,
erotoloji; nesjtdeşmesiıiy.'
yabancılaşmanm karşısın-
da bir mücadele yolu. Yal-
nız. Akay Bilen adında bi-
ri yok tabii; orada bir Haci-
vat-Karagöz'lükten söz edi-
yorum. Benim bazı durum-
İarda kullandığım bir tak-
ma isimdir.
- GeneOikle aK metninde
cinsel göndermeJer bulunan,
argoyu ele aldığınız 'Büyük
Argo Sözlügü'nün 'Eroto-
logya'yı yazmanızda etkisi ol-
du mu?
AKTUNÇ- Argonun,
çok önemli bir oranı cinsel
çağnşımlariçerir. Evet, be-
ni kışkırtan noktalardan bi-
risi de o oldu. 'Erotologya'
ile argo çalışmalanm hep
yan yana yürümüştür. Kesin-
likle bir bakış açısmı, en ge-
niş anlamda bir ideolojiyi
yansıtırargo. Argomuz, son
derece akılcı, ironik fakat
yer yer en olumsuz anlam-
da maço ideolojiyi banndı-
nr.
- 'Erotologya'nm erkekk-
rin ilgi alanına girdiğini be-
lirtiyorsunuz. Kitap, kadın-
lardan çok erkek cinsellrği-
ne yer veriyor, diyebilir mi-
yiz?
AKTUNÇ-Şimdiye ka-
dar bazı feministlerdışında
hep erkekler uğraşmış bu
aianla, ancak 'Erotologya'
herkes için yazıldı. Erkek-
lerin ilgi alanı olması tabii
ki aynca incelemeye değer
fakat kitapta. kadınla erke-
ğe eşit yer verilmiştir. Yal-
nız, erkeğin daha çok eleş-
tirildiğini söyleyebilirim.
- Batüılan,Türklere yak-
iaşunında sımflara sokmuş-
sunuz, niçin?
AKTUNÇ- Batıh, bize
bakışın orta noktasını bula-
bilmiş değil. Ya hayran olu-
yorlar ve hayran olurken bi-
le aşağılıyorlar aslında ya
da düşman oluyorlar ve hiç-
bir şey bilmeden Türkler
hakkında konuşuyorlar. 'Al-
man Kaynaklannda Türk
Imgesi' adlı kitap bu konu-
ya çok iyi birörnektir. Dan-
te, Üahi Komedya'y ı yazar-
ken o kadar ön yargılıdır ki
cehennemin dip bölümünde
Hazreti Muhammed'i gör-
düğünü söyler. Müslüma-
nın cinsel organı büyük olur,
der bazı Batıh kaynaklar,
dinle organizmanın ne ala-
kası var şimdi, bu kadarap-
tal şeyler yazabilmişlerdir.
ABD'deki zenci, Fransa'da-
ki Kuzey Afrikalı, Ingilte-
re'deki Hintli ve Pakistanlı
gibi Almanya'daki Türk de
hep aşağılanmış ve cinsel
nesne olarak görülmüştür.
Galeri Nev 15. yıl sergilerinîn
beşmcisini açıyor
• Kültür Servisi-
Galeri Nev kuruluşunun
15. yılı nedeniyle
düzenlediği özel
programın beşinci
sergisini 4 Şubat'ta
açıyor. 'kozmos-kaos,
aşkın-içkin, sır-çember,
ışık-çizgi' temah sergide
llhan Koman, Adnan
Çoker, Albert Birran,
Alev Ebüzziya. Bekir
Sami Çimen, Koray
Ariş. Şükrü Aysan, Nur
Tanm, Osman Dinç. Serhat Kiraz ve Serdar Arat'ın
yapıtlan yer alacak. Soyut resmin sınırlannı
zorlayan yaklaşımlann yansıtıldığı çalışmalann
bulunduğu sergiyle Galeri Nev Türkiye'de
modernizmi gündeme getırmeyi ve izleyicisi ile
paylaştığı 15 yıl boyunca düzenlediği sergileri
hatırlatmayı amaçlıyor. _ . .;
Bakırköy'de Görme Engelliler
Kütüphanesi açıldı
• Kültür Servisi-Bakırköy Belediyesi'nin
desteğiyle yapılan 'Görme Engelliler Kütüphanesi*
dün Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı
tarafından açıldı. 2500 kasetlik şiir, roman. masal,
hikâye ve araştırma konulannın yanı sıra açık lise,
açık fakülte ve tngilizce ders kitaplannın yer alacağı
sesli kütüphanenin açılışına Metin Şentürk de
katıldı. Aynca görme özürlü ressam Eşref Arma'nın
da resimleri sergilendi.
Pedro Almodovan,
Goya ödüllerini topladı
• BARCELON.4 (AFP)- Ispanyol yönetmen Pedro
Almodovar 'Todo Sobre Mi Madre' (Annem
Hakkında Her şey) adlı filmiyle üç dalda Goya
ödülü aldı. Almodovar, filmiyle 'en iyi film', 'en iyi
yönetmen' ödülünü alırken Cecilia Roth filmdeki
rolüyle 'en iyi kadın oyuncu' ödülüne layık görüldü.
Aynca Roberto Benigni 'La vita e bella' (Hayat
Güzeldir) ile 'en iyi Avrupa filmi' ödülünün sahibi
olurken Carlos Saura'nın yönettiği 'Goya en
Burdeos' (Goya Bordo'da) adlı filmdeki Francisco
Rabal ise 'en iyi aktör' ödülü ile onurlandınldı.
Ispanyol sinemasının Oscarlan sayılan Goya
ödülleri her yıl Ispanyol Sinematografik Sanat ve
Bilim Akademısi tarafından veriliyor.
Sümbül Eren bu kez 'pavyon ;.
dünyasını' anlabyor
• Küttür
Servisi- Sümbül
Eren'in 'pavyon
dünyasindaki
ikilemi'
yansıttığı resim
sergisi 12
Şubat'a dek
Galeri Yantra'da
sanatseverlerle
butuşacak. Brüksel Güzel Sanatlar Kralıyet t
Akademisi'nde eğitimini tamamlayan ressam erotik ı
resimlerin yer aldığı sergisini "Bu sergide pavyon
izlenimlerini görselleştirmek istedim. Pınltılar, düşler,
umutlar, hüzünler, göstenler..." şeklinde anlatıyor.
Sanatçının yeni sergisindeki 15 yapıtından bazılan
'Yan Masadan Yolladılar'. "Nataşa'nın Hayranı',
"Denız Kaplumbağası Hüsamettin'in Gösterisi',
'Kadrolu Sanatçılar', 'Ahtapot Kadının Gösterisi'
adlannı taşıyor. Son yıllann en erotik resim
sergilerinden biri olarak nitelenen ve çok fazla
işlenılmeyen birkonuyu. "pavyon yaşamım' resmeden
Eren 1991'den bu yana b'rart, Apel ve Yantra'da
tematik ve grup sergilenne katıldı.
Hollyvvood ünlüleri gençleri
askere çağırıyor
• VVASHINGTON (AFP)- Pentagon, Hollywood'un
ünlü isimlerini gençleri askerliğe özendirmek için
kullanıyor. Tom Cruise, Harrison Ford, Robert de
Niro, Julia Roberts ve VVill Smith askerliği konu alan
reklam ve tanıtım filmlerinde oynamak üzere
Pentagon'la anlaşma yaptı. Ekonomik koşullann
gençlere yeni iş imkânlan sağlamasmdan dolayı Deniz
Ku\'vetleri dışındaki bütün askeri servislere başvuruda
büyük bir düşüş yaşanıyor. Bu yüzden Pentagon,
gençleri askerliğe özendirmek için oyunculann yanı
sıra ünlü sporculan da kullanacak. Aynca Steven
Spielberg'in Deniz Kuvvetleri'ni konu alan bir
belgesel film çekeceğı ve 'Top Gun'ın yönetmeni
Jerry Bnıckheikmer'ın da 'Pearl Harbor' admda bir
fıhnin çekimine başlayacağı açıkJandı.
Enis Batur yeni kitatimda
^ew York'u anlatiyor -;
• Kültür Servisi- Enis Batur Bordeaux şehrini şair,
denemeci ve fotoğrafçı kimliklerini bir arada
kullanarak okuyuculara aktardığı 'tki Deniz Arası .
Siyah Topraklar' adlı kitabından sonra üç haftalık •
Nevv York yolculuğunu anlattığı yeni kitabı 'Amerika
Büyük Bir Şaka' ile kitapseverlerin karşısında. Yaptığı
yolculuklarda hem serüven duygusunu tatmin eden
hem de kendi içinde bir iç yolculuğa çıkan yazar, bu
sefer de gezginlik, Nevv York sokakları. sosisli
sandviççiler, kitapçılar, berduşlar ve insanlar üzerine
düşüncelerini okuyucuya iletmeyi amaçlıyor.
BUGUN
• BlLGl LfNİVERSrrESİ'nde saat 20.30'da
yönetmen Pedro Almodovar'ın 'Pepi, Luci, Bom_'
filmi gösteriliyor. (216 23 15)
• BORUSAN'da saat 19.00'da A. Yürür ve H.
Uçansu'nun 'İstanbul'dan Yeni Müzik' adlı klasik
müzik konseri izlenebilir. (292 06 55/
• ADA KÜLTL'R MERKEZt'nde saat 21 OO'de
îstanbul Sahnesi'nin sergilediği 'Bir Dreyfus Davası'
adlı oyun yer ahyor. (249 55 19)
• FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ nde saat 19 OO'da
yönetmen Antoine Desrosieres'in 'Yıldızlann Altında'
adlı filmi gösteriliyor. (244 44 95)
• BABYLON'da '17 Ağustos'u Hatırlayalım'
konserleri çerçevesinde, kanunda Tahir Avdoğdu ve
kemanda Turgay Dinleyen eşlıginde Yıldız tbrahimova
saat 21.30'da bir konser veriyor. (266 66 08)
• CEMAL REŞtT REY KONSER SALONU'nda
saat 19.30'da Lorenzo Ferraro (flüt). Riccardo Faviero
(klavsen, pıyano) ve Anna Campagnaro'dan oluşan
'Bach Üçlüsü'nün konseri yer ahyor. (231 54 98)
• NAZIM KÜLTl REVİ nde saat 19.30'da Cemal
Hekimoğlu 'Türkiye Sivilleşebilir mi, SMlleşmeU mi?'
konulu bir söyleşiye katılıyor. (245 04 81)